Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/167 E. 2021/263 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Karar
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/167
KARAR NO : 2021/263
DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 26/04/2019
KARAR TARİHİ : 08/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkili şirketin dünyaca ünlü tekstil ve spor giyim firmalarından biri olduğunu, “…” markalarını devraldıklarını, markanın önceki sahibinin anılan markayı 1969 yılında ilk kez kullanmaya başladığını, müvekkilinin ise 1994 yılında markayı devraldığını, 1996 yılında “…” markaları ile işbirliğine başlayan müvekkilinin 1999 yılında İtalya Futbol Federasyonu ile forma ve diğer malzemelerin üretimi için 4 yıllık anlaşma imzaladığını, müvekkilinin 5 kıta ve 122 ülkede faaliyet gösterdiğini, dünya çapında tanınmış birçok markası ile Türkiye ve dünya çapında faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin grup şirketine ait şekil markalarının Türkiye’de de kullanmak ve işbu markaları satışa çıkarman adına Kenpa Tekstil firmasını kurduğunu, firmanın 2017 yılında 3.9 Milyon Euro 2016 yılında ise 2.7 milyon Euro gelir elde ettiğini, www. Kappaturkey.com uzantılı web sitesinin müvekkiline ait olduğunu, müvekkili ürünlerinin çeşitli web siteleri aracılığıyla da satılmakta olduğunu, anılan şekil markasının gerek ülkemizde gerekse de yurtdışında çok sayıda marka başvurusuna konu edildiğini, … markasının Türkiye’de de T/01676 sayısı ile tanınmış marka siciline kayıt edildiğini, davalı yanın müvekkilinin tanınmış markaları ile iltibasa yol açacak şekilde TÜRKPATENT nezdinde 25. Ve 35. Sınıfları kapsayacak şekilde … sayılı marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkilinin anılan başvuruya itirazlarının davalı kurum nezdinde reddedildiğini, halbuki taraf markaları arasında yüksek düzeyde benzerlik bulunduğunu, müvekkili markasında sırt sırta vermiş, dizlerini karnına çekerek oturan bir kadın ile bir erkek figürünün özgün şekilde dizayn edildiğini, dava konusu markada ise “…” ibaresinin yanı sıra sırt sırta vermiş, dizlerini karnına çekerek oturan bir kadın ile bir erkek figürünün bulunduğunu, dava konusu markadaki “…” ibaresinin hiçbir ayırt ediciliğinin bulunmadığını, marka içerisinde tali nitelikte olduğunu, dava konusu markada asıl vurgulanan unsurun şekil unsuru olduğunu, her iki taraf markasında da kullanılan şekil unsurunun birebir aynı kompozisyon dahilinde oluşturulduğunu, YİDK kararında da taraf markalarını oluşturan şekil unsurlarında genel bir benzerlik bulunduğunun kabul edildiğini ancak buna rağmen ret kararı verildiğini, oysa ki dava konusu markanın müvekkilinin ana faaliyet alanı olan tekstil sektöründe tescil edilmek istenildiğini, ilgili markayı gören ortalama bir tüketicinin zihninde doğrudan müvekkilinin tanınmış şekil markaların canlanacağını, ilgili figürler arasında gerek ellerin konumlandırılması, gerek aynı figürlerin aynı sırayla dizilimleri, cinsiyetleri, aynı açılarla oturuyor olmaları, şekil surunda büyük yer kaplayan bacakların aynı açı ile konumlandırılmış olmaları dikkate alındığından markaların genel kompozisyonlarının iltibas yaratacak düzeyde benzer olduğunu, ABAD ve Yargıtay’ın emsal kararlarının da bu doğrultuda olduğunu, somut olayda emtialar yönünden benzerlik koşullarının oluştuğunu, başvurunun 25. Sınıf emtialarının ve yine 35. Sınıftaki hizmetlerin müvekkili markasında yer aldığını, taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, markalardaki baskın unsurların benzer odluğunu, tüketicilerin