Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/286 E. 2021/235 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Karar
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/286
KARAR NO : 2021/235

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 20/07/2019
KARAR TARİHİ : 22/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkilinin “…” ibareli markası ile davalı şirket markasının tüketici nezdinde karışıklığa sebep olacak kadar benzer olduğunu, her iki markada da esas ve ayırt edici unsurun “……” ibaresi olduğunu, bu durumun markaların seri marka izlenimi uyandırdığını ve tüketicinin davalı şirket markasının müvekkiline ait “…” markalarından biri olduğunu zannedeceğini, markaların karıştırılma ihtimali bulunduğunu, yine dava konusu marka ile müvekkili markasının aynı mal ve hizmetler için tescil edildiğini, müvekkili markasının SMK’nın 6/5’inci maddesi anlamında tanınmış marka olduğunu, davalı şirket başvurusunun kötüniyetle yapıldığını ve müvekkili markasının tanınmışlığından yararlanmaya çalıştığını, tüm bu hususların müvekkili markasının itibarına zarar vereceğini ileri sürerek; davalı şirketin “… …” ibareli markasının dava sonucu kesinleşinceye kadar üçüncü kişilere devrinin engellenmesi ve davaya konu ürünlerin, müvekkili markasına tecavüz teşkil eden her türlü ticari kullanımının durdurulması, toplatılması, tespit konusu ibareyi taşıyan tüm reklam ve yayınların yasaklanması hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine, kabul anlamına gelmemekle birlikte ihtiyati tedbir kararı yargılama aşamasında verilmezse dahi talebin asıl hüküm aşamasında dikkate alınmasına, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı kararının iptali ile müvekkili markası taklit edilerek yapılan her türlü üretim ve satışın durdurulmasına ve … tescil numaralı “… …” ibareli markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, dava konusu … sayılı ve “… …” ibareli markanın kelime unsurundan oluştuğunu ve özgün yazı stiliyle kaleme alındığını, davacı markasında yer almayan “…” ibaresinin davalı markasında ilk unsur olarak yer aldığını, markaların farklı seslerle başlayıp devam ettiğinin görüldüğünü, okumanın soldan sağa doğru yapıldığını ve bu nedenle vurgunun markanın ilk okunan baş kısmında olacağı gerçeği göz önüne alındığında markanın başında yer alan ilk kelimelerin vurguyu üzerinde toplayacağını, bu durumun markaları sadece görsel olarak değil, işitsel ve anlamsal düzeyde de birbirinden ayırdığını, ibarelerin kulakta bıraktıkları izin farklı olduğunu, davalı markasını gören ortalama tüketicinin davacı markalarıyla karıştırmayacağını, dosyaya aksi yönde delil sunulmadığını ve davacı iddialarının varsayımdan öteye geçemediğini, yine davacı yanın kötüniyete ilişkin iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ve bu iddianın da tümüyle reddedilmesi gerektiğini ileri sürerek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesiyle, müvekkili markası ile davacı markası arasında karıştırmaya yol açacak derecede benzerliğin bulunmadığını, markaların görsel, işitsel ve anlamsal olarak kolaylıkla ayırt edilebildiğini, tüketicilerin bu iki markayı herhangi bir ortamda yan yana görmeleri halinde ikisinin de farklı üreticilere ait farklı markalar olduklarını kolayca alkgılayacaklarını, markalarda bu algıyı engelleyebilecek hiçbir ibare bulunmadığını, markaların içerisinde yer alan “…” ibaresinden başka herhangi bir benzerliğin söz konusu olmadığını, davacı yanın “…” ibaresi üzerinde markasal hakkının bulunmadığını, “…” ibaresinin gerek davacı yanın tescilinden önce gerekse davacının tescilinden sonraki tarihlerde birçok farklı eklemelerle 03.sınıfta farklı kişiler adına tescil edilmiş durumda olduğunu ve ticari hayatta kullanıldığını, “…” ibaresinin tek başına yeterli ayırt ediciliği haiz olmadığını, ancak bir takım eklerle marka olarak tescil edilebileceğini, son olarak kötüniyet iddialarının da kabul edilemeyeceğini ileri sürerek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının 6769 sayılı SMK 6/1, 5, 9 maddeleri kapsamında yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden;davalı … … Kozmetik İth. İhr. San. Ve Tic. Ltd. Şti. tarafından … … markasının “03.sınıf: (03/01) Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. (03/02) Parfümeri; kozmetik ürünleri, ağda, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil;ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). (03/03) Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). (03/04) Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları. (03/05) Aşındırıcı ürünler: zımpara bezleri, zımpara kağıtları, ponza taşları, aşındırıcı pastalar. (03/06) Deri, vinil, metal ve ahşap için parlatma ve bakım ürünleri: cilalar, bakım kremleri, cilalama amaçlı vaks.” mallarını kapsayacak şekilde tescili için 02.08.2018 tarihinde başvuruda bulunulduğu, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından başvurunun incelenerek, 12.10.2018 tarih ve 310 sayılı Resmi Marka Bülteninde ilanına karar verildiği, davacı … … Kozmetik Kimya İth. İhr. San. Ve Tic. Ltd. Şti. tarafından söz konusu yayına sayılı yayına “…” ibareli marka gerekçe gösterilerek karıştırılma ihtimali ve kötüniyet iddialarıyla itiraz edildiği, itirazı inceleyen Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından itirazın reddine karar verdiği, İlgili Dairenin bu kararına, davacı tarafından Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu nezdinde itiraz edildiği, 11.06.2019 tarih ve … sayılı YİDK kararı ile; “… başvuru numaralı ‘… …’ ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvurunun … sayılı ‘’…’’ ibareli marka ile karıştırılma ihtimali ve kötüniyet gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 6 ncı maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir. 6769 sayılı SMK’nın ‘Marka tescilinde nispi ret nedenleri’ başlıklı 6 ncı maddesinin 1 inci fıkrası; ‘Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.’ hükmünü ihtiva etmektedir. 6769 sayılı SMK’nın 6(1) maddesi hükmü anlamında karıştırılma ihtimalinden söz edebilmek için öncelikle iki koşulun birlikte var olması gerekmektedir. Bu iki koşuldan birincisi, tescili talep edilen markanın daha önceden tescilli ya da başvurusu yapılmış bulunan itiraz gerekçesi marka(lar) ile aynı ya benzer olması, diğeri ise uyuşmazlığa konu markaların aynı ya da benzer mal ya da hizmetleri kapsamasıdır. Yapılan incelemede, başvuru ile itiraz gerekçesi markanın görsel, işitsel ve kavramsal yönden bütünüyle bıraktıkları izlenim itibariyle iltibasa yol açabilecek düzeyde benzer olmadığı kanaatine varıldığından, kötüniyetli başvuru iddiası da somut dayanaktan yoksun olduğundan itirazın tüm gerekçeler bakımından reddi gerekmiştir.” gerekçesiyle, itirazın reddine karar verildiği ve başvurunun 23.05.2019 tarihinde tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu YİDK kararının davacı şirkete 23/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 20/07/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmış, davacı vekilinin eldeki davayı ikame ettiği tetkik edilmiş, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle: … sayılı … … ibareli davalı markasının, davacının …. ibareli markası ile benzer olduğu; davalı markasının kapsadığı 03. Sınıftaki malların tamamı itibariyle emtia listelerinin aynı/aynı tür mallardan oluştuğu; taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nun 6/1 maddesi anlamında “karıştırılma ihtimali” BULUNDUĞU, davacının … markasının “tanınmış” olduğu iddiasının ispatlanamadığı, kötü niyetli tescil iddiasının ispatlanamadığı, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun/ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun/ek raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden yeniden ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı Markası Davacı Markaları

