Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/159 E. 2021/243 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Karar
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/159
KARAR NO : 2021/243

DAVA : Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/04/2019
KARAR TARİHİ : 24/06/2021

Mahkememizde görülmekte olanTazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekil dava dilekçesiyle; müvekkilinin bilgisayar yazılımı alanında faaliyet gösteren bir şirket olduğu ve … isimli bilgisayar programının eser sahibi olduğunu, yine “…” ibaresinin Türk Patent nezdinde müvekkili adına marka olarak tescil edildiğini, müvekkilinin sahip olduğu programların kullanılması, işlenmesi, tersine mühendislik işlemine tabi tutulması konularında hiç kimseye izin ya da yetki vermediğini, … Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş dosyası kapsamında yapılan tespit sonucunda alınan bilirkişi raporunda davalılara ait bilgisayarda mali hakları müvekkiline ait … 5.1 ve ….modüllerinin bilgisayarda kurulu ve aktif olarak çalışır durumda olduğunu,ayrıca müvekkil şirket programları kullanılarak proje üretildiğinin tespit edildiğini, davalı şahıs hakkında … Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi’nde … E. Sayılı ceza davası açıldığını, davalıların herhangi bir sözleşme ve izne tabi olmaksızın, şifre kırmak suretiyle bilgisayarında kullandığı, davalıların işi ve faaliyet alanı gereği bu programlardan haksız kazanç elde ettiğinin açıkça ortaya çıktığını, programları lisanssız olarak kullanan davalıların müvekkilinin mali haklarını açıkça ihlal ettiğini, bu kapsamda FSEK md.68/2 uyarınca sözleşme olması halinde belirlenecek mutad bedelin 3 katı tazminat talep etmekte olduklarını fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak şimdilik 10.000 TL maddi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalılar vekili cevap dilekçesiyle; … aleyhine açılan davada taraf sıfatı bulunmadığını, tespit yapılan bilgisayarın müvekkili şirketin eski çalışanına ait olduğunu, bilgisayar çalışanın ceza evine girmesi sebebiyle müvekkili şirkette kaldığını, söz konusu bilgisayarın müvekkili şirketin iş ve işlemlerinde kullanılmadığını,FSEK 66/2. Madde kapsamında dava açılabilmesi için müvekkiline ait işin ifası sırasında müvekkilinin çalışanı tarafından davacıya ait yazılımın kullanılması gerektiğini, … Anadolu 1 FSHHM … D.İş sayılı dosyası ile yapılan tespitin usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemenin görevsiz ve yetkisiz olduğunu, sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğunu,yine sadece müşteki avukarı ve bilirkişi tarafından şirket yetkilisinin bulunmadığı bir yerde tespit yapılmasının geçersiz olduğunu, işlemin 5271 sayılı CMK’ya aykırı olduğunu,davacıya ait yazılımın bulunduğu bilgisayarın müvekkiline ait olmadığını,müvekkili şirkete ait envanter defteri ve demirbaş listesinde bu bilgisayarın olmadığının görüldüğünü, bilgisayarın … isimli şahsa ait olduğunu, söz konusu eski çalışana ait bilgisayarın müvekkili şirkette bulunması sebebinin eski çalışanın bilgisayarını şirkette unutması ve sonrasında yaşadığı bir olay sebebiyle cezaevine girmesi olduğunu, davacının tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini,ceza dosyasında bilirkişi raporu alınmadığından dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacının mali haklarına sahip olduğu yazılımın izinsiz kullanılması nedeniyle 5846 sayılı yasanın 68/2 maddesi kapsamında telif tazminat şartlarının oluşup olmadığı oluşmuş ise miktarının ne olduğu noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Davalılar vekili davalı asil yönünden husumet itirazında bulunmuş ise de davalı asilin şirket temsilcisi olması nedeniyle husumet itirazı mahkememizce reddedilmiştir.
