Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/127 E. 2022/23 K. 25.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/127 Esas – 2022/23
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/127
KARAR NO : 2022/23
HAKİM : …
KATİP : .

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI :

VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 29/04/2020
KARAR TARİHİ : 25/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkilin “… ” markasına yönelik YİDK tarafından … ve Yatırım İşletme Anonim Şirketi’ne (“Davalı Şirket”) ait 2012/78473 sayılı “…”, 2012/78478 sayılı “…”, 2012/78480 sayılı “…” ve 2014/70149 sayılı “…” markalarına istinaden itiraz edildiğini, kurum aşamasında kullanım ispatı talebinde bulunulduğunu, 2007/53903 sayılı “… konutları” ve 2007/53902 sayılı “… şekil” markalarının kullanımın ispatına ilişkin sunulan delillerin yeterli bulunmadığı tespit edildiğinden, SMK md. 6/1 kapsamında yapılan incelemede bu markalar dikkate alınmadığını, Buna karşın 2012/78473 sayılı “…”, 2012/78478 sayılı “…”, 2012/78480 sayılı “…” ve 2014/70149 sayılı “…” markalarının ve kapsamındaki mal/hizmetin benzer olduğu ve karıştırılma ihtimali bulunduğu gerekçesi ile 2018/95900 sayılı “ … AVM” marka başvurusunun , Tebliğ’in 35. sınıfında yer alan “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Makine ve motorlar için silindir contaları. Metronomlar. Tespihler. Bebekler için kundak örtüleri. Enerji içecekleri (alkolsüz). mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.” hizmetleri, 36. Sınıfında yer alan hizmetlerin tamamı ve 37. Sınıfında yer alan hizmetlerin tamamı açısından reddine karar verildiğini, YİDK nezdinde itirazlarının reddedildiğini, markaların görsel ve işitsel yönden benzer olmadığını ve tüketici kesimi tarafindan kariştirilma ihtimali olmadığını, Davalı şirkete ait markaların küçük harflerle “…”, “…” ve “…” kelimelerindn ibaret olduğunu, aynı zamanda markalarda yer alan “…” ibaresi ve “bazaar”, “kasaba”, “vadi” kelimelerinin herkes tarafından tesadüfen tercih edilebilecek/kullanılabilecek zayıf ibareler olduğunu, müvekkili şirketin hizmetlerinden, malların/hizmetlerin fiyatlarının yüksek olmasından ve mallara ilişkin satın alma sürecinin uzun olmasından dolayı ortalama tüketici kitlesi dikkatli ve seçici olduğundan, markalar arasi iltibas ve kariştirilma ihtimali bulunmadığını, davalının kendi marka tescil süreçlerinde verdiği beyanlarda … esas unsurlu markanın genel tabir olduğunu, … kelimesinin manaca çeşit, tür, cins anlamlarına gelmekted olduğunu genel tabir olan … ibaresinin yaygın olarak kullanılan ayırt edici gücü zayıf kelime olduğunu savunduğunu, beyanlarının çelişkili olduğunu, “…” kavramı Arapça çeşit, tür anlamına gelmekte, Farsça olarak ise “yeni” anlamı taşımaktadır. Söz konusu “…” ibaresi, asırlardır kullanılmakta olduğunu ve zayıf bir ibare olduğunu ve “…” ibaresi Türkçemizde her zaman kelimenin başında kullanılmakta olduğunu, davalı tekeline bırakılamayacağını, davalı şirkete ait markalarda yer alan “bazaar”, “kasaba”, “vadi” ibareleri de tanımlayıcı olmakla birlikte ayırt ediciliği zayıf olan ibareler olduğunu, davalının itirazının kötüniyetli olduğunu, beyanla TPMK YİDK’nın 2020-M-1011 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, başvuru konusu marka ve redde mesnet markalarda ön plana çıkan esas unsurun, birbirinin tıpatıp aynısı olan “…” ibaresi olduğunu, bu ibarenin, markaların tamamında başlangıç kısmında yer almakta olduğunu, “Çarşı, avm, bazaar, kasaba, vadi” ibarelerinin ayırt edici niteliği bulunmayan ve markalar arasında farklılık yaratmayı sağlamayan ibareler olduğunu, “…” kelimesinin hem başvuru konusu hem de redde mesnet markalarda öne çıkmakta, öteki yardımcı unsurlar markalar arasında seri marka izlenimi olduğu kanaatini kuvvetlendirmekte olduğunu, dava konusu marka ile redde mesnet alınan markaların her birinin gözde ve kulakta bıraktıkları tesirin aynı olması karşısında, sonrakinin ilkinden ayırt ediciliğinin bulunduğunu söylemek imkansız olduğunu, davacının her ne kadar “…” ibaresinin zayıf ibare olduğunu ileri sürmekte ise de, anılan ibarenin zayıf bir ibare olmayıp, aksine