Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/307 E. 2021/40 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Karar
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/307
KARAR NO : 2021/40

DAVA : Endüstriyel Tasarımla İlgili Kurum Kararının İptali,
Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 30/07/2019
KARAR TARİHİ : 23/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan endüstriyel tasarım ile ilgili kurum kararının iptali, endüstriyel tasarımın hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekil dava dilekçesiyle; müvekkili firmanın 1985 yılından beri mobilya, tasarım, satış ve üretim iş kolunda faaliyet gösterdiğini, kendine has tasarımlarını tescil ile koruduğunu, davalı şirketin müvekkili tasarımlarının birebir aynısını üretmeye başladığını ayrıca müvekkili şirketin tescil başvurusundan 1 yıldan fazla bir süre sonrasında … sayılı tescil başvurusunda bulunduğunu, davalı …-02 tasarımının boru şeklindeki bacak açıları, üst plakanın konumlandırılması ve açılabilir yan plaka özelliği-plakanın şekli-yerleşimi yönünden müvekkile ait … tasarımıyla birebir aynı olduğunu, davalı …-21 tasarımının plaka sayısı, plaka konumlandırılması plakaları tutan yan yan kenarlıklar, tasarımın genel dörtgen formu ve alt tabakanın yere temas ettirilmesi yönünden müvekkile ait … tasarımıyla birebir aynı olduğunu, davalı …-22 tasarımının rafların konumu, plakaları tutan metal çubuklar ile en alt rafın yere değen bir biçimde tasarlanması yönünden müvekkile ait … tasarımıyla birebir aynı olduğunu, dava konusu tasarımın yeni ve ayırt edici olmadığından dolayı SMK m. 78 kapsamında da tasarımın hükümsüzlüğünü talep ettiklerini, dava konusu tasarımın daha önceden kamuya sunulmuş olduğunu ve bu nedenle davalı tasarımının yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olmadığını, mobilya sektöründe büyük bir seçenek özgürlüğü olmasına rağmen davalı tarafın müvekkili tasarımların birebir aynısını kullanmış olduğunu, belirterek Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 28.05.2019 tarih ve … sayılı kararının kısmen iptali ile 2018 07743-2, 21 22 tescil numaralı tasarım tescilinin sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, kurum tarafından alınan kararların usul ve yasaya uygun olduğunu, YİDK kararının yerinde olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle; müvekkili şirketin 1998’den beri mobilya sektöründe hizmet veren kurumsal bir şirket olduğunu ve sektördeki konumu itibariyle de davacı tasarılarını taklit etmek ve benzerlerini üretmek yönünden bir girişimlerinin olmayacağını, Davacının müvekkilin kritik personelini ayartarak kendi çalışanı yaptığını, davacının tescil belgelerinde yer alan fotoğraflar temel alınarak tasarım hakkına tecavüz tespitinin imkansız olduğunu, müvekkili …-2 tasarımının … tasarımıyla farklı olduğunu, ön perdenin davacı tasarımından farklı olarak müvekkili tasarımında tamamen simetrik kesimler ile tasarlanmış ve daha geniş bir yüzeyi kapatması ayrıca da masa tablasının demir ayaklara montajının farklı olması nedenlerinden dolayı benzemediğini, müvekkili …-21 tasarımının … tasarımıyla dolap arkasının davacının tasarımda boş olmasının aksine müvekkili tasarımında çapraz metallerin kullanılmış olması ve davacı tasarımında çapraz şerit sistemi dizaynına rağmen müvekkili tasarımında zemine dik inen şeritlerin kullanılmış olmasından dolayı farklı olduğunu, müvekkili …-22 tasarımının … tasarımıyla kare tabla dikdörtgen tabla kullanımı farkları, dolap arkasının davacının tasarımda boş olmasının aksine müvekkili tasarımında çapraz metallerin kullanılmış olması ve davacı tasarımında çapraz şerit sistemi dizaynına rağmen müvekkili tasarımında zemine dik inen şeritlerin kullanılmış olmasından dolayı farklı olduğunu, davacı tasarımlarının yeni ve ayırt edici olmadığını, davacı tasarımlarıyla müvekkili tasarımlarının bütünsel olarak işitsel, görsel ve kavramsal olarak herhangi bir şekilde