Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/385 E. 2021/230 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Karar
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/385
KARAR NO : 2021/230

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 27/12/2019
KARAR TARİHİ : 17/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; davalı tarafından yapılan 2018/ 90881 numaralı başvuruya müvekkili tarafında itiraz edildiğini itiraz kapsamında markaların benzer bulunduğunu ve 25. Sınıf ile 35.05 kapsamında kalan 25. Sınıf mal ve hizmetlerinin başvuru kapsamından çıkartıldığını, ancak 35. Sınıftaki diğer hizmetler yönünden ret kararı verdiğini, başvuru markasının müvekkilinin gerçek hak sahibi olduğu 27.02.2019 tarihinden itibaren koruma altında olan … markasını aynen içerdiğini, müvekkilinin 1995 yılında New York eyaletinde kurulduğunu, müvekkilinin kaykay ile hiphop ve rock müzik kültüründen etkilendiğini, faaliyetlerini … ve türevi markalar altında kıyafetler, spor ayakkabıları, şapkalar, kaykay tahtası, oyuncak figürleri, boks eldivenleri, levyeler, yangın söndürücüler, su şişeleri, güneş gözlükleri, müzik çalarlar, hard diskler, armonikalar, beysbol sopaları, anahtarlıklar, kürdanlar, çakılar, oyun kağıtları gibi çok çeşitli ürünler ürettiğini, bu ürünleri 2000 yılından beri aktif kullandığı www.supremenewyork.com adresinden ve dünyanın bir çok ülkesindeki … mağazalarında satışa sunduğunu, müvekkilinin ürünlerini başka sitede satışına izin vermediğini, dünyanın en başarılı ve etkili sanatçılarının eserlerine dayanan sürekli bir kaykay serisinin bulunduğunu, müvekkilinin … logolu t-shirt’ünün Newyork’taki MoMa Modern Sanat Müzesinde daimi sergi kapsamında olduğunu, son yirmi yılda … ve türevi markaların uluslar arası alanda tanındığını, müvekkili marklarının …gibi önemli dergilerde ve gazetelerde yer aldığını, müvekkilinin … gibi markalarla birlikte işlere imza attığını, menşe ülkesi dışında birçok yerel ve EUIPO ve WIPO gibi uluslararası marka tescil merkezleri nezdinde … markasının tescilli olduğunu, müvekkilinin … ve türevi markalarının yaratıcısı ve gerçek hak sahibi olduğunu, dava konusu “…” ibareli marka başvurusunun müvekkilinin piyasada bilinirliği yüksek markasını birebir kopyaladığını, Türkiye’deki yetkilisi imajını verdiğini, müvekkili markasının itibarından haksız yararlandığını, başvurunun 25 ve 35. Sınıflarda yapıldığını, bunun tesadüfi olmadığını, marka başvurusunun kötü niyetli olduğunu, davalının tacir olduğunu, müvekkilinin dünyaca tanınmış markası ve bu markanın aktif olarak kullanıldığını bilmediğine ilişkin savunmanın kabul edilmeyeceğini, müvekkili markasının birebir aynısını asli unsur olarak içeren başvurunun kötü niyetli olduğunu, müvekkili markalarının sektöründe tanınmış marka olduğunu, dosya içerisinde müvekkilinin tanınmışlığını ispata yarayan birçok evrak bulunduğunu, müvekkili mağazaları önünde kuyruklar oluştuğunu ünlü tasarımcı ve sanatçılarla çalıştığından bilinirliğinin her geçen gün arttığını, 2018/19868 no ile 18, 25 ve 35. Sınıflarda gerçekleştirilen “…” ibareli marka tescilinden kaynaklı hakların sahibi olduğunu, 35. Sınıftaki hizmetler yönünden karıştırılma ihtimalinin devam ettiğini, bu mal ve hizmetlerin ilişkili ve benzer mallar olduğunu, 35. Sınıftaki hizmetlerin tüm işletmeler tarafından ihtiyaç duyulan ve tamamlayıcı hizmetler olduğunu, bir tüketicinin “alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri” üzerinde … ibaresini gördüğünde markalar arasında ilişki kuracağını ve söz konusu hizmetlerin müvekkili tarafından sağlandığını düşüneceğini, müvekkilinin önceye dayalı kullanıma ilişkin yeterli delil sunulmadığı iddiasının kabul edilemeyeceğini, dava konusu markanın müvekkilinin ticaret unvanı ve alan adı tescilinden kaynaklı haklarına tecavüz ettiğini, müvekkilinin