Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/218 E. 2021/62 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Karar
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/218
KARAR NO : 2021/62
DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 31/05/2019
KARAR TARİHİ : 09/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekil dava dilekçesiyle; müvekkili şirketin, Avusturya’da yerleşik ve bu ülkenin kanunlarına göre kurulu bulunan bir şirket olduğu, başta enerji içecekleri olmak üzere meşrubat ve sair ürünleriyle dünya çapında bilinen ve tüketiciler nezdinde yüksek tanınmışlığa ulaşmış bir şirket konumunda bulunduğu, müvekkili şirketin, dünya çapında tanınmış “…” markalarının sahibi olduğu, müvekkili ürünlerinin, halihazırda dünya çapında 172 ülkede dağıtılıp satılmakta olduğu ve 1987 yılında piyasaya ilk sunuluşundan bu yana beğenilerek tüketildiği, “…” markalı enerji içeceği ürününün tanıtımı ve pazarlaması için yapılmış olan büyük yatırımlar ve “…” markalarının dünya çapında 203 ülkede tescille korunmakta oluşunun, müvekkili ve ürünlerinin dünya çapındaki tüketiciler nezdinde yüksek ayırt edicilik kazanmasını sağladığı, müvekkilinin, markasının tanınmışlığını sürdürmek ve daha da arttırmak için, yoğun medya faaliyetine devam ettiği; 2017 yılı verilerine göre müvekkilinin dünya çapındaki enerji içeceği pazarında tartışmasız lider konumunda olduğu,müvekkilinin Türkiye’deki bilinirlik oranlarının da bağımsız araştırma şirketlerince yürütülen araştırmalar ve anketler sonucunda son derece yüksek çıktığı;müvekkili şirket markalarının, içecek sektöründe başta tüketiciler olmak üzere ilgili herkes nezdinde yoğun bir bilinirlik ve tanınmışlığa ulaştığı; müvekkilinin, boğa şekli ve “BULL” ibaresini içeren onlarca markanın sahibi olduğu; müvekkili şirketin, TÜRKPATENT nezdinde … tarafından 29, 30, 32 ve 35. sınıflardaki mal ve hizmetler için yapılan 19.04.2018 tarihli ve … sayılı “…” marka başvurusundan, başvurunun 14.05.2018 tarihli ve 300 sayılı Resmi Marka Bülteni’nde yayınlanmasıyla haberdar olduğu, yayına itirazın, yalnızca 32. sınıfta “Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri.” ile 35. sınıftaki “Müşterilerin mallar elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” bakımından yapıldığı; davaya konu markanın kapsadığı mal ve hizmetlerin bir kısmının, müvekkilinin gerekçe markalarının kapsamında yer alanlarla aynı olduğu; davaya konu “…” markasının, diğer mal ve hizmetlerin yanı sıra, 32. sınıftaki “Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri.” malları ile bunların 35. sınıftaki satış hizmetleri için yapıldığı; bu mal ve hizmetler arasında ayniyet bulunduğu; müvekkili markalarının son derece benzerinin yine müvekkilin birebir faaliyet gösterdiği aynı sektörde tescil ettirilmesinin kabul edilebilir nitelikte olmadığı; müvekkilinin itiraza mesnet gösterilen “… + çift boğa şekil” ve “BULL” markası ile “…” markası arasında yüksek derecede benzerlik bulunduğu; sadece “…” değil, “BULL” markalarının da münhasıran müvekkili adına tescilli olduğu; müvekkilinin, TÜRKPATENT nezdinde “BULL” ibaresinin çoğunlukla ikinci kelime olarak kullanıldığı seri markaların sahibi olduğu;davaya konu marka başvurusunda da “BULL” ifadesine aynen ve markanın sonunda yer verildiği; markada “BULL” kelimesinin öncesine getirilen “STAN” ibaresinin tek başına hiçbir anlamının bulunmadığı; “…” ibaresinin İstanbul’u çağrıştırdığı ve coğrafi yer belirttiğinden başvuruyu ayırt edici olmaktan uzaklaştırdığı; davaya konu edilen marka başvurusunun daha önceki dönemlerde davalı Kurum nezdinde verilen kararlara konu emsal marka başvurularında olduğu gibi “BULL” ibaresini içerdiği ve İstanbul’u