benzemediğini belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı tasarım başvurusunun yeni ve ayırt edici olmadığı gerekçesi ile davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının 6769 sayılı SMK 55, 56, 57 58 ve bu maddelere ek 77 maddeleri kapsamında yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve tasarımın hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe ve arabuluculuğa teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; davalı yan tarafından …/1 sayılı tasarım tescili için 21.12.2018 tarihinde TÜRKPATENT nezdinde başvuruda bulunduğu, söz konusu başvurunun 09.01.2019 tarihli ve 308 sayılı Resmi Tasarımlar Bülteni’nde yayımlandığı ve itiraz süresi içerisinde olmak üzere 25.02.2019 tarihinde davacı … GRUP MOB. TEK. İNŞ. İTH. İHR. SAN. TİC. LTD. ŞTİ Tarafından dava konusu tasarıma itirazda bulunduğu, yapılan itiraz incelenmesi neticesinde; itirazların TÜRKPATENT YİDK’nın … sayılı kararı ile; “Yapılan inceleme ve değerlendirmede; … ve 20 sıra numaralı tasarımlar ile itiraza gerekçe gösterilen …. sıra numaralı tasarımlar genel izlenim itibariyle benzer, …sıra numaralı tasarımlar ile itiraza gerekçe gösterilen …. sıra numaralı tasarımlar ise genel izlenim itibariyle farklı görülmüştür..” gerekçeleriyle, itirazların kısmen kabulüne ve …. sıra numaralı tasarımların tescilinin iptaline ve …. sıra numaralı tasarımların tescilinin devamına oybirliği ile karar verildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu YİDK kararının davacı şirkete 30/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın 60 günlük yasal süre içerisinde 30/07/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda ve ek raporda özetle: dava konusu …-02, 21 ve 22 numaralı tasarımlar ile davacı yana ait … ve …. sayılı tasarımların, bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattıkları genel izlenimlerin farklı olduğu, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun ve ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden yeniden ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
Tescilli bir tasarımın sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Yenilik ve ayırt edicilik” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 56. maddesi;
“Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur.
Birleşik ürünün parçasının tasarımı, aşağıdaki şartları taşıyorsa yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir:
a) Parça birleşik ürüne takıldığında, birleşik ürünün normal kullanımında görünür durumda olmalıdır.
b) Parçanın görünür durumda olan özellikleri, yenilik ve ayırt edici nitelik şartlarını karşılamalıdır.
Bu maddede yer alan normal kullanım; bakım, servis veya onarım işleri hariç olmak üzere, son kullanıcı tarafından kullanımı ifade eder.
Bir tasarımın aynısı;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce,
dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir.
Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce,
kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.
Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.” şeklindedir.
Aynı Kanun’un “Kamuya sunma” başlıklı 57. maddesi ise;
“Kamuya sunma; sergileme, satış gibi yollarla piyasaya sürme, kullanma, tarif, yayım, tanıtım veya benzer amaçlı faaliyetleri kapsar. Tasarımın gizlilik şartıyla üçüncü bir kişiye açıklanması kamuya sunma sayılmaz.
Koruma talep edilen bir tasarım, başvuru tarihinden veya rüçhan talebi varsa rüçhan tarihinden önceki on iki ay içinde tasarımcı veya halefi ya da bu kişilerin izni ile üçüncü bir kişi tarafından veya tasarımcı ya da halefleri ile olan ilişkinin kötüye kullanımı sonucu kamuya sunulması hâlinde bu açıklama tasarımın yeniliğini ve ayırt edici niteliğini etkilemez.” şeklindedir.
6769 sayılı SMK’nın 58. maddesine göre tasarım sahibi, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı bu kanundan doğan haklarını kullanabilir. Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.
