Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/191 E. 2021/41 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Karar
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/191
KARAR NO : 2021/41
DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Tescili
DAVA TARİHİ : 26/05/2014
KARAR TARİHİ : 23/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekil dava dilekçesiyle; müvekkili şirketin 2012 yılında Kahramanmaraş merkezde kurulduğunu, kurulduğu günden bu yana Kahramanmaraş’ta faaliyet gösterdiğini ve inşaat sektöründe … İNŞAAT markasını yaratarak bölgesinde tanınan bir şirket olduğunu, müvekkili markası olan … İNŞAAT ile davalı yanın “…” ya da “…” ibarelerini içeren markarının karıştırılma ihtimaline neden olacak hiçbir benzerliği bulunmadığını, markalar kelime anlamları ve etimolojik kökenleri açısından incelendiğinde tamamen birbiriyle alakasız, birbirinden bağımsız kelimeler olduğunun görüleceğini, Türk Dil Kurumu’na da görüş sorulduğunda bu durumun ortaya çıkacağını, müvekkili şirketin faaliyet gösterdiği Kahramanmaraş ilinin Asurlular tarafından yönetilmiş bir şehir olduğu da düşünüldüğünde firma isminin özellikle … İNŞAAT olarak seçildiğini, … kelimesinin ise; Batı kökenli bir kelime olduğunu, dilimizde inovasyon olarak kullanıldığını, müvekkili şirketin yapmış olduğu inşaat projesinin isminin de yine Asur’lulara ait bir şehir olan Babil isminden esinlenilerek koyulan BABİLPARK olduğunu, müvekkili firmanın marka olarak tescilini talep ettiği … İnşaat isminin ayrıca müvekkili şirketin de adı olduğunu, davalı Kurumca marka başvuru talebinnin reddine dayanak gösterilen markaların ise diğer davalı şirketin yaptığı sınırlı süreli bir proje ismi olduğunu, davalı şirket açısından proje kapsamında sunulan mal/hizmet bittiğinde proje isminin de bir öneminin kalmayacağını, … ya da … markalarının ticari olarak ömür boyu sürmeyeceğini ve bir firma ismi de olmadığını, markalar karşılaştırldığında orta düzeydeki bir insan tarafından çok kolay bir şekilde fark edilebilecek birçok farklılıklarının bulunduğunu, müvekkilinin tescilini talep ettiği marka ile diğer markalar arasında görsel, işitsel ve semantik farklılıklar olduğunu ve bu sebeple ayırt edilemeyecek kadar bir benzerliğin bulunmadığını iddia ederek; 31.03.2014 tarih ve … sayılı YİDK kararının iptaline ve … sayılı “… İNŞAAT” markasının tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, davacı şirketin markası ile davalı şirketin markalarının ortalama düzeydeki tüketiciler nezdinde karıştırılabilecek derecede benzer olduğunu, ayrıca diğer davalının markaları kapsamında yer alan hizmetler ile davacı yanın marka başvurusu kapsamında yer alan hizmetlerin de aynı/aynı tür olduğunu, her ne kadar davacı tarafından başvuru markası olan “…” ibaresinin Asur devletinin merkezi olan bir şehir ismi olduğu ve tarihi anlamının ülke genelinde bilindiği iddia edilse de “…” ibaresinin anlamını ve tarihi özelliğini ortalama düzeydeki tüketicilerin bilebileceği varsaymanın doğru bir yaklaşım olmayacağını, “…” ibaresi ile “inovia” ibarelerinin görsel, işitsel ve anlamsal olarak oldukça benzediğini ve bu nedenle karıştırılma ihtimalinin yüksek olduğunu, davacı yanın markasında yer alan “inşaat” ibaresinin ise anılan markayı farklılaştırmadığını, başvuru kapsamında yer alan özellikle inşaat işleri ile ilgili hizmetler açısından tanımlayıcı nitelikte olduğunu ve hiçbir ayırt ediciliğinin bulunmadığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle; davacı tarafından tescil müracaatında bulunulan ibarenin müvekkili adına tescilli ibare ile ayırt edilmesinin güç olduğunu, markaların işitsel ve görsel bakımından çok benzer olduğunu, ortalama tüketicinin davacı tarafından kullanılan … İNŞAAT ibaresinin, müvekkilinin bir projesi, markasının başka bir versiyonu olduğunun ya da müvekkili ile davacı yan arasında organik ve/veya ekonomik bir bağın bulunduğunun düşünebileceğini, davacı yanın … ibaresinin Asurlulardan kalma antik şehir ismi olduğu ve müvekkili adına tescilli markadan anlamsal düzeyde farklı olduğu iddiasının mesnetsiz olduğunu, tüketicilerin markalar arasındaki anlamsal farkı