Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/128 E. 2021/326 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.

1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/360
KARAR NO : 2021/325
DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 12/12/2019
KARAR TARİHİ : 12/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkil şirket tarafından 2018 / 06416 numaralı “… … …” markasının tescili için gerçekleştirdiği başvurunun, davalının itirazları neticesinde Markalar Dairesi Başkanlığı’nın 25.10.2019 tarih 2019 – OE – 35848 sayılı kararı ile marka tescil başvurusundan 29., 30., 31. sınıfların çıkarılmasına, tescil işlemlerinin kalan mal ve hizmetler için devam ettirilmesine karar verildiğini, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından huzurdaki davaya konu 03.10.2019 tarih ….sayılı karar ile ise müvekkili itirazlarının reddedildiğini, müvekkilinin T / 02525 numarası ile tanınmış “…” markalarının sahibi olduğunu, … … Antioxidant” markasının asli unsurunun da başvuruda kullanılan logodan da görüleceği üzere “…” olduğunu, “…” markasının ulusal ve uluslararası piyasalarda, tüketiciler nezdinde tanınmış / özel korunan marka statüsünde olduğunu, bu doğrultuda değerlendirildiğinde ayırt edicilik niteliğini haiz müvekkili markasının, davalı firmanın markaları ile karıştırılma ihtimaline sebep olmayacağını, davalı firma tarafından tek başına tescil ettirilen “…” markasının ayırt edici niteliği bulunmadığını, “…” ibaresinin genel kullanıma açık ve tek başına tescil edildiğinde ayırt edici niteliği bulunmayan bir ibare olduğunu, 2010 / 54993 numaralı “…”, 2011 / 107872 numaralı “Saklı …”, 2011 / 102825 numaralı “Her Tanesi …”, 2010 / 62684 numaralı “… …”, 2016 / 81838 numaralı “Saklı …”, 2017 / 67612 numaralı “Antalya …” ve 2017 / 10897 numaralı “… …” markaları üçüncü kişiler adına Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescil edilmiş markalar olduklarını, 2015/105849 başvuru numaralı “… … … Mix” markasının zaten 29 / 30 / 31 / 35. Sınıflarda tescilli olduğunu, davalı firma adına tescilli 2000 / 21708 numaralı “…”, 2001 / 22219 numaralı “…”, 2005 / 07791 numaralı “… chicotta”, 2010 / 75634 numaralı “…”, 2011 / 105524 numaralı “…” markalarının Türkiye’de ciddi bir şekilde kullanıldığının ispatlanması gerektiğini, itirazda bulunan davalı firmanın, müvekkili şirkete ait marka başvurusuna dair itirazları değerlendirilirken, SMK m. 19 / 2 hükmü uyarınca itiraza dayanak 2000 / 21708, 2001 / 22219, 2005 / 07791, 2010 / 75634 ve 2011 / 105524 numaralı markaların davalı firma tarafından ciddi bir biçimde kullanılıp kullanılmadığının araştırılması gerektiğini, bu hususun YİDK kararında dikkate dahi alınmadığını, … 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2014 / 80 Tal. numaralı dosyasından alınan bilirkişi raporunda davalı tarafın bahse konu markaları kullanmadığının tespit edildiğini, … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E. 2018 / 91 sayılı dosyası ile de davalı markalarının iptali istemiyle dava açıldığını, Davalı firmadan önce bu markaların sahibi olan … Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine tarafımızca … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen E. 2014 / 65 sayılı dava ikame edilmiş, davalı firmanın 2000 / 21708 numaralı “…”, 2001 / 22219 numaralı “…” ve 2005 / 07791 numaralı “… Chicotta” markalarının tescilli oldukları tüm sınıflar bakımından hükümsüzlüğüne karar verilmiş olduğunu, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından kullanım ispatı bakımından dikkate alınmadığı belirtilen üç adet – 2010 / 75634, 2011 / 105524, 2015 / 50051 – marka bulunduğunu, Bu markalardan 2010 / 75634 numaralı “… şekil” ve 2011 / 105524 numaralı “…” ibareli markalar hakkında kullanmama sebebiyle iptal talepli dava açıldığını, bu davanın … 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin E. 2019 / 114 sayılı dosyası ile görülmeye devam ettiğini, dikkate alınmayan diğer marka olan 2015 / 50051 numaralı “… hoşaf” markasının başvuru tarihi müvekkili adına tescilli 2014 / 29581 numaralı “… …”, 2009 / 32968 numaralı “… …” ibareli markaların başvuru tarihinden sonraki tarihli olduğunu, 2018 / 06030 numaralı “…” ve 2017 / 122497 numaralı “… Sofranıza Lezzetler” marka başvurularına ise taraflarınca itiraz edildiğini, bu markaların zaten dikkate alınmasının dahi mümkün olmadığını, ayrıca müvekkili şirket tarafından başvurusu yapılan “… … …” markası ile davalı firma markaları arasında karıştırılma ihtimali bakımından yapılacak incelemede müvekkili şirkete ait 2014 / 29581 NUMARALI “… …” 2009 / 32968 NUMARALI “… …” ve 2015/105849 başvuru numaralı “… … … Mix” markalarının tescilli olduğunu, son olarak davalı firmanın m. 19 / 2 kapsamında Sayın Mahkemenizce öncelikle davalı firmadan itirazına dayanak gösterdiği 2000 / 21708, 2001 / 22219, 2005 / 07791, 2010 / 75634 ve 2011 / 105524 numaralı markaları tescil edildikleri tüm sınıf ve alt sınıflar bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğunu ispatlamasını, açıklanan nedenlerle … sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, verilen kurum kararının yerinde olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle; müvekkilinin, davacı yan aleyhine … 3. AHM’nin 2018/52E. sayılı dosyası üzerinden hükümsüzlük davası açarak, davacı markalarının hükümsüzlüğünü talep ettiğini, müvekkilinin “…” markası üzerinden üstün ve gerçek hak sahibi olduğunu, müvekkilinin “…” markalarını 2015 yılı … Gıda San. Ve Tic. Ltd. Şti. firmasından devraldığını, bu markanın eski sahiplerinin 1999 yılında “…” markasını oluşturduklarını ve bu marka altında başta reçel olmak üzere marmelat, jöle, preparat vb. ürünlerin üretimini yaptıklarını, ilk defa 2000/21708 sayısı ile markayı tescil ettiklerini, davacının “…” markasını asli unsur yaptığı ilk markasının 2009/32968 sayılı marka olduğunu, bu markanın başvuru tarihinin 23.06.2009 olduğunu, davacının müvekkilinin ilk markalarından yaklaşık 8 yıl sonra marka başvurusunda bulunduğunu, markaların ilk sahibi olan Hüseyin ERDOĞAN’ın bu markaları daha sonra … Gıda firmasına devrettiğini, anılan firmanın ticari faaliyetlerini sürdürdüğünü, 2015 yılında ise müvekkilinin markaları devraldığını, davacının 2009/32968 sayılı “… … şekil” markasına, müvekkili markalarının o dönemki sahibi tarafından itiraz edildiğini ve bu itirazların kurum tarafından da kısmen kabul edilerek anılan başvurunun 29, 30, 35 ve 40. Sınıf mal ve hizmetler bakımından kısmen reddedildiğini, bunun üzerine davacının … 3. FSHHM’de 2012/81E sayı ve 2013/262K sayılı YİDK karar iptal istemli davayı açtığını, anılan dava da taraf markalarının benzer olduğuna kanaat getirildiğini, davacı markalarında “…” sözcüğünün şemsiye marka olduğunu, “…” ibaresinin asli unsur olduğunu, bu durumun anılan uyuşmazlıkta da tespit edildiğini, verilen kararın Yargıtay 11. HD’nin 2014/11219E ve 2014/17378 sayılı kararı ile onandığını, ve sonrasında da kesinleştiğini, dolayısıyla taraf markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunduğu hususuna yönelik kesin bir karar olduğunu, benzer gerekçelere haiz bir kararın … 3. AHM’nin 2014/68E – 2015/337E sayılı dosyasında da verildiğini, davacı yanın markalarında asıl amacının “…” ibaresinin ön plana çıkarmak olduğunu, müvekkilinin taze/dondurulmuş meyve alım satımı ile iştigal ettiğini, bu faaliyetlerinde de “…” markasını kullanmakta olduğunu, davacının müvekkili markalarının “reçel” dışında kullanılmadığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacı markalarının aynı zamanda müvekkili markaları ile haksız rekabet teşkil ettiğini, dava konusu markanın kapsamındaki mal ve hizmetlerin müvekkili markalarındaki mal ve hizmetler ile bağlantılı olduğunu, dava konusu marka kapsamındaki kuruyemişlerin, müvekkili markalarındaki ürünler ile bağlantılı olduğunu, davacının dava dilekçesinde bahsi geçen mahkeme kararlarının kesinleşmiş kararlar olmadıklarını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; dava konusu “… … …” ibaresinin 29, 30, 31 ve 35. Sınıf mal ve hizmet sınıflarında tescili amacıyla 22.01.2018 tarihinde gerçekleştirildiği görülen 2018/06416 sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 12.02.2018 tarih ve 294 sayılı bültende ilan olunduğu, anılan ilana karşı davalı tarafın önceki tarihli 2018/06030, 2017/1122497, 2015/50051, 2015/27590, 2011/105524, 2010/75634, …, 2001/22219, 2000/21708 sayılı markalarına dayalı olarak itirazda bulunduğu, davacı yanın bu itiraza karşı 2000/21708, 2001/22219, …, 2010/75634, 2011/105524, 2015/50051 sayılı markalar bakımından kullanım ispatı talebinde bulunduğu, davalı tarafın 217 sayfalık kullanım ispatı delillerini sunduğu formu 02.08.2018 tarihinde işlem dosyasına sunduğu, tüm bu karşılıklı iddialar sonucunda Markalar Dairesi Başkanlığı’nın 18.10.2018 tarihli kararı neticesinde; 29.sınıf Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri 30.sınıf: Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez 31.sınıf: Ormancılık ürünleri. Canlı hayvanlar (kuluçkalık yumurtalar, döllenmiş yumurtalar dahil). Canlı ve kurutulmuş bitkiler ve otlar. Hayvan yemleri. Malt (insan tüketimi için olmayan). 35.sınıf: Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez İşlenmemiş tarım ve bahçecilik ürünleri, tohumlar. Ormancılık ürünleri. Canlı hayvanlar (kuluçkalık yumurtalar, döllenmiş yumurtalar dahil). Canlı ve kurutulmuş bitkiler ve otlar. Hayvan yemleri. Malt (insan tüketimi için olmayan). Evcil hayvanlar için alta serilen maddeler; kedi kumu. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) emtiaları yönünden başvurunun kısmen reddine karar verildiği, anılan kararda ayrıca 2010/75634, 2011/105524, 2015/50051 sayılı markalar için yapılan talebin dava konusu markanın başvuru tarihi gözetilerek tescilleri üzerinden henüz 5 yıl geçmediği gerekçe tutularak dikkate alınmadığı, 2000/21708 ve 2001/22219 sayılı markaların “reçeller” bakımından kullanımının ispatlandığı, … sayılı markanın ise kullanımına yönelik delil sunulmadığı belirtildiği, 2000/21708 ve 2001/22219 sayılı marka bakımından kullanımı ispatlanan mallar da gözetilerek karıştırılma ihtimalinin mevcut olduğuna kanaat getirildiği; söz konusu karara karşı taraflarca itirazda bulunduğu, itirazları değerlendiren Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 03.10.2019 tarih ve … sayılı kararı neticesinde özetle; “2018/06416 başvuru numaralı “… … fom” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın kısmen reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı. başvurunun 