Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/125 E. 2021/245 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Karar
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/125
KARAR NO : 2021/245
DAVA : Marka Hükümsüzlüğü- Markaya Tecavüz
DAVA TARİHİ : 27/04/2020
KARAR TARİHİ : 24/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka hükümsüzlüğü – markaya tecavüz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkilinin 1982 yılında kurulmuş ve malt içecekler üreten bir şirket olarak halen faaliyetlerini sürdürdüğünü, “…” markasını uzun yıllardır kullandığını ve müvekkilin uluslararası marka tescilleri bulunduğunu, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde 99795 sayısı ile “…” kelime ve şekil ibaresi olarak 32.sınıf kapsamında “meyve suları dahil olmak üzere alkollü olmayan içkiler ve bu gibi içkileri yapmak için müstahzalar” bakımından, 2004 31748 sayılı şekil markasının “maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar, tonikler. Sebze ve meyve suları, sebze ve meyve konsantreleri ve özleri; meyvelerden elde edilen toz ve granül halde içecekler ve diğer alkolsüz içecekler” emtialarında tescilli olduğunu, 2005 41320 sayı ile “…”, 2005 41322 sayı ile “… 4×4” ve 2005 41321 sayı ile “… triplo” markalarının 30.sınıf kapsamında “Kahve, çay, kakso, şeker,pirinç, tapyoka, sago, suni kahve, un ve tahıllardan mamuller, ekmek, pasta, şekerleme, dondurmalar, bal, melas, maya, kabartma tozu, tuz, hardal, sirke, soslar (çeşniler), baharat, buzlar.” Emtiaları yönünden; aynı şekilde 2013 86985 sayılı “… …” marka tescilinin “Alkolsüz içecekler; maden suları ve havalandırılmış sular; meyveli içecekler ve meyve suları; şuruplar ve içecek yapmak için diğer müstahzarlar.” emtiaları bakımından tescilli olduğunu, davalıya ait 2018 20443 ve 2018 20383 sayılı “…” esas unsurlu markaların, müvekkili markaları ile aynı/ ayırt edilemeyecek derecede benzer ve aynı/benzer mal ve hizmetler bakımından tescilli olduğunu, davalı markasının “…” müvekkil markasının “…” olarak yer aldığında, her iki marka arasında yalnızca “I” ve “A” harflerinin yer değiştirildiğini, … ve … ibarelerinin Türk dilinde herhangi bir anlam barındırmadığını ve italik yazı şeklinde yazıldığını, ürünlerde yine lacivert rengin tercih edilmesinin müvekkiline yakınlaşma çabasını gösterdiğini, müvekkilinin …” markasının, …’nın meyve suyu markası olarak uluslararası tanınmış bir marka olduğunu, aynı zamanda, “…” marka ibareli ürünlerin online satış mağazalarında da yer aldığını, davalının “…” ibaresini taşıyan enerji içeceği üretimi gerçekleştirdiğinin davacı tarafından tespit edildiğini, davalının ürünlerine ait sosyal medya hesaplarından ve www.rinaenergydrink.com internet adresinde olduğu gibi www…com internet adresinde de görsel ve tanıtımların yer aldığını, iltibas tehlikesinin ve tecavüzün tespiti gerektiğini, bu anlamda tecavüzün tespiti bakımından; 32.sınıfta tescilli olan … sayılı “… …”, … sayılı “…” markalarının göz önünde bulundurularak inceleme gerçekleştirilmesi gerektiğini iddia ederek davanın esası yönünden davalının sosyal medya hesaplarında yer alan “…” marka ibareli ürünleri içerir içeriklerin, tanıtımların incelenmesi ve tespitine, davalıya ait 2018 20443 ve 2018 20383 sayılı “…” markalarının hükümsüzlüğüne, davalı fiillerinin müvekkile ait 2013 86985 sayılı “… …”, 2004 31748 sayılı “…” markalarına tecavüz oluşturduğunun tespiti ile tecavüzün men’i ve ref’ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebi ile ilgili olarak mahkemece, internet siteleri ve sosyal medya hesaplarının sahiplik bilgileri, ilk tahsis tarihleri, varsa markasal kullanıma ilişkin görsellerin ve ticari faaliyet türlerinin tespit edilmesi hususlarında alınan 26.06.2020 tarihli bilirkişi raporunda yer alan kullanım tespitleri ve markalar bir bütün olarak