ayırt edemeyeceğini, … İbaresinin ancak tarih ya da arkeoloji alanında uzman sınırlı bir çevre tarafından bilineceğini ve halk arasında tanınmadığını, davacı yan markası arkasına “inşaat” ibaresinin eklenmesinin markaları farklılaştırmadığını, “inşaat” ibaresinin son derece anonim, genel geçer bir ibare olduğunu, aksine müvekkilinin … markası altında faaliyetini gösterdiği inşaat sektörünü işaret ederek markalar arasındaki benzerliği daha da arttıran bir unsur olduğunu, müvekkili firmanın … markasının proje ile sınırlı kullanıldığı iddia edilmekteyse de … markası çatısı altında bu güne kadar 15.000’in üzerinde konut inşa ettiğini, yine davacı yanın ticaret unvanında … kelimesinin bulunuyor olmasının tescilde öncelik ilkesine istisna getirmeyeceğini, müvekkilinin davacıdan önceki tarihli tescil sahibi olduğunu, davacı yanın internet sitesi incelendiğinde tarihçe başlığı altında, şirket yönetim kurulu başkanı olan Mahmut Karataş tarafından kaleme alınan yazıda … İNŞAAT adı altında faaliyet gösterdiklerinin beyan edildiğini ve … İNŞAAT ibaresine internet sitesinde görsellerinin yer aldığı bitmiş projelerin hiçbirinde rastlanmadığını, davacı tarafından … İNŞAAT ibaresinin inşaat sektöründe kullanılmadığını, davacı yanın müvekkilinin … markasının tanınırlığından faydalanmak, bu yolla haksız menfaat elde etmek amacı ile kötüniyetle tescil müracaatında bulunulduğunu, davacının markasını kullanması halinde müvekkili markasının ayırt edici niteliğinin zarar göreceğini, markasının itibarına ve halk nezdindeki markaya duyulan güvene zarar gelme ihtimalinin kuvvetle muhtemel olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Mahkememizce 29.04.2015 tarihli, … K. sayılı karar ile;
“Toplanan delillere, alınan bilirkişi raporuna ve tüm dosya kapsamına göre; davalının …. tescil numaralı markaları ile davacı marka başvurusunun kapsamındaki mal ve hizmetlerin aynı/aynı tür olduğu, dava konusu başvuru ile davalının markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi anlamında ayniyet derecesinde benzerlik bulunmadığı, dava konusu başvurunun emtia listesindeki aynı, aynı tür ve/veya benzer mallar olarak belirlenen … tescil numaralı markaların kapsamındaki mal ve hizmetler bakımından taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesi bulunduğu, davacı şirketin markasının tanınmış marka olmasının sonuca etkisi bulunmadığı kaldı ki, tanınmışlık yönünde de yeterli delil bulunmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından mahkememiz kararı temyiz edilmiştir.
Yargıtay 11. HD’nin … K. sayılı ilamı ile;
“Mahkemece, davacı marka başvurusu ile davalı markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında işaretlerin iltibas yaratacak şekilde benzer oldukları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, uyuşmazlık konusu başvurunun kapsadığı hizmetlerin niteliği itibariyle bu hizmetlerin alıcılarının dikkatli ve seçici kişilerden oluşacağı, bu bakımdan işaretler arasındaki benzerliğe karşın ortalama tüketici nezdinde karıştırılma tehlikesine yol açılmayacağının gözetilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” şeklinde karar verilmiştir.
Bu kez davalı TÜRKPATENT vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Yargıtay 11. HD’nin … K. sayılı ilamı ile:
”Dava TPMK YİDK kararının iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlık konusu … numaralı marka başvurusunun kapsadığı 37. sınıf hizmetler kapsamında yer alan hizmetlerin ortalama tüketicilerinin dikkat ve algı düzeyleri göz önüne alınmak suretiyle dikkatli ve seçici alıcılar tarafından karıştırılması mümkün olmayan alt grup hizmetler ile diğerlerinin belirlenmesi ve 556 sayılı KHK 8/1-b maddesi koşullarının buna göre değerlendirilmesi gerekirken mahkemece eksik inceleme sonucu başvuru markası ve itiraza mesnet marka işaretlerinin benzerliği ile hizmetlerin aynı olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, davalı TPMK vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 20.03.2017 günlü bozma ilamının kaldırılarak açıklanan değişik gerekçe ile mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.” şeklinde karar verilmiştir.
