Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/158 E. 2022/83 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/150
KARAR NO : 2022/81
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … – UETS
DAVALI : … – T.C. Kimlik No: …

VEKİLİ : Av. … – UETS
DAVALI : TÜRK PATENT VE MARKA KURUMU – UETS
VEKİLİ :
DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 03/06/2020
KARAR TARİHİ : 15/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkilinin 1961 yılından bu yana faaliyette bulunduğunu, … markasının tanınmış marka olarak tescilli olduğunu ve WIPO nezdinde de tescilli olduğunu, davalının marka başvurusuna yapılan itirazın reddedildiğini, müvekkilinin … ibaresini ilk kez 2007 yılında tescil ettirdiğini, bu marka üzerine büyük yatırımlar yaparak marka sayısını artırdığını, … esas unsurlu 2007/32835 , 2013/29468, 2013/29479, 2013/32392, 2013/60855, 2018/18599, 2018/18606, 2018/18610, 2018/18616 numaralı markalarının bulunduğunu, müvekkilinin “…” ibareli markasının zayıf/tanımlayıcı marka olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, bu hususta pek çok yargı kararı bulunduğunu, müvekkilinin yatırımları ile yüksek bir bilinirlik kazandığını, bu marka ibaresini gören tüketicinin aklına müvekkilinin geldiğini, davalının müvekkilinin marka imajından haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, müvekkilinin markasının çok uzun sürelerden beri piyasada olması sebebiyle ayırt edici niteliğinin yükseldiğini ve yüksek ayırt edici marka statüsüne ulaştığını, … markasının anlamının tescil edildiği sınıflarda yer alan mal ve hizmetlerden uzak olması sebebiyle zayıf marka olarak nitelendirilmeyeceğini, ilgili ibarenin halk tarafından bilinir olup olmamasının iş bu uyuşmazlık için herhangi bir önemi olmadığını, müvekkilinin marka tescilinin sağladığı korumadan yararlanacağını, dava konusu markanın esaslı unsurunu “…&…” ibaresinin oluşturduğunu, “ …” ibaresinin ise davalının ticari işini tanıtmak için kullanıldığını, dava konusu markalarım aynı sınıfta yer alan mal ve hizmetleri kapsadığını, ortalama gıda tüketicisinin iş bu dava konusu marka ile müvekkilinin markalarını benzer olarak algılayacağını, iltibasın şartlarının oluştuğunu, ortalama tüketiciler arasında çocukların da olduğunu, bu durumda markaların ayırt edilmesinin zorlanacağını, ortalama tüketicilerin bir kısmında iltibas ihtimalinin mevcut olması halinde iltibasın varlığının kabulü için yeterli olduğunu, başvuru konusu marka ile müvekkilinin markalarının ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, aynı tüketici kitlesine yöneldiğini, markalar arasında işitsel, kavramsal, görsel benzerlikler taşıdığını, davalı markasında bulunan … ibaresinin bulunmasının marka sahibi işletmelerin karıştırılmasına sebebiyet vereceğini, müvekkili markasının aynen davalı markası içerisinde bulunduğunu, tüketicilerin davalı markasında öncelikle algılayacağı unsurun … ibaresi olduğunu, bu ibarenin bağımsız ayırt edici role sahip olduğunu, dava konusu markadaki görselin olabildiğince standart yazı karakterleri içermesi sebebiyle ortalama tüketicilerin ilgili marka adı altında satılan ürünü şekliyle değil kavramsal karşılığı ve telaffuzu maarifetiyle hatırlayacağını, dava konusu markanın müvekkilinin seri markaları arasına sızacağını bu durumun iltibasa sebebiyet vereceğini, davalının markasının spekülasyon markası olduğunu, engelleme vasıtası olarak kullandığını, … ibaresinin davalı markası içerisinde erimediğini, tüketicinin markayı … ve … olarak algılayacağını ve böylece … ibaresinin hiçbir değişikliğe uğramadan marka içerisinde kullanıldığını, beyanla TPMK YİDK’nın 2020-M-4101 sayılı kararının iptaline, 2018/116467 sayılı markanın 30. Ve 32. Sınıfın tamamı, 35. Sınıfın 29,30,32. Sınıflarla ilgili olan mal/hizmetler ile 43. Sınıfta yer alan “yiyecek içecek sağlanması hizmetleri” emtiaları/hizmetleri yönünden iptaline , tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesi talep ve dava olunmuştur.
