Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/255 E. 2021/4 K. 12.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Karar
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/255
KARAR NO : 2021/4

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Tescili
DAVA TARİHİ : 02/07/2019
KARAR TARİHİ : 12/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka tescili davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekil dava dilekçesiyle; müvekkilinin “… HOTEL&LOUNGE” markası ile davalıya ait “… … …” markasının farklı olduğunun açıkça görüldüğünü, her iki markada … ibaresinin bulunduğunu, ancak müvekkili markasının … şeklinde olduğunu ve davalı yanın markalarından ayırt edici nitelikte farklılıklar içerdiğini, “…” ibaresinin özel isim olduğunu, müvekkili … Yapı Mühendislik İnşaat Turizm ortaklarından … …’in adından esinlenerek bu ibarenin tercih edildiğini, yanına genel olarak kullanılan -LA- eki getirilerek tamamen müvekkiline özgü bir marka oluşturulduğunu, müvekkili şirket markasının davalı markası ile biçimsel, görsel ve telaffuz açısından farklılık arz ettiğini, tüketici nezdinde iltibas yaratmasının mümkün olmadığını, markaların bir bütün olarak incelenmesi gerektiğini ve parçalara ayrılarak benzerlik yaratılamayacağını, davalının “… … Otel …” markası incelendiğinde “…” ya da “…” kelimelerinin başvurucunun çatı markası olmadığını, … kelimesinin İspanya’da bir şehir adı olduğunu, “…” kelimesinin ise İspanyolcada ev, hane, bina, daire, aile, soy anlamlarına geldiğini, müvekkili şirket markası yaratılırken redde mesnet alınan davalı markaları ile herhangi bir benzerlik yaratılmaya çalışılmadığını iddia ederek; … Yeniden inceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … başvuru numaralı “… Hotel & Lounge” marka tescilinin reddine itirazın reddine ilişkin kararının iptaline ve … başvuru numaralı markanın tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava konusu YİDK kararına ilişkin … kod numaralı marka başvurusuna … GAYRİMENKUL GELİŞTİRME VE TURİZM SANAYİ TİCARET AŞ tarafından itiraz edildiği, bu durumda zorunlu dava arkadaşlığı olması nedeniyle verilecek kararın itiraz sahibinin haklarını etkilemesi ve haklarının helaldar olmaması için davacıya itiraz sahibi … GAYRİMENKUL GELİŞTİRME VE TURİZM SANAYİ TİCARET AŞ aleyhine dava açıp bu dosya ile birleştirilmesi hususunda davacı vekiline iki haftalık kesin mehil verilmiş, davacı vekili dava konusu marka ile ilgili olarak itiraz sahibi … GAYRİMENKUL GELİŞTİRME VE TURİZM SANAYİ TİCARET AŞ aleyhine mahkememizin … Esas sırasında dava ikame etmiş 07/08/2019 tarihli … sayılı karar ile dava mahkememizin dosyası ile birleştirilmiştir.
