Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/136 E. 2022/22 K. 25.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/136 Esas – 2022/22
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/136
KARAR NO : 2022/22
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVALI :

VEKİLİ :
DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 18/05/2020
KARAR TARİHİ : 25/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkilin 2018/68443 başvuru numaralı markasına davalının 2007/53902 sayılı markasına istinaden red kararı verildiği, itirazlarının YİDK tarafından da reddedildiğini, müvekkili şirketin başta inşaat ve enerji sektörleri olmak üzere faaliyet gösterdiğini, 1974 yılında kurulduğunu, davali şirketin itiraza dayanak 2007/53902 sayılı “…” markasi, marka hukuku prensipleri ve SMK hükümleri kapsaminda “ciddi şekilde” kullanılmadığını, itiraz sahibinin itiraza dayanak olarak gösterdiği markanın tescilli olduğu ve dayanak gösterdiği mal veya hizmetler bakımından itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinden önceki beş yıllık süre içinde Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğuna dair delil sunması gerektiğini, bir-iki defalık kullanım, markasal ciddi kullanım olarak değerlendirilemeyeceğini, ancak davalı şirket tarafından sunulan belgelerin, ciddi kullanımı ispat etmekten yoksun, pek çoğu tarihsiz ve “…” ibaresinden farklı ibareler içeren ifadelerin kullanımından ibaret olduğunu, yönetmelik gereği itiraz sahibinden talep edilen kullanım evraklarının “şüpheye yer bırakmayacak kadar açık” ve anlaşılır olması gerektiğini, Markalar Dairesi Başkanlığı’nca davalı şirket tarafından sunulan belgelerin Marka Hukuku anlamında ciddi kullanım teşkil edecek mahiyette sonuç doğurmadığına karar verildiğini, marka kullanım ispatı açısından dikkate alınacak asıl sürenin, başvuru tarihinden geriye doğru son beş (5) yıl olduğunu, buna göre itiraza esas alınacak tarih aralığı müvekkili şirkete ait 2018/68443 “…” ibareli marka başvuru tarihi olan 23.07.2018 ile bu tarihten geri dönük olarak hesaplanacak beş yılın son günü olan 23.07.2013 tarihi arası olduğunu, davalı şirket tarafından düzensiz olarak oluşturulmuş ve davalı şirketin kullanım iddiasını kanıtlamayan belgeler dikkate alınarak karar tesis edilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek koşuluyla, davalı şirket tarafından sunulan eski tarihli faturaların “…” markasının eskiden kullanıldığını gösterse bile 23.07.2013 – 22.07.2018 tarih aralığı itibariyle söz konusu markanın SMK belirlenen şekilde ciddi olarak kullanılmadığını, sunulan delillerin birçoğunda işbu uyuşmazlığa konu 2007/53902 sayılı “… şekil” ibareli markanın yer almadığını, “…” ibaresinin kullanıldığı faturalarda tescil edildiği şekilde kullanılmadığını, davalı kurum tarafından tesis edilen karara karşı davalı şirket tarafından itirazın yeniden incelenmesi aşamasında, itiraz aşamasında sunulan belgelerden farklı ve yeni belgeler sunulmuş olduğunu, bu delillere dayalı inceleme yapılamayacağını, müvekkilinin diğer marka başvurularına bu dava konusu markanın esas alınmadığını bu durumun çelişki yarattığını, markalar arasında benzerlik ve karıştırma ihtilami bulunmadığını, markaların göresel olarak farklı olduğunu, markaların işitsel olarak farklı olduğunu, müvekkili şirkete ait marka ve davalı şirkete ait markanın “nev+ibare” kombinasyonundan oluşmakta olduğunu, müvekkili şirkete ait “…” markasının nev ibaresi çeşit, tür anlamlarına gelmekle birlikte, “baha” ibaresi ise “bir evin etrafında kapalı alan, avlu veya bahçe” anlamına gelmekte olduğunu, davalı şirkete ait markanın ise “ilkbahar” anlamına gelen “…” kelimesini içermekte olduğunu, bu noktada markaların görsel ve işitsel yönden mevcut farklılıklarının yanı sıra kavramsal olarak farklı olduğunu, “nev” ibaresinin ise