orijinal bir ibare olduğunu, başvuru konusu işarete bakıldığında gözde bıraktığı iz, duyulduğunda kulakta kalan ses, redde mesnet markayı hatırlatmakta olduğunu, davacı başvurusunun konusu olan işareti gören ve duyan tüketicilerin zihninde belirecek olan izin, hemen redde mesnet markanın bıraktığını hatırlattığını, bu hatırlatmanın, anılan işaretin, redde mesnet markanın bir başka versiyonu veya serisi yahut uzantısı olarak algılanmasına sebebiyet vereceğini, bunun sonucu olarak redde mesnet marka sahibinin, bu markayı taşıyan ürünler için tüketiciler nezdinde tesis ettiği imaj, güven ve hatırlanırlıktan davacı tarafından haksız olarak istifade edilmesi olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle; davacı tarafından ileri sürülen iddiaların gerçek dışı ve hukuka aykırı olduğu gibi davacı şirketin 2018/68443 sayılı “… üsküdar+şekil” ibareli marka başvurusu ile müvekkili şirkete ait tescilli 2007/53902 sayılı “…+şekil” markası arasında 6769 sayılı SMK 6/1 maddesi uyarınca aynı/benzer olduğunu, karıştırılma ihtimali bulunduğu, davacı taraf talebinin kabulü halinde, davacı taraf aslında “…+şekil” markalarının tescilinin korumasına sahip olacak ve müvekkil şirketin tescilli ve yıllardır yenilenerek tescilli kalmakta devam eden markasının bütün ününden ve markanın yarattığı etkiden faydalanacağını, benzerlik karşılaştırması yapılan “… Üsküdar+şekil” markası ile müvekkili şirkete ait “…+şekil” markaları işitsel, anlamsal ve kavramsal olmak üzere her açıdan ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı başvurusuna davalı tarafından yapılan itirazın marka dairesi başkanlığı tarafından kısmen kabulü neticesinde davacının itirazı sonucu verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; … SANAYİ VE TİCARET A.Ş adına 26/10/2018 tarihinde ”…” ibaresinin 16, 19, 35, 36, 37 ve 41. Sınıfta tescili için TÜRKPATENT nezdinde başvuru yapıldığı, başvurunun ilk incelemesi sonucunda 12/11/2018 tarih ve 312 sayılı Resmi Marka Bülteninde ilanına karar verildiği, başvurunun ilanına … YATIRIM VE İŞLETME A.Ş tarafından 2012 78473, 2012 78478, 2012 78480, 2014 70149 sayılı …, …, …, … ibareli markalar mesnet gösterilerek itiraz edildiği, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından itirazın kısmen kabulü kısmen reddine karar verildiği, kısmen red kararına karşı başvuru sahibi tarafından 12/12/2019 tarihli dilekçe ile itiraz edildiği ve Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından 25/02/2020 tarih ve 2020-M-1011 sayılı YİDK kararıyla “2018/95900 başvuru numaralı ‘…’ ibareli ibareli başvurunun 2012 78473, 2012 78478, 2012 78480, 2014 70149 sayılı ‘…’, ‘…’, ‘…’, ‘…’ ibareli markalar ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 6(1) maddesi uyarınca kısmen reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvuru hakkındaki kısmi ret kararının kaldırılması talebiyle başvuru sahibi tarafından yapılan itiraz incelenmiştir. Bilindiği üzere, karıştırılma ihtimalinin değerlendirilmesinde, tüketicilerin satın almayı düşündükleri mal/hizmet yerine başka bir malı/hizmeti almak durumunda kalması kadar, iki ayrı marka ile karşı karşıya olduklarını anlamalarına rağmen bu markaların aynı kişiye/firmaya ait olduğunu ya da marka sahipleri arasında iktisadi veya idari yönden bir bağlantı bulunduğunu düşünmeleri ihtimalinin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Bir başka ifadeyle, eğer ilgili tüketici kesiminin, ihtilaf konusu markaları taşıyan (veya taşıyacağı var sayılan) ihtilaf konusu mal veya hizmetlerin aynı işletmeden ya da duruma göre, iktisaden birbirine bağlı işletmelerden geldiğini düşünebilmesi riski söz konusu ise, karıştırılma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmektedir. Bu hususlar çerçevesinde, başvuruya konu marka ile itiraz gerekçesi markalarda asli ayırt edici unsurun/unsurlardan birinin ‘…’ ibaresi olması ve markalar arasındaki görsel ve işitsel yönden benzerliğin yanı sıra, markaların aynı/benzer/ilişkili hizmetleri kapsaması hususu da dikkate alındığında, ilgili tüketici kesimi nezdinde marka sahipleri arasında iktisadi yönden bir bağlantı bulunduğu yönünde bir izlenim