Bir tasarımın yeni olabilmesi için, onun aynısının, tescil tarihinden evvel dünyanın her hangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması gerekmektedir. Tasarımların aynı olup olmadığının tespiti için yapılacak benzerlik testinde; aynı izlenimi uyandırma, aynı etkiyi yapma, karıştırılma tehlikesi veya olasılığı incelenemez. Bunlar ikinci aşamaya yani ayırt edicilik tetkikine aittir. Tasarımın yeniliği yoktur diyebilmek için, hükümsüzlüğü istenilen tasarımın, önceden kamuya sunulan (faydalı model, marka ve) tasarım belgelerindeki tasarımlar ile aynı olması şarttır. Terkini talep edilen tasarım öncekinden sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilecektir. Yenilik önceki tasarıma göre belirlenecektir. Aynı kabul edilmeye engel olamayan küçük ayrıntılarda farklılık hâkimin takdirine göre belirlenecektir. Burada şu ölçü verilebilir; fark, aynı olmayı ortadan kaldırmıyor, mevcut önceki tasarım görünümünü sürdürüyor, fark sadece mevcut görünüme, yani mevcut tasarıma ek, onda bir değişiklik, ondan bir sapma niteliği taşıyorsa, yani farklılık o (mevcut tasarım) esas alınarak ondan hareketle yapılmışsa küçüktür. Bunun dışında kalan farklar ise büyüktür. Yenilik ne özgünlük, ne eşsizlik, ne estetiğe sahip bulunma, ne de estetiğin ve kalitenin basamağıdır.
Başvurusu yapılan bir tasarım yenilik testini geçebilirse ikinci olarak ayırt edicilik incelemesine tâbî tutulur. Bu test bir kıyaslama incelemesidir. Bir tasarımın ayırt ediciliğe sahip bulunması demek, bu tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim ile kıyaslanan tasarımın böyle bir kullanıcıda yarattığı genel izlenim arasında belirgin bir farklılık bulunması demektir.
Bilgilenmiş kullanıcı ise, tasarımı kullanarak bilgi sahibi olmuş, tasarımı tanıyan, deneyim sahibi kullanıcı demektir. Bilgilenmiş kullanıcı ara veya nihaî tüketicidir. Ancak asla bir uzman değildir. Mahkememiz de bilgilenmiş kullanıcı konumunda bulunan ilgililerin katılımıyla oluşturulmuş bilirkişi heyetinden mütalâa almıştır.
Kıyaslama, tescili istenen tasarım ile kıyaslanan tasarımların tam karşılaştırılması ve değerlendirilmesidir. Ayırt edici niteliğin incelenme ve değerlendirilmesinde, birbirleri ile kıyaslanan tasarımların ilke olarak farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verilmesini ve tasarımcının tasarımı geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğunun göz önüne alınmasını emredici bir ifadeyle istemiştir. Bilgilenmiş kullanıcının fark edebileceği değişiklikler ise daima göz önünde tutulmalıdır.
Seçenek özgürlüğü ibaresiyle kastedilen, tasarımcıya tasarımına ayırt edicilik vermesi için bir serbest hareket alanının bulunmasıdır. Bunun değerlendirilmesi nesnel olup kişiden kişiye değişmez. Bu nesnel değerlendirmede tekdüze özellik ve nitelikler göz önünde tutulur. Bazı biçimler (=görünümler) nesnenin işlevine sıkı surette bağımlıdırlar. Böyle tasarımlarda tasarımcının hareket alanı pek dardır. Meselâ, bir otomobilin, ütünün ve şişenin şekli gibi. Her otomobil, ütü ve şişe birbirine benzer. Ayırt edicilik için tasarımcının muhakkak nesnenin işlevine ters düşen tasarımlar geliştirmesi beklenemez. Dolayısıyla işlevin yerine getirilebilmesi için zorunlu olan alan dışında yapılabilecek olan tasarımların korunması mümkün olabilecektir. Seçenek özgürlüğünün hiç bulunmadığı hâllerde ise tasarım zaten korunamaz.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
DAVALI TASARIMLARI DAVACININ İŞLEM DOSYASINDA İTİRAZA MESNET TASARIMLARI

Dava konusu tasarımlar masa ve raf sistemleri tasarımıdır. Masa üzerinde türlü işler yapılabilen, ağaç, plastik, metal vb. üretilmiş, ayaklar ya da bir destek üzerine oturtulmuş düz bir tabladan oluşan mobilyadır. Dolayısıyla masanın bir tablası ve ayaklarının olması teknik bir zorunluluktur. Ayakların veya desteğin yeri ve şekli masa düzeni oluşturacak mahiyette olmalıdır. Masa tablasına ait geometri çok çeşitli olabilir; yeter ki işlevini yerine getirsin. Ancak ufak bir çocuğa dahi masa çizmesi söylense kuvvetle muhtemel dikdörtgen tablalı bir masa çizecektir. Kaldı ki günümüzde dikdörtgen dahi olsa masa tablaları gerek ham malzemenin standart olması gerekse ergonomi hususları açısından neredeyse işlevleri açısından standartlaşmış ölçülerde piyasaya arz olunmaktadır. Dolayısıyla bir masanın dikdörtgen tablaya sahip olması harcı alem bir husustur.