çağrıştırdığı, bu nedenle işbu marka başvurusu açısından da aynı yönde karar verilmesinin yerinde olacağı; görsel ve işitsel olarak müvekkilinin markalarına benzerlik arz eden ve tescilli “BULL” ibaresini birebir içeren davaya konu marka başvurusunun tesciline izin verilmesi halinde müvekkili aleyhine ciddi karıştırılma ihtimali yaratacağından, başvurunun kısmen reddinin gerektiği; salt daha önce tescil edilmiş bir markayı çağrıştırması halinde, yani bağlantı yaratma ihtimalinde dahi karıştırılma ihtimalinin varlığının kabul edildiği; davaya konu marka başvurusu ile müvekkili markalarının birbirlerine olan benzerliği ve kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin müvekkili markaları kapsamındaki mal ve hizmetlerle aynı olması nedeniyle markaların halk tarafından karıştırılma ve ilişkilendirilme ihtimalinin bulunduğu; bizzat davalı TÜRKPATENT tarafından işbu davaya konu marka başvurusuna konsept olarak çok benzeyen ve bu marka başvurusunda olduğu gibi “BULL” ifadesini içeren ve İstanbul’u çağrıştıran marka başvurularının reddedildiği, bu marka başvurusunun da müvekkili markalarına karıştırılma ihtimali yarattığı;müvekkilinin yalnızca enerji içeceklerini içeren sınıf ve bu malların satışı hizmetleri için kısmi bir itiraz yaptığı;anılan mal ve hizmetler için, müvekkilinin “…” markasıyla benzer olan ve “BULL” markasını da aynen içeren “…” markasının kullanılmasının karıştırılma ihtimaline yol açacağı; başvuru sahibinin asıl amacının, müvekkilinin markasına atıf yapmak değil de İstanbul’u hatırlatmak olsaydı, başvurusunu “…” şeklinde iki “L” ile değil “STANBUL” şeklinde tek “L” ile yapacağı; bu nedenle,davaya konu marka başvurusunun SMK’nın 6/1 hükmü gereğince kısmen reddinin gerektiği; aksi yönde verilen YİDK kararı yerinde olmadığı; karıştırılma ihtimalinin olup olmadığı belirlenirken, daha önce tescil edilen markanın ayırt edicilik derecesinin yüksekliği ve bu bağlamda tanınmışlık derecesinin önemli rol oynadığı ve markanın tanınmışlığı ne kadar yüksekse karıştırılma ihtimalinin de o kadar yüksek olduğunun kabul edilmekte olduğu, müvekkiline ait “…” markalarının, … sayılar ile tescilli tanınmış markalar olduğu, bu nitelikleri nedeniyle artık tüketici zihninde müvekkili ve onun ürünleri ile bütünleşmiş şekilde yer etmiş markalar olduğundan, bu markalar ile yaratılacak en ufak benzerliğin dahi doğrudan bu markaları ve dolayısıyla müvekkilini çağrıştırma ihtimalinin yüksek olacağı ve bu nedenle karıştırılma ihtimali tehlikesi ile daha çok karşı karşıya kalmakta olduğu; tüketicinin, kolaylıkla, davaya konu marka başvurusunun tescilinin istendiği 32. sınıftaki mallar ve buna ilişkin satış hizmetlerinin müvekkili tarafından veya onun gözetimi altında üretildiği ve sunulduğu gibi gerçek olmayan bir zanna kapılarak yanıltılabileceği, böylelikle, davaya konu marka başvurusunun müvekkilinin markasının tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağı,müvekkilin markalarının tanınmış marka statüsünde olduğu ve bu durumun müvekkiline farklı mal ve hizmetler üzerinde yapılmak istenen tescilleri de engelleme hakkını verdiği,somut olayda ise davaya konu edilen marka kapsamında yer alan malların, tamamen müvekkilinin markaları kapsamındakilerle aynı olduğundan, tanınmış markaya tanınan koruma sayesinde evleviyetle daha geniş bir korumanın uygulanacağı; somut olayda,6769 Sayılı SMK md.6/4 ve md.6/5’te yer verilen ret sebebinin de gerçekleştiği; dolayısıyla, markalar arasındaki karıştırılma ihtimalinin belirlenmesinde, müvekkili markasının tanınmış olduğu hususunun ve davaya konu başvurunun tescilinin müvekkilin tanınmış markasının ayırt ediciliğine zarar verebileceğinin de dikkate alınması ve itirazımızın 6/4 ve 6/5 