Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/448 E. 2021/169 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Karar
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/448
KARAR NO : 2021/169

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 14/12/2018
KARAR TARİHİ : 27/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekil dava dilekçesiyle; davalının “… of fabrika” ibaresinin 35. Nice sınıfında tescili amacı ile Türk Patent ve Marka Kurumuna … numaralı marka tescil başvurusunda bulunduğunu, başvurunun 12.12.2017 tarihli ve 290 sayılı Resmi marka Bülteninde yayınlandığını, davacı şirket tarafından marka tescil başvuruna itiraz edildiğini, bu itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından reddedildiğini, işbu ret kararına karşı davacı şirket tarafından itiraz edildiğini, YİDK tarafından itirazın kısmen kabulüne karar verdiğini, davacı şirketin, “mall of” ibareli çok sayıda markanın sahibi olduğunu, davaya konu “… of fabrika” ibareli marka başvurusunun 6769 sayılı SMK uyarınca davacı şirkete ait “mall of” ibareli markalar ile ayırt edilemeyecek kadar benzer hatta aynı olduğunu, dava konusu marka başvurusundaki esaslı unsurun “mall of” ibaresi olduğunu,davacı şirkete ait markaların kapsamında bulunan mal ve hizmetler ile dava konusu marka başvurusunda yer alan mal ve hizmetlerin ilintili ve benzer mallar olduğunu, davacı şirketin “mall of” ibareli markalarının Türkiye’de ve dünya çapında tanınmış marka olduğunu, davacı şirkete ait markalardan “mall of …” markasının Türkiye’nin en büyük alışveriş, eğlence merkezinin adı olduğunu, davacı şirkete ait markalardan “… mall of …” markasının da Avrupa’nın en büyük kapalı eğlence kolonisi olduğunu, dava konusu marka başvurusunun davalı adına 35. Sınıf için tescili halinde markanın davacı şirkete ait markaların devamı olduğu yönünde algılanacağını, dava konusu marka başvurusunun tüm mal ve hizmetler yönünden reddi gerekirken kısmen ret kararı verilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, emsal TÜRKPATENT ve yargı kararları bulunduğunu belirterek dava konusu YİDK kararının iptaline ve dava konusu markanın tescil başvurusunun tüm mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, kurum tarafından alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesiyle; davanın yasal süresi içinde açılmadığını, dava konusu marka başvurusu ile davacı şirkete ait markalar arasında benzerlik bulunmadığını, taraf markalarının görsel, işitsel ve anlamsal olarak farklı olduklarını, markaların karıştırılma ihtimaline ilişkin hiçbir somut delil sunulmadığını, ortalama tüketicilerin markayı genellikle bir bütün olarak algılayacağını ve markanın çeşitli detaylarına ilişkin kapsamlı bir analize girişmeyeceğini, “mall of” ibaresinin İngilizce bir terim olup, alışveriş merkezi anlamına geldiğini, “mall of” ibaresinin ayırt ediciliğinin bulunmadığını, çok genel ve yaygın bir kelime olduğunu, davanın haksız ve dayanaksız olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın kısmen reddiyle ilgili verilen kısım yönünden YİDK kararının 6769 sayılı SMK 6/1, 4, 5. maddeleri kapsamında yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; … adına “… of fabrika” ibaresinin 35. sınıfta tescili amacı ile 24/11/2017 tarihinde Türk Patent ve Marka Kurumuna … numaralı marka tescil başvurusunda bulunulduğu, başvurunun 12.12.2017 tarihli ve 290 sayılı Resmi marka Bülteninde yayınlandığı, … adına marka tescil başvuruna itiraz edildiği, itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından reddedildiği, ret kararına karşı muteriz şirket tarafından itiraz edildiği, TÜRKPATENT Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından … sayılı YİDK kararıyla; “Yapılan incelemede, “… of fabrika” ibareli başvuru ile itiraz gerekçelerinden …. sayılı “mall of … efsane indirim günü”, “mall of Antalya”, “… mall of …”, “moi mall of …”, “mall of …” ibareli markalar “mall of” unsurunu ortak olarak içerse de; “mall” ibaresinin Türkçe karşılığının “alışveriş merkezi” olması nedeniyle tescili talep edilen hizmetler bakımından ayırt ediciliğinin bulunmadığı, “mall of+ yer/kuruluş” şeklinde tertip edilen markaların tescili talep edilen sınıfta ayırt ediciliğinin görece zayıf olduğunu ve markaların ihtiva ettiği diğer unsurları da göz önüne alan Kurul başvuru konusu marka ile belirtilen markalar arasında 6769 Sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma ihtimali bulunmadığı sonucuna ulaşmış ve belirtilen markalara dayalı itirazı haklı bulmamıştır. Bununla birlikte “… of fabrika” ibareli başvuru ile itiraz gerekçesi 2016 47156 sayılı “moi mall of …” ibareli markaların içerdiği ortak unsurlar yanında her iki markanın da kısaltma içermesi ve bu kısaltmaların marka görseli içinde konumlandırılışı /tertip tarzı nedeni ile markaların benzer bulunduğu kanaatine ulaşmıştır. Buna ilaveten başvuru konusu marka ile 2016 47156 sayılı itiraz gerekçesi markanın kapsamında 35. Sınıfta yer alan hizmetler bakımından aynı/benzer hizmetleri içerdikleri tespit edilmiş ve bu hizmetler bakımından markalar arasında karıştırılma, ilişkilendirilme ihtimallerinin ortaya çıkabileceği kanaatine varılmıştır. Ayrıca itiraz dilekçesinde belirtilen eskiye dayalı kullanım iddiası da incelenmiştir. Yapılan inceleme neticesinde, bu iddianın yeterli bilgi, belge, delil ile desteklenmediği anlaşılmış ve bu nedenle eskiye dayalı kullanım gerekçeli itiraz haklı bulunmamıştır.Diğer yandan itiraz gerekçesi markaların tanınmış olduğu iddiası itiraz sahibince ispatlanamadığından haklı bulunmamıştır. İtirazın kısmen kabulüne ve başvurunun 35. Sınıfta yer alan 35-01: Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. 