toplumumuzda yaygın olarak kullanılmakta olduğunu, davalı kurum nezdinde birçok markada yer alan bir ibare olduğunu, ayırt ediciliği düşük olan nev ibaresini içeren davalı şirket markasının zayıf marka olduğunu, somut uyuşmazlik açısından SMK’nın 6/1. maddesi kapsamında yapılacak değerlendirmede esas alinacak ortalama tüketici kitlesinin dikkatli ve seçici olduğundan, markalar arası iltibas ve karıştırılma ihtimali bulunmadığını, YİDK nezdinde tesis edilen kararda davalı şirkete ait marka ile müvekkil şirkete ait markanın aynı/benzer mal ve hizmet sınıflarında yer aldığına dair tesis edilen kararın hukuka aykırı olduğunu beyanla TPMK YİDK’nın 2019-M-10059 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesiyle, davacının “…” markası ile diğer davalının markası ortalama düzeydeki tüketiciler nezdinde karıştırılabilecek derecede benzer olduğunu, ayrıca diğer davalının markaları kapsamında yer alan hizmetler ile davacının marka başvurusu kapsamında yer alan hizmetlerin de aynı/aynı tür olduğunu, markaların görsel, işitsel ve sesçil anlamda oldukça benzer olduğunu, anılan markalarda özellikle “…” ibaresinin ön planda yer almakta olduğunu, bu nedenle anılan markaları yan yana gören ortalama tüketicilerin, anılan markaları kullanan şirketin aynı olduğu yanılgısına düşebileceklerini, markaların işaret anlamında benzerliğinin yanı sıra kapsamlarında yer alan hizmetlerin de aynı/aynı tür olduğunu, markalar arasında iltibas tehlikesi doğacağını, ilgili tüketici kesimi nezdinde söz konusu mal ve hizmetlerin aynı ticari kaynak tarafından sunulduğu, veyahut marka sahipleri arasında iktisadi yönden bir bağlantı bulunduğu yönünde bir izlenim oluşabileceğini belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle; davacı şirketin 2018/95900 sayılı “… AVM” ibareli marka başvurusu ile müvekkili şirkete ait tescilli 2012/78473 sayılı “…”, 2012/78478 sayılı “…” markası, 2012/78480 sayılı “…” ve 2014/70149 sayılı “…” markası arasında 6769 sayılı SMK 6/1 maddesi uyarınca aynı/benzer olduğu, karıştırılma ihtimali bulunduğunu, YİDK kararının hukuka uygun olduğunu, müvekkili şirketin tescilli markaları ile davacı tarafin tescil başvurusunda bulunduğu marka arasnda SMK 6/1 uyarınca ortalama tüketici nezdinde benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunduğu gibi söz konusu markaların benzerlikten öte, aynı olduğunu ve davacı şirketin marka başvurusunun müvekkili şirketin projelerinin devami niteliğinde ortalama tüketici nezdinde algi oluşturmakta olduğunu, davacı şirketin tescilini talep etmiş olduğu markanın çekirdek ve asli unsuru “nev” ibaresi olup peşine eklenen ‘AVM’ kelimesi tescil edilmek istenen markada farklılık ya da ayırt edicilik oluşturmamakta olduğunu, markaların kapsadıkları mal ve hizmetlerin aynı olmasının da iltibas durumunu açıkça ortaya koymakta olduğunu, müvekkili şirkete ait ve tescilli olan “…”, “…” ve “…” markalarının müvekkili şirketin uzun yıllardan beri devam etmekte olan emek ve çalışması neticesinde ülke çapında tanınır hale gelmiş olduğunu, söz konusu markanın yaratıcısı ve tescil edilmiş olmakla yasal hak sahibi konumunda olan müvekkili olduğunu, davacının markasının tescil edilmesi halinde markasinin bütün ününden ve markanin yarattiği etkiden faydalanacağını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı başvurusuna davalı tarafından yapılan itirazın marka dairesi başkanlığı tarafından kısmen kabulü neticesinde davacının itirazı sonucu verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; …… SANAYİ VE TİCARET A.Ş adına 23/07/2018 tarihinde ”…” ibaresinin 16, 19, 35, 36, 37 ve 41. Sınıfta tescili için … nezdinde başvuru yapıldığı, başvurunun ilk incelemesi sonucunda 13/08/2018 tarih ve 306 sayılı Resmi Marka Bülteninde ilanına karar verildiği, başvurunun ilanına ……. YATIRIM VE İŞLETME A.