taraf markalarını oluşturan şekil unsurlarındaki küçük farklılıkları fark edemeyeceğini, müvekkilinin hem büyüklere hem de çocuklara yönelik ürünlerinin olduğunu, bu nedenle müvekkilinin markaları ile renk ve figüratif elementler bakımından son derece yakın olan dava konusu markadaki şekil unsurunun, müvekkilinin çocuklara yönelik bir markasında kullanılan unsur olarak düşünülebileceğini, müvekkili markalarının aynı zamanda tanınmış marka olduğunu, dolayısıyla müvekkili markasına bu denli benzer bir işaretin tescil başvurusuna konu edilmesinin, davaya konu başvuru sahibinin haksız çıkar sağlamasına neden olacağını, ayırt ediciliğine zarar vereceğini, itibarını zarar vereceğini, başvurunun aynı zamanda kötü niyetli olduğunu ve bu nedenle de reddinin gerektiğini, davalının son derece özgün ve tamamen müvekkili ile özdeşleşmiş markasının ayırt edilemeyecek kadar benzeri olan markasını, müvekkili markası ile birebir aynı türden ürünler üzerinde tescil ettirmek istemesinin davalının kötü niyetini açıkça ortaya koyduğunu iddia ederek … sayılı YİDK kararının iptali ve … sayılı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinden bahsedilmesinin mümkün olmadığını, başvuruda ön plana çıkan unsurun “…” ibaresi olduğunu, sırt sırta yaslanmış kitap okuyan kız ve erkek çocuk simgelerinin de bu anlamı pekiştirdiğini, davacı markalarında duruş ve eylem açılarının farklı olduğunu, yazı ve yıldızdan oluşan şekil unsurunun davacı markasında yer almadığı gibi göze çarpan eylem açısından da bariz farklılık bulunduğunu, bu nedenle YİDK kararının yerinde olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının 6769 sayılı SMK 6/1, 5, 9 maddeleri kapsamında yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; dava konusu … sayılı ve … +şekil ibareli başvurunun tescili amacıyla 17.101.2017 tarihinde 25 ve 35. Sınıf mal ve hizmet sınıflarını kapsayacak şekilde yapıldığı görülen başvurunun, kurum tarafından yapılan ilk incelemeler sonrasında 27.10.2017 tarih ve 287 sayılı bültende ilan olunduğu, anılan ilana karşı işbu dosyanın davacısı tarafından 2007/03718 ve 2004/00593 sayılı markalara dayalı olarak itirazda bulunulduğu, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 10.04.2018 tarihli karar neticesinde davacı itirazlarının haklı bulunmayarak reddine karar verildiği, söz konusu ret kararına karşı davacı yanın bir kez daha itirazda bulunarak MDB kararının kaldırılması ve başvurunun reddinin talep ettiği, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından yapılan incelemeler sonrasında verilen 20.02.2019 tarih ve … sayılı kararı neticesinde özetle; “… başvuru numaralı markanın ilanına yapılmış olan itirazın reddi kararına karşı yapılan itirazda özetle, başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen 2007/03718, 2004/00593 ibareli markaların karıştırılacak düzeyde benzer olduğu, itiraz gerekçesi markaların tanınmış markalardan olduğu ve başvurunun kötü niyetli yapıldığı iddialarıyla başvurunun reddi talep edilmektedir. Yapılan incelemede, başvuruya konu marka örneğinde orta düzeydeki tüketiciler nezdinde markasal algıya konu olacak nitelikteki asli ve baskın unsurun “…” ibareleri olduğu, marka örneginde yer verilen sırt sirta yaslanmış kitap okuyan, başlarının üzerinde yıldızlar dolaşan kız ve erkek çocukları figürünün asli markasal unsur olan “…” ibarelerini tanımlayıcı ve tamamlayıcı nitelikteki şekli unsurlar olarak yer aldığı, başvurunun marka örneğinde kullanılan şekli unsurlarla itiraz gerekçesi markaları oluşturan, sırt sirta vermiş kadın ve erkek