Masa tasarımı konusunda seçenek özgürlüğü geniştir. Salt TPMK kayırlarında dahi binlerce tasarıma ulaşmak mümkündür. Gerek ergonomi, gerek antropometri, gerek malzeme ve işlev gerekse estetik açısından masa tasarımında birçok farklı modele ulaşmak mümkündür. İmalatçıların kendi ürünleri arasında dahi bu çeşitliliğe ulaşmak basit bir katalog taramasında dahi ortaya çıkabilmektedir. Bir masaya hususiyetini veren belirgin hususlar bulunmaktadır. Bu hususlardan temel ikisi tabla ve ayak yapısıdır. Somut olayda temel çelişmenin ayak açıları, üst plaka ve yan plaka yapısı üzerine yoğunlaştığı, tabla ve yan ürünler dahil olmak kaydı ile kıyasa tabi tasarımlara ana karakteristiği veren unsurun ayak tasarımı ve düşey tablanın geometrik yapısı olduğu gözükmektedir. Kimi ayak sistemlerinde düşeyde lineer bir taşıyıcı sistem yerine farklı noktalardan kırılımlı veya açılı ayaklar kullanılır. Ayrıca somut tasarımlarda da görüleceği üzere ayakların tablaya birleşim noktası ve ayaklardaki boru yapıları da bu hususta farklılıklar yaratabilmektedir.
Bu kullanım estetik değerler için olabildiği gibi ayakları kullanıcıdan uzaklaştırmak, ayağı tabla sınırında tutmak ve basma alanının genişletmek, bazen tablayı yüzer hale getirip yanaşmayı kolaylaştırmak içinde olabilir. Dolayısıyla açılı ayak yaygın bir kullanımdır ancak eğimin açısı ve konumu ile ayak malzemesi üzerinden kesit yapısı değişebilmektedir. Masa tasarımı konusunda seçenek özgürlüğü geniştir ancak konu özellikle açılı ayak tasarımı olduğunda seçenek alanı daralmakta, her bir firma benzer bir yaklaşımla ve ufak farklar ile yeni ve ayırt edici tasarımlar üretmeye çabalamaktadır. Bu farklılaştırma çabasının seviyesi, bilgilenmiş kullanıcının ürünü algılama, emsalleri ile karşılaştırma sürecinde tespit edeceği benzerliğin ötesinde olmalıdır. Kaldı ki bilgilenmiş kullanıcı teknik bir personel olmayıp yoğun bir ürün karşılaştırma sürecinde detaylı mülahazalarda bulunmaz. O yüzden farklılaştırma belirgin seviyede olmalıdır.
Diğer uyuşmazlık konusu raf tasarımlarına gelecek olursak; tasarımların her biri ofis ev vb. yerlerde münferit amaçlarda(kitap sergilemek vb. için) kullanım için tasarlanmış(sabit veya hareketli) katlı rafların bir araya gelmek suretiyle oluşturulmuş ürünlerdir. Bu mahiyetteki tasarımların temel işlevi, kitap, dergi, aksesuar vb. ürünlerin yerleştirilmesine müsait yapıda olmaları ve bu sayede ürünlerin sergilenmesidir. Asıl amacı bu olan dava konusu rafların bu işlevini yerine getirmek adına asgari olarak ürünlerin üzerine konmasını ve sergilenmesini sağlayacak bir yüzeye sahip olmak ve teknik özellikler(taşıyacağı yük, boyut, kesit alanı, malzeme cinsi) dışında herhangi bir teknik zorunluluğu bulunduğundan bahsedilmesi mümkün değildir.
Başka bir ifadeyle raf tasarımının geometrik formu, raf yapısı, yüzey yapıları, ana iskelet yapısı, rengi, bölme aralıkları ve rafların birbirine göre konumu noktasında hiçbir sınırlamaya tabi olmadığı tartışmasızdır. Bu hususu ispatlamaya yönelik çok sayıda, günlük hayatta aktif kullanımı bulunan raf örnekleri bulunmaktadır. Bu örneklerden de görüleceği üzere raflar pek çok alternatif model ve tasarımda yapılması mümkün olup tasarımsal anlamda sınırlı yapıda ürünler olduklarından bahsedilmesi mümkün değildir.
