Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/308 E. 2021/411 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/308 Esas – 2021/411
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/308
KARAR NO : 2021/411

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 31/07/2019
KARAR TARİHİ : 09/12/2021
YAZILDIĞI TARİH : 13/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; … markasının, müvekkili şirketin spor ve sportif ürünlerinin satışının yapıldığı bir mazağalar zinciri olduğu, müvekkili şirketin aynı ada sahip Türkiye Genelinde toplam 84 adet mağazasının bulunduğu ve giderek bu mağazaların sayısının artmaya devam ettiği, müvekkili markası olan … ibaresinin, ülke genelindeki şubeleri ve aynı marka ile üretmiş olduğu ürünler ile tanındığı ve iş bu markanın tescillerini de elinde bulundurduğu, müvekkilinin, … no’lu “…” ibareli markasını, 18, 25, 35. Sınıflarda, 2013/108430 no’lu “…” ibareli markasını, 18, 25, 35. Sınıflarda; 2017/05655 no’lu “…” ibareli markasını da 35 sınıflarda, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescil ettirdiği; davalı şahsın ise, Türk Patent ve Marka Kurumu’na başvuruda bulunmak sureti ile “…” markasını, 2018/67364 no ile 25. ve 35. sınıflarda tescil ettirdiği; bu başvuruya yapılan itirazın davaya konu edilen YİDK kararı ile, markalar arasında görsel, işitsel veya anlamsal düzeyde bir ilişkilendirme ihtimali bulunmadığından aralarında iltibas tehlikesi yaratmadığı gerekçesi ile reddedildiği; müvekkili şirketin, … markasını, yoğun bir şekilde kullandığı, bu markayı gören her tüketicinin, markanın, müvekkili şirket ile bağını kurduğu ve bu nedenle ürünleri satın aldığı, davaya konu “…” ibaresinin, müvekkili şirket markası olan … markasının yerleri ve birkaç harfi değiştirilerek oluşturulduğu; bir başka anlatımla, davaya konu markada, ilk iki kelimenin birleştirip sonuna ek eklenerek benzer bir kelime oluşturulduğu, tüketici nezdinde, iki markayı görenlerin, birbirleri ile karıştıracağı; davalının bu markayı tescil ettirmesindeki amacın, müvekkili şirket markasını sulandırarak faydalanmak olduğu; müvekkili markası ile davalı markası arasında yazılış benzerliğinin yanı sıra, okunuş olarak da aynilik derecesinde benzerlik bulunduğu; müvekkili markasının, “sportin sitrit” diye okunurken, davalı markasının “sportinis” diye okunduğu, her iki marka arasında okunuşta ve yazılışta farklılık bulunmadığı; markaların 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu md.5/ç anlamında ayırt edilemeyecek derecede benzer ve yine md.6/1 anlamında, iltibasa neden olacak derecede benzer olduğu ve benzeri gerekçelerden hareketle, davaya konu edilen TÜRKPATENT YİDK’nın … sayılı kararının iptali ile davaya konu marka başvurusu tescil edildi ise hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, davacı tarafından, kendisine ait markalar ile davalı markasının, iltibasa yol açacak derecede benzer olduğu, aynı ve benzer mallar için tescil edildiği, bu nedenle de başvurunun reddinin gerektiğinin iddia edildiği; davaya konu markanın, özgün şekilde tasarlandığı, markanın siyah zemin üzerine beyaz renkte harfler kullanılarak kaleme alındığı, ibarenin tamamının, bir bütün olarak markanın esas unsurunu oluşturduğu, ibarenin tamamının aynı yazı stiliyle, aynı renkte ve aynı puntoda kaleme alındığı, herhangi bir kısmın ön plana çıkarılmadığı, vurgunun, markanın tamamına yapıldığı, ibarenin, bir bütün olarak okunup algılanacağı, tek bir kelime olduğu, davacı markalarında olmayan harf ve hecelere, davalı markasında yer verildiği, bu durumun, markaları sadece görsel olarak değil, işitsel ve anlamsal düzeyde de birbirinden ayırdığı, bütünsel açıdan benzerlik ve iltibas ihtimalinin bulunmadığı, incelemenin bu bütünsellik üzerinden yapılması gerektiği, ortalama tüketici kitlesinin, davaya konu marka başvurusunu, davacı markalarıyla karıştırmasının mümkün olmadığı; davacının aynı markalarına dayanılarak dava dışı başka bir marka başvurusu ile ilgili yapılan itiraz üzerine verilen kararın iptali davası kapsamında açılan davanın yargılaması neticesinde, Ankara 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin, 