Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/259 E. 2021/37 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Karar
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/259
KARAR NO : 2021/37
DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 05/07/2019
KARAR TARİHİ : 23/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekil dava dilekçesiyle; müvekkilinin yıllardır lisans, yayıncılık, TV ve telif alanında faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, Türk Patent nezdinde 100’ün üzerinde marka, tasarım vb. hakkı bulunduğunu, müvekkilinin “…” ve “…” karakteri ve çizgi filminin yapımcısı olduğu gibi iş bu karaktere ve çizgi filmine ilişkin tasarım ve marka tescillerinin maliki olduğu gibi, çizgi filmden kaynaklanan hakların da sahibi olduğunu, Bakırköy …FSHHM … K. Sayılı dosya ile “…” karakterine ilişkin fikri mülkiyet haklarının müvekkili şirkete ait olduğunun ve 2014 yılı başından itibaren alanında bilinir hale geldiğinin tespit edildiğini, “…” karakterine ilişkin … nolu tasarım tescili ve … nolu marka tescillerinin bulunduğunu, ”…” ibaresinin yine müvekkiline ait “…” adlı çizgi filmde bir karakter olduğunu, fikri mülkiyet haklarının da müvekkiline ait olduğunun tespit edildiğini, davalı şirkete ait marka ile müvekkili şirkete ait markaların ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, bu benzerliğin her iki marka arasında irtibat bulunduğu kanısını uyandırmaya yeterli olduğunu, bu bakımdan markaların ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, müvekkiline ait şirketin markasının davalı şirkete ait markada aynen yer aldığını, davalı markasında yer alan “…” ve “…” ibarelerinin çatı marka mahiyetinde olduğunu ve karşılaştırma sırasında dikkate alınmaması gerektiğini, zira davalının yalnızca “… …” ibareli … sayılı tescilli markası bulunduğunu, bu nedenle “…” ibaresinin davalı markasında esas unsur olarak yer aldığını, markada yer alan şekil unsurunun markaya ayırt edicilik katacak nitelikte olmadığını, ortalama tüketicinin markaları karıştıracağını, “…”’in bir çizgi film karakteri olduğundan çocuklara hitap eden emtia ve hizmetlerde kullanıldığını, hem müvekkilinin hem de davalının bu markayı bisiklet ürünleri üzerinde kaplumbağa görseli ile kullandığını, karıştırılma ihtimali bulunduğunu beyanla TPMK YİDK … nolu kararının iptaline ve … nolu markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili cevap dilekçesiyle; itiraza mesnet … sayılı markalarının dava konusu başvurudan sonra kayıtlara girmiş olduğunu, karıştırılma ihtimalinin reddedildiğini, davacının üstün hak sahipliği iddiasının haklı olmadığını, gerçek hak sahipliği iddiasına dayanılması için öncelikle markalar arasında bir benzerlik ya da ayniyet olması gerektiğini, yine diğer şart olarak yine başvuru veya rüçhan tarihinden önce tescilsiz işaretin ticaret sırasında kullanılmış olması gerektiğini, kullanım sonucu ayırt edici niteliğe sahip olması gerektiğin, davacının bu durumu gerekli bilgi ve belge ile ispat etmesi gerektiğini, dava konusu markanın “…” ibaresi dışında “…” ve “…” ibarelerini de baskın olarak içerdiğini, başvuru kapsamında yalnızca “bisikletler ve bunların gövdeleri, gidonları, çamurlukları” emtiaları bulunması dikkate alındığında tesadüfi biçimde marka adı olarak seçimi mümkün bulunan ”…” ibaresinin başvurunun reddine imkan tanımadığı, davacı kullanımının bu ibarenin başkası tarafından kullanımını engelleme hakkı verebilecek nitelikte olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şirket tarafından davaya cevap verilmemiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının 6769 sayılı SMK 6/1, 3, 6, 9 md kapsamında yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