35-02: Büro hizmetleri: sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. 35-03: İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. 35-04: Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. 35-05: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için tespihler mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, kataloglar ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir). bakımından reddine karar verilmiştir.” şeklinde karar verildiği, dava konusu YİDK kararının davacı şirkete 23/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 16/07/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmış, davacı vekilinin eldeki davayı ikame ettiği tetkik edilmiş, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda ve ek raporda özetle: dava konusu marka ile davalının itiraza mesnet markalarının aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer işaretler olmadığı, dava konusu marka başvurusu kapsamında 08, 11, 14, 20, 21, 24, 27. sınıflarda yer alan malların parekendeciliği hizmetleri ile itiraz gerekçesi markaların kapsamında bulunan 16 ve 19. sınıfta yer alan malların parekendecilik hizmetlerinin benzer olmadığı, markalar arasında başvuru kapsamında yer alan 08, 11, 14, 20, 21, 24, 27. sınıflarda yer alan malların parekendeciliği hizmetleri yönünden iltibas ihtimalinin ve tescil engelinin bulunmadığı, davalının “mall of farbrika” ibaresini markasında kullanmasının, sonraki başvurunun tescili nedeniyle haksız bir yararın sağlanması, tanınmış markanın itibarının zarar görmesi veya tanınmış markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi hususlarından birisine sebebiyet vermeyeceği, dosya kapsamında davacının kötü niyet iddiasını ispata ilişkin delil sunulmadığı, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun ve ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun ve ek raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden yeniden ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, … 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davalı Markası Davacı Markaları

Taraf markaları emtia kapsamları incelendiğinde, davacı markalarının 16 ve 19. sınıfta yer alan malların parekendecilik hizmetlerine ilişkin olup, dava konusu marka başvurusu kapsamında olan 35. Sınıfta yer alan hizmetler ise 08, 11, 14, 20, 21, 24, 27. sınıfta yer alan malların parekendecilik hizmetlerine ilişkin olduğu, taraf markalarında ”tespih” mallarının perakendecilik hizmetlerinin aynen yer aldığı, bu hizmetler yönünden ayniyet söz konusu olduğu, YİDK kararıyla tespih mallarının perakendecilik hizmetlerinin marka başvurusundan çıkarıldığı, bununla birlikte, pazarlama faaliyetleri, müşteri kitlesi ve tüketim biçimlerinin farklı olması ve birbirleri ile rekabet etme olanaklarının bulunmaması nedeniyle, tarafların marka kapsamında bulunan farklı mallar/ürünlere yönelik perakendecilik hizmetleri arasında benzerlik bulunmadığı anlaşılmıştır. Devamla;
Davalının markasının incelenmesinde; dava konusu markanın siyah zemin üzerine açık kahve/turuncu tonlarında renklerle üstte MOF ibaresi altta “mall of fabrika” ibaresinden oluşan şekil +kelime markası olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının markalarının incelenmesinde; davacı markalarının “mall of” + yer/unsur ibaresinden ya da animasyon karakteri görseli ile birlikte üzerine mall of maoipark ibaresinden oluştuğu anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun …. sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davacı adına tescilli “MALL OF” esas ibareli markalar ile davalının “… OF FABRİKA” esas ibareli markası arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davalının “… OF FABRİKA” markasını gördüğünde bunun davacının mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ihtimal dahilinde olmadığı, taraf markaları arasında iltibas tehlikesi bulunmadığı; dava konusu marka ile davacının … dışında kalan itiraz mesnet markalarının genel izlenim yönünden benzer olmadığı, bu nedenle markalar arasında dava konusu mallar yönünden karıştırılma olasılığının bulunmadığı, markaların anlamsal, görsel, işitsel ve biçimsel olarak benzerlik taşımadığı ve bu durumun markaların ortalama tüketici nezdinde birbirlerinden ayırt edilebilecek şekilde uzaklaştırmaya yeterli olduğu; … sayılı marka ile dava konusu marka karşılaştırmalı olarak incelendiğinde; markayı oluşturan kelimelerin baş harflerinin üst kısımda yer alması altta MALL OF FABRİKA ve MALL OF … şeklinde markayı oluşturan kelimelerin açıkça yazılması, markanın dizayn ediliş şekli bir bütün olarak değerlendirildiğinde markaların zayıf olarak benzer olduğu, ancak taraf markalarında ortak olarak yer alan “mall of “ibaresinin 35-05. Sınıf perakende hizmetleri açısından tanımlayıcı nitetlikte olduğu ve taraf markaların kapsamında bulunan hizmetler arasında benzerlik bulunmadığı hususları dikkate alındığında; dava konusu marka başvurusu kapsamında bulunan 35.05. sınıf (08, 11, 14, 20, 21, 24, 27. Sınıflarda) yer alan malların parekendeciliği hizmetleri açısından ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede benzerliğinoluşmayacağı, davalının “mall of farbrika” ibaresini markasında kullanmasının, sonraki başvurunun tescili nedeniyle haksız bir yararın sağlanması, tanınmış markanın itibarının zarar görmesi veya tanınmış markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi hususlarından birisine sebebiyet vermeyeceği, dosya kapsamında davacının kötü niyet iddiasını ispata ilişkin delil sunulmadığı kötü niyet iddiasının ispat edilemediği anlaşılmış, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 35,90-TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/05/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