Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/277 E. 2021/264 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Karar
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/277
KARAR NO : 2021/264
DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 16/07/2019
KARAR TARİHİ : 08/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkilinin … numaralı marka başvurusuna davalı şirket tarafından yapılan itiraz üzerine davalı Kurum tarafından kısmen red kararı verildiğini, somut olayda müvekkilinin markası ile davalı şirketin markalarının benzerlik içermediğini, müvekkilinin markasını oluşturma biçiminin bütünsel ve özgün olduğunu, içerisinde “…” sözcüğü geçen ve TÜRKPATENT tarafından tescillenmiş/tescil süreci devam eden birçok marka bulunduğunu, davalı şirketin “… üç öğün şekil”, “… ayvalık tost ekmeği şekil” markalarının müvekkilinin markasını tescil ettirmek istediği sınıftan farklı sınıflarda olduğunu ve bu markaların logolarının müvekkilinin marka logosu ile hiçbir ilgisi ve benzerliği bulunmadığını, davalı şirketin müvekkili ile ortak sınıfa sahip “… şekil”, “…”, “… group şekil”, “… tortillano şekil” ve “… şekil” markalarının müvekkilinin markaları ile hiçbir benzerliğinin bulunmadığını iddia ederek; … sayılı YİDK kararının iptaline, davacı tarafından tescil başvurusunda bulunulan “MR. …” ibareli markanın başvuru işlemlerinin 29 ve 35. sınıflar bakımından tamamlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, SMK m. 6/1 hükmü kapsamında karıştırılma ihtimali ile ilgili olarak aranan kanuni unsurların dava konusu başvuru ile redde mesnet markalar bakımından mevcut olduğunu, somut olayda başvuruya konu markanın “mr. …” ibaresinden oluşmakla birlikte küçük yazılmış olan “mr.” ibaresinin ilk bakışta göze çarpmadığını ve tüketici algısının “…” ibaresi üzerinde yoğunlaşmakta olduğunu, “…” ibaresinin davalı markalarını çağrıştırdığını, davada tescil işlemlerinin tamamlanması yönünde karar verilmesi talep edilmişse de bu konuda mahkemenin yetkisinin olmadığını, Kurum tarafından yapılan iş ve işlemlerin usul ve kanuna uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket davaya cevap vermemiş, 11/09/2019 tarihinde Av. … davalı şirket adına vekaletname sunmuş ancak duruşmalara katılmamış herhangi bir beyanda da bulunmamıştır.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı başvurusunun davalı tarafından yapılan itiraz sonucunda reddiyle ilgili verilen YİDK kararının 6769 sayılı SMK 6/1 md kapsamında 29 ve 35. sınıfla ilgili yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; 23.07.2018 tarihinde yapılan dava konusu marka başvurusunda 29 ve 35. sınıf için tescil talebinde bulunulduğu, dava konusu marka başvurusunun 13.08.2018 tarih ve 306 sayılı Bülten’de gerçekleştirilen yayımına davalı şirket tarafından 09.10.2018 tarihinde itiraz edildiği, yayıma itirazda “benzerlik/karıştırılma ihtimali (6/1)”, “eskiye dayalı kullanım (6/3)”, “tanınmışlık (6/5)” ve “diğer fikri haklar veya kişi hakları (6/6)” gerekçelerine dayanıldığı, itirazda dayanak gösterilen benzer markalar; 2004/10742, 2011/99457, 2010/37045, 2007/55135, 2007/34375, 2005/45004, 2005/21554, 2005/20197, 2005/14372, 2005/13564 ve 2004/28292 numaralı markalar olduğu, yayıma itiraza ilişkin açıklamaların özetle; markalar arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimali olduğu yönünde olduğu, başvuru sahibinin yayıma itiraza karşılık olarak sunduğu karşı görüşleri, dava dilekçesindeki iddiaları ile aynı mahiyette olduğu, Markalar Dairesi Başkanlığı (MDB) tarafından davalı şirketin yayıma itirazlarından sadece (6/1) benzerlik/karıştırılma ihtimali haklı bulunduğu, muterizin diğer itirazlarının reddedildiği, itiraza dayanak markalardan 2007 34375, 2005 45004, 2005 14372 ve 2005 13564 numaralı markaların hükümden düştüğü belirtilerek diğer markalar ile başvuru markası arasından karıştırılma ihtimali olduğunun belirtildiği, MDB kararı ile davacı başvurusundan “SINIF KODU 29: Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. SINIF KODU 35.05: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için (29) Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. (30) Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” in çıkarılmasına, tescil işlemlerinin kalan mal ve hizmetler için devam ettirilmesine karar verildiği, başvuru sahibi tarafından MDB kararına itiraz edildiği, karara itirazın incelenmesi üzerine verilen ve dava konusu yapılan 16.05.2019 tarih ve … sayılı YİDK kararıyla “… başvuruda “mr.” İbaresinin küçük yazılmış olduğu, “…” ibaresinin asli ve baskın unsur olduğu, bu itibarla başvuru ile “…” ibareli markaların görsel ve işitsel düzeyde iltibasa yol açacak derecede benzer olduğu düşünülmüş, tescili talep edelin mal/hizmetlerle aynı, aynı tür veya benzer mal/hizmetlerin yukarıda belirtilen itiraz gerekçesi markaların kapsamında bulunduğu tespit edilmiştir. Bu kapsamda, markaların benzerlik düzeyi ve mal/hizmetlerin benzerlik düzeyi birlikte değerlendirildiğinde sayılan markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunduğu sonucuna varılmıştır. İtirazda farklı marka örneğini, emtiayı içeren veya yayına itiraz incelemesinden geçmemiş markalar emsal gösterilmekle birlikte, başvuru açısından somut olayın koşulları değişmiş olduğundan itiraz dilekçesinde belirtilen markalar emsal teşkil etmemiştir. Sayılan nedenlerle, itiraz reddedilmiştir.” gerekçeleriyle itirazın reddine karar verildiği, dava konusu YİDK kararının davacı şirkete 20/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 16/07/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda/ ek raporda özetle: dava konusu marka başvurusu ile davalı şirketin redde mesnet alınan markaları arasında başvurunun reddedildiği mal/hizmetler bakımından halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali dâhil karıştırılma ihtimali bulunduğu, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun/ ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun/ ek raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden yeniden ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davacı Markası Davalının Redde Mesnet Markaları

Taraf markalarının emtia kapsamları incelendiğinde, dava konusu marka başvurusu kapsamında reddedilen malların tamamı yönünden davalı şirketin redde mesnet alınan markalarının kapsamındaki mal/hizmetlerle aynı/benzerdir. Şu hâlde SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan karıştırılma ihtimali emtialar yönünden gerçekleşmiştir. Devamla;
Davacının markasının incelenmesinde; dava konusu marka başvurusu, kırmızı renkteki, büyük ve stilize karakterdeki … ibaresi ile bu ibarenin sol üst köşesinde son derece küçük boyutlarda ve arka planda kalacak biçimde, bir daire içinde “MR” kısaltmasından/harflerinden oluştuğu, ayrıca, … ibaresinin altında adeta bu ibareyi biraz daha vurgular biçimde bir çizgi bulunduğu, tüm bu hususlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; başvuru markasının ilgili tüketiciler bakımından asıl olarak algılanacak unsuru, … ibaresi olduğu, dolayısıyla davacının başvurusunda markasal ayırt ediciliği üstlenmiş olan asli unsur, … ibaresinden oluştuğu anlaşılmaktadır.
Davalının markalarının incelenmesinde; redde mesnet alınan markaların kırmızı ya da siyah bir çerçeve zemin üzerinde yer alan … ibaresi ile bu çerçeveli yapının hemen üzerinde yer alan şekil unsurundan oluştuğu, redde mesnet alınan markaların bazılarında ise bu unsurlara ilaveten yardımcı unsur niteliğinde “group, üç öğün, ayvalık tost ekmeği veya tortillano” gibi ibareler yer aldığı, söz konusu ibarelerin, gerek boyutları gerek konumlandırılış biçimi gerek tescil kapsamındaki mal/hizmetlerle olan ilişkisi nedeniyle redde mesnet markalarda ayırt ediciliği üstlenmiş asıl unsur durumunda olmadıkları, davalı şirketin redde mesnet alınan markalarının tüketici algısı bakımından dikkat çekecek unsuru, … sözcüğü olduğu, dolayısıyla redde mesnet alınan markaların … asli unsurunu haiz olduğu anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davalı adına tescilli “…” esas ibareli markalar ile davacının “…” ibareli markası arasında; dava konusu marka başvurusu ile davalı şirketin redde mesnet alınan markalarının kapsamlarının aynı/aynı tür/benzer olması, işaret olarak birbirlerine son derece yakın olmaları ve bu yakınlığın birbirleri ile bağlantılı olduklarını düşündürecek seviyede olması, markaların ilk beş seslerinin aynı olması, kapsamların örtüşmesi hususlarının markaların birbiri ile ilişkilendirilmesini kaçınılmaz kılacak düzeyde olduğu, davacının başvurusunun reddedildiği mal/hizmetler bakımından başvuru ile davalı şirketin redde gerekçe olarak alınan markaları arasında birbirleri ile ilişkilendirilme ihtimali dâhil karıştırılma ihtimali bulunduğu, işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davacının “…” esas unsurlu markasını gördüğünde bunun davalının mesnet markasından farklı bir marka olduğunu algılayamayabileceği, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ihtimal dahilinde olduğu, taraf markaları arasında iltibas bulunduğu anlaşılmış, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılar verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/07/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