www.supremenewyork.com alan adından kaynaklı haklarını zedelediğini, www.whois.com.tr adresinden alınan dokümanda 11.07.2000 tarihinden beri müvekkili adına tescilli olduğunun yazıldığını, davalılardan … MAĞAZACILIK’ın adreslerinde gerçekleştirilen arama el koyma işlemlerinde davalının … markalı sahte ürün satışı yaptığının tespit edildiğini, davalı şirketin merkez adresi olan “…İstanbul” adresinde müvekkili markasına ait kopyanın şirket tabelalarında kullanıldığını, … MAĞAZACILIK’ın İstanbul Ticaret Odası sicilinde … ŞUBESİ olarak kayıtlı “…İstanbul” adresinde bulunan “…” isimli mağazada da, müvekkiline ait … markalı taklit ürünleri satışa sunduğunu, müvekkilinin “…” ve türevi markaları ayırt ediciliği bulunan özgün markalar olduğunu, yoğun kullanım sonucu yüksek ayırt ediciliğe de ulaştığını, “…” ibaresi Türkçe hiçbir anlamı olmayan, İngilizce anlamı bakımından da tanımlayıcı olmayan ibare olduğunu, müvekkilinin EUIPO nezdinde 016815763 No ile yaptığı … marka başvurusuna ilişkin olarak verilen kararda, müvekkilinin yoğun kullanım sonucu ayırt edicilik kazandığının tespit edildiğini, 1962’de kurulan ve 450’den fazla Amerikalı moda ve aksesuar tasarımcısının üyesi olduğu bir ticaret birliği olan Council of Fashion Designers of America, Inc., (Amerika Moda Tasarımcıları Konseyi) tarafından 2018 yılından “…” markası yılın erkek giyim tasarımcısı ödülünü kazandığını, davalının müvekkilin markasını kendi adına tescil ettirmek için birden fazla kez girişimde bulunduğunu, müvekkili markasını aynısı alıp yanlarına menşe adları ekleyerek 2018/96645 ve 2018/90886 nolu tescil başvuruları yaptığını, müvekkili markası ve ürünlerini birebir taklit ettiğini iddia ederek davanın esası yönünden … numaralı YİDK kararının iptali ile … numaralı markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, davaya konu marka başvurusu ile davacıya ait markalar arasında benzerlik olduğu MDB tarafından kabul edildiğini ve karıştırılma ihtimali olabilecek mal ve hizmet sınıflarının marka kapsamından çıkartıldığını, başvuru kapsamında kalan mal ve hizmetlerin davacı markaları ile aynı, aynı tür olmadığını, benzer olmayan mal ve hizmetler açısından SMK 6/1’de öngörülen kanuni zorunlu unsurların eksiksiz var olduğunu ileri sürmenin mümkün olmadığını, eskiye dayalı kullanım iddiasının kabulü için gerekli olan kanuni unsurların sağlanamadığını, davacının bu hususta ispat vesikası sunmadığını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2015/11-3127 E. ve 2016/114 K. sayılı kararında toplumda tanınmışlık düzeyine erişen bir markanın aynısının veya benzerinin kullanımının dahi mevzuatta belirtilen şartlar gerçekleşmeden tescil başvurusunun engellenemeyeceğini hükme bağladığını, taraf markaları arasında karıştırılma ihtimali olmadığını, kötü niyetli olduğu hususu ispatlanmadan yapılacak her türlü kötü niyet iddiasının redde mahkum olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle, … markasının ayırt ediciliğinin düşük olduğunu, davacının Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi nezdinde tescilinin bulunmadığını, WIPO nezdinde yaptığı marka başvurularının pek çok ofis tarafından ayırt edici bulunmadığı ve eşya/hizmet sınıflarının karakteristik özelliğini göstermesinden resen reddedildiğini, ret gerekçelerinde kendi sektörlerinin en üstün olanlarıymış gibi anlamlara yol açtığını, başvurunun münhasıran tanımlayıcı olduğu gibi gerekçelere yer verildiğini, davacının dava dilekçesinde dayandığı 4 adet EUIPO kayıtlarında 068175763 sayılı markanın itiraz edilmiş bir marka olduğunu, 017931266 sayılı markanın düşmüş olduğunu, 016611857 sayılı ve 016611865 sayılı markaların ise itiraz edilmiş markalar olduğunu, … ibaresinin “yüce, üstün derecedeki” gibi anlamlara geldiğini, davacının TÜRKPATENT nezdinde tescil ettirdiği WIPO aracılığıyla yapılan Uluslararası Tescil No 