2018/06030, 2015 50051, 2015 27590, 2011 105524, 2010 75634, 2001 22219, 2000 21708 sayılı “…”, “… hoşaf”, “…”, “…”, “… şekil”, “… şekil”. “… şekil” ibareli markalar ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 6 ncı maddesi uyarınca kısmen reddi kararına karşı başvuru sahibi tarafından kısmi red kararının kaldırılması talebi ile yapılan itiraz ve 2018/06030, 2017 122497, 2015 50051, 2015 27590, 2011 105524, 2010 75634, 2005 07791, 2001 22219, 2000 21708 sayılı “…”. “… sofranıza lezzetler”, “… hoşaf”, “…”, “…”, “… şekil”, “… chicotta”. “… şekil”, “… şekil” ibareli markalar ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 6(1) maddesi uyarınca başvurunun tümden reddi talebi ile muteriz tarafından yapılan itiraz incelenmiştir. Başvuru sahibi yayıma itiraza cevaben sunduğu karşı görüş dilekçesinde, 6769 s. SMK’nin 19(2) maddesi hükmü kapsamında, itiraza gerekçe olarak gösterilen 2000/21708, 2001/22219. 2005/7791. 2010/75634, 2011/105524 ve 2015/50051 sayılı markaların tescil kapsamında bulunan tüm emtialar bakımından kullanıldığının ispatlanmasını talep etmiştir. Kullanımın ispatlanması gereken süreç 19 uncu maddenin ikinci fıkrasında “… itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinden önceki beş yıllık süre içinde itiraz gerekçesi markasını itirazına dayanak gösterdiği mal veya hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğuna ya da kullanmamaya dair haklı sebepleri olduğuna ilişkin delil sunması talep edilir” hükmü ile düzenlenmiştir. Başvuru sahibi itirazında Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından sözkonusu talebin dikkate alınmadığı iddiasında bulunmuştur. Yapılan incelemede, Markalar Dairesi Başkanlığı’nın sözkonusu talebi dikkate alarak inceleme yaptığı tespit edilmiştir. Markalar Dairesi Başkanlığı yaptığı inceleme sonucunda “2000/21708. 2001/22219, 2005/7791, 2010/75634, 2011/105524 ve 2015/50051 tescil numaralı itiraz gerekçesi markalar hakkında kullanımın ispatlanması talep edilmiştir. 2010/75634, 2011/105524 ve 2015/50051 numaralı itiraz gerekçesi markalar için yapılan kullanım ispati talebi, ilgili markaların itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinden önce Türkiye’de en az beş yıldır tescilli olmaması nedeniyle dikkate alınmamıştır. İtiraz sahibi tarafından sunulan delillerin incelenmesi sonucunda 2000/21708 ve 2001/22219 numaralı itiraz gerekçesi markaların “reçeller” bakımından kullanımının ispatlandığı tespit edilmiştir. 2005/7791 sayılı marka kullanımı ispatına ilişkin delil sunulmadığı veya sunulan delillerin yeterli bulunmadığı tespit edildiğinden, Md. 6/1 kapsamında yapılan incelemede dikkate alınmamıştır. Md. 6/1 kapsamında yapılan inceleme sonucunda, 2000/21708 ve 2001/22219 sayılı markalar bakımından ispatlanan mallar da göz önünde bulundurulduğunda markaların, görsel, işitsel ve kavramsal açılardan benzer oldukları, aynı/aynı tür/benzer malları/hizmetleri kapsadıkları tespit edilmiş ve bu nedenle markalar arasında ilişkilendirilme dahil karıştırılma ihtimalinin bulunduğu sonucuna ulaşıldığından itiraz gerekçesi yerinde bulunmuştur.” Kullanım iddiasına konu markalardan 2010/75634, 2011/105524 ve 2015/50051 sayılı markalar 5 yıllık yasal süreyi doldurmadığı için kullanım ispatına konu olmadığı tespit edilmiştir. 