Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/203 E. 2021/135 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Karar
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/203
KARAR NO : 2021/135

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 22/05/2019
KARAR TARİHİ : 15/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkilin İstanbul’daki otelinin teras katında panoramik boğaz manzarası olan restoran adı için marka başvurusunda bulunduğunu, davalının yayına itiraz ettiğini, itirazın kabul edildiğini, müvekkilin bu karara itiraz ettiğini, karara itirazın dava konusu YİDK kararıyla reddedildiğini, taraf markaları arasında sınıfsal benzerlik olmadığını, davalının kullanım alanının farklı olduğunu, otel içinde yer alan bir yer olduğu için karıştırılma olasılığı olmadığını, restoranın dışında tabela bulunmadığını, müvekkilin asıl markasının … olduğunu, taraf markalarının karıştırılma olasılığına neden olacak benzerlikte olmadığını, red gerekçesi markanın 7 kelime 36 harften oluştuğunu, …’nın Antalya’daki otellerin adı olduğunu, müvekkil markasının … anlamına geldiğini, … kelimesinin yaygın kullanılan bir kelime olduğunu, 43.sınıfta çeşitli kişi ve kurumlar adına tescilli olduğunu, bu kelimenin belirleyici olmadığını, sıfat olduğunu, kullanım yerlerinin uzak olduğunu belirterek, dava konusu … Sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle, müvekkil markasındaki ayırt edici unsur olan “…” ibaresinin birebir aynı olduğunu, “… the …” marka başvurusunda asıl tescil edilmek istenen ve ayırt edici unsurun “…” ibaresi olduğunu, “…” ibaresi için bir çok marka olduğunu, markanın tüketici nezdinde müvekkilin serisi olarak algılanacağını, sınıfların aynı olduğunu, lokasyonun önemi olmadığını, yurt içi ve yurtdışından rezervasyonlar yapılmakta olduğunu, markaların karıştırılacağını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı başvurusunun reddiyle ilgili verilen YİDK kararının 6769 sayılı SMK 6/1 maddeleri kapsamında yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; … the … ibaresinin 43. Sınıf hizmetlerde marka olarak tescili için … OTELCİLİK TURİZM VE TİCARET A.Ş adına 02/05/20218 tarihinde TÜRKPATENT nezdinde başvuru yapıldığı, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından başvurunun 28/05/2018 tarih ve 301 sayılı Resmi Marka Bülteninde ilanına karar verildiği, ilana dava dışı … Turizm…AŞ ve … DEMİR ÇELİK SANAYİ VE TURİZM TİCARET A.Ş. adına itiraz edildiği, başvuru sahibi marka vekili tarafından itirazlara karşı görüş bildirilerek kullanım ispatı talep edildiği, bu itiraza karşı görüş bildirilmediği, …’nin itirazının Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından kabul edilerek dava konusu marka başvurusu reddedildiği, başvuru sahibi tarafından karara itiraz edildiği, … Şirketinin bu kez, davacının karara itirazına karşı görüş bildirdiği, dava konusu … sayılı YİDK kararıyla; ”… başvuru numaralı ‘… the …’ ibareli başvurunun 6769 s. SMK’nın 6(1) maddesi uyarınca …. sayılı ‘… … …’ ibareli markayla karıştırılma ihtimali gerekçesiyle reddedilmesi kararına karşı, başvuru sahibi adına ret kararının kaldırılması talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir. 6769 s. Kanun’un 6(1) fıkrası ‘Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.’ hükmünü içermektedir. Yerleşik içtihada göre, halkın malların veya hizmetlerin aynı işletmeden veya ticari olarak bağlantılı bir işletmeden geldiğine inanması riski karıştırılma olasılığını ortaya çıkartır. Karıştırılma olasılığı, kamunun ilgili kesiminin ihtilafa konu markalar ve mallar veya hizmetler hakkındaki algısı, markaların ve malların veya hizmetlerin benzerliğinin karşılıklı bağımlılığı dahil olmak üzere inceleme konusu ihtilafa ilişkin tüm faktörler dikkate alınarak, bütüncül olarak değerlendirilmelidir. Karıştırılma olasılığına ilişkin bütüncül değerlendirme yapılırken, ihtilafın konusu markaların görsel, işitsel veya kavramsal benzerliği, işaretlerin bütün olarak oluşturdukları izlenim esasında incelenmelidir, ancak bu yapılırken işaretlerin ayırt edici ve baskın unsurları özellikle dikkate alınmalıdır. Karıştırılma