Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/445 E. 2021/49 K. 26.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Karar
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/445
KARAR NO : 2021/49
DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 19/12/2018
KARAR TARİHİ : 26/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekil dava dilekçesiyle; müvekkilinin 2009 yılından bu yana “…+şekil” markasının sahibi olduğunu, markayı ortağı … ile birlikte oluşturduklarını, mitolojide bir karakter olduğuna inanılan … ibaresini tekstil sektöründe kendi tasarladıkları logo ile birlikte yarattıklarını, 2009 yılından beri müvekkilinin … ile ortak olarak bu birlikteliği sürdürdüklerini, sonrasında müvekkilinin anılan şahsın yanında sigortalı olarak görünmeye başladığını, o tarihlerdeki faturaların üzerinde …+şekil … ibarelerinin yer aldığını, 2014 yılında ortaklık yapısının değiştiğini, bu sefer …’ün müvekkilinin yanında sigortalı çalışmaya başladığını, vergi kaydının ise müvekkili adına kayıtlı olduğunu, müvekkilinin … sayılı başvuruyu bu nedenle gerçekleştirdiğini, müvekkilinin anılan ibare üzerinde gerçek hak sahibi olduğunu, davalı şirketin … sayılı “… enerji enerjiniz değerli” markasını 23, 24 ve 26. Sınıflarda, … sayılı markasının ise 35. Sınıfta yer alan bazı emtialar açısından hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin anılan ibare üzerinde gerçek hak sahibi olduğunu, bu nedenle davalının müvekkilinin markasına engel olamayacağını, kaldı ki markaların farklı ve ayırt edici olduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu, davalının kullanımı bulunmadığı ve kullanmayacağı sınıflarda müvekkili markasını tescil ettirdiğini, davalının daha sonra ise … sayılı başka bir başvuru daha gerçekleştirdiğini, iddia ederek … sayılı YİDK kararının iptali ve … sayılı markanın 23, 24 ve 25. Sınıflarda hükümsüzlüğü, … sayılı markanın 35. Sınıfta “tekstil amaçlı büküm iplikleri, dikiş, nakış ve örgü iplikleri, tireler, esnek iplikler. Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar. Ev tekstil ürünleri (bayraklar, flamalar, mendiller dahil). Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç – dış giysiler, çoraplar. Ayak giysileri. Baş giysileri. Danteller ve nakışlar (aplikler), güpürler, fistolar, dar dokumalar, şeritler ve kurdeleler, ekstraforlar, fitiller, giysiler için kumaştan yapılmış hazır harfler ve rakamlar, armalar, rütbe işaretleri, vatkalar. Giysiler için düğmeler, kopçalar, halkalar, fermuarlar, ayakkabı ve kemer tokaları, perçinler, yapışkan bantlar, bağlar, toplu iğneler, dikiş iğneleri, dikiş makinesi iğneleri, tığlar ve örgü şişleri, iğne kutuları ve iğnelikler. Yapma çiçekler, yapma meyveler. Takma saçlar ve saç aksesuarları” emtiaları yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı Türk Patent vekili cevap dilekçesiyle, iltibas tehlikesinde markaların bütün olarak incelenmesi gerektiğini, dava konusu marka başvurusunun bütünü itibariyle, bırakılan izlenim dikkate alındığında, ret gerekçesi markalar ile iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik gösterdiğini, markalardaki ortak unsurun “…” ibaresi olduğunu, ek unsurların işaretlerin farklılaşmasına neden olamayacağını, bu nedenle 6/1 maddesinin şartlarının oluştuğunu, davacının önceki tarihli hak iddialarını somut olarak ispatlayamadığını, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı şirket tarafından dosya kapsamına herhangi bir beyan sunulmadığı gibi ön inceleme duruşmasına da katılmadığı görülmüştür.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı başvurusunun reddiyle ilgili verilen YİDK kararının 6769 sayılı SMK 6/1 md kapsamında yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve … markanın 23, 24, 26 sınıflarda … sayılı markasının 35/05 sınıfta bir kısım perakendecilik hizmeti yönünden gerçek hak sahipliği ve kötü niyet nedeniyle hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden;dava konusu … sayılı ve …+şekil ibareli marka başvurusunun 15.01.2018 tarihinde 25. Sınıf emtiaları kapsayacak şekilde başvuru konusu edildiği, yapılan ilk incelemeler sonrasında başvurunun 29.01.2018 tarih ve 293 sayılı bültende ilana çıktığı, anılan ilana karşı, davalı yanın … ve … sayılı markalara dayalı olarak itirazda bulunduğu, Markalar Dairesi Başkanlığı’nın 14.06.2018 tarihli kararı neticesinde ise itirazların kabulüne karar verilerek başvurunun reddedildiği, söz konusu ret kararına karşı bu defa başvuru sahibi davacı yanın itirazda bulunduğu, itirazları değerlendiren Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 22.10.2018 tarih ve … sayılı kararı neticesinde özetle; “yapılan incelemede kelime ve şekil unsurlarının