Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/134 E. 2022/432 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/134 Esas – 2022/432
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/134
KARAR NO : 2022/432

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 14/05/2020
KARAR TARİHİ : 20/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkili şirketin 2006 yılında Tayvan ÇİN
Cumhuriyeti’nde kurulduğunu, çay üretimi ve dünya çapında 20’den fazla ülkeye çay ihracaatı
faaliyetinde bulunduğunu ve sektöründe tanınmış markalara sahip bir şirket olduğunu,
müvekkiline ait ”Gongnha+şekil” markasının, menşei ülke dışında bugün OHIM başta olmak üzere ABD,
Avusturalya, Japonya, Kore gibi birçok ülkede tescilli olduğunu, müvekklinin tescili için başvuruda
bulunduğu 2018/105760 sayılı Gongcha+şekil ibareli marka tescil başvurusuna davalı firma tarafından itiraz
edildiğini, söz konusu itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından reddedildiğini, anılan ret
kararının kaldırılması için Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’na yapılan itiraz neticesinde
ise kısmen kabulüne karar verildiğini, YİDK kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davaya konu
markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 m. hükmü anlamında benzerliğin söz konusu olmadığını,
benzerliğin tespitinde münferit unsurlardan ziyade genel görünüm ve bütünsel benzerliğin dikkate
alındığını, markanın sözcük ve resim veya şekillerinin kombinasyonundan oluşması halinde sadece
sözcük, şekil veya resme bakılarak değil markanın toplu olarak bıraktığı intibaya bakılarak karar
verilmesi gerektiğini, müvekkili markasının sadece bir kısmını oluşturan “gong” ibaresi sebebiyle
markanın bütününün iltibasa mahal vereceği yönünde karar verildiği ve işbu YİDK kararı ile
müvekkili başvurusunun bir kısım emtialar için reddedildiğini, müvekkili markasının kelime ve Çince
yazı karakterlerinden oluşan şekil unsurunun oluşturduğu bir kombinasyondan meydana geldiğini,
davalının 2013 49394, 2015 09605, 2018 86649 sayılı markalarının da kelime şekil ve ambalaj
unsurlarından bir araya getirildiğini, dolayısıyla bu markalar arasında karşılaştırma yapılırken dikkat
edilecek unsurların YİDK kararının aksine, sadece kelime değil, ayrıca şekil ve özgün renk ve
ambalaj unsurları olması gerektiğini, davalı yanın 2018 59313 sayılı kelime markası dışında itiraza
dayanak tüm markalarının davalının “…” markası ile birlikte, ambalaj ve mor renk unsurları ile
birlikte kullanıldığını, davalı markaları bir bütün olarak incelendiğinde bu markaların tüketiciye “…
Gong” olarak sunulduğunu, müvekkili markasının ise kelime ve Çince yazı karakterlerinden
oluşturulduğunu, hiçbir renk ya da ambalaj gibi unsurların bulunmadığını ve şekil unsurundan
ibaret olduğunu, müvekkili markasının tüketicide bırakacağı intibanın, Uzak Doğu ülkesinden ithal
edilmiş bir ürün olacağını, markalarda yer alan “Gong” ibaresi üzerinden varılan bir benzerlik
kararının, sığ ve kolay bir karar olduğunu ve markaların bütünü itibariyle bıraktıkları izlenimin
değerlendirilmesi ilkesine ters düştüğünü, müvekkili markasındaki “gong” ibaresinin tek bir
kelimenin içerisinde yer alan harfleri temsil ettiğini, davalı yanın markasındaki “gong” ibaresinin ise
zil anlamına gelen başlı başına bir kelimeyi temsil ettiğini, müvekkili markasındaki şekil, yazı
karakteri gibi unsurların yeterli farklılaşmayı sağladığını, markaların benzer olmadığını ve tüketiciler