2005/7791 sayılı markanın kullanımının ispatlanamadığı ve bu nedenle 6/1 bendi kapsamında incelemeye konu olamayacağı, 2000/21708 ve 2001/22219 sayılı markaların ise yalnızca “reçeller” emtiası için kullanımın ispatlanabildiği tespiti yerinde bulunmuştur. Sonuç itibariyle kullanım ispatına konu olamayacak 2010/75634, 2011/105524 ve 2015/50051 sayılı markaların tescil kapsamlarındaki tüm emtialar ile, 2000/21708 ve 2001/22219. sayılı markaların ise yalnızca “reçeller” açısından 6769 s. SMK madde 6/1 incelemesine konu olacağı tespitinde bulunulmuştur. Ayrıca muterizin başvuru sahibi tarafından kullanım ispatı talebine konu yapılmayan 2018/06030, 2017/122497, 2015/27590 sayılı itiraz gerekçesi markaları da 6/1 incelemesinde dikkate alınmıştır. Yapılan incelemede itiraz gerekçesi markalardan 2018/06030, 2015/27590, 2010/75634, 2011/105524, 2015/50051, 2000/21708 ve 2001/22219 sayılı markaların başvuru ile görsel ve işitsel düzeyde benzer markalar olduğu, 2018/06030, 2015/27590, 2010/75634, 2011/105524, 2015/50051 sayılı markaların tescil kapsamındaki mal/hizmetler ile, kullanıma konu 2000/21708 ve 2001/22219 sayılı markaların “reçeller” emtiasının, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından başvuru kapsamından çıkartılan mal ve hizmetleri ile aynı/benzer/ilişkili türde mal hizmetler olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle başvuru sahibinin 6/1 kapsamındaki kısmi red kararının kaldırılması talebi yerinde görülmemiştir. Ayrıca başvuruda kalan mallar açısından ise iltibas ihtimali bulunmadığı tespit edildiğinden, muterizin 6/1 kapsamındaki tümden red iddiası da haklı bulunmamıştır.” şeklindeki gerekçeler ile her iki taraf itirazının da haklı bulunmayarak reddine karar verildiği; eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 12/12/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda ve ek raporda özetle:dava konusu 2018/06416 sayılı marka başvurusu kapsamından çıkartılmasına karar verilen tüm mal ve hizmetlerin, kısmi ret gerekçesi davalılar markaları kapsamında yer alan mal ve hizmetler ile aynı, aynı tür ya da benzer nitelikte oldukları, taraf markalarının “…” ibaresini ortak esas unsur olarak taşıdıkları, bu ibareden kaynaklı oluşan görsel, işitsel ve kavramsal benzerliğin bütüne olan etkisi bakımından işaretler arasında ortalama tüketiciyi yanılgıya düşürebilecek bir benzerliğin mevcut olduğu, nitekim bu hususta daha evvel de verilmiş ve kesinleşmiş bir mahkeme kararının bulunduğu, dolayısıyla işaretler arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olduğu, davalı yanın 2001/22219 ve 2000/21708 sayılı markalarını kullanımını ispatlamaya yönelik sunduğu delillerin, dava konusu markanın başvuru tarihi olan 12.02.2018 tarihinden geriye dönük son beş yılı kapsamadığı görüldüğünden anılan markaların kullanım ispatı yükümlülüğünü yerine getiremediği, ancak bu durumun karıştırılma ihtimali bakımından varılan nihai değerlendirmeye bir etkisinin olmayacağı, davacı yanın önceki tarihli tescilli markalarının, taraflar arasında çekişme konusu olduğu, anılan markalara ilişkin kesinleşen/devam eden uyuşmazlıkların mevcut olduğu, dolayısıyla bu durumun anılan markaların taraflar arasında çekişme konusu olmaktan çıkmadığını ortaya koyması nedeniyle, davacı yanın müktesep hakka dayanamayacağı, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun ve ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun ve ek raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden yeni bir ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, … 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK)’nın 9/1.maddesinde yer alan “Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir” şeklindeki düzenleme