maddeleri uyarınca da kabulünün gerektiği;davaya konu YİDK kararında, müvekkili markalarının tanınmışlığının bu keyfiyeti değiştirmediği şeklinde hatalı bir değerlendirme yapıldığı ve sonuçta hukuka aykırı bir karar verildiği ve benzeri hususlar ileri sürülerek, davaya konu marka başvurusunun 32.sınıfta: “Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri.” ve yine 35.sınıfta “Müşterilerin mallar elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri bakımından kısmen hükümsüzlüğü ile bağlantılı diğer hususlara karar karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili cevap dilekçesiyle;Dava konusu marka başvurusuna ilişkin YİDK kararının hukuka ve usule uygun olduğu; 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu md.6/1 anlamında bir tescil engelinin mevcut olduğundan söz edebilmek için, markaların benzer olması, kapsadıkları mal/hizmetlerin aynı/benzer olması ve iltibas yaratması koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerektiği; karıştırmada halkın istediği, arzu ettiği malı alacağı yerde gerek şekil, gerek yazılış ve gerekse ambalajındaki benzerlikler sebebiyle gözde veya kulakta yanılma sonucu başka bir malı almasının söz konusu olduğu, bunun haricinde halkın, iki marka arasında herhangi bir şekilde bağlantı kurması durumunda karıştırmanın yine mevcut olacağı, iltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında, ilgili mal/hizmetin orta yetenekteki alıcılarının dikkat ve özeninin esas alınacağı, önemli bir ilkenin de, markanın bütünü itibariyle nazara alınması olduğu, benzerliğin olup olmadığına, markanın bütünü itibariyle bıraktığı etki dikkate alınarak karar verileceği, somut olayda davaya konu marka başvurusu ile davacının itirazına mesnet markalar yan yana incelendiğinde, taraf markalarının görsel, işitsel ve anlamsal olarak oldukça farklı oldukları, davacının … ve Bull markalarının “kırmızı boğa” ve “boğa” anlamlarına geldiği, toplumun büyük bir kısmı tarafından bu şekilde bilindiği, başvuru markasının ise karakterize bir yazım şekliyle yazılmış olduğu, baskın şekil unsurunun yanı sıra bir bütün olarak “…” ibaresinden oluştuğu ve “İstanbul” kelimesini çağrıştırdığı, dolayısıyla başvuru markasının davacının … ve bull markaları ile karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, başvuru konusu marka ile davacı markalarının bütünsel algılamada da benzerlik taşımadığı, ayırt ediciliğin ve işaretlerin benzerlik ve karıştırılma ihtimaline neden olup olmayacağının tespitinde belirleyici unsurun; markanın münferit unsurlarından daha ziyade markanın bir bütün olarak bıraktığı genel izlenim olduğu, bu yöntem uyarınca, farklı unsurlardan oluşmasına rağmen bütünü itibariyle bıraktığı etki, eski markayı çağrıştırabileceği gibi, tam tersine unsurlardaki benzerliğe rağmen markalar tamamen farklı etkiyi de bırakabileceği, somut olayda da ibarelerin bütünü itibariyle izlenim, tümüne hakim olan görüş ve ayırt ediciliği vurgulayan imajın; ibarelerin ayırıcı bir çok unsuru içeren bütününde odaklandığı, davalı başvurusunun konusu olan işaretin, davacıya ait tescilli markalara, toplu olarak bıraktığı umumi intiba itibariyle, ilk bakışta kolayca tefrik edilemeyecek şekilde benzediğinden ve bu suretle iltibasa sebebiyet vereceğinden söz edilebilmesinin olanaksız olduğu, taraf markaları arasında işaret benzerliği bulunmadığı için, kapsamlarında yer alan mal ve hizmet benzerliği incelemesine dahi ihtiyaç bulunmadığı ve bu nedenle de aralarında iltibas tehlikesinin bulunmadığı, taraf markaları arasında işaret benzerliği bulunmadığı için, somut olayda tanınmışlık koşullarının da oluşmadığı ve benzeri hususları belirterek davanın reddine karar verilmesin talep etmiştir.
