Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/15 E. 2021/294 K. 27.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/15
KARAR NO : 2021/294

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 16/01/2020
KARAR TARİHİ : 23/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekil dava dilekçesiyle; davalı şirketin 2019/22298 sayısı ile işlem gören “…” markasını tescil ettirmek amacıyla Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde başvuruda bulunduğunu, müvekkilleri şirket tarafından 2017/88539 ve 2017/38608 sayılı markalar gerekçe gösterilerek itiraz edildiğini, ret kararına da yine müvekkilleri şirket tarafından yasal süresi içerisinde itiraz edildiğini ve bu itirazın Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) tarafından da reddedildiğini, YİDK kararının aksine somut uyuşmazlık bakı-mından 6769 sayılı SMK madde 6/1 de yer alan şartların gerçekleştiğini, dava konusu markanın 11. sınıf-ta tescil edilmek istendiğini, müvekkillerine ait markalardan “… KÖPÜK” ibareli markanın 11. sınıfta tescilli olduğunu, müvekkillerine ait “… …” ibareli markanın ise 07. sınıfta tescilli olduğunu, taraf markalarının sınıfları arasında, “… KÖPÜK’’ ibareli marka yönünden ayniyet, diğer marka olan “… …” ibareli marka yönünden ise benzerlik söz konusu olduğunu, 11. ve 07. sınıfta yer alan emtiaların, evde kullanılan elektronik aletlerle ilgili sınıflar olduğunu, bu yönüyle, bu sınıfların ben-zer olduğunu, … sayılı YİDK kararında, 2018/118279 sayılı “…” ve 2013/70409 sayılı “… …” ibareli markaların emtia sınıfının benzer bulunduğunu, taraflara ait markalar incelen-diğinde açıkça görüleceği üzere; tescil ettirilmek istenen “…” ibaresi ile müvekkilleri şirket adına tescilli olan “… KÖPÜK” ve “… …” markaları arasında benzerlik olduğunu, halk tarafından tereddütsüz tanınan ve Kurum nezdinde de özel/00102 ve özel/02680 sayı ile tanınmış marka olarak tescil edilmek suretiyle özel koruma verilen “…” ibaresinin, müvekkillerine ait çatı markasını oluşturduğunu, “… KÖPÜK” ibareli markada “…” ibaresinin konumlandırılışı ve boyutu da gözetildiğinde, “KÖPÜK” ibaresinin esas unsur olduğunu, müvekkillerine ait marka ve dava konu-su marka arasındaki benzerlik değerlendirmesinin “…” ibaresi ayrı tutulmak suretiyle “KÖPÜK” ve “…” ibareleri üzerinden yapılacağını, davalı şirketin de “…” çatı markası altında çok fazla seri markası bulunduğunu, taraf markalarının esas unsurlarının “köpük”, “…” ve “köpüklü” ibaresi olduğunun kabulü gerektiğini, dava konusu marka başvurusunun esas unsuru bu haliyle görsel ve özellik-le de sessel -telaffuz- açıdan müvekkile ait markaların esas unsurları ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, müvekkillerine ait markayı bilen daha önce gören ortalama bir tüketici için söz konusu ibarenin çağrışım sembolü olduğunu, taraf markaları arasında iltibasın mevcut olduğunu, yüksek ayırt ediciliği olan markaların, ya başlı başına ya da piyasadaki bilinirlikleri nedeniyle, ayırt ediciliği düşük olan markalardan daha geniş bir korumadan yararlandıklarını, müvekkillerine ait “köpük” ve “…” esas unsurlu markaların tanınmışlığı nedeniyle, ayırt ediciliğinin yüksek olduğunun göz önünde bulundurulma-sı gerektiğini, müvekkilleri markasının tanınmış olduğunu, dava konusu markanın SMK madde 6/5 uya-rınca da hükümsüzlüğü gerektiğini, dava konusu marka başvurusunun, kötü niyet göstergesi olduğunu beyanla; davalı Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı kararının iptaline, diğer davalı şirket adına Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde 05.03.2019 tarih ve 2019/22298 sayısı ile tescil başvurusu yapılan ve tescil işlemleri devam eden ‘’…” ibareli markanın iptaline, dava devanı ederken tescil edilmesi halinde hükümsüz sayılmasına ve Markalar