Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/200 E. 2021/241 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/200 Esas – 2021/241 Karar
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/200
KARAR NO : 2021/241

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 20/05/2019
KARAR TARİHİ : 24/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; dünyanın sayılı gıda ve gıda takviyesi üreticileri arasında yer alan … Holding A.Ş’nin bünyesinde yer alan … Gıda Üretim ve Pazarlama A.Ş.’nin … markaları ile kurulduğu günden beri sürdürdüğü istikrarlı büyümeyle beş kıtada milyonlarca insana hizmet verdiğini, müvekkili adına tescilli “…” markası ve davalının “… … …” markasının ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu ve “… … …” markasının müvekkiline ait marka ile seri marka izlenimi yaratarak, halk tarafından karıştırmaya sebebiyet verir nitelikte olduğunu, müvekkilinin tescilli markası ile dava konusu marka ele alındığında, markaları meydana getiren asli ve ayırt edici unsurun … ibaresi olduğunu, dava konusu markadaki “… ve …” ibarelerinin yardımcı unsur olduğunu, …’un Fransızca olduğunu, Türkçe “ev” anlamına geldiğini, markalar bütünü itibariyle değerlendirildiğinde içerdikleri … ibaresinin birebir aynı olması ve bu ibarenin markaların başlangıç kısmında bulunması sonucu tüketici tarafından ilk anda algılanacağı ve akılda kalacak unsur olması nedeni ile görsel ve işitsel olarak bıraktıkları izlenim benzerliği sonucu iltibasa mahal verdiğini, müvekkili şirketin markası ile davalı markasının aynı/benzer/ilintili mal ve hizmetleri kapsıyor olması ve bunun sonucu olarak şirketlerin aynı hizmeti vermesi durumunda davalı tarafın “… … …” markasının müvekkil şirkete ait “…” markasının seri markası olarak algılanmasının kaçınılmaz olduğunu, müvekkiline ait “…” ibareli markanın 6769 s. SMK’nın 6/5’nci maddesi anlamında tanınmış marka olduğunu, davalı markasının davalı adına tescil ettirilmesine izin verildiğinde “…” markasının ayırt ediciliğinin zedeleneceğini, müvekkili şirketin sektöründeki yeri ve ülke sınırlarını aşmış tanınmışlığı, itibarı dikkate alındığında “… … …” markasının müvekkilin ününden yararlanabileceğinin aşikar olduğunu, davalı yana ait “… … …” ibareli marka başvurusunun Türk Ticaret Kanunu anlamında haksız rekabet oluşturduğunu iddia ederek Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 20.03.2019 tarih ve … sayılı itirazın reddi kararının iptali ile 2017/121147 sayılı “… … …” ibareli marka başvurusunun müvekkilinin markalarının tescil olduğu tüm ürün ve hizmetler bakımından tescile uygun bulunmadığının tespiti ile işlemden kaldırılması veya tescil işlemleri tamamlanmış ise hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; başvuru konusu markanın, “… … …” ibaresinden oluşan bir marka olduğunu, her iki markada da “…” ibaresi yer alsa da başvuru konusu markada esas unsur “… …” itiraza mesnet markada ise “…” ibaresi olduğu olduğunu, markalarda kullanılan renkler, yardımcı unsurlar, şekil unsuru birlikte değerlendirildiğinde benzerlikten çok farklılıkların olduğunun görüldüğünü, marka hukukunda “bütünlük” ilkesinin hakim olduğunu, markanın içinde belli kelimeleri seçerek inceleme yapılmaması gerektiği, taraf markaları bütünüyle incelendiğinde ortalama tüketici nezdinde bıraktıkları intibaın farklı olduğunun ortada olduğunu, markalar arasındaki farklılıkların benzerliklere göre daha belirleyici rol oynadığını ve söz konusu farklılıkların markalar arasında karıştırılma ihtimalini bertaraf edecek etkide olduğunun görüldüğünü, itiraza