Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/217 E. 2021/61 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Karar
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/217
KARAR NO : 2021/61
DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 30/05/2019
KARAR TARİHİ : 09/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekil dava dilekçesiyle; dava konusu … nolu başvuruya müvekkilinin yaptığı itirazının reddedildiğini, müvekkilinin Türk Patent nezdinde tescilli çok sayıda “NU” VE “…” esas unsurlu markaların gerçek hak sahibi olduğunu, bu ibareleri uzun zamandır ticari faaliyetlerinde kullandığını ve tanıttığını, söz konusu ibareleri kendisi ile özdeşleştirdiğini, Türk Patent nezdinde … numaralı markaların sahibi olduğunu, dava konusu “… MAK. İNŞ. TEKS. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.” İbaresi ile müvekkiline ait “NU” ve “…” esas unsurlu seri markalar arasında SMK 6/1 md. uyarınca görsel, sesçil ve anlamsal olarak ayırt edilemeyecek derecede benzerlik ve iltibasın söz konusu olduğunu, markalar arasında 35. Sınıf bakımından benzerlik ve çakışma olduğunu, ortalama tüketici nezdinde karışıklık yaratacak surette benzerlik ve iltibas olduğunu, müvekkilinin “NU” ve “…” ibareleri üzerinde gerçek hak sahibi olduğunu, marka tescilleri de davalı yana ait tescilden önce olduğunu, davalı … ibaresinin müvekkilinin markasının devamı olduğu izlenimini yaratarak o ürünlerin ve hizmetlerin de müvekkili tarafından sunulduğu zannıyla tercih etmelerine sebep olacağını, aynı marka olduğu yanılgısının oluşmasının da mümkün olduğunu, davalı kurum tarafından bugüne kadar vermiş oldukları kararlarda istikrarlı olmadığını, müvekkilinin 2006 yılından bu yana “NU” ve “…” ibareli seri markaları aralıksız bir şekilde kullandığını, müvekkilinin tanıttığı ve kendisi ile özdeşleştirdiği söz konusu markaların benzerlerinin bu şekilde tescil edilmesinin davalı şirketin kötüniyetli olduğunu gösterdiğini, daha önce “NU” ve “…” ibareli markalar ile açılan davalarda lehe kararlar verildiğini beyanla TPMK YİDK’nın … sayılı kararının aleyhe olan hususlarının iptaline, … sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesiyle; tescil engelinin mevcut olduğundan söz edebilmek için markaların benzer olması, kapsadıkları mal/hizmetlerin aynı/benzer olması ve iltibas yaratması koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerektiğini, iltibas tehlikesinin saptanmasında markanın bütünü itibariyle bıraktığı etkinin dikkate alınması gerektiğini, itiraza mesnet davacı markaları ile davalı … başvurusu arasında ortalama tüketici nezdinde markalar arasında görsel, işitsel, kavramsal düzeyde ilişkilendirilme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırılmaya yol açabilecek derecede benzerlik bulunmadığını, markaların bıraktığı intibaın aynı olmadığını, markaların karıştırılma ihtimalinin asla bulunmadığını, tüketicilerin farklı ticari kaynaklardan gelen birbirinden farklı markalar olarak algılayacağını, markaların düşük seviyede ayırt ediciliği olan bir unsuru paylaşması durumunda karıştırılma ihtimali değerlendirilmesinde örtüşmeyen birleşenlerin markaların genel izlenimi üzerindeki etkisine odaklanılacağını, sadece düşük seviyede ayırt ediciliği olan bir unsurun örtüşmesinin markaların ihtiva ettiği diğer unsurlarla beraber ortaya çıkan genel izlenimin son derece benzer olması gibi istisnalar hariç olmak üzere kendiliğinde karıştırılma ihtimaline yol açmayacağını, sadece ayırt edici