Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/347 E. 2021/22 K. 26.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Karar
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/347
KARAR NO : 2021/22

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 01/06/2015
KARAR TARİHİ : 26/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekil dava dilekçesiyle; müvekkilinin “…” ibareli marka için 29, 30, 31, 32, 40 ve 43. Sınıfta yer alan mal ve hizmetlerde yapılan başvurunun bir dizi mal ve hizmetlerde kabul edildiğini, diğer hizmetlerde ise reddedildiğini, kısmi redde mesnet olan markaların hiçbirinde “Et, balık, kümes ve av hayvanları etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri, işlenmemiş, tarım ve bahçecilik ürünleri, tohumlar, ormancılık” ürünlerinin tescilli olmadığını, müvekkiline ait “Vatan” ve “Bizim” ibareli markaların müvekkiline kazanılmış hak teşkil ettiğini, müvekkiline ait “BİZİM” ibareli markanın serisi olarak algılanacağını, müvekkilinin “BİZİM” ibareli ve esas unsurlu yüzden fazla markanın sahibi olduğunu, bu markaların sonunda yer alan “GURME”, “KREMA”, “FIRIN”, “ENERJİ” gibi unsurlar getirilerek oluşturulduğunu, “…” ibareli markada “BİZİM” ibaresine “ VATAN” ibaresi eklenerek seri markalardan biri olarak başvurunun yapıldığını, ayrıca müvekkilinin 1951 yılında kurulmuş 1970’li yıllarda büyük üretim kapasitesine ulaşan … SAN. ve TİC. A.Ş.’den 2007 yılında devir alındığını, …’nin uzun yıllardır “VATAN” ibaresini konserve ve salçalarda kullandığını, markalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde markalar arasında bir benzerlik ve karıştırma ihtimalinin bulunmadığını, markada yer alan ve ayırt edicilik katan “BİZİM” ibaresinin yok sayıldığını, redde mesnet olan markalarda esas unsurun VATAN olduğunu, müvekkiline ait markada ise esas unsurun “…” olduğunu, “VATAN” ibaresinin zayıf bir marka olduğunu, ayırt edici gücünün düşük olduğunu, bu nedenle tali unsurlar ve küçük eklemelerle tescil edilebilir olduğunu belirterek TPE YİDK’nın 27.03.2015 tarih ve … sayılı kararın reddedilen mal ve hizmetler yönünden iptaline, … sayılı … marka başvurusunun tescil işlemlerinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı VATAN GIDA SANAYİ ve TİC. A.Ş’nin vekilinin cevap dilekçesinde; müvekkilinin 1950 yılından beri gıda piyasası içerisinde olduğunu, birçok kalite sertifikalarına sahip olduğunu, davaya konu olan marka ile müvekkiline ait redde mesnet olan markanın düz yazı ile yazıldığını, tek farkın herhangi bir ayırt ediciliği bulunmayan “BİZİM” ibaresinin olduğunu, davaya konu olan markanın müvekkiline ait “VATAN” ibaresini birebir içerdiğini, bu nedenle markaların benzer olduğunu, müvekkiline ait “VATAN” ibareli markanın ayırt edici nitelikte olduğunu, Türkçe’de “Yurt” anlamına gelen “VATAN” sözcüğünün 29, 30, 31 ve 32. Sınıflarda herhangi bir tanımlayıcılığının bulunmadığını, taraf markaların mallarının da birebir aynı olduğunu belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Türk Patent vekili cevap dilekçesiyle; açılan davanın yerinde olmadığını, YİDK kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu söyleyerek davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA:
Mahkememizce, 11/04/2017 tarih 2015/198 E. 2017/160 K. sayılı karar ile; iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davaya konu olan … sayılı “…” ibareli başvuru ile redde mesnet davalının “VATAN” esas unsurlu markaları arasında görsel, işitsel ve kavramsal açıdan bir benzerlik olduğu ve dava konusu reddedilen mallar yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesinin bulunduğu, sunulan delillerin dava konusu markanın tanınmışlığına ilişkin iddiayı tevsike elverişli olmadığı ve somut uyuşmazlığa 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesinin uygulanma imkânının bulunmadığı, davacının daha önce tescilli olan “BİZİM” ve “VATAN” markaları ile işbu davaya konu olan “…” markasının, görsel ve işitsel olarak farklı olması nedeniyle müktesep bir hakkının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince 24/05/2018 tarih 2017/1708 E. 2018/591 K. sayılı karar ile; tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilinin istinaf başvurusunun, davacının marka tescil başvurusunda bulunduğu “…” ibaresinde, hem davacının lider markası olan “BİZİM” ibaresinin, hem de “VATAN” ibaresinin asli unsur olarak kullanıldığı, davalı şirketin itirazında