figürleri arasında, figürleri pozisyonu itibariyle bir benzerlik bulunmakla birlikte figürler arasında genel beden yapıları, yaşları, tipleri, el hareketleri vb. yönlerden önemli düzeyde farklılıklar bulunduğu görülmektedir. Bu kapsamda, başvuru marka örneğinde, orta düzeydeki tüketiciler nezdinde markasal algiya konu olacak nitelikteki asli unsurun “…” ibareleri olmasının yanı sıra şekli unsurlar arasında da önemli farklılıklar bulunduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı, itiraz gerekçesi markaların tanınmışlık düzeyinin de bu durumu degiştirmeyeceği kanaatine varılmıştır.” şeklindeki gerekçeler ile itirazların bir kez daha reddine karar verildiği, dava konusu YİDK kararının davacı şirkete 28/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 26/04/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda/ ek raporda özetle: dava konusu … sayılı marka başvurusu kapsamında yer alan 25. Sınıf emtiaların tamamı ile 35. Sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için İşlenmiş veya işlenmemiş deriler ve postlar, yapay deriler, köseleler, astarlık deriler. Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler. Şemsiyeler, güneş şemsiyeleri, güneşlikler, bastonlar. Kırbaçlar, koşum takımları, eyerler, üzengi ve eyer kayışları. Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler. Spor amaçlı minderler. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” emtialarının, davacı yanın önceki tarihli markaları kapsamında yer alan emtialar ile aynı, aynı tür ya da benzer mahiyetteki emtialar olduğu, bununla birlikte rapor kapsamında ayrıntılı olarak izah olunan nedenlerle davacı yanın önce şekil markaları ile görsel ve tüketicide bıraktığı kavramsal algılar itibariyle yüksek düzeyde benzerlik gösteren dava konusu markanın, markadaki kelime unsuruna rağmen, davacı markaları ile iltibas yaratabilecek düzeyde benzer olduğu, davacı yanın şekil markalarının davacının ana faaliyet alanı olan spor giyim ürünlerinde tanınmış olduğu, dava konusu markanın taraf markaları kapsamında benzer görülmeyen “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” emtialarında tesciline izin verilmesinin davacı yan markasının ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği, dava konusu marka başvurusunun kötü niyetli olarak gerçekleştirildiği iddialarının herhangi bir delil ile desteklenmediği, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun/ ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun ve ek raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden yeniden ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı Markası Davacı Markaları
…+şekil 2007/03718 (şekil)
2004/00593 (şekil)

Taraf markalarının emtia kapsamları incelendiğinde, başvuru kapsamında 25. Sınıfta yer alan emtiaların tamamının, davacı yan markası kapsamında aynı sınıfta yer alan emtialar ile aynı tür, 18.02 alt grubunda yer alan emtialar ise benzer nitelikteki emtialar oldukları anlaşılmaktadır.
Yargıtay’ın 2010 yılında verdiği bir kararda “25.03 sınıfta yer alan ayak giysileri ile 18.01 ve 18.02 alt gruplarında yer alan deri ve benzeri maddelerin işlenmesi, hammadde, mamul madde ilişkisi, pazarlama koşulları, amaçları, satış sonrası servis ve onarım süreçlerinde ortaya çıkan müşteri kitlesindeki ayniyet, birinin diğeri yerine ikame edilebilmesi bakımlarından benzerlik bulunduğu” değerlendirmelerine yer verilmiştir. Ayrıca mal üreten işletmenin karineten o malı sattığı kabul edildiğinden , mal – o malın satışına dair mağazacılık hizmeti arasında da benzer bir ilişki bulunmaktadır.