Dosya içerisinde yer alan … Anadolu 1. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi … D.iş sayılı dosyasına sunulan 25/04/2017 tarihli bilirkişi raporunda; 21/04/2017 tarihinde Cevizli Mah. 30 Ağustos Cad. Kartal/… adresinde bulunan işyeri yetkilisi ve çalışanlarının bulunduğu şantiye içindeki şirkete ait konteyner yapıdaki kısımda bilgisayar ve çevre birimlerinde araştırma ve inceleme yapıldığı, tespit konusu … yazılımının şirketin harita mühendislerinin bulunduğu alt katındaki ofiste bulunan 1 adet dizüstü bilgisayarda yüklü ve çalışır durumda olduğunun ve bilgisayarda lock adlı usb porta bağlanması gereken anahtarın olmadığının tespit edildiği, bilgisayarda bulunan … yazılımı versiyonunun “… 5.1 GIS for Windows” olduğu, kurulum tarihinin 29/08/2016 olduğu, kurulu modüllerin …olduğunun tespit edildiği hususların tespit edildiği görülmüştür.
Mahkememizce alınan bilirkişi heyet raporuna göre özetle; ”dava konusu bilgisayar programlarının FSEK 2. Madde kapsamında ilim ve edebiyat eseri niteliğinde olduğu, davacı …Ş.’nin söz konusu bilgisayar programı üzerinde mali hakları kullanma yetkisini haiz olduğu, davalının işyerindeki 1 (bir) bilgisayarda … 5.1 programının Ana Modülünün, yüklü ve kullanılabilir durumda bulunduğu, dava konusu bilgisayarda yakalanan programların lisanssız olması karşısında bu yazılımların yüklemesinin davacının FSEK 22. Maddede düzenlenen çoğaltma hakkının ihlali anlamına geleceği, haksız fiilin başlangıç tarihi olarak programın yüklendiği tarih olan 29/08/2016 tarihi baz alınacağı, yazılım bu tarihte alındığı değerlendirildiğinde 2016 yılına ait fiyat listesi üzerinden davacı tarafından sunulan 30/05/2018 tarihli Lisans Satışlarında Uygulanan İskonto Oranının Tespitine İlişkin Yeminli Mali Müşavirlik raporuna göre davacı ticari defterlerinden ürün bazında yıllar itibariyle uygulanan iskonto oranları uygulandıktan sonra göre yukarıda belirtilen hesaplamalar neticesinde; tespit yapılan bilgisayarda; yazılımın toplam lisans bedelinin 5.942,20 TL olduğu, ayrıca FSEK m.68 uyarınca en fazla 3 katı telif tazminatı istenebileceğinden, istenebilecek miktarın, KDV hariç en fazla: 5.942,20 TL×3=17.826,60 TL’dir TL’ye kadar olabileceği” bildirilmiştir.
Davalı vekili bilirkişi raporuna itiraz etmiş ise de; mahkememizce alınan bilirkişi heyeti ek raporunda da yine kök rapordaki sonuca ulaşıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun ve ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzenlendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden yeni bir ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
5846 sayılı FSEK’nun 1/B maddesinin ‘a’ bendinde eser, “sahibinin hususiyetini taşıyan ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsullerini” ifade eder. Buna göre bir fikri ürünün eser sayılabilmesi için iki koşulu birlikte gerçekleştirmesi gereklidir. İlk olarak fikri ürünün sahibinin hususiyetini taşıması, bir başka deyişle kendinden önce ortaya konmuş benzerlerine göre özgün bir niteliğe sahip olması gerekir. İkinci olarak bu fikri ürünün FSEK’nun ikinci ve devamı maddelerinde belirlenen eser kategorilerinden birine dahil edilebilmesi aranmalıdır.
Yasada fikir ve sanat eserlerinin çeşitleri ikinci maddede düzenlenen ilim ve edebiyat eserleri, üçüncü maddede yer verilen musiki eserleri, dördüncü maddede tanımlanan güzel sanat eserleri, beşinci maddede düzenleme bulan sinema eserleri ve son olarak altıncı maddedeki işleme ve derlemeler olarak sayma yöntemiyle belirlenmiş bulunmaktadır. FSEK 2/(1) hükmü uyarınca, ‘Herhangi bir şekilde dil ve yazı ile ifade olunan eserler ve her biçim altında ifade edilen bilgisayar programları ve bir sonraki aşamada program sonucu doğurması koşuluyla bunların hazırlık tasarımları’ ilim ve edebiyat eserleri arasında sayılmıştır.