Somut olayda bahse konu ürün masa ve raf tasarımlarıdır. Masa ve raf her türlü tüketicinin temas ettiği, sirkülasyon düşük olsa dahi yaygın bir üründür. Basit bir tüketici dahi temel fizik ve ortalama bir estetik anlayışı dahilinde masa ve raf ürünü hakkında bir kanaat geliştirebilir. Bu meyanda değerlendirmemizde bilgilenmiş kullanıcı geçmiş tecrübelerine istinaden yargıda bulunabilecek düzeyde bilgi sahibi olan, mobilya ürünlerinin satıldığı bir mağazada çalışan satış görevlisi veyahut bu nitelikteki masalardan satın almak gibi amaçlarla edinilmiş yeterli düzeyde bilgiye ve görsel birikime sahip bir kimse olarak kabul edilmiştir.
İtiraza mesnet tasarım tesciline konu ürünlerin kamuya sunum tarihinin, davacının tasarım başvuru tarihinden daha eski olduğu gözlenmektedir. Şu hâle göre davalı tarafından itiraz nedeni olarak sunulan tescile konu ürünlerin tasarımının diğer şartların da mevcudiyeti hâlinde, davacının tasarım başvurusunun yeniliğini ortadan kaldırabilme olanağı bulunmaktadır.
Taraf tescilleri incelendiğinde her iki masanın da dikdörtgen tablalı olduğu ve düşey plakalara sahip olduğu görülmektedir. Davacı tasarımında masa ayaklarının çift metalle her köşeden açılı bir şekilde başladığı ve zemine temas edilen noktada birleştirildiği görülmektedir. Davalı tasarımında ise ayakların masa köşelerinden eğimli olarak tek metalle zemine indiği ve kayıtlı bir yapı oluşturduğu ve tablaya attan bağlandığı görülmektedir. Düşey plakaların ise davacı tasarımından farklı olarak davalı tasarımında daha kavisli bir yamuk şekli kullanılmış olduğu tespit edilmiştir. Masa tablalarının dikdörtgen olması harcı âlem bir durum olup her iki taraf tescilinde tablalar açısından kritik bir farka rastlanılmamıştır. Sektör pratiğinde müşteri istekleri ve beğenileri doğrultusunda farklı ayaklar üzerine farklı tablaların kombinasyon halinde sunulması bilindik bir gerçektir. Bu durum bir sistemi oluşturan parçaların ayrı ayrı yazılması ile zaten firma satış faturalarında ve ürün kataloglarının seçenekleri belirtir arka sayfalarında gözlemlenebilir. Dolayısıyla bir konstrüksiyon üzerine farklı tablalar renk, hammadde/kaplama türü, kenar bitiş detayları ve kenar geometrisi halinde kullanıcıya sunulabilir. Somut olayda davacı … taraf tasarımı ile davalı …-02 tasarımıyla benzerlik teşkil eden ortak unsurların masa ayaklarının eğimli şekilde zeminle temas etmesi ve düşey plakalar olduğu görülmüştür. Ancak düşey plakalarda davalı tasarımındaki yamuk şeklinin daha kavisli olmasının ve davacı tasarımındaki her köşeden inen çift ayaklı şeklin ciddi bir farklılık oluşturmuş olduğu tespit edilmiştir. Davacı … tasarımı ile …-02 davalı tasarımı arasında ise ayak yapılarının çerçeve şeklinde olmaması yönünden ve düşey plaktaki yamuk ve dikdörtgen şekil farklılığı nedeniyle benzerliğin söz konusu olmadığı görülmektedir. Ayak ve ayak bağlantı detayları açısından bakıldığında masalara karakterini veren en önemli unsurlardan birisi ayak geometrisidir. Klasik bir kullanıcı ilk başta bakış seviyesi nedeni ile tabla ve ayakları gözlemler. Davacı … sıra numaralı tasarımındaki masa ayak tasarımının davalı tasarımlarıyla herhangi bir şekilde benzerlik içermemektedir. Ancak … sıra numaralı davacı tasarımının eğimli masa ayağı nedeniyle benzer unsurları olduğu görülmektedir. Ancak bu duruma rağmen davacı tasarımındaki çift ayak yapısının ve ayakların masa tablasına bağlantı noktalarının söz konusu benzerlik algısını masa ayak yapısı yönünden bilgilenmiş kullanıcı pratiği üzerinden ortadan kaldırmış olduğu gözlemlenmektedir. Zira her iki tarafın tasarımı bir bütün açısından incelendiğinde zaten dışa açılan ayak sayıları ve köşelerdeki bağlantı noktaları nedeni ile farklı kalmaktadır. Davacı tasarımındaki düşey plaka tablasının yamuk şeklinde olup iki farklı renk barındırdığı görülmektedir. Davalı tasarımının plaka tablası ise yine yamuk şeklinde olup gri renkte olduğu gözlemlenmektedir. Ancak belirgin şekilde davacı tasarımındaki şeklin davalı tasarımına nazaran daha kavisli ve daha farklı bir dörtgen şeklinde olduğu ve tek renkten oluştuğu görülmektedir. Bu kapsamda ilgili tasarımların yan plakaları yönünden de farklı olduğu anlaşılmaktadır.