TÜRKPATENT’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; dava konusu … … … ibareli marka tescil başvurusunun … DAYANIKLI TÜKETİM MALLARI SAN. TİC. LTD.ŞTİ. Vekili tarafından, uluslararası sınıflandırma sisteminin 12. Sınıfında yer alan bir kısım emtialarda kullanılmak üzere 13/10/2017 tarihli dilekçe ile yapıldığı, söz konusu başvurunun … kod numarası ile işleme alındığı, 6769 sayılı SMK’nın 5. Maddesi kapsamında yapılan inceleme ve değerlendirmenin ardından başvurunun 13/11/2017 tarih ve 288 Sayılı Resmi Marka Bülteninde ilanına karar verildiği, anılan başvurunun ilanına yasal süresi içerisinde … TELİF VE LİSANS A.Ş vekili tarafından 12/01/2018 tarihli dilekçe ile 2017/33537 sayılı ”…” ibareli markamesnet gösterilerek 6769 Sayılı SMK’nın 6/4, 65, 6/6 maddeleri uyarınca itirazda bulunulduğu, bahse konu itirazın Markalar Dairesi tarafından reddedildiği ve itirazın reddi kararına itiraz sahibi tarafından 16/10/2018 tarihli dilekçe ile itiraz edildiği, söz konusu itirazın Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından değerlendirildiği ve Kurul tarafından verilen dava konusu … sayılı YİDK kararıyla; “ … başvuru numaralı ve “… … …” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı Kararı’na karşı başvurunun eskiye dayalı kullanım, itiraz sahibine ait “…” karakteri ve kötü niyet gerekçeleriyle 6769 s. SMK’nın 6. Maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir. … İtiraz sahibi , “…” ibaresinin ülkemizde yayınlanan “…” adlı çizgi filmdeki kaplumbağa karakterinin ismi olduğunu, “…” isminin söz konusu çizgi filmdeki karakterle özdeşleşmiş olduğunu, muterizin tasarım tescillerinin de bulunduğunu ve bu karakteri oyuncak emtiası ve oyuncak satışı hizmetlerinde kullandığını belirterek itiraz etmektedir. Öncelikle başvuru “… … …” ibaresinden müteşekkil olup söz konusu karakter ve bu karakterin tasarımları marka örneğinde yer almamaktadır. Bu bağlamda başvurunun “…” ibaresi dışında “…” ve “…” ibarelerini de baskın unsur olarak içermesi, başvuru kapsamında yalnızca “bisikletler ve bunların gövdeleri, gidonları, çamurlukları” emtiaları bulunması bir arada dikkate alındığında tesadüfi biçimde marka adı olarak seçimi mümkün olan “…” ibaresinin telif hakkı koruması kapsamında değerlendirilip, başvurunun reddine gerekçe teşkil etmesi mümkün görülmemiş ve telif hakkı gerekçeli itiraz kabul edilmemiştir. İtiraz sahibinin eskiye dayalı kullanım ve kötü niyet gerekçeli itirazları, yukarıda belirtilen tespitler ve sunulan bilgi ve belgeler ışığında incelenmiş ve kabul edilmemiştir. Sayılan nedenlerle itirazın reddedilmesi gerekmiştir.” şeklinde karar tesis edildiği, YİDK kararının davacı şirkete 13/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 05/07/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmış, davacı vekilinin eldeki davayı ikame ettiği tetkik edilmiş, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle: davacının itirazına dayanak markalarının başvuru tarihlerinin, davalıya ait davaya konu marka başvurusundan sonraki tarihli olması karşısında iltibas sebebiyle tescil engelinden bahsedilemeyeceği, …” ibaresinin ve markasının, davacı tarafından, davalıya ait marka başvurusundan daha önceki bir tarihte davaya konu tescil sınıfı olan “Bisikletler ve bunların gövdeleri, gidonları, çamurlukları.” üzerinde kullandığına dair dosyada bir belge bulunmaması, ve yine davacıya ait 2015 06606 tescil numaralı tasarımın sadece “…” isimli çizgi film karakterinin görsel tasarımına yönelik olması, bu tasarımda “…” ibaresinin bulunmaması, davaya konu marka başvurusunda bu görselin yahut herhangi bir “kaplumbağa” görselinin bulunmaması karşısında gerçek hak sahipliğine dayalı tescil engeli bulunmadığı, davacının hak sahibi olduğu “…” isimli çizgi dizinin bir edebi tiplemesi olan “…” karakterinin de 5846 sayılı FSEK kapsamında bağımsız olarak korunacak olması, aksi durumun haksız rekabet teşkil edecek olması karşısında bu durumun davaya konu davalıya ait marka başvurusu bakımından tescil engeli yaratabileceği, kötü niyet iddiasına ilişkin takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, rapora aykırı verilen hüküm kısımları yönünden değerlendirmenin hukuki mahiyette kaldığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davalının markasının incelenmesinde; beyaz bir zemin üzerinde … harflerinin bordo bir eşkenar dörtgen içerisinde beyaz renk olarak yazıldığı, dörtgenin hemen altında … … ibaresinin yine bordo renk ile karaktestik biçimde yazılarak markanın teşekkül ettiği anlaşılmaktadır.