Ş tarafından 2007/53902 sayılı …+şekil ibareli marka mesnet gösterilerek itiraz edildiği, itiraz karşı görüş sunulduğunu, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından 27/07/2018 tarihli karar ile 2007/53902 sayılı … şekil markasının kullanımının ispatına ilişkin sunulan delillerin yeterli olmadığı tespit edildiğinden, SMK 6/1 maddesi kapsamında yapılan incelemede itiraza dayanak markanın dikkate alınmadığı ve itirazın reddine karar verildiği, ret kararına karşı muteriz tarafından yeniden itiraz edildiği, başvuru sahibi tarafından itiraza karşı görüş sunulduğu, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından verilen dava konusu 2019-M-10059 sayılı YİDK kararıyla “2018/68443 başvuru numaralı “…” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvurunun 2007 53902 sayılı “… şekil” ibareli marka ile karıştırılma ihtimali ve kötüniyet gerekçeleriyle başvurunun 6769 s. SMK’nın 6 ncı maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir. 6769 sayılı SMK’nın “Marka tescilinde nispi ret nedenleri” başlıklı 6 ncı maddesinin 1 inci fıkrası; “Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.” hükmünü ihtiva etmektedir. 6769 s. SMK’nın “Yayıma itirazın incelenmesi” kenar başlıklı 19’uncu maddesinin 2’nci fıkrası ise “6 ncı maddenin birinci fıkrası kapsamında yapılan itirazlarda, itiraz gerekçesi markanın itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinde Türkiye’de en az beş yıldır tescilli olması şartıyla, başvuru sahibinin talebi üzerine, itiraz sahibinden, itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinden önceki beş yıllık süre içinde itiraz gerekçesi markasını itirazına dayanak gösterdiği mal veya hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğuna ya da kullanmamaya dair haklı sebepleri olduğuna ilişkin delil sunması talep edilir. İtiraz sahibi tarafından bu hususların ispatlanamaması durumunda itiraz reddedilir. İtiraz gerekçesi markanın, tescil kapsamındaki mal veya hizmetlerin sadece bir kısmı için kullanıldığının ispatlanması halinde itiraz, sadece kullanımı ispatlanan mal veya hizmetler esas alınarak incelenir.” hükmünü içermektedir. Başvuru sahibi yayına itiraza cevaben sunduğu karşı görüş dilekçesinde, 6769 s. SMK’nın 19(2) maddesi hükmü kapsamında, itiraza gerekçe olarak gösterilen 2007 53902 sayılı “… şekil” ibareli markanın, tescil kapsamında yer alan tüm mal ve hizmetler yönünden kullanımının ispatlanmasını talep etmiştir. İtiraz gerekçesi 2007 53902 sayılı markanın tescil kapsamında 36. ve 37. sınıflara dahil hizmetler bulunmaktadır. Belirtilen markanın, itiraz konusu başvurunun yapıldığı 23/07/2018 tarihi itibariyle beş yıldan uzun süredir tescilli durumda olduğu (tescil tarihi: 11/09/2008), dolayısıyla söz konusu marka bakımından SMK m. 19(2) hükmünün uygulanabilir durumda olduğu tespit edilmiştir. İtiraz sahibi süresi içinde markasının kullanımını ispatlamaya yönelik delilleri Kuruma sunmuştur. İtiraz sahibi tarafından sunulan deliller şunlardır: – itiraz sahibi firmaya kesilmiş katalog baskı, billboard baskı, katalog kiralama ve gazete reklam bedellerine ait 3 adet fatura (Ek-1) – “…” ve “…” isimli inşaat projelerine ilişkin billboard, katalog, vb. görseller (Ek-2) – “…” ve “…” isimli inşaat projelerine ilişkin broşürler (Ek-3) – “… (botanik)” isimli inşaat projesine ilişkin afişler, tanıtım materyalleri (Ek-4) – “… (konutları)” isimli inşaat projesine ilişkin ilanlar, tanıtım materyalleri (Ek5) – “…” ve “…” isimli inşaat projelerine ilişkin reklamlar, tanıtım materyalleri (Ek-6) – “…” tabelasını taşıyan bina/siteye ait fotoğraflar (Ek-7) – “… (botanik) konutları” isimli inşaat projesine ilişkin youtube tanıtım videolarının ekran görüntüleri (Ek-8) – “… (botanik) konutları” isimli inşaat projesine ilişkin basında çıkan haberler (Ek-9) – “…” isimli inşaat projesine