mesnet markanın tanınmış olduğu ve diğer davalının kötü niyetli olduğu yönündeki iddialarının da yersiz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle; davalı müvekkilinin belirli bir mala tahsis edilmiş mağazalarda evde kullanılan tekstil takımları ve çeşitli tekstil malzemesinden ev eşyaları perakende ticareti sektöründe faaliyet gösteren bir firma olduğunu, 2013 yılında Cezayir faaliyetleri devam ederken Türkiye yatırımlarını güçlendirme kararı alan … ailesinin, servis kalitesinin yükseltilmesi, hedef fiyat ve kalite odaklı hizmetin verilmesi ve yurt dışı ithalat organizasyonun geliştirilmesi amacıyla … Dış Ticaret A.Ş.’yi kurduğunu, 2016 yılına gelindiğinde portföyüne kattığı … Invest Dış Ticaret A.Ş. çatısı altında “… …” markası ile ev-yaşam sektöründe perakendeye güçlü bir giriş yaptığını, müvekkil firmanın sadece ev dekorasyonu ve ev tekstili alanında faaliyet gösteren ve bu sektörde oldukça önemli bir firma olduğunu, “… … …” ibaresi bir bütün olarak değerlendirildiğinde iki markanın okunuş ve anlam olarak oldukça farklı olduğunu, müvekkilinin markasını “… … …” olarak tescil ettirmek istediğini, tek bir harf değişikliği ile bile anlam olarak farklılık sağlanabiliyorken ”…” markası ile ”… … …” markalarını gören tüketicilerin iki markanın birbirinden farklı markalar olduğunu anlayabilmelerinin kuvvetle muhtemel olduğunu, her iki markanın ortalama tüketici nezdinde karıştırılma ihtimalinin bile söz konusu olmadığını, “… … …” markasının tek başına “…” olarak düşünülemeyeceğini, gerek görsel gerek fonetik açıdan da bir bütün olarak tescil ettirilmiş ve bu şekilde anlam kazanan bir marka olduğunu, “… … …” unvanlı markada yer alan … kelimesinin İtalyanca güzel anlamına gelen ve Türkiye’de bir çok firma tarafından kullanılan kelime kökünden türediğini, “…” kelimesinin ise Fransızca kökenli “Ev” anlamına gelen bir kelime olduğunu, “Güzel Ev” anlamına ve yine Türkçe … olarak devam eden bu markanın tek başına düşünülerek halkın karıştırma ihtimalinin olduğunun iddia edilmesinin mesnetsiz olduğunu, … kelimesini marka olarak tescil ettirmiş çok sayıda firma bulunduğunu, davacı firmanın ”…” kelime kökünün kullanılmasının iltibasa yol açacağı iddialarının mesnetsiz olduğunu, her iki markanın kelime kökünün aynı olmasının aralarında iltibas ve seri marka izlenimi yarattığı manasına gelmemekle birlikte “… … …” markasında yer alan “…” kelimesi ayrı davacı firmaya ait … markasındaki … kelimesi … kelimesi ile bitişik olarak yazıldığını ve tek başına … olarak değil … olarak değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkili firmaya ait “… … …” markasının logosunda yer alan pamuk ambleminin firmanın tekstil alanında faaliyet gösterdiğini yansıttığını, müvekkili firmanın logosunda yer alan logoda yer alan amblemin, ürünlerin yumuşaklığını, dayanıklılığını ve sağlıklı oluşunu vurgulamak adına pamuktan oluştuğunu, … markasında yer alan buğday başağı amblemi de firmanın unlu gıda alanında faaliyet gösterdiğini yansıttığını, her iki firmanın logolarından bile ortalama tüketicinin doğrudan algılayabileceği bir fark mevcut iken davacı firmanın halk nezdinde iltibasa yol açabilecek kadar benzer olduklarını iddia etmesinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkili firma ile dava firmaya ait markaların aynı reyon ve raflarda satılacak ürünler olmadığını, müvekkili firmaya ait markanın firmaya ait ürünleri aynı adı taşıyan mağazalarında satışa sunduğunu, markaların hitap ettiği ortalama seviyedeki tüketicinin birbirinden tamamen ayrı oluğunu ve tüketicilerin