27/06/2016 tarih ve 2015/135E. – 2016/193K. sayılı kararı ile emsal nitelikte bir karar verdiği; bu kararda, davalı markası ile davacı markasının farklı olduğu, ticaret hayatında ve günlük hayatta yaygın kullanımı olan “…” ibaresinin varlığının, markalar arasında bir benzerlik ve ilişki kurulmasına engel olduğu hususlarına hükmedildiği, davalı markasının, tek bir kelimeden oluşan özgün bir marka olduğu, markada yer alan ayırt edici unsurlar ve bütünselliğin, davacı markalarında yer almadığı, kurum kararının yerinde olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı asil davaya cevap vermemiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının 6769 sayılı SMK 6/1 ve 5/1-ç md kapsamında yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; davaya konu … ibareli marka başvurusunun 25.sınıf ve 35.sınıfta yer alan mal/hizmetlerde tescil edilmesi talebiyle, 19.07.2018 tarihinde yapıldığı; ilgili başvurunun TÜRKPATENT nezdinde 2018/67364 başvuru numara ile işleme alındığı; bahse konu marka başvurusunun 13.08.2018 tarih ve 306 sayılı Resmi Marka Bülteni’nde yayınlanmasına karar verildiği; ilgili marka başvurusu yayınına, davacı şirket tarafından, 15.10.2018 tarih ve 2018-GE-435500 evrak numaralı dilekçe ile itiraz edildiği; yapılan itirazın TÜRKPATENT Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen inceleme ve değerlendirme sonrasında haklı bulunmayarak reddedildiği; bu karara karşı, davacı şirket adına vekilinin TÜRKPATENT YİDK nezdinde yeniden itiraz ettiği; bu itiraz üzerine davaya da konu edilen TÜRKPATENT YİDK’nın 18.07.2019 tarih ve … sayılı kararıyla özetle, “…başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markaların, görsel, işitsel veya anlamsal düzeyde ilişkilendirme ihtimali de dahil karıştırmaya yol açabilecek derecede benzer bulunmadığı” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu YİDK kararının davacı şirkete 20/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 31/07/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda ve ek raporda özetle:davaya konu markalar arasında, 6769 Sayılı Kanun md.5/1-ç anlamında bir ayniyet ve/veya ayırt edilemeyecek derecede bir benzerlik bulunmadığının iddia edilebileceği; davaya konu marka başvurusunun; 25.sınıfta tescil edilmek istendiği: “Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler.” emtiası ve 35.sınıfta tescil edilmek istendiği: “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için… “İşlenmiş veya işlenmemiş deriler ve postlar, yapay deriler, köseleler, astarlık deriler. Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler. Şemsiyeler, güneş şemsiyeleri, güneşlikler, bastonlar. Kırbaçlar, koşum takımları, eyerler, üzengi ve eyer kayışları.”; “Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler.” mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri ile davacı itirazına mesnet markaların tescil kapsamları arasında bir ayniyet ve benzerliğin olduğu; markaların bütün olarak bıraktıkları izlenim ve yine, anlam/işitsel/sesçil/telaffuz açısından bir benzerlik bulunmaması nedeniyle, markalar arasında, Sonuç kısmının 2 no’lu bendinde yer verilen sınıflar açısından, 6769 Sayılı Kanun md.6/1 anlamında halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunmadığının iddia edilebileceği, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun ve ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun ve ek raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç bendi “Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler.” tescil edilemeyeceği hükmünü amirdir. Bu düzenleme marka hukukuna hakim olan öncelik ve bir markanın tek bir sahibi olması ilkelerini ifade eder. Böylece daha önce tescil edilmiş veya başvurusu yapılmış bir markanın aynı veya ayırt edilmeyecek kadar benzerinin, aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetler için bir başkası adına mükerrer tesciline engel olunması amaçlanmıştır. Aksi halin bir markanın birden fazla kişi tarafından kullanılmasına ve halkın yanıltılmasına neden olacağı kabul edilmiştir. Bu hususu TürkPatent tescil sürecinde, kendiliğinden dikkate almakla yükümlüdür.