Öte yandan FSEK 38/2 hükmü gereği bilgisayar programlarının bir bilgisayara yüklenmesi ve çalıştırılması onu yasal yollardan edinen kişilere ait bir serbesti olduğu; ancak bu serbestinin ön şartının bilgisayar programını hukuki olarak elde etmek olduğu; programın hukuki bir işlemle veya kanun gereği iktisap edilmiş olması gerektiği; hukuki yoldan iktisap eden kişinin ise programı devralan, lisansı bulunan, bunların yetkilendirdiği kişiler ve anılan kişilerin halefleri olabileceği; bu şekilde bilgisayar programını iktisap eden kişilerin programı bilgisayara yükleyebileceği; çalıştırabileceği ve hataları düzeltebileceği vurgulanmalıdır.
Zira; FSEK 22. maddeye göre “Bir eserin aslını veya kopyalarını, herhangi bir şekil veya yöntemle, tamamen veya kısmen, doğrudan veya dolaylı, geçici veya sürekli olarak çoğaltma hakkı münhasıran eser sahibine aittir… Çoğaltma hakkı, bilgisayar programının geçici çoğaltılmasını gerektirdiği ölçüde, programın yüklenmesi, görüntülenmesi, çalıştırılması, iletilmesi ve depolanması fiillerini de kapsar”. Madde hükmünden de anlaşıldığı üzere FSEK bilgisayar programları açısından diğer eser türlerine nazaran daha geniş bir koruma getirmiştir. Buna göre kanun lafzıyla anlaşıldığı üzere bir bilgisayarın taşıyıcıya yüklenmesi, taşıyıcıdan bilgisayarın sabit diskine yüklenmesi, programın çalıştırılması ve benzeri eylemlerin herbirinin ayrı ayrı çoğaltma kapsamında değerlendirilmek gerektiği kuşkusuzdur.
Yasa eser sahibinin bir eseri meydana getiren kişi olarak belirlemiştir. (FSEK md. 8/1) Yasanın 9. maddesinde eser sahiplerinin birden fazla oluşu hallerine yer verilmiştir. Buna göre birden fazla kimsenin birlikte vücuda getirdiği eserin kısımlara ayrılması mümkünse, bunlardan her biri meydana getirdiği bölümün sahibi sayılır. Ancak birden fazla kimsenin iştirakiyle vücuda getirilen eser ayrılmaz bir bütün teşkil ediyorsa, bu takdirde eserin sahibi onu meydana getirenlerin oluşturduğu birliktir. (FSEK md. 10/1) Bu ikinci hale yasa eser sahipleri arasındaki birlik adını vermiştir.
Yine eser sahipliği yönünden belirlenen karineler yasanın 11 ve 12. maddelerinde yer almaktadır. Buna göre FSEK 11 uyarınca yayınlanmış eser nüshalarında veya güzel sanat eserlerinin aslında eserin sahibi olarak adını veya bunun yerine tanınmış müstear adını kullanan kimse aksi kanıtlanıncaya kadar bu eserin sahibi sayılır. Yayımlanmış olan bir eserin sahibi, eser nüshalarında veya aslında mutat olduğu şekilde belirtilmemiş ise bu takdirde eseri yayımlayan, o da belli değilse çoğaltan eser sahibine ait hak ve yetkileri kendi adına kullanabilir.
Diğer taraftan memur, hizmetli ve işçilerin işlerini görürken meydana getirdikleri eserler üzerindeki mali hakları, kullanma yetkisi aralarındaki sözleşmeden veya işin mahiyetinden aksi anlaşılmadıkça, bunları çalıştıran veya tayin edenlerce kullanılır. Tüzel kişilerin organları hakkında da bu kural uygulanır. (FSEK 18/II).