bu ürünler arasında benzerlik olmadığından ötürü hiçbir şekilde ayırt edememe gibi bir durumun söz konusu olmadığını, davacı markaya ait … markasının bir seri marka olmadığını, davacı firmaya ait … kökünü içeren başka herhangi bir markanın söz konusu olmadığını, Yargıtay’ın seri marka olabilme kriterlerini karşılamadığını, Davacı firmaya ait “…” markasının tanımış bir marka olmadığını, müvekkili firmaya ait “… … …” markasının sosyal medyada gerek takipçi sayısı gerek aktifliğinin davacı … markasıyla kıyaslanamayacak düzeyde olduğunu, bu durumda ortalama tüketici bazında tanınmışlık düzeyini gösterir somut delil olduğunu, tanınmış marka olduğunu iddia eden davacı markaya ait Instagram sayfasının gönderisi olmadığı gibi takipçi sayısı 6 ve takip edilen sayısı ise sadece 2 olduğunu, tanınmış bir marka olduğunu iddia eden davacı markanın, tüketiciye en çabuk ulaşılabilecek platform olan sosyal medya hesabında bu denli az tanınmışlığının olmasının oldukça ironik olduğunu, müvekkilinin tescil ettirmiş olduğu “… … …” markasını kötüniyetli olarak seçtiğinin düşünülemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının 6769 sayılı SMK 6/1 ve 6/5 maddeleri kapsamında yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; davalı tarafından markasının 01….-45. sınıflardaki mal ve ve hizmetleri kapsayacak şekilde 29.12.2017 tarihinde 2017/121147 başvuru numarası ile tescil başvurusunda bulunulduğu, Markalar Dairesi Başkanlığı’nın ilk incelemesinden sonra marka başvurusunun 12.03.2018 tarih ve 296 sayılı Resmi Marka Bülteninde ilan edilmesine karar verildiği, dava konusu marka başvurusunun yayımına 12.04.2018 tarihinde dava dışı … Şarapçılık Bağcılık Gıda Sanayi Ticaret Limited Şirketi, 30.04.2018 tarihinde dava dışı Koruma Temizlik A.Ş., 11.05.2018 tarihinde dava dışı Serdar Korucu, 11.05.2018 tarihinde dava dışı … Temizlik Ürünleri San. ve Tic. A.Ş., 14.05.2018 tarihinde dava dışı … Mobilya San. ve Tic. A.Ş, firmaları itiraz ettiği, davacı tarafından söz konusu yayıma 11.05.2018 tarihinde 2015/71156 sayılı marka gerekçe gösterilerek “benzerlik/karıştırılma ihtimali Md. (6/1)” gerekçesiyle itiraz edildiği, davalı şirket vekilinin her bir itiraz için karşı görüş beyan ettiği, Markalar Dairesi Başkanlığı (MDB) tarafından yapılan incelemeler sonucunda 26.07.2018 tarihli kararı ile tüm muterizlerin markaları ile davalı firma markası arasında iltibas ihtimalinin bulunduğu tespit edildiği
01 Sanayide, bilim sahasında, fotoğrafçılıkta, tarım, bahçecilik ve ormancılıkta kullanılan kimyasallar.
03 Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil;ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları. Aşındırıcı ürünler: zımpara bezleri, zımpara kağıtları, ponza taşları, aşındırıcı pastalar. Deri, vinil, metal ve ahşap için parlatma ve bakım ürünleri: cilalar, bakım kremleri, cilalama amaçlı vaks.
05 İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal reaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları.
08 Değerli madenlerden olanlar dahil çatallar, kaşıklar, bıçaklar ve kesme, doğrama, soyma amaçlı elektrikli olmayan kesici mutfak aletleri. Kesici ve dürtücü silahlar. Güzellik amaçlı ve kişisel bakım için kullanılan bu sınıfa dahil aletler: tıraş, epilasyon, manikür, pedikür aletleri, saç düzleştirme ve kıvırma amaçlı el aletleri, makaslar. Makine, cihaz ve taşıt onarımı, inşaat, ziraat, bahçecilik ve ormancılıkla ilgili elle çalışan (elektrikli olmayan ve motorsuz) aletler. Elektrikli-elektriksiz, buharlı ütüler. Her türlü malzemeden mamul alet sapları.
