Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/391 E. 2021/17 K. 19.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Karar
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/391
KARAR NO : 2021/17

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 31/12/2019
KARAR TARİHİ : 19/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkilinin “…” ve … …”, … Akademi”, … ayakkabımı seviyorum Şekil”, “Flozof” ve benzeri ibareli markaların sahibi olduğunu, Türkiye genelinde “…” markası altında 600 adet mağaza işlettiğini, 2001 yılında kurulan müvekkilinin ayakkabı marketi sisteminin öncülüğünü yaptığını, Türkiye genelinde tanınmış olmasının yanı sıra dünya çapında 33 ülkeye de ihracat yaptığını, bunların yanı sıra müvekkilinin “…” ibareli markaları da seri şekilde üreterek piyasada yer edindirdiğini, TÜRKPATENT nezdinde 25.sınıfta 25.05.2016 tarihinde tescil ettirdiğini, davalının da “…” ibareli markasını 03, 10, 25, 35 ve 44. sınıflarda tescil ettirmek istediğini, markaların hem logoları yönünden hem de marka isimleri yönünden ayniyet derecesinde benzer olduklarını, her iki markanın da logosunun kelebek deseni üzerine kurulduğunu ve “bella” ibaresine sahip olduğunu, markalar arasında görsel benzerliğin yanı sıra işitsel benzerliğin de mevcut olduğunu, davalının “…” markasının tüketici nezdinde müvekkilinin “…” markasının serisi gibi algılanacağını, davalının markasını 25.sınıfta tescil ettirmek istemesinin hukuka aykırı olduğunu ifade ederek … sayılı “…” ibareli marka başvurusu hakkında TÜRKPATENT Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından verilen 11.12.2019 tarih … sayılı kararın iptaliyle, başvuru markasının tescili halinde sicilden terkin edilmek suretiyle hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle; dava konusu markaya ilişkin işlem safahatını anlattıktan sonra, başvuru markası ile davacının redde mesnet markaları arasında görsel, işitsel, kavramsal düzeyde ilişkilendirilme ihtimali de dâhil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzerlik bulunmadığını, iki marka örneğinin aynı firmanın markası/serisi gibi algılanabilecek nitelikte olmadığı gibi markaların karıştırılma ihtimallerinin de bulunmadığını, dava konusu başvuru markasında asli ve marka algılaması yaratan unsurun bileşke marka olarak oluşturulmuş ve farklı renge sahip “…” ibaresi olduğunu ve bir bütün olarak bambaşka algılanan bir marka halini aldığını, oluşmasına yol açacağı yönünde de bir kanaat oluşmadığını, YİDK kararının hukuka uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Medikal Ürünler Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekili cevap dilekçesiyle, müvekkiline ait “…” markası ile davacının “…” markası arasında Sınai Mülkiyet Kanunu 6/1 maddesi kapsamında benzerlik bulunmadığını, müvekkilinin markasının “…” şeklinde oluşturulduğundan, salt “bella” olarak benzerlik değerlendirilmesine esas alınamayacağını, Yargıtay yerleşik uygulamasına göre müvekkilinin markasının “…” olarak değerlendirmeye alınması gerektiğini, müvekkilinin “…” ibaresi ile davacının “…” ibaresi arasında renk, şekil, tasarım farklılıkları bulunduğunu, sescil olarak da farklı duyulduğunu, müvekkilinin markasının tescili halinde hükümsüzlüğünün talep edilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı, iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; davalının 08.03.2019 tarih ve … sayı ile “…” ibareli markanın 03, 10, 25, 35 ve 44. sınıflarda tescili için başvuruda bulunduğu, başvurunun, TÜRKPATENT Markalar Dairesi Başkanlığı’nın 19.03.2019 tarih ve … sayılı kararı ile başvurunun 27.03.2019 tarih ve 321 sayılı Resmi Marka Bülteninde yayınlanmasına karar verildiği, davacının 27.05.2019 tarih ve … sayı ile marka yayınına itiraz ettiği, davacının itirazının TÜRKPATENT Markalar Dairesi Başkanlığı’nın 19.08.2019 tarih ve…. sayılı kararıyla reddedildiği, davacının 17.10.2019 tarih ve 2019-GE-450690 sayı ile yeniden inceleme talebinde bulunduğu, davacının talebinin, dava konusu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 11.12.2019 tarih … sayılı kararı ile; “… başvuru numaralı “…” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararma karşı, başvurunun ….sayılı “…”, “…”, ”…” ibareli markalar ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 6 ncı maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir. Yerleşik içtihada göre, halkın malların veya hizmetlerin aynı işletmeden veya ticari olarak bağlantılı bir işletmeden geldiğine inanması riski karıştırılma olasılığını ortaya çıkartır. Karıştırılma ihtimali incelemesinde mal/hizmet benzerliği, işaret benzerliği, benzerliğe gerekçe olarak gösterilen markanın ayırt edici gücü ve hedef tüketici kitlesinin bilgi ve dikkat düzeyi ele alınır. Bu unsurlardan birinin zayıf olması diğer unsurların güçlü olması ile telafi edilebilir. Örneğin markalar arasında işaret benzerliği zayıf ise yüksek dereceli mal/hizmet benzerliği ve benzerliğe gerekçe olarak gösterilen markanın ayırt edici gücünün yüksek olması durumunda markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunabilir. Öte yandan markalar arasında işaret benzerliğinin bulunmaması ya da mal/hizmet benzerliğinin bulunmaması durumunda, diğer unsurları incelemeye gerek duyulmaksızın markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığına karar verilir. Ayrıca markalar arasındaki işaret benzerliği değerlendirilirken markaların ihtiva ettiği ibare veya şekil unsurlarının ayrıştırılarak tek tek ele alınması yerine bütün olarak bir değerlendirme yapılmalıdır. 