Taraf tescilleri incelendiğinde davacıya ait tasarımların bir seriye ait ürünlerolduğu, metal şeritlerle desteklendiği, zeminler arası yükseklik mesafesinin eşit olduğu ve tutucuların bulunduğu her katta çaprazlamasına şeritlerin olduğu görülmektedir. Davalı raf tasarımlarında ise farklı sıra numaralı tasarımların benzer nitelikli, zeminler metal şeritlerle desteklenen, zeminler arası mesafenin farklı olduğu, zemin tablalarının destekleyicilerinde dikey şeritlerin olduğu ve rafların arka tarafında ise çapraz şeritlerin olduğu görülmektedir. Raflarda katlı dörtgen zemin tablaları ve bu tablaları tutan destekleyicilerin olması harcı alem bir husus olarak görülmektedir. Sektör pratiğinde müşteri istekleri ve beğenileri doğrultusunda üzerine farklı tablaların kombinasyon halinde sunulması ile sıklıkla karşılaşılmaktadır. Bu durum bir sistemi oluşturan parçaların ayrı ayrı yazılması ile zaten firma satış faturalarında ve ürün kataloglarının seçenekleri belirtir arka sayfalarında gözlemlenebilir. Dolayısıyla bir konstrüksiyon üzerine farklı zemin tablaları renk, hammadde/kaplama türü halinde kullanıcıya sunulabilir. Ancak söz konusu zemin tablalarının genellikle ahşap türevi renklerde olduğu bilinen bir gerçektir. Somut olayda davacı taraf tasarımları ile davalı tasarımlarının benzerlik teşkil eden ortak unsurların raflardaki zorunlu unsurlar olduğu gözlemlenmektedir. Zira davacı tasarımlarındaki şeritlerin çapraz davalı tasarımdakilerin dikey olması, davalı raf yüksekliklerinin davacının aksine farklı mesafelerde olması ve rafların arka planında “X” şeklindeki çapraz şeritler bilgilenmiş kullanıcı gözünde önemli ölçüde farklılık oluşturabilecek hususlardandır.
Neticeten benimsenen bilirkişi mütalâalarında da ifade olunduğu üzere; davalı tasarımı ile davacının kamuya sunduğu tasarım ve markaları arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattıkları genel izlenim açısından belirgin bir farklılık bulunduğu, aralarında mevcut olan farklılıkların, ürünlerin genel görünüme olan etki ve katkısı nazara alındığında bilgilenmiş kullanıcı nezdinde belirgin farklılığı doğurmaya yeteceği, anılan ürünlerin tasarlanması için davalının seçenek özgürlüğünün geniş olmadığı, davalıya ait tasarımların yenilik ve ayırt edicilik vasfının bulunduğu; özetle tüm dosya kapsamına göre davacıya ait 2017/05868- 01, 07 sıra numaralı tasarımları ile davalıya ait …-22, ve davacıya ait … sıra numaralı tasarımların davalıya ait …-21 sıra numaralı tasarımların arasındaki farkların bilgilenmiş kullanıcı tarafından olağan bir inceleme ile tespitinin mümkün olabileceği anlaşılmış, dolayısıyla, dava konusu tasarımlar, davacıya ait … sıra numaralı tasarımlar ile bilgilenmiş kullanıcı gözüyle benzer görülmemiş, mutlak yenilik yönünden yapılan incelemede yenilik kırıcı bir tasarım görülmediğinden açıklanan nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 10,00-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/02/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