Şu hâlde SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan karıştırılma ihtimali de belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir. Devamla;
Davalının markasının incelenmesinde; dava konusu marka bir sözcük + şekil markasıdır. Markadaki sözcük unsuru iki Türkçe kelimenin bir araya getirilmesi ile oluşturulmuş bir sözcük grubudur. “Harika” kelimesi niteliği itibariyle kendisinden sonra gelen kelimeyi yücelten bir sıfattır. Dolayısıyla anılan ibare “çocuk” kelimesini vurgulamaktadır. Bununla birlikte markada kelime unsurları kadar ön plana çıkan ve hatta markanın bütününe olan etkisi bakımından kelime unsurundan daha baskın nitelikte bir şekil unsurunun yer aldığı görülmektedir. Söz konusu görsel incelendiğinde birbirine sırtını dönerek ve ayaklarını dizlerinden karınlarına doğru çekmek suretiyle kafa hizaları arasında boşluk oluşturarak oturmuş şekilde sol tarafta bir erkek çocuk, sağ tarafta ise bir kız çocuk görseli yer almaktadır. Erkek çocuk görselinin şort giydiği ve çıplak ayaklı olduğu, kız çocuk görselinin ise ayakkabılı olduğu, saçlarının toplu olduğu görülmüştür. Her iki çocuk da kafası hafif öne eğik şekilde durmakta ve ellerinde tuttukları kitabı okumaktadırlar. Erkek çocuk görselinde kitap figürü, kız çocuk görseline nazaran daha belirgin. Her iki çocuğun da oturduğu yüzey yine resmedilmiş ve fonda gökyüzü tasvirlemesi olarak yıldızlara yer verilmiştir. Logonun tamamı karakalem çizimi şeklinde tasarlanmış ve yalnızca siyah renk kullanılmıştır.
Davacının markalarının incelenmesinde; davacı yanın itirazlarına dayanak markaları sadece şekil unsurundan oluşmaktadır. Söz konusu görsel inelendiğinde de birbirine sırtını dönerek dizlerinden karınlarına doğru çekmek suretiyle kafa hizaları arasında boşluk oluşturarak oturmuş şekilde sol tarafta bir erkek sağ tarafta ise bir kadın görseli yer almaktadır. Her iki figürün de giyimeri açısından bir fikir edinmek mümkün olmayıp her iki figürün de tek elinin yüzüne dokunduğu görülmektedir. Logonun tamamı karakalem çizimi şeklinde tasarlanmış ve yalnızca siyah renk kullanılmıştır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, taraf markaları karşılaştırıldıklarında ve şeklindeki logoların genel mizanpajları ve tüketicide bıraktıkları kavramsal algı itibariyle birbirleri ile yüksek düzeyde benzerlik taşıdıklarının kabul edilebileceği, her şeyden evvel her iki markada da kullanılan temel figürün aynı olduğu, her iki logoda da iki ayrı insan yer almakta ve aynı şekilde konumlandırıldığı, davacının eski tarihli markasında yer alan figüratif unsurların oldukça benzer bir modelleme ile dava konusu marka başvurusunda kullanıldığı, özellikle her iki markada da sırt sırta vererek oturan figürlerin yerleştiriliş sırası, oturuş biçimi ve ayak boşluklarının yer ile oluşturduğu boşluk ve yine markaların yalnızca karakalem çizimi ile oluşturulmuş olması, ortalama tüketici algısında benzer algılar yaratacak düzeyde olduğu, daha önce bir şekilde davacı markalarını görmüş, davacı markalarının tescilli olduğu emtialardan yararlanmış bir tüketicinin işbu dava konusu sonraki markayı da birebir aynı emtialarda gördüğünde, önceki deneyimlediği markaymış gibi anımsaması kuvvetle muhtemel olduğu, tüketicinin iki markayı her durumda yan yana görme ihtimali bulunmadığından önceki markanın zihninde bıraktığı yetersiz görsel algının kendisini yönlendirmesi ile sonraki marka ile önceki marka arasında ilişki kurabileceği ve bunun sonucunda yanılgıya düşmesinin kaçınılmaz olacağı, davacı markasının özellikle spor giyim ürünleri sektöründe 50 yılı