1457502 olan ve TÜRKPATENT kayıtlarında 2019/32260 sayılı … marka başvurusunun Almanya, Avusturya, Bulgaristan, Danimarka, Estonya, Gürcistan, Hırvatistan, İran, Macaristan, Norveç, Slovakya marka ofisleri tarafından resen ayırt ediciliği bulunmadığından ve ürünlerin/hizmetlerin karakteristik özelliğini gösterdiğinden resen reddedildiğini, taraf markalarında yer alan mal ve hizmetlerin tamamen farklı olduğunu, markaların görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer olmadığını, bütünü itibariyle bıraktıkları etkinin farklı olduğunu, müvekkiline ait markanın tescilli olduğu sınıfta yer alan hizmetlerin tüketicilerinin profesyoneller olduğunu, dikkat seviyeleri yüksek kimselerden oluşacağını, davacının SMK 6/3 kapsamında 35. Sınıftaki hizmetlerde kullandığına dair hiçbir belge sunmadığını, davacının markasını tescil ettirmeden önce Türkiye’de kullandığına dair hiçbir delil fatura, sözleşme sunmadığını, davacının 6/6 kapsamında üstün hak sahipliğine konu tescilli bir unvanı olmadığını, başkaca sınai hakkı olmadığını, davacı markasının tanınmış marka olmadığını, davacının markasının hangi ülkelerde tescilli olduğunun belirtilmediğini, marka tescil belgelerinin dosyaya eklenmediğini, markanın kullanıldığı coğrafi alanın belirtilmediğini, marka yayınına itiraz ekinde delil sunulmadığını, davacının … markalarının en eski tarihlisinin 2013 yılı olduğunu, davacı yanın tescilli olduğu belirtilen Amerika Birleşik Devletleri tescillerinin de çok yeni tarihli olduğunu, sınıflar arasında benzerlik bulunmadığından imaj devrinin söz konusu olmayacağını, kötüniyet iddiasının dayanaksız olduğunu, … ibaresinin fantezi bir ibare olmadığını, herkes tarafından kullanıldığını, yanına alınan eklerle farklı kişi ve kuruluşlar adına tescillendiğini, dava açıldıktan sonra oluşan yeni durumların mevcut davaya dahil edilemeyeceğini, 2. Sulh Ceza Hakimliği’nin 2020/1141 Değişik İş sayılı kararı gereğince yapılan aramada, davacı yanın markasını havi hiçbir ürün bulunmadığını, 12.02.2020 tarihli polislerce tutulan tutanakta suç unsuruna rastlanılmadığının yazıldığını, davacının diğer adreslerde yaptığını iddia ettiği aramaların müvekkili ile hiçbir ilgisinin olmadığını, müvekkilinin ticari faaliyetini “Merkez Mah. Akalar Sok. No.41 Kat.3-4 Gaziosmanpaşa” adresinde sürdürdüğünü, davacı yanın belirttiği Savcılık ve Sulh Ceza Mahkemesi dosyaları incelendiğinde, her iki dosyada da Okan Kapusuz isimli kişinin işyerinin kendisine ait olduğunu belirttiğini, Davacı yanın dilekçesinde yer verdiği ürünlerin müvekkili tarafından satışa sunulmadığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; davalının 13.01.2020 tarihinde … markası için başvuruda bulunduğu, başvurunun MDB tarafından incelenmesi neticesinde 30.10.2018 tarih ve 311 sayılı Resmi Marka Bülteninde ilan edilmesine karar verilmiştir. İlana davacı tarafından 28.12.2018 tarihinde 2018/19868 tescil numaralı marka ile dilekçe içerisinde yer alan diğer marka tescil ve başvuruları gerekçe yaparak SMK 6/1,6/3, 6/4-5, 6/6 ve 6/9 kapsamında özetle; “ markaların benzer olduğu, davacının … markalarının 18,25 ve 35. Sınıflarda uzun yıllardır tescilli olduğu, www.supremenewyork.com adlı internet sitesinin de 11.07.2000 tarihinden itibaren tescilli olduğu, daha önce 2018/00938 başvuru nolu … marka başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın davacının önceye dayalı kullanımdan kaynaklanan hakları ve davacının “…” markalarının Paris Sözleşmesi kapsamında tanınmış olması nedeniyle kabul edildiği, davacının internet sitesi üzerinden Türkiye’ye 2013’ten beri aktif olarak … markalı ürünlerin satışının yapıldığı, internet sitesinde satışa sunulan ürünlerin Türk tüketici tarafından da bilindiği ve talep edildiği, sitede Türkiye’den sipariş verilebileceğinin açıkça belirtildiği, 11. D.D. internet kanalıyla