Sicilinden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, dava konusu 2019/22298 kod numaralı markanın, siyah küçük harflerle yazılmış “…” ibare-sinden oluştuğunu, davalı markaları ele alındığında, 2017/38608 sayılı markanın, siyah büyük harflerle yazılmış “…” ve onun altında el yazısı ile yazılmış “köpük” ibaresinden, 2017/88539 sayılı markanın ise baş hafi büyük olacak biçimde siyah, küçük harflerle yazılmış “… …” ibaresinden oluştuğunu, davalı markası ile davacı markaları arasında, esas ve yardımcı unsurların, anlam, telaffuz ve şekil unsuru itibarıyla bir benzerliğinin bulunmadığını, her birinin bütünü itibariyle bıraktığı etkinin (toplu inti-baın) da farklı bulunması sebebiyle, karıştırmaya sebebiyet verebilecek derecede bir yakınlığının da bu-lunmadığını, davaya konu markayı diğerlerinden ayırt etmeye yarayan esas ve baskın unsurun, “…” ibaresi olduğunu, “Köpüklü” ibaresinin, başvuru konusu markada geri planda kaldığını, ancak markanın tali unsuru olarak nitelendirilebileceğini, dolayısıyla, davalı markasının esas ve baskın unsurunun, yüksek ayırt ediciliğe haiz “…” kelimesi olduğunu, itiraz konusu markalarda da, davalı markası ile aynı şekilde, “köpük” kelimesinin öne çıktığının söylenemeyeceğini, bahse konu markaların esas unsurunun da “…” ibaresi olduğunu, davacıya ait “köpük” ibaresini taşıyan itiraz konusu markaların, ayırt edici niteliğinin düşük bulunduğunu, YİDK tarafından yapılan değerlendirme sonucunda, başvuru konusu mar-kanın ihtiva ettiği “köpüklü” ibaresinin başvuru kapsamında tescili talep edilen “Sınıf 11 :Pişirme ve kay-natmada kullanılan elektrikle ve gazla çalışan aletler, makineler ve cihazlar: fırınlar, elektrikli tencereler, elektrikli su kaynatıcıları, mangallar, barbekiiler, kahve makineleri.” malları bakımından ayırt edici niteliği zayıf bir ibare olduğunu, başvuruda “…” ibaresinin markasal algıya yol açan asli unsur konumunda bulunan çatı markası olduğu sonucuna varıldığını, aynı şekilde, itiraz gerekçesi markalarda yer alan “Ves-tel” ibaresi de asli unsur konumunda bulunan bir çatı markası olduğunu, bu itibarla markaların görsel, işitsel ve anlamsal olarak ihtiva ettikleri unsurların tamamıyla birlikte bıraktıkları bütünsel izlenim itibarıyla ilişkilendirme de dahil iltibasa yol açacak derecede benzer görülmediğinden davacı ve davalı marka-sının karıştırılmayacağı kanaatine varıldığını, başvuru konusu markanın davacı markalarına benzer olmadığından, tanınmışlık iddiasının huzurdaki davaya etkili olmadığını, başvurunun kötü niyetle yapıldığını gösterir kanıtların itiraz ekinde sunulmadığından ve Kurulda başvurunun kötü niyetle yapıldığı yönünde kanaat oluşmadığından kötü niyet iddiasının yerinde görülmediğini belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle; müvekkilleri şirketin 1962 yılında çeşitli makine parçaları üreten şahıs şirketi olarak kurulduğunu, 1980 yılında kuruluş stratejisini değiştirerek temel elektrik motoru üretiminin yanında bu motorları kullanacak küçük ev aletleri üretimine de geçtiğini, müvekkilleri şirketin, “…” çatı markası altında özellikle 7. ve 11. sınıflarda “…” uzantılı onlarca markayı kendi adına tescil ettirdiğini, sektörün lider kuruluşların-dan biri haline geldiğini, “…” markasının tanınmış marka olarak TÜRKPATENT nezdinde tescil edil-diğini, … sayılı YİDK kararının doğru olup aleyhe açılan davanın reddine karar verilmesi ge-rektiğini, itiraz gerekçesi olarak sunulan “… köpük” markasının tescil kapsamında 07 ve 11. sınıf mallarının tümünün olduğunu, “… …” markası ile 07. sınıf mallarını kapsamakta olup itiraz konusu markanın tescilinin talep edildiği malların, itiraz gerekçesi markanın koruma kapsamında olmadı-ğını, uyuşmazlık konusu markaların tali unsurları olan “köpük” / “köpüklü” sözcüklerinin özellikle kahve