Davacının markalarının incelenmesinde; … VE … ibaresinin beyaz bir zemin üzerine düz yazı şeklinde ve tümü büyük harflerle siyah renk kullanılarak yazıldığı, diğer markada ise … ibaresinin beyaz bir zemin üzerine düz yazı şeklinde ve tümü büyük harflerle siyah renk kullanılarak yazıldığı, diğer bir markada ise mavi renk arka ton kullanılarak içerisinde yeşil renkli bir kaplumbağa figürünün kullanıldığı ve şekilden ibaret olduğu ayrıca bir yazı içermediği anlaşılmaktadır.
Davalıya ait dava konusu markanın başvuru tarihinin 13/10/2017 olduğu, buna karşılık davaya konu davacı muterize ait … tescil numaralı markaların başvuru tarihlerinin ise 30/03/2018 olduğu, bu durumda davacının itirazına dayanak markalarının başvuru tarihlerinin, davaya konu marka başvurusundan sonraki tarihli olduğu, iltibas kapsamında değerlendirme yapılabilmesi için bakılması gereken ilk kıstasın bu iddiada bulunan tarafın daha önceki tarihli markası yahut başvurusunun bulunması gerektiği, dolayısıyla davacı muterizin bu başlık altındaki itirazları kapsamında bir tescil engelinden bahsedilemeyeceği anlaşılmaktadır.
Davaya konu “…” ibaresinin davacının hak sahibi olduğu mahkeme kararı ile tespit edilen “…” isimli çizgi filmde bulunan karakterlerden birisi olduğu, bu doğrultuda anılan çizgi filmin www…com alan adlı internet sitesinin webarchive kayıtlarına bakıldığında, anılan internet sitesinin 15/06/2014 tarihli ekran görüntüsünde “…” isimli karakterin bulunduğu görülmektedir.
Yine anılan çizgi filme ait internet sitesi ve YouTube kayıtlarına bakıldığında çizgi film tanıtımının 10/12/2013 tarihinde yapıldığı, ilk bölümün ise 11/01/2014 tarihinde yayınlandığı görülmektedir.
Yine davacı tarafından “…” isimli çizgi film karakterinin … tescil numaralı tasarım ile davacı adına tescilli bulunduğu ifade edilmiştir. Türkpatent kayıtlarından … kod numaralı tasarımın … adına 30.09.2015 tarihinde başvuru/tescil tarihinin olduğu anlaşılmaktadır.