… … …
(03. sınıf) (03 ve 35. sınıf)

Taraf markalarının emtia kapsamları incelendiğinde, taraf markaları, “03. Sınıftaki malların tamamı” itibariyle “aynı/aynı tür” ve “benzer/ilişkili” emtiaları kapsamaktadır.
Şu hâlde SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan karıştırılma ihtimali de belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir. Devamla;
Davalının markasının incelenmesinde; … … ibareli davalı marka başvurusunun beyaz zemin üzerine siyah renkte küçük, yuvarlak formlu harflerle yazılmış … … ibaresinden oluştuğu, markada başkaca bir kelime ya da şekil unsuru olmadığı, bu sebeple de markanın ayırt edici esaslı unsuru … … ibaresi olduğu, … kelimesi, orta doğuda “helva” anlamında kullanılan bir ibare olduğu, … ise Arapça kökenli bir keşme olup, TDK Güncel Türkçe Sözlük uyarınca; “1. Arap alfabesinin yirmi dördüncü harfinin adı. 2. Biten bir yazının altına konulan işaret.” anlamlarını haiz olduğu, … … markasının bütünsel açıdan herhangi bir anlamı olmayan fantezi bir ibare olduğu, bir bütün olarak esaslı unsur olacağı anlaşılmaktadır.
Davacının markalarının incelenmesinde; itiraza mesnet gösterilen davacı markasının, gri zemin üstüne mor renkte büyük harflerle yazılmış … ibaresinden ve bu ibarenin başındaki “…” (… …) kısaltmasından oluştuğu, markada yer alan … kelimesi İngilizce “yeni” anlamına geldiği, bu ibarenin kendisinden sonra geldiği … kelimesini tanımlayan bir sıfat görevinde olduğu, KOZMETİK kelimesi ise markanın kapsadığı 03. Sınıftaki bir kısım malların genel adı olup, tanımlayıcılık içeren tali unsur konumunda bulunduğu, bu kapsamda vurgu ve ayırt edicilik … kelimesine yüklendiği, anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. Her ne kadar markalar arasında … ibaresinin davalı markasında aynen geçmesi nedeni ile düşük düzeyde ses benzerliği bulunduğu görülüyorsa da davalı markasının … ibaresini de esaslı unsur olarak kullanmış olması, bu ibarenin tanımlayıcı özelliğinin bulunmaması, markanın görsel izlenimi ile davacı markaların izlenimlerinin tamamen farklı olması nedenleri ile iltibas ihtimali bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davacı adına tescilli “…” ibareli marka ile davalının “… …” ibareli markası arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, dava konusu hizmetlerin bir kısmının ilgili tüketicisinin, makul derecede bilgili, dikkatli ve gözlemci olarak kabul edilen ortalama tüketici olmakla birlikte, toplumun pek çok kesiminden oluşan geniş bir kitle olduğu, (03. Sınıftaki mallar), ortalama bir tüketici tarafından davalı ve davacı markalarının ve/veya işletmelerinin ilişkilendirilmesinin olası bulunmadığı, zira markaların bütünsel olarak tüketici algısında yarattığı etkinin uzak olduğu, alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davalının “… …” markasını gördüğünde bunun davacının mesnet markasından farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ihtimal dahilinde olmadığı, taraf markaları arasında iltibas bulunmadığı, iltibas tehlikesinin bulunmaması halinde 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (9) numaralı fıkrasının uygulama alanı dahi bulmayacağı dikkate alınarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/07/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