tarafından karıştırılamayacağını iddia ederek; Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun
2020-M-2655 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, verilen Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle; müvekkili şirketin kurulduğu 1961 yılından
bugüne kadar özellikle bisküviler, krakerler, gofretler, pastalar, kekler ve sair ürünlerin imali, ithali,
ihracı ve ticareti alanında faaliyet gösterdiğini ve tanınmış marka olarak kabul edildiğini,
müvekkilinin “GONG” ibareli markayı ilk defa 2009 yılında tescil ettirdiğini ve kullanmaya
başladığını, “GONG” markasını yurt içinde ve yurt dışında tescil ettirerek ilgili markaya yasal bir
koruma sağladığını ve bahse konu marka ibaresini yoğun bir şekilde kullandığını, müvekkilinin
“GONG” markalarını çeşitli şekillerde marka başvuruları yaparak seri marka oluşturmak amacıyla
hareket ettiğini, birçok farklı ülkeyi kapsar şekilde GONG markasınıtescil ettiren müvekkili şirketin
GONG ibaresini kendisine bağladığını ve bu markaya global bir koruma sağlamaya çalıştığını,
müvekkili şirket adına tescilli “GONG” ibareli markaların 6769 sayılı SMK’nun 6/4 ve 6/5 maddeleri
uyarınca tanınmış markalar olduğunu, müvekkilinin yapmış olduğu yatırımlar ile “GONG” markasını
ortalama tüketiciler nezdinde tanınmış marka konumuna getirdiğini, IPSOS Araştırma Şirketi tarafından düzenlenen 2018 tarihli “… GONG” Marka İletişim İzleme Araştırması sonuçlarıyla da
ortaya konulan, araştırmaya katılan tüketicilerin %87’sinin GONG ibaresini … Gıda ile
ilişkilendirdiğini ve alanında akla gelen 2. marka olarak değerlendirildiğini, davacı markasının,
ortalama tüketiciler nezdinde doğrudan müvekkili markalarını çağrıştıracağını, dava konusu
“GONGCHA” ibareli markanın tesciline cevaz verilmediği mal ve hizmet sınıfının, müvekkili şirkete
ait markaların bulunduğu mal ve hizmet sınıfı ile birebir aynı olduğunu, bu durumun iltibas
ihtimalini kuvvetle muhtemel kıldığını, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerliğin
bulunduğunu, dava konusu marka ile müvekkili şirkete ait markaların düz beyaz zemin üzerine
siyah harflerle yazılmış markalar olduğunu ve hiçbir şekil unsuru ihtiva etmediklerini, davalı
markası sonunda “CHA” ibaresi ve iki adet Çince yazı karakteri dışında taraf markaları arasında
herhangi bir farklılığın bulunmadığını, “GONG” ibaresini gören ortalama tüketicinin bahse konu
markayı müvekkili şirket markalarıyla ilişkilendireceğini, davacı markasında yer alan “GONG”
ibaresinin “Bağımsız Ayırt Edici Rol”e (İNDEPENDENT DİSTİNCTİVE ROLE) sahip olduğunu, markalar
arasında sınıfsal benzerliğin de bulunduğunu, dava konusu markaların tescil edildiği emtiaların
aynı / benzer olması ve bu emtialar bakımından tüketicilerin gösterdiği özenin düşük olmasının,
davalı Kurum kararının haklılığını ortaya koyduğunu, davacı başvurusunun kötü niyetli bir başvuru
olduğunu, davacı şirket tarafından ikame edilmiş olan yine Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde 2020/75 E. sayılı dosya ile görülmekte olan davanın işbu dosya ile birleştirilmesi
gerektiğini, davacı yana ait markanın tescil edildiği takdirde bu durumun müvekkiline ait “GONG”
ibareli tanınmış markalarının ayırt edici karakterine zarar vereceğini ve davacının, müvekkili
markalarından haksız yarar sağlamasına sebep olabileceğini ileri sürerek; huzurdaki davanın
Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde 2020/75 E. sayılı dosya ile birleştirilmesini ve
davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı başvurusuna davalı tarafından yapılan itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından kısmen kabulü ile ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; davacı … TEA TAIWAN CO., LTD. Tarafından Gongcha+şekil markasının “30. Sınıf:
Çay, çay esaslı içecekler; kahve; kahve esaslı içecekler; çikolata esaslı içecekler; şeker; şekerlemeler;
pastalar, kekler; patlamış mısır; yenilebilir buz; çeşniler; baharatlar; ekmekler. 32. Sınıf: Alkolsüz içecekler;
şerbetler *içecekler+; meşrubat; meyve aromalı içecekler; alkolsüz meyve özleri; alkolsüz meyve suyu içecekleri; soda, maden suyu; sebze suları *içecekler+; şıra; portakal suyu; domates suyu *içecek+; çay
aromalı meyve esaslı içecekler; çay aromalı alkolsüz içecekler; meyve suyu; izotonik içecekler; içecek yapımında kullanılan malzemeler; köpüren içecekler için tozlar. 35.sınıf: İthalat-ihracat acentesi hizmetleri;
üçüncü kişilerin mallarına ve hizmetlerine ilişkin lisansların ticari yönetimi hizmetleri; çay, kahve, kakao ve
alkolsüz meyve suyu içecekleri ile ilgili çevrimiçi perakende ve toptan satış hizmetleri; gazlı içecekler
[canlandırıcı içecekler+ ve alkolsüz meyve suyu içecekleri için perakende veya toptan satış hizmetleri; kahve
esaslı içecekler ve kakao esaslı içecekler için perakende ve toptan satış hizmetleri; işlenmiş gıdalar için perakende veya toptan satış hizmetleri; et için perakende veya toptan satış hizmetleri; süt ürünleri için
perakende veya toptan satış hizmetleri; çay için perakende veya toptan satış hizmetleri; bilgisayar
ağlarında çevrimiçi reklamcılık hizmetleri. 43. Sınıf: Çay salonu hizmetleri; bar hizmetleri; kafe hizmetleri;
kafeterya hizmetleri; kantin hizmetleri; yiyecek ve içecek sağlanması (catering) hizmetleri; self-servis
restoran hizmetleri; snack-bar hizmetleri; restoran hizmetleri; toplantı odalarının kiralanması.” mal ve
hizmetlerini kapsayacak şekilde tescili için 22.11.2018 tarihinde başvuruda bulunulduğu, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından başvurunun incelenerek 12.06.2019 tarih ve 326
sayılı Resmi Marka Bülteninde ilanına karar verildiği,
davalı … GIDA SANAYİ VE TİC. A.Ş. tarafından ilana 2018 86649, 2018 59313, 2015
09605, 2013 49394 sayılı “… gong pops”, “gong”, “… gong”, “… gong” ibareli markalar ile
karıştırılma ihtimali, tanınmışlık, kötü niyet iddialarıyla itiraz edildiği,
davacı tarafından itiraza karşı görüş bildirilerek, markanın sadece ”Gongcha+şekil” olarak
değerlendirildiğinde dahi ayırt edici olduğunun, farklı ibarelerden ihdas edilmiş, özgün ve yüksek
ayırt edicilik taşıyan bir marka olduğunun ve gerekçe markalarla en ufak bir çağrışıma dahi yol
açmayacağının ileri sürüldüğü ve itirazın reddinin istendiği,
Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından davalı itirazının incelenerek reddine karar verildiği,
İlgili Dairenin bu kararına davalı tarafından Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden
İnceleme ve Değerlendirme Kurulu nezdinde itiraz edildiği,
01.04.2020 tarih ve 2020-M-2655 sayılı YİDK kararı ile;
“2018/105760 başvuru numaralı “gongcha” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan
itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvurunun 2018 86649,
2018 59313, 2015 09605, 2013 49394 sayılı ‘… gong pops’, ‘gong’, ‘… gong’, ‘… gong’ ibareli
markalar ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 6 ncı maddesi uyarınca
reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir.
