Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/364 E. 2021/227 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Karar
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/364
KARAR NO : 2021/227

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 13/12/2019
KARAR TARİHİ : 17/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkili … Gıda’nın 1961 yılından bu yana faaliyet gösterdiği alanda birçok ürünün tanıtımı ve geliştirilmesini sağlayarak bir kalite sembolü olmuş olduğunu, müvekkilinin kurulduğu 1961 yılından bugüne kadar özellikle; bisküviler, krakerler, gofretler, pastalar, tartlar, kekler ve sair ürünlerin imali, ithali, ihracı ve ticareti alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkiline ait “…” markasının TPMK nezdinde TANINMIŞ MARKA olarak tescilli bir marka olduğunu, aynı zamanda müvekkiline ait “…” markasının WIPO (Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı) nezdinde 23.02.2000 tarih ve 738 993 no ile tescil edilmiş olduğunu, davalıya ait 2018/23432 başvuru numaralı “…” ibareli marka tescil başvurusunun 27.08.2018 tarihli 307 sayılı Marka İlan Bülteni’ndeki yayınına müvekkiline ait “…” ibareli markaları ile iltibas oluşturması ve hak sahipliği bulunması sebebiyle itiraz edilmiş, ancak bu itiraz Türkpatent Markalar Dairesi Başkanlığı’nca hiçbir gerekçe gösterilmeksizin yalnızca “Md. 6/5 kapsamında yapılan inceleme sonucunda, belirtilen koşulların oluşmadığı kanaatine varıldığından itiraz gerekçesi yerinde bulunmamış denilerek reddedilmiş olduğunu, itirazın yeniden incelenmesi için Müvekkil adına yapılan itirazın ise TÜRKPATENT Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından reddedildiğini, müvekkili “…” ibaresini ilk olarak 1985 yılında tescil ettirmiş ve bu marka üzerinde yatırımlar yaparak markalarını da arttırmış olduğunu, müvekkiline ait “…” ibaresini içeren birçok tescilli ve başvurusu olduğunu, WIPO nezdinde müvekkiline ait 12.11.2009 tarihinde ‘… …’ markası için 30. sınıfta 1025647 numaralı marka başvurusunda bulunulmuş, söz konusu başvurunun Bosna Hersek, Bahreyn, Almanya, Mısır, İspanya, Fransa, Amerika, Gürcistan, Yunanistan, Macaristan, Kenya, Kırgızistan, Fas, Polonya, Suriye, Türkmenistan, Ukrayna, Özbekistan olmak üzere 18 ülkede tescil edilmiş olduğunu, WIPO nezdinde 05.07.2007 tarihinde ‘…’ markası için 30. sınıfta 949491 numaralı marka başvurusunda bulunulmuş, söz konusu başvuru Arnavutluk, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Hırvatistan, İran, Makedonya, Romanya, Sırbistan, Slovenya, Slovakya olmak üzere 10 ülkede tescil edilmiştir. Aynı zamanda Müvekkile ait “… …” ve “…” markaları Azerbaycan, Lübnan, Yemen, Birleşik Arap Emirlikleri, Batı Şeria Marka Patent Ofisleri nezdinde de tescilli olduğunu, bunlara ek olarak; müvekkiline ait “…” ibareli markası 09.11.2006 tarihinde T/01977 no ile TANINMIŞ MARKA olarak TÜRKPATENT nezdinde tescil edilmiş olduğunu, görüldüğü gibi müvekkilinin, “…” ibareli markalarını geliştirmekte, yaygınlaştırmakta ve çeşitli şekillerde marka başvuruları yaparak seri marka oluşturmak amacıyla hareket ettiğini, bu duruma ek olarak birçok farklı ülkeyi kapsar şekilde marka başvurularında bulunan müvekkilinin “…” ibaresini kendisine bağlamakta ve bu marka ibaresi ile anıldığını, davalıya ait … markasının SMK md. 5/1-g maddesi uyarınca tescil engeli bulunduğundan tescil edilmemesi gerektiğini, davalı tarafın marka tescil görseline bakıldığında, Türk Bayrağı figürlerinin aynen kullanıldığını ve adeta bayrak görselinin markaya entegre edilmeye çalışıldığının anlaşılacağını, gerek markanın tescil edilmeye çalışıldığı renk, gerekse ay ve yıldızın konumlandırılışı göz önüne alındığında, markanın Türk Bayrağına benzerliğinin açıkça görüldüğünü, üstelik Türkiye’de tescil edilmek istenen bir marka olduğu da göz önüne alındığında, Türk vatandaşlarının