ASIL DAVA VE BİRLEŞEN DAVADA CEVAPLAR:
Davalı … vekili cevap dilekçesiyle, davacı yanın Kanunda belirtilen iki aylık dava açma süresini kaçırdığını ve hak düşürücü nitelikte olan bu sürenin kaçırılması nedeniyle davanın reddedilmesi gerektiğini, redde mesnet markalardan en yeni olanının başvuru tarihinin 09.05.2016 olduğunu, tescili talep edilen işaretin başvuru tarihinin ise 22.05.2018 olduğunu, markalar arasında başvuru aşaması açısından tarihsel öncelik sonralık ilişkisinin SMK’de öngörülen şekilde gerçekleştiğini, yine tescili talep edilen işaretin kapsamında yer alan 43.sınıftaki hizmetlerin aynıları ya da benzerlerinin redde mesnet markaların kapsamında yer aldığını, başvuruya konu işaret ile redde mesnet markanın esas unsurunun “…” olduğunu, markalar aynı esaslı unsurları içerdiğinden ortalama tüketicinin görsel, işitsel ve kavramsal açıdan markaları karıştıracağını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili davaya cevap dilekçesiyle, müvekkilinin önceki bir tarihte tescil ettirmiş olduğu “… … … şekil” markası ile ile tescil edilmek istenen “… hotel&lounge” markasının aynı … ibaresini taşıdığını, bu kelimenin her iki markanın da baskın unsuru olduğunu, davacı yanın tescil ettirmek istediği “… hotel&lounge” markasında küçük puntolar ile yazılan “hotel&lounge” ibaresinin markaya hiçbir ayırt edicilik kazandırmadığını, tüketicinin markadan bahsederken “… hotel&lounge”ı kullanmayacağını, “…” diye bahsedeceğini, bu durumda ise markaların karıştırılmasının kaçınılmaz olduğunu, davacı yanın dilekçesinde … isminin şirket ortaklarından … …’in isminden esinlenerek oluşturulduğunu ve özel isim olduğunu iddia ettiğini ancak Türkiye’de ve dünyada bir tane … olmadığını, bu iddianın hukuken hiçbir geçerliliğinin bulunmadığını, markaların kapsadığı mal ve hizmetlerin de aynı olduğunu, her ikisinin de 43. sınıfta tescil edilmiş / edilmek istendiğini ve kullanım amaçlarının, alanlarının aynı olduğunu, tüketicilerin tescil edilmek istenen markayı gördüklerinde markayı detaylı biçimde analiz etmeden, markanın baskın unsuru olan … kelimesine dikkat edeceklerini, davacı yanın “… HOTEL&LOUNGE”ı kullanmasının iltibasa neden olacağını, bunun yanı sıra müvekkilinin tanınmışlığından faydalanılacağını ileri sürerek; hak düşürücü nitelikteki dava açma süresinin kaçırılması nedeniyle asıl ve birleşen davanın reddine, … sayılı YİDK kararının iptali isteminin reddine ve … sayılı başvurunun tescile bağlanması halinde hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacı başvurusunun reddiyle ilgili verilen YİDK kararının 6/1 maddesi kapsamında yerinde olup olmadığı, iptal şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden;
Davacı … Yapı Müh. İnş. Tur. Mak. Taah. Tic. A.Ş. Tarafından … Hotel&Lounge+şekil markasının “43.sınıf: 43/01 Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. 43/02 Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri. 43/03 Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. 43/04 Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri”ni kapsayacak şekilde tescili için 22.05.2018 tarihinde başvuruda bulunulduğu, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından başvurunun incelenerek, 12.06.2018 tarih ve 302 sayılı Resmi Marka Bülteninde ilanına karar verildiği, davalı … Gayrimenkul Geliştirme Ve Tur. San.Tic. A.Ş. tarafından söz konusu yayına “… … … şekil” ibareli marka gerekçe gösterilerek itiraz edildiği, itirazı inceleyen Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından itiraz haklı bulunarak, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6 ıncı maddesi uyarınca başvurunun reddine karar verdiği, ilgili dairenin bu kararına, başvuru sahibi davacı tarafından … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu nezdinde itiraz edildiği, 24.04.2019 tarih ve … sayılı YİDK kararı ile;
“… başvuru numaralı “… hotel & lounge” ibareli başvurunun 2016 42043 sayılı “… … … şekil” ibareli marka ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 6(1) maddesi uyarınca reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvuru hakkındaki ret kararının kaldırılması talebiyle başvuru sahibi tarafından yapılan itiraz incelenmiştir.
Yerleşik içtihada göre, halkın malların veya hizmetlerin aynı işletmeden veya ticari olarak bağlantılı bir işletmeden geldiğine inanması riski karıştırılma olasılığını ortaya çıkartır. Karıştırılma ihtimali incelemesinde mal/hizmet benzerliği, işaret benzerliği, benzerliğe gerekçe olarak gösterilen markanın ayırt edici gücü ve hedef tüketici kitlesinin bilgi ve dikkat düzeyi ele alınır. Bu unsurlardan birinin zayıf olması diğer unsurların güçlü olması ile telafi edilebilir. Örneğin markalar arasında işaret benzerliği zayıf ise yüksek dereceli mal/hizmet benzerliği ve benzerliğe gerekçe olarak gösterilen markanın ayırt edici gücünün yüksek olması durumunda markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunabilir.