ilişkin foursquare isimli sosyal medya platformundaki kullanıcı tavsiye ve yorumlarını içeren görseller (Ek-10) Kullanımın ispatlanması gereken süreç 19 uncu maddenin ikinci fıkrasında “… İtiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinden önceki beş yıllık süre içinde itiraz gerekçesi markasını itirazına dayanak gösterdiği mal veya hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğuna ya da kullanmamaya dair haklı sebepleri olduğuna ilişkin delil sunması talep edilir.” hükmü ile düzenlenmiştir. Bahsi geçen Kanun maddesinde de açıkça belirtildiği üzere, itiraz edilen başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinden önceki beş yıl içerisindeki ciddi kullanım aranmaktadır. Somut olayda, itiraza konu başvurunun tarihi 23/07/2018 olup, itiraz gerekçesi markanın kullanımının kanıtlanması gerektiği zaman aralığı 23/07/2013 – 22/07/2018 tarihleri arasıdır. Marka mevzuatında “ciddi biçimde kullanma” kavramına ilişkin açık bir düzenleme yer almamasına rağmen, söz konusu kavramla; markadan işlevlerine uygun bir tarzda yarar elde edecek, yani üzerinde kullanıldığı malın veya hizmetin piyasada tanınmasını ve diğer işletmelerin mal veya hizmetlerinden ayrılmasını sağlayacak şekilde ve yoğunlukta piyasada veya piyasaya hitap eden, piyasayı etkileyen yerlerde kullanılması kastedilmektedir. Bu anlamda, marka tarafından sağlanan hakların elde tutulması amacıyla markanın sembolik (göstermelik) kullanıma konu edilmesi ciddi kullanım olarak değerlendirilmemektedir. Dolayısıyla ciddi kullanım kriteri, sembolik kullanmaya ilişkin hareketlerle marka hakkının haksız biçimde devamını ve rekabet açısından işletmelerin hareketlerini kısıtlayıcı tavırları engellemektedir. Bu noktada, marka sahibinden beklenen davranış, şüphe yaratmayacak biçimde, düzenli ve kurallara uygun ve mümkünse süreklilik arz eden bir kullanımda bulunmasıdır. Ciddi kullanım, markanın esas işlevine, yani tescile konu mal veya hizmetlerin kaynağını ayırt etme işlevine uygun biçimde gerçekleştirilmelidir. Kullanımın ciddi kabul edilebilmesi için her zaman miktar olarak çok büyük olması gerekmez, bu husus ilgili piyasada, inceleme konusu mal ve hizmetlerin özelliklerine bağlıdır. Belirtilen genel ilkeler çerçevesinde yapılan incelemede, öncelikle itiraz sahibince sunulan belgelerde bulunan “…” ibareli markaya ilişkin kullanımların, kullanım ispatı talebine konu “…” ibareli markaya ilişkin kullanımlar olarak kabul edilmesi mümkün görülmemiştir. Zira, “…” ibareli markanın “…” şeklinde kullanımı, markanın ayırt edici karakterini değiştiren biçimde kullanım olup, markanın ayırt edici karakterini değiştiren şekildeki kullanımlar, 6769 s. SMK’nın 9(2)(a) maddesi bağlamında “markayı kullanma” kabul edilen hallerden değildir. Bu nedenle, “…” markasına ilişkin deliller, “…” markasının kullanımını ispatlar nitelikte görülmemiş ve bu deliller kullanım ispatı değerlendirmesinde dikkate alınmamıştır. Diğer taraftan sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesi neticesinde, itiraz sahibi firmanın “…” ibaresini başvuru sahibi firmadan daha önce ihdas ederek, inşaat hizmetleri bakımından fiili olarak kullandığı, firmanın Ankara’da bu ismi/markayı taşıyan konut projeleri yaptığı ve tamamladığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar sunulan delillerin büyük bir bölümünde tarih bilgisi mevcut olmasa da veya bazı reklam/tanıtım materyallerinde “…” isimli projenin teslim tarihinin 2009 yılı olduğuna dair ifadeler yer alsa da (2009 tarihi ve öncesi somut olayda kullanımın ispatlanmasının gerektiği zaman diliminin dışındadır), sunulan tüm deliller kümülatif olarak değerlendirildiğinde, itiraz sahibi tarafından yapılan “…” isimli inşaat projesine ilişkin basında çıkan haberlerin bir bölümünün başvurudan önceki beş yıllık zaman dilimi içinde kaldığı