Türk Bayrağına aşinalığı ve atfettiği değer de düşünülerek markanın milli değerlerden haksız fayda sağlayacağının izahtan vareste olduğunu, markanın görsel unsuru açıkça SMK. 5/1-g maddesine aykırı olup, mutlak ret sebeplerine uygun bir biçimde reddinin gerektiğini, markaların görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer olduğunu, dava konusu markaların sınıfsal benzerlik içerdiğinin açıkça ortada olduğunu, davalı şahıs markasının 29,30 ve 35. Sınıflar bakımından tescil talepli olduğunu, müvekkilinin … ibareli markalarının ise 05, 29, 30. ve 32. sınıflar bakımından tescilli olduğunu, markaların 29 ve 30. Sınıflar bakımından aynı sınıflarda tescilli olduğunu, davalının marka başvurusu 6769 sayılı SMK’nın 6/9 maddesi anlamında kötü niyetli başvuru olduğunu, müvekkiline ait markanın tanınmış olduğu dikkate alındığında, basiretli tacir gibi davranma yükümü altında bulunan davalının müvekkiline ait tanınmış markalardan haberdar olmadığının söylenemeyeceğini, mevcut durumda, davalının basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğüne aykırı davranarak, kötü niyetle müvekkiline ait tanınmış marka ile benzer marka oluşturduğu ve müvekkilinin markalarının tanınmışlığından haksız kazanç sağlama amacında olduğunun açıkça ortada olduğunu ifade ederek, davalı TÜRKPATENT’in 17.10.2019 tarih ve … sayılı YİDK kararının iptaline, 29,30. ve 35.sınıfta yer alan 29,30 ve 32. Sınıf ile ilgili hizmetler yönünden iptaline, tescili halinde hükümsüz sayılmasına ve markalar sicilinden terkinine, dava konusu 08.03.2018 tarih ve 2018/23432 sayılı markanın henüz tescil edilmemiş ise huzurdaki davanın sonuçlanmasına kadar tüm tescil işlemlerinin durdurulmasına, iş bu markanın huzurdaki dava sonuçlanıncaya kadar üçüncü kişilere devrinin önlenmesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, davaya konu edilen marka başvurusu ile davacıya ait markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, karıştırılma ihtimali değerlendirilirken kamunun ilgili kesiminin ihtilafa konu markalar ve mallar veya hizmetler hakkındaki algısı, karşılaştırmaya konu işaretlerin ve malların ve/veya hizmetlerin benzerliğinin karşılıklı bağımlılığı dâhil olmak üzere inceleme konusu ihtilafa ilişkin tüm faktörler dikkate alınarak, bütüncül olarak değerlendirilmesi gerektiğini, markalar arasında tescile engel olacak düzeyde aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzerlikten söz edebilmek için ortalama dikkat ve özene sahip uzman konumunda olmayan tüketici açısından karşı karşıya kalınan markanın ticari kaynağında yanılma, iki farklı marka karşısında kalındığında bu markaların üreticisi satıcısı konumunda olan işletmeler arasında idari/ekonomik bir ilişkinin bulunulduğu düşüncesinin oluşması ihtimalinin mevcut olmasının gerektiğini, somut olayda davacı markaları “…” ibaresinden oluşmaktayken başvuruya konu marka “…” olarak bütün halinde algılanmakta bu bütünlük içinde “… “ibaresinin benzerlik ve karıştırılma ihtimali doğuracak şekilde ön plana çıkartılmış olduğundan bahsedilmesinin mümkün bulunmadığını, davalı markasının aldığı ek şekil ve renk unsurunun da markaya özgün bir karakter kazandırmış markayı farklılaştırmış bulunduğunu, davacı markaları ve davalı markasıyla karşı karşıya kalan ortalama dikkat ve özene sahip tüketici kitlesi üzerinde markaların aynı ticari kaynakta geliyor olduğu izleniminin uyanması mümkün olmayıp davalı markasının yeterli ayırt ediciliğe sahip olduğunu, SMK m.6/5 hükmün uygulanabilmesi için Türkiye tarafından da benimsenmiş olan tanınmış markalarla ilgili WIPO Ortak Tavsiye Metnine göre, markanın tanınmışlığı nedeniyle haksız bir yararın sağlanması, markanın itibarının zarar görmesi, markanın ayırt edici karakterini zedelenmesi ihtimallerinden en az birinin gerçekleşme ihtimali bulunması gerektiğini, somut olayda dava