niteliği olmayan ve/veya tanımlayıcı unsurların örtüşmesinin de karıştırılma ihtimaline yol açmayacağını, başvuru ve itiraz gerekçesi markalarda yer alan ortak unsurun “…” ibaresi olduğunu söz konusu ibare haricinde başvurunun marka örneğinde ayırt edici nitelikte olduğu düşünülen ibarelerin de yer aldığı, dolayısıyla başvuru ve itiraz gerekçesi markalar arasında ilişkilendirilme/iltibas oluşturacak düzeyde görsel, işitsel veya kavramsal işaret benzerliği bulunmadığının açıkça görüldüğünü, markların ihtiva ettiği unsurların varlığından kaynaklı olarak oluşan belirgin farklılığı, çekişme konusu işaretlerin bütün olarak kulakta bıraktıkları izlenimin farklı olduğunu somut olayda SMK 6/5. Maddesindeki şartların oluşmadığını, bir markanın tanınmış olmasının, o marka ile benzerlik içeren markaların tesciline her durum ve şart altında engel olunabileceği anlamına gelmeyeceğini bu nedenle somut olayda SMK 6/5. Maddesindeki şartların oluşmadığını, davalının kötüniyet gerekçeli itirazın haklı bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı yetkilisi cevap dilekçesiyle; davacının Markalar Dairesi Başkanlığı’na ve YİDK’ya yaptığı itirazlarda, itiraza gerekçe gösterilen markalar arasında “meeting natura with …” markasının bulunmadığını bu nedenle iş bu dava içerisinde değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, yetkilisi olduğu şirket ile davacı şirketin iştigal konularının farklı olduğu gibi, faaliyetlerinin aynı türdeki mal ve hizmetleri de kapsamadığını, yetkilisi olduğu firmanın 23/12/2011 tarihinden bugüne her türlü sanayide kullanılan makinaların ve bunların teferruatlarının ve güç aktarları organlarının üretimini, alım satımlarını, ithal ve ihracatını yapan bir şirket olduğunu, davacının ise otel işletmesi ile uğraştığını, şirket unvanı içerisinde yer alan “…” ibaresinin şirketin kurulduğu aşamadaki ortakları olan “…” ve “…” isimlerinin ve soyadlarının baş harflerinden oluştuğunu, dürüstçe kullanılan kişi adlarının marka sahibi tarafından engellenemeyeceğini, marka tescili yapılan şirket unvanı ile davacı markaları arasında ortalama tüketici nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak iltibas tehlikesine yol açacak derecede bir benzerliğin söz konusu olmadığını, yine “…” ibaresinin şirket tarafından tedarik edilen ürünlerin hiçbiri içerisinde geçmediğini, davacının itirazlarına gerekçe gösterdiği markaların tanınırlığının yüksek olmadığını, ayrıca farklı hizmet ve mallara ilişkin olduğu için, davacıdan fayda sağlayabilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafça sunulan mahkeme kararlarının dava konusu ile ilgili olmadığını, isim ve soy isim harflerinden oluştuğu için kötüniyetli olmadığını, davacının kötüniyetli olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının 6769 sayılı SMK 6/1, 4, 5, 9 maddeleri kapsamında yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
TÜRKPATENT’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden;17/04/2018 tarihinde … Makina İnşaat Tesktil San. Ve Tic. Ltd.Şti vekili tarafından … mak.inş.teks.san.tic.ltd.şti. İbaresinin marka olarak tescili için TÜRKPATENT nezdinde başvuru yapıldığı, başvurunun … kod numarası ile işleme alındığı, yapılan inceleme neticesinde 301 Sayılı Resmi Markalar Bülteninde yayımlanmasına karar verildiği, ilgili ilana … OTELCİLİK VE TURİZM YATIRIMLARI AŞ vekili tarafından itiraz edildiği, itirazın Markalar Dairesi tarafından incelendiği ve 28/11/2018 tarihli karar ile reddedildiği, ret kararına karşı muteriz tarafından YİDK nezdinde yeniden itiraz edildiği, itirazın YİDK tarafından incelendiği ve … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından verilen dava konusu … sayılı YİDK kararında; “… başvuru numaralı ve “… mak.inş.teks.san.tic.ltd.