görülmekle, itiraz gerekçesi “…” ibareli markanın tescil kapsamında yer alan hizmetlerden “inşaat hizmetleri” bakımından kullanımının ispatlandığı kanaatine ulaşılmıştır. Ancak, tescil kapsamında bulunan diğer hizmetler bakımından kullanımın ispatlanamadığı sonucuna ulaşılmıştır. Dolayısıyla, SMK m. 19(2) hükmü uyarınca, 2007 53902 sayılı markaya dayalı olarak SMK m. 6(1) kapsamında yapılan itirazın incelenmesinde, kullanımı ispatlanmış olan “inşaat hizmetleri” esas alınacaktır. Bu tespit ve değerlendirmeler çerçevesinde SMK m. 6(1) kapsamındaki incelemeye geçilmiştir. 6769 sayılı SMK’nın 6(1) maddesi hükmü anlamında karıştırılma ihtimalinden söz edebilmek için öncelikle, iki koşulun birlikte var olması gerekmektedir. Bu iki koşuldan birincisi, tescili talep edilen markanın daha önceden tescilli ya da başvurusu yapılmış bulunan itiraz gerekçesi marka(lar) ile aynı ya da benzer olması, diğeri ise uyuşmazlığa konu markaların aynı ya da benzer mal ya da hizmetleri kapsamasıdır. Yapılan incelemede, başvuru konusu “…” ibareli marka ile itiraz gerekçesi “…” ibareli markanın görsel ve işitsel yönden iltibasa yol açabilecek düzeyde benzer oldukları görüşüne varılmıştır. Şöyle ki, markaların ayırt edici unsurları sırasıyla “…” ve “…” ibareleri olup, markalarda yer alan “üsküdar” ve “konuları” ibareleri ortak kullanıma, tek başına açık ayırt edici niteliği bulunmayan ibarelerdir. Markaların ayırt edici unsurlarını teşkil eden “…” ve “…” ibareleri, her iki markada da tüketicilerin dikkatinin yoğunlaştığı başlangıç kısmında yer almakta olup, sırasıyla 7 ve 8 harften oluşan bu ibareler arasında tek farklılık itiraz gerekçesi markanın esas unsurunu oluşturan kelimenin son sırasındaki “r” harfidir. Başlangıçtan itibaren ilk 7 harfin ve bu harflerin dizilimlerinin aynı olması karşısında, sadece bir harfte oluşan farklılık markalar arasındaki benzerliği ortadan kaldırmamaktadır. Diğer yandan, başvuruya konu “SINIF 19: Beton, alçı, toprak, kil, taş, mermer, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı/inşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler: metalden olmayan binalar/yapılar, yapı elemanları, direkler, bariyerler, tabii veya sentetik ısı ile yapıştırılabilen kaplamalar, çatılar için ziftli kartonlar, ziftli kaplamalar, ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler. SINIF 35: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Beton, alçı, toprak, kil, taş, mermer, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı/inşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler: metalden olmayan binalar/yapılar, yapı elemanları, direkler, bariyerler, tabii veya sentetik ısı ile yapıştırılabilen kaplamalar, çatılar için ziftli kartonlar, ziftli kaplamalar, ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) SINIF 37: İnşaat hizmetleri, inşaat araç -gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri.” ile itiraz gerekçesi markanın tescil kapsamında bulunan ve kullanımı ispatlanmış bulunan hizmetlerin (inşaat hizmetleri) aynı/aynı tür/benzer mal/hizmetler oldukları görüşüne varılmıştır. Bilindiği üzere, karıştırılma ihtimalinin değerlendirilmesinde, tüketicilerin satın almayı düşündükleri mal/hizmet yerine başka bir malı/hizmeti almak durumunda kalması kadar, iki ayrı marka ile karşı karşıya olduklarını anlamalarına rağmen bu markaların aynı kişiye/firmaya ait olduğunu ya da marka sahipleri arasında iktisadi veya idari yönden bir bağlantı bulunduğunu düşünmeleri ihtimalinin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Bir başka ifadeyle, eğer ilgili tüketici kesiminin, ihtilaf konusu markaları taşıyan (veya taşıyacağı var sayılan) ihtilaf konusu mal veya hizmetlerin aynı işletmeden ya da duruma göre, iktisaden birbirine bağlı işletmelerden geldiğini düşünebilmesi riski söz konusu