konusu marka başvurusu ile davaya mesnet gösterilen markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, bu sebeple davacı iddialarına itibar edilmesinin mümkün olmadığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … davaya cevap vermemiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; … tarafından 2018/23432 başvuru numaralı “…” ibareli marka tescil başvurusunun 27.08.2018 tarihli 307 sayılı Marka İlan Bülteni’ndeki yayınına …tarafından “…” ibareli markaları ile iltibas oluşturması ve hak sahipliği bulunması sebebiyle itiraz edildiği, itirazın Türkpatent Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından reddedildiği, muteriz tarafından yapılan ikinci itirazın TÜRKPATENT Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından 17.10.2019 Tarihli … Sayılı TÜRKPATENT YİDK Kararıyla; ”… Yapılan değerlendirme sonucunda, başvuruya konu işaret ile itiraza mesnet markaların ortak unsur olarak “…” ibaresini içerdikleri tespit edilmekle birlikte bu durumun tek başına karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkmasında yeterli olmadığı, başvuruya konu işarette “…” kelime unsurunun tek başına bağımsız ayırt edici unsur olarak yer almaması, “…” şeklinde bitişik ve tek kelime olacak şekilde yazılması, “…” kelime unsurunun herhangi bir şekilde ön plana çıkartılmadan diğer harf karakterleri ile aynı yazılması ve ortak unsur konumunda bulunan “…” ibaresinin üç harften oluşan kısa bir ibare olması hususlarını göz önünde bulunduran, Kurul, ilgili tüketicilerin başvuruya konu marka ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markaları farklı ticari kaynaklardan gelen birbirinden farklı markalar olarak algılayacağı kanaatine varmış, başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markalar arasında 6769 s. SMK’nın 6/1 maddesi hükmü anlamında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı görüşüne ulaşmıştır. Öte yandan, 6769 s. SMK’nın 6/5 maddesi uyarınca, başvuru konusu marka ile itiraza gerekçe olan markanın toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumlarda, başvurunun farklı mal ve hizmetler için dahi reddedileceği hükme bağlanmıştır. Somut olay açısından, itiraza konu başvurunun tescilinin 6769 s. SMK’nın 6/5 maddesi hükmünde belirtilen koşulların oluşmasına yol açacağı yönünde de bir kanaat oluşmadığından, tanınmışlık gerekçesine dayalı itiraz da haklı görülmemiştir. Son olarak, itiraz sahibinin emsal kararlar gerekçeli itirazı, farklı markalar hakkında verilen kararların incelenen başvuruyla ve bu başvuru hakkındaki kararla bağlantısının bulunmaması nedeniyle haklı bulunmamıştır. Sayılan nedenlerle itirazın tüm gerekçeleri bakımından reddi gerekmiştir.” gerekçesiyle ”İtirazın reddedilmesine oybirliği ile karar verilmiştir.” şeklinde karar verildiği ve davanın iki aylık yasal süre içerisinde 13/12/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmış, davacı vekilinin eldeki davayı ikame ettiği tetkik edilmiş, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle: dava konusu markanın kapsamındaki “29. Sınıf: Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. 30. Sınıf: Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez 35. Sınıf: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” davacının markalarının kapsamında aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olarak yer aldığı, dava konusu marka başvurusu ile davacı markaları arasında marka işaretleri bakımından karıştırılmaya yol açacak düzeyde işitsel, görsel ve anlamsal benzerlik bulunmadığı, dava konusu marka ile davacı markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı, dava konusu marka ile davacı markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunmaması nedeniyle, dava konusu markanın davacı markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlama, itibarına zarar verme, ayırt edici karakterini zedeleme gii hususların mümkün olmadığı, kötü niyet olup olmadığı değerlendirmesi mahkemenin takdirinde olduğu, dava konusu markanın SMK’nın 5/1-g Maddesi kapsamına girmediği, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı Markası Davacı Markaları