6769 s. SMK’nın 6/4 maddesi ’’Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvurulan, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.” hükmünü amirdir. 6769 s. SMK’nın 6/5 maddesi gereğince bir başvurunun reddedilebilmesi için, itiraza mesnet markanın ülkemizde tanınmış bir marka haline geldiğinin kanıtlanması ve bu tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanması, markanın itibarına zarar verilmesi veya söz konusu markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi tehlikesinin doğabileceğinin ortaya konulması gerekmektedir. Dolayısıyla, bir markanın sektöründe belirli bir bilinirliğe sahip olması, aynı ya da benzer başka bir markanın farklı mallar üzerinde tesciline engel oluşturabilmesi için yeterli olmayıp, aynı zamanda yukarıda belirtilen şartların oluşması gerekmektedir. Önceki markanın sahibi fiili ve mevcut zararı göstermek zorunda olmasa da, markasının tanınmışlığından haksız yarar sağlanacağına ya da markasının itibarına zarar verileceğine ya da markasının ayırt edici karakterinin zedeleneceğine ilişkin olarak gelecekteki (markanın tescil edilmesi veya kullanılması halinde) riske dair farazi (varsayımsal) olmayan ve aksi ispat edilmedikçe iddiayı ispata yeterli ve geçerli olan deliller ileri sürmek zorundadır. Buradan hareketle, itiraz sahibi yukarıda sayılan durumların, olayların olağan akışı içinde öngörülebilir olması bakımından gerçekleşmesi muhtemel olduğunu ortaya koymak durumundadır. Yapılan değerlendirme sonucunda, işbu başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markalar, görsel, işitsel veya anlamsal düzeyde ilişkilendirme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzer bulunmadığından başvuru ile itiraza mesnet marka/markalar arasında ilişkilendirme/kanştmlma ihtimali bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Ayrıca, muterizin tanınmışlık gerekçeli itirazı, karıştırılma ihtimaline ilişkin yukarıda yapılan değerlendirme ve sunulan bilgi ve belgeler ışığında incelenmiş ve yerinde bulunmamıştır.” şeklinde karar verildiği, dava konusu YİDK kararının davacı şirkete 13/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 31/12/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle: başvuru markası ile itiraza mesnet markalar arasında karıştırılma tehlikesi olmadığı, başvuru markasının hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı, tanınmışlık koşullarının oluşmadığı, YİDK kararının iptali koşullarının oluşmadığı,, takdirin mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davalı Markası Davacı Markaları

…+şekil …
(03, 10, 25, 35. ve 44. Sınıf) …+şekil
(05,10,18, 25, 35 ve 28. sınıf)

Tarafların emtia gruplarına bakıldığında, davaya konu başvuru markasının kapsamındaki 10. Sınıf: Cerrahi, tıbbi, diş hekimliği ve veterinerlik için alet, cihaz ve mobilyalar. Yapay organlar ve protezler. Tıbbi ortopedik malzemeler: tıbbi korseler, ortopedik ayakkabılar, elastiki ve destekleyici bandajlar. Ameliyathane giysileri ve steril örtüler. Cinsel amaçlı aletler ve malzemeler. Prezervatifler (kondom/kaput). Biberonlar, biberon emzikleri, emzikler, bebekler için diş kaşıyıcılar. Tıbbi amaçlı bilezikler ve yüzükler, romatizma önleyici bileklikler ve yüzükler. 25.Sınıf: Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler. 35.Sınıf: Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Cerrahi, tıbbi, diş hekimliği ve veterinerlik için alet, cihaz ve mobilyalar. Yapay organlar ve protezler. Tıbbi ortopedik malzemeler: tıbbi korseler, ortopedik ayakkabılar, elastiki ve destekleyici bandajlar. Ameliyathane giysileri ve steril örtüler. Cinsel amaçlı aletler ve malzemeler. Prezervatifler (kondom/kaput).Biberonlar, biberon emzikleri, emzikler, bebekler için diş kaşıyıcılar. Tıbbi amaçlı bilezikler ve yüzükler, romatizma önleyici bileklikler ve yüzükler.. Saatler (saat kordonları dahil).Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) Tıbbi hizmetler.” mal ve hizmetlerinin davacının itiraza mesnet gösterdiği mal ve hizmetlerle aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olarak yer aldığı, bu hizmet/mallar yönünden SMK 6/1 maddesinde geçen emtia benzerliği koşullarının oluştuğu anlaşılmaktadır. Bu kapsamda markaların karşılaştırılmasında;
Davalının markasının incelenmesinde; dava konusu davalı markasının, beyaz zemin üzerine italik, figüratif ve küçük harflerle yazılan pembe renkli “bella” ve siyah renkli “mono” kelimelerinin birleşiminden oluşan “…” kelimesinden oluştuğu ve kelimenin sonundaki “o” harfinin sağ üst köşesinde mavi/lacivert renkli bir kelebek figürünün yer aldığı, hem şekil hem de kelimeden oluşan karma bir marka olan ve bir bütün olarak algılanan başvuru markasındaki “…” ibaresinin İtalyanca’da “güzellik” anlamına gelen “bella” ve İngilizce’de “tek” anlamına gelen “mono” kelimelerinin birleşiminden oluşan “tek güzellik” anlamındaki bileşke bir marka olduğu, anlaşılmaktadır.