16 Kağıt, karton (mukavva); kağıt veya karton malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri, karton kutular; kağıttan yapılmış tek seferlik kullanıma mahsus ürünler (kırtasiye amaçlı ürünler hariç): kağıt havlular, tuvalet kağıtları, kağıt peçeteler. Plastik malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri. Matbaa ve ciltleme malzemeleri. Basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar, dergiler, gazeteler, faturalar, irsaliyeler, gelir makbuzları, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, pullar. Kırtasiye, büro, eğitim-öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç): kırtasiye tipi kağıt ürünler, yapıştırıcılar, kalemler, silgiler, kırtasiye tipi bantlar, el işi için karton, yazı kağıtları, kopyalama kağıtları, yazarkasa kağıt ruloları, çizim aletleri, kara tahtalar, resim boyaları. Büro makineleri. Badana ve boya işleri için fırçalar ve rulolar.
20 Yapıldıkları maddelere ve malzemelere bakılmaksızın mobilyalar. Yatak şilteleri, yastıklar, tıbbi amaçlı olmayan havalı yataklar ve yastıklar, deniz yatakları (kampçılar için uyku tulumları hariç). Aynalar. Arı kovanları, suni petekler ve petek çıtaları. Bebekler için ana kucakları, parmaklıklı oyun parkları (iç mekanlar için), bebek beşikleri, yürüteçler. Ahşap veya sentetik malzemeden mamul panolar, resimler, tablolar için çerçeveler, kimlik kartları, künyeler, isimlikler, etiketler. Ahşap veya sentetik malzemeden mamul ambalaj, nakliye ve depolama amaçlı variller, fıçılar, bidonlar, hazneler (depolar), kutular, ambalaj kapları, nakliye amaçlı konteynerler, sandıklar, taşıma paletleri, bunlarla birlikte kullanılan kapaklar. Ahşap veya sentetik malzemelerden mamul hırdavat (nalburiye) eşyası, mobilya bağlantıları, açma kapama tertibatları. Tahta, mantar, kamış, bambu, hasır, boynuz, kemik, fildişi, balina kemiği, istiridye kabuğu, kehribar, sedef, lületaşı, balmumu, plastik veya alçıdan mamul bu sınıfa dahil süs ve dekorasyon eşyaları: biblolar, duvara asılan süsler, heykeller ve bu malzemelerden mamul müsabakalarda verilen kupalar. Sepetler, balıkçı sepetleri. Ev hayvanları için kulübeler, yuvalar, yataklar. Ahşap veya sentetik malzemeden mamul portatif merdivenler, hareketli merdivenler. Bambu perdeler, stor perdeler (iç mekan), şerit perdeler, dekorasyon amaçlı boncuklu perdeler; perde kopçaları, perde halkaları, perde kancaları, perde çubukları. Araç tekerlekleri için metalden olmayan takozlar.
29 Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları.
30 Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Pekmez.
32 Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar.