Öte yandan markalar arasında işaret benzerliğinin bulunmaması ya da mal/hizmet benzerliğinin bulunmaması durumunda, diğer unsurları incelemeye gerek duyulmaksızın markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığına karar verilir.
Yerleşik yargı içtihatlarına göre kelime ve şekil unsurlarından oluşan bir ibare söz konusu olduğunda, genel kural olarak, kelime unsuru tüketici üzerinde çok daha kuvvetli etki bırakmaktadır. Zira, genellikle tüketiciler herhangi bir ibareyi analiz ederek görsel unsurları ile tanımlamak yerine kelime unsurları ile adlandırma yoluna gitmektedirler.
Somut olaya ilişkin yapılan değerlendirme sonucunda, başvuru ile redde gerekçe olarak gösterilen marka asli ve ayırt edici unsurları itibariyle ilişkilendirilme ihtimali dahil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzer görülmüştür. Başvuru ve ret gerekçesi markadaki figüratif bileşenlere ilişkin olarak, Kurul’un görüşüne göre etkileri sınırlı niteliktedir. Figüratif unsurlar, tüketicilerin onları akılda tutmasına yardım edecek ya da işaretler arasında ayrım yapmasına katkıda bulunacak spesifik veya orijinal bir şekilde belirtilmemiştir. Ayrıca, bir ticari markanın sözlü ve figüratif unsurlardan oluşması durumunda, ilke olarak sözlü unsurun figüratif unsurdan daha ayırt edici olduğu hatırda tutulmalıdır, zira ortalama tüketici söz konusu mallardan ticari markanın figüratif unsurunu tarif etmek yerine isimlerini söyleyerek daha kolay bahsedecektir (15.12.2009, T-412/08, ‘Trubion’, EU:T:2009:70, 45 ve orada zikredilen içtihat). Mevcut durumda bu ilkeden sapmak için herhangi bir sebep bulunmamaktadır. İlgili halk, başvuruya konu markadaki figüratif unsurları hizmetlerin ticari kökenini belirten unsurlar olarak değil, dekoratif bileşenler olarak algılayacaktır.
Yukarıda sayılan gerekçelerle, Markalar Dairesi Başkanlığı’nca verilen ret kararı yerinde görülmüş ve işbu itirazın reddi gerekmiştir.” gerekçesiyle itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu YİDK kararının davacı şirkete 02/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 02/07/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen rapor ve ek raporda özetle: … sayılı “… HOTEL&LOUNGE” ibareli davacı … başvurusu ile davalının redde mesnet alınan “… … …” ibareli markası arasında benzerlik, davacı … başvurusu kapsamında reddedilen hizmetlerin tamamı (43. Sınıf) bakımından 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca iltibas tehlikesi bulunduğu, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun ve ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun ve ek raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden yeniden ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davacı Markası Davalı Markası
… Hotel&Lounge+şekil … … …+şekil
(43. sınıf) (35, 41 ve 43. sınıf)

Taraf markaları emtia kapsamları karşılaştırıldığında, “43. Sınıftaki hizmetlerin tamamı itibariyle aynı/aynı tür hizmetleri kapsamaktadır.
Benzerliği tespit olunan bu emtialar arasındaki bu ilişkinin işaretler arasında iltibas ihtimali yaratıp yaratmadığı hususunun tespiti, işaretler yönünden bir değerlendirme yapılmaksızın mümkün olmadığından aşağıda markaları oluşturan işaretlerin de ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir.