Davalı asil vekili cevap dilekçesiyle, müvekkili tarafından gerek marka başvurusuna yapılan itirazlar ve takiben açılan davanın, piyasaya girişi engelleme amaçlı olduğu, bir teşebbüsün veya şahsın piyasaya hakim olmasının, bu durumun kötüye kullanılmasına neden olabileceği, mal ve hizmet sınıf ve alt gruplarında benzerlik araştırmasında piyasanın anlayışı, benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları giderip gidermediği, mal veya hizmetlerin birbiri yerine ikame edilebilme ve rekabet olanaklarının olup olmadığı, birinin diğerini tamamlama imkanı olup olmadığı, mal veya hizmetlerin dağıtım kanallarının ortak olması, aynı veya yan yana raflarda satışa arz edilip edilmediği, kullanım yöntemleri, hedeflenen müşteri kesiminin aynı olup olmadığı hususlarının araştırılmasının gerektiği;söz konusu durumlar ve gerekliliklerin, müvekkilinin markası yasaya aykırılık hususlarını barındırmadığından, aynı zamanda piyasaya sunulmuş halihazırda ürün ve hizmet olmadığından ispat aracı olarak değerlendirilemeyeceği; müvekkili markasının, marka başvurusunun reddedilmesi veya tescil olan markanın hükümsüzlüğüne karar verilebilmesi için gereken koşulu taşımadığı, müvekkilinin, piyasaya herhangi bir ürün sürmediği, yaygın bir ad haline gelmediği; markanın tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir markanın aynı veya benzeri olmakla birlikte, farklı mallar veya hizmetlerde kullanılabileceği, “…” markanın 32. sınıflandırma listesine yer alan ‘Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri.’ kısmına dahil olduğu ve bilinirliğini piyasaya sunduğu enerji içeceği kısmıyla sağlandığı, aynı sınıfta; ‘biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar;maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar; sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar emtiasının yer aldığı, müvekkiline ait marka başvurusunun tescil edilmek istendiği diğer sınıfların ise 29., 30 ve 35.sınıfta yer alan mal ve hizmetler olduğu;bu sınıflarda, özetle hayvansal ve bitkisel ürünler ve hizmetlerin yer aldığı,söz konusu sınıflarda anılan ürün ve hizmetlerin, davacıya ait ‘…’ bünyesinden oldukça uzak olduğu, örneğin sofra suları ile enerji içecekleri aynı sınıfta yer alsa dahi, içeriklerinin tamamen farklı olduğu,dava dilekçesinde belirtilen şekilde kısmen hükümsüzlük kararı verilmesi durumunda, müvekkili markasının menfi ve müspet zarara uğramasına neden olacağı, müvekkilinin,davaya konu marka başvurusu ile tüketiciyi farklı bir ürünün meydana getirildiği ve sunulduğu düşüncesiyle alım güdüsünü kendi markasına kaydırmadığı, tüketicinin tercih hakkını etkilemediği, davacı marka sahibinin itibarına zarar verilmesi, onun garanti veya reklam fonksiyonundan yararlanılması gibi bir durumun oluşmadığı, davacı markasının gücü ve etkileme alanına ilişkin olarak müvekkiline ait markalı bir ürün/hizmeti, birden fazla üründe kullanmadığı, müvekkili markasının davacı markanın ayırt edici karakterini zedelemesi, tüketicinin söz konusu markanın ürün yelpazesi bakımından karmaşa yaşamasının gündeme gelmediği ve benzeri hususları belirterek davanın reddine karar verilmesin talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan kısmi itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının 6769 sayılı SMK 6/1, 4, 5 maddeleri uyarınca yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise kısmen hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