ile kanun koyucu Markalar Sicilini kullanılmayan markalardan arındırma amacını gütmektedir. Anılan yasal düzenlemeden önce, mülga 556 sayılı KHK’nın 42/1-c ve 14. maddesinde de en az beş yıldır kullanılmayan markaların, hükümsüzlük/iptal davaları ile sona erdirilmesinin hedeflendiği görülmektedir. Mülga 556 sayılı KHK henüz yürürlükte iken, 42/1-c maddesinin AYM’nin 09.04.2014 ve 2013/147-2014/75 sayılı, 14.maddesinin ise 14.12.2016 tarih ve 2016/148 – 189 sayılı kararıyla iptal edildiği, ikincisinin Resmi Gazete’de yayın tarihinin 06.01.2017 olduğu ve bu tarih itibariyle kullanmama nedeniyle hükümsüzlük/iptal davalarına ilişkin mülga KHK’da yer alan yasal dayanakların ortadan kalktığı görülmektedir. Bununla birlikte markanın son beş yıllık süre içerisinde ciddi şekilde kullanılmaması yukarıda geçen 06.01.2017 tarihinden önce TBMM tarafından kabul edilen 22.12.2016 tarihli 6769 sayılı SMK’nın 9, 19, 25, 26 ve 27.maddelerinde iptal ve def’i sebebi olarak kabul edilmiştir. Davacı dava dilekçesi ile SMK 19/2 maddesine göre kullanmama defini ileri sürmüştür. SMK 19/2 maddesinin ise 6/1 maddesine atıfta bulunduğu, bu definin davalı yanca ileri sürülebilmesinin dava konusu marka ile itiraza mesnet markalar arasında karıştırılma ihtimalinin varlığına bağlandığı anlaşılmaktadır. Bir başka deyişle, iş bu dava dosyasında SMK 19/2 maddesinin tartışılması hususu, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimalinin varlığına bağlıdır. Yine salt YİDK kararının iptali davalarında inceleme YİDK kararının verildiği tarih itibari ile yapılacağından, davamızda SMK 19/2 maddesine göre kullanmama definin ileri sürülebilmesi TPMK nezdinde usulüne uygun olarak ileri sürülmesine bağlıdır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davacı Markası Davalı Markaları
… … … …
(29, 30, 31, 35. sınıf) … + şekil
…+şekil
… HOŞAF
(29, 30, 31, 35. sınıf)

Taraf markaları mal ve hizmet sınıfları karşılaştırıldığında, başvuru konusu marka kapsamında çıkartılmasına karar verilen mal ve hizmetlerin tamamı, davalı yanın YİDK karar gerekçelerine mesnet tutulan markaları kapsamında yer alan mal ve hizmetler ile aynı, aynı tür ya da benzer nitelikteki mal ve hizmetlerdir. Genel anlamda gıda ürünleri arasında mevcut olan ilişki ile birlikte muhtelif gıda ürünlerini bir arada tescil kapsamında bulunduran emtiaların hitap ettiği tüketici kitlesine benzer olduğu gibi, bu yine satış, sunum ve dağıtım kanallarının da benzer olduğu,birbirlerini tamamlayan, birbirleri yerine ikame edilebilen ve doğrudan rekabet içerisinde olan emtialar oldukları dosyada bulunan marka tescil belgeleri ve bilirkişi raporunda belirtili mal ve hizmet dökümünden açıkça anlaşılmaktadır. Şu hâlde, SMK 6/1 maddesinde geçen emtia benzerliğine ilişkin kıstas sağlanmıştır. Devamla;
Davacının markasının incelenmesinde; … … … ibareli markanın gri ve dikdörtgen yapılı bir fon üzerinde üst kısımda, aynı zamanda davacı başvuru sahibinin ticaret unvanının da kılavuz unsuru olan ve yine davacının lider/çatı markası konumunda olduğu görülen “…” ibaresi, kendine özgü logosu ile bütüne nazaran oldukça küçük bir şekilde konumlandırıldığı, bu ibarenin hemen altında kalacak şekilde markanın orta kısmında ve daha büyük karakterlerle “…” sözcük unsuruna yer verildikten sonra en altta ise bu ibareden biraz daha küçük karakterlere sahip olmakla birlikte tamamen geri planda kaldığından bahsedilmesi mümkün olmayan bir şekilde, tamamı büyük harflerle “…” ibaresine yer verildiği anlaşılmaktadır.
