Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/106 E. 2021/100 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Karar
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/106
KARAR NO : 2021/100

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 11/03/2019
KARAR TARİHİ : 08/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; taraf markalarının, görsel, işitsel ve kavramsal açıdan ayniyet taşıdığını, markaların benzer olduğunu, davalı markasının müvekkilinin tescilli markası ile aynı veya benzer emtia sınıflarında tescil edilmek istendiğini, dava konusu marka kapsamında yer alan 09. Sınıf emtiaların, müvekkili şirketin tescilli markalarında yer alan emtialar ile benzer emtialar olduğunu, tüketicilerin söz konusu başvuruyu, müvekkilinin tescilli markaları ile ilişkilendireceğini ve başvuru sahibi ile müvekkili şirket arasında idari ekonomik anlamda bir bağlantı bulunduğun intibasına kapılarak markaların karıştırılacağını, müvekkiline ait … ibareli markaların tanınmış marka olduğunu, …’un … Şirketler Grubu tarafından yönetilen bir gayrimenkul geliştirme şirketi olduğunu, en yüksek kalite standartlarında projeler geliştirmeyi, dünya kalite standartlarıyla belgelenmiş, insan güvenliğine son derece önem veren konforlu konutlar üretmeyi amaçladığını, …’un şuanda Türkiye, İngiltere ve Bulgaristan’da planlama, proje ve inşaat aşamasında olan 20’nin üzerinde gayrimenkul yatırımı bulunduğunu, müvekkili şirketin … markasını, uzun yıllardır aralıksız ve kesintisiz olarak kullandığını, markalarına yatırım yaptığını, reklamlar verdiğini, bu reklamların reklamlar sadece Türkiye ile sınırlı kalmadığını, yurt dışında da markasını tanınmış marka haline getirdiğini ve bu markası altında birçok seri marka yarattığını, … ana markasının tanınmışlığı yanında her bir seri markasını da uluslararası alanda tanınır hale getirdiğini, … markalarının WIPO ve OHIM nezdinde tescil edildiğini, davalı markasının farklı bir sınıf için tescil edilmesi durumunda dahi markayı gören tüketicilerin aklına müvekkilinin tanınmış markasının geleceğini, bu durumun müvekkilinin tanınmış markasının itibarına zarar vereceğini, itibarından haksız yarar sağlayacağını, müvekkili markaları dışında, patent ve faydalı modeller, endüstriyel tasarımlar ile alan adlarının www…com.tr, www.regnumhotcls.com ve ticaret unvanının da esas unsurunu oluşturacağını, davalı yanın, hiçbir şekilde haklı bir gerekçeye dayandıramayacağı bu tescili kesinlikle kötü niyetli olarak ve müvekkiline ait markanın haklı ününden yararlanmak amacıyla yaptırdığını, davalının, seçebileceği milyonlarca seçenekleri arasında, müvekkiline ait tanınmış … markası ile ayırt edilemeyecek derecede benzer başvuruda bulunmasının tesadüfi olmadığını, davalının basiretli bir tacir gibi davranmadığını, iddia ederek işbu YİDK karar iptali ve davalı adına başvuru konusu edilen … sayılı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili cevap dilekçesiyle; davacı ve davalı markasının “işaret” bağlamında aynı veya benzer olup olmadığını, başvuru kapsamında yer alan emtialar yönünden markalar arasında iltibas ihtimalinin bulunmadığını, davalı başvurusunda yer alan emtialar ile davacı markalarının eşya listesinde yer alan emtiaların/hizmetlerin, hitap ettiği tüketici kesiminin özellikleri dikkate alındığında-benzer ihtiyaçları gidermediklerini, dağıtım kanallarının ve satış yerlerinin aynı olmadığını, ikame imkânlarının bulunmadığını, birbirlerini tamamlayıcı niteliklerinin bulunmadığını, davalı ve davacı markasını bu farklı sınıftaki mallar üzerinde gören tüketicilerin herhangi bir şekilde markalar arasında veya marka sahibi işletmeler arasında bir bağlantı kurmayacağını, tanınmış markanın başka mal ve hizmetlerde kullanılabilmesinin önlenebilmesi için, 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesinde yer alan üç şarttan birisinin varlığının gerektiğini, taraf markaları arasında bu üç şartın gerçekleşmediğini, “…” ibareli markanın, davacıya ait “…” ibareli markalarını akla getirmeyeceğini, onun itibarından haksız yere faydalanması veya ayırt edicilik karakterini zedelemesinin mümkün olmadığını, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle; müvekkili şirketin, yayıma çıkarılan dava konusu marka başvurusuna karşı davacı tarafça gerçekleştirilen itiraz, diğer davalı kurum TPMK tarafından müvekkiline bildirilmediğini, bu bağlamda müvekkili şirketin itiraza karşı beyanda bulunma ve davacı tarafın dayanak markalarını tescile konu olduğu emtialar üzerinde ciddi kullanıma konu etmediği yönünde itirazda bulunma hakkının kısıtlandığını, müvekkilinin davacı tarafın yayıma itirazlarından bile ikame edilen bu davanın dava dilekçesinin kendilerine tebliği ile haberdar olduğunu, müvekkili markası ile davacı markasının benzer olmadığını, davacı tarafın itiraza dayanak markalarının “…” ibaresini içermekle birlikte, ayrıca yardımcı kelime unsurları ve görsellerden ibaret şekil markalarından oluştuğunu, her ne kadar davacı markaların benzer olduğunu iddia etmiş olsa da benzerlikten söz edebilmek için markaların bütünü itibariyle benzer ve markaların kapsadığı mal ve hizmetlerinde benzer olmasının gerektiğini, davacı markalarının yurtdışında tescilli olmasının tanınmışlık için tek başına yeterli olmadığını, davacı tarafın tanınmışlığa ilişkin beyanlarının konaklama hizmetleri kapsamında kalan hizmet emtialarına ilişkin olduğunu, müvekkili şirket marka başvurusu ise ürün emtialarına ilişkin olduğunu, ürün ve hizmetleri arasındaki farlılık sebebiyle taraf markalarının benzer olmadığını, tanınmış markadan haksız yarar sağlama yahut davacı markasının itibarına veya ayırt edici karakterine zarar verme durumlarından birinin söz konusu olmadığını, tescili talep edilen markalarının, davacının ticaret unvanı, alan adı, ve diğer sınai haklarına zarar vermiyorsa, ayın işaretin marka olarak tesciline izin verildiğini, davacıya sahip olduğu sınai hakları ve ticaret unvanından kaynaklı olarak geniş bir koruma sağlanmasının mümkün olmadığını, müvekkili marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olmadığını, TÜRKPATENT nezdinde farklı sınıflarda “…” ibareli birçok tescilli marka bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının 6769 sayılı SMK 6/1, 5, 6, 9 md ve 19/2 md kapsamında yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
TÜRKPATENT’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; dava konusu … ibaresinin 09. sınıf emtialarda tescili amacıyla 19.07.2017 tarihinde gerçekleştirildiği görülen … sayılı başvurunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 12.06.2018 tarih ve 302 sayılı bültende ilan olunduğu, söz konusu ilana karşı davacı yanca itirazda bulunulduğu, davacının itirazlarında … sayılı markalarına dayandığı, davacı yanın bu itirazlarının Markalar Dairesi Başkanlığı’nın 07.02.2018 tarihli kararı neticesinde reddolunduğu, davacı yanın söz konusu ret kararına karşı bir kez daha itirazda bulunduğu, davacının itirazlarını inceleyen Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 14.01.2019 tarih ve … sayılı kararıyla; “… başvuru numaralı “…” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvurunun … sayılı “…. şekil” ibareli markalar ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 6 ncı maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir. Başvuru ile itiraz gerekçesi markalar benzer markalar olsa da, başvuru kapsamında ilan edilen ve itiraza konu olan mallarla aynı, aynı tür veya benzer nitelikte mal/hizmetlerin itiraz gerekçesi markaların kapsamında bulunmadığı tespit edilmiştir. Malların ve/veya hizmetlerin aynılığı veya benzerliği şartı gerçekleşmediği sürece iki marka arasında karıştırılma olasılığının varlığından bahsedilmesi mümkün olmadığından, başvuru ile itiraz gerekçesi markalar arasında karıştırılma veya ilişkilendirilme ihtimallerinin ortaya çıkmayacağı sonucuna varılmıştır. …. itiraza konu başvurunun tescilinin 6769 Sayılı SMK’nın 6/5 maddesi hükmünde belirtilen