erişilebilen bir markanın Türkiye’de kullanıldığının kabulüne hükmetmek gerektiği yönündeki kararı onadığı, davalının davacının itibarından faydalanmak maksadıyla kötü niyetli olarak başvuruda bulunduğu” iddiaları ile itiraz etmiştir. Davalı davacı tarafından yapılan itiraza karşı 15.02.2019 tarihli karşı görüş bildirme formunda kısaca; “… markasının …nezdinde yapılan araştırmada pek çok farklı ülkede pek çok farklı kişi adına tescilli olduğu,25. Sınıfta 365 adet … ibareli marka olduğu, ibarenin tanımlayıcı ve ayırt edici düşük ibare olduğu, davacının itirazına dayanak aldığı 2018/19868 sayılı markasının SMK 5/1-ç maddesi gereğince ….td’ye ait 2017/105821 nolu ve … Tekstil Pazarlama’ya ait 2018/00938 nolu … markalarından bahisle 18 ve 25. Sınıftaki bir kısım eşyalar için reddedildiği, itiraz sahibinin markasının tanınmış marka olmadığı, kötü niyet iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğu” savunması ile karşı çıkmıştır. İtirazı ve karşı görüşleri değerlendiren MDB 11.04.2019 tarihinde “markaların md. 6/1 kapsamında markaların görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer oldukları, mal ve hizmetlerin aynı/aynı tür/benzer olduğunu, bu kapsamda SINIF KODU 25: Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler ile SINIF KODU 35: Müşterilerin malları elverişli şekilde görmesi ve satın alması için Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler” mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri” mal ve hizmetlerin çıkartılması, md. 6/4-5 hükümlerinde belirtilen koşulların oluşmadığını, md. 6/6 kapsamında hükümde düzenlenen bir hak sahipliğinin bulunmadığını, md. 6/9 kapsamında iddiaları ispata yeterli bilgi ve belgelerin bulunmadığı” yönünde kararını vermiştir. İşbu MDB kararına karşı davalı / marka başvuru sahibi tarafından aynı gerekçelerle 16.05.2019 tarihinde karara itiraz formu sunulmuştur. İtiraz sahibi davacı ise 17.06.2019 tarihinde marka yayınına itirazın yeniden incelenmesi formu sunarak aynı gerekçelerle itiraz etmiştir. İtirazları değerlendiren TÜRKPATENT YİDK 16.10.2018 tarihli kararında özetle; “ (…) başvuru sahibi tarafından yapılan itiraz incelenerek “ret gerekçesi marka ile başvuru markasının görsel, işitsel ve bütün olarak ortaya çıkan izlenim bakımlarından benzer markalar olduğu, reddedilen mallar/hizmetler bakımından aynı/aynı tür ve benzer nitelikte emtiaları kapsadıkları, markalar arasında karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkacağı, aynı tespit doğrultusunda MDB tarafından verilen kısmi kararının yerinde olduğu, başvuru sahibini emsal kararlar gerekçeli itirazı farklı markalar hakkında verilen kararların incelenen başvuruyla ve bu başvuru hakkındaki kararla bağlantısının bulunmaması nedeniyle haklı bulunmadığı” kararı verildiği; (…) Muteriz tarafından yapılan itiraz incelenerek “ başvuru ile 2018/19868 sayılı … ibareli itiraz gerekçesi markanın MDB tarafından benzer görülerek 25. Sınıfı ile 35.05 kapsamındaki 35. Sınıf mallarının çıkartılmasına karar verildiğinin tespit edildiği, bu bağlamda başvurunun, işbu itirazın incelendiği anda 2018/19868 sayılı itiraz gerekçesi marka ile aynı veya aynı tür malları/hizmetleri kapsamadığı, başvuru kapsamında kalan hizmetler bakımından karıştırılma, ilişkilendirilme ihtimallerinin ortaya çıkmayacağı, itiraz sahibinin eskiye dayalı kullanım, kötü niyet, tanınmışlık ve diğer fikri haklar gerekçeli itirazlarının ise itiraz ekinde itiraz sahibinin başvuru kapsamındaki mallar için eskiye dayalı kullanımını ve başvurunun kötü niyetle yapıldığını gösteren kanıtlar sunulmadığından bu iddiaların ispatlanamamış olması ve markalar arasında tanınmışlık ve kişi ismi nedeniyle ilişkilendirilme ihtimalinin oluşmayacağı görüşüne varılması sebebiyle haklı bulunmadığı” kararı vererek her iki tarafında da itirazlarının reddine karar vermiştir.
