Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/61 E. 2021/226 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Karar
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/61
KARAR NO : 2021/226

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 14/02/2019
KARAR TARİHİ : 17/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; Almanya menşeli müvekkili şirketin 1863 yılında kurulduğunu, eczacılık ve kimyasal ürünler sektöründe faaliyet gösteren tanınmış bir firma olduğunu, müvekkili firmanın TÜRKPATENT nezdinde tanınmış marka olarak tescilli T/00140 sayılı … markası başta olmak üzere çok tanınmış … ibareli başka tescilli markaların da sahibi olduğunu, müvekkili firmanın “…” markası ile dava konusu “…” markalarının benzediğini ve iltibas tehlikesi bulunduğunu, markaların gözde, kulakta ve bellekte bıraktığı izlenimin ayırt edilemeyecek kadar benzediğini, iki markanın sadece baş harflerinin birbirinden farklı olduğunu ve baş harfler dışında kalan tüm harflerin aynı sırayla kullanıldığını, müvekkili markası ve davalı taraf markalarının aynı sınıfları kapsadığını, müvekkili şirkete ait “…” markasının 05.sınıfta tescilli olduğunu, davalı şahsa ait “…” markasının da aynı şekilde 05. Sınıfta tescil edilmek istendiğini, davalı Kurum kararlarının da bu yönde olduğunu, yani ilk harfleri farklı olsa da diğer harfler ile bunların dizilimleri aynı olan sonraki tarihli başvuruların davalı Kurumca reddedildiğini, ancak kurumun müvekkili itirazı üzerine davalı şahsın markasını reddetmeyerek kendi kararları ile çelişkiye düştüğünü, müvekkili firmanın … markasını 2008 69133 no ile 05.sınıfta TÜRKPATENT nezdinde tescil ettirdiğini ve bu markayı zirai ilaçlar üzerinde kullandığını, davalı şahsın müvekkilinin 2008’den beri tescilli olan markasını ve ürünlerini bilmediğinin düşünülemeyeceğini, davalı şahsın müvekkilinin … markasının tüm dünyadaki tanınmışlığından, itibarından ve başarısından haksız yarar ve avantaj sağlama, müşteri kitlesinden istifade etme amacıyla müvekkili markası ile bu derece benzer … markasını kendi adına tescil ettirmek amacıyla başvuruda bulunduğunu ve davalı yanın kötüniyetli olduğunu da iddia ederek; davalı şahsa ait 2017/108854 sayı ve … ibareli marka başvurusuna karşı müvekkilinin yapmış olduğu itirazın reddine ilişkin … sayılı TÜRKPATENT Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu Kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle; söz konusu markalarda “…/…” sözcüklerinin ve “*-u-n-a” harflerinin ortak olarak yer alıyor olmasının başvuru kapsamındaki mallar/hizmetler bakımından tek başına markaların birbiriyle karıştırılması veya ilişkilendirilmesi sonucuna yol açmayacağını, ibareler bütünsel olarak farklılaştığından söz konusu markaların bu halleriyle karıştırılabilecek veya ilişkilendirilebilecek derece benzer markalar olmadığını, ortalama tüketici nezdinde markalar arasında görsel, işitsel, kavramsal düzeyde ilişkilendirilme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzerlik bulunmadığını, davalı markasını okuyan veya gören ortalama dikkate sahip ve her iki işaretin yan yana karşılaştırma imkanı olmayan kişinin zihnindeki intibanın, davacı yana ait markanın bıraktığı intiba ile aynı olmadığını, söz konusu iki marka örneği aynı firmanın markası/serisi gibi algılanabilecek nitelikte olmadığı gibi markaların karıştırılma ihtimallerinin de bulunmadığını, “…” ibareli marka başvurusunun bir bütün olarak ele alınması gerektiğini, söz konusu ibareden bir kısmı alarak iltibas ihtimalini ileri sürmenin hukuken kabul edilemeyeceğini ve YİDK kararının usule ve yasaya uygun olduğunu savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalının davaya cevap vermediği görülmüştür.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının 6769 sayılı SMK 6/1, 5, 9 md kapsamında yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; davalı … tarafından … markasının “03.sınıf: 03/01 Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. 03/02 Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil;ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). 03/03 Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). 03/04 Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları. 03/05 Aşındırıcı ürünler: zımpara bezleri, zımpara kağıtları, ponza taşları, aşındırıcı pastalar. 03/06 Deri, vinil, metal ve ahşap için parlatma ve bakım ürünleri: cilalar, bakım kremleri, cilalama amaçlı vaks. 05.sınıf: 05/01 İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal reaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler. 05/02 Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. 05/03 Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. 05/04 Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. 