TÜRKPATENT’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; davaya konu marka başvurusunun, farklı bir yazı karakteri ile oluşturulmuş … ve Şekil unsurlarından oluştuğu; başvurunun, 29.sınıf, 30.sınıf, 32.sınıf ve 35.sınıfta yer alan mal ve hizmetlerde tescil edilmek istemiyle 19.04.2018 tarihinde yapıldığı; ilgili başvurunun TÜRKPATENT nezdinde, … kod numarası ile işleme alındığı, TÜRKPATENT tarafından başvurunun, 14.05.2018 tarih ve 300 sayılı Resmi Marka Bülteni’nde yayınlanmasına karar verildiği; marka yayınına, davacı şirket ve dava dışı başkaca bir firma tarafından itiraz edildiği; TÜRKPATENT Markalar Dairesi Başkanlığı’nca gerçekleştirilen inceleme ve değerlendirme neticesinde, davacı itirazlarının tüm gerekçeleriyle haksız bulunarak reddedildiği; davacının, bu kararın yeniden incelenmesi talebiyle TÜRKPATENT YİDK nezdinde yeniden itirazda bulunduğu; bu itiraz üzerine, davaya da konu edilen TÜRKPATENT YİDK’nın 28.03.2019 tarih ve … sayılı kararıyla; “yayına itiraz sahibine ait “…” ve “… + şekil” markalarının T/00740, T/02334 sayılar ile Kurum tanınmış marka siciline kayıtlı markalar arasında yer aldığı ve söz konusu markaların tanınmışlığının, enerji içecekleri alanındaki yüksek bilinirlik düzeyinden kaynaklandığının tespit edildiği; tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sesçil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları nazara alınarak münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin nazara alınarak belirlenmesinin gerektiği; itiraz gerekçesi …sayılı markanın, münhasıran “bull” ibaresinden oluşan bir kelime markası olduğu, itiraz gerekçesi …sayılı markaların ise “…” kelime unsuru ile bu unsurun alt kısmında yer alan boğa figürlerinden oluşan bileşke markalar olduğu, başvuru konusu markanın ise koyu zemin üzerine stilize bir yazım biçimiyle ve büyük harflerle tertip edilmiş “…” ibaresi ile bu ibarenin çevresindeki süsleme tarzındaki figüratif unsurların bileşiminden oluşan bileşke bir marka olduğu; başvuru konusu marka ile itiraz sahibine ait markalar arasında biçim, tertip tarzı ve oluşturulmuş bulunan kompozisyonlar itibariyle görsel, işitsel ve kavramsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, zira markaların bir bütün olarak korunabileceği, karşılaştırma yaparken tescilli markalar ile başvuru konusu işaretin yapay parçalara ayrılarak incelenmesinin ve iltibasın bulunup bulunmadığının mücerret bir parçaya bağlı olarak yapılmasının mümkün bulunmadığı, ortalama tüketicilerin de markaları bütün olarak okuyup algılayacağı, başvurunun sadece “bull” ibaresinden değil, bir bütün olarak okunup algılanan “…” ibaresinden oluştuğu, başvurunun parçalar halinde değil, “…” şeklinde tamamen farklı bir görsel, sesçil ve anlamsal etki bırakan ve bütün halde “İstanbul” kelimesini çağrıştıran fantezi bir sözcüğün oluşturulduğu, bu görsel, sesçil ve anlamsal farklılığın markaların bütününde yeteri derecede farklılık yarattığı, ortalama tüketicilerin başvuru konusu işareti yapay parçalara ayırmak ve “bull” ibaresini seçip ön plana çıkarmak suretiyle değil, “…” şeklinde bütün biçimde algılayacağı, çekişme konusu markalarda yer alan figüratif unsurların da markaları birbirinden farklılaştırdığı, makul düzeyde bilgili ve dikkatli olduğu kabul edilen ortalama tüketici kesiminin, çekişme konusu malları satın alım süresi içinde, “…” ibareli işareti gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden bunun muterize ait markalardan farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, bunun sonucunda “…”, “bull” markalarıyla sunulan malları satın almak isterken “…” ibareli başvuru konusu işaretle sunulan malları satın alma biçiminde bir yanılgıya düşmeyeceği, markaların