Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/74 E. 2021/316 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/74 Esas – 2021/316
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/74
KARAR NO : 2021/316

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 21/02/2019
KARAR TARİHİ : 07/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; “…” markasının, ilk kez 2005 yılında müvekkili şirket tarafından kullanılmış olup, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde de müvekkili şirket adına tescillenmiş ve hukuken koruma altına alınmış olduğunu, davalı tarafından yapılan … başvuru numaralı “Yumita” ibareli marka başvurusuna müvekkilinin tanınmış markasına dayanan “…” ibaresini içeren seri markalarına iltibas ettiği gerekçesi ile itiraz edilmiş olduğunu, itirazlarının YİDK tarafından reddedilmiş olduğunu, davaya konu marka başvurusunun, müvekkilinin başta … başvuru numaralı “…” markası olmak üzere, “… …”, “…” ibarelerini içeren pek çok markasına iltibas ettiğini, dava konusu markanın düz büyük harflerle yazılmış olması ve müvekkili markasından tek farkı olan “U” ve “M” harflerinin müvekkili markasındaki “O” ve “V” harflerinin sesine çok yakın şekilde seslendirilmesi nedeniyle, markaların birbirinden ayırt edilebilmesinin mümkün olmadığını, dava konusu “…” markasını taşıyan ürünleri görecek tüketicilerin, bu markayı ve ürünleri, müvekkilinin markasından birisini zannedeceğini, dava konusu “…” marka başvurusunun eşya listesinde kapsadığı eşyalar ile birebir aynı olduğundan iltibas tehlikesinin varlığının izahtan vareste olduğunu, dava konusu markanın, müvekkilinin markasının içeriğini sulandırıcı nitelikte olduğunu, dava konusu markayı görecek tüketicilerin, davalı markası ile müvekkili markaları arasında işletmesel bağlantı kuracaklarının aşikar olduğunu, müvekkilinin ticari itibarından yararlanacak dava konusu marka başvurusunun kötü niyetli olduğunu belirterek 24.12.2018 tarihli ve … sayılı YİDK kararının iptaline, dava konusu … başvuru numaralı “…” markasının dava esnasında tescil edilmesi halinde markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, davaya konu edilen marka başvurusu ile davacıya ait markalar arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunmadığını, somut olaydaki “yumita” ibaresi ile itiraza mesnet markalarda bulunan “…” ibaresindeki harf benzerliği markaların SMK 6/1 anlamında karıştırılma ihtimalinden bahsedebilmek için yeterli olmadığını, nitekim markalar harf benzerliği de dikkate alınmak suretiyle kapsadıkları mal ve hizmetler ve hitap ettikleri ortalama tüketici kitlesinde oluşacak algı dikkate alınarak mukayese edildiğinde tüketici açısından iltibas oluşturabilecek düzeyde benzer olmadıkları sonucuna varıldığını, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket davaya cevap vermemiş, ön inceleme duruşmasına katılmamış, 08/03/2021 tarihinde vekil tayin etmiş, davalı vekili davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; … GOLD YAPI İNŞAAT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ adına 29/11/2017 tarihinde “Yumita” ibaresinin 29. Sınıftaki mallarda tescili için TÜRKPATENT nezdinde başvuru yapıldığı, … başvuru numaralı marka başvurunun 12/12/2017 tarih ve 290 sayılı Resmi Marka Bülteninde ilanına karar verildiği, ilana … SÜT ÜRÜNLERİ AŞ vekili tarafından itiraz edildiği, marka Dairesi Başkanlığı tarafından itirazların haklı bulunmayarak reddedildiği, muteriz tarafından yeniden itiraz edildiği ve itirazların YİDK tarafından incelendiği; 24.12.2018 Tarihli … Sayılı TÜRKPATENT YİDK Kararıyla; ”Somut olaya ilişkin yapılan değerlendirme sonucunda, ihtilaf konusu markalarda yer alan “yumita/…” sözcüklerinin, “y-*-*-i-t-a” harflerinin aynı diziliş sırası ile yer almasının bir sonucu olarak belirli düzeyde görsel ve işitsel benzerlik arz ettiğini kabul etmekle birlikte, söz konusu bu harflerin başvuru ve itiraz gerekçesi markalarda ortak olarak yer alıyor olmasının, başvuru kapsamındaki mallar/hizmetler bakımından, tek başına, markaların birbiriyle karıştırılması veya ilişkilendirilmesi sonucuna yol açmayacağı, ibarelerin bütünsel olarak farklılaştığı, markaların bu halleriyle karıştırılabilecek veya ilişkilendirilebilecek derecede benzer markalar olmadığı görüşündedir. Bu nedenle, markalar arasında SMK’nın 6/1 maddesi hükmü anlamında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı kanaatine varıldığından, itirazın tüm gerekçeleri açısından reddine karar verilmiştir.” gerekçesiyle ”İtirazın reddedilmesine oybirliği ile karar verilmiştir.” şeklinde karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 21/02/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle:dava konusu “29. Sınıf: Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri.” mallarının davacının markalarının kapsamında aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olarak yer aldığı, dava konusu marka ile davacı markaları arasında marka işaretleri bakımından işitsel, görsel ve anlamsal olarak benzerlik bulunmadığı, dava konusu marka ile davacı markası arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı, davacının tanınmışlık iddiasının yerinde olmadığı, kötü niyet olup olmadığı değerlendirmesinin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, dava konusu … sayılı YİDK Kararı’nın yerinde olduğu, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davalı Markası Davacı Markası
Yumita … …+şekil
(29. sınıf) …
…+şekil