Eser sahibinin kullanabileceği mali haklar, FSEK 21 ve devamında düzenlenmiştir. Buna göre, mali haklar, FSEK’nun, 21. maddesindeki işleme hakkı, 22. maddesinde düzenlemesini bulan eserin aslı veya kopyalarının herhangi bir şekil veya yöntemle tamamen veya kısmen, doğrudan veya dolaylı, geçici veya sürekli çoğaltma hakkı; 23. maddede belirlenen eserin aslını veya çoğaltılmış nüshalarını kiralama, ödünç verme, satışa çıkarma veya diğer yollarla yayma hakkı; 24. maddede doğrudan veya dolaylı olarak bir eserden ses veya resim nakline yarayan aletlerle umumi mahallerde okumak, çalmak, oynatmak, göstermek gibi temsil suretiyle faydalanma hakkı; 25. maddedeki işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkı olarak belirlenmiş bulunmaktadır. FSEK’nun 48.maddesi uyarınca mali haklar süre, yer ve içerik itibariyle sınırlı veya sınırsız; karşılıklı veya karşılıksız olarak başkalarına devredilebilir. Mali hakların sadece kullanma yetkisi de bir başkasına bırakılabilir.
Manevi haklar ise Yasa’nın 14-17.maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre, eser sahibi, eserinin umuma arz ve yayımlanma zamanı ve tarzını belirleme (FSEK md.14); adın belirtilmesi (FSEK md 15); eserde değişiklik yapılmasını men (FSEK md. 16) ve bir kısım eserler yönünden geçerli bulunan zilyed ve malike karşı ileri sürülebilecek eserin aslına ulaşma haklarına sahiptir. Manevi haklar mali hakların aksine, bir başkasına devredilemez ve vazgeçilemez haklardır. Ancak bu hakların kullanılması yetkisi bir başkasına bırakılabilir.
Eser üzerindeki mali ve manevi hakları ihlal edilen kişi, FSEK’nun 66. maddesi uyarınca, tecavüz edene karşı tecavüzün ref’ini (ortadan kaldırılmasını), 69. madde uyarınca muhtemel devam eden tecavüzlerin men’ini (önlenmesini), 68. madde uyarınca, sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya rayiç bedel itibariyle uğradığı zararın en çok üç kat fazlasını isteyebilir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Davalı Şirketin faaliyette bulunduğu iş yerinde, delil tespitine dayalı olarak yapılan inceleme sonucunda, bir adet bilgisayarda … programının kurulu olduğu tespit edilmiştir. Yargılama sırasında bilirkişi heyetince sunulan raporda, bilgisayarında kurulu bulunan … programının ilim ve edebiyat eseri niteliğinde bulunduğu, davacının söz konusu programın mali haklarını kullanma yetkisine sahip olduğu, … 5.1. programı ile modüllerin çalışır durumda oldukları isabetli olarak açıklanmıştır.
5846 sayılı FSEK’in eser sahibinin mali haklarından olan çoğaltma hakkı düzenlenmiştir. Buna göre, bir eserin herhangi bir şekilde çoğaltılması hakkı münhasıran eser sahibine ait olup, maddenin son fıkrası uyarınca çoğaltma hakkı, bilgisayar programının geçici çoğaltılmasını gerektirdiği ölçüde, programın yüklenmesi, görüntülenmesi, çalıştırılması, iletilmesi ve depolanması fiillerini de kapsamaktadır. Davalı iş yerindeki 1 adet bilgisayarda da … 5.1 programı ile yan modüllerinin yüklü ve çalışır vaziyette bulunduklarının tespit edildiği, davacıyla sözleşme yapılmadan veya davacının izni olmadan gerçekleşen bu eylem ile davacının çoğaltma hakkının ihlal olunduğu tüm dosya kapsamından anlaşılmıştır.
Söz konusu bilgisayarın davalı Şirketin faaliyette bulunduğu iş yerinde olduğu, gerçek kişi davalının da davalı … temsile yetkili kişi olarak sorumluluğun bulunduğu, bilgisayar programının izinsiz depolanmasının dahi eser sahibinin çoğaltma hakkını ihlal ettiği gözetilerek davalı itirazları reddedilmiştir. Ayrıca, çoğaltma hakkının ihlali için mutlaka izinsiz biçimde yüklenen programın kullanılması şart olmayıp, çalışır biçimde programın yüklenmesi ve depolanması çoğaltma hakkını ihlal ettiğinden ve davalı taraf bilgisayarında da söz konusu program, çalışır biçimde yüklü olduğundan, davalı tarafın savunması yerinde değildir.
