Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/163 E. 2021/334 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/163
KARAR NO : 2021/334

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 22/04/2019
KARAR TARİHİ : 14/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; davalı tarafından “…” ibareli markanın tescili için başvuruda bulunulduğunu, işbu başvuruya müvekkili tarafından itiraz edildiğini ancak itirazın reddedildiğini, müvekkili şirketin 2005 yılında temelleri atıldığını ve deterjan üretimi gerçekleştirdiğini, Türkiye’nin ilk 5 deterjan üretici arasında yer aldığını, tüm tüketicilere tavsiye etme ve altın marka ödüllerini alarak tüketicileri tarafından kabul gördüğünü, yurt dışı pazarında Ortadoğu, Afrika, Balkanlar ve Türki Cumhuriyetlerine ürünlerini pazarladığını, müvekkilinin … ibareli markalarının maliki olduğunu, başvuru markası ile müvekkili markalarının görünüş, renk, okunuş ve telaffuz açısından birebir aynı olduğunu, … ibaresinin ön plana çıkartıldığını, markanın esas ve ayırt edici unsuru olarak ortaya çıktığını, taraf markalarının 03 ve 05. Sınıflarda tescilli olduğunu, bu durumun halkı yanıltabilecek mahiyette olduğunu iddia ederek TÜRKPATENT Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 21.02.2019 tarih ve … sayılı kararının iptali ve 2018/05550 numaralı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, karıştırılma ihtimaline ilişkin bütüncül değerlendirme yapılırken, ihtilafın konusu işaretlerin görsel, işitsel veya kavramsal benzerliği, işaretlerin bütün olarak oluşturdukları izlenim esasında incelenmesi ve markayı parçalarına ayırmadan asli ve ayırt edici unsurları gözeterek her iki markanın ortalama tüketici üzerinde bıraktığı genel izlenime göre tüm faktörler bir arada gözetilerek “global değerlendirme” yapılması gerektiğini, Dava konusu “…” ibareli marka ile davacının “…” ibareli itiraz markalarının genel görünümleri ve bir bütün olarak bakıldığında bıraktıkları intiba, karıştırılacak şekilde benzer olmadıklarını, başvuru markasının farklı ibarelerle oluşturulmuş bileşke marka olduğunu, Anılan markanın … şeklinde 3 farklı ibareden müteşekkil olduğunu, ….(İngilizce) anlamına geldiğini, üç ibarenin de anlamlı olduğunu, … ibaresinin ortaya çıkmadığını, davacıya ait markalarda renk ve şekil unsurlarının da bulunduğunu, markalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde markalar arasında görsel, işitsel veya anlamsal düzeyde ilişkilendirme ihtimali de dâhil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzerliğin bulunmadığını, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’ın davaya cevap vermemiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının 6769 sayılı SMK 6/1, 9 md kapsamında yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; davalı şahıs tarafından “…” markasının 03. ve 09. Sınıf mal gruplarında tescili için başvuruda bulunduğu, başvuruyu inceleyen Markalar Dairesi Başkanlığı başvurunun 12.02.2018 tarih ve 294 sayılı Resmi Marka Bülteni’nde yayımlanmasına karar verdiği, başvurunun ilanı akabinde davacı/itiraz sahibi tarafından 06.04.2018 tarihinde ….sayılı markalar mesnet gösterilerek formda SMK madde 6/1, madde 6/3, madde 6/5, madde 6/6 ve madde 6/9 gerekçeleri işaretlenmiş ve fakat dava dilekçesindeki iddiaları ile paralel şekilde SMK 6/1 ve 6/9 hükümleri çerçevesinde itiraz edildiği, itirazı inceleyen Markalar Dairesi Başkanlığı 25.07.2018 tarihinde itirazları haksız bularak reddettiği, bunun üzerine davacı/itiraz sahibi tarafından 18.09.2018 tarihinde aynı gerekçelerle itirazın yeniden incelenmesi talebinde bulunulduğu, itirazı değerlendiren TÜRKPATENT YİDK 21.02.2019 tarih … sayılı kararıyla; “(…) Yapılan değerlendirme sonucunda, işbu başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markalar, görsel, işitsel veya anlamsal düzeyde ilişkilendirme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzer bulunmadığından karıştırılma ihtimali gerekçeli itirazın reddi gerekmiştir. Kurul son olarak tanınmışlık ve kötü niyet iddialarını incelemiş, ancak markalar arasında benzerlik bulunmaması ve ileri sürülen iddiaların yeterli bilgi, belge ve delil ile desteklenmemesi nedeniyle söz konusu gerekçeler bakımından yapılan itiraz da haklı bulunmamıştır.” şeklinde karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 22/04/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda ve ek raporda özetle:davalı markasında yer alan 03. Sınıf emtiaları ile davacının hükümsüzlük talebine konu 2010 70985 ve 2018 99403 markaları ile hem marka işlem dosyasında hem de hükümsüzlük talebinde mesnet gösterdiği 2006 65583, 2014 07265 ve 2014 101556 tescil numaralı markalarında yer alan 03. Sınıf emtialarının ve ayrıca davalı markasındaki 05.sınıf emtialar ile davacının marka işlem dosyasında ileri sürmediği ancak hükümsüzlük talebi yönünden mesnet gösterdiği 2010 70985 ve 2018 99403 markaları ile hem marka işlem dosyasında hem de hükümsüzlük talebinde mesnet gösterdiği 2006 65583, 2014 07265 ve 2014 101556 tescil numaralı markalarında yer alan 05. Sınıf emtialarının aynı, aynı tür, benzer olduğu, davalı markası ile davacının redde mesnet markaları arasında bütüncül değerlendirme sonucunda sözcükler ve işaretler arasında benzerlik bulunmadığı, bu sebeple taraf markaları arasında ilişkilendirme de dâhil olmak üzere karıştırılma / benzerlik ihtimali bulunmadığı, davalı yönünden, davacıyı baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olaya ilişkin delil bulunmadığından kötü niyetin ispat edilemediği, davacıya ait T/03395 numaralı tanınmış markasının dosya kapsamına bir etkisinin olmadığı, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun ve ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun ve ek raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davalı Markası Örnek Davacı Markaları

Tarafların emtia gruplarına bakıldığında; davacının redde mesnet markalarından 2001 17090 ve 2013 105213 tescil numaralı markaların tescil kapsamında davalı markasını oluşturan 03 ve 05. Sınıflar bakımından taraf markaları arasında mal/hizmetler bakımından ilişkilendirilecek ortak bir sınıf ve emtia bulunmadığı dava konusu markanın kapsamındaki mal/hizmetlerin aynı/benzer/ilişkili olmadıkları anlaşılmaktadır. Bu sebeple yasal düzenlemede aranan şartlardan sınıfsal yönden ilişkilendirme de dâhil karıştırılma/benzerlik şartının gerçekleşmediğinden işbu iki marka yönünden marka işaretleri yönünden benzerlik değerlendirmesi yapılmayacaktır. Ayrıca, 2016 61254, 2016 73642 ve 2016 73645 numaralı markalar müddet olduğu için değerlendirme dışı bırakılmıştır.
Davalı markasında yer alan 03. Sınıf emtiaları ile davacının hükümsüzlük talebine konu 2010 70985 ve 2018 99403 markaları ile hem marka işlem dosyasında hem de hükümsüzlük talebinde mesnet gösterdiği 2006 65583, 2014 07265 ve 2014 101556 tescil numaralı markalarında yer alan 03. Sınıf emtialarının ve ayrıca davalı markasındaki 05.sınıf emtialar ile davacının marka işlem dosyasında ileri sürmediği ancak hükümsüzlük talebi yönünden mesnet gösterdiği 2010 70985 ve 2018 99403 markaları ile hem marka işlem dosyasında hem de hükümsüzlük talebinde mesnet gösterdiği 2006 65583, 2014 07265 ve 2014 101556 tescil numaralı markalarında yer alan 05. Sınıf emtialarının aynı, aynı tür, benzer olduğu anlaşılmıştır. Bu bakımından 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi kapsamında benzerlik ve iltibas ihtimali bulunduğu görülmektedir. Şu hâlde, SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan şartlardan biri belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir. Devamla;
Davalının markasının incelenmesinde; davalı markasının düz beyaz zemin üzerine siyah renkli düz yazı şeklinde “…” ibaresinden oluştuğu, “…” şeklinde telaffuz edildiği, markada yer alan “hyper” ibaresinin Türkçe karşılığının “aşırı” olduğu, “oste” ibaresinin tıp sözlüğünde “kemik ile ilgili” anlamına geldiği sözcüğü, Danca’da ise peynir anlamında kullanıldığı, markanın sonunda yer alan complex sözcüğünün ise Türkçe’de karmaşık anlamına geldiği, kelimelerin ayrı, ayrı anlamları olsa dahi bunların bir araya geldiğinde, tümleşik bir anlam ifade etmediği, markanın tümleşik olarak özgün, yaratılmış bir marka olduğu, marka içerisinde … ibaresi geçmekle birlikte, bu ibaresi İngilizce hece okuma ilkesine göre … şeklinde telaffuz edilmemekte, per ibaresi “hiper” içerisinde os ibaresi ise “osti” içerisinde kaldığı anlaşılmaktadır.
Davacının markaları incelendiğinde, bir tanesi düz beyaz zemin üzerine büyük harflerle … ibaresinden oluşmakta; bir tanesi karakteristik şekilde yazılı mavi çerçeveli içi kırmızı renk dolgulu eğimli şekilde ve P harfi diğer harflere göre daha büyük olacak şekilde yazılı “…” ibaresinden oluşmakta; diğer markası siyah renkle hafif eğimli şekilde ve yine P harfi diğer harflere göre daha büyük olacak şekilde … ibaresi ile ibarenin hemen altına konumlandırılmış FLASH ibaresinden oluşmaktır. Davacının başka bir markası … ibaresinin yanında yer alan … sözcüklerini içermekte, diğeri mavi bir daire içerisinde kırmızı renklerle yazılı … ibaresinden oluşmakta, yine bir diğer markasının açık mavi zemin üzerine yıldız figürünün içerdiği, figürün ortasında P harfinin diğer harflere oranla daha büyük olacak şekilde yazılı olduğu, markada ayrıca eğimli … ibaresinin olduğu, davalının şişe görseli üzerinde yer alan diğer iki markasının ise mavi elips daire içerisinde P harfi daha büyük olacak şekilde kırmızı renkle ve yukarıya doğru eğimli olacak şekilde yazılı … ibaresinden oluştuğu anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davacı adına tescilli “…” esas ibareli markalar ile davalının “…” ibareli markası arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davalının “…” markasını gördüğünde bunun davacının mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ihtimal dahilinde olmadığı, taraf markaları arasında iltibas bulunmadığı, iltibas tehlikesinin bulunmaması halinde 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının uygulama alanı bulmayacağı dikkate alınarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı TÜRKPATENT kendisini vekille temsil ettirdiğinden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalı TÜRKPATENT’e verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/10/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