Davacının markalarının incelenmesinde; davacının itirza mesnet gösterdiği markalardan birinin beyaz zemin üzerine siyah renkli büyük harflerle bitişik olarak yazılan “…” kelimesinden oluştuğu ve başkaca bir figür içermediği, davacının itiraza mesnet gösterdiği diğer iki markasının ise beyaz zemin üzerine siyah renkli, baş harfleri büyük ve figüratif olarak ayrı ayrı yazılan “…” kelimelerinden oluştuğu, kelimenin sonundaki “a” harfinin kuyruğunun kelimeni üstüne doğru uzatıldığı ve ucunda pembe renkli bir kelebek figürünün yer aldığı, karma bir marka olan davacı markalarındaki “…” ibaresinin İngilizce’de “sanat” anlamına gelen “art” ve İtalyanca’da “güzellik” anlamına gelen “bella” kelimelerinin birleşiminden oluşan “güzellik sanatı” anlamında olduğu anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. Taraf markalarının ayırıcı unsurları olan “…” ibaresi ile “…” ibaresi arasında kelimelerin anlamı bakımından bella kelimesi ile sınırlı zayıf benzerlik bulunduğunun söylemesi mümkündür. Ancak taraf markalarında, ortak kelime olan “bella” dışında ortak bir ibarenin yer almadığı, taraf markalarının “mono” ve “art” gibi diğer kelime unsurlarıyla fonetik olarak ayrıldığı görülmektedir. Taraf markalarının telaffuzlarının benzer olmadığı, davalıya ait “…” markasının “mono” ögesi ile ayırıcı özelliğini kuvvetlendirmekte ve “…” ibareli marka serisinden ayrılmakta olduğu görülmektedir. Markalarda ortak ibare olan bella ibaresinin markalar içerisinde farklı konumlandırıldığı, şekil ögelerinin figürtaif farklılıkları ve konumlandırılmalı nedeni ile görsel benzerliğinde bulunmadığı anlaşılmaktadır. Taraf markalarında ortak ibare olarak yer alan bella kelimesinin hem ingilizcedeki ”sanat” manası hem de italyanca’daki ” güzellik manası itibari ile ayırt ediciliği oldukça düşük olup, her ne kadar tescilli olduğu sürece markanın korunması esas ise de bu ibareyi içeren markaların koruma kapsamları da dar değerlendirilmelidir. Diğer bir deyişle, anılan ibarenin ortak olarak yer aldığı markalarda yapılacak küçük değişikliklerin dahi iltibas tehlikesini ortadan kaldıracağının unutulmaması gerekmektedir.
Neticeten, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak itiraza mesnet gösterilen ve aynı/benzer emtiaları kapsayan davacı markaları incelendiğinde; davacının itirazına mesnet markalarıyla dava konusu başvuru arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmamaktadır. ”…” ibaresi ile markalarda yer alan kısmi benzerliğin karışıklığın doğması için yeterli bir benzerlik olmadığı değerlendirilmiştir. Türkiye’de yaşayan herkesin bildiği sıfatlar kullanılarak oluşturulan bu markaların baştan itibaren zayıf marka konumunda oldukları, bu tür markalar arasındaki iltibas tehlikesinin yapılacak küçük bir değişiklik ile bertaraf edilebileceği, yargılama konusu olay açısından da aynı hususun söz konusu olduğu, başvuru konusu işaret ile davacı markaları arasında işletmesel bağlantılandırmayı tesis eden herhangi bir unsurun da bulunmadığı, başvurunun kötüniyetli olduğunu gösterir hiçbir vakıa ve emarenin olmadığı, SMK 6/5 maddesinin uygulama alanı bulamayacağı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/01/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