…+şekil … …+şekil
(29, 30, 35. sınıf) … … Dolgulu+şekil

(05,29,30,32. sınıf)

Taraf markalarının emtia kapsamları incelendiğinde, dava konusu markanın kapsamında yer alan dava konusu “29. Sınıf: Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri., 30. Sınıf: Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez, 35. Sınıf: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” mallar/hizmetlerin davacıya ait itiraza mesnet markaların kapsamında aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olarak yer aldığı anlaşılmıştır. Şu hâlde SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan benzerlik belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir. Devamla;
Davalının markasının incelenmesinde; dava konusu markanın kelime unsurlarından “…” ibaresi, markada yer alan şekil unsuru ve Arapça ibarenin (bufak veya … olarak okunan” ortasında ve bu iki unsura kıyasla daha dikkat çekici bir şekilde konumlandırıldığı, figüratif unsurun tali unsur olduğu, dolayısıyla, dava konusu markanın esas unsurunun Latin ve Arapça harflerle yazılan “…” ibaresi olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının markalarının incelenmesinde; davacıya ait markalardan … …, … … Dolgulu markaların “…” ibaresini çatı marka olarak içerdiği, diğer unsurlara göre kıyasla görsel olarak daha büyük harflerle yazılan “…” ibaresinin belirtilen markalarda esas unsur olduğu, “…” ibareli markada ise “…” ibaresinin sarih bir şekilde esas unsur olduğu anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. Her ne kadar … ibaresinin davalı markası içeresinde aynen yer aldığı görülmekteyse de, davalı markası içerisinde … ibaresinin bağımsız varlığını korumadığı, anlamını ve işaret ettiği ürüne ilişkin imajın markanın bütünü içinde kırıldığı görülmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davacı adına tescilli “…” esas ibareli markalar ile davalının “…+şekil” ibareli markası arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davalının “…+şekil” markasını gördüğünde bunun davacının mesnet markasından farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ihtimal dahilinde olmadığı, dava konusu marka ile davacı markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunmaması nedeniyle, davacının “…” ibareli markasının yıllardır özellikle şekerleme ürünleri için kullanılmış ve tüketici nezdinde belli bir bilinirliğe ulaşmasının da bu sonucu değiştirmeyeceği, dava konusu marka ile davacı markaları arasındaki farklılığın, dava konusu emtia bakımından tüketici tarafından kolaylıkla algılanabilecek durumda olması nedeniyle dava konusu markanın davacıya ait bilinirliği olan markanın itibarından haksız yarar sağlayabileceğinin düşünülemeyeceğini, davalının davacı markasının bilinirliğinden istifade etmek suretiyle markanın itibarına zarar verme, ayırt edici karakterini zedeleme gibi hususların mümkün olmadığı, sunulan delillerden davalının kötü niyetli olduğuna ilişkin bir sonuca ulaşılamadığı, dava konusu “…+şekil” ibareli markanın en üstünde yer alan şekil unsurunda ay-yıldız şekilleri yer alsa da, bütüncül olarak bu şeklin Türk Bayrağı’nın ölçü ve oranları dışında kaldığı, tertip tarzının Türk Bayrağı’ndan farklı olduğu, Türk Bayrağı’nın aynısı olmadığı gibi Türk Bayrağı’nın taklidi olarak da değerlendirilemeyeceği anlaşılmış, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı TÜRKPATENT kendisini vekil ettirdiğinden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalı TÜRKPATENT’e verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/06/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