kombinasyonundan oluşan markalarda, tüketicilerin kelime unsuruna odaklandığı, kelime unsurunun tüketicilerin zihninde şekil unsuruna nazaran öncelikli olarak yer bulup anımsandığı, başvuru konusu markada yer alan “…” ibaresinin bağımsız ayırt edici unsur olarak algılandığı ve bu ibarenin muteriz tarafından daha önceden ihdas edilen itiraz gerekçesi markalarla, görsel ve işitsel yönden benzer olması nedeniyle çekişme konusu markaların iltibasa yol açabilecek ölçüde benzer oldukları görüşüne varılmıştır.” şeklindeki gerekçeler ile itirazların ve başvurunun reddine karar verildiği, dava konusu YİDK kararının davacı şirkete 03/11/2018 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 19/12/2018 arihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle:
YİDK KARARI BAKIMINDAN: dava konusu … sayılı başvuru ile ret gerekçesi davalı markaları arasında başvuru kapsamında yer alan 25. Sınıf emtiaların tamamı açısından emtia benzerliğinin mevcut olduğu, bununla birlikte taraf markalarının ortak olarak “…” esas unsurunu taşıdığı, bu ibarenin ayırt edici vasfı yüksek, somut anlamının tüketici tarafından bilinmesi mümkün olmayan bir işaret olduğu, dolayısıyla her iki taraf markasında ortak olarak bu ibare ile karşı karşıya kalan tüketici açısından markalar arasında benzerlik ve iltibas ihtimali bulunduğu,
HÜKÜMSÜZLÜK TALEPLERİ BAKIMINDAN: davacı yanın “elbise” ve “kumaş” ürünlerinde, dava konusu … ve … sayılı markalardan daha eski tarihlere dayalı kullanımlarının bulunduğu, bu kullanımlarında “…+şekil” markasını kullandığı, dolayısıyla davalıya ait … sayılı markası kapsamında yer alan 24.sınıftaki “Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar” ve 26.sınıftaki “giysiler için kumaştan yapılmış hazır harfler ve rakamlar, armalar, rütbe işaretleri, vatkalar Giysiler için düğmeler, kopçalar, halkalar, fermuarlar, ayakkabı ve kemer tokaları, perçinler, yapışkan bantlar, bağlar” emtiaları bakımından; … sayılı markasında ise 35.sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar. Koruyucu amaçlı olanlar hariç her turlu malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar Ayak giysileri Baş giysileri Giysiler için düğmeler, kopçalar, halkalar, fermuarlar, ayakkabı ve kemer tokaları, perçinler, yapışkan bantlar, bağlar, malların bir araya getirilerek toptan ve perakende sunumu hizmetleri (belirtilen hizmetler elektronik ortamlar, kataloglar ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir)” emtiaları bakımından davacının 6/3 maddesi anlamında üstün bir hakkının mevcut olduğu, hükümsüzlüğü istenen markalarda hükümsüzlük talebine konu edilen sair emtialar yönünden ise davacının üstün bir hakkının bulunmadığı, dava konusu davalı markalarının kötü niyetli olarak değerlendirilemeyeceği, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, mahkemece bilirkişi raporu ile ortak görüş paylaşılamıyor olsa dahi hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davalı Markası Davacı Markaları

…+şekil …
(25. sınıf) … ENERJİ enerjiniz değerli
(01 / 02 / 04 / 08 / 10 / 12 / 13 / 14 / 15 / 16 / 17
19 / 20 / 21 / 22 / 23 / 24 / 26 / 27 / 28 / 33 / 34 / 35/ 38 / 39 / 40 / 41 / 44 / 45. sınıf)

YİDK iptal talebinin değerlendirilmesinde;
Tarafların emtia gruplarına bakıldığında; başvuru konusu marka kapsamında yer alan emtialar ile nihai ürün – ham mamul, nihai ürün – ürünün satışı hizmeti, nihai ürün – ürünün ham mamulünün satışı hizmeti kapsamında sektörel teamüller çerçevesinde oluşmuş bir benzerlik ilişkisi bulunduğu, özellikle 24. ve 26. sınıftaki nihai giyim ürünlerinin üretiminde kullanılan parçalar ile 25. Sınıftaki nihai ürünler arasındaki ilişkinin bu kapsamda kabul edilebileceği, 35. sınıf mağazacılık hizmetlerindeki 25. sınıf emtiaların satışının ise zaten 25. sınıf emtialar ile doğrudan ilişkili olduğu görülmektedir. Bu hizmet/mallar yönünden SMK 6/1 maddesinde geçen emtia benzerliği koşullarının oluştuğu anlaşılmaktadır. Bu kapsamda markaların karşılaştırılmasında;
Davalının markasının incelenmesinde; dava konusu marka …+şekil şeklinde bir kelime ve şekil kombinasyonu markası olup markadaki baskın unsurunun “…” kelimesi olduğu, bu kelimenin dilimizde bilinen bir anlamı olmadığı, bununla birlikte yapılan araştırmalarda Güneş Sistemi’nde en büyük cüce gezegen olarak bilinen gezegenin ismi olduğu, yine eski dilde “çıngırak, zindan” anlamlarına geldiği ve son olarak mitolojide bir karakterin ismi olarak da bilindiği görülmüştür. Markadaki şekil unsuru “R” harfinin içine yerleştirildiği bir ters üçgen ve bu üçgenin tepesinde yer alan bir noktadan ibarettir. Söz konusu şeklin, markanın kurumsal kimlik algısına bir etkisinin olmadığı anlaşılmaktadır.