makinalarında hazırlanan kahvenin niteliğine atıf yaptığından markasal nitelikten yoksun olduğunu, önemli olanın markanın bir bütün olarak ele alınması ve kendi kompozisyonu içinde görsel olarak veya fonetik olarak aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olup olmadığının tespiti olduğunu, “…” veya “…” gibi markanın esas unsurunu oluşturan kısma ek olarak kullanılan “köpük” / “…” / “köpüklü ” ibarelerinin tali unsur olarak bir iltibas oluşturmayacağını, dava konusu markalarda asli unsu-run “…” ibaresi üzerinde, itiraz edilen marka da ise “…” ibaresi üzerinde yoğunlaştığının son derece açık olduğunu, çekişmeli taraf markalarının asli unsurlarının da tanınmışlık niteliğine sahip markalar olup benzerliği ortadan kaldıran etki yarattığını, markaların ayırt edici olmayan “köpük” / “köpüklü” sözcükleri nedeniyle tüketiciler tarafından benzer kabul edilmeyeceğini, kahve makinalarının bir özelliği-ni vurgulamak amacıyla markalarda yer verildiklerini algılayacaklarını, Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6/5. maddesine göre yapılan itirazın da kabul şartlarının oluşmadığını, davacı tarafın dava konusu marka başvurusunun kötü niyet göstergesi olduğunu iddia ettiğini, “…” markalı ürünlerin müvekkilleri şirketçe 10 yılı aşkındır üretilip pazarlandığını, asıl davacı tarafın kötü niyetli olduğunun açığa çıktığı-nı, davacı tarafın dava konusu “…” ibareli marka başvurusunun itiraza gerekçe gösterdiği “… Köpük” ve “… …” ibareli markaları karşısında kötü niyetli bir girişim olduğunu iddia ettiğini, fatura, fış, makbuz, katalog, ambalaj görseli, vs delillerden açıkça anlaşılacağı üzere müvekkilleri şirket “…” ibareli markaları taşıyan küçük elektrikli ev aletlerini (Kahve makinelerini) 2009 yılından bu yana, yani on yılı aşkındır üretmekte ve piyasada pazarlamakta, tüketiciye sunmakta olduğunu, davacı tarafın 2017 ve 2018 yılı tescillerini gerekçe göstererek kötü niyet iddiasında bulunmasının anlaşılır olmadığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; davalı şirketin, 05.03.2019 tarihinde 2019-GE-96939 sayı ile yapmış olduğu başvuruda, “…” markası için, ilk olarak 99. sınıf olarak kaydedilen bir kısım mallar açısından başvuruda bulunduğu; Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından, başvurunun yayınlanmasına karar verildiği, yayın üzerine, davacı şirketin başvuruya itiraz ettiği, davalı yan tarafından karşı görüş sunulduğu, Markalar Dairesi Başkanlığı, 06.09.2019 tarihli kararı ile davacı şirket kararını reddettiği, itiraza esas olarak gösterilen (davacı yana ait) 2017 88539 ve 2017 38608 tescil numaralı marka açısından, “Markalar benzer görülmediğinden karıştırılma ihtimali bulunmadığı tespit edilmiştir” kaydının bulunduğu, gerekçe olarak, “(6/1) Benzerlik/Karıştırılma ihtimali – Haksız Bulunmuştur, (6/5) Tanınmışlık – Haksız Bulunmuştur, (6/9) Kötü Niyet – Haksız Bulunmuştur” ibarelerine yer verildiği, davacı şirket tarafından Kurum kararına karşı itiraz edildiği, 21.11.2019 tarihinde itiraza karşı Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu, yapmış olduğu incelemede, … sayılı davaya konu kararı ile; “…2019/22298 başvuru numaralı “…” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvurunun 2017 88539, 2017 38608 sayılı “… …”, “… köpük” ibareli markalara dayanılarak 6769 s. SMK’nın 6 ncı maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir. Yapılan değerlendirme sonucunda, başvurunun ihtiva ettiği “köpüklü” ibaresinin başvuru kapsamında tescili talep edilen Sınıf 11 Pişirme ve kaynatmada kullanılan elektrikle ve gazla çalışan aletler, makineler ve cihazlar: fırınlar, elektrikli tencereler, elektrikli su kaynatıcıları, mangallar, barbeküler, kahve makineleri.” malları bakımından ayırt edici niteliği zayıf bir ibare olduğu, başvuruda “…” ibaresinin