oluşturuluş şekillerinin de benzer olmaması nedeniyle, başvurunun muterize ait markaların bir devamı şeklinde algılanmasının da makul ve beklenebilir olmadığı, başvuru konusu işaret ile itiraz sahibine ait markalar arasında işletmeselbağlantılandırmayı tesis edebilecek (boğa şekli, renk kombinasyonu, vb.) herhangi bir unsurun da bulunmadığı, aksine, başvuru konusu işaretin görsel, fonetik ve anlamsal olarak itiraz sahibine ait markaları veya “boğa” (bull) kavramını değil, “İstanbul” kelimesini anımsatacağı; muterizin “reddbull” markasının enerji içecekleriyle ilgili olarak tanınmışlığa sahip olmasının da varılan bu sonucu değiştirmeyeceği, diğer bir ifadeyle aralarında benzerlik bulunmayan markaları benzer hale getirmeyeceği, zira önceki markanın tanınmışlığının, markalar arasındaki benzerlik değerlendirmesine değil karıştırılma ihtimaline ilişkin değerlendirmeye etki eden bir faktör olduğu” gerekçesiyle, davacı itiraz 01/04/2019 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 31/05/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmış, davacı vekilinin eldeki davayı ikame ettiği tetkik edilmiş, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle:
Davaya konu edilen ve davaya konu marka başvurusunun, 32.sınıfta tescil edilmek istendiği: “Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar.Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar.Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri.” emtiaları ile 35.sınıfta tescil edilmek istendiği: “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için … Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içeceklerinin bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir)” hizmetleri ile davacı itirazına mesnet markaların tescil kapsamları arasındabir ayniyet / benzerlik olduğu; Markaların tescil edilmek istendiği ve davaya konu edilen sınıflar arasındaki ayniyet/benzerlik, BULL ibaresinin davaya konu marka başvurusunda aynen kullanılması nedeniyle işitsel/sesçil/telaffuz açıdan ortaya çıkan benzerlik, davacı markalarının gerek davalı Kurum kararları ve gerekse Mahkeme kararları ile ayırt ediciliği yüksek ve hatta tanınmış marka olarak addedilmesi hususları ile birlikte değerlendirildiğinde,markalar arasında,Sonuç kısmının 1no’lu bendinde yer verilen sınıflar açısından, 6769 Sayılı Kanun md.6/1 anlamında halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunduğunun iddia edilebileceği; davacıya ait … markasının 6769 Sayılı Kanun md.6/4 kapsamında değerlendirilebileceği ve bu kapsamda da aynı olarak belirlenen sınıflarda, bu madde hükmünden de yararlanılması ihtimali bulunduğunun iddia edilebileceği; davacıya ait … markasının 6769 Sayılı Kanun md.6/5 anlamında tanınmış marka olarak da kabul edilebileceği, bir an için, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu md.6/1 kapsamında yapılan markalar arasındaki benzerlik kapsamındaki açıklamalara itibar edilmemesi durumunda, davaya konu edilen sınıflar açısından, md.6/5 hükmünün de uygulama alanı bulabileceği, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, rapora aykırı verilen hüküm kısımları yönünden değerlendirmenin hukuki mahiyette kaldığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Tarafların emtia gruplarına bakıldığında, davaya konu marka başvurusunun 32.sınıfta tescil edilmek istendiği alt sınıf içerisinde yer alan: “Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar.” emtiasının, davacı itirazına mesnet markalardan, örneğin 2016/19772 nolu markanın 32.sınıfta tescilli olduğu mal ve hizmet sınıfları ile aynı/benzer