koşulların oluşmasına yol açacağı yönünde de bir kanaat oluşmadığından, tanınmışlık gerekçesine dayalı itiraz haklı görülmemiştir. Bunun yanında, itiraz dilekçesinde öne sürüldüğü gibi itiraza gerekçe markanın, 6769 s. SMK’nın 6/6 kapsamındaki hak sahipliği yönünde yeterli kanaate ulaşılamadığından, bu iddianın kabulü mümkün olmamıştır. Son olarak, başvurunun kötü niyetle yapıldığı yönünde somut ve elle tutulur delillere rastlanmadığından ve Kurul’da başvurunun kötü niyetle yapıldığı yönünde bir kanaat de oluşmadığından, bu iddiaya dayalı itiraz haklı görülmemiştir.” şeklinde karar tesis edildiği ve YİDK kararlarının davacı Şirket’e 16/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 11/03/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmış, davacı vekilinin eldeki davayı ikame ettiği tetkik edilmiş, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen ve ek raporunda özetle: dava konusu … sayılı marka ile davacı yanın itiraza dayanak yaptığı …. sayılı markaları arasında görsel, işitsel ve bütüncül anlamda yüksek düzeyli işaretsel bir benzerlik bulunduğu, dolayısıyla dava konusu marka kapsamında benzerliği tespit olunan 09.sınıf: “Kamera altlıkları; kameralar ve monitörler için altlıklar; kamera kılıfları; bilgisayar ağ adaptörleri; bilgisayar ekranları için uyarlanmış koruyucu filmler; bilgisayar çevre birimleri ve aksesuarları; bilgisayar ağ hub’ları, anahtarlayıcıları ve yönlendiricileri; bilgisayar kabloları; bilgisayarlar için uyarlanmış montaj braketleri; bilgisayar fareleri; bilgisayarlar için kablosuz adaptörler; bilgisayarlar için uyarlanmış kasalar; bilgisayarlar için dokunmatik yüzeyler; bilgisayarlar için sabit diskler; bilgisayar klavyeleri; USB şarj bağlantı noktaları; USB kabloları; boş USB flash sürücüler; veri kabloları; dizüstü bilgisayarlar için uyarlanmış çantalar; fare altlıkları; kablosuz bilgisayar klavyeleri; kablosuz bluetooth hoparlör; kablosuz hoparlörler; kablosuz kulaklıklar; kablosuz bilgisayar fareleri; kablosuz bilgisayar çevre birimleri; bluetooth hoparlör; ses çubukları; akıllı telefonlar için kablosuz kulaklıklar; ses hoparlörleri; harici bilgisayar sabit sürücüleri; ethernet adaptörleri; cep telefonları için uyarlanmış kılıflar; kulaklıklar ve kulaklıklar.;” emtiaları bakımından iltibas ihtimalinin mevcut olduğu, davacı şirketin ticaret unvanı nedeniyle tescil engeli oluşturmadığı, davacının dava aşamasında sunduğu deliller ile davacı yanın sektörel anlamda “…” markalarının bilinir olduğunun kabul edilebileceği ancak, dava konusu markada davacın markalarının kapsamındakilerden farklı bir mal bulunmaması nedeniyle somut uyuşmazlığa tanınmışlığın uygulanma imkânı bulunmadığı, dava konusu marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olduğu hususunda yeterli delil bulunmadığı, davacı yana ait olan ve dava konusu marka ile benzer emtiaları taşıdığı tespit edilen markalardan … sayılı markaların davalı tarafın kullanmama def’i itirazı kapsamında kalan ve yine bu itiraz kapsamında uyuşmazlık konusu emtialarda kullanımı ispatlanamamış markalar olup değerlendirmede dikkate alınmadığı, bununla birlikte … sayılı markalar bakımından kullanmama def’inin dikkate alınamayacağı, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun ve ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden yeniden ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Kullanım ispatının def’i olarak ileri sürüldüğü durumda, itiraza konu edilen markanın başvuru tarihinde (veya varsa rüçhan tarihinde) itiraza gerekçe gösterilen markaların Türkiye’de en az beş yıldır tescilli olması şartı aranmaktadır. Davalı yanın, kullanım ispatı itirazına konu markalardan … sayılı markaların tamamının sicil kayıtları incelendiğinde, tescil tarihleri üzerinden 5 yıllık sürelerin geçtiği görülebilmektedir. Davacının diğer sayılı markalarının ise tescil tarihlerinden görülebileceği üzere dava konusu markanın başvuru tarihi itibariyle üzerinden 5 yıllık süreler geçmemiştir.