Dava konusu YİDK kararının davacı şirkete 26/06/2019 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 09/08/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmış, davacı vekilinin eldeki davayı ikame ettiği tetkik edilmiş, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda ve ek raporda özetle: taraf markaları arasında karıştırılma ihtimaline ilişkin şartların başvuru kapsamında kaldığı görülen ““alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri” hizmeti bakımından gerçekleştiği, başvuruda kalan sair hizmetler bakımından ise karıştırılma ihtimaline ilişkin şartların oluşmadığı, davacının … markasının çekişme konusu hizmetlerde önceye dayalı kullanım hakkını aşamalarda ispat edemediği, davacı markasının tanınmışlığı ispata yönelik dosya içerisinde delil sunmuş olduğu, davacının başkasına ait fikri mülkiyet haklarından kaynaklı bir tescil engelinden somut olayda söz edilemeyeceği, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun/ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun ve ek raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden yeniden ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı Markası Davacı Markaları

Bununla birlikte davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu 2019/32260 başvuru numaralı markanın başvuru tarihinin davalı markasından daha sonraki 29.11.2018 tarihli olduğu anlaşılmıştır. Bu markanın itiraza mesnet kabul edilmesi mümkün olmamıştır.
İncelemeye tabi kabul edilen taraf markalarının emtia kapsamları incelendiğinde, “alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri” hizmeti bakımından taraf markaları kapsamlarının benzer olduğu, davacı markasındaki “perakende satış mağazaları, çevrimiçi sipariş hizmetleri ve bilgisayar iletişimi yoluyla perakende satış mağazası hizmetlerinin gerçekleştirilmesi için bir araya getirilmesi hizmetleri.” ile anılan hizmet grubunun iç içe gelmiş nitelikte hizmetler oldukları, başvuru kapsamındaki sair hizmetler bakımından ise taraf markaları arasında bir benzerlikten bahsedilmesinin mümkün olmayacağı anlaşılmıştır. . Şu hâlde SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan karıştırılma ihtimali de belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir. Devamla;
Davalının markasının incelenmesinde; davalı markası ise beyaz zemin üzerinde hepsi büyük harfle olacak şekilde … ibaresinden oluştuğu, anlaşılmaktadır.