oluşabileceği, diğer bir ifade ile markalar arasında kısmi redde konu hizmetler bakımından karıştırılma ihtimalinin bulunduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır…”itirazın reddine oybirliği ile karar verilmiştir.” şeklinde karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 29/04/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle: davaya konu markaların 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesi bağlamında benzer olduğu, davaya konu marka başvurusunda SINIF 35: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Makine ve motorlar için silindir contaları, metronomlar, tespihler, bebekler için kundan örtüleri, enerji içecekleri (alkolsüz) malalrın bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptans atış mağazaları, elektronik ortamlar, katolog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir), SINIF 36: Sigorta hizmetleri. Finansal ve parasal hizmetler, Gayrimenkul Komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri. Gümrük müşavirliği hizmetleri SINIF 37: İnşaat hizmetleri, inşaat araç – gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri. Temizlik hizmetleri; dezenfeksiyon hizmetleri; haşere ilaçlama hizmetleri; temizlik araçları ve makinelerinin kiralanması hizmetleri. Kara araçları servis istasyonu hizmetleri (bakım, tamir ve akaryakıt dolumu). Deniz araçlarının bakımı ve tamiri hizmetleri; gemi inşaatı hizmetleri. Hava taşıtlarının bakım ve tamiri hizmetleri. Mobilyalara ilişkin döşeme, tamir, restorasyon hizmetleri. Isıtma, havalandırma ve su tesisatının kurulması (tesis edilmesi), bakımı ve tamiri hizmetleri. Giysilerin temizliği, bakımı ve tamiri hizmetleri. Sınai makinelerin ve cihazların, büro makinelerinin ve cihazlarının, haberleşme cihazlarının, elektrikli ve elektronik cihazların tesisi, bakımı ve tamiri hizmetleri. Asansör tamiri ve bakımı hizmetleri. Saat tamiri hizmetleri. Madencilik, maden çıkarma hizmetleri. Ayakkabı, çanta, kemer tamiri hizmetleri yönünden 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesi bağlamında iltibas ihtimali bulunduğu, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından verilen dava konusu 2020-M-1011 sayılı YİDK kararının iptal koşullarının oluşmadığı, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davacı Markası Davalı Markası

… …
(16, 19, 35, 41. sınıf) …


(35, 36, 37. sınıf)

Tarafların emtia gruplarına bakıldığında; davacı marka başvurusundaki SINIF 35: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Makine ve motorlar için silindir contaları, metronomlar, tespihler, bebekler için kundan örtüleri, enerji içecekleri (alkolsüz) malalrın bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptans atış mağazaları, elektronik ortamlar, katolog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir) SINIF 36: Sigorta hizmetleri. Finansal ve parasal hizmetler, Gayrimenkul Komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri. Gümrük müşavirliği hizmetleri SINIF 37: İnşaat hizmetleri, inşaat araç – gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri. Temizlik hizmetleri; dezenfeksiyon hizmetleri; haşere ilaçlama hizmetleri; temizlik araçları ve makinelerinin kiralanması hizmetleri. Kara araçları servis istasyonu hizmetleri (bakım, tamir ve akaryakıt dolumu). Deniz araçlarının bakımı ve tamiri hizmetleri; gemi inşaatı hizmetleri. Hava taşıtlarının bakım ve tamiri hizmetleri. Mobilyalara ilişkin döşeme, tamir, restorasyon hizmetleri. Isıtma, havalandırma ve su tesisatının kurulması (tesis edilmesi), bakımı ve tamiri hizmetleri. Giysilerin temizliği, bakımı ve tamiri hizmetleri. Sınai makinelerin ve cihazların, büro makinelerinin ve cihazlarının, haberleşme cihazlarının, elektrikli ve elektronik cihazların tesisi, bakımı ve tamiri hizmetleri. Asansör tamiri ve bakımı hizmetleri. Saat tamiri hizmetleri. Madencilik, maden çıkarma hizmetleri. Ayakkabı, çanta, kemer tamiri hizmetleri yönünden SMK md. 6/1’de sayılan emtiaların aynı/aynı tür olması şartının sağlandığı anlaşılmıştır. Şu hâlde, SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan şartlardan biri belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir.