“…” karakterinin davacının hak sahibi olduğu “…” isimli çizgi filmin bir karakteri olduğu ve bu çizgi filmin 2014 yılında (davaya konu başvuru 2017 tarihlidir) yayınlanmaya başladığı anlaşılmaktadır. Ancak her ne kadar davacı tarafından “…” ibaresinin ve markasının, daha önceden davaya konu tescil sınıfı olan “Bisikletler ve bunların gövdeleri, gidonları, çamurlukları.” üzerinde kullandığı iddiasında bulunmuşsa da bu konuda dosyada bir belge bulunmadığından anılan emtialar üzerinde davaya konu marka başvurusundan daha önce kullanımın bulunduğuna dair bir kanaat oluşmadığından, ve yine davacıya ait … tescil numaralı tasarımın sadece “…” isimli çizgi film karakterinin görsel tasarımına yönelik olması, bu tasarımda “…” ibaresinin bulunmaması, davaya konu marka başvurusunda bu görselin yahut herhangi bir “kaplumbağa” görselinin bulunmaması karşısında gerçek hak sahipliğine dayalı tescil engeli bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacının tescilli/tescilsiz marka haricinde “herhangi bir fikri mülkiyet hakkı” sahipliği sebebiyle tescil engeli bulunduğu iddiası yönünden yapılan incelemeye göre, davacının hak sahibi olduğu “…” isimli çizgi dizinin bir edebi tiplemesi olan “…” karakteri de 5846 sayılı FSEK kapsamında bağımsız olarak korunacak olup bir başkasının markasına konu edilebilmesinin mümkün olmadığı, haksız rekabet teşkil edeceği düşünülmekle davaya konu davalıya ait marka başvurusu bakımından tescil engeli bulunduğu anlaşılmaktadır.
“…” ibaresinin, Türkçede halk ağzında “kaplumbağa” anlamına gelen “TOSBAĞA” kelimesinin, davacı tarafından özgün şekilde kısaltması olup (çizgi dizide de kaplumbağa karakterinin ismidir) Google arama motorunda yapılan araştırmada yaklaşık 300.000 sonuç arasında ilk sayfanın tamamı davacıya ait çizgi diziye ilişkin sonuçlar olması nedeniyle bu ibarenin davacıya aidiyet algısı hususunun yüksek olduğu, yine davacıya ait çizgi dizinin 2014 yılından bu yana yayınlandığı, bu durumda davalının davacının bilinirliğinden faydalanma niyetinin olduğu anlaşılmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davalı marka başvurusu ve davacı markaları incelendiğinde, davacının itirazına dayanak markalarının başvuru tarihlerinin, davalıya ait davaya konu marka başvurusundan sonraki tarihli olması karşısında iltibas sebebiyle tescil engelinden bahsedilemeyeceği, …” ibaresinin ve markasının, davacı tarafından, davalıya ait marka başvurusundan daha önceki bir tarihte davaya konu tescil sınıfı olan “Bisikletler ve bunların gövdeleri, gidonları, çamurlukları.” üzerinde kullandığına dair dosyada bir belge bulunmaması, ve yine davacıya ait … tescil numaralı tasarımın sadece “…” isimli çizgi film karakterinin görsel tasarımına yönelik olması, bu tasarımda “…” ibaresinin bulunmaması, davaya konu marka başvurusunda bu görselin yahut herhangi bir “kaplumbağa” görselinin bulunmaması karşısında gerçek hak sahipliğine dayalı tescil engeli bulunmadığı, davacının hak sahibi olduğu “…” isimli çizgi dizinin bir edebi tiplemesi olan “…” karakterinin de 5846 sayılı FSEK kapsamında bağımsız olarak korunacak olması, aksi durumun haksız rekabet teşkil edecek olması karşısında bu durumun davaya konu davalıya ait marka başvurusu bakımından tescil engeli yaratabileceği, davaya konu marka başvurusunun kötüniyetli başvuru olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulü ile
TPE YİDK’nın … sayılı kararın iptaline,
Davalı marka tescil edilmemiş olduğundan hükümsüzlük kararı konusunda karar verilmesine yer olmadığına,

2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 10,00-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 2.465,40-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/02/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸

MASRAF DÖKÜMÜ:
İLK MASRAF : 95,20-TL
GİDER AVANSI :2.370,20-TL
TOPLAM :2.465,40-TL