olasılığına ilişkin genel değerlendirmede, malların veya hizmetlerin ortalama tüketicisinin markalara ilişkin algısı belirleyici etkiye sahiptir. Bu bağlamda, ortalama tüketiciler markayı genellikle bütün olarak algılar ve markanın çeşitli detaylarına ilişkin kapsamlı bir analize girişmez. Karıştırılma olasılığına ilişkin bütüncül değerlendirmede, ilgili malların veya hizmetlerin ortalama tüketicisinin makul derecede bilgili, gözlemci ve ihtiyatlı varsayılır. Bununla birlikte, ortalama tüketicilerin farklı markalar arasında doğrudan bir karşılaştırma yapma şansına nadiren sahip olduğu, bunun yerine markaların zihninde kalan tam olmayan imajını (hatırasını) esas aldığı faktörü dikkate alınmalıdır. Buna ilaveten, ortalama tüketicilerin dikkat seviyesinin, ihtilafa konu malların veya hizmetlerin niteliğine göre değiştiği de göz önünde bulundurulmalıdır. Önceki tarihli markanın ayırt edici gücü arttıkça, karıştırılmanın ortaya çıkması olasılığı da artar. Bu nedenle, ayırt edici gücü, tabiatı gereği veya piyasada sahip olduğu bilinirlik (ün) nedeniyle, daha yüksek olan markalar, ayırt edici gücü düşük olan markalara kıyasla daha geniş korumadan yararlanırlar. Bu nedenle, karıştırılma olasılığının varlığı araştırılırken önceki markanın ayırt edici gücü ve özellikle sahip olduğu bilinirlik (ün) dikkate alınmalıdır. Birden fazla unsurdan oluşan bileşke markalar söz konusu olduğunda, iki marka arasındaki benzerliğin tespiti, bileşke bir markayı oluşturan öğelerden sadece birisini alarak, o öğeyi başka bir markayla karşılaştırmanın ötesinde bir incelemeyi gerektirir. Karşılaştırma, ihtilaf konusu markaların her birini bütün olarak inceleyerek yapılmalıdır, ancak bazı durumlarda, bileşke markayı oluşturan öğelerden biri, bileşke markanın kamunun ilgili kesiminde yarattığı bütüncül algıda baskın konumda bulunabilir. Karıştırılma olasılığı gerekçeli ret kararına karşı yapılan itiraz belirtilen genel ilkeler esas alınarak incelenmiştir. Kurul; ‘…’ ibaresini bağımsız ve asli ayırt edici unsur olarak içeren ‘… the …’ ibareli başvuru ile ‘…’ ibaresini asli ayırt edici unsur olarak içeren … sayılı ‘… … …’ ibareli ret gerekçesi markanın görsel, işitsel ve bütün olarak ortaya çıkan izlenim bakımından benzer markalar olduğu görüşündedir. Buna ilaveten, başvuru ile … sayılı ret gerekçesi markanın aynı / aynı tür ve benzer nitelikte hizmetleri kapsadıkları tespit edilmiştir. Bu çerçevede, başvuru ile … sayılı ‘… … …’ ibareli ret gerekçesi marka arasında karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkabileceği kanaatine varılmış ve aynı tespit doğrultusunda Markalar Dairesi Başkanlığı’nca verilen ret kararı yerinde görülmüştür. Sayılan nedenlerle itirazın reddedilmesi gerekmiştir.” gerekçesiyle, ”itirazın ve başvurunun reddine oybirliği ile karar verilmiştir.” şeklinde karar verildiği, dava konusu YİDK kararının davacı şirkete 22/03/2019 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 22/05/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle:dava konusu hizmetlerle red gerekçesi marka kapsamındaki hizmetlerin aynı/aynı tür/benzer olduğu, taraf marka işaretlerinin genel izlenim yönünden benzer olduğu, taraf markaları arasında karıştırılma olasılığı bulunduğu, dava konusu YİDK kararının yerinde olduğu, takdirin mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya … markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya … markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, …, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Taraf markalarının emtia kapsamları incelendiğinde, başvuru kapsamında yer alan 43.01 Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri, 43.02 Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri’nin red gerekçesi marka kapsamında yer alan 43.01 Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri, 43.02 Geçici konaklama hizmetleri ile aynı aynı tür olduğu görülmektedir. Bu mal ve hizmet sınıfları ortalama tüketiciye hitap etmektedir ve ayniyet derecesinde benzerdir bu hususlar markalar arasındaki benzerliğin iltibas tehlikesini doğurmaya yeteceğini ortaya koymaktadır.