05/05 Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. 05/06 İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. 05/07 Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları.” emtiasını kapsayacak şekilde tescili için 29.11.2017 tarihinde başvuruda bulunulduğu, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından başvurunun 27.12.2017 tarih ve 291 sayılı Resmi Marka Bülteninde ilanına karar verildiği, davacı … (… AG) tarafından söz konusu yayına 2017 117148, 2014 07687, 2008 69133 sayılı ve “… …”, “… EXPERİENCE”, “…” ibareli markalar gerekçe gösterilerek karıştırılma ihtimali gerekçesiyle itiraz edildiği, itirazı inceleyen Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından itirazın reddedildiği, davacı tarafından bu karara itiraz edilerek yeniden inceleme istendiği, 13.12.2018 tarih ve … sayılı YİDK kararı ile; “2017/108854 başvuru numaralı ‘…’ ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvurunun 2017 117148, 2014 07687, 2008 69133 sayılı ‘… …’, ‘… experience’, ‘…’ ibareli markalar ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 6 ncı maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir. Yerleşik içtihada göre, halkın malların veya hizmetlerin aynı işletmeden veya ticari olarak bağlantılı bir işletmeden geldiğine inanması riski karıştırılma olasılığını ortaya çıkartır. Karıştırılma ihtimali incelemesinde mal/hizmet benzerliği, işaret benzerliği, benzerliğe gerekçe Olarak gösterilen markanın ayırt edici gücü ve hedef tüketici kitlesinin bilgi ve dikkat düzeyi ele alınır. Bu unsurlardan birinin zayıf olması diğer unsurların güçlü olması ile telafi edilebilir. Örneğin markalar arasında işaret benzerliği zayıf ise yüksek dereceli mal/hizmet benzerliği ve benzerliğe gerekçe olarak gösterilen markanın ayırt edici gücünün yüksek olması durumunda markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunabilir. Öte yandan markalar arasında işaret benzerliğinin bulunmaması ya da mal/hizmet benzerliğinin bulunmaması durumunda, diğer unsurları incelemeye gerek duyulmaksızın markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığına karar verilir. Ayrıca markalar arasındaki işaret benzerliği değerlendirilirken markaların ihtiva ettiği ibare veya şekil unsurlarının ayrıştırılarak tek tek ele alınması yerine bütün olarak bir değerlendirme yapılmalıdır. Karıştırılma ihtimali değerlendirmesinde, ihtilaf konusu ibarelerin ilk kısmı görece öncelikli önem arz etmektedir. Bu kısım aynı zamanda tüketicilerin genellikle karşılaştıkları bir markada ilk olarak odaklandıkları kısımdır. Bu çıkarsama, tüketicilerin markayı soldan sağa ve yukarıdan aşağıya doğru okudukları bulgusuna dayanmaktadır. Somut olaya ilişkin yapılan değerlendirme sonucunda, ihtilaf konusu markalarda yer alan ‘…/…’ sözcüklerinin, ‘*-u-n-a’ harflerinin aynı diziliş sırası ile yer almasının bir sonucu olarak belirli düzeyde görsel ve işitsel benzerlik arz ettiğini kabul etmekle birlikte, söz konusu bu harflerin başvuru ve itiraz gerekçesi markalarda ortak olarak yer alıyor olmasının, başvuru kapsamındaki mallar/hizmetler bakımından, tek başına, markaların birbiriyle karıştırılması veya ilişkilendirilmesi sonucuna yol açmayacağı, ibarelerin bütünsel olarak farklılaştığı, markaların bu halleriyle karıştırılabilecek veya ilişkilendirilebilecek derecede benzer markalar olmadığı görüşündedir. Bu nedenle, markalar arasında SMK’nın 6/1 maddesi hükmü anlamında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı kanaatine varıldığından, tirazın tüm gerekçeleri açısından reddine karar verilmiştir.”gerekçesiyle itirazın reddine karar verildiği, dava konusu YİDK kararının davacı şirkete 17/12/2018 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 14/02/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmış, davacı vekilinin eldeki davayı ikame ettiği tetkik edilmiş, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle: 2017/108854 sayılı “…” ibareli davalı markası ile … ibareli davacı markalarının emtia listelerinin “05/05 Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler.” emtiası bakımından aynı/aynı tür mallardan oluştuğu, ancak marka işaretleri benzer olmadığından taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nun 6/1 maddesi uyarınca iltibas ihtimali BULUNMADIĞI, davacının … ibareli markasının tanınmış marka olduğu iddiasının ispatlanamadığı ve 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesinde sayılan koşulların somut olayda gerçekleşmediği, davalı marka başvurusunun kötü niyetle yapıldığı iddiasının ispatlanamadığı, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı Markası Davacı Markaları

2017/117148 sayılı … … markasının, dava konusu marka başvurusundan sonraki tarihli bir tescil olduğu anlaşılmış bu nedenle incelemeye alınmamıştır.
