Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/381 E. 2021/147 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Karar
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/381
KARAR NO : 2021/147

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 15/08/2012
KARAR TARİHİ : 22/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkili şirketin 1961 yılında kurulmuş Türkiye’de bisküvi sektöründe faaliyet gösteren köklü bir firma olduğunu, müvekkilinin; 16.12.1976 tarih ve 95575 sayı ile tescilli “… mek”, 25.12.2000 tarih ve 2000/28477 sayı ile tescilli “… mek”, 06.10.2005 tarih ve 2005/43000 sayı ile tescilli “mek”, 13.12.1982 tarih ve 138968 sayı ile tescilli “diyet … mek” markaları ile, “… mek” markasının üzerinde kullanıldığı ürün ambalajı için 2001 02649 sayı ile tescilli tasarımın sahibi olduğunu, davalı şirketin, müvekkili davacı şirketin tescil kapsamındaki mallar için ve müvekkili markaları ayırt edilemeyecek kadar benzer “…” ibaresi için 10.06.2010 tarih ve … sayılı marka tescil başvurusunda bulunduğunu, başvuruya müvekkilinin itiraz ettiğini, ancak itirazlarının YİDK tarafından reddedildiğini, bu kararın yasalara uygun olmadığını ve iptali gerektiğini, “Mek” ibareli markaları gıda sektöründe ilk kullanan ve markayı tanınmış hale getiren müvekkili şirketin, markanın tek ve gerçek hak sahibi olduğunu, 556 sayılı KHK’nın 7/1-i ve 8/4 maddeleri uyarınca farklı türden mal ve hizmetler için dahi korunması gerektiğini, dava konusu başvuruda yer alan “…” ibaresinin, davalının bağlı olduğu grup şirketinin aynı zamanda ticaret ünvanı olan, lider ve tanınan markası olduğunu, başka şekillerde de bir çok tescile konu olduğunu, markaya bir yenilik ve farklılık kazandırmadığını, dava konusu başvuruda yer alan “bio” ibaresinin nitelik belirtir durumda olduğunu ve çekişmeli emtialar yönünden ayırt ediciliğinin bulunmadığını, dava konusu başvurunun esaslı unsurunun da müvekkili markaları gibi “mek” olduğunu, bunun da müvekkiline ait tanınmış ve seri markaları ile iltibas yarattığını, markalarda vurgunun son hece olan “mek” ibaresinde yoğunlaştığını, birbirine bu kadar benzeyen markalar tüketici nezdinde karışıklığa sebep olacağı gibi, davalının müvekkilinin markalarının tanınmışlığından haksız kazanç sağlayacağını, dava konusu başvurusunun öncelikle 556 sayılı KHK’nın tescilde evleviyet ve tescile dayalı hak sahipliği karinesinden dolayı reddedilmesi gerektiğini, kaldı ki; müvekkili markasının tanınmış marka olması sebebiyle de korunması gerektiğini, davalının başvurusunun, başından beri kötü niyetli olup müvekkilinin markasının tanınmışlığından yararlanmak amacına yönelik olduğunu, YİDK kararında davalı adına tescilli olduğundan bahsedilen 2000/25506 sayılı “… şekil” ibareli markanın tescil ettirilmesi ve daha sonra da huzurdaki davanın açılmasına neden olacak … sayılı başvuruda bulunulmasının kötü niyet göstergesi olduğunu, milyonlarca seçenek varken müvekkilinin tanınmış markasının ayırt edilemeyecek kadar benzerinin aynı/aynı tür mallar için tescil ettirilmek istenmesinin, tanınmış markanın prestijinden yararlanma amacını gösterdiğini, iltibas tehlikesi bulunduğuna ve müvekkili markalarının tanınmışlığına dair emsal yargı kararlarının delilleri arasında olduğunu, davalı şirketin daha önceden tescil ettirdiği, dava konusu TPE kararına dayanak yapılan 2000/25506 sayılı “… şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğü için Kartal FSHHM’nin …. E. sayılı dosyasında dava açtıklarını, bu