Başvuru kapsamında yer alan 43.03 Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri, 43.04 Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri’nin red gerekçesi marka kapsamında yer alan 43.02 Geçici konaklama hizmetleri ile benzer/ilişkili olduğu anlaşılmıştır. Bu ilişki ise daha zayıf bir ilişkidir. Keza geçici konuklama hizmetleri genelde otelcilik gibi sektörlerde olup kreş hizmetleri ve hayvan bakım hizmetleri zaman zaman konaklamayı da gerektirebileceğinden ilişki kabul edilmektedir. Hayvan bakım hizmetleri ortalama tüketiciye hitap ederken, kreş hizmetleri hiç tereddütsüz araştırmacı, bilgilenmiş kullanıcıya hitap etmektedir. Bu durumda 43.04 Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri yönünden markaların benzerliği yeterli olabilecekken 43.03 Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri yönünden markaların iltibasının kabul edilmesi için çok daha güçlü bir benzerlik ayniyete yakınlık aranacaktır. 43.03 Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri yönünden küçük farklar markaları ayırt edici kılabilir.
Devamla;
Davacının markasının incelenmesinde; … the … ibareli başvuru konusu markada ilk kelime olan … ibaresinin üstte karakteristik şekilde yazıldığı, hemen altında tümü büyük harflerle yazılı … ibaresinin bulunduğu, bu ibarede B harfinin sol tarafından aşağıdan yukarıya doğru the kelimesinin yazıldığı ve markanın bu şekilde teşekkül ettiği anlaşılmaktadır.
Davalının markalarının incelenmesinde; … … … ibareli markada ilke kelimenin … ibaresi olduğu, bu ibarenin markadaki diğer kelimelere nazaran daha büyük şekilde konumlandırıldığı, … ibaresinin hemen altında … ibaresinin tümü küçük harfler ile yazıldığı ve altında ibareyi kapsar şekilde bir çizgi bulunduğu, son olarak bu ibarenin altın tümü büyük şekilde … ibaresinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, taraf markalarında … kelimesinin baskın unsur, diğer unsurların ise yan unsurlar olduğu anlaşılmaktadır. Ortalama tüketicinin bir mal ve hizmet için ayırdığı süre, önceki kullandığı markanın etkisi altında olması dikkate alındığında davacı markanın belirgin bir şekil unsurunun olmaması ve baskın kelime unsurlarının aynı olması nedeniyle davalı markalarının genel izlenimi yönünden benzer oldukları, işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davacının “… the …” esas unsurlu markasını gördüğünde bunun davalının mesnet markasından farklı bir marka olduğunu algılamayabileceği, tescilli markanın bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ihtimal dahilinde olduğu, taraf markaları arasında iltibas bulunduğu anlaşılmaktadır. Şu halde 43.01 Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri, 43.02 Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri, 43.04 Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri yönünden iltibas ihtimali vardır ve YİDK kararı yerindedir.
Buna karşın “43.03 Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri” bilgilenmiş kullanıcıya hitap etmektedir. Bilgilenmiş kullanıcı gayet araştırmacı ve farklara dikkat eden kullanıcıdır. Davacı markasında ki kompozisyon ve renk farkları ile şekil unsuru tali unsurlar bilgilenmiş kullanıcı yönünden markalar arasındaki karıştırılma ihtimalini ortadan kaldıracak nitelikte bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile
TPMK YİDK’nın … sayılı kararının “gündüz bakımı (kreş) hizmetleri” yönünden iptaline,
YİDK iptaline yönelik Fazlaya dair talebin reddine,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 2.117,10-TL

yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/04/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸

MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF : 95,20-TL
GİDER AVANSI :2.021,90-TL
TOPLAM :2.117,10-TL