Davacının markasının incelenmesinde; davaya konu davacı markası beyaz zemin üzerine beyaz ve stilize edilmemiş harflerle herhangi bir şekil unsuru da içermeyen “…” kelime kompozisyonundan oluştuğu, “AVM” ibaresinin Alışveriş Merkezi ibaresinin kısaltması olduğu bu ibarenin çeşitli firmalarca kullanılan marka imajı yaratmayan bir unsur olduğu, yine “çarşı” ibaresinin de jenerik bir ibare olma karşısında markanın baş kısmında yazılan “…” ibaresinin, marka imajını aktaran esaslı/asli unsur olduğu anlaşılmıştır.
Davalının markalarının incelenmesinde; davalı markalarının bir tanesinin üzere stilize bir yazı şekliyle mavi ve bordo renklerden oluşan “…” ibaresinden oluştuğu, diğer markaların ise beyaz zemin üzerine siyah harflerle herhangi bir şekil unsuru da içermeyen “…”, “…”, “…” “…” ibaresinden oluştuğu, markaların tamamında ortak “…” ibaresi bulunmakta olup, davalıya ait markaların “…” ibareli seri çerçevesinde yaratılan markalar olduğu; dolayısıyla davalı markalarının marka imajını aktaran esaslı/asli unsurunu “…” ibaresi olduğu anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davalı adına tescilli “…” esas ibareli markalar ile davacının “…” ibareli markası arasında esaslı unsurların aynı olması nedeni ile biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davacının “…” markasını gördüğünde bunun davalının mesnet markasından farklı bir marka olduğunu algılayamayabileceği, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ihtimal dahilinde olduğu, markaların görsel, kavramsal ve sesçil olarak benzer olması, dava konusu markada ve kullanımlarda jenerik ifadeler dışındaki ibarenin birebir aynı olması , davalı markasınının tertibinin, yüksek çağrışımı ortadan kaldırmaması markanın bütünsel varlığını halen korumaya devam etmesi, bu ibarenin tescil konusu ürünler için ayırt ediciliğinin düşük olmaması, tüketicinin taraf markalarını aynı/aynı tür ya da benzer ürünler üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, önceden bildiği ve tanıdığı davalıya ait marka ile davacının kullanım konusu markasını birbiri ile ilişkilendirme ihtimalinin bulunması, ortalama tüketicilerin davalı markalasından edindiği izlenimi davacı başvurusuna aktarabilecek olması, tüketicinin iki ayrı marka ile karşı karşıya kaldığını fark etse dahi her iki markanın da aynı iktisadî veya idarî kaynağa ait olduğu yanılgısına düşebilecek olması, seri marka ile karşılaştığı düşüncesinde olacağı karşısında yukarıda davacının kullanımı kapsamında çıkarılmasına karar verilen SINIF 35: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Makine ve motorlar için silindir contaları, metronomlar, tespihler, bebekler için kundan örtüleri, enerji içecekleri (alkolsüz) malalrın bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptans atış mağazaları, elektronik ortamlar, katolog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir) SINIF 36: Sigorta hizmetleri. Finansal ve parasal hizmetler, Gayrimenkul Komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri. Gümrük müşavirliği hizmetleri SINIF 37: İnşaat hizmetleri, inşaat araç – gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri. Temizlik hizmetleri; dezenfeksiyon hizmetleri; haşere ilaçlama hizmetleri; temizlik araçları ve makinelerinin kiralanması hizmetleri. Kara araçları servis istasyonu hizmetleri (bakım, tamir ve akaryakıt dolumu). Deniz araçlarının bakımı ve tamiri hizmetleri; gemi inşaatı hizmetleri. Hava taşıtlarının bakım ve tamiri hizmetleri. Mobilyalara ilişkin döşeme, tamir, restorasyon hizmetleri. Isıtma, havalandırma ve su tesisatının kurulması (tesis edilmesi), bakımı ve tamiri hizmetleri. Giysilerin temizliği, bakımı ve tamiri hizmetleri. Sınai makinelerin ve cihazların, büro makinelerinin ve cihazlarının, haberleşme cihazlarının, elektrikli ve elektronik cihazların tesisi, bakımı ve tamiri hizmetleri. Asansör tamiri ve bakımı hizmetleri. Saat tamiri hizmetleri. Madencilik, maden çıkarma hizmetleri. Ayakkabı, çanta, kemer tamiri hizmetleri.yönünden iltibas ihtimali bulunduğu, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından verilen dava konusu 2020-M-1011 sayılı YİDK kararının iptal koşullarının oluşmadığı anlaşılmış, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/01/2022

Katip 110177 Hakim 122505
¸ ¸