Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/436 E. 2021/156 K. 27.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Karar
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/436
KARAR NO : 2021/156

DAVA : Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/12/2018
KARAR TARİHİ : 27/04/2021

Mahkememizde görülmekte olanTazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkil şirket … Cad. ve … Çözümleri Mühendislik Bilgisayar Eğitim A.Ş.’nin, mühendislik üzerine bilgisayar yazılımı üreten sayılı firmalardan biri olduğunu ve lisans hakkı kendilerine ait olan … isimli bilgisayar yazılımın FSEK uyarınca eser sahibi olduğunu, müvekkil şirketin yazılım sektörünün kendine has özellikleri nedeniyle Türk Patent Enstitüsü’nden … isim hakkını marka olarak aldıklarını ve tescil ettirdiklerini, müvekkilin, bu programın kullanılması ve sair şekilde çoğaltılması, değiştirilmesi, işlenmesi, tersine mühendislik işlemine tabi tutulması, tamamının veya bir bölümünün başka bir şekilde kullanılması vs. konularda ülkemizde veya yurt dışında hiçbir kişi ya da kuruluşa izin ya da yetki vermediğini, … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasında yapılan tespit sonucunda düzenlenen 05.11.2018 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere; … 5.1 yazılımı ile CNVAPP, EDITOR, …, HARITA, IMAR, NCMACRO, NETPRO, PLAN, RASTER, UTILS, VECTORY modüllerinin bilgisayarda kurulu ve … olarak çalışır durumda olduğunun tespit edildiğini, bu şekilde müvekkil şirket yazılımlarının izinsiz olarak, korsan diye tabir edilen biçimde yüklenmiş ve kullanmakta olduğunun tespit edildiğini, davalı şahıs hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikâyette bulunulduğunu, 2018/18119 numara ile soruşturma yürütüldüğünü, bu nedenle, davalıların, davacı şirketin sahibi olduğu bilgisayar yazılımlarını herhangi bir sözleşme ve izne tabi olmaksızın, şifre kırmak suretiyle bilgisayarlarında kullandıklarını ve faaliyet alanı gereği bu programlardan haksız kazanç elde ettiğini; FSEK’e aykırı hareket etmek suretiyle müvekkil şirketin mali haklarına tecavüz ettiğini, davalılar aleyhine FSEK m.68/2 uyarınca, davaya konu bilgisayar programının satımı konusunda sözleşme olması halinde belirlenecek mutad bedelin 3 katı tutarında tazminat talebinde bulunduğunu belirterek, davacı şirkete ait bilgisayar programlarının davalılar tarafından izinsiz ve lisansız kullanılması ve müvekkili şirketin mali haklarını ihlal edilmesi nedeniyle, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000.-TL’nin, haksız eylemin gerçekleştiği tarihden itibaren işleyecek ticari (reeskont) faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı cevap dilekçesiyle; … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyası ile yapılan tespitte bilgisayar da programın kullanılıp – kullanılmadığına hiç bakılmadığını, adı geçen programı almadığını, yüklemediğini, kullanmadığını, işyerini tespit olayından 1 ay önce devraldığını, bilgisayarda ne olup olmadığını bilmediğini, emlak işine yeni girdiğini, ofisi masa, sandalye ve bilgisayar ile birlikte devraldığını, sahte program kullanma kastının bulunmadığını, vergi dairesi kaydının celbi ile işyerini ne zaman devraldığının, bilgisayarında yapılacak inceleme ile kullanıp kullanmadığının, en son bu programın ne zaman kullanıldığı hususlarının her şeyi objektif olarak aydınlatacağını, programın değeri konusunda davacının tek taraflı beyan ve belgelerinin nazara alınmayacağını, bu konuda davacı ile rekabet halinde ola firmaların satış bedelleri de nazara alınarak davaya devam edilmesi gerektiğini, usule ilişkin olarak ise yetkili ve görevli mahkemenin … Tüketici ve Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davanın öncelikle usulden reddine karar verilmesini, aksi halde yukarıda açıklanan nedenlerle davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacının mali haklarına sahip olduğu yazılımın izinsiz kullanılması nedeniyle 5846 sayılı yasanın 68/2 maddesi kapsamında telif tazminat şartlarının oluşup olmadığı oluşmuş ise miktarının ne olduğu noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Davalı asil her ne kadar yetki ve görev itirazında bulunmuş ise de 5846 sayılı yasa 66/son maddesi gereğince yetki itirazının ve mahkememizin görevli olması nedeniyle görev itirazının reddine karar verilmiştir.