aşkın süredir tescilli bir marka olduğu ve ilgili piyasada mezkur logosunu kullanmak suretiyle bilinir ve kendisiyle nispeten özdeşleşir hale getirdiği dosya kapsamına sunulan gerek iç piyasa gerekse de dış piyasadaki durumu göstermeye elverişli delillerden anlaşılabildiği, dosyaya sunulan delillerden davacının gerek profesyonel spor kulüpleri gerekse de milli takımlar düzeyde spor giyim ürünleri sponsorlukları gerçekleştirdiği, markalarının çok uzun yıllardır gerek ülkemizde gerekse de yurtdışında bilfiil kullanıldığı, yine çok sayıda uluslar arası tescilinin bulunduğu vb mahiyette dosyaya kazandırılan delillerden davacı şekil markasının tanınmış şekil markalarından biri olarak kabul edilebileceği ve bu durumunda taraf markaları arasındaki iltibas ihtimalini arttırdığı, taraf markalarının 25. Sınıf emtiaların tamamı ve 35. Sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için İşlenmiş veya işlenmemiş deriler ve postlar, yapay deriler, köseleler, astarlık deriler. Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler. Şemsiyeler, güneş şemsiyeleri, güneşlikler, bastonlar. Kırbaçlar, koşum takımları, eyerler, üzengi ve eyer kayışları. Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler. Spor amaçlı minderler. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” emtiaları yönünden aynı, aynı tür ya da benzer emtiaları kapsadıkları, bu emtiaların ilgili tüketici kitlesi olduğu kanaatine varılan ortalama tüketiciler nezdinde, davacı yanın önceki şekil markası ile oldukça benzer bir görsel unsur içerir dava konusu markası arasında yoğun görsel ve kavramsal benzerlik bulunduğu yorumunda bulunulabileceği, davacı markasında hiçbir sözcük unsuru olmadığından işitsel bir karşılaştırma yapılmasının mümkün olmadığı, dolayısıyla sonraki markadaki “…” ibaresinin iltibas değerlendirmesine bir etkisinin olmadığı, davacı yanın özellikle spor giyim ürünleri sektöründe bir tanınmışlığının bulunduğu kabul edilebilir ise de bu tanınmışlığın taraf markaları kapsamında benzer görülmeyen emtiaların tamamına sirayet edeceğinin kabulünün mümkün olmadığı, buna göre işaretler arasındaki yakınlık düzeyi göz önüne alındığında, davacı yan markasının spor giyim ürünlerindeki tanınmışlığının dava konusu markada 35. Sınıf 05. Alt grubunda 24. Sınıfa özgülenmiş emtialar arasında yer alan “Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar” emtiasına da sirayet edebileceği, bu emtialarda dava konusu markanın tesciline izin verilmesinin, anılan emtiaların özellikle spor giyim ürünleri ile doğrudan ilişkili nitelik olması nedeniyle davacı markasının ayırt edici karakterini zedeleyebileceği anlaşılmaktadır.
Öte yandan dava konusu markanın şekil unsurunun davacı markasının neredeyse kopyası niteliğinde olduğu, davacı ile aynı sektörde hizmet eden tacirin bu markayı tanımadığı iddiasının dinlenmeyeceği, markada yer alan … ibaresinin ayırt ediciliğe katkısının küçük olması nedenleri ve davacının ulaştığı tanınmışlık seviyesi birlikte kabul edildiğinde davalı başvurusunun kötü niyetli olarak gerçekleştirildiği anlaşılmış, açıklanan nedenlerle davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulü ile
TPMK YİDK’nın … sayılı kararın iptaline,
Davalıya ait …kod nolu “…+Şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,

2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 2.236,70-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/07/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸

MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF : 88,80-TL
GİDER AVANSI :2.147,90-TL
TOPLAM :2.236,70-TL