CEVAP:
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili cevap dilekçesiyle; açılan davanın yerinde olmadığını, YİDK kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu söyleyerek davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle, markaların birbiri ile karıştırılma olanağı olmadığını, “…” ibaresinin markanın tek asli unsuru olmadığını, bu ibarelerden birinin de “…” kelimesi olduğunu, bu tabirin esas olarak markanın anlam yönünden tamamlayıcı unsuru olduğunu, … kelimesinin sözlük anlamı olarak uygun yerinde zinde formda sağlıklı anlamında geldiğini, … sözcüğünün yine İngilizce kökenli … kelimesi ile yan yana geldiğinde ve markanın faaliyet kolunun tekstil olduğu ve özellikle spor giyim üzerine çalıştığı da dikkate alındığında tüketicide sağlıklı düşük kalorili yiyecekten ziyade bilhassa zihinde formda bir dış görünüm sunan giyim ürünü canlandığını, … kelimesinin doğrudan doğruya davacı şirketi işaret eden bir ibare olmadığını, müvekkilinin gıda sektöründe herhangi bir mal ve hizmet üretimi faaliyetinde bulunmadığını, müvekkili ile davacının aynı hizmet grubunda yer almadığını, markaların görsel, işitsel ne de çağrışım yolu ile bir bağlantı kurmanın mümkün olmadığını, birbirinden ayırt edilemeyecek bir benzerliğin olmadığını, ilişkilendirme yahut karıştırılma yönlerinden iltibas oluşturma ihtimalinin bulunmadığını, müvekkil ile davacının aynı faaliyet kolunda olsa dahi, açıklanan farklılıklar sebebiyle karıştırılma ihtimalinin olmadığını, hedeflenen tüketici çevresinin benzer olmadığını, markaların birbiri ile rekabet etme olanağı olmadığını, tüketicinin yanılma ihtimali olmadığını, müvekkilinin markasının hedef kitlesinin gıda değil tekstil tüketicisi olduğunu, markalar arası farklılıkların birbiri ile ayırt etmeye yeterli olduğunu, iltibas tehlikesi bulunmadığını, seri markalar arasında herhangi bir şekilde sızma ihtimali bulunmadığını, müvekkilinin markasında “…” ibaresinin tamamlayıcı unsur olduğunu, bu ibarenin bizatihi markanın ayırt edici unsuru olduğunu, mal ve hizmetlere yönelik seçkin bir algı yarattığını, davacı şirketin bünyesindeki markalar altında satışa sunduğu düşük kalorili yiyecekleri ile karıştırılma ihtimali bulunmadığını, markaların aynılığı veya benzerliğinin söz konusu olmadığını, müvekkili adına tescilli markanın Madrid Protokolü ile uluslararası olarak tanınmış bir marka olduğunu, faaliyet alanında kendi imajını oluşturmuş bir marka olduğunu, …&… ibaresiyle tüketiciye verilen mesajın giyildiğinde kalçaları kaldıran (…) ve zinde formda görünüm (…) vaadi sunan giyim ürünü olduğunu, dolayısıyla … ibaresinin hiçbir değişikliğe uğramadan davacıyı işaret edecek şekilde kullanılmadığını, müvekkili markasındaki ibarelerin birbirini tamamladığını, birbirinden ayrılmaz olduğunu, tüketicilerin … sözcüğüne odaklanarak davalı markanın ürünlerini tercih etmesinin beklenebilir olmadığını, müvekkilinin markayı ticari faaliyette kullanıyor olması sebebiyle spekülatif markadan bahsedilemeyeceğini, yine müvekkili ile davacının rakip olmadığını ve bu nedenle markayı engelleme vasıtası olarak kullanmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının 6769 sayılı SMK 6/1 maddesi kapsamında yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
TÜRKPATENT’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; Dava konusu marka başvuru sahibi …’ın 2018/116467 sayılı Ticaret-hizmet Markasını 09 /14/ 16 / 18 / 22 / 23 / 24 / 28 / 30 / 32 / 35 / 43 / sınıf hizmetlerde tescil ettirmek üzere TÜRKPATENT’e başvurduğu, Kurum tarafından başvurunun 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca 5.madde kapsamında incelendiği, 11.02.2019 tarih ve 318 sayılı marka bülteninde tam yayınına karar verildiği, bunun üzerine dava dışı …, 2015 26642 / “…! …”,2018 22601 / “…!” 2017 70144 / “…! under power” 2017 43172 / “… lunch”2016 98512 / “…!” 