davayı etkileyecek nitelikte olduğundan hükümsüzlük davasının sonucunun beklenmesini talep ettiklerini, davalı şirket vekilinin cevap dilekçesinde “mek” ibaresinin “ekmek” emtiasından türetilerek çağrıştırıcı bir şekilde kullanılmak istendiğinin beyan edildiğini, ne var ki; tam da bu nedenle davalı markasının hükümsüz kılınması gerektiğini, zira “mek” ibaresinin bu çağrıştırıcı yönünü ilk düşünen ve uygulayanın müvekkili davacı olduğunu, müvekkilinin öncelikli tescilinin yanı sıra öncelikli kullanımının markaya ayırt edicilik sağlaması nedeniyle, davalının bu markayı kullanımının müvekkili davacı markalarını ve ürünlerini akla getireceğini ve bu anlamda iltibas oluşturacağını, öte yandan; “mek” ibareli markalarının ayırt ediciliği bulunmadığı yönündeki iddiaların kabul edilemeyeceğini, emsal gösterdikleri yargı kararlarından … markası ile ilgili Ankara 4. FSHHM’nin …K. sayılı kararında da; davalının iddia ettiği gibi bu ibarenin bir mastar eki olarak kabul edilemeyeceğinin belirtildiğini, davalı savunmasında müvekkili markalarının ayırt edici niteliğine ve zayıf bir ibare olduğuna ilişkin açıklamaları desteklemek amacıyla belirtilen dava dışı 3. kişiler adına tescilli markaların, müvekkili şirketin tanınmış markaları dolayısıyla davaya konu olan markalar olduğunu, “….l” markalarına ilişkin açtıkları davaların kabul edildiğini ve bu markaların hükümsüzlüğüne karar verildiğini, müvekkilinin tanınmış markalarına karşı müktesep hak iddiasının ileri sürülemeyeceğini, davalının 2000/25506 sayılı “… şekil” ibareli markasının da kötüniyetli bir başvuru olduğunu ve müvekkili markalarının tanınmışlığından haksız kazanç sağlama amaçlı olduğunu, ayrıca söz konusu markanın huzurdaki davaya konu başvurudan tamamen farklı unsurlar içerdiğini, bu nedenle dava konusu marka açısından müktesep hak sağlamayacağını, ileri sürmüş; davalı TPE’nin 29.06.2012 tarih ve … sayılı YİDK kararının iptaline, diğer davalı adına tescil işlemleri devam eden 10.06.2010 tarih ve … sayılı “…” ibareli markanın tescil edilmesi halinde hükümsüz sayılmasına ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı Şirket vekili cevap dilekçesiyle; müvekkili şirketin, dilekçede liste halinde bildirdikleri “…” ibareli seri markalarının tescilli olduğunu, bu markalardan özellikle 2000/25511 sayılı “… bioekmek” ve 2000/25506 sayılı “…” markaları sebebiyle müvekkilinin dava konusu marka üzerinde kazanılmış hakkı bulunduğunu, davacı tarafça ileri sürülen kötü niyet ve haksız yarar sağlama gibi subjektif kavramların hukuki bir değerinin bulunmadığını, “…” ibaresi holding olarak yapılaşan şirketler topluluğunun ticaret ünvanı olduğu gibi ayrıca ortak marka niteliğinde olduğunu, dava konusu başvurunun da asli unsuru “…” olan seri markalarından biri olduğunu, markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 7/1-b ve 8/1-b maddeleri kapsamında benzerlik ve iltibas tehlikesi bulunmadığı gibi, başvurunun tesciline KHK’nın 8/4 maddesi uyarınca da bir engel bulunmadığını, başvurunun esaslı unsurunun “…” olduğunu, bu markanın “ekmek” emtiasında tescilli olduğunu, ihtilafın “mek” hecesi üzerinde davacının münhasır hakkı olup olmadığı noktasında toplandığını, tek başına anlam ifade etmeyen “mek” hecesi Türkçede mastar olarak kullanılmakla birlikte, müvekkili grup şirketlerin ürettiği un, maya ve katkı malzemeleri nazara alındığında “ekmek” kelimesi cins ve vasıf belirttiğinden tek başına marka olarak tescil edilemeyeceğini, bu tür jenerik