incelendiğinde somut olayda herhangi bir tecavüz söz konusu olmadığını, müvekkili şirketinyıllardır gıda sektöründe çikolata, gazlı ve gazsız içecek üretmekte olan yenilikçi bir şirket olduğunu, müvekkilinin kendisine ait iki markayı Türk Patent Enstitüsü nezdinde … ve … sayı ile tescil ettirdiğini, markaların birbirine benzemediğini, Müvekkilinin … markasının düz ve büyük puntolarla silver renkte yazılı olduğunu, altında çizgi kullanıldığını, alt zeminin ise düz bir renk içerdiğini, davacının … ibareli marka kullanımının ise kenarları lacivert çerçeveye alarak beyaz ya da lacivert renkte kullandığını, kelimenin daima İtalik formda kullanıldığını, markaları birbirinden ayıran en büyük unsurlardan birinin davacının … kelimesinin yanında Arapça figürler kullanması olduğunu, markaların yalnızca işitsel değil, görsel ve kavramsal yönleriyle de ele alınması gerektiğini belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacıya ait olan markanın davalı tarafından iltibas tehlikesi yaratacak şekilde kullanılması nedeniyle haksız rekabet oluşup oluşmadığı bu kapsamda marka tecavüz koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebi ile ilgili olarak mahkememizce, internet siteleri ve sosyal medya hesaplarının sahiplik bilgileri, ilk tahsis tarihleri, varsa markasal kullanıma ilişkin görsellerin ve ticari faaliyet türlerinin tespit edilmesi hususlarında alınan 26.06.2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; www.rinaenergydrink.com ve www…com internet sitelerinin sırasıyla 03.07.2018 ve 31.01.2017 tarihlerinde H. EKMEN adına tahsis edildiği, söz konusu internet sitelerinde davalının ticaret unvanının ve “…” ibareli ürünlerin görsellerinin ve ürün tanıtım videosunun yer aldığı, söz konusu ürünlerin içecek sektörüne ilişkin olduğu, ürünlerin üzerinde yer alan “…” ibaresinin markasal kullanıma konu edildiği, https://www.instagram.com/rinaenergydrink/ internet sayfasında davalının ticaret unvanının yer aldığı, “…” markalı ürünlerin görsellerinin ve söz konusu ürünlerin pazarlamaya yönelik iletişim bilgilerinin paylaşımlarının yer aldığı, ürünlerin üzerinde yer alan “…” ibaresinin markasal kullanıma konu edildiği, https://www.facebook.com/rinaenergydrink/ internet sitesinin ana sayfasında, davalıya ait olduğu iddia edilen www…com adresine atıf yapıldığı ve paylaşılan iletişim bilgilerinin www…com’da verilen iletişim bilgileri ile aynı olduğu, “…” markalı ürünlerin söz konusu internet sitesinde tanıtımının yapıldığı ve “…” ibaresinin markasal kullanıma konu edildiği, https://twitter.com/rinaenergydrink) uzantılı internet sayfasında, “…” ibareli ürünlerin görseli ve ürünün içecek olduğuna ilişkin paylaşımların yer aldığı, söz konusu sosyal medya hesabının sahipliği konusunda bir bilgi olmadığı ancak paylaşılan mesajda davalıya ait ticaret unvanının kılavuz unsuru olan “… içecek” ibaresinin yer aldığı, “…” ibaresinin markasal kullanıma konu edildiği, … uzantılı internet sayfasında ürün görsellerinin yer aldığı, söz konusu sosyal medya hesabının sahipliği konusunda bir bilgi bulunmadığı, bunun haricinde herhangi bir görsel veya video bulunmadığı ancak davalıya ait ticaret unvanının kılavuz unsuru olan “… içecek” ibaresinin yer aldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce 24/09/2020 tarihli celsede; davacının ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesi için alınan bilirkişi raporunun yeterli olmadığı markalar arasında iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığına dair incelemeden sonra tedbir kararı verileceği dikkate alınarak ihtiyati tedbire yönelik incelemenin bilirkişi incelemesi yapılması akabinde değerlendirilmesine karar verilmiş ve dosya üç kişilik bilirkişi heyetine tevdii edilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle:davacı markaları ile davalının 2018 20383 tescil