2016 58549 / “…! smart” 2016 22539 / “… fabric” mesnet markalarına dayalı olarak (6/1) Benzerlik/Karıştırılma ihtimali ,( 6/9) Kötü Niyet maddeleri gerekçesiyle başvuruya itiraz etmiş, itirazın kısmen kabulüne karar verildiği, başvuru kapsamından 14 sınıf ile 35 sınıftan bir kısım mal ve hizmetler başvuru kapsamından çıkarıldığı, … GIDA SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ tarafından 6769 sayılı SMK’nın; (6/1) Benzerlik/Karıştırılma ihtimali maddesine dayalı olarak “2013 29479 / “… indeks” 2013 29468 / “… ındex” 2013 32392 / “… x” 2013 60855 / “…” 2018 18599 / “…” 2018 18616 / “… indeks” 2018 18610 / “… index” 2018 18606 / “… x” esas unsurlu markalarını mesnet göstererek dava konusu markaya itiraz edildiği, davacının itirazlarının tümden reddine karar verildiği, itirazın reddi üzerine davacı/yayına itiraz eden … GIDA SANAYİ VE TİC.A.Ş, itirazını yaptığı, ikinci itirazın, YİDK’nın 2020-M-4101 sayılı kararı ile; … GIDA SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ tarafından yapılan itirazda 2018/116467 başvuru numaralı “…&… …” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvurunun 2013 29479, 2013 29468, 2013 32392, 2013 60855, 2018 18599, 2018 18616, 2018 18610, 2018 18606 sayılı “… indeks”, “… ındex”, “… x”, “…”, “…”, “… indeks”, “… index”, “… x” ibareli markalar ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 6 ncı maddesi uyarınca reddedilmesi talep edilmektedir. Yerleşik içtihada göre, halkın malların veya hizmetlerin aynı işletmeden veya ticari olarak bağlantılı bir işletmeden geldiğine inanması riski karıştırılma ihtimalini ortaya çıkartır. Karıştırılma ihtimali, kamunun ilgili kesiminin ihtilafa konu markalar ve mallar veya hizmetler hakkındaki algısı, markaların ve malların veya hizmetlerin benzerliğinin karşılıklı bağımlılığı dahil olmak üzere inceleme konusu ihtilafa ilişkin tüm faktörler dikkate alınarak, bütüncül olarak değerlendirilmelidir. Karıştırılma ihtimaline ilişkin bütüncül değerlendirme yapılırken, ihtilafın konusu markaların görsel, işitsel veya kavramsal benzerliği, işaretlerin bütün olarak oluşturdukları izlenim esasında incelenmelidir, ancak bu yapılırken işaretlerin ayırt edici ve baskın unsurları özellikle dikkate alınmalıdır. Karıştırılma ihtimaline ilişkin genel değerlendirmede, malların veya hizmetlerin ortalama tüketicisinin markalara ilişkin algısı belirleyici etkiye sahiptir. Bu bağlamda, ortalama tüketiciler markayı genellikle bütün olarak algılar ve markanın çeşitli detaylarına ilişkin kapsamlı bir analize girişmez. Karıştırılma ihtimaline ilişkin bütüncül değerlendirmede, ilgili malların veya hizmetlerin ortalama tüketicisinin makul derecede bilgili, gözlemci ve dikkatli olduğu varsayılır. Bununla birlikte, ortalama tüketicilerin farklı markalar arasında doğrudan bir karşılaştırma yapma şansına nadiren sahip olduğu, bunun yerine markaların zihninde kalan tam olmayan imajını (hatırasını) esas aldığı faktörü dikkate alınmalıdır. Buna ilaveten, ortalama tüketicilerin dikkat seviyesinin, ihtilafa konu malların veya hizmetlerin niteliğine göre değiştiği de göz önünde bulundurulmalıdır. Önceki tarihli markanın ayırt edici gücü arttıkça, karıştırılmanın ortaya çıkması ihtimali de artar. Bu nedenle, ayırt edici gücü, tabiatı gereği veya piyasada sahip olduğu bilinirlik (ün) nedeniyle, daha yüksek olan markalar, ayırt edici gücü düşük olan markalara kıyasla daha geniş korumadan yararlanırlar. Bu nedenle, karıştırılma ihtimalinin varlığı araştırılırken önceki markanın ayırt edici gücü ve özellikle sahip olduğu bilinirlik (ün) dikkate alınmalıdır. Buna paralel olarak, önceki tarihli markanın bir bütün olarak ayırt edici niteliği ne kadar düşükse karıştırılma ihtimali de o oranda azalacaktır. Markalar düşük seviyede ayırt ediciliği olan bir unsuru paylaşıyorsa, karıştırılma ihtimali değerlendirmesinde örtüşmeyen bileşenlerin markaların genel izlenimi üzerindeki etkisine odaklanılacaktır. Örtüşmeyen bileşenlerin benzerlikleri/farklılıkları ve ayırt edicilikleri ele alınacaktır. Sadece düşük seviyede ayırt ediciliği olan bir unsurun örtüşmesi, markaların ihtiva ettiği diğer unsurlarla beraber ortaya çıkan genel izleniminin son derece benzer olması gibi istisnalar hariç olmak üzere, normalde kendiliğinden karıştırılma ihtimaline yol açmaz. Bununla birlikte, sadece ayırt edici niteliği olmayan ve/veya tanımlayıcı unsurların örtüşmesi (markaların aynı zamanda benzer şekil unsurları ve/veya diğer kelime unsurlarını içermesi, markaların genel izleniminin oldukça benzer veya aynı olması durumları hariç olmak üzere) karıştırılma