şti.” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı Kararına karşı başvurunun … sayılı “nuaslim”, “nuafit”, “… shop”, “richmond”, “… welness-spa”, “nuance”, “… şekil”, “… welness-spa”, “… welness-spa”, “nu welness-spa şekil” ,ibareli markalar ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 6. Maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir. … Başvuru ile … sayılı “richmond” , “nuance”, “nu wellness-spa şekil ibareli” itiraz gerekçesi markalar arasındaki belirgin görsel ve işitsel farklılıkları göz önüne alan kurul “… mak.inş.teks.san.tic.ltd.şti.” ibareli başvuru ile …sayılı itiraz gerekçesi markaların görsel, işitsel, kavramsal ve bütün olarak ortaya çıkan izlenim bakımlarından benzer markalar olmadığı kanaatine ulaşmıştır. Bu nedenle karıştırılma, ilişkilendirilme olasılığı gerekçeli itiraz … sayılı itiraz gerekçesi markalar bakımından haklı görülmemiştir. Ayrıca inceleme esnasında, itiraz gerekçelerinden “…” ibaresini bağımsız ayırt edici unsur olarak içeren … sayılı “nuaslim”, “nuafit” , “… shop”, “… wellness-spa” , “… şekil” , “… wellness-spa” ibareli markaların başvuru ile benzer olduğu kanaatine varılmış ancak … sayılı markaların başvuruyla aynı veya aynı tür malları veya hizmetleri kapsamadıkları tespit edilmiştir. Bu nedenle, karıştırılma ilişkilendirilme olasılığı gerekçeli itiraz … sayılı itiraz gerekçeleri bakımından da haklı görülmemiştir. Sayılan nedenlerle itirazın reddedilmesi gerekmiştir.” şeklindeki gerekçeler ile davacı itirazlarının bir kez daha reddine karar verildiği, YİDK kararının davacı şirkete 15/04/2019 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 30/05/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmış, davacı vekilinin eldeki davayı ikame ettiği tetkik edilmiş, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle: davaya konu markaların 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesi bağlamında benzer olduğu, davaya konu marka başvurusunda bulunan tüm hizmetler yönünden SMK’nın 6/1. maddesi bağlamında iltibas ihtimali bulunduğu, SMK’nın 6/4. maddesinin uygulama şartlarının oluşmadığı, SMK’nın 6/5. maddesinin uygulama şartlarının oluşmadığı, SMK’nın 6/9. maddesinin uygulama şartlarının oluşmadığı, … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından verilen dava konusu … sayılı YİDK kararının iptal koşullarının oluştuğu, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, rapora aykırı verilen hüküm kısımları yönünden değerlendirmenin hukuki mahiyette kaldığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Tarafların emtia gruplarına bakıldığında davalıya ait marka başvurusunun NICE sınıflandırma sisteminin 07. ve 09. sınıflarında sayılan mallarına ilişkin perakendecilik hizmetlerine yönelik olduğu, davaya konu marka başvurusunda bulunan tüm hizmetlerin davacı markalarından … tescil numaralı markaların 07. ve 09. sınıflarındaki bir takım emtialar ile ilişkili olduğu, davaya konu markada bulunan tüm hizmetler yönünden SMK md. 6/1’de sayılan emtiaların ilişkili olması şartının sağlandığı görülmektedir. Şu hâlde SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan şartlardan biri belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir.