Dosya içerisinde yer alan … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş dosyası incelendiğinde, davacı …. vekilinin işbu davayı açmazdan evvel, 18.10.2018 T.’inde işbu dosyasında ….adresinde bulunana … Gayrımenkul – …’ na karşı tespit talebinde bulunulduğu, bunun üzerine bahsi geçen tespit dosyasında yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda tanzim edilen raporda özetle: “İşyerinde yapılan inceleme sonucunda 1 adet … programının kurulu ve çalışır durumda olduğu” tespit edildiği bildirilmiştir.
Dosya içerisinde yer ala…. Asliye Ceza Mahkemesi … esas sayılı doayası incelendiğinde, davacı vekili tarafından ayrıca … Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikâyette bulunulduğu, UYAP üzerinden Sayın Mahkeme dosyasına gönderilen evraklardan, … 3.Asliye Ceza Mahkemesi … esas numarasıyla işlemlerin devam etmekte olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan bilirkişi heyet raporuna ve ek rapora göre özetle; davaya konu … 5.1 adlı bilgisayar programının 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) anlamında “ilim ve edebiyat eseri” niteliğinde olduğu, davacı ….’nin söz konusu bilgisayar programı üzerinde mali hakları kullanma yetkisini haiz olduğu, davalının işyerindeki 1 (bir) bilgisayarda 1(bir) adet … 5.1 programının yüklü ve kullanılabilir durumda bulunduğu, davaya konu bilgisayar programının, davalının kontrolünde olan bir bilgisayara davacı hak sahibinden izin alınmaksızın (lisanssız) yüklenerek kullanılması şeklinde ortaya çıkan fiilin davacı hak sahibinin FSEK md. 22’den kaynaklanan “çoğaltma” hakkını ihlal etmiş olduğu, yazılımların davalıya ait bilgisayara 14.05.2015 tarihinde kurulduğu, 6 ayrı modülün rayiç lisans bedelinin toplam 28.376,62 TL tutarında olduğu, davacının davalıdan FSEK 68/2 maddesi uyarınca bu miktarın 3 kat fazlasını istenebileceği, talep edebileceği tazminat miktarının en fazla 85.129,86 TL tutarında olabileceği, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun ve ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzenlendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden yeni bir ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
5846 sayılı FSEK’nun 1/B maddesinin ‘a’ bendinde eser, “sahibinin hususiyetini taşıyan ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsullerini” ifade eder. Buna göre bir fikri ürünün eser sayılabilmesi için iki koşulu birlikte gerçekleştirmesi gereklidir. İlk olarak fikri ürünün sahibinin hususiyetini taşıması, bir başka deyişle kendinden önce ortaya konmuş benzerlerine göre özgün bir niteliğe sahip olması gerekir. İkinci olarak bu fikri ürünün FSEK’nun ikinci ve devamı maddelerinde belirlenen eser kategorilerinden birine dahil edilebilmesi aranmalıdır.
Yasada fikir ve sanat eserlerinin çeşitleri ikinci maddede düzenlenen ilim ve edebiyat eserleri, üçüncü maddede yer verilen musiki eserleri, dördüncü maddede tanımlanan güzel sanat eserleri, beşinci maddede düzenleme bulan sinema eserleri ve son olarak altıncı maddedeki işleme ve derlemeler olarak sayma yöntemiyle belirlenmiş bulunmaktadır. FSEK 2/(1) hükmü uyarınca, ‘Herhangi bir şekilde dil ve yazı ile ifade olunan eserler ve her biçim altında ifade edilen bilgisayar programları ve bir sonraki aşamada program sonucu doğurması koşuluyla bunların hazırlık tasarımları’ ilim ve edebiyat eserleri arasında sayılmıştır.
Öte yandan FSEK 38/2 hükmü gereği bilgisayar programlarının bir bilgisayara yüklenmesi ve çalıştırılması onu yasal yollardan edinen kişilere ait bir serbesti olduğu; ancak bu serbestinin ön şartının bilgisayar programını hukuki olarak elde etmek olduğu; programın hukuki bir işlemle veya kanun gereği iktisap edilmiş olması gerektiği; hukuki yoldan iktisap eden kişinin ise programı devralan, lisansı bulunan, bunların yetkilendirdiği kişiler ve anılan kişilerin halefleri olabileceği; bu şekilde bilgisayar programını iktisap eden kişilerin programı bilgisayara yükleyebileceği; çalıştırabileceği ve hataları düzeltebileceği vurgulanmalıdır.