ihtimaline yol açmaz. Birden fazla unsurdan oluşan bileşke markalar söz konusu olduğunda, iki marka arasındaki benzerliğin tespiti, bileşke bir markayı oluşturan öğelerden sadece birisini alarak, o öğeyi başka bir markayla karşılaştırmanın ötesinde bir incelemeyi gerektirir. Karşılaştırma, ihtilaf konusu markaların her birini bütün olarak inceleyerek yapılmalıdır, ancak bazı durumlarda, bileşke markayı oluşturan öğelerden biri, bileşke markanın kamunun ilgili kesiminde yarattığı bütüncül algıda baskın konumda bulunabilir. Bu bilgiler ışığında yapılan değerlendirme sonucunda, işbu başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markalardaki “… ” ibaresinin düşük kalorili, diyet ürünlerinde sıklıkla kullanılması nedeniyle çekişme konusu mallar/hizmetler bakımından düşük ayırt edici niteliğe sahip olduğu, bu bağlamda markalardaki farklılığın markaların bütün olarak bıraktıkları izlenimi değiştirir nitelikte olduğu, dolayısıyla markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Sayılan nedenlerle, … GIDA SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ tarafından yapılan itirazın reddi gerekmiştir.” gerekçesiyle itirazın reddine karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 03/06/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda/ ek raporda özetle: Davaya konu markaların6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesi bağlamında benzer olduğu, davaya konu marka başvurusunda bulunan 30. Sınıfta Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez ve 32. Sınıfta Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri. Ve 35. Sınıfta Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler.Makarnalar, mantılar, erişteler.Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül.Bal, arı sütü, propolis.Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar.Mayalar, kabartma tozları.Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri.Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler.Sakızlar.Dondurmalar, yenilebilir buzlar.Tuz.Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç.PekmezBiralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar.Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) Sınıflarında sayılan mallarına ve hizmetlerine ilişkin yukarıda gösterilen davacı tescilli, markaları ile aynı olduğu, yine 43.sınıfta yer alan Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri yönünden yönünden SMK’nın 6/1. maddesi bağlamında iltibas ihtimali bulunduğu, SMK’nın 6/5. maddesinin uygulama şartlarının oluşmadığı, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından verilen dava konusu 2020-M-4101 sayılı YİDK kararının iptal koşullarının oluştuğu, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun/ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun/ekraporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davalı Markası Davacı Markaları
…&… … WEAR +şekil …
(09, 16, 18, 22, 23, 24, 28, 30, 32, 35, 43. sınıf) … X
… İndeks
… Index
(29, 30, 32, 35. sınıf)

Tarafların emtia gruplarına bakıldığında; davalıya ait marka başvurusunun NICE Sınıflandırma sisteminin 30. sınıfta “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez”, 32. Sınıfta “Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri.” ve 35. Sınıfta “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler.Makarnalar, mantılar, erişteler.Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül.Bal, arı sütü, propolis.Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları.Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri.Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler.Sakızlar.Dondurmalar, yenilebilir buzlar.Tuz.Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç.PekmezBiralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” sınıflarında sayılan mallarına ve hizmetlerine ilişkin yukarıda gösterilen davacı tescilli, markaları ile aynı olduğu, yine 43.sınıfta yer alan “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” yönünden ise ilişkili olduğu, şu hâlde, SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan şartlardan birinin davacı tarafından davayı konu edilen belirtili emtialar yönünden gerçekleştiği bilirkişi incelemesi ile düzenlenen rapordan anlaşılmaktadır.