Davalılar eyleminin, davacının kullanmaya yetkili olduğu çoğaltma hakkının ihlali niteliğinde olduğunun tespitinden sonra davacının FSEK’in 68. maddesi uyarınca talep edebileceği tazminatın belirlenmesi gerekmektedir. FSEK’in 68. maddesi, “Eseri, icrayı, fonogramı veya yapımları hak sahiplerinden bu Kanuna uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden, izni alınmamış hak sahipleri sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilir.” hükmünü içermektedir. Anılan hüküm kapsamında, sözleşme yapılmış olması halinde istenebilecek bedelin (varsayımsal sözleşme bedeli) ne şekilde tespit edileceği konusunda HGK’nın 20.03.2002 tarih, 2002/176-214 E.K. sayılı ilamı yol gösterici niteliktedir. Anılan kararda, varsayımsal sözleşme bedelinin, eser sahibinin bilimsel/sanatsal yeteneği, üretim kapasitesi, eserin beğeni ölçüsü, sayfa sayısı, estetik görünümü, nitelik ve niceliği, ihlal edilen mali hakkın türü, coğrafi kapsamı, ihlal süresi, ihlalin yapıldığı vasıta gibi kriterler dikkate alınarak eser sahibinin tecavüzde bulunanla sözleşme yapması halinde isteyebileceği bedele göre belirlenmesi gerektiği açıklanmıştır. Varsayımsal sözleşme bedeli belirlenirken, varsa ihlal konusu mali hakkın devrine ilişkin önceki sözleşmelerden yararlanılabilir. Bu tür sözleşmeler emsal alınırken, sözleşmenin dava konusu olaya ne ölçüde uyduğunun, aradaki farklılıkların ve benzerliklerin neler olduğunun gözetilmesi zorunludur. Somut olayda, davaya konu programın, davacı tarafça satışa sunulan bir program olması ve benzer uyuşmazlıklardaki Yargıtay uygulamaları da gözetildiğinde, izinsiz olarak kurulan programın ve yan modüllerinin varsayımsal sözleşme bedelinin tespitinde, davacının satış fiyat listesinin de dikkate alınması gerekmektedir.
Mahkememizce alınan ek bilirkişi raporunda, programın yüklendiği yıl olan 2016 yılı fiyat listesinin dikkate alınacağı, davalı iş yerinde tespiti yapılan yazılımın güncel sürüm olmadığı, yazılım ürünlerinde genel uygulama olarak yeni versiyon çıktığında eski sürümün satışının durdurulduğu, eski sürümün daha uygun fiyata satışı gibi bir yöntemin izlenmediği, tespitin yapıldığı yıl olan 2016 yılında dava konusu programın satışını gösteren bir faturanın bulunmadığı açıklanmış, 2016 yılına göre ürünlerin liste fiyatları ile uygulanan ortalama iskonto rakamlarına ve kanuni defter incelemelerine göre belirlenen tutar bildirilmiştir. Alınan raporda belirlenen miktarın dosya kapsamı ile uyumlu bulunduğu kanaatine varıldığından 5846 sayılı yasanın 68/2 md gereğince 17.826,60-TL telif tazminatının haksız fiilin başlangıç tarihi olan (programın yüklendiği tarih) 29/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile (İş ticari olmakla avans faize hükmedilmesi gerekiyor ise de taleple bağlı kalınmıştır) birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, ıslah dilekçesi doğrultusunda karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulü ile
5846 sayılı yasanın 68/2 md gereğince 17.826,60 TL telif tazminatının 29/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 1.217,73-TL karar harcından (peşin harç+ıslah harcı) toplam 303,43-TL’nin mahsubu ile bakiye 914,30-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL ücreti vekâletin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü yazılı 2.273,23-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalıların yaptığı bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf/vekillerinin yüzüne karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/06/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸

MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF : 221,58-TL
ISLAH HARCI : 133,65-TL
GİDER AVANSI :1.918,00-TL
TOPLAM :2.273,23-TL