markasal algıya yol açan asli unsur konumunda bulunan çatı marka olduğu, itiraz gerekçesi markalarda “…” ibaresinin asli unsur konumunda bulunan çatı marka olduğu, bu itibarla markalar görsel, işitsel ve anlamsal olarak ihtiva ettikleri unsurların tamamıyla birlikte bıraktıkları bütünsel izlenim itibariyle ilişkilendirme de dahil iltibasa yol açacak derecede benzer görülmediğinden sayılan markaların karıştırılmayacağı kanaatine varılmıştır. T/00102 sayılı ve “…” ibareli tanınmış markaya dayalı itirazın incelenmesinde, başvurunun tanınmışlığa konu olan “…” ibareli markayı ihtiva etmediği, markalar arasında karıştırılma ihtimali de bulunmadığı hususları dikkate alınarak bu yöndeki itirazın reddi gerekmiştir. İtirazda ileri sürülen kötü niyet iddiasının ispatına ilişkin işaretlerin benzer olduğu iddiası dışında; somut nitelikte herhangi bir vakıa, olgu, argüman veya delil sunulmaması dikkate alındığında ilgili iddianın ispatlanamadığı kanaatine varılmıştır……” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu YİDK kararının davacı şirkete 25/11/2019 (kep) tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 16/01/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen çoğunluk görüşü raporunda özetle: davaya konu 2019 22298 sayılı davalı şirket markası ile davacı şirketin itiraza ve hükümsüzlük talebine dayanak 2017 88539 ve 2017 38608 sayılı markaları arasında benzerlik ve bu benzerlik neticesinde iltibas ihtimalinin bulunmadığı, davaya konu 2019/22298 sayılı davalı şirket markasının tescili talep edilen / tescil edilen 11. sınıfta yer alan mallarının tamamının, davacı şirketin itiraza dayanak markalarında yer alan mallar ile aynı / aynı tür olduğu ve /veya ben-zer mallar içerdiği, her iki markanın kurumsal kimlik tasarımlarındaki farkındalık hedef kitlelerin zihin kütüphanesinde yer edindiği değerlendirildiğinde söz konusu markaların benzeşim iddialarının “aşırı yorum” olarak değerlendirildiği, taraf markaları benzer görülmemekle, davacı yanın tanınmış marka koruma-sından yararlanamayacağı, dava konusu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 21.11.2019 tarih ve … sayılı kararının yerinde olup olmadığı hususundaki nihai takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen muhalif görüşü raporunda özetle:2019 22298 sayılı davalı marka başvurusu ile davacı markalarının benzer olduğu; başvuru kapsamında yer alan tüm mallar (11. Sınıf: Pişirme ve kaynatmada kullanılan elektrikle ve gazla çalışan aletler, makineler ve cihazlar: fırınlar, elektrikli tencereler, elektrikli su kaynatıcıları, mangallar, barbeküler, kahve makineleri.) bakımından emtia listelerinin aynı/aynı tür olduğu ve markalar arasında 6769 sayılı SMK m. 6/1 anlamında iltibas ihtimali bulunduğu, takdirin mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından sunulan çoğunluk görüşü raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, çoğunluk görüşü raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davalı Markası Davacı Markası
… … …
(11. sınıf) … Köpük
(07. ve 11. sınıflar)

Tarafların emtia gruplarına bakıldığında; dava konusu marka kapsamında aynı/aynı tür ve benzer mallar ile birlikte, kullanım amaçları, işlevleri ve birbirleri ile olan ilişkileri (alternatif veya tamamlayıcı olması) bakımından yapılan değerlendirmede, davaya konu markanın tescil talep edilen sınıfta yer alan mallarının, davacı markaları ile aynı / aynı tür olduğu ve /veya benzer mallar içerdiği, çekişmeye konu olan emtiaların hitap ettiği tüketicilerin ortalamaya nazaran daha yüksek derecede bilinçli/dikkatli/özenli/seçici alıcılar olduğu, iltibas ihtimali varlığının ilk şartı olan malların aynılığı/benzerliği kriterinin, dava konusu markanın tescili talep edilen bütün mallar açısından sağlanmış olduğu anlaşılmıştır.