ise, karıştırılma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmektedir. Bu hususlar çerçevesinde, başvuruya konu marka ile itiraz gerekçesi marka arasındaki yüksek benzerliğin yanı sıra, markaların aynı/aynı tür/benzer mal/hizmetleri kapsaması hususu da dikkate alındığında, ilgili tüketici kesimi nezdinde söz konusu mal ve hizmetlerin aynı ticari kaynak tarafından sunulduğu, veyahut marka sahipleri arasında iktisadi yönden bir bağlantı bulunduğu yönünde bir izlenim oluşabileceği, diğer bir ifade ile yukarıda belirtilen mal ve hizmetler bakımından markalar arasında 6769 s. SMK’nın 6(1) maddesi anlamında ilişkilendirilme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırılma ihtimalinin bulunduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Diğer yandan, her ne kadar çekişme konusu markalar arasında iltibasa yol açabilecek düzeyde benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunsa da, markalar arasında bir takım farklılıkların da bulunduğu görülmüş olup, markalar arasındaki benzerlik, diğer başkaca koşulların varlığı aranmaksızın, tek başına, kötüniyet iddiasının kabulü için bir kanıt teşkil etmediğinden ve somut olayda başvurunun kötüniyetle yapıldığı sonucuna ulaştıracak diğer somut deliller veya koşullar da mevcut olmadığından, inceleme konusu “…” ibareli başvurunun kötüniyetle yapıldığı yönünde yeterli kanaat oluşmamış ve bu kapsamdaki itiraz haklı bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle itirazın kısmen kabulü gerekmiştir. İtirazın kısmen kabulüne ve başvurunun “SINIF 19: Beton, alçı, toprak, kil, taş, mermer, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı/inşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler: metalden olmayan binalar/yapılar, yapı elemanları, direkler, bariyerler, tabii veya sentetik ısı ile yapıştırılabilen kaplamalar, çatılar için ziftli kartonlar, ziftli kaplamalar, ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler. SINIF 35: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Beton, alçı, toprak, kil, taş, mermer, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı/inşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler: metalden olmayan binalar/yapılar, yapı elemanları, direkler, bariyerler, tabii veya sentetik ısı ile yapıştırılabilen kaplamalar, çatılar için ziftli kartonlar, ziftli kaplamalar, ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) SINIF 37: İnşaat hizmetleri, inşaat araç – gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri.” bakımından reddine oybirliği ile karar verilmiştir.“ gerekçesine yer verilmek suretiyle, itirazın kısmen kabulüne oybirliği ile karar verilmiştir.” şeklinde karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 29/04/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle: davaya konu markaların 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesi bağlamında benzer olduğu, davaya konu marka başvurusunda 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesi bağlamında iltibas ihtimali bulunduğu, davaya konu marka başvurusunda; itiraza mesnet davalı markasının ”SINIF 19: Beton, alçı, toprak, kil, taş, mermer, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı/inşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler: metalden olmayan binalar/yapılar, yapı elemanları, direkler, bariyerler, tabii veya sentetik ısı ile yapıştırılabilen kaplamalar, çatılar için ziftli kartonlar, ziftli kaplamalar, ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler. SINIF 35: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Beton, alçı, toprak, kil, taş, mermer, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı/inşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler: metalden olmayan binalar/yapılar, yapı elemanları, direkler, bariyerler, tabii veya sentetik ısı ile yapıştırılabilen