Zira; FSEK 22. maddeye göre “Bir eserin aslını veya kopyalarını, herhangi bir şekil veya yöntemle, tamamen veya kısmen, doğrudan veya dolaylı, geçici veya sürekli olarak çoğaltma hakkı münhasıran eser sahibine aittir… Çoğaltma hakkı, bilgisayar programının geçici çoğaltılmasını gerektirdiği ölçüde, programın yüklenmesi, görüntülenmesi, çalıştırılması, iletilmesi ve depolanması fiillerini de kapsar”. Madde hükmünden de anlaşıldığı üzere FSEK bilgisayar programları açısından diğer eser türlerine nazaran daha geniş bir koruma getirmiştir. Buna göre kanun lafzıyla anlaşıldığı üzere bir bilgisayarın taşıyıcıya yüklenmesi, taşıyıcıdan bilgisayarın sabit diskine yüklenmesi, programın çalıştırılması ve benzeri eylemlerin herbirinin ayrı ayrı çoğaltma kapsamında değerlendirilmek gerektiği kuşkusuzdur.
Yasa eser sahibinin bir eseri meydana getiren kişi olarak belirlemiştir. (FSEK md. 8/1) Yasanın 9. maddesinde eser sahiplerinin birden fazla oluşu hallerine yer verilmiştir. Buna göre birden fazla kimsenin birlikte vücuda getirdiği eserin kısımlara ayrılması mümkünse, bunlardan her biri meydana getirdiği bölümün sahibi sayılır. Ancak birden fazla kimsenin iştirakiyle vücuda getirilen eser ayrılmaz bir bütün teşkil ediyorsa, bu takdirde eserin sahibi onu meydana getirenlerin oluşturduğu birliktir. (FSEK md. 10/1) Bu ikinci hale yasa eser sahipleri arasındaki birlik adını vermiştir.
Yine eser sahipliği yönünden belirlenen karineler yasanın 11 ve 12. maddelerinde yer almaktadır. Buna göre FSEK 11 uyarınca yayınlanmış eser nüshalarında veya güzel sanat eserlerinin aslında eserin sahibi olarak adını veya bunun yerine tanınmış müstear adını kullanan kimse aksi kanıtlanıncaya kadar bu eserin sahibi sayılır. Yayımlanmış olan bir eserin sahibi, eser nüshalarında veya aslında mutat olduğu şekilde belirtilmemiş ise bu takdirde eseri yayımlayan, o da belli değilse çoğaltan eser sahibine ait hak ve yetkileri kendi adına kullanabilir.
Diğer taraftan memur, hizmetli ve işçilerin işlerini görürken meydana getirdikleri eserler üzerindeki mali hakları, kullanma yetkisi aralarındaki sözleşmeden veya işin mahiyetinden aksi anlaşılmadıkça, bunları çalıştıran veya tayin edenlerce kullanılır. Tüzel kişilerin organları hakkında da bu kural uygulanır. (FSEK 18/II).
Eser sahibinin kullanabileceği mali haklar, FSEK 21 ve devamında düzenlenmiştir. Buna göre, mali haklar, FSEK’nun, 21. maddesindeki işleme hakkı, 22. maddesinde düzenlemesini bulan eserin aslı veya kopyalarının herhangi bir şekil veya yöntemle tamamen veya kısmen, doğrudan veya dolaylı, geçici veya sürekli çoğaltma hakkı; 23. maddede belirlenen eserin aslını veya çoğaltılmış nüshalarını kiralama, ödünç verme, satışa çıkarma veya diğer yollarla yayma hakkı; 24. maddede doğrudan veya dolaylı olarak bir eserden ses veya resim nakline yarayan aletlerle umumi mahallerde okumak, çalmak, oynatmak, göstermek gibi temsil suretiyle faydalanma hakkı; 25. maddedeki işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkı olarak belirlenmiş bulunmaktadır. FSEK’nun 48.maddesi uyarınca mali haklar süre, yer ve içerik itibariyle sınırlı veya sınırsız; karşılıklı veya karşılıksız olarak başkalarına devredilebilir. Mali hakların sadece kullanma yetkisi de bir başkasına bırakılabilir.
Manevi haklar ise Yasa’nın 14-17.maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre, eser sahibi, eserinin umuma arz ve yayımlanma zamanı ve tarzını belirleme (FSEK md.14); adın belirtilmesi (FSEK md 15); eserde değişiklik yapılmasını men (FSEK md. 16) ve bir kısım eserler yönünden geçerli bulunan zilyed ve malike karşı ileri sürülebilecek eserin aslına ulaşma haklarına sahiptir. Manevi haklar mali hakların aksine, bir başkasına devredilemez ve vazgeçilemez haklardır. Ancak bu hakların kullanılması yetkisi bir başkasına bırakılabilir.