Davacının markalarının incelenmesinde; … Hotel&Lounge+şekil ibareli başvurunun, beyaz zemin üzerine koyu kahve renkte büyük harf ve puntolarla yazılmış … ibaresi ile bu ibarenin altında çok küçük boyutta yer alan “Hotel&Lounge” ibaresinden ve … kelimesinin önünde yer alan iki antika anahtar figürü ile yapılmış X şeklinden oluştuğu, markadaki “Hotel&Lounge” ibaresi “Otel&Salon” anlamına gelen ve markanın kapsadığı 43. Sınıftaki hizmetlerin bir kısmını tanımlayan tali unsur konumunda olduğu, markada yer alan şekil unsurunun ise … sözcüğünün gerisinde/gölgesinde kaldığı, bu sebeple de markanın ayırt edici esaslı unsuru … kelimesi olduğu, bu kelimenin, İspanya’daki bir şehrin adı olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı markasının incelenmesinde ise, redde mesnet markanın … … …+şekil şeklinde olup, marka, açık kahve/haki tonlarındaki çember içindeki bir ağaç şekli ile bu şeklin altında yer alan … … ibaresinden ve en alttaki … sözcüğünden oluşmaktadır. Markada yer alan … kelimesi İspanyolca “ev, konut” anlamına gelmektedir. Bu ibare markanın kapsadığı konaklama, restorancılık, kreş, bakımevi ve barınak gibi hizmetlerin bir kısmı bakımından tanımlayıcılık içerdiğinden, marka bütünü içinde tali unsur konumundadır. Zira marka “… Evi” gibi bir anlamı haiz olup, vurgu ve ayırt edicilik … kelimesine yüklenmiştir. … ibaresinin ise menşe belirtme işlevini haiz olduğu anlaşılmaktadır.
Bu tespitler çerçevesinde taraf markaları bir bütün olarak değerlendirildiklerinde, her iki markada da ortak unsur olarak bulunan … kelimesi, İspanya’daki bir şehrin adıdır. Bu bağlamda 43. Sınıftaki çekişme konusu hizmetler bakımından … kelimesi, herhangi bir anlamı ya da çağrışımsal etkisi olmayan ayırt ediciliği yüksek bir marka işaretidir. Zira … sözcüğünün İspanya’da bir şehir adı olduğu, herkesçe bilinemeyeceğinden, bu ibare SMK 5. Madde uyarınca bir coğrafi alan tarifi/tasviri değildir.
Davalı markasının ayırt edici esaslı unsuru olan … ibaresinin, aynen davacı markasında kullanılması davalı markası ile … HOTEL&LOUNGE ibareli davacı … başvurusu arasında iltibas ve seri marka imajı yaratmaktadır. Bu bağlamda markaların aynı/aynı tür veya benzer mal veya hizmetlerde kullanılmaları halinde halkın bu markalar arasında bağlantı kurması mümkündür. Davacının “… HOTEL&LOUNGE” markasını gören bir tüketici, bu markayı, davalının “… … …” ibareli markasının serisi, alt markası yahut yeni bir versiyonu sanabilecektir.
Somut olayda, markalarda kullanılan şekillerin ve ek ibarelerin detaylarındaki farklılıkları hatırda tutamayacak olan orta düzeydeki tüketiciler nezdinde markalar arasında bir irtibat kurulması ve davalı markası ile aynı seri içinde bir marka olarak algılanması dolayısıyla karıştırma ihtimali mevcuttur. Kaldı ki somut olayda, … kelimesinin her iki markada aynen yer alması benzerliği arttırdığı gibi, bu kelimenin 43. Sınıftaki hizmetler için bir çağrışımının olmaması da … kelimesine yönelik bir vurguyu güçlendirmektedir.
Neticeten, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak; davacının … sayılı “… HOTEL&LOUNGE” ibareli marka başvurusu ile “… … …” ibareli davalı markasının benzer olduğu; başvuru kapsamında reddedilen tüm hizmetler (43. sınıf) bakımından mal ve hizmet listelerinin aynı olduğu ve markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında iltibas ihtimali bulunduğu, dava konusu hizmetlerin bir kısmının ilgili tüketicisi, makul derecede bilgili, dikkatli ve gözlemci olarak kabul edilen ortalama tüketici olmakla birlikte, toplumun pek çok kesiminden oluşan geniş bir kitle olduğu, bu nedenle de ortalama bir tüketici tarafından davalı … davacı markalarının ve/veya işletmelerinin ilişkilendirilmesinin olası olduğu, markaların bütünsel olarak tüketici algısında yarattığı etkinin oldukça yakın olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/01/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