Davacının markalarının incelenmesinde; markaların esas kelime unsuru “…” ibaresi olup bu kelimenin yanına “enerji” ve “plus” ibareleri eklenerek markalar yaratılmıştır. Her iki ibarede ticaret hayatındaki kullanım nitelikleri itibariyle, tüketici algısında markasal niteliği zayıf ibarelerdir. Yine bu markalarda da şekil unsuru olarak kullanılan motiflerin markanın bütününe olan etkisi bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. Taraf markalarında ortak olarak yer aldığı görülen “…” ibaresinin, markalar kapsamında benzerliği tespit olunan emtialar bakımından güçlü bir ayırt ediciliği bulunduğu tartışmasızdır. Anılan ibarenin ortalama bir tüketici tarafından sahip olduğu anlamın bilinmesi mümkün olmadığından yaratılmış, özgün, farazi bir marka ile eşdeğer koruma standartlarına sahip olacaktır. Kaldı ki her iki markada da bu ibarenin birebir aynı şekilde kullanıldığı ve tali nitelikteki unsurların markaların bütünsel algılarını değiştirmediği veyahut yeterince farklılaştırmadığı değerlendirilmiştir. Sonuç olarak taraf markaları kapsamında yer alan ortak kelime unsuru “…” ibaresi aynı zamanda markalardaki tek baskın unsur olup, markalar kapsamındaki emtialar arasındaki ilişki ortalama düzeyde bir benzerlik seviyesinde kalsa da ortak unsurlardaki ayniyetin, bu ilişkiyi yukarı çekeceği ve buna bağlı olarak ortalama tüketicinin, taraf markalarını benzer emtialarda görmesi halinde, işaretler arasında iktisadi – idari bir bağ kurabileceği, karıştırılma ihtimalinin temelinde, makul orandaki ortalama tüketicilerin, bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde, herhangi bir sebeple bir bağlantı kurmasının yeterli olduğu, davacı yanın önceye dayalı gerçek hak sahipliği iddialarının bulunduğu görülmüş ise fiili ve hatta varsa yoğun kullanımların 6/1 hükmünden kaynaklı tescil engelinin aşılmasını sağlayamayacağı, taraf markaları arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik olduğu, YİDK kararının yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafın hükümsüzlük talebinin değerlendirilmesinde;
Davalı yanın hükümsüzlüğü talep olunan markaları 26.02.2014 ve 10.09.2014 tarihlerinde başvuru konusu edilmiş olup davacının bu tarihlerden önceye dayalı fiili ve markasal kullanımlarının tespiti gerekmektedir. Anılan tarihlerden sonraki markasal kullanımları gösterir davacı delillerinin dikkate alınması mümkün olmamıştır.
