Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/330 E. 2021/393 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/330 Esas – 2021/393
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/330
KARAR NO : 2021/393

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 29/08/2019
KARAR TARİHİ : 25/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkili bankanın sektöründe öncü olduğunu ve sunduğu hizmetler ile bu hizmetlere bağlı markalarının ulusal ve uluslararası düzeyde tanınmış olduğunu, mavi-beyaz renklerden oluşan birçok tanınmış markanın sahibi olduğunu, itiraza konu şekil markası başvurusunun müvekkili banka ile özdeşleşmiş mavi-beyaz renk kombinasyonundan oluştuğunu, müvekkili adına tescilli 2017/38196 sayılı şekil markası ile işbu şeklin kullanıldığı WORKUP markalarının dava konusu başvuru ile aynı olduğunu, söz konusu renk kombinasyonununA direkt müvekkili bankayı çağrıştırdığını, davalının markasının 38.ve 45. sınıflarda tescil edilmesi talebiyle yaptığı başvurusunun müvekkili banka tarafından yayına itiraz başvurusu neticesinde kısmen kabul edilerek 45.sınıfa konu hizmetler bakımından tescil işlemlerinin devamına karar verildiğini, oysa davaya konu markanın, müvekkili banka markasının devamı ya da seri markası olarak anlaşılma tehlikesinin bulunduğunu, söz konusu markaların play tuşu/ok/üçgen’in baktığı yön dışında birebir aynı ve aynı renk kombinasyonunda tasarlanmasının tesadüfi olmadığını, davalı yanın müvekkili bankanın itibarından haksız kazanç elde etme ve itibarına zarar verme ihtimallerinin bulunduğunu, başvurunun kötüniyetle yapıldığını ileri sürerek; 01.07.2019 tarihli ve … sayılı YİDK kararının iptali ile davalı marka başvurusunun reddine tescil işlemlerinin tamamlanması halinde markanın hükümsüz sayılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, davaya konu edilen marka başvurusu ile davacı yana ait markalar arasında benzerlik bulunmadığını, yine söz konusu marka başvurusu açısından tüketici nezdinde davacı markalarına ilişkin bir çağrışımın meydana gelmesi ya da bu anlamda bir karışıklık ihtimali bulunmasından bahsedilemeyeceğini, davacı yanın kötüniyet iddialarının da ispatlanamadığını ileri sürerek; davacı yanın tüm istemleri ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının 6769 sayılı SMK 6. maddesinin 1, 4, 5, 9. fıkraları kapsamında yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; davalı … Medya Bilişim ve Yazılım A.Ş. tarafından … kod numaralı (şekil) markasının “38.sınıf: 38/01 Radyo ve televizyon yayın hizmetleri. 38/02 Haberleşme hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil). 38/03 Haber ajansı hizmetleri. 45. Sınıf: 45/01 Hukuki hizmetler (sınai ve fikri mülkiyet hakları konusunda danışmanlık hizmetleri dahil). 45/02 Güvenlik hizmetleri. 45/03 Evlendirme büroları hizmetleri. 45/04 Cenaze hizmetleri. 45/05 Giysi kiralama hizmetleri. 45/06 Yangın söndürme hizmetleri. 45/07 Refakat etme hizmetleri. 45/08 …güvenliği konularında danışmanlık hizmetleri. 45/09 Sosyal ağ oluşturma hizmetleri.”ni kapsayacak şekilde tescili için 18.09.2018 tarihinde başvuruda bulunulduğu, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından başvurunun incelenerek, 12.10.2018 tarih ve 310 sayılı Resmi Marka Bülteninde ilanına karar verildiği, davacı Türkiye …Bankası A.Ş. tarafından söz konusu yayına sayılı yayına 2017 38196, 2017 38222, 2017 38216 sayılı şekil markaları gerekçe gösterilerek karıştırılma ihtimali, tanınmışlık iddialarıyla itiraz edildiği, yapılan itirazı inceleyen Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından 6769 sayılı SMK’nın 6 ncı maddesi hükmünce marka başvurusundan “SINIF KODU: 38 Radyo ve televizyon yayın hizmetleri. Haberleşme hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil). Haber ajansı hizmetleri.” nin çıkarılmasına, tescil işlemlerinin kalan mal ve hizmetler için devam ettirilmesine karar verildiği, İlgili Dairenin bu kararına, davacı tarafından Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu nezdinde itiraz edildiği, – 01.07.2019 tarih ve … YİDK sayılı kararı ile; “2018/ 82849 başvuru numaralı ”şekil” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın kısmen reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, yayına itiraz sahibi firma tarafından, başvurunun 2017 38196, 2017 38222, 2017 38216 sayılı ‘o şekil’, ‘workup by türkiye …bankası’, ‘workup by işbank’ ibareli markalar ile karıştırılma ihtimali ve tanınmışlık gerekçeleriyle 6769 s. SMK’nın 6 ncı maddesi uyarınca tümden reddi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir. Yerleşik içtihada göre, halkın malların veya hizmetlerin aynı işletmeden veya ticari olarak bağlantılı bir işletmeden geldiğine inanması riski karıştırılma olasılığını ortaya çıkartır. Karıştırılma ihtimali incelemesinde mal/hizmet benzerliği, işaret benzerliği, benzerliğe gerekçe olarak gösterilen markanın ayırt edici gücü ve hedef tüketici kitlesinin bilgi ve dikkat düzeyi ele alınır. Bu unsurlardan birinin zayıf olması diğer unsurların güçlü olması ile telafi edilebilir. Örneğin markalar arasında işaret benzerliği zayıf ise yüksek dereceli mal/hizmet benzerliği ve benzerliğe gerekçe olarak gösterilen markanın ayırt edici gücünün yüksek olması durumunda markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunabilir. Öte yandan markalar arasında işaret benzerliğinin bulunmaması ya da mal/hizmet benzerliğinin bulunmaması durumunda, diğer unsurları incelemeye gerek duyulmaksızın markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığına karar verilir. 6769 s. SMK’nın 6/5 maddesi maddesi gereğince bir başvurunun reddedilebilmesi için, itiraza mesnet markanın ülkemizde tanınmış bir marka haline geldiğinin kanıtlanması ve bu tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanması, markanın itibarına zarar verilmesi veya söz konusu markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi tehlikesinin doğabileceğinin ortaya konulması gerekmektedir. Dolayısıyla, bir markanın sektöründe belirli bir bilinirliğe sahip olması, aynı ya da benzer başka bir markanın farklı mallar üzerinde tesciline engel oluşturabilmesi için yeterli olmayıp, aynı zamanda yukarıda belirtilen şartların oluşması gerekmektedir. Önceki markanın sahibi fiili ve mevcut zararı göstermek zorunda olmasa da, markasının tanınmışlığından haksız yarar sağlanacağına ya da markasının itibarına zarar verileceğine ya da markasının ayırt edici karakterinin zedeleneceğine ilişkin olarak gelecekteki (markanın tescil edilmesi veya kullanılması halinde) riske dair farazi (varsayımsal) olmayan ve aksi ispat edilmedikçe iddiayı ispata yeterli ve geçerli olan deliller ileri sürmek zorundadır. Buradan hareketle, itiraz sahibi yukarıda sayılan durumların, olayların olağan akışı içinde öngörülebilir olması bakımından gerçekleşmesi muhtemel olduğunu ortaya koymak durumundadır. Somut olaya ilişkin yapılan değerlendirme sonucunda, itiraza mesnet olan 2017 38222, 2017 38216 sayılı ‘workup by türkiye …bankası’, ‘workup by işbank’ ibareli markaların ise işbu başvuru ile karıştırılma ihtimaline yol açacak düzeyde benzer bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Bununla birlikte, başvuru ve itiraza dayanak olan 2017 38196 sayılı ‘o şekil’ ibareli markalar iltibasa yol açacak derecede benzer görülmüş ve bu çerçevede, Markalar Dairesi Başkanlığı’nca verilen kısmi ret kararı, gerekçesi ve kapsamı isabetli bulunmuştur. Öte yandan, başvuru kapsamında kalan hizmetler yönünden iltibas ihtimali görülmediğinden ve ihtilaf konusu ibarelerin ses ve görüntü nakleden cihaz ve sistemlerin icrasını gerçekleştirmek üzere kullanılan ‘play tuşu’ nun gösterim şeklini çağrıştırmaları nedeniyle, ayırt edicilik vasfı görece zayıf şekli unsurlar olması da dikkate alındığında başvurunun tümden reddi talebi haklı bulunmamıştır. Ayrıca, muterizin tanınmışlık gerekçeli itirazları, karıştırılma ihtimaline ilişkin yukarıda yapılan değerlendirme ve sunulan bilgi ve belgeler ışığında incelenmiş ve yerinde bulunmamıştır. Sayılan gerekçelerle, itirazın tüm gerekçeleri açısından reddine karar verilmiştir.” gerekçesiyle itirazın reddine karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 29/08/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda ve ek raporda özetle: 2018 82849 sayılı (şekil) ibareli davalı marka başvurusu ile itiraza mesnet gösterilen davacı markalarının benzer olduğu; başvuru kapsamında yer alan çekişme konusu “45. Sınıf: 45/05 Giysi kiralama hizmetleri. 45/06 Yangın söndürme hizmetleri. 45/08 …güvenliği konularında danışmanlık hizmetleri. 45/09 Sosyal ağ oluşturma hizmetleri.” bakımından mal/hizmet listelerinin benzer/ilişkili olduğu ve markalar arasında işbu hizmetler bakımından iltibas ihtimali bulunduğu, 2017 38196, 2017 38222, 2017 38216 kod numaralı davacı markalarının “tanınmış marka” olduğu iddiasının ispatlanamadığı, davalı marka başvurusunun kötüniyetle yapıldığı iddiasının ispatlanamadığı, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun ve ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun ve ek raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davalı Markası Davacı Markaları
2018 82849 sayılı (şekil) 2017 38196 sayılı (şekil)
(38 ve 45. Sınıf) 2017 38222 sayılı workup by türkiye …bankası
2017 38216 sayılı workup by işbank
(09, 16, 35, 36, 38, 41, 42. sınıf)

Tarafların emtia gruplarına bakıldığında; davalı marka başvurusunun kapsadığı çekişme konusu “45. Sınıf: 45/05 Giysi kiralama hizmetleri. 45/06 Yangın söndürme hizmetleri. 45/08 …güvenliği konularında danışmanlık hizmetleri. 45/09 Sosyal ağ oluşturma hizmetleri.” ile itiraza mesnet gösterilen davacı markalarının kapsadığı mal ve hizmetler, “benzer” ve “ilişkili”dir. Kalan mal ve hizmetler benzer değildir.
Karşılaştırma konusu markaların kapsamındaki hizmetlerin benzer/ilişkili olması, iltibası artıran bir husus olarak değerlendirilmelidir. Zira marka işaretlerinin kapsamındaki mal ve hizmetler arasındaki ayniyet veya benzerlik arttıkça, marka işaretleri arasındaki düşük derecedeki benzerliğe rağmen, markalar arasındaki benzerlikler ön plana çıkarak markalar arasında iltibas tehlikesi artmaktadır. Nasıl ki bir mıknatısın iki ayrı kutbu birbirine belli uzaklıkta iken çekim etkisi oluyorsa ve fakat yakınlaştırdığınız zaman çekme eğilimine giriyorsa, markalar arasındaki mal ve hizmetler ile marka işareti benzeşmesi de böyledir. Bu bakımından 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi kapsamında benzerlik ve iltibas ihtimali bulunduğu görülmektedir. Şu hâlde, SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan şartlardan biri belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir.
Davalının markasının incelenmesinde; davalı markası, mavi kare zemin üzerindeki beyaz yuvarlak çerçeve içinde yer alan sağa doğru ok işareti figüründen oluşmaktadır. YİDK kararında da belirtildiği üzere, bu figür ses ve görüntü nakleden cihaz ve sistemlerin icrasını gerçekleştirmek üzere kullanılan “play tuşu”nun gösterim şeklini çağrıştırdığı, anlaşılmaktadır.
Davacının markalarının incelenmesinde; davacının 2017 38196 sayılı markası davalının başvuru konusu şeklin yukarıya doğru ok işareti figüründen ibarettir. 2017 38222 ve 2017 38216 sayılı WORKUP ibareli davacı markalarında ise O harfi, aynı şeklin yukarıya doğru ok işareti figürü biçiminde tasarlandığı anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede; davalı markasının, davacı markalarındaki şeklin, sağa doğru ok biçimindeki versiyonu olduğu, davacı markalarındaki şeklin çok benzeri olduğu, taraf markalarındaki şekil unsuru, renk ve görsel kompozisyon itibariyle yoğun benzerlik içerdiği gibi; davacının WORK UP kelime markasının “çalışmak, geliştirmek, iyileştirmek” anlamı da, davalı markasındaki “play tuşu” şeklini tasvir eden bir sözcük olarak, davalı markası ile benzerlik arz ettiği, davalı markasının, davacının yukarı ok biçimindeki marka kompozisyonu, sağa ok şeklinde taklit edilerek tasarlandığı, davacı markasını oluşturan WORK UP kelimesini, görsel olarak telmih eden davalı markasının, akla davacı markasını getirdiği, davalı markasında yer alan “play tuşu” görselinin renk başta olmak üzere, bütünsel imajı ve görsel kompozisyonu itibariyle davacı markalarını çağrıştırdığı, davalı markasında, davacı markalarında yer alan aynı görsel kompozisyonun, sadece okun yönü değiştirilerek, aynen kullanılması markaları birbirine yaklaştırdığı, işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davalının ”şekil” markasını gördüğünde bunun davacının mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayabileceği, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ihtimal dahilinde olduğu, benzer mal ve hizmet sınıfları için taraf markaları arasında iltibas tehlikesi bulunduğu anlaşılmaktadır.
İltibas tehlikesinin bulunması halinde 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının uygulama alanı bulacağı ve tartışılması gerektiği izahtan varestedir. 6/5 maddesinin uygulama alanı bulabilmesi için de itiraza mesnet markanın tanınmış olması yanında 6/5 maddesinde belirtili üç şarttan en az birinin yerine gelmiş olması aranacaktır. Bu üç şart; itiraza mesnet markanın Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği ihtimalleridir. Markanın tanınmışlığı nedeniyle haksız yarar sağlanması esasen, tanınmış markanın sahip olduğu imajın devri suretiyle gerçekleşebilecektir. Bu şekilde imaj devrinden söz edilebilmesi için haksız yarar sağladığı iddia edilen marka ile tanınmış markanın tescil edildiği mal veya hizmetler arasında bir bağlantı kurulması ihtimali aranmaktadır. Tanınmış markadan haksız yararlanmanın, kullanan açısından ekonomik açıdan bir artışı ifade etmesine rağmen, itibarına zarar vermenin marka sahibinin ekonomik açıdan zarar görmesini ifade ettiği hususu vurgulanmaktadır. Markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi (sulandırılma) ise sonraki tarihli marka ile tanınmış marka arasında düşünsel bir bağın mevcut olması ve bu durumun tanınmış markanın reklam değerini tehlikeye düşürmesi halinde söz konusu olabilecektir.
Bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere; davacı, dava konusu başvurunun, müvekkilinin markasının tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını iddia ederek 2017 38196, 2017 38222, 2017 38216 sayılı ‘o şekil’, ‘workup by türkiye …bankası’ , ‘workup by işbank’ ibareli markalarının tanınmış olduğunu ileri sürmüş ise de; bu markaların ilgili tüketici kesimi nezdinde maruf ve bilinir hale geldiğini ispatlamaya yeterli kanıt sunamamıştır. Davacının İŞBANKASI şemsiye/lider markasının toplumdaki bilinirliği ise, itiraza mesnet gösterilen markaların tanınmış ve/veya tanınmışlık düzeyine erişmiş marka olduğunu kabule yeterli değildir. Şu halde benzer olmayan mal ve hizmet sınıflarında iltibas ihtimalinden söz edilmeyecektir.
Öte yandan davacı tarafın, davalı başvurusunun kendi markalarının itibarından yararlanmak üzere kötü niyetli olarak yapılmış olduğunu iddia etmektedir. Kötü niyetin her somut olayda net olarak ortaya konması gerekir. Davalının kötü niyetini ispat külfeti davacıya aittir. Dosya kapsamında davalının kötü niyetini gösterir herhangi bir belge bulunmadığından kötü niyet iddiası yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenleri ile neticeten davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile
TPMK YİDK’nın … sayılı kararının 45. Sınıfın 5. alt grubunda yer alan “giysi kiralama hizmetleri” 6. alt grubunda yer alan “yangın söndürme hizmetleri” 8. alt grubunda yer alan “…güvenliği konularında danışmanlık hizmetleri” 9. alt grubunda yer alan “sosyal ağ oluşturma hizmetleri” mal ve hizmet sınıfları yönünden iptaline,
YİDK iptaline yönelik Fazlaya dair talebin reddine,
Hükümsüzlük talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile,
Davalı şirket adına tescilli … sayılı şekil markasının tescilli olduğu 45. Sınıfın 5. alt grubunda yer alan “giysi kiralama hizmetleri” 6. alt grubunda yer alan “yangın söndürme hizmetleri” 8. alt grubunda yer alan “…güvenliği konularında danışmanlık hizmetleri” 9. alt grubunda yer alan “sosyal ağ oluşturma hizmetleri” mal ve hizmet sınıfları yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
Hükümsüzlüğe ilişkin Fazlaya dair talebin reddine,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davanın kısmen kabulü yönünden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davanın kısmen reddi yönünden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davanın kısmen kabulü göz önünde bulundurularak davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen 2.367,30-TL
yargılama giderinden takdiren 1.183,65 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı.25/11/2021