Davalının markalarının incelenmesinde; davalının ret gerekçesi markaları …, …+şekil, …+şekil, … HOŞAF şeklinde olup, anılan markaların tamamında “…” ibaresinin markadaki tek esas unsur niteliğindeki sözcük olduğu, anılan ibarenin çeşitli görsel unsur taşıyan versiyonlarında da bu görsel unsurların, bütüne olan etkiyi değiştirmediği, ayrıca yine “hoşaf” ya da “…” kelimesi sonuna eklenen “x” harfinin de bütünsel algıları değiştirmediği dolayısıyla davalı markalarının esas unsurunun da doğrudan “…” kelimesi olduğu anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, taraf markaları arasında ret gerekçesi emtiaların tamamı bakımından aynı, aynı tür ya da yüksek düzeyli bir benzerlik ilişkisinin mevcut olduğu, keza yine dava konusu markadaki ön planda yer alan ayırt edici unsurun “…” ibaresi olduğu ve bu ibarenin davalı markalarının kendisi olmasından kaynaklı olarak işaretler arasında yüksek düzeyli işitsel, kavramsal ve görsel benzerliklerin mevcut olduğu, emtia benzerliği ve işaret benzerliği bir bütün olarak ele alındığında markaların aynı iktisadi – idari kaynağa ait markalar olarak algılanabilecekleri, ortalama tüketicinin taraf markaları ile her koşulda yan yana karşılaşma imkanı olmadığından, farklı zamanlarda farklı yerlerde anılan markalar ile aynı ya da benzer mal ve hizmetlerde karşılaştığında, önceden tanıdığı davalı markaları ile dava konusu markayı doğrudan ilişkilendirme eğiliminin kuvvetli olacağı, karıştırılma ihtimalinin temelinde, makul miktarda ortalama tüketicilerin, bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde, herhangi bir sebeple bir bağlantı kurmasının yeterli olduğu, sonuç olarak reddedilen emtiaların tamamında taraf markaları arasında benzerlik ve iltibas ihtimalinin mevcut olduğu anlaşılmaktadır.
Dosyaya davacı tarafından sunulan SMK m. 19/2 kapsamındaki kullanmama itirazına ilişkin delillerin incelenmesinde, tescil tarihinden itibaren 5 yıllık süerinin dolmadığı markalar nazara alınmamıştır. 5 yıllık süresi dolan … sayılı marka bakımından zaten YİDK kararında da kullanım ispatı yükümlülüğünün yerine getirilmediğinin vurgulandığı, bu markanın karşılaştırmada nazara alınmadığı, …+şekil ve … +şekil markaları bakımından sunulan belgelerin dava konusu markaların güncel kullanımlarını göstermeye elverişli olmadığı, bu nedenle her ne kadar …+şekil ve … +şekil markaları, dava konusu marka ile benzer görülmüş ise de anılan markaların kullanımlarının ispatlanamamış olduğu, karıştırılma ihtimali bakımından değerlendirmede dikkate alınmasının mümkün olmadığı, bununla birlikte taraf markalarının, davalıya ait sair markalar bakımından benzer görülmüş olmaları nedeniyle nihai anlamda varılan kanaatini değiştirmeyi gerektirecek bir hususun mevcut olmadığı;
Davacı taraf her ne kadar 2009/32968 sayılı ”… …+şekil” markası nedeni ile kazanılmış hakkı olduğunu ileri sürmüş ise de 2009/32968 sayılı markanın taraflar arasında daha evvel … 3. FSHHM’nin 2012/81E – 2013/262K sayılı ilamına da konu olan marka olduğu, anılan davanın davacı aleyhine sonuçlandığı, bununla birlikte bir kısım emtia bakımından markanın tescili tamamlanmış ise de bu emtialar yönünden de hükümsüzlüğü talebiyle … 3 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/52E sayılı davasının açıldığı ve taraflar arasında derdest olduğu dosya kapsamından anlaşılmakta olup anılan markanın taraflar arasında çekişme konusu olduğu, davacının 2014/29581 sayılı … …+şekil ve 2015/105849 sayılı … … … Mix+şekil markalarının ise dava konusu markanın başvuru tarihi itibariyle henüz tescilleri üzerinden 5 yıllık hak düşürücü sürelerin dahi geçmediği görüldüğünden, bahsi geçen markaların hiçbirinin müktesep hakka dayanak olamayacakları anlaşılmış, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/10/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