(05, 29, 30, 31, 32, 35, 43. sınıf)

Tarafların emtia gruplarına bakıldığında; dava konusu malların tamamının (“29. Sınıf: Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri.) davacıya ait markaların kapsamında aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olarak yer aldığı görülmektedir. Şu hâlde, SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan şartlardan biri belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir.
Davalının markasının incelenmesinde; dava konusu markanın beyaz zemin üzerine siyah renk ile yazılmış ilk harfi büyük diğer harfleri küçük olacak şekilde Yumita ibaresinden oluştuğu, kelime markası olduğu ve herhangi bir şekil içermediği, markanın esas unsurunun “yumita” ibaresi olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının markalarının incelenmesinde; davacıya ait “…” ve “…” ibareli markaları beyaz zemin üzerine siyah harflerle yazılmış şekil unsuru içermeyen kelime markaları olduğu, davacıya ait “… …” ve “…” ibareli markaları ise kahverengi tonunda bir zemin üstüne beyaz renkte “…” ibarelerinin yazıldığı, ayrıca ilk markada çatı marka olarak “…” ibaresinin yer aldığı, basit figüratif unsurların arka planda kaldığı kelime markaları olduğu, davacı markalarından “…” ibareli markanın esas unsurunun “…”, diğerlerinin ise “…” ibaresi olduğu anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. dava konusu “Yumita” ibareli markanın ilk harfinin ve sondaki üç harfinin yani “y”, “i,t,a” harflerinin davacı markalarında da aynı sırada yer aldığı, dava konusu markanın ikinci harfinin “U”, üçüncü harfinin “M”, davacı markalarının ikinci harfinin “O”, üçüncü harfinin ise “V” olduğu, bunun dışında, davacıya ait markanın son harfi olan “L” harfinin dava konusu markada yer almadığı, bu hususun düşük fonetik benzerlik oluşturduğu, davacı markaları ile dava konusu marka anlamsal olarak karşılaştırıldığında, hem dava konusu markanın hem de davacıya ait markaların herhangi bir anlamının bulunmadığı dolayısıyla markalar arasında anlamsal düzeyde bir benzerlik bulunmadığı; davacı markaları ile dava konusu marka işitsel ve görsel olarak karşılaştırıldığında, markaların kelime unsurları arasındaki farklılığın ikinci ve üçüncü harfler olan “um”’ ve “ov”’ harflerinden kaynaklandığı; her ne kadar, dava konusu marka ile davacı markalarında dört harf, yani “y”, “i,t,a” harfleri ortak olarak yer alsa da, markalarda yer alan “um” ve “ov” ibarelerinin görsel ve telaffuzlarının işitsel farklılığı nedeniyle, ortalama tüketici nezdinde dava konusu markayı davacı markasından işitsel ve görsel olarak karıştırılma ihtimalini ortadan kaldıracak düzeyde farklılaştırdığı anlaşılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede; Somut uyuşmazlıkta iki harf değişikliğinin görsel, işitsel, yazılış ve anlamsal bakımından dava konusu markanın üzerinde kullanılacağı emtianın ortalama tüketicileri nezdinde iltibası önleyici mahiyette olduğu, dava konusu marka ile davacı markaları arasında marka işaretleri bakımından karıştırılma ihtimaline yol açacak düzeyde işitsel, görsel ve anlamsal olarak belirli düzeyde bir benzerlik bulunmadığı; dava konusu marka ile davacı markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunmaması ve davacıya ait markaların bilinir olduğuna dair dosya kapsamında yeterli bilgi ve belge olmaması nedeniyle, davacının tanınmışlık iddiasının ispatlanamadığı, kötü niyet iddialarına yönelik dosyada yeterli delile rastlanılmadığı anlaşılmış, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/10/2021