Dosyaya sunulan deliller bu çerçevede bir bütün olarak incelendiğinde;
Muhtelif firmalarca “… TEKSTİL …”‘e kesilmiş kumaş ürünü satın alım faturaları, “… TEKSTİL …” tarafından muhtelif firmalara kesilmiş faturalar, “… TEKSTİL …” tarafından kesilen faturalarda kullanılan marka, 2012 yılından itibaren kullanılmış olan promosyon ürünleri, SGK Genel Müdürlüğü cevabi yazısından davacı ile …’ün birbirlerinin adına açılmış iş yerlerinde işçi sıfatı ile çalışmış olmaları, tüm iş yerlerinde benzer marka kullanımının bulunması hususlarının ortaklık ilişkisini ortaya koyması hususları bir arada değerlendirildiğinde davacı yanın “…” esas unsurlu marka üzerinde, özellikle “bayan elbisesi” ürünleri başta olmak üzere “kumaş emtiaları” bakımından hükümsüzlüğü talep edilen markalardan daha eskiye dayalı bir kullanımının 6/3 maddesi kapsamında mevcut olduğu, dosyaya sunulan delillerin bu emtialar ve bu emtialar ile doğrudan ilişkilendirilebilir emtialar yönünden davacıya üstün bir hak sağlayacağı, dolayısıyla “…” ibaresinin bu emtialardaki kullanımlarını veya tescil başvurusuna konu edilmiş ise marka tescilini engelleyebileceği, davacı yanın önceye dayalı kullanımlara konu logosunun davalı markaları ile iltibasa neden olacak düzeyde benzer olduğu, dolayısıyla davacı kullanımları ile davalı markaları benzer görüldüğünden davacının 6/3 maddesi uyarınca doğan üstün hakka dayalı olarak;
Dava konusu … sayılı markası kapsamında yer alan 24.sınıftaki “Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar” ve 26.sınıftaki “giysiler için kumaştan yapılmış hazır harfler ve rakamlar, armalar, rütbe işaretleri, vatkalar Giysiler için düğmeler, kopçalar, halkalar, fermuarlar, ayakkabı ve kemer tokaları, perçinler, yapışkan bantlar, bağlar” emtiaları bakımından bu ürünlerin, toptan veya perakende piyasaya sunumlarına ilişkin dağıtım kanallarının ortaklığı, birbirlerini tamamlama olanaklarının bulunması, hedeflenen halk kesimlerinin ortak olması, işletmesel bağlantılandırma ihtimalinin mevcudiyeti karşısında aynı tür sayılmalarının zorunlu olduğu, keza yine dava konusu diğer marka olan … sayılı markasındaki 35.sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar Koruyucu amaçlı olanlar hariç her turlu malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar Ayak giysileri Baş giysileri Giysiler için düğmeler, kopçalar, halkalar, fermuarlar, ayakkabı ve kemer tokaları, perçinler, yapışkan bantlar, bağlar, malların bir araya getirilerek toptan ve perakende sunumu hizmetleri (belirtilen hizmetler elektronik ortamlar, kataloglar ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir)” emtiaları bakımından mal üreten davacının karine olarak bu malı sattığı kabul edileceğinden, mal ve malın satışına yönelik mağazacılık hizmetinin de doğrudan bir ilişki olduğu noktasında bir tereddüt bulunmamaktadır. Dava konusu markalar kapsamında kalan sair emtialar bakımından, davacı yanın dosyaya sunduğu fiili kullanımlarının yalnızca “elbise” ve “kumaş ürünleri” ile sınırlı olması nedeniyle 6/3 maddesi anlamında eskiye dayalı kullanım nedeniyle hükümsüz kılınmalarının mümkün olmadığı kabul edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta davacı yanın, önceki hak sahipliği iddialarının ötesinde, davalı yanca gerçekleştirilen başvuruların kötü niyetli olduğu yönündeki iddialarını destekler hiçbir delil dosyada mevcut olmayıp kötü niyet iddialarının somut olarak deliller ile desteklenmediğinden dikkate alınması mümkün olmamıştır. Açıklanan nedenlerle YİDK iptal davası yönünden davanın reddine, hükümsüzlük davası yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile
Hükümsüzlük yönünden davanın kısmen kabulü ile; davalıya ait … kod nolu “… ENERJİ enerjiniz değerli+Şekil” ibareli markanın 24. Sınıftaki “dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar” ve 26. Sınıftaki “giysiler için kumaştan yapılmış hazır harfler ve rakamlar, armalar, rütbe işaretleri, vatkalar, giysiler için düğmeler, kopçalar, halkalar, fermuarlar, ayakkabı ve kemer tokaları, perçinler, yapışkan bantlar, bağlar” emtiaları bakımından; davalıya ait … kod nolu “…+Şekil” ibareli markanın 35. Sınıftaki “müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar. Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, ayak giysileri, baş giysileri, giysiler için düğmeler, kopçalar, halkalar, fermuarlar, ayakkabı ve kemer tokaları, perçinler, yapışkan bantlar, bağlar, malların bir araya getirilerek toptan veya perakende sunumu hizmetleri (belirtilen hizmetler elektronik ortamlar, kataloglar ve benzeri yöntemler ile sağlanabilir)” emtiaları yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
YİDK iptal davası yönünden davanın reddine,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 35,90-TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40-TL’nin davalı …’nden alınarak hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davalı …’nden alınarak davacıya verilmesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 3.750,75-TL yargılama giderinin takdiren 1/4’ü olan 937,68-TL’nin davalı …’nden alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/02/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸

MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF : 77,00-TL
GİDER AVANSI :3.673,75-TL
TOPLAM :3.750,75-TL