Başvuruya konu markanın (işaretin) daha önce tescil edilmiş (veya başvurusu yapılmış) marka ile aynı olması, karşılaştırılan markaların (işaretlerin) özdeş, farksız, tıpa tıp taklit, aynen veya bire bir kopya olmalarını ifade eder. Aralarında küçük de olsa farlılık bulunan markalar ise aynı sayılamazlar. Ancak markaların farklı büyüklükte olması veya sözcük markalarının yazı karakterinin (el yazısı, büyük-küçük harf) veya yazı tipinin (Times New Roman, Arial, Comic Sans MS gibi) farklılaştırılması aynı olma durumunu etkilemez.
Ayırt edilemeyecek kadar benzerlik ise, karşılaştırılan markalar aynı olmamakla birlikte, orta düzeydeki alıcıda bıraktığı genel izlenimlerinin hemen hemen aynı olmasıdır. Bir başka deyişle, markalar arasındaki farklılık o kadar önemsizdir ki, müşteri kitlesi nezdinde markalar yazılış, okunuş, görsel veya işitsel olarak aynı imiş gibi algılanırlar.
Ancak 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesindeki tescil engelinin varlığı için sadece başvuru ile önceki markaların aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olması yeterli değildir. Aynı zamanda başvuru ve önceki markanın kapsadığı mal ve hizmetlerin de aynı yada aynı tür olması zorunludur. Bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesi durumunda yasa koyucu halkın bu iki markayı karıştırma ihtimalinin bulunduğunu kabul etmiştir. Bu nedenle, TürkPatent ayrıca karıştırma ihtimalinin var olup olmadığı üzerinde durmaksızın başvuruyu ret edecektir. Başvuru ve redde mesnet markanın kapsamındaki mal veya hizmetlerin bire bir örtüşmesi bir diğer söyleyişle özdeş olması halinde ayniyet mevcuttur. Aynı tür kavramı ise, kural olarak aynı sınıfın aynı alt gurubu içinde bulunmayı ifade eder. Marka Tescil Başvurularına Ait Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırmasına İlişkin 2002/3 sayılı Tebliğin 5 ve 7. maddeleri anılan ilkeyi açıkça ifade etmektedir. Bununla birlikte sınıflandırma Nice Anlaşmasının 2. maddesinde vurgulandığı üzere, tescil edilmiş herhangi bir markanın koruma kapsamının belirlenmesi bakımından bağlayıcı değildir.
Ayırt edilemeyecek kadar benzerlikten söz edilebilmesi için başvuru konusu işaret ile redde mesnet markalar arasında ortalama tüketici ve yararlanıcılar nazarıyla bakıldığında hiçbir araştırma ve herhangi bir inceleme yapılmasını gerektirmeyecek derecede açık ve net biçimde iltibasın ortaya çıkmasının kesin olarak öngörülebilir olması gerekir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davalı Markası Davacı Markası
Davacının markasının incelenmesinde; dava konusu marka başvurusu, herhangi bir şekil unsuru içermeyen, düz bir yazı karakteri ile siyah bir zemin üzerine beyaz renklerle tanzim edilmiş … ibaresinden oluştuğu, bu ibarede, bir harfin diğerine göre herhangi bir büyüklüğü ya da küçüklüğü bulunmayıp, hepsi aynı büyülükte (puntoda) tasarlandığı anlaşılmaktadır.
Davalının markalarının incelenmesinde; itiraza gerekçe olarak gösterilen marka tescillerinin, ya herhangi bir şekil unsuru içermeyen ve düz bir yazı karakteri ile tanzim edilmiş … İN …, … ON …, … & SPİRİT, … İN CİTY, …. ibarelerinden oluştuğu ya da bir şekil unsuru ile oluşturulmuş … İN … ve … ON … ibarelerinden oluştuğu anlaşılmaktadır.
6769 Sayılı SMK 5/1-ç Maddesi Kapsamında Değerlendirme:
6769 sayılı SMK m.5/1-ç maddesi “Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler” marka olarak tescil edilemez düzenlemesini içermektedir.
Dolayısıyla burada da marka tescilinde red için mutlak nedenlere ilişkin 5/1-ç maddesi kapsamında belirtilen, iki koşulun birlikte varlığıdır:
a)Mal ve/veya hizmetlerin aynı/ aynı tür olması,
b)Markaların aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olması.