Davacı yanın, kullanım ispatı talebine konu olabilecek … sayılı markaların kullanımlarını gösterir nitelikte dosya kapsamına yetermi delil sunmadığı görülmektedir. Markasını ciddi şekilde kullandığını ispatlayamayan hak sahibinin itirazının reddedileceği düzenlenmiş olup kullanım külfetini yerine getirmeyen hak sahibinin … sayılı markalara dayanamayacağı anlaşılmıştır.
Davacı yanın dayanak markaları arasında değerlendirmede dikkate alınabilecek markalar (…) kapsamında taraf markalarının benzer olup olmadığı ve bu benzerliğin iltibasa neden olup olmayacağının değerlendirmesinde:
Tarafların emtia gruplarına bakıldığında, başvuru konusu marka kapsamında yer alan 09. Sınıf emtialar, davacı yanın önceki tarihli markaları kapsamında yer almamakla birlikte, somut uyuşmazlıkta dava konusu marka kapsamında bir kısım 09. Sınıftaki emtiaların genel anlamda bilgisaya bilgisayar, bilgisayar parçaları ve donanımlarına yönelik olduğu, dolayısıyla davacının 42. Sınıfında yer alan diğer bilgisayar hizmetleri ile davaya konu markada yer alan altı çizili emtiaların birbirleri ile benzer mahiyette, birbirlerini tamamlayıcı, benzer ihtiyaçlara yönelik, benzer alıcı kitlelerine hitap eden emtialar olduğu; dolayısıyla dava konusu marka başvurusu kapsamında benzer olduğu tespit olunan 09. Sınıf: “Kamera altlıkları; kameralar ve monitörler için altlıklar; kamera kılıfları; bilgisayar ağ adaptörleri; bilgisayar ekranları için uyarlanmış koruyucu filmler; bilgisayar çevre birimleri ve aksesuarları; bilgisayar ağ hub’ları, anahtarlayıcıları ve yönlendiricileri; bilgisayar kabloları; bilgisayarlar için uyarlanmış montaj braketleri; bilgisayar fareleri; bilgisayarlar için kablosuz adaptörler; bilgisayarlar için uyarlanmış kasalar; bilgisayarlar için dokunmatik yüzeyler; bilgisayarlar için sabit diskler; bilgisayar klavyeleri; USB şarj bağlantı noktaları; USB kabloları; boş USB flash sürücüler; veri kabloları; dizüstü bilgisayarlar için uyarlanmış çantalar; fare altlıkları; kablosuz bilgisayar klavyeleri; kablosuz bluetooth hoparlör; kablosuz hoparlörler; kablosuz kulaklıklar; kablosuz bilgisayar fareleri; kablosuz bilgisayar çevre birimleri; bluetooth hoparlör; ses çubukları; akıllı telefonlar için kablosuz kulaklıklar; ses hoparlörleri; harici bilgisayar sabit sürücüleri; ethernet adaptörleri; cep telefonları için uyarlanmış kılıflar; kulaklıklar ve kulaklıklar.;” emtiaları ile davacının redde mesnet markalarından 42.sınıfta yer alan “Bilgisayar hizmetleri: Bilgisayar programcılığı hizmetleri, bilgisayar yazılımlarının tasarımı hizmetleri, bilgisayar yazılımlarının bakımı hizmetleri, bilgisayar yazılımlarının güncelleştirilmesi hizmetleri, bilgisayar donanımları alanlarında danışmanlık hizmetleri, bilgisayar veri tabanı oluşturma hizmetleri, bilgisayar verilerinin kurtarılması hizmetleri, bilgisayar verilerinin düzetilmesi hizmetleri, bilgisayar sistem analizi hizmetleri, bilgisayar danışmanlık hizmetleri, bilgisayar kiralanması hizmetleri, bilgisayar yazılımlarının kiralanması hizmetleri, bilgisayar