Dava mahkememizin 2019/191 E. Sırasına kaydedilmiştir.
01/10/2019 tarihli celsede Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve bozma ilamı doğrultusunda bilirkişilerden sınıf içerisindeki alt gruplar yönünden hitap ettiği tüketici kesimin dikkat seviyesinin yüksek olup olmadığı dikkat seviyesi yüksek veya orta grupta tüketici var ise bunlar yönünden bozma ilamı doğrultusunda ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
08/10/2019 tarihli duruşma dışı ara karar ile; Mahkememizin 01/10/2019 tarihli celsesinde verilen ”Bozma ilamı doğrultusunda bilirkişilerden sınıf içerisindeki alt gruplar yönünden hitap ettiği tüketici kesimin dikkat seviyesinin yüksek olup olmadığı dikkat seviyesi yüksek veya orta grupta tüketici var ise bunlar yönünden bozma ilamı doğrultusunda ek rapor alınmasına, rapor geldiğinde taraflara tebliğine, tebliğden itibaren iki haftalık kesin mehil içinde beyanda bulunmalarının istenmesine” şeklindeki arakararının kaldırılmasına, dosyada bozma öncesinde bilirkişi olarak rapor düzenleyen Bilirkişi …’nin aktif bilirkişilik yapmaması nedeniyle; dosyanın içerisinde daha önce bilirkişi raporu düzenleyen Mimar …’ın da bulunduğu yeni bir bilirkişi heyetine tevdii edilmesine ve bozma ilamı doğrultusunda rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle: Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin … K. Sayılı BOZMA ilamı doğrultusunda yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde ulaşılan; … sayılı davacı marka başvurusu ile davalı markaları arasında “37.Sınıf: 37/01 İnşaat hizmetleri, inşaat araç – gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri. 37/03 Kara araçları servis istasyonu hizmetleri (bakım, tamir ve akaryakıt dolumu). 37/04 Deniz araçlarının bakımı ve tamiri hizmetleri; gemi inşaatı hizmetleri. 37/05 Hava taşıtlarının bakım ve tamiri hizmetleri. 37/11 Madencilik, maden çıkarma hizmetleri.” bakımından, işbu hizmetlerin ilgili tüketici kesimi itibariyle 556 sayılı KHK’nın 8/1-b bendi anlamında “benzerlik” ve “karıştırma ihtimali” bulunmadığı, … sayılı davacı marka başvurusu ile davalının markaları arasında “37.Sınıf: 37/02 Temizlik hizmetleri; dezenfeksiyon hizmetleri; haşere ilaçlama hizmetleri; temizlik araçları ve makinelerinin kiralanması hizmetleri. 37/06 Mobilyalara ilişkin döşeme, tamir, restorasyon hizmetleri. 37/07 Isıtma, havalandırma ve su tesisatının kurulması (tesis edilmesi), bakımı ve tamiri hizmetleri. 37/08 Giysilerin temizliği, bakımı ve tamiri hizmetleri. 37/09 Sınai makinelerin ve cihazların, büro makinelerinin ve cihazlarının, haberleşme cihazlarının, elektrikli ve elektronik cihazların tesisi, bakımı ve tamiri hizmetleri. 37/10 Saat tamiri hizmetleri. 37/12 Ayakkabı, çanta, kemer tamiri hizmetleri.” bakımından ise, işbu hizmetlerin ilgili tüketici kesimi itibariyle 556 sayılı KHK’nın 8/1-b bendi anlamında “benzerlik” ve “karıştırma ihtimali” bulunduğu, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
6769 Sayılı SMK’nın Geçici 1. Maddesine göre bu kanunun yayımı tarihinden önce Enstitüye yapılmış olan ulusal ve uluslararası marka ve tasarım başvuruları ile coğrafi işaret başvuruları, başvuru tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre sonuçlandırılacağından, kanunun yayım tarihi olan 10.01.2017 tarihinden önceki başvurular ve eldeki davada 556 Sayılı KHK hükümlerinin uygulanması gerekmiştir.
“Marka tescilinde red için nispi nedenler” başlığı altında düzenlenen 556 sayılı KHK’nın 8. maddesi;
“Madde 8 – Tescil edilmiş veya tescil için başvuru yapılmış bir markanın sahibi tarafından itiraz yapılması durumunda aşağıdaki hallerde marka tescil edilemez:
a) Tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı ise ve aynı mal veya hizmetleri kapsıyorsa,
b) Tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa.