Davacının markalarının incelenmesinde; davacı markası kırmızı dikdörtgen zemin üzerinde beyaz kalın puntoyla yazılmış baş harfi büyük olmak üzere … ibaresinden olduğu anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davacı adına tescilli “…” esas ibareli marka ile davalının ”…” ibareli markası arasında markaların esaslı unsurlarının birebir aynı olması nedeni ile biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu; işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davalının “…” markasını gördüğünde bunun davacının mesnet markasından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ihtimal dahilinde olduğu, başvuru kapsamında yer alan ve benzerliği tespit olunan “alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri” hizmeti bakımından taraf markaları arasındaki benzerlik düzeyi gözetildiğinde iltibas riskinin halen mevcut olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının “…” ibaresine ilişkin önceye dayalı kullanım olarak ileri sürdüğü dava dosyası ekinde yer alan üç klasördeki kullanımların tescil kapsamındaki 18 ve 25. Sınıf malları ile ve 35.05 perakendecilik kapsamındaki yine 18 ile 25. sınıf mal ve hizmetlerini kapsadığı; başvuru kapsamında yer alan ve benzerliği tespit olunan “alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri” hizmeti bakımından sunulan delillerin incelenmesi neticesinde davalıdan daha önceki tarihlerde öncelik ve üstün hak sahibi olduğu; davacı yanın taraf markaları kapsamında benzer görülmeyen çekişme konusu “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri.” ne ilişkin herhangi bir hizmet sunmadığı anlaşılmakla birlikte, dosya kapsamında sunulan delillerde de ispata elverişli somut bir veriye de rastlanılmadığı, sunulan eklerde … markasının çekişme konusu hizmetlerde önceye dayalı kullanımına yönelik yeterli delile rastlanılmadığından yaygın, yoğun kullanım olmadığından ayırt edicilik kazanmadığı, tüketicilerce marka olarak algılanır hale gelmediği, benzer bulunmayan mal ve hizmetler açısından davalıdan daha önceki tarihlerde öncelik ve üstün hak sahibi olduğunun ispatlanamadığı anlaşılmaktadır.
SMK madde 6/5 yönünden yapılan incelemede ise; dosyada bulunan deliller incelenmiş ve sunulan delillerin; ulusal marka tescil suretleri, 2014, 2015, 2016 yıllarından ve çoğunlukla 2017 ve 2018 yıllarından Türkiye’deki yazılı ve görsel medyada çıkan haberlerin (bir kısım delilin ise tarihi belirli değildir) bulunduğu, sosyal medya hesaplarına dair takipçi sayısı, hastaglar, aylık arama analizleri gibi bilgiler, Türkiye’den verilen sipariş detayları, davalının daha önceki marka başvurularına ait YİDK kararlarının sunulduğu ve buna benzer tanınmışlığı ispata yönelik deliller sunduğu tespit edilmekle birlikte anılan delillerin davacı yanın faaliyet gösterdiği sektördeki tanınırlığını ispata elverişli olduğu yorumunda bulunulsa da taraf markaları kapsamında benzerliği tespit edilmeyen hizmetler bakımından davacı markasını sulandırılma için gerekli şartların oluşmadığı, www.supremenewyork.com alan adı üzerinde yapılan incelemede; alan adının kime ait olduğu tespit edilemediği, davacı tarafından 3 nolu klasörün 23 numaralı delilinde “details for supremenewyork.com” başlıklı Company name kısmında davacının adının yazılı olduğu bir adet resmi olmayan suretin yer aldığı anlaşılmakla birlikte bu evrakın daha sonradan düzenlenip düzenlenmediğinin dosya üzerindeki mevcut delil yönünden anlaşılmasının mümkün olmadığı, alan adının davacı firmaya ait olduğu kabulü halinde dahi taraf markaları kapsamında çekişme konusunun temelini oluşturan “…” ibaresinin yer aldığı alan adının kime ait olduğunun resmi bir kaynakla tespitinin sağlanamadığı, bununla birlikte ilgili alan adında davacının doğrudan faaliyet gösterdiği tekstil-giyim ürünlerine yönelik faaliyetlerin bulunduğu görülmekte olup davacının işbu alan adına bağlı sitede üzerindeki faaliyetleri ile dava konusu markanın tescil kapsamındaki benzer görülmeyen hizmetler bakımından, davacının alan adından kaynaklı olarak dava konusu marka bakımından bir tescil engelinin varlığından söz edilemeyeceği anlaşılmış, açıklanan nedenlerle; davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile
TPMK YİDK’nın … sayılı kararının 35. Sınıfta bulunan “alıcı ve satıcılar için online pazar yeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri” mal ve hizmet sınıf yönünden iptaline,
YİDK iptaline yönelik Fazlaya dair talebin reddine ,
Hükümsüzlük talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile,
Davalı şirket adına tescilli … sayılı “…” ibareli markanın tescilli olduğu 35. Sınıfta bulunan “alıcı ve satıcılar için online pazar yeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri” mal ve hizmet sınıf yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
Hükümsüzlüğe ilişkin Fazlaya dair talebin reddine ,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 2.532,20-TL

yargılama giderinin takdiren 1.500,00 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/06/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸

MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF : 95,20-TL
GİDER AVANSI :2.437,00-TL
TOPLAM :2.532,20-TL