numaralı “…” ibareli markası kapsamındaki 32. Sınıf “Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz)” malları ile aynı, aynı tür olduğu; davalının 2018 20443 tescil numaralı “cafe … …” ibareli markası yönünden ise markanın kapsamında yer alan 30. Sınıf “kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler” malları ile davacının tescil kapsamındaki 32. Sınıftaki mallarının benzer, ilişkili olduğu; taraf marka ve işaretleri arasında tüm mal ve hizmetler bakımından bütüncül değerlendirme neticesinde ilişkilendirme ihtimali dahil karıştırma ihtimalinin mevcut olduğu, davalı markalarının davacı markaları ile haksız rekabet oluşturduğu, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı Kullanımlarının
Dayanak Markası Davacı Markası

Davacı markaları ile davalıya ait … kod nolu “… …+ŞEKİL ibareli markanın 30. Sınıfta yer alan “kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler” mal ve hizmet sınıfları yönünden; … kod nolu “…” ibareli markanın 30. Sınıfta yer alan “kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler” ve 32. Sınıfta yer alan “maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş enerji içecekleri” mal ve hizmet sınıfları yönünden mal ve hizmet sınıfları benzerliğinin oluştuğu anlaşılmaktadır.
Davacının dayanak yaptığı markaları … ve … ibarelerinden oluşmaktadır. Söz konusu markalarda mavi alt zemin üzerine beyaz renkli … ibaresi ile … ibaresinin Arapça yazılış şekli asli unsur olarak yer almaktadır. Davacı markasındaki … ibaresi Arapça olarak “Raani” şeklinde Türkçe olarak RA-Nİ şeklinde hecelenerek yine yazıldığı şekilde okunacaktır. Davacı markası olan … sözcüğünün herhangi bir anlamı olmayan özgün bir ibare olduğu anlaşılmaktadır.
Davalının kullanımlarının dayandırıldığı markalarında talep edilen sitelerdeki incelemelerde elde edilen görüntülerdeki markasında kahverengi zemin üzerinde beyaz renkle … ibaresi yer almakla birlikte bu ibarenin sol üst kısmında çok daha küçük puntolarla cafe ibaresinin konumlandırıldığı, yine … ibaresinin hemen altında beyaz bir şerit çizgi geçtiği, çizginin hemen altına sağ köşede ise … ibaresinden oluştuğu, görselin alt kısmında kahve görselinin yer aldığı anlaşılmaktadır. Davalının … ibareli markası da mavi zemin üzerine … ibaresi, ibarenin sol üst kısmında daha küçük harflerle strong ibaresinin bulunduğu, yine … ibaresinin hemen altında beyaz şerit çizginin yer aldığı, çizginin hemen altında energy (enerji) ibaresinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Markalarda … ibaresi asli unsurdur. Davalı markası ise Türkçe’de … şeklinde hecelenerek yine yazıldığı şekilde okunacaktır. Bütünsel olarak ise markalarda bulunan tali unsurların (“energy”, “strong”, “…”, “cafe” ibaresi gibi) zayıf nitelikte ve ilgili sektöründe yaygın/jenerik kullanımı ile ilgili ibareler olmaları nedeniyle işitsel algıya güçlü ve akılda kalıcı etkilerinin olmayacağı anlaşılmaktadır. Davalı markalarının asli unsurunu oluşturan … ibaresinin Türkçe karşılığı olmayan ve herhangi bir anlama gelmeyen özgün bir ibare olduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede,
Davaya konu markaların üzerinde kullanıldığı 30 ve 32. sınıftaki emtialar günlük hayatta çok tüketilen ve alıcısı geniş bir halk kitlesi olan içeceklere ilişkin olan gıda maddeleridir. Bu tür ürünler aynı veya yakın raflarda satışa sunulduklarından birbiri ile karıştırılması ve biri yerine diğerinin alınması her zaman için muhtemeldir. Zira, ortalama tüketici normalde markayı bir bütün olarak algılar vemarkanın farklı detaylarını analiz etmeye girişmez. Nitekim ortalama tüketicinin, sadece çok nadiren markaları doğrudan (yan yana koyarak) kıyaslama imkânı olduğu, fakat genellikle aklında kalan ve çok net olmayan imaj ya da silik resme güvenerek satın alma kararı verdiği dikkate alınmalıdır. Aynı/aynı