olduğu; “Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar” emtiasının, davacı itirazına mesnet markalardan örneğin … nolu markanın 32.sınıfta tescilli olduğu mal ve hizmet sınıfları ile aynı/benzer olduğu; “Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar” emtiasının, davacı itirazına mesnet markalardan örneğin 2016/19772 nolu markanın 32.sınıfta tescilli olduğu mal ve hizmetler ile aynı/benzer olduğu; “Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri” emtiasının, davacı itirazına mesnet markalardan örneğin … nolu markanın 32.sınıfta tescilli olduğu mal ve hizmetler ile aynı/benzer olduğu, aynı şekilde, davaya konu marka başvurusunun 35.sınıfta tescil edilmek istendiği ve esasen perakendecilik hizmetleri olarak da tabir edilen 35.sınıfın ilgili alt grubu içerisinde yer alan davacı itirazına mesnet … kod numaralı markanın tescil edildiği alt sınıflar arasında da ayniyet ve benzerlik olduğu görülmektedir. Şu hâlde SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan şartlardan biri belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir.
Davalının markasının incelenmesinde; davaya konu marka başvurusu, farklı bir yazı karakteri ile ve aralarında herhangi boşluk olmayacak şekilde tanzim edilmiş … ibaresi ve bu kelime unsurunun üst ve alt kısımlarında yer alan, birbirine simetrik olacak şekilde konuşlandırılmış şekil unsurundan oluştuğu, STAN ve BULL ibarelerinin birleşiminden oluştuğu, davaya konu marka başvurusu, anlamsal olarak değerlendirildiğinde herhangi bir karşılığının bulunmadığı, sesçil, telaffuz olarak irdelendiğinde, STAN – BULL şeklinde telaffuz edilmekte olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının markalarının incelenmesinde; itirazına mesnet markaların ya sadece BULL ibaresinden oluşmakta ya da … ibaresi ve bu ibarenin altında yer alan ve karşılıklı olarak konumlandırılmış iki adet boğa figüründen oluştuğu, itiraza mesnet marka tescilleri anlamsal olarak değerlendirildiğinde BULL ibaresinin, Türkçe boğa anlamına geldiği, … ibaresinin ise kırmızı boğa anlamına karşılık gelmekte olduğu anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. Taraf markalarının ayırıcı unsurları olan “…” ibaresi ile “…” ve ”BULL” ibareleri arasında başvuru konusu ibarenin anlamı bulunmadığından anlam bakımından benzerlik karşılaştırması yapılması mümkün değildir. Öte yandan “…” harflerinden oluşan davalı markası ile BULL baskın unsurlu davacı markaları arasında davacı markalarının ayırıcı unsurunun bütün hâlinde davalı markası içinde yer alması nedeni ile fonetik benzerlik bulunmaktadır. Davalıya ait “…” markasının büyük harfler ile birleşik yazılmasının ayırıcı özelliğini kuvvetlendirmekte yetersiz kaldığı anlaşılmaktadır. Şu hâlde SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan karıştırılma ihtimali de belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davacı adına tescilli “BULL” esas ibareli marka ile davalının “…” esas ibareli markası arasında işitsel/ sesçil/fonetik olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davalının “…” markasını gördüğünde bunun davacının mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayabileceği, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ihtimal dahilinde olduğu, taraf markaları arasında iltibas tehlikesi bulunduğu anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamından, davacıya ait … markasının 6769 Sayılı Kanun md.6/4 kapsamında değerlendirilebileceği ve bu kapsamda da aynı/benzer olarak belirlenen sınıflarda bu madde hükmünden de yararlanılması ihtimali bulunduğu kabul edilmiştir. İltibas tehlikesinin bulunması halinde 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının uygulama alanı bulacağı ve tartışılması gerektiği izahtan varestedir. 