Marka sahibinin ticari vekili veya temsilcisi tarafından markanın kendi adına tescili için, marka sahibinin izni olmadan ve geçerli bir gerekçe gösterilmeden yapılan başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine red edilir.
Tescilsiz bir markanın veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaretin sahibinin itiraz etmesi üzerine, tescili istenilen marka, aşağıdaki hallerde tescil edilmez.
a) Markanın tescili için yapılan başvuru tarihinden önce veya markanın tescili için yapılan başvuruda belirtilen rüçhan tarihinden önce bu işaret için hak elde edilmiş ise,
b)Belirtilen işaret, sahibine daha sonraki bir markanın kullanımını yasaklama hakkını veriyorsa,
Marka, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir markanın aynı veya benzeri olmakla birlikte, farklı mallar veya hizmetlerde kullanılabilir. Ancak, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu red edilir.
Tescil için başvurusu yapılmış markanın, başkasına ait kişi ismi, fotoğrafı, telif hakkı veya herhangi bir sınai mülkiyet hakkını kapsaması halinde, hak sahibinin itirazı üzerine tescil başvurusu reddedilir.
Ortak ve garanti markalarının sona ermesinden itibaren üç yıl içinde ortak marka veya garanti markası ile aynı veya benzeri olan marka tescil başvurusu itiraz üzerine reddedilir.
Bir markanın yenilenmeme nedeniyle koruma süresinin dolmasından sonra iki yıl içerisinde aynı veya benzer markanın, aynı veya benzer mal ve hizmetler için yapılan tescil başvurusu itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Yukarıda ayrıntısı yazılı 8/1-b maddesinde geçen düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 556 sayılı KHK’nın 8. maddesinin (4) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, tüketici kitlesinin bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı Markası Davacı Markaları
… İNŞAAT+şekil …
(37. sınıf) …
(01 / 02 / 03 / 04 / 05 / 06 / 07 /08 09 / 11 / 12 / 13 / 15 / 19 / 21/ 22
23 / 26 / 27 / 28 / 29 / 30/ 31 / 32
33 / 34 / 35 / 36 /37/ 38 / 39 / 40
43 / 45. Sınıflar)

Davacının markasının incelenmesinde; beyaz zemin üstüne, siyah/füme renkte büyük köşeli harflerle yazılmış “…” ibaresin ile bu ibarenin altında çok küçük boyutta yer alan “İNŞAAT” kelimesinden ve söz konusu ibarelerin başında yer alan kırmızı renkli, küçük N harfi görünümündeki şekil unsurundan oluşmaktadır. …, “Dicle Nehri’nin doğu kıyısında bulunan ve bir dönem Asur Devleti’ne başkentliğini yapan bir Antik çağ kenti”nin adıdır. Markanın esaslı, ayırt edici unsuru bu kelime olduğu anlaşılmaktadır.
Davalının markalarının incelenmesinde; “yenilik, buluş” anlamına gelen İngilizce … kelimesinden türetilmiş … ibaresinden oluşmaktadır. Her iki markada da bu ibare markasal ayırt ediciliği haiz esaslı unsurdur ve markalar herhangi bir şekil unsuru içermedikleri anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede: davacı markasının beyaz zemin üstüne düz yazı karakteri ile siyah renkte yazılmış … ibaresinden ve küçük N harfi biçimindeki şekil unsurundan oluştuğu; davalı markalarının ise düz şekilde yazılmış … ibaresinden oluştuğu ve şekil unsuru içermedikleri, farklı sözcüklerden oluşan taraf markaları arasında, davacı markasının içerdiği şekil unsuru da dikkate alındığında ilişkilendirme ihtimali de dâhil olmak üzere karıştırılmaya neden olacak düzeyde görsel benzerlik bulunmadığı, davalı markalarını oluşturan … ibaresi, … kelimesinden türetilmiş anlamsız bir sözcük olduğu, davacı markasının asli esaslı unsuru olan … kelimesi ise “Dicle Nehri’nin doğu kıyısında bulunan ve bir dönem Asur Devleti’ne başkentliğini yapan bir Antik çağ kenti”nin adı olduğu, taraf markaları arasında anlamsal benzerlik de bulunmadığı, davacı markası “….” şeklinde okunurken, redde mesnet alınan davalı markaları “…” şeklinde okunduğu, taraf markaları arasında “Ni-NO” / “İN-NO” şeklindeki telaffuzdan kaynaklı kısmi bir işitsel benzerlik olduğu, taraf markaları arasında işitsel açıdan benzerlik; görsel ve anlamsal açıdan