Taraf markalarının emtia kapsamları incelendiğinde, İncelemeye alınan … ve … EXPERIENCE markaları ile davalı markasının emtia listelerinin 05/05 alt grubunda yer alan “Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler.” emtiası itibariyle aynı/aynı tür mallardan oluştuğu anlaşılmaktadır. Şu hâlde SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan karıştırılma ihtimali de belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir. Devamla;
Davalının markasının incelenmesinde; markanın, beyaz zemin üstüne siyah renkte baş harfi büyük, diğerleri küçük harflerle yazılmış … ibaresinden oluştuğu, … ibaresinin ise herhangi bir anlamı bulunmadığı, anlaşılmaktadır.
Davacının markalarının incelenmesinde; davacı markaları ise, siyah renkte düz büyük harflerle yazılmış … EXPERIENCE ve gri renkte düz büyük harflerle yazılmış … ibaresinden oluştuğu, davacı markasının esaslı, ayırt edici unsuru … kelimesi olduğu, … ibaresinin İngilizce’de “ay” anlamına geldiği anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davacı adına tescilli “…” esas ibareli markalar ile davalının “…” ibareli markası arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, sescil olarak ise kısmi bir benzerlik olduğu, … ve … kelimeleri tek harf farkı içerse de, ibareler arasında özellikle anlam farkı bulunması sebebiyle markaların yeterli düzeyde uzaklaştığı, davalının … ibareli marka başvurusu ile davacının … ibareli markaları arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunmadığı, ortalama bir tüketicinin, davalı ve davacı markalarının ve/veya işletmelerinin farklı ve ilişkisiz olduğunu kolaylıkla anlayacağı, taraf markaları kapsamında aynı/aynı tür olan 05/05 alt grubundaki “Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler.” mallarının kullanım amaçları, giderdikleri ihtiyaç ve satın alım süreçleri gereği ilgili tüketici kesiminin daha dikkatli ve özenli olacağı, bu durum da iltibas eşiğini oldukça yükselttiği, zira 05/05 alt gurubundaki işbu kimyasal ürünlerin satın alınması sürecinde tüketiciler, emtianın kaynağını araştırma ve seçme konusunda oldukça özenli ve dikkatli olacakları, bu bağlamda işbu mallar söz konusu olduğunda, ancak birbirine çok yaklaşmış markalar arasında iltibastan bahsedilebileceği, ortalama bir tüketicinin 05/05 alt grubundaki mallar bakımından … ve … markalarını karıştıracağını kabul etmenin hayatın olağan akışına aykırı düşeceği, markaların karşılaştırılmasında bütünsel karşılaştırmanın esas olması hususu dikkate alındığında; taraf markaları arasında benzerlik kurulmasının mümkün olmadığı; markaların hitap ettiği tüketici kesimi bu iki markanın farklı işletmelere ait, ilişkisiz markalar olduğunu kolaylıkla anlayacak ve markalar arasında bağlantı kurmayacakları, yani, dava konusu marka başvurusu ile itiraz mesnet davacı markaları arasında ortalama tüketicinin görsel, işitsel ve kavramsal algısı bakımından, ilişkilendirilme ihtimali de dâhil iltibasa neden olacak herhangi bir benzerlik bulunmadığı, davacı markalarının serisi olarak da algı yaratmadığı, açıklanan nedenlerle; … sayılı “…” ibareli davalı markası ile davacının … ibareli markaları arasında, işitsel, görsel, kavramsal ve genel izlenim itibariyle bir benzerlik olmadığı, 6769 sayılı SMK’nin 6/1 maddesi anlamında “benzerlik” ve bağlantı kurma ihtimali dahil iltibas tehlikesi bulunmadığı, dosyadaki delillerden davacının … ibareli markasının tanınmış marka olduğu iddiasının ispatlanamadığı ve 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesinde sayılan koşulların somut olayda gerçekleşmediği, davalı marka başvurusunun kötü niyetle yapıldığı iddiasının ispatlanamadığı dikkate alınarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı TÜRKPATENT kendisini vekille temsil ettirdiğinden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalı TÜRKPATENT’e verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/06/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