isimlerin bir heceleri kullanılmak suretiyle marka yaratılmasının ise yaygın bir uygulama olduğunu (örneğin; jenerik bir isim olan vitamin kelimesi ile ilgili “…tek başına tescili mümkün olmayan sözcüklerin hecelere bölünmek suretiyle tescilinin, o hece üzerinde münhasır bir hak sağlamayacağını, “…” ibareli davacı markasının üç heceden, “…” ibareli başvurunun beş heceden oluştuğunu, markalar arasında sadece bir hecenin aynı olduğunu ve onun da “ekmek” sözcüğü için cins-nitelik belirten “mek” hecesi olduğunu, davacı iddialarının kabulü halinde “yemek / ekmek” gibi sözcüklerin kullanılmasının davacının marka hakkını ihlal ettiğinin kabulü gerekeceğini, “mek” hecesinin davacının inhisarına verilmesinin KHK’nın 7/c hükmüne aykırı olacağını ve “ekmek” sözcüğünü kullanılamaz hale getireceğini, Yargıtay’ın kökleşmiş içtihatlarına göre markaların bölünerek değil tüm unsurları ile birlikte incelenmesi gerektiğini, markada ayırt edici nitelikte sözcüklerin varlığı halinde diğer markanın tesciline engel bulunmadığını, davacının markasında esas unsurun “mek” hecesi değil “…” olduğunu, “ekmek” sözcüğünün bir hecesi olan “mek” ekinin ekmek ve unlu mamuller sektöründe yaygın olarak kullanıldığını, örneğin; muhtelif tarih ve sayılarla dava dışı üçüncü kişiler adına tescilli “dinamek, egemek, chormek, akemek, croissmek” markalarının iltibas riski taşımaksızın tescillerini ve faaliyetlerini sürdürmekte olduğunu, zira davacının tanınmış markası “…” ile birlikte ve mastar olarak ayrıca tescil ettirdiği ekmek sözcüğünü tanımlayan “mek” hecesinin ayırt edici özelliği bulunmadığını, davacının tanınmış markasının “…” olduğunu, “mek” markasının tanınmışlığından söz edilemeyeceğini, bu konuda ne bir mahkeme kararının ne de bir tescilin söz konusu olduğunu, “…” markası ile “…” ve “mek” markası arasında tüketiciler nezdinde herhangi bir iltibas tehlikesi bulunmadığını belirterek, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Türk Patent Enstitüsü vekili cevap dilekçesiyle; açılan davanın yerinde olmadığını, YİDK kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu söyleyerek davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA:
Mahkememizce, 22/05/2014 tarih ve 2012/162 Esas 2014/140 sayılı kararı ile; iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu … sayılı, “…” ibareli marka ile davacının 95575 sayılı “… mek şekil”, 2000/28477 sayılı “…” ve 2005/43000 sayılı “mek” markalarının aynı/aynı tür emtiayı kapsadığı, markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesi bulunduğu, taraf markalarının emtia listesi aynı/aynı tür olduğundan, 556 sayılı KHK’nın 7/1-i ve 8/4 maddelerine göre yapılacak değerlendirmenin sonuca etkisi olmayacağı, ancak davacının 95575 sayılı “… mek şekil” markasının tanınmış marka olduğu, bu durumun iltibas tehlikesini arttıran bir etken olabileceği, davalının önceden tescilli markalarından 2000/25511 no’lu markasının çekişmeli “…” ibaresini içermediğinden, 2000/25506 no’lu markasının ise, çekişmeli ibareyi içermekle birlikte fiilen herhangi bir kullanıma konu olmayıp, taraf markalarının ilgili piyasada birlikte var oldukları kanıtlanmadığından, başvurunun yeni hali ile davacı markasına yanaştığından, dava konusu marka için müktesep hak sağlamayacağı, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesine göre ulaşılan sonuca etkili olmamakla birlikte, dava konusu markanın tasarım unsurları içermediğinden, davacının “… mek” markasını içeren tasarım tescilinin markanın tesciline KHK’nın 8/5 hükmü uyarınca engel teşkil etmeyeceği ayrıca, markanın açıkça kötü niyetle yapıldığını gösterir somut bir delil bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile, TPE YİDK’in 29/06/2012 tarih, … sayılı kararının iptaline, davalı adına tescilli … no’lu markanın 30. sınıftaki ekmek emtiası yönünden hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
