Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/13 E. 2021/284 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/13
KARAR NO : 2021/284

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 14/01/2020
KARAR TARİHİ : 16/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekil dava dilekçesiyle; müvekkilinin Türkiye’nin en tanınmış ve itibarlı şirketlerinden biri olduğunu, sahip olduğu pek çok tescilli ve tanınmış markanın yanı sıra “…” markasının da 1960’lı yıllardan beri kullanılan ve tanınan markalarından biri olduğunu, ilk kez 38360 sayısı ile 1968 yılında tescil edildiğini, 2019 yılına kadar da sürekli markanın kullanıldığını, müvekkilinin bu ibare ile yarattığı seri marka ailesinin bulunduğunu, anılan ibarenin uluslar arası alanda da tescilli olduğunu, ayrıca 1991 tarihinde 127688 nolu tanınmış marka tescilini de elde ettiğini, müvekkilinin bu marka ile çok sayıda ödül aldığını, davalı yanın … sayılı “…” ibareli marka başvurusunun, müvekkili markaları ile karıştırılacak düzeyde benzerlik taşıdığını, davalının müvekkilinin çok tanınmışlığının bulunduğu bir durumda, kötü niyetli bir şekilde 11. Sınıf emtialarda tescil ettirmek istediğini, dava konusu markanın, müvekkili markasının serisi niteliğinde olduğunu, dava konusu markanın esas unsurunun “…” ibaresi olduğunu, dolayısıyla değerlendirmenin “…” ve “…” kelimeleri üzerinden yapılması gerektiğini, müvekkilinin tanınmış markalara sağlanan korumadan da yararlanması gerektiğini, ayrıca Ankara …FSHHM’nin 2014/80E, 2014/367K sayılı ve Yargıtay onamasından da geçmiş dosyasında “…” markası ile müvekkili markasının benzer olduğuna kanaat getirildiğini, gelinen aşamada dava konusu markanın tescilinin de müvekkili markalarından haksız yarar temin edeceğini, iddia ederek TÜRKPATENT Yeniden İnceleme Değerlendirme Kurulunun …sayılı kararının iptali ve … sayılı markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, verilen kurum kararının yerinde olduğunu, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı tarafa yapılan tebligata rağmen davalı tarafça dosya kapsamına herhangi bir beyan dilekçesi sunulmadığı gibi davalı başvuru sahibinin ön inceleme duruşmasına da katılmadığı görülmüştür.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; dava konusu “… by … duş ve küvet kabinleri” ibaresinin 11. Sınıf emtialarda tescili amacıyla 03.05.2018 tarihinde gerçekleştirildiği görülen … sayılı marka başvurusunun, yapılan ilk incelemeler sonrasında, 12.06.2018 tarih ve 302 sayılı bültende ilan olunduğu, anılan ilana karşı davacı yanın önceki tarihli çok sayıda markasına dayalı olarak itirazda bulunduğu, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından itirazın haklı bulunmayarak reddine karar verildiği, söz konusu ret kararına karşı, davacı yanın bir kez daha itirazda bulunduğu, davacı itirazlarını değerlendiren Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun …sayı ve 04.11.2019 tarihli kararı neticesinde özetle; “… başvuru numaralı “… by … duş ve küvet kabinleri” ibareli başvurunun ilanına 2006 04861, 2003 02521, 99 014569, 2006 04860, 2006 49830, 2000 24896, 99 014568, 99 014567, 2014 37691, 2005 00726, 2014 37937, 2014 37968, 2014 37959, 2014 37952, 2014 37934, 2015 35179, 2018 56143, 2018 70799, 2018 12388, 2004 02785, 2004 02783, 2006 21067, 2005 33316, 2002 27152, 2002 27305, 98 017515, 2000 06543, 2000 06542, 2011 66016, 2011 97762, 2012 07025, 2012 61096, 2012 61104, 195682, 2000 08991, 127688, 2006 07557, 2006 07558, 2010 79463, 2004 30373, 2004 34115, 2010 08329, 2003 15863, 2005 52340, 2005 52341, 2006 19767, 2012 105076, 2014 28147, 2011 113057, 2011 104917, 122839, 2014 37991, 2014 83485, 2014 61917, 2014 61905, 2014 38203, 2015/04838, 2015 24079 sayılı markalar gerekçe gösterilerek, benzerlik ve tanınmışlık iddialarıyla ve başvurunun 6769 sayılı SMK’nın 6 ncı maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itirazın