Davalının markasının incelenmesinde; davalı markasının siyah zemin üzerinde orta üst kısımda büyük puntolarla, beyaz ve koyu pembe renkle yazılmış “…&…” kelime unsuru, bu ibarenin altında ise yine koyu pembe ve beyaz renkte yazılı “…” ibaresini içerdiği, … ifadesinin faaliyet alanını gösterir bir ibare olmakla marka imajı üzerinde etkisinin düşük olduğu, markanın orta kısmında büyük puntolarla yazılan ”…&…” ibaresinin, marka imajını aktaran esaslı/asli unsur olduğu anlaşılmaktadır. Yine “söz görünümden yüksek sesle konuşur” ilkesi gereği markadaki sözcük unsurlarının baskın ve ayırt edici unsur olduğu anlaşılmıştır.
Davacının markalarının incelenmesinde; davacı markalarının … kelimesi etrafında türetilmiş sözcük ve seri markalar olduğu, davacının … ibareli markaları yukarıda açıklandığı üzere gıda ürünleri üzerinde tescilli olduğu anlaşılmaktadır. Davacı markalarının baskın unsuru … ibaresidir.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. Anılan ilkeler dikkate alındığında, davacının itiraza mesnet çok sayıdaki seri markalarının asıl ve ayırt edici unsurunun “…” ibaresi olduğu, davalı markasının da “…” ibaresi ile bittiği, bu kısmın taraf markalarında öne çıktığı, bu ibarenin önüne eklenen “…” ve sonuna eklenen ”…” ibaresinin 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 6/1 maddesi anlamında markalar arasındaki ilişkilendirme ihtimalini ortadan kaldıracak düzeyde markaya ayırt edicilik katmadığı, taraf markalarının tüketici zihninde bıraktığı ses ve iz ile aynı etkiyi doğurduğu, tüketicilerin markanın kapsadığı emtia/hizmeti almak için ayırdıkları süre zarfında taraf markalarını ayırt edemeyecekleri, işaretlerin bu derece benzer olması nedeniyle işletmesel bağlantırılma ihtimalinin de mevcut olduğu, yine tüketiciler nezdinde davalının mezkur markayı davacının vermiş olduğu bir lisansla kullandığı düşüncesine kapılmaları ihtimalinin de yüksek olduğu, davalının dava konusu markayı çekişmeli sınıflar bakımından tescil ettirmesinin, davacının “…” ibareli ürün/hizmetler için tüketiciler ve yararlanıcılar nezdinde tesis ettiği imaj, güven ve hatırlanırlıktan haksız olarak istifade etmesi sonucunu doğuracağı, bu durumun ise, markaların aynı işletmeye ait seri markalar olduğu izlenimini yaratacağı, Yargıtay 11. HD’nin 21/12/2015 tarihli ve 2015/6137 esas, 2015/13716 karar sayılı kararında “…” ile “…” markasının benzer bulunduğu hususu da gözönünde bulundurulduğunda dava konusu davalı markasının davacı markaları ile ilişkilendirme ihtimalini de kapsayacak şekilde karıştırılma tehlikesine yol açacak derecede benzer olduğu anlaşılmaktadır. İltibas tehlikesinin bulunması ve emtia listelerinin aynı/benzer olması halinde 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) ve (9) numaralı fıkrasının tartışma alanı bulamayacağı izahtan varestedir. Açıklanan nedenleri ile neticeten davanın tümden kabulü ile; TPMK YİDK’nın 2020-M-4101 sayılı kararın iptaline, davalıya ait 2018/116467 sayılı “… … + Şekil” ibareli markanın 30 ve 32. Sınıfın tamamı 35. Sınıfın 29, 30 ve 32 alt sınıfları ve 43 sınıfta yer alan “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile
TPMK YİDK’nın 2020-M-4101 sayılı kararın iptaline,
Davalıya ait 2018/116467 sayılı “… … + Şekil” ibareli markanın 30 ve 32. Sınıfın tamamı 35. Sınıfın 29, 30 ve 32 alt sınıfları ve 43 sınıfta yer alan “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 2.479,60-TL
yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/03/2022

Katip … Hakim …
¸ ¸

MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF : 116,60-TL
GİDER AVANSI :2.363,00-TL
TOPLAM :2.479,60-TL