Eser üzerindeki mali ve manevi hakları ihlal edilen kişi, FSEK’nun 66. maddesi uyarınca, tecavüz edene karşı tecavüzün ref’ini (ortadan kaldırılmasını), 69. madde uyarınca muhtemel devam eden tecavüzlerin men’ini (önlenmesini), 68. madde uyarınca, sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya rayiç bedel itibariyle uğradığı zararın en çok üç kat fazlasını isteyebilir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Davalı Şirketin faaliyette bulunduğu iş yerinde, delil tespitine dayalı olarak yapılan inceleme sonucunda, bir adet bilgisayarda … programının kurulu olduğu tespit edilmiştir. Yargılama sırasında bilirkişi heyetince sunulan raporda, bilgisayarında kurulu bulunan … programının ilim ve edebiyat eseri niteliğinde bulunduğu, davacının söz konusu programın mali haklarını kullanma yetkisine sahip olduğu, … 5.1. programı ile modüllerin çalışır durumda oldukları isabetli olarak açıklanmıştır.
5846 sayılı FSEK’in eser sahibinin mali haklarından olan çoğaltma hakkı düzenlenmiştir. Buna göre, bir eserin herhangi bir şekilde çoğaltılması hakkı münhasıran eser sahibine ait olup, maddenin son fıkrası uyarınca çoğaltma hakkı, bilgisayar programının geçici çoğaltılmasını gerektirdiği ölçüde, programın yüklenmesi, görüntülenmesi, çalıştırılması, iletilmesi ve depolanması fiillerini de kapsamaktadır. Davalı iş yerindeki 1 adet bilgisayarda da … 5.1 programı ile yan modüllerinin yüklü ve çalışır vaziyette bulunduklarının tespit edildiği, davacıyla sözleşme yapılmadan veya davacının izni olmadan gerçekleşen bu eylem ile davacının çoğaltma hakkının ihlal olunduğu tüm dosya kapsamından anlaşılmıştır.
Çoğaltma hakkının ihlali için mutlaka izinsiz biçimde yüklenen programın kullanılması şart olmayıp, çalışır biçimde programın yüklenmesi ve depolanması çoğaltma hakkını ihlal ettiğinden ve davalı taraf bilgisayarında da söz konusu program, çalışır biçimde yüklü olduğundan, davalı tarafın savunması yerinde değildir.
Davalı tarafın eyleminin, davacının kullanmaya yetkili olduğu çoğaltma hakkının ihlali niteliğinde olduğunun tespitinden sonra davacının FSEK’in 68. maddesi uyarınca talep edebileceği tazminatın belirlenmesi gerekmektedir. FSEK’in 68. maddesi, “Eseri, icrayı, fonogramı veya yapımları hak sahiplerinden bu Kanuna uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden, izni alınmamış hak sahipleri sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilir.” hükmünü içermektedir. Anılan hüküm kapsamında, sözleşme yapılmış olması halinde istenebilecek bedelin (varsayımsal sözleşme bedeli) ne şekilde tespit edileceği konusunda HGK’nın 20.03.2002 tarih, 2002/176-214 E.K. sayılı ilamı yol gösterici niteliktedir. Anılan kararda, varsayımsal sözleşme bedelinin, eser sahibinin bilimsel/sanatsal yeteneği, üretim kapasitesi, eserin beğeni ölçüsü, sayfa sayısı, estetik görünümü, nitelik ve niceliği, ihlal edilen mali hakkın türü, coğrafi kapsamı, ihlal süresi, ihlalin yapıldığı vasıta gibi kriterler dikkate alınarak eser sahibinin tecavüzde bulunanla sözleşme yapması halinde isteyebileceği bedele göre belirlenmesi gerektiği açıklanmıştır. Varsayımsal sözleşme bedeli belirlenirken, varsa ihlal konusu mali hakkın devrine ilişkin önceki sözleşmelerden yararlanılabilir. Bu tür sözleşmeler emsal alınırken, sözleşmenin dava konusu olaya ne ölçüde uyduğunun, aradaki farklılıkların ve benzerliklerin neler olduğunun gözetilmesi zorunludur. Somut olayda, davaya konu programın, davacı tarafça satışa sunulan bir program olması ve benzer uyuşmazlıklardaki Yargıtay uygulamaları da gözetildiğinde, izinsiz olarak kurulan programın ve yan modüllerinin varsayımsal sözleşme bedelinin tespitinde, davacının satış fiyat listesinin de dikkate alınması gerekmektedir.
Mahkememizce alınan ek bilirkişi raporunda, programın yüklendiği yıl olan 2015 yılı fiyat listesinin dikkate alınacağı, davalı iş yerinde tespiti yapılan yazılımın güncel sürüm olmadığı, yazılım ürünlerinde genel uygulama olarak yeni versiyon çıktığında eski sürümün satışının durdurulduğu, eski sürümün daