Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/327 E. 2022/79 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/327 Esas – 2022/79
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/327
KARAR NO : 2022/79
HAKİM :
KATİP :

DAVACI : …
VEKİLİ : Av.

DAVALI : TÜRK PATENT VE MARKA KURUMU – UETS
VEKİLİ :….
DAVALI : …

VEKİLİ :
DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 28/08/2019
KARAR TARİHİ : 08/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; davalı yanın 2018/69876 sayılı “… rent a car” ibareli başvurusuna karşı ileri sürdükleri itirazların kurum tarafından reddolunduğunu, taraf markalarının ayırt edilemeyecek kadar benzer olduklarını, her iki markanın da “ay” sesi ile başladığını ve “es” sesi ile bittiğini, “rent a car” ibaresinin 39. Sınıf açısından genel bir tabir olduğunu,müvekkilinin markası kapsamında itiraza konu 39. Sınıf hizmetlerin yer aldığını, dava konusu markanın müvekkili markaları ile iltibas oluşturacak kadar benzer olduğunu, “…” ve “…” ibareleri arasında güçlü bir benzerlik bulunduğunu, tüketicinin taraf markaları arasında yanılgı yaşayacaklarını, dava konusu markanın bu haliyle müvekkili markalarının serisi gibi algılanacağını, markalar arasında yalnızca tek bir harf farkı bulunduğunu iddia ederek YİDK kararının iptalini ve dava konusu 2018/69876 sayılı başvurunun 29, 30, 31 ve 39. Sınıfta yer alan mallar açısından hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, verilen kurum kararının yerinde olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle; taraf markalarının hitap ettikleri tüketici grubunun birbirinden farklı olduğunu, müvekkilinin 15.05.2017 tarihli ticaret sicil gazetesi ile tescilinin ilan edildiğini, faaliyet alanının davacıdan farklı olduğunu, davacının gıda ve süt ürünleri alanında faaliyet gösterdiğini, dolayısıyla tarafların birbirlerinden tamamen farklı alanlarda faaliyetleri olduğunu, müvekkilinin markasının da 39. Sınıf hizmetleri kapsamakta olduğunu, bu hizmetlerin davacı markalarından farklı olduğunu, işlem dosyasında kullanım ispatı talebinde bulundukları 2008/36568 sayılı markanın hükümden düştüğünü, 2009/36568 sayılı markanın ise kullanım ispatını yerine getirmediğini, geriye kalan itiraz gerekçesi markalar ile ise müvekkili markasının benzer görülmediğini, taraf markalarının bütünsel olarak birbirlerinden farklı olduklarını, müvekkilini markasındaki “rent a car” ibaresinin müvekkilinin gerçekleştirdiği faaliyetleri gösteren tamamlayıcı unsur olduğunu, markaların görsel, işitsel ve logosal olarak benzer olmadıklarını, davacı markalarının tanınmış olmadığını, bu yönde bir tescili olmadığı gibi faaliyet dahi göstermediği bir alanda zaten tanınmışlık korumasından yararlanamayacağını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; dava konusu … RENT A CAR ibaresinin 39. Sınıf hizmetlerde tescili amacıyla 26.07.2018 tarihinde gerçekleştirildiği görülen 2018/69876 sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 13.08.2018 tarih ve 306 sayılı bültende ilan olunduğu, anılan ilana karşı davacı yanın önceki tarihli “…” esas unsurlu markalarına dayalı olarak itirazda bulunduğu, davalı başvuru sahibinin ise davacı yanın itiraza dayanak markaları ile ilgili olarak kullanım ispatı talebinde bulunduğu, davacı yanca kullanım ispatına yönelik olarak davacının esas faaliyet alanı olan gıda ürünleri ile ilgili bir kısım delillerin sunulduğu, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından yapılan incelemeler sonrasında 06.03.2019 tarihli karar ile davacı itirazlarının reddine karar verildiği, söz konusu karara karşı davacı yanca bir kez daha itirazda bulunulduğu, davacı itirazlarının inceleyen Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 01.07.2019 tarih ve 2019-M-5601 sayılı kararı neticesinde özetle; “2018/69876 başvuru numaralı “… rentacar” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvurunun 2001 09959, 2006 43294, 2007 16878, 2007 48800, 2008 36557, 2008 36558, 2008 36570, 2008 50004, 2008 52017, 2009 05995, 2009 11969, 2009/29107, 2009 41177, 2009 59574, 2010 05934, 2010 16221, 2010 41084, 2010 46496, 2010 46513, 2010 63516, 2011 59683, 2011 69327, 2012 77629, 2012 77634, 2014 48299, 2014 61890, 2014 78914, 2015 100140, 2015 44972, 2015 72904, 2015 78796, 2016 65156, 2017 39225 sayılı markaları ile karıştırılma ihtimali, eskiye dayalı kullanım ve haksız rekabet gerekçeleriyle 6769 s. SMK’nın 6 ncı maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir. ..Başvuru sahibi yayına ilk itiraza cevaben sunduğu karşı görüş dilekçesinde, 6769 s. SMK’nın 19(2) maddesi hükmü kapsamında, itiraza gerekçe olarak gösterilen tüm markalara ilişkin olarak kullanım ispatı talebinde bulunmuştur. Markalar Dairesi Başkanlığı’nca, yayına itirazın reddi yönünde verilen 21/02/2019 tarih ve 2019-OE-102055 sayılı kararda, hakkında kullanım ispatı talebi bulunulan markalardan: 2008/36568 sayılı markanın hükümden düştüğü, 2009 11969 sayılı markanın kullanım ispatına ilişkin delil sunulmadığı veya sunulan delillerin yeterli bulunmadığı, geriye kalan itiraz gerekçesi markaların ise başvuru ile benzer görülmediği için karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı tespitlerine yer verildiği görülmektedir. Ne var ki, yayına itiraz sahibince, Kurul nezdinde bu karara karşı yapılmış bulunan ve işbu incelemenin konusunu oluşturan itirazda (02/05/2019 tarih ve 2019-GE-193786 sayılı), başvuru kapsamındaki hizmetler ile itiraz gerekçesi markaların kapsamlarındaki malların/hizmetlerin benzer olduğuna ve markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunduğuna dair gerekçe ve açıklamalara yer verilmektedir. İşbu itiraz, yukarıda belirtilen iddia ve gerekçeler ışığında incelenmiştir. Yapılan incelemede, muteriz firma tarafından yayıma itiraz aşamasında kullanım ispatına ilişkin olarak tevdi edilen: www…..com.tr web adresinden alınan görseller, … tanıtım ve reklam filmlerine ilişkin video linkleri (görsellerin alındığı tarih belirtilmemiştir), … taşıt ve fabrika görselleri (görsellerin alındığı tarih belirtilmemiştir) değerlendirilmiştir. Yapılan değerlendirme sonucunda, sunulan belgeler, kullanım ispatına konu olan, bir başka deyişle işbu başvuru tarihi itibarıyla itibariyle Türkiye’de en az beş yıldır tescilli bulunan 2001 09959, 2006 43294, 2007 16878, 2007 48800, 2008 36557, 2008 36558, 2008/36568, 2008 36570, 2008 50004, 2008 52017, 2009 05995, 2009 11969, 2009 29107, 2009 41177, 2009 59574, 2010 05934, 2010 16221, 2010 41084, 2010 46496, 2010 46513, 2010 63516, 2011 59683, 2011 69327, 2012 77629 sayılı itiraz gerekçesi markaların ihtilaf konusu hizmetler bakımından kullanıldığını ispatlar mahiyette görülmediğinden, 6769 s. SMK m. 19(2) uyarınca bu markalara dayalı itirazın tüm gerekçeleri bakımından reddi gerekmiştir. Takiben, itiraz, başvuru tarihi itibariyle tescil süresinin üzerinden 5 yıl geçmemiş olduğu için kullanım ispatına konu olmayan 2012 77634, 2014 48299, 2014 61890, 2014 78914, 2015 100140, 2015 44972, 2015 72904, 2015 78796, 2016 65156, 2017 39225 sayılı “… yörük peyniri”, “… meyve bahçesi”, “… iyilik sağlık”, “…”, “… tost peyniri”, “… main plus”, “… iyilik sağlık içiyo”, “… kids”, “…”, “… soframızın lezzeti” ibareli itiraz gerekçesi markalar bakımından incelenmiştir. Bilindiği üzere, karıştırılma ihtimalinin oluşmasında, ilgili diğer faktörlere ek olarak, özellikle markaların benzerliği ile mal ve hizmetler arasındaki benzerlik bakımından belirli bir etkileşim mevcuttur. Buna göre, mal ve hizmetler arasındaki daha az bir benzerlik düzeyi markaları oluşturan ibareler arasındaki daha yüksek bir benzerlik düzeyi ile dengelenebilir veya tam tersi bir şekilde mal ve hizmetler arasındaki güçlü bir benzerliğe rağmen ibareler arasındaki benzerlik bulunmayışı nedeniyle karıştırılma ihtimali ortaya çıkmayabilir. Somut olayda, başvuru ile itiraz gerekçesi 2012 77634, 2014 48299, 2014 61890, 2014 78914, 2015 100140, 2015 44972, 2015 72904, 2015 78796, 2016 65156, 2017 39225 sayılı markaların farklı/ilişkilendirilemeyecek türden malları/hizmetleri kapsadığı tespit edildiğinden ilgili tüketici kesimi nezdinde ilişkilendirme ihtimalini de kapsayacak şekilde karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Ayrıca, muterizin md. 6/3 ve haksız rekabet gerekçeli itirazları, karıştırılma ihtimaline ilişkin yukarıda yapılan değerlendirme ve sunulan bilgi ve belgeler ışığında incelenmiş ve yerinde bulunmamıştır.” şeklindeki gerekçeler ile davacı itirazlarının bir kez daha reddine karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 05/02/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda/ek raporda özetle: dava konusu 2018/69876 sayılı marka kapsamında yer alan 39. Sınıf hizmetler ile davacı yanın itirazlarına dayanak yaptığı markalardan yalnızca 2009/11969 sayılı markasının aynı, aynı tür ya da benzer hizmetleri kapsadıkları, davacı yanın dayanak tuttuğu sair markalarının hiçbirinin, dava konusu marka kapsamındaki 39. Sınıf hizmetler ile aynı ya da benzer nitelikteki mal ve hizmetleri içermedikleri, dolayısıyla davacının 2009/11969 sayılı markası dışında kalan markaları açısından karıştırılma ihtimalinin öncelikli şartı oluşmadığından karıştırılma ihtimalinin de meydana gelmediği, davalı yanın, 2009/11969 sayılı davacı markası açısından ise SMK m.19/2 kapsamında kullanım ispatı talebinde bulunduğu, davacı yanca sunulan delillerden anılan markanın uyuşmazlık konusu 39. Sınıf hizmetlerde ciddi markasal kullanıma konu edildiği yorumunda bulunulmasının mümkün olmadığı, bu nedenle anılan markanın karıştırılma ihtimali iddiasına dayalı olarak dikkate alınamayacağı, sonuç olarak karıştırılma ihtimaline konu olabilecek herhangi bir davacı markasının değerlendirmede dikkate alınamadığı, davacı markalarının tanınmışlığı iddiası ile ilgili olarak dosyaya sunulan sınırlı sayıdaki delilden, davacı markalarının tanınmış olduğu hususunda herhangi bir kanaate varılmasının mümkün olmadığı, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun/ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davalı Markası Örnek Davacı Markası
… RENT A CAR …+şekil
(39. sınıf) … KAHVALTI+şekil
… İYİ UYKULAR+şekil
… ENERJİ+şekil
… kanki
… ÇİFTLİK PEYNİRİ
… YÖRÜK PEYNİRİ
… Tost Peyniri
… İYİLİK SAĞLIK içiyo+şekil
… … MASUM ENERJİ+ şekil
… HORMONSUZ+şekil
… SADE+şekil
… KIDS
… TİCK TACK
… TİCK TACK SABAH
… MIŞIL MIŞIL
…….
… MASUM ENERJİ
… meyve bahçesi
… main plus

… SOFRAMIZIN LEZZETİ+şekil
(05, 29, 30, 31, 32, 33, 35, 39. sınıf)

Tarafların emtia gruplarına bakıldığında; dava konusu marka ile davacı yana ait markalardan yalnızca 2009/11969 sayılı markanın 39. Sınıftaki hizmetleri ortak olarak kapsadıkları görülmekte olup davacı yana ait sair markalar kapsamında 29, 30, 31, 32 sınıflarda yer alan gıda ürünleri ile 35. Sınıfta bu ürünlerin satışına özgülenen hizmetler ve sair alt gruplar açısından hiçbir benzerliğin ise mevcut olmadığı, dolayısıyla 2009/11969 sayılı davacı markası dışında kalan markalar açısından taraf markaları arasında herhangi bir şekilde emtia benzerliğinden bahsedilemeyeceği, anılan markaların birbirinden farklı ihtiyaçlara yönelik olan, birbirleri ile rekabet ortamı dahi bulunmayan, farklı satış, sunum ve dağıtım kanalları bulunan, hitap ettiği tüketici kitleleri farklılaşmış mal ve hizmetler oldukları, davacının 2009/11969 sayılı markası dışında kalan markalar ile dava konusu markanın farklı mal ve hizmet sınıflarını kapsadıkları; karıştırılma ihtimalinin öncelikli şartının anılan markalar bakımından meydana gelmediği, bu nedenle anılan markalar açısından ayrıca bir işaret benzerliği değerlendirmesinin yapılmaksızın taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin meydana gelmeyeceği; 2009/11969 sayılı davacı markası açısından emtia benzerliği bulunduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede;
Davalı yanın işlem dosyası kapsamında, davacı yana ait çok sayıda önceki tarihli marka ile ilgili kullanım ispatı talebinde bulunduğu görülmüş ise de davacı yana ait dayanak markalardan yalnızca 2009/11969 sayılı markanın (08.06.2010 tescil tarihi) dava konusu marka ile aynı – aynı tür hizmetleri kapsadığı görüldüğünden, sair markalar açısından kullanım ispatı talebinin incelenmesinde bir fayda görülmemektedir. 2009/11969 sayılı marka açısından davacı yanca sunulan deliller incelendiğinde ise; www…..com.tr şeklinde davacı web sitesinden alınan birtakım görseller ile davacı markalarına ve tanıtıcı unsurlarına ilişkin görseller giydirilmiş şekildeki birtakım tarihsiz araç görseli fotoğrafları
sunulduğu görülmektedir. Davacı yanın web sitesinden alınan görseller davacının temel faaliyet alanı olan süt ve süt ürünlerine dair tanıtıcı dokümanlar oldukları gibi yine tarihsiz araç görsellerinin de davacı yanın aynı ürünlerin tanıtımı /promosyonu için kullandığı araçlara ait görseller oldukları görülmüştür. Sunulan bu delillerin davacı yanın uyuşmazlık konusu olan 39. sınıf hizmetlerdeki herhangi bir alt gruptaki markasal kullanımını ortaya koyar deliller olmadıkları anlaşılmaktadır. Bu anlamda davacı yanın 2009/11969 sayılı markası kapsamında 39. sınıf hizmetler yer almakta ise de davalı tarafın kullanım ispatı talebi açısından ileri sürdüğü savunmasına karşı davacı yanın anılan markanın 39. sınıf hizmetlerdeki kullanımını gösterir herhangi bir delili dosyaya ibraz etmediği, bu nedenle anılan markanın karıştırılma ihtimaline dayanak gösterilemeyeceği, şu hâli ile davacının benzer mal ve emtia listesi bulunan markası kalmadığı, bu kapsamda taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olmayacağı anlaşılmıştır.
Davacıya ait “…” markası ile ilgili, bu ibarenin tanınmışlığına ilişkin dosyaya sunulan delillerinde yeterli olmadığı değerlendirilmiştir. Öte yandan bir an için markanın gıda sektöründe tanınmış olduğu kabul edilse dahi davalı şirkete ait başvuru konusu markanın kullanılacağı emtia listesi ile davacı markasının kapsamındaki emtiaların birbirlerinden tamamen farklı nitelikteki mallar olmaları ve farklı ihtiyaçları karşılamaları nedeniyle aralarında herhangi bir bağlantı kurulmasının söz konusu olamayacağı anlaşılmıştır. Tescil engeli olarak düzenlenmiş bulunan haksız bir yararın sağlanması, markanın itibarına zarar verilmesi veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi gibi koşulların somut olayda gerçekleşmediği anlaşılmakla YİDK kararının farklı mal ve hizmet grupları yönünden iptaline ilişkin davacı isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir. (Bknz. aynı yönde, Derby/ Derbytech kararı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 08.12.2011, 2009/14791 Esas ve 2011/16644 Karar.)
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/03/2022

Katip… Hakim …
¸ ¸