6769 s. Kanun’un 6 (1) fıkrası ‘Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya
önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya
hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu
yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa
itiraz üzerine başvuru reddedilir.’ hükmünü içermektedir.
Yerleşik içtihada göre, halkın malların veya hizmetlerin aynı işletmeden veya ticari olarak
bağlantılı bir işletmeden geldiğine inanması riski karıştırılma olasılığını ortaya çıkartır.
Karıştırılma olasılığı, kamunun ilgili kesiminin ihtilafa konu markalar ve mallar veya hizmetler
hakkındaki algısı, markaların ve malların veya hizmetlerin benzerliğinin karşılıklı bağımlılığı
dahil olmak üzere inceleme konusu ihtilafa ilişkin tüm faktörler dikkate alınarak, bütüncül
olarak değerlendirilmelidir.
Karıştırılma olasılığına ilişkin bütüncül değerlendirme yapılırken, ihtilafın konusu
markaların görsel, işitsel veya kavramsal benzerliği, işaretlerin bütün olarak oluşturdukları
izlenim esasında incelenmelidir, ancak bu yapılırken işaretlerin ayırt edici ve baskın unsurları
özellikle dikkate alınmalıdır. Karıştırılma olasılığına ilişkin genel değerlendirmede, malların veya
hizmetlerin ortalama tüketicisinin markalara ilişkin algısı belirleyici etkiye sahiptir. Bu
bağlamda, ortalama tüketiciler markayı genellikle bütün olarak algılar ve markanın çeşitli
detaylarına ilişkin kapsamlı bir analize girişmez.
Karıştırılma olasılığına ilişkin bütüncül değerlendirmede, ilgili malların veya hizmetlerin
ortalama tüketicisinin makul derecede bilgili, gözlemci ve ihtiyatlı varsayılır. Bununla birlikte,
ortalama tüketicilerin farklı markalar arasında doğrudan bir karşılaştırma yapma şansına nadiren sahip olduğu, bunun yerine markaların zihninde kalan tam olmayan imajını (hatırasını)
esas aldığı faktörü dikkate alınmalıdır. Buna ilaveten, ortalama tüketicilerin dikkat seviyesinin,
ihtilafa konu malların veya hizmetlerin niteliğine göre değiştiği de göz önünde
bulundurulmalıdır.
Önceki tarihli markanın ayırt edici gücü arttıkça, karıştırılmanın ortaya çıkması olasılığı
da artar. Bu nedenle, ayırt edici gücü, tabiatı gereği veya piyasada sahip olduğu bilinirlik (ün)
nedeniyle, daha yüksek olan markalar, ayırt edici gücü düşük olan markalara kıyasla daha geniş
korumadan yararlanırlar. Bu nedenle, karıştırılma olasılığının varlığı araştırılırken önceki
markanın ayırt edici gücü ve özellikle sahip olduğu bilinirlik (ün) dikkate alınmalıdır.
Birden fazla unsurdan oluşan bileşke markalar söz konusu olduğunda, iki marka
arasındaki benzerliğin tespiti, bileşke bir markayı oluşturan öğelerden sadece birisini alarak, o
öğeyi başka bir markayla karşılaştırmanın ötesinde bir incelemeyi gerektirir. Karşılaştırma,
ihtilaf konusu markaların her birini bütün olarak inceleyerek yapılmalıdır, ancak bazı
durumlarda, bileşke markayı oluşturan öğelerden biri, bileşke markanın kamunun ilgili
kesiminde yarattığı bütüncül algıda baskın konumda bulunabilir.