ise farklılık bulunduğu, bu kapsamda, taraf markalarının görece daha ucuz, çok düşünülmeden ve çoğunlukla ani kararla satın alınan hizmetler bakımından iltibasa yol açabileceği; ancak tüketicilerin daha özenli ve dikkatli satın aldıkları, pahalı hizmetler söz konusu olduğundan markalar arasındaki farklılıkların iltibas tehlikesini bertaraf edeceği anlaşılmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta taraf markalarının hizmet listeleri 37. sınıfın tamamı bakımından aynı/aynı tür hizmetlerden oluşmaktadır. Yargıtay Bozma ilamı uyarınca, “marka başvurusunun kapsadığı 37. sınıf hizmetler kapsamında yer alan hizmetlerin ortalama tüketicilerinin dikkat ve algı düzeyleri göz önüne alınmak suretiyle dikkatli ve seçici alıcılar tarafından karıştırılması mümkün olmayan alt grup hizmetler ile diğerlerinin belirlenmesi” gerektiğinden; davacı marka başvurusunun kapsadığı her bir hizmet bakımından, ayrı ayrı değerlendirme yapıldığında, … sayılı “… İNŞAAT şekil” ibareli davacı marka başvurusu ile davalının … ibareli markaları arasında “37.Sınıf: 37/01 İnşaat hizmetleri, inşaat araç – gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri. 37/03 Kara araçları servis istasyonu hizmetleri (bakım, tamir ve akaryakıt dolumu). 37/04 Deniz araçlarının bakımı ve tamiri hizmetleri; gemi inşaatı hizmetleri. 37/05 Hava taşıtlarının bakım ve tamiri hizmetleri. 37/11 Madencilik, maden çıkarma hizmetleri.” bakımından, işbu hizmetlerin ilgili tüketici kesimi itibariyle 556 sayılı KHK’nın 8/1-b bendi anlamında “benzerlik” ve “karıştırma ihtimali” bulunmadığı; … sayılı “… İNŞAAT şekil” ibareli davacı marka başvurusu ile davalının … ibareli markaları arasında “37.Sınıf: 37/02 Temizlik hizmetleri; dezenfeksiyon hizmetleri; haşere ilaçlama hizmetleri; temizlik araçları ve makinelerinin kiralanması hizmetleri. 37/06 Mobilyalara ilişkin döşeme, tamir, restorasyon hizmetleri. 37/07 Isıtma, havalandırma ve su tesisatının kurulması (tesis edilmesi), bakımı ve tamiri hizmetleri. 37/08 Giysilerin temizliği, bakımı ve tamiri hizmetleri. 37/09 Sınai makinelerin ve cihazların, büro makinelerinin ve cihazlarının, haberleşme cihazlarının, elektrikli ve elektronik cihazların tesisi, bakımı ve tamiri hizmetleri. 37/10 Saat tamiri hizmetleri. 37/12 Ayakkabı, çanta, kemer tamiri hizmetleri.” bakımından ise, işbu hizmetlerin ilgili tüketici kesimi itibariyle 556 sayılı KHK’nın 8/1-b bendi anlamında “benzerlik” ve “karıştırma ihtimali” bulunduğu anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile;
TPE YİDK’nın … sayılı kararının 37. Sınıf 1, 3, 4, 5, 11 alt grupları yönünden iptaline,
YİDK iptaline yönelik fazlaya dair talebin reddine,
Tescil kararı mahkemece verilmeyeceğinden bu hususa yönelik talebin reddine,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 27,70-TL’nin mahsubu ile bakiye 31,60-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 2.619,70-TL
yargılama giderinin takdiren 1/2’si olan 1.309,85-TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,

6-Davalı TÜRKPATENT yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 101,60-TL yargılama giderinin takdiren 1/2’si olan 50,80-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya TÜRKPATENT’e verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı şirketin yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 18,00-TL yargılama giderinin takdiren 1/2’si olan 9,00-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya şirkete verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına,
8-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/02/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸

MASRAF DÖKÜMÜ (DAVACI)
İlk Masraf : 54,20-TL
Temyiz Karar Harcı (Maktu) : 27.70-TL
Temyiz Yoluna Başvurma Harcı : 136,00-TL
Gider Avansı :2.401,80-TL
TOPLAM :2.619,70-TL

MASRAF DÖKÜMÜ (TÜRKPATENT)
Karar Düzeltme Harcı : 65,40-TL
Gider Avansı :101,60-TL
TOPLAM :167,00-TL

MASRAF DÖKÜMÜ (DAVALI ŞİRKET)
Gider Avansı :18,00-TL
TOPLAM :18,00-TL