incelenmesinde, başvuru marka örneğind eyer alan “…” ibaresiyle itiraz gerekçesi markaların asli unsurunu oluşturan “…” ibareleri arasında işitsel yönden kısmi bir benzerlik bulunmakla birlikte, başvuru marka örneğinde “…” ibaresinin yanısıra “…” ibaresinin de ön planda kullanıldığı, markaların görsel ve kavramsal yönlerden de tamamen farklı olduğu hususları dikkate alındığında, markalar sahip oldukları unsurların tamamıyla birlikte ve bir bütün olarak değerlendirildiğinde markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Markalar karıştırılacak derecede benzer olmadığından, itiraz gerekçesi markaların önceki tanınmışlığının da markalar arasında karışıklığa ya da iltibas ihtimaline neden olmayacağı kanaatine ulaşıldığından itirazın reddi gerekmiştir.” şeklindeki gerekçeler ile davacı itirazlarının bir kez daha reddine karar verildiği, dava konusu YİDK kararının davacı şirkete 16/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 14/01/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle: dava konusu … sayılı marka kapsamında 11. Sınıfta yer alan malların tamamının, davacı yanın önceki tarihli markaları kapsamında yer alan mallar ile aynı, aynı tür ya da benzer oldukları, dava konusu marka ile davacı markaları karşılaştırıldıklarında, rapor kapsamında ayrıntılı olarak izah olunan nedenlerle “…” ve “…” ibarelerindeki benzerlikten kaynaklı ilişkilendirilme ve karıştırılma ihtimalinin varlığına kanaat getirilebileceği, davacı yanın “…” markalarının sektörel anlamda tanınmış marka olduğunun değerlendirilebileceği, buna göre kendi pazar segmentinde tüketicinin zihin kütüphanesinde yer edindiği, bu durumda dava konusu markanın tescilinin davacı markasının ayırt ediciliğini zedeleyecek, haksız kazanç sağlayabilecek sonuçlar doğurabileceği, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davalı Markası Örnek Davacı Taraf Markaları
….

Tarafların emtia gruplarına bakıldığında; dava konusu marka başvurusu kapsamında yer alan 11. Sınıf malların tamamı, davacı yanın önceki tarihli markaları kapsamında yer alan mallar ile aynı, aynı tür ya da benzer nitelikte, benzer satış kanallarına sahip, benzer ihtiyaçları gideren, benzer tüketici kitlelerine hitap eden, birbirlerini tamamlayıcı ya da birbirlerine yerine ikame edilebilir olan, birbirleri ile rekabet içerisinde bulunan emtialar olduğu anlaşılmış, bu bakımından SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan şartlardan biri belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir.
Davalının markasının incelenmesinde; ”… by … duş ve küvet kabinleri” şeklindeki başvurunun, iki ana bölümden oluştuğunun görülebileceği, ilk bölümün davalının kendi adı da olan “…” ibaresinden oluştuğu, bu ibarenin markanın üst bölümünde yer aldığı, ikinci bölümün ise asıl markasal unsurların yer aldığı kısım olduğu, burada da mavi ve siyah renklerle oluşturulmuş şekil ve sözcük unsurlarının yer aldığı, bütüne etkisi zayıf bir şekil (banyo yüzeyine benzeyen), bu şeklinde hemen altında “by” ve “…” kelimeleri, en alt kısımda ise “duş ve küvet kabinleri” unsurlarının yer aldığı, “…” kelimesinin, markanın tam ortasına siyah ve kalın harf karakterleri ile konumlandırıldığı, markadaki sair unsurlara göre ilk dikkat çeken sözcük unsurunun bu ibare olduğu, “by” ibaresinin nispeten daha küçük ve mavi renk ile yazıldığı, bununla birlikte anılan ibarenin İngilizcede “tarafından” anlamı sağlayan tek heceli bir kelime olduğu, en alttaki sözcük unsurları olan “duş ve küvet kabinleri” ibarelerinin ise zaten logoya markasal bir katkı sağlamayan tali nitelikte unsurlar oldukları değerlendirilmektedir. “…” kelimesinin dilimizde bilinen bir anlamı bulunmamakta olup İngilizcede de bilinen bir anlamının bulunmadığı görülmüştür. Dolayısıyla marka içerisinde “…” ve “…” ibarelerinin ayrı ayrı esaslı unsurlar olarak grafik tasarımda çözümlendiği anlaşılmaktadır.