tür/benzer olduğu tespit edilen ürünlerin tamamının gıda malları olduğu, aynı pazarlama kanalları vasıtasıyla, marketlerdeki aynı raflarda yan yana tüketiciye sunulacağı dikkate alındığında,her kesimden, her meslekten, her yaştan ve her çeşit tüketicinin ortak ihtiyaçları arasında yer aldığı, sıklıkla tüketildiği, tüketicinin bu ürünleri ürünleri alırken gösterdiği özenin alelâde bir özen olduğu, tercihi etkileyen en önemli faktörün ürünün markasına aşina olunması, ürünü daha önce kullanıp memnun kalınması olduğu, bu sebeple tüketicilerin “…” ibareli ürünleri gördüğünde davacı markaları ile arasında bağlantı kurma ihtimali dâhil markaları karıştırma ihtimalinin bulunduğu, … markasının, davacıya ait … markasındaki yer alan “A” ile “İ” harflerinin yerlerinin değiştirilmiş hali olması, işbu harf değişikliğinin davalı markalarını davacı markalarından farklılaştırmak için yeterli olmadığı, ortalama tüketicilerin davalı markasını, davacı markalarının bir başka versiyonu gibi algılamaları ya da en azından, bu mal veya hizmetleri üreten işletmeler arasında idari-ekonomik anlamada bir bağlılığın bulunduğu düşüncesine kapılabilmelerinin mümkün bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacının … tescil numaralı markasının 14.03.2007 tarihinde tescil edildiği, … tescil numaralı markasının da 19.11.2014 tarihinde tescil edildiği; davalının … tescil numaralı markasının ise 09.07.2018 tarihinde tescil edildiği, yine … tescil numaralı markasının da 19.10.2018 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır. Buna göre, SMK 155. Maddesi hükmü ve taraf markaları arasında benzerlik bulunması göz önüne alındığında davalı eylemlerinin haksız rekabet olduğu sonucunu doğuracağı kabul edilmiş, açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Hükümsüzlük talebi yönünden;
Davanın kısmen kabulü ile,
Davalıya ait … kod nolu “… …+ŞEKİL ibareli markanın 30. Sınıfta yer alan “kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler” mal ve hizmet sınıfları yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
Davalıya ait … kod nolu “…” ibareli markanın 30. Sınıfta yer alan “kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler” ve 32. Sınıfta yer alan “maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş enerji içecekleri” mal ve hizmet sınıfları yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2- Markaya tecavüz davası yönünden;
Davanın kısmen kabulü ile,
Davalının … kod nolu “… …+ŞEKİL ibareli markanın 30. Sınıfta yer alan “kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler” mal ve hizmet sınıfları yönünden kullanımının davacının markasına tecavüz niteliğinde olduğunun tespiti ile men ve ref’ine,
Davalının … kod nolu “…” ibareli markanın 30. Sınıfta yer alan “kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler” ve 32. Sınıfta yer alan “maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş enerji içecekleri” mal ve hizmet sınıfları yönünden kullanımının davacının markasına tecavüz niteliğinde olduğunun tespiti ile men ve ref’ine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 04,90-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Hükümsüzlük davasının kısmen kabulü nedeniyle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Hükümsüzlük davasının kısmen reddi nedeniyle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Markaya tecavüz davasının kısmen kabulü nedeniyle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Markaya tecavüz davasının kısmen reddi nedeniyle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 2.818,60-TL
yargılama giderinin takdiren 2.100,00-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/06/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸

MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF : 116,60-TL
GİDER AVANSI :2.702,00-TL
TOPLAM :2.818,60-TL