Yargıtay … 10/10/2017 tarih ve 2016/3084 E. 2017/5198 K. sayılı ilamıyla;
”Mahkemece, dosya kapsamına uygun karar verilmiş olması ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bent dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. Dava, davalı marka başvurusuna itirazın reddine dair TPE YİDK kararının iptali ile tescili halinde markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davalı şirketin 2000/25506 sayılı, 30. sınıfta, “ekmek” emtiasında tescilli “…+Şekil” ibareli markasının bulunduğu ve anılan markanın dava konusu … sayılı marka başvurusu yönünden müktesep hak oluşturduğu, her ne kadar sonraki tarihli olan dava konusu markada şekil unsuru kullanılmamış olsa da “…” ibaresinin yer almasının yeterli olduğu, her tacirin tescilli markasının asli unsurlarından biri ya da bir kaçını muhafaza ederek seri marka oluşturma hakkının bulunduğu nazara alınmaksızın, yanılgılı değerledirmeye dayalı bilirkişi mütalaası doğrultusunda yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle mahkememiz kararı bozulmuştur.
Bu kez davacı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Yargıtay 11. HD’nin 24/10/2019 tarih ve 2018/1218 E. 2019/6691 K. sayılı ilamıyla davacı vekilinin karar düzeltme isteminin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE karar verilmiştir.
Dava mahkememizin 2019/381 E. Sırasına kaydedilmiştir.
GEREKÇE:
Yargıtay … 10/10/2017 tarih ve 2016/3084 E. 2017/5198 K. sayılı ilamında da zikredildiği üzere, davalı şirketin 2000/25506 sayılı, 30. sınıfta, “ekmek” emtiasında tescilli “…+Şekil” ibareli markasının bulunduğu ve anılan markanın dava konusu … sayılı marka başvurusu yönünden müktesep hak oluşturduğu, her ne kadar sonraki tarihli olan dava konusu markada şekil unsuru kullanılmamış olsa da “…” ibaresinin yer almasının yeterli olduğu, her tacirin tescilli markasının asli unsurlarından biri ya da bir kaçını muhafaza ederek seri marka oluşturma hakkının bulunduğu anlaşıldığından açıklanan nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 25,20-TL’nin mahsubu ile bakiye 34,10-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
2-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
3-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı TÜRKPATENT tarafından sarf edilen ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 252,70-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı TÜRKPATENT’e verilmesine,
5-Davalı Şirket tarafından sarf edilen ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 252,70-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı Şirket’e verilmesine,
5-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal süre içinde Yargıtay da temyiz yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/04/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸

MASRAF DÖKÜMÜ (TÜRKPATENT)
Temyiz Yoluna Başvurma Harcı :143,50-TL
Temyiz Karar Harcı (Maktu) : 29,20-TL
Gider Avansı : 80,00-TL
Toplam :252,70-TL

MASRAF DÖKÜMÜ (DAVALI ŞİRKET)
Temyiz Yoluna Başvurma Harcı :143,50-TL
Temyiz Karar Harcı (Maktu) : 29,20-TL
Gider Avansı : 80,00-TL
Toplam :252,70-TL