33 Alkollü içecekler (biralar hariç): Şaraplar, rakılar, viskiler, likörler, alkol içeren kokteyller.
35 Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Her türlü un, irmikler, nişastalar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar, Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil).Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Mayalar, kabartma tozları. Makarnalar, mantılar, erişteler. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar, Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Pekmez, Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler, Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) malların çıkarılmasına karar verildiği, davalı firma, MDB’nın kararına 28.09.2018 tarihinde itiraz ederek, kısmi red kararının kaldırılmasını talep ettiği, davalı tarafın kısmi red kararına karşı itirazı dava konusu 20.03.2019 tarih ve … sayılı YİDK kararıyla; ”…2017/121147 başvuru numaralı “… … …” ibareli başvurunun 2017 09403, 2015 67424, 136808, 2009 32997, 2015 71156, 2016 98333, 2017 48435, 2016 98327, 2016 91080, 2016 91080, 2015 80638, 2016 98332, 2015 67425, 2015 67423, 2015 67422, 2015 67421, 2015 67420, 2015 67419, 2007 37516, 2007 38121 saylı “…”, “… sultaniye”, “…”, “…”, “…”, “… ……. şekil” ibareli markalar ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK’NIN 6(1) maddesi uyarınca kısmen reddi yönündeki markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvuru hakkındaki kısmi ret kararının kaldırılması talebiyle başvuru sahibi tarafından yapılan itiraz incelenmiştir. Bilindiği üzere 6769 s. SMK ‘nın 6/1 maddesi ‘Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.’ hükmünü içermektedir. Yerleşik içtihada göre, halkın malların veya hizmetlerin aynı işletmeden veya ticari olarak bağlantılı bir işletmeden geldiğine inanması riski karıştırılma olasılığını ortaya çıkartır. Karıştırılma olasılığı, kamunun ilgili kesiminin ihtilafa konu markalar ve mallar veya hizmetler hakkındaki algısı, markaların ve malların veya hizmetlerin benzerliğinin karşılıklı bağımlılığı dahil olmak üzere inceleme konusu ihtilafa ilişkin tüm faktörler dikkate alınarak, bütüncül olarak değerlendirilmelidir. Karıştırılma olasılığına ilişkin bütüncül değerlendirme yapılırken, ihtilafın konusu markaların görsel, işitsel veya kavramsal benzerliği, işaretlerin bütün olarak oluşturdukları izlenim esasında incelenmelidir, ancak bu yapılırken işaretlerin ayırt edici ve baskın unsurları özellikle dikkate alınmalıdır. Karıştırılma olasılığına ilişkin genel değerlendirmede, malların veya hizmetlerin ortalama tüketicisinin markalara ilişkin algısı belirleyici etkiye sahiptir. Bu bağlamda, ortalama tüketiciler markayı genellikle bütün olarak algılar ve markanın çeşitli detaylarına ilişkin kapsamlı bir analize girişmez. Karıştırılma olasılığına ilişkin bütüncül değerlendirmede, ilgili malların veya hizmetlerin ortalama tüketicisinin makul derecede bilgili, gözlemci ve ihtiyatlı varsayılır. Bununla birlikte, ortalama tüketicilerin farklı markalar arasında doğrudan bir karşılaştırma yapma şansına nadiren sahip olduğu, bunu yerine markaların zihninde kalan tam olmayan imajını (hatırasını) esas aldığı faktörü dikkate alınmalıdır. Buna ilaveten, ortalama tüketicilerin dikkat seviyesinin, ihtilafa konu malların veya hizmetlerin niteliğine göre değiştiği de göz önünde bulundurulmalıdır. Birden fazla unsurdan oluşan bileşke markalar söz konusu olduğunda, iki marka arasındaki benzerliğin tespiti, bileşke bir markayı oluşturan öğelerden sadece birisini alarak, o öğeyi başka bir markayla karşılaştırmanın ötesinde bir incelemeyi gerektirir. Karşılaştırma, ihtilaf konusu markayı oluşturan öğelerden birini bütün olarak inceleyerek yapılmalıdır, ancak bazı durumlarda, bileşke markayı oluşturan öğelerden biri, bileşke markanın kamunun ilgili kesiminde yarattığı bütüncül algıda baskın konumda bulunabilir. Karıştırılma ihtimali gerekçeli itiraz belirtilen genel ilkeler esas alınarak incelenmiştir. Kurul’da ilgili tüketicilerin başvuruya konu marka ile kısmi redde gerekçe olarak gösterilen markaları bütüncül algı çerçevesinde farklı ticari kaynaklardan gelen birbirinden farklı markalar olarak