Davalının markasının incelenmesinde; davaya konu markada beyaz zemin üzerine siyah tonlarda kompozisyon edilen, tek satıra çentiksiz yazı karakteri ile “…” ibaresinin yazılarak oluşturulduğu, “…” ve “köpüklü” ibarelerinin yer aldığı, “…” ibaresinin yabancı bir kelime olduğu, İngilizce “… montana” terimine karşılık “arnika; papatyagillerden öküzgözü” anlamına geldiği , “köpüklü” ibaresinin ise Türkçe olduğu, sıfat olarak “köpüğü olan, köpüklenen” anlamlarına geldiği, markada herhangi bir şekil unsunun yer almadığı kelime markası olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının markalarının incelenmesinde; davaya mesnet markalarda yer alan “…” ibaresinin güncel, sıklıkla kullanılan, küresel, kabul görmüş diller arasında bir anlamının olmadığı, “…” ibaresinin, tek başına belli bir anlamının olmadığı, Türkçe olan “köpük” ve “jet” ibarelerinden türetilmiş olduğu, “köpük” ibaresinin, “sabun, deterjan vb.nin suda erimesinden oluşan beyaz kabarcık, çalkanan, kaynatılan, mayalanan, yukarıdan dökülen sıvıların üzerinde oluşan hava kabarcıkları yığını, yapay olarak elde edilen, yumuşak ve esnek dolgu gereci, gaz ve buharların sıvı katmanları ile kuşatılmasından oluşan yığın” vb anlamlara geldiği, “jet” ibaresinin ise “tepkili motorlarla çalışan, özel cihazların çıkardığı gazla basınç sağlanan, hızı çok olan uçak, tepkili uçak” anlamlarına geldiği markaların herhangi bir şekil unsuru içermediği ve kelime markası olduğu, davaya mesnet davacı şirket markalarından 2017 88539 tescil numaralı markanın tek satıra gelecek şekilde çentiksiz kalın yazı karakteri ile “… …” ibaresini içerdiği, 2017 38608 tescil numaralı markanı iki ayrı satıra gelecek şekilde, üstte “…”, altta daha büyük olacak şekilde, figüratif el yazısı ile “köpük” ibaresini içerdiği anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. Anlamsal, görsel ve fonetik olarak yapılan incelemede sonucunda, her ne kadar “…” / “…” ibareleri çatı markalar oldukları kabul edilse de, taraf markaları arasında dikkat geçen unsurlar içinde yer aldığı, somut olay açısından tüketicinin “…”, “… …” veya “… köpük” şeklinde karşılaştırma yapacağı, bu hali ile birbirine yakın olarak kabul edilen ibarelerden farklı olarak “…” / “…” ibarelerinin markalara ayırt edicilik kattığı, markalarda yer alan diğer unsurlarla birlikte, bir bütün olarak yapılan karşılaştırmada, benzer ibarelerin bütüne olan etkileri dikkate alınmış, ilk bakışta iltibasa meydan verecek bir benzerlikteki kullanımın bulunmadığı, taraf markalarının bu hali ile karıştırılma ihtimaline neden olabilecek derecede benzer olmadıkları anlaşılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davacı adına tescilli “… …
” ve ”… Köpük” ibareli marka ile davalının “…” ibareli markası arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, çekişmeye konu olan emtiaların hitap ettiği tüketicilerin ortalamaya nazaran daha yüksek derecede bilinçli/dikkatli/özenli/seçici alıcıların, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davalının “…” markasını gördüğünde bunun davacının mesnet markasından farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ihtimal dahilinde olmadığı, taraf markaları arasında iltibas bulunmadığı, dikkate alınarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/09/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