kaplamalar, çatılar için ziftli kartonlar, ziftli kaplamalar, ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) SINIF 37: İnşaat hizmetleri, inşaat araç – gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri” yönünden SMK 19. Madde kapsamında ciddi şekilde kullanılma şartlarının sağlandığı diğer sınıflar ve emtialar yönünden ise kullanıma ilişkin şartların sağlanmadığı, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından verilen dava konusu 2019-M-10059 sayılı YİDK kararının iptal koşullarının oluşmadığı, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davacı Markası Davalı Markası

… … şekil
(16, 19, 35, 36, 37, 41. sınıf) (36 ve 37. sınıf)

Tarafların emtia gruplarına bakıldığında; taraf markalarının 19. sınıf: Beton, alçı, toprak, kil, taş, mermer, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı/inşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler: metalden olmayan binalar/yapılar, yapı elemanları, direkler, bariyerler, tabii veya sentetik ısı ile yapıştırılabilen kaplamalar, çatılar için ziftli kartonlar, ziftli kaplamalar, ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler.; 35. sınıf: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Beton, alçı, toprak, kil, taş, mermer, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı/inşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler: metalden olmayan binalar/yapılar, yapı elemanları, direkler, bariyerler, tabii veya sentetik ısı ile yapıştırılabilen kaplamalar, çatılar için ziftli kartonlar, ziftli kaplamalar, ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) 37. sınıf: İnşaat hizmetleri, inşaat araç – gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri.” yönünden SMK md. 6/1’de sayılan emtiaların aynı/aynı tür ve benzer/ilişkili olması şartının sağlandığı anlaşılmıştır. Şu hâlde, SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan şartlardan biri belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir.
Davacının markasının incelenmesinde; davaya konu davacı markası beyaz zemin üzerine beyaz ve stilize edilmemiş harflerle herhangi bir şekil unsuru da içermeyen “…” kelime kompozisyonundan oluştuğu, Üsküdar ibaresi coğrafi yer belirten bir unsur olmakla marka imajının esaslı unsurunun “…” ibaresi olduğu anlaşılmaktadır.
Davalının markasının incelenmesinde; markanın beyaz zemin üzerine eflatun ve lacivert renkli üstte “…” altında yatay çizgi ve onun altında ise “Konutları” ibaresinden oluşan kompozisyon bir marka olduğu, davalı marka kompozisyonunda bulunan “Konutları” ibaresinin uyuşmazlık konusu mal ve hizmetler yönünden marka imajı yaratmayan ve ayırt ediciliği düşük jenerik bir unsur olduğu, her ne kadar dava konusu markada yukarıda ifade edildiği üzere “çizgi” şekli unsuru da yer almakta ise de mezkur şeklin marka imajında etkisinin düşük olması karşısında “söz görünümden yüksek sesle konuşur” ilkesi gereği markadaki sözcük unsurlarının baskın ve ayırt edici unsur olduğu; bu kapsamda markanın baş kısmında yazılan “…” ibaresinin, marka imajını aktaran esaslı/asli unsur olduğu anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davalı adına tescilli “…” esas ibareli markalar ile davacının “…” ibareli markası arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davacının “…” markasını gördüğünde bunun davacının mesnet markasından farklı bir marka olduğunu algılayamayabileceği, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ihtimal dahilinde olduğu, markaların görsel ve sesçil olarak benzer olması, dava konusu markada ve kullanımlarda bir harfin değiştirilmiş olmasının ve davalı markasındaki çizgi şeklindeki şekil unsuru kullanılmasının, yüksek çağrışımı ortadan kaldırmaması markanın bütünsel varlığını halen korumaya devam etmesi, bu ibarenin tescil konusu ürünler için ayırt ediciliğinin düşük olmaması, tüketicinin