Davacının markalarının incelenmesinde; davacı tarafın “…” ibaresini esas unsur olarak taşıyan çok sayıda markasının mevcut olduğu, bu marka etrafında seri marka ailesi yarattığı, anılan ibarenin önüne ya da ardına çeşitli ek unsurlar eklediği görülmektedir. “…” ibaresinin de dilimizde bilinen bir anlamı bulunmamakta olup İngilizce olarak da yine bilinen bir anlamı mevcut değildir. Davacı markalarının da esas unsuru tereddütsüz olarak “…” kelimesi olduğu anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, taraf markaları kapsamındaki emtialar arasındaki ilişkinin aynı, aynı tür ya da yüksek düzeyli benzer oluşu göz önüne alındığında, karıştırılma ihtimalinin ortadan kalkması için işaretlerin birbirlerinden yeterince uzaklaşmaları gerektiği, somut olayda ise her ne kadar dava konusu markada ek unsurlar yer almakta ise de “…” ibaresinin, markadaki merkez konumu, vurgusu ve boyutu itibariyle markadaki esas unsur/unsurlardan biri olduğu, “…” ve “…” ibareleri arasında yalnızca tek bir harften kaynaklı bir farklılık mevcut olduğu, tek bir harf farklığının kimi zaman ciddi kavramsal farklılıklar oluşmasına neden olması mümkünken somut olayda bu mahiyette bir sonuca sebebiyet vermediği gibi işaretlerin görsel ve işitsel açıdan da birbirlerinden yeterince uzaklaşması sonucunu doğurmadığı, yine markadaki “…” ibaresinin markaların birbirlerinden uzaklaşmaları sonucunu doğurmadığı, dolayısıyla her ne kadar benzerliği tespit olunan emtiaların ilgili tüketici kitleleri ortalamanın daha üstü bir dikkat, özen ve bilgi seviyesine sahip seçici kimseler ise de bu durum işaretler arasındaki benzerliğin, tüketici nezdinde ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimali sonucunu doğurabileceği, başka bir ifadeyle ilgili tüketicinin iki farklı marka karşısında olduğunu algılasa dahi bu defa işaretler arasında işletmesel bir bağlantının var olduğu zannına kapılabileceği, bu durumun ise işaretler arasında imaj transferine yol açabileceği, karıştırılma ihtimalinin temelinde, makul miktarda ortalama tüketicilerin, bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde, herhangi bir sebeple bir bağlantı kurmasının yeterli olduğu, somut olayda ise bahsi geçen ihtimallere dair koşulların tamamının oluştuğu; davacı yanın “…” markalarının tanınmışlığına yönelik dosya kapsamına sunduğu deliller incelendiğinde, markanın muhtelif zamanlarda elde ettiği ödülleri, ulusal ve uluslar arası tescil belgelerini, “…” markasının tanınmış marka kabul edildiğini gösterir T/00293 sayılı tanınmış marka kaydını, çeşitli mahkeme kararlarını sunduğu, sunulan bu delillerden “…” markalarının özellikle “sıhhi tesisat ve banyo yapı gereçleri” açısından bilinirliğini gösterir nitelikte olduğu, bu durumunda taraf markaları arasındaki karıştırılma ihtimalini arttıran, davacı markalarının ayırt ediciliğinin zamanla azalması sonucunu doğuran, davalı lehine haksız kazanç sağlayabilecek nitelikte sonuçlar meydana getirebileceği anlaşılmış, açıklanan nedenlerle davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulü ile
TPMK YİDK’nın …sayılı kararın iptaline,
Davalıya ait … kod nolu “… bymitra DUŞ VE KUVET KABİNLERİ+Şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,

2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 10,00-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 2.639,80-TL
yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/09/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸

MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF : 108,80-TL
GİDER AVANSI :2.531,00-TL
TOPLAM :2.639,80-TL