Davalının markasının incelenmesinde; davaya konu davalı markası beyaz zemin üzerinde orta kısımda büyük puntolarla ve kırmızı renkle yazılmış “…” unsuru, üst tarafta kırmızı renkli dünya şekli ve alt tarafta siyah renki küçük puntolarla yazılmış ticaret unvanının faaliyet alanlarını içeren “Mak. İnş. Teks. San. ve Tic. Ltd. Şti.” unsurundan oluşan karma bir marka olduğu görülmüştür. Anılan marka kompozisyonunda bulunan küçük puntoyla yazılmış “Mak. İnş. Teks. San. ve Tic. Ltd. Şti.” ibaresinin marka imajı yaratmayan bir unsur olduğu, yine marka kompozisyonunun üst kısmında konumlandırılan dünya şeklinin de çeşitli firmalar tarafından yaygın olarak kullanılagelen, “global hizmet” algısı yaratan bir unsur olduğu dolayısıyla bu unsurun da marka imajında etkisinin düşük olduğu değerlendirilmiş; markanın orta kısmında büyük puntolarla yazılan “…” ibaresinin, marka imajını aktaran esaslı/asli unsur olduğu kanaatine varılmıştır. Her ne kadar dava konusu markada yukarıda ifade edildiği üzere “dünya” şekli unsuru da yer almakta ise de mezkur şeklin marka imajında etkisinin düşük olması karşısında “söz görünümden yüksek sesle konuşur” ilkesi gereği markadaki sözcük unsurlarının baskın ve ayırt edici unsur olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının markalarının incelenmesinde; davaya konu davalı markası ile tescil sınıfları benzer olan davacı markaları … tescil numaralı markalar olup söz konusu markalar incelendiğinde 2008/37379 tescil numaralı markanın herhangi bir şekil yahut renk unsuru içermeyen, beyaz zemin üzerine siyah renkli harflerle “…” ibaresinden müteşekkil olduğu görülmüştür. Yine 2008/37044 tescil numaralı markanın da herhangi bir şekil yahut renk unsuru içermeyen, siyah zemin üzerine aynı puntolu beyaz harflerle “… wellness – spa” ibaresinden müteşekkil olduğu görülmüştür. Anılan markada bulunan “wellness – spa” ibaresi İngilizce “Güzellik ve Spa” anlamına gelmekte olup otelcilik sektöründe yaygın olarak kullanılan bir ibaredir. Yine davacıya ait diğer markalar incelendiğinde, … tescil numaralı ve “RİCHMOND” ibareli marka haricindeki markaların “…” ibaresini içerdiği, markaların bu seri çerçevesinde yaratılan markalar olduğu, bu kapsamda mezkur şeklin esaslı unsurlardan olduğu kanaatine varılmıştır. Tüm bu kapsamda … sayılı markaların da esaslı unsurunun “…” ibaresi olduğu anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. Davalının markasının esaslı unsuru davacının itiraza mesnet markalarının esaslı unsurunu aynen içermektedir. Davalının markasında yer alan tali ibare ve şekil unsurunun zayıf olması nedeni ile ayırt ediciliği sağlamadığı anlaşılmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davacı adına tescilli “…” esas ibareli markaları ile davalının “… mak.inş.teks.san.tic.ltd.şti.” esas ibareli markası arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davalının ” … mak.inş.teks.san.tic.ltd.şti. ” markasını gördüğünde bunun davacının mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayabileceği, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ihtimal dahilinde olduğu, taraf markaları arasında iltibas tehlikesi bulunduğu anlaşılmaktadır. SMK m. 6/4 anlamında bir tescil engelinden söz edilebilmesi için Türkiye’de tescilli olmayan ancak Paris Sözleşmesi’nden yararlanabilecek bir kişinin markasıyla aynı veya benzer markanın varlığı gerekmektedir. İltibas tehlikesi tespit edilmiş olmakla 6/5 maddesinin davanın esasına etkisi bulunmamaktadır, tanınmışlığı ispatlamaya dair dosyada herhangi başka bir belgede bulunmamaktadır. Yine SMK 6/9 maddesi kapsamında davalının marka tescil başvurusunda kötü niyetli davrandığına yönelik ileri sürülen iddiaların kanıtı yönünde dosyaya herhangi bir bilgi/belge sunmadığı gibi davalı yanın da anılan başvuruyu kötü niyetli olarak gerçekleştirdiğini gösterir herhangi bir emareye dosya kapsamında rastlanılmamıştır.
Neticeten, davanın SMK 6/1 maddesine göre tümden kabulü ile TPE YİDK’nın … sayılı kararının iptaline, davalıya ait … kod nolu “… MAK. İNŞ. TEKS. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.+ŞEKİL” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-DDavanın kabulü ile
TPE YİDK’nın … sayılı kararın iptaline,
Davalıya ait … kod nolu “… MAK. İNŞ. TEKS. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.+ŞEKİL” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,

2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 2.107,10-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/03/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸

MASRAF DÖKÜMÜ:
İLK MASRAF : 95,20-TL
GİDER AVANSI :2.011,90-TL
TOPLAM :2.107,10-TL