dayandığı markalarda da “VATAN” ibaresinin münhasır veya asli unsur olduğu, ibareler yönünden benzerlik bulunduğu, dava konusu YİDK kararı ile reddedilen mallar yönünden tarafların markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesinin bulunduğu, davacının kazanılmış hak iddiasının dayandığı markaların “BİZİM” ya da “VATAN” esas unsurlu olduğu, anılan önceki tarihli markalara, diğer ibarenin esas unsur olarak eklenmesi suretiyle oluşturulan dava konusu “…” ibareli marka tescil başvurusu yönünden ise esas unsurda değişiklik yapılmış olduğundan önceki markalardan hiç birinin kazanılmış hak yaratamayacağı, davacının önceki markalarının dava konusu başvuru yönünden kazanılmış hak yaratacak kadar eski tarihli olmadığı, başvuru markası ile aynı malları içermediği, ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden kanuna uygun olduğu gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 11. HD’nin 16/09/2019 tarih ve 2018/4118 E. 2019/5422 K. sayılı ilamıyla;
” 1-Dava, davalı Kurum kararının iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, anılan karara karşı davacı tarafça yapılan istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine karar verilmiştir. Ancak davalı kurumun internet sitesindeki kayıtlar üzerinden yapılan incelemede davacıya ait başvuru konusu … sayılı “…” ibareli markanın sahip bilgilerinin dava dışı … Marketler Tic. A.Ş. olarak değiştiği, anılan markanın devrine ilişkin kaydın 16.01.2018 tarihinde ilgili sisteme kaydedildiği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK’nın 125/2. maddesi uyarınca davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder. Bu durumda 6100 sayılı HMK’nın 125/2 maddesi uyarınca değerlendirme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken davanın reddine dair verilen ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı vekilinin yapmış olduğu istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru olmamış, Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın re’sen bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 2-Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. gerekçesiyle ”Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz isteminin kabulüyle İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,” şeklinde karar verilmiştir.
Dava mahkememizin 2019/347 Esas sırasına kaydedilmiştir.
GEREKÇE:
Yargıtay 11. HD’nin 16/09/2019 tarih ve 2018/4118 E. 2019/5422 K. sayılı ilamındaki hususlar göz önünde bulundurularak yapılan incelemede, davacıya ait başvuru konusu … sayılı “…” ibareli markanın sahip bilgilerinin dava dışı … Marketler Tic. A.Ş. olarak değiştiği, anılan markanın devrine ilişkin kaydın 16.01.2018 tarihinde ilgili sisteme kaydedildiği anlaşıldığından, mahkememizce davacı … Tic. A.Ş.’ye tebligat çıkarılmış, Av. … tarafından … Marketler Tic. A.Ş. yönünden dosyaya vekaletname sunularak, markanın devri nedeniyle … Marketler Tic. A.Ş adına davayı takip ettikleri bildirilmiştir. Mahkememizce tüm dosya kapsamına göre; davacının marka tescil başvurusunda bulunduğu “…” ibaresinde, hem davacının lider markası olan “BİZİM” ibaresinin, hem de “VATAN” ibaresinin asli unsur olarak kullanıldığı, davalı şirketin itirazında dayandığı markalarda da “VATAN” ibaresinin münhasır veya asli unsur olduğu, ibareler yönünden benzerlik bulunduğu, dava konusu YİDK kararı ile reddedilen mallar yönünden tarafların markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesinin bulunduğu, davacının kazanılmış hak iddiasının dayandığı markaların “BİZİM” ya da “VATAN” esas unsurlu olduğu, anılan önceki tarihli markalara, diğer ibarenin esas unsur olarak eklenmesi suretiyle oluşturulan dava konusu “…” ibareli marka tescil başvurusu yönünden ise esas unsurda değişiklik yapılmış olduğundan önceki markalardan hiç birinin kazanılmış hak yaratamayacağı, davacının önceki markalarının dava konusu başvuru yönünden kazanılmış hak yaratacak kadar eski tarihli olmadığı, başvuru markası ile aynı malları içermediği anlaşılmakla reddine karar karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 31,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 27,90-TL’nin davacılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu bozma öncesi ve bozma sonrası yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal süre içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/01/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