6/5 maddesinin uygulama alanı bulabilmesi için de itiraza mesnet markanın tanınmış olması yanında 6/5 maddesinde belirtili üç şarttan en az birinin yerine gelmiş olması aranacaktır. Bu üç şart; itiraza mesnet markanın Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği ihtimalleridir. Markanın tanınmışlığı nedeniyle haksız yarar sağlanması esasen, tanınmış markanın sahip olduğu imajın devri suretiyle gerçekleşebilecektir. Bu şekilde imaj devrinden söz edilebilmesi için haksız yarar sağladığı iddia edilen marka ile tanınmış markanın tescil edildiği mal veya hizmetler arasında bir bağlantı kurulması ihtimali aranmaktadır. Tanınmış markadan haksız yararlanmanın, kullanan açısından ekonomik açıdan bir artışı ifade etmesine rağmen, itibarına zarar vermenin marka sahibinin ekonomik açıdan zarar görmesini ifade ettiği hususu vurgulanmaktadır. Markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi (sulandırılma) ise sonraki tarihli marka ile tanınmış marka arasında düşünsel bir bağın mevcut olması ve bu durumun tanınmış markanın reklam değerini tehlikeye düşürmesi halinde söz konusu olabilecektir.
Bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere; davacıya ait … markasının tanınmış bir marka olarak kabul edildiği hususuna bizzat davalı Kurum kararlarında rastlanılabilmektedir. Benzer şekilde, davacıya ait ve işbu davadaki itirazlarına mesnet markaların bazılarında yer alan … şekil ibaresi ve yine sadece … ibaresinin TÜRKPATENT nezdinde, …no ile tanınmış markalar siciline kayıtlı olduğu gözlemlenmektedir. Yine, davacıya ait … markasının ayırt ediciliği yüksek bir marka olduğu, içecek sektöründeki bilinirliği hususlarına mahkeme kararlarında da değinilmekte olduğu dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgelerde gözlemlenmektedir. Davacıya ait … markasının 6769 Sayılı Kanun md.6/5 anlamında tanınmış marka olarak da kabul edilebileceği anlaşılmıştır. Davacının markasının ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeni ile markanın sulandırılması ihtimali gündeme gelecektir. BULL ibaresinin önüne çağrışımı düşük ayırt edici bir kelime ile kullanılması imaj transferini engelleyemeyecektir. … ibaresi İstanbul iline atıfta bulanan seri marka görünümü vermektedir. Bu husus imaj transferi ihtimalini kuvvetlendirmektedir. Bu kapsamda davanın kabulü uygun görülmüştür.
Neticeten davanın tümden kabulü ile TPE YİDK’nın … Sayılı kararının iptaline, davalıya ait … kod nolu “…+Şekil” marksının 32. Sınıfta bulunan “biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri” ve 35. Sınıfta bulunan “müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içeceklerinin bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir) mal ve hizmetleri yönünden kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulü ile
TPE YİDK’nın … sayılı kararın iptaline,
Davalıya ait … kod nolu “…+Şekil” marksının 32. Sınıfta bulunan “biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri” ve 35. Sınıfta bulunan “müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içeceklerinin bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir) mal ve hizmetleri yönünden kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 2.189,30-TL
yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/03/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸

MASRAF DÖKÜMÜ:
İLK MASRAF : 95,20-TL
GİDER AVANSI :2.094,10-TL
TOPLAM :2.189,30-TL