Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/145 E. 2021/207 K. 11.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Karar
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/145
KARAR NO : 2021/207

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 04/01/2016
KARAR TARİHİ : 11/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekil dava dilekçesiyle; müvekkilinin 2015/30130 numarası ile “…” ibareli markanın adına tescili için davalı Kuruma başvuruda bulunduğunu, başvurunun nihai olarak YİDK’in 09/12/2015 tarih … sayılı kararı ile dava dışı … İlaç San. ve Tic. A.Ş. adına tescilli 2010/45360 sayılı “…” ve 2013/20002 sayılı “…” ibareli markalar gerekçe gösterilerek 556 sayılı KHK 7/1-b maddesine dayalı olarak reddedildiğini, dava dışı firma ile müvekkili arasında 2010/45360 numaralı markanın hükümsüzlüğü ile ilgili Ankara 1. FSHHM’nin 2015/37 E., 2013/20002 sayılı markanın hükümsüzlüğü ile ilgili İstanbul 2. FSHHM’nin 2015/106 E. sayılı dosyalarından açılmış davalar olduğunu, marka sahibi tarafların birbirleri aleyhine açtıkları başkaca davalar da bulunduğunu, “…” ibaresini ilaç emtiasında marka olarak kullanma iradesi ortaya koyan ve bu durumu tespit edenin müvekkili olduğunu, tescil edilmese de “…” adlı ürünün ilaç ruhsatı onaylandığından ve 06/10/1999 tarihinden itibaren çok yoğun şekilde müvekkili tarafından kullanıldığını, tescile engel markaların ise başvuru tarihlerinde ve halen herhangi bir şekilde kullanılmadığını, müvekkilinin tescile engel markalardan önce tescilini talep ettiği “…” ibaresini piyasada kullanmaya başladığından ve ayırt edici nitelik kazandırdığından öncelikli hak sahibi olduğunu ileri sürerek, YİDK’in 09/12/2015 tarih … sayılı kararının iptali ile tescil işlemlerinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesiyle, YİDK’in 09/12/2015 tarih … sayılı kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

YARGILAMA:
Mahkememizce, 19/12/2017 tarih ve 2016/14 Esas 2017/4419 sayılı kararı ile; iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 2015/30130 başvuru numaralı “…” ibareli davacı markası ile redde mesnet alınan “…” ve “…” markalarının ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu ve başvuru kapsamındaki 05. sınıfın tamamı bakımından emtia listelerinin aynı/aynı tür mallardan oluştuğu, bu nedenle başvurunun 556 sayılı KHK 7/1-b maddesi anlamında tescil engeli içerdiği, ayırt edilemeyecek derecede tescilli markalar olmasına rağmen davacı başvurusunun gerçek hak sahipliği iddiasına dayalı tescilinin mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince 01/03/2019 tarih 2018/806 E. 2019/217 K. sayılı ilamı ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 11.HD’nin 28/05/2018 tarih ve 2016/12589 E . 2018/3987 K. sayılı ilamıyla;
”Dava, marka başvurusunun 556 sayılı KHK 7/1-b maddesi gereğince reddine dair YİDK kararının iptaline ilişkindir. Davalı Kurum tarafından ret gerekçesi yapılan 2013/20002 ve 2010/45360 sayılı markaların hükümsüzlüğüne karar verilmesi için davacı tarafından marka başvurusundan önce Ankara 1. ve İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesinde davalar açıldığı ve mahkemelerce markalar hükümsüz kılındığı gibi, redde mesnet markaların tescilinde basiretli bir tacir ile bağdaşmayacak mahiyette kötü niyetli başvurular olduğu gerekçesiyle hükümsüzlüklerine karar verilmiş ise de, ret gerekçesi markaların gerek başvuru, gerekse YİDK karar tarihi itibariyle marka sicilinde tescilli olması nedeniyle davalı Kurumun başvurunun reddine dair kararı haklı ise de, davacının daha önce Ankara 2. FSHM’nin 2007/226 E; 2008/1 K. Sayılı Dairemizce de onanıp kesinleşen ilamında, davacının 2000/24825 E sayılı ve yine 5.sınıf emtiaları kapsayan “…” ibareli marka başvurusu yönünden KHK’nın 7/son maddesi uyarınca, başvuru öncesi kullanım sonucu ayırt edicilik kazanması nedeniyle tescil edilmesi gerektiği halde başvurunun reddine dair 06.06.2002 tarih ve … sayılı YİDK kararının iptaline karar verildiği, kararın kesinleşme tarihinin bu dosyada dava konusu olan başvurudan önce olduğu, Mahkemece anılan karardan sonra bu başvurunun akibetinin araştırılarak davalı Kurumun 2000/24825 sayılı marka yönünden tescil işlemlerine devam edip etmediği araştırılarak, davacının bu sebeple müktesep hakkının doğup doğmayacağı tartışılmaksızın eksik incelemeye dayalı olarak davanın reddine, Bölge Adliye Mahkemesincede davacının istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi hatalı görülmüş, bu nedenle kararın temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle, ”Yukarda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA” şeklinde karar verilmiştir.
Dava mahkememizin 2020/145 E. Sırasına kaydedilmiştir.
GEREKÇE:
Davacının daha önce Ankara 2. FSHM’nin 2007/226 E; 2008/1 K. Sayılı Yargıtay denetiminden geçerek onanıp kesinleşen ilamında, davacının 2000/24825 E sayılı ve yine 5.sınıf emtiaları kapsayan “…” ibareli marka başvurusu yönünden KHK’nın 7/son maddesi uyarınca, başvuru öncesi kullanım sonucu ayırt edicilik kazanması nedeniyle tescil edilmesi gerektiği halde başvurunun reddine dair 06.06.2002 tarih ve … sayılı YİDK kararının iptaline karar verildiği, kararın kesinleşme tarihinin bu dosyada dava konusu olan başvurudan önce olduğu, mahkememizce Yargıtay 11.HD’nin 28/05/2018 tarih ve 2016/12589 E . 2018/3987 K. sayılı ilamı uyarınca 2000/24825 kod numaralı marka yönünden tescil işlemlerine devam edilip edilmediği hususunda TÜRKPATENT’den sorulduğu, gelen cevabi yazıda başvurunun tescil edilmediği, müddet olduğu bildirildiğinden davacının bu sebeple müktesep hakkının doğmayacağı hususunun anlaşıldığı görülmektedir.
Bu kapsamda /30130 başvuru numaralı “…” ibareli davacı markası ile redde mesnet alınan “…” ve “…” markalarının ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu ve başvuru kapsamındaki 05. sınıfın tamamı bakımından emtia listelerinin aynı/aynı tür mallardan oluştuğu, bu nedenle başvurunun 556 sayılı KHK 7/1-b maddesi anlamında tescil engeli içerdiği, ayırt edilemeyecek derecede tescilli markalar olmasına rağmen davacı başvurusunun gerçek hak sahipliği iddiasına dayalı tescilinin mümkün olmadığı anlaşıldığından; açıklanan nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 31,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 27,90-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı.11/06/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