Her iki koşulun birlikte sağlanması halinde, sonraki tarihli başvuru, önceki markanın varlığı nedeniyle reddedilebilir.
Buradaki “Aynı” markalar kavramı, birbirleri ile görsel olarak aynı olan ve tüketiciler tarafından birbirinden ayırt edilmesini sağlayacak ek unsurları bulunmayan markalardır. Farklı yazı karakterleri veya farklı renklere sahip olmaları, markaların “ayniyet” kavramını değiştirmez. Ancak logo, asgari ayırt edicilik düzeyindeki ek kavramlar gibi unsurlar ayniyet kriterini ortadan kaldırmaya yeter unsurlardır.
Eğer tüketici, firmalar arasında ayniyet değil bir idari ekonomik bağlantı olduğu ve tüketici tarafından karıştırılma ihtimalinin bulunduğu fikrine varıyorsa bu durumda markanın 5/1-ç maddesine göre reddi mümkün değildir. Zira burada ayniyetten bahsetmek mümkün değildir. 5/1-ç maddesinin uygulanabilmesi için markalar arasındaki benzerliğin, iltibasa yol açıp açmayacağının ayrıca incelenmesinin gereksiz kılacak derecede güçlü ve açık olması gerekir.
Yüksek Mahkeme uygulamalarına bakıldığında Mülga KHK zamanındaki 7/1-b maddesindeki benzerlik olgusunun oldukça dar yorumlanması gerektiğinin istikrarlı bir şekilde vurgulandığı görülmektedir.
Yargıtay 11. HD’nin 2015/5821E., 2015/13282 K. sayılı içtihatında ile …. şeklinde aynı sınıfları kapsayan markalar arasında 7/1-b bendi kapsamında ayniyet olmadığını, başvuru markasının özel bir kaligrafiyle hazırlanan yazı unsuru ile yazının üstünde, dikkat çekici şekilde mavi, kırmızı ve sarı renklerde “üç adet boynuz” şeklinin bulunduğu, KHK’nın 7/1- b maddesindeki benzerlik olgusunu dar yorumlamak gerektiğini, oysa davalı enstitünün KHK’nın 8/1-b maddesi kapsamına girecek bir inceleme yaptığı, KHK’nın 7/1-b maddesinde ilk bakışta fark edilemeyecek ölçüde benzerlik şartı aranırken, KHK 8/1-b maddesinde bağlantı kurdurtacak ölçüde benzerlik araştırmasına gidilmesi gerektiği, bu açıdan bakıldığında, markalar arasında ilk bakışta ayırt edilemeyecek derecede benzerlikten söz edilmesinin mümkün olmadığı gerekçeleriyle açıklamıştır.
Yine örneğin Yargıtay 11. HD’nin aynı sınıftaki emtiaları kapsayan …. markalar ile ilgili olarak “redde mesnet olarak gösterilen markanın başvuru konusu marka ile ayniyet derecesinde birebir benzemediği bu haliyle 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesinde geçen “aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer” olma koşulunun somut olayda gerçekleşmediği, iltibas konusunun ise 556 sayılı KHK’nın 8 nci maddesi kapsamında itiraz üzerine değerlendirilebileceği” şeklindeki yerel mahkeme kararını onadığı bilinmektedir.
Yüksek Mahkeme uygulamalarına bakıldığında; 07/02/2011 tarih 2009/7924 E. 2011/1228 K. Sayılı LRG +şekil kararı, yine aynı yönde 28/05/2014 tairh 2014/4695 E. 2014/9860 K sayılı Kapıcıoğlu İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti. +şekil kararı, 2015/4681 E. 2015/12081 K. , 2015/2025 E. 2015/6848 K. Sayılı ilamları,
Yargıtay 11. HD.’nin 2015/5821 E. 2015/13282 K. Sayılı ilamıyla ”….markaları arasında 7/1-b maddesi kapsamında ayniyetin bulunmadığı yönündeki kararlarının bulunduğu,
Nitekim EUIPO (OHIM)uygulamalarına bakıldığında da, markaların birinde kısmen de olsa ayniyet algısını ortadan kaldırır bir şekil unsuru, bir mizanpaj var ise karşılaştırılan markaların özdeş olarak kabul edilemeyeceği vurgulanmaktadır. EUIPO (OHIM) bu durumu “big brother” biçimindeki bir sözcük ile aynı markanın düzensiz bir yazı stili ile yazılmış biçiminin aynı olmayacağı örneği ile açıklamıştır. Yine BASIC+şekil ve basic+şekil markaları, N7 ile No7 markaları EUIPO (OHIM) nezdinde aynı olarak kabul edilmeyen markalardır.