algılayabileceği kanaatine varılmış ve başvuru ile kısmi redde konu markalar bütünüyle bıraktıkları izlenim itibariyle ilişkilendirilme dahil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzer bulunmamıştır. Bu itibarla, markalar arasında 6769 s. SMK’nın 6/1 maddesi hükmü anlamında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Sayılan nedenlerle başvuru sahibinin itirazının kabulüne karar verilmiştir.” gerekçesiyle, ”İtirazın kabulüne ve başvuru hakkındaki kısmi ret kararının kaldırılmasına oybirliği ile karar verilmiştir.” şeklinde karar verildiği, dava konusu YİDK kararının davacı şirkete 22/03/2019 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 20/05/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmış, davacı vekilinin eldeki davayı ikame ettiği tetkik edilmiş, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda/ek raporda özetle:dava konusu marka başvurusu ile davacı markaları arasında SMK m. 6/1 anlamında benzerlik ve iltibas tehlikesi bulunmadığı, davacının … ibareli markasına ilişkin “tanınmış marka” iddiası yönünden de takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun/ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun/ek raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden yeniden ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı Markası İtiraza Mesnet Davacı Markaı

Taraf markalarının emtia kapsamları incelendiğinde, … … … ibareli davalı marka başvurusu ile davacının itiraza mesnet gösterdiği … ibareli markası, 01 / 05 / 29 / 30 / 32 / 35 sınıflardaki işaretli mal ve hizmetleri bakımından aynı/aynı tür mal ve hizmetleri kapsadığı anlaşılmaktadır. Şu hâlde SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan karıştırılma ihtimali de belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir. Devamla;
Davalının markasının incelenmesinde; marka, beyaz zemin üzerine standart büyük harf karakteri ile arasında boşluk bırakılarak siyah renkteki … … ibarelerinin yan yana getirilmesiyle oluşturulmuştur. Kelime unsuru altında daha ufak puntolar ile standart büyük harf karakteri ile … ibarelerinin yerleştirilmesiyle oluşturulmuştur. Markanın üst kısmına kahverengi büyük yuvarlak yapıda bir desen yerleştirilmiştir. Davalı şirket markası şekil, renk, sözcük ve slogan unsurlarından oluşmaktadır ve asli unsur; … … ibaresidir.
Davacının markasının incelenmesinde; davacı tarafa ait marka, beyaz zemin üzerine stilize yazım karakteri ile küçük puntolarla kırmızı … ibaresi ile arasında boşluk bırakılmadan aynı yazım stili ile sarı renkte rise ibaresinden oluştuğu, rise ibaresinin i harfinin sarı renkte başak şekline benzer bir figür şekilde oluşturulduğu tespit edilmiştir. Davacı taraf markasının şekil, renk, kelime unsurlarından oluştuğu ve asli unsurunun … ibaresi olduğu anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. Taraf markalarının ayırıcı unsurları olan “bellamaison” ibaresi ile “…” ibaresi arasında kelimelerin anlamı bakımından … kelimesi ile sınırlı zayıf benzerlik bulunduğunun söylemesi mümkündür. Ancak taraf markalarında, ortak kelime olan “…” dışında ortak bir ibarenin yer almadığı, taraf markalarının kelime unsurlarıyla fonetik olarak ayrıldığı görülmektedir. Taraf markalarının telaffuzlarının benzer olmadığı, davalıya ait markanın ek ibare ögesi ile ayırıcı özelliğini kuvvetlendirmekte olduğu görülmektedir. Markalarda ortak ibare olan … ibaresinin markalar içerisinde farklı konumlandırıldığı, şekil ögelerinin figürtaif farklılıkları ve konumlandırılmalı nedeni ile görsel benzerliğinde bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davacı adına tescilli “…” esas ibareli marka ile davalının “… … …” ibareli markası arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davalının “… … …” markasını gördüğünde bunun davacının mesnet markasından farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ihtimal dahilinde olmadığı, taraf markaları arasında iltibas bulunmadığı, dosya kapsamında davacının “…” ibareli markasnın tanınmışlığını ispata yeterli ve elverişli herhangi bir delil bulunmadığından; tanınmış marka iddiasının ispatlanamadığı kabul edilmiş, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/06/2021