taraf markalarını aynı/aynı tür ya da benzer ürünler üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, önceden bildiği ve tanıdığı davalıya ait marka ile davacının kullanım konusu markasını birbiri ile ilişkilendirme ihtimalinin bulunması, ortalama tüketicilerin davalı markalasıdnan edindiği izlenimi davacı başvurusuna aktarabilecek olması, tüketicinin iki ayrı marka ile karşı karşıya kaldığını fark etse dahi her iki markanın da aynı iktisadî veya idarî kaynağa ait olduğu yanılgısına düşebilecek olması, karşısında yukarıda davacının kullanımı kapsamında çıkarılmasına karar verilen SINIF 19: Beton, alçı, toprak, kil, taş, mermer, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı/inşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler: metalden olmayan binalar/yapılar, yapı elemanları, direkler, bariyerler, tabii veya sentetik ısı ile yapıştırılabilen kaplamalar, çatılar için ziftli kartonlar, ziftli kaplamalar, ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler. SINIF 35: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Beton, alçı, toprak, kil, taş, mermer, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı/inşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler: metalden olmayan binalar/yapılar, yapı elemanları, direkler, bariyerler, tabii veya sentetik ısı ile yapıştırılabilen kaplamalar, çatılar için ziftli kartonlar, ziftli kaplamalar, ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) SINIF 37: İnşaat hizmetleri, inşaat araç – gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri yönünden iltibas ihtimali bulunduğu;
Davacıya ait markanın başvuru tarihinin 23/07/2018 tarihi olması nedeniyle davalının markasının geriye doğru 5 yıllık kulanımına ilişkin belgeler incelendiğinde, 2010-2014 yılına ait faturalar, 2010 yılı katolog baskı faturası, 2014 yılı billboard baskı fatuası 2014 yılı katalog kiralama ve gazeteye reklam faturası, billboard, broşür, ilan, reklamlar, tabela ve tanıtım videoları, çeşitli internet sitelerinden alınmış 2010-2015 arası haberler sunulduğu; davalının sunduğu delillerden başvuru tarihinden 5 yıl öncesine ilişkin faturaların, katalog, billboard, tabela, afiş, ilan ve tanıtım materyali sonuçları, haberler, arama motorları sonuçları şeklindeki belgelerin birbirini destekler mahiyette olduğu bu suretle markanın davalı tarafça projenin 2009 yılında sona erdiğine ilişkin beyanlar da dikkate alınarak ilgili zaman aralığını kapsayacak şekilde, düzenli ve kesintisiz ticari etki doğuracak şekilde olduğu ve mal/hizmet niteliğine de uygun nitelikte ciddi kullanımı gösterdiği; bu kapsamda itiraza mesnet davalı markasının SINIF 19: Beton, alçı, toprak, kil, taş, mermer, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı/inşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler: metalden olmayan binalar/yapılar, yapı elemanları, direkler, bariyerler, tabii veya sentetik ısı ile yapıştırılabilen kaplamalar, çatılar için ziftli kartonlar, ziftli kaplamalar, ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler. SINIF 35: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Beton, alçı, toprak, kil, taş, mermer, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı/inşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler: metalden olmayan binalar/yapılar, yapı elemanları, direkler, bariyerler, tabii veya sentetik ısı ile yapıştırılabilen kaplamalar, çatılar için ziftli kartonlar, ziftli kaplamalar, ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) SINIF 37: İnşaat hizmetleri, inşaat araç – gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri.” yönünden ciddi şekilde kullanıldığının diğer sınıflar ve emtialar yönünden ise kullanıma ilişkin şartların sağlanmadığı dikkate alınarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/01/2022

Katip Hakim
¸ ¸