Somut uyuşmazlıkta da taraf markalarına bakıldığında dava konusu markanın …, davacı markalarının ise … İN …, … ON …, … & …. şeklinde işaretlere sahip oldukları görülmektedir. Bu anlamda, davaya konu markalarda, … ibaresi ortak olarak kullanılmakta ise de, davaya konu marka başvurusunda bu ibare haricinde, başkaca eklerin yer alması, itiraza konu marka tescillerinin bazılarının sadece kelime unsuru değil aynı zamanda şekil unsurundan da oluşması gibi nedenlerle, davaya konu markalar arasında, 6769 SMK’nın 5/1-ç maddesi anlamında bir ayniyet ve/veya ayırt edilemeyecek derecede bir benzerlik bulunmadığı anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK 6/1 Maddesi Kapsamında Değerlendirme:
Taraf markaları emtia kapsamları karşılaştırıldığında,
Davaya konu marka başvurusunun; 25.sınfta tescil edilmek istendiği: “Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler.” emtiası ve 35.sınıfta tescil edilmek istendiği: “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için… “İşlenmiş veya işlenmemiş deriler ve postlar, yapay deriler, köseleler, astarlık deriler. Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler. Şemsiyeler, güneş şemsiyeleri, güneşlikler, bastonlar. Kırbaçlar, koşum takımları, eyerler, üzengi ve eyer kayışları.”; “Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler.” mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri ile davacı itirazına mesnet markaların tescil kapsamları arasında ayniyet olduğu anlaşılmaktadır.
Benzer şekilde, davacı itirazına mesnet markalar, 18.sınıfta yer alan emtia grubunda da tescillidir. Davaya konu marka başvurusu, 35.sınıfta perakendecilik hizmetleri olarak da tabir edilen alt sınıfta (35.05.alt grup), 18.sınıftaki emtianın bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) hizmetlerinde de tescil edilmek istenmektedir.
Dolayısıyla, 18.sınıf ile 35.sınıfta perakendecilik hizmetleri olarak da tabir edilen alt sınıfta (35.05.alt grup), 18.sınıftaki emtianın bir araya getirilmesi hizmetleri arasında da; benzer alıcı çevresine hitap etmesi, benzer ihtiyaçları gidermesi, mal veya hizmetlerin birbiri yerine ikame edilebilme imkanının bulunması, birinin diğerini tamamlama imkânının olması, dağıtım kanallarının benzer olması, hedeflenen müşteri kesiminin benzer olması gibi nedenlerle, benzerlik olduğu, anlaşılmıştır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Davaya konu markalarda … ibaresinin ortak olduğu hususunda herhangi bir tartışma bulunmadığı, gerek SPOR ve gerekse … ibarelerinin özellikle tescile konu sınıflardan 25.sınıfta yer alan giyim emtiası başta olmak üzere ilgili diğer sınıflarda oldukça yaygın ve genel bir kullanım alanının bulunduğu; dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgelerin tetkikinde, davacının, sadece … ibaresi üzerinde, yaygın, etkin ve uzun süreli kullanım neticesinde, bu ibarenin, hitap edilen tüketici kesimi tarafından doğrudan davacı markası olarak algılanmakta olduğu, bu kullanımlar neticesinde, bahse konu … ibaresinin, davacıya özgülendiği ve bu sayede ayırt edici hale getirildiği hususuna ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin de yer almadığı anlaşılmıştır. Netice olarak; davaya konu marka başvurusu ile davacı itirazına mesnet markalar arasında bir farklılık bulunduğu ve bu nedenle, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu md.6/1 anlamında bir karıştırılma ihtimali bulunmadığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre, yukarıda açıklanan nedenleri ile neticeten davanın reddi ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı TÜRKPATENT kendisini vekille temsil ettirdiğinden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalı TÜRKPATENT’e verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/12/2021