programlarının çoğaltılması hizmetleri, bilgisayar yazılımlarının tesisi hizmetleri….” emtiaları ile aynı tür/benzer olduğu, bu mal ve hizmet sınıflarının birbirini tamamlayan, satış, sunum ve dağıtım kanalları benzer olan, tüketicinin benzer ihtiyaçlarını gidermeye yönelik, ürün satım işlemi sonrasındaki bakım, onarım ve sair işlemleri bakımından birbirinin devamı nitelikteki benzer mal ve hizmetler oldukları görülmektedir. Şu hâlde, SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan şartlardan biri belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir.
Davalının markasının incelenmesinde; ”…” ibareli başvurunun beyaz zemin üzerine siyah renk kullanılarak, standart yazı karakteriyle kalın ve tümü büyük harflerden ve hiçbir figüratif unsur içermeyen bir sözcük markası olduğu, markadaki “…” ibaresinin Latince’de “Krallık” anlamına geldiği anlaşılmıştır.
Davacının markalarının incelenmesinde; davacı markalarında … ibaresinin yer aldığı, bunun dışında yer alan “golf course, olive golf course, hotels carya golf&spa resort luxury life style, golf resort bodrum” kelimeleri “otel hizmetleri” sektöründe zayıf mahiyette sözcükler olup davacı markalarında yan unsurlar olarak kullanıldığı, davacı markaların ayırt edici ve esaslı unsurunun … ibaresi olduğu görülmekte olup, “…” ibaresi Latince’de “Krallık” anlamına geldiği anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede: davacının itiraza mesnet çok sayıdaki seri markalarının asıl ve ayırt edici unsurunun “…” ibaresi olduğu, davalı markasının “…” ibaresinden ibaret olduğu, taraf markalarının tüketici zihninde bıraktığı ses ve iz ile aynı etkiyi doğurduğu, tüketicilerin markanın kapsadığı emtia/hizmeti almak için ayırdıkları süre zarfında taraf markalarını ayırt edemeyecekleri, işaretlerin bu derece benzer olması nedeniyle işletmesel bağlantırılma ihtimalinin de mevcut olduğu, yine tüketiciler nezdinde davalının mezkur markayı davacının vermiş olduğu bir lisansla kullandığı düşüncesine kapılmaları ihtimalinin de yüksek olduğu, davalının dava konusu markayı çekişmeli sınıflar bakımından tescil ettirmesinin, davacının “…” esas unsurlu ürün/hizmetler için tüketiciler ve yararlanıcılar nezdinde tesis ettiği imaj, güven ve hatırlanırlıktan haksız olarak istifade etmesi sonucunu doğuracağı, bu durumun ise, markaların aynı işletmeye ait seri markalar olduğu izlenimini yaratacağı. İltibas tehlikesinin bulunması ve emtia listelerinin aynı/benzer olması halinde 556 Sayılı KHK 8. maddesinin (4) numaralı fıkrasının tartışma alanı bulamayacağı, anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile
TPE YİDK’nın … sayılı kararın iptaline,
Davalıya ait … kod nolu “…” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,

2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 2.505,65-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/04/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸

MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF : 95,20-TL
GİDER AVANSI :2.410,45-TL
TOPLAM :2.505,65-TL