Karıştırılma, ilişkilendirilme olasılığı gerekçeli itiraz belirtilen genel ilkeler esas alınarak
Kurul, çekişme konusu markaların ‘gong’ ibaresini ortak içermeleri hususunu dikkate
alarak, ‘gongcha’ ibareli başvuru ile ‘… gong pops’, ‘gong’, ‘… gong’, ‘… gong’ ibareli itiraz
gerekçesi markaların görsel ve bütün olarak ortaya çıkan izlenim bakımlarından benzer marklar
olduğu görüşündedir. Buna ilaveten, başvuru ile 2018 86649, 2018 59313, 2015 09605, 2013
49394 sayılı itiraz gerekçesi markaların 30 ve 32. Sınıflarda yer alan mallar bakımından
aynı/aynı tür ve benzer nitelikte malları kapsadıkları tespit edilmiştir. Bu çerçevede, başvuru ile
2018 86649, 2018 59313, 2015 09605, 2013 49394 sayılı itiraz gerekçesi markalar arasında 30
ve 32. Sınıflarda yer alan mallar bakımından karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkabileceği
kanaatine varılmıştır. Ancak itiraz başvuru kapsamında yer alan diğer hizmetler ve mallar
bakımından kabul edilmemiştir.
Sayılan nedenlerle, itirazın karıştırılma ihtimali gerekçesiyle kısmen kabul edilmesi
gerekmiştir.” gerekçesiyle itirazın kısmen kabulüne ve başvurunun 30. ve 32. sınıflarda yer
alan mallar bakımından reddine karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 14/05/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda/ek raporda özetle:2018/105760 sayılı Gongcha ibareli davacı marka başvurusu ile ”… gong pops”, ”gong”, ”… gong”, ”… gong” ibareli davalı markalarının benzer olduğu; davacı başvurusu kapsamında reddedilen çekişme
konusu tüm mallar (30 ve 32. Sınıflar) bakımından emtia listelerinin aynı/aynı tür mallardan
oluştuğu ve markalar arasında bu mallar itibariyle iltibas ihtimali bulunduğu, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun/ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davalı Markası Davacı Markası

Gongcha … Gong POPS+şekil
(30. sınıf) GONG
… Gong
… Gong
(05, 29, 30, 32. sınıf)

Tarafların emtia gruplarına bakıldığında;
taraf markalarının emtia listeleri, dava konusu marka başvurusu kapsamında
reddedilen çekişme konusu 30 ve 32. Sınıflardaki malların tamamı bakımından aynı/aynı tür
emtialardan oluşmaktadır. Bu kapsamda somut olayda, dava konusu tüm mallar bakımından
emtia benzerliği koşulu gerçekleşmiştir.
Şu hâlde, SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan şartlardan biri belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir.
Davacının markasının incelenmesinde;2018/105760 sayılı ibareli davacı marka
başvurusunun, beyaz zemin üstüne siyah renkte düz harflerle yazılmış GONGCHA kelimesinden ve bu
kelimenin yanında yer alan Çince harflerden oluştuğu, Gongcha ibaresi herhangi bir anlamı
olmayan bir kelime olduğu, anlaşılmaktadır.
Davalının markalarının incelenmesinde; redde mesnet davalı markaları ise ”… gong pops”, ”gong”, ”… gong”, ”… gong” şeklinde olup, kelime ve şekil unsurundan oluşan karma işaretler olduğu, markaların asli
ve esas unsuru “GONG” ibaresi olduğu, GONG kelimesinin Türkçe herhangi bir anlamı
bulunmadığı, yansıma bir sözcük olduğu anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davalı adına tescilli “GONG” esas ibareli markalar ile davalının “GONGCHA” ibareli markası arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davacının “GONGCHA” markasını gördüğünde bunun davalının mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayabileceği, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ihtimal dahilinde olduğu, taraf markaları arasında iltibas bulunduğu, başvuru ile 2018 86649, 2018 59313, 2015 09605, 2013
49394 sayılı itiraz gerekçesi markaların 30 ve 32. Sınıflarda yer alan mallar bakımından
aynı/aynı tür ve benzer nitelikte malları kapsadıkları; başvuru ile
2018 86649, 2018 59313, 2015 09605, 2013 49394 sayılı itiraz gerekçesi markalar arasında 30
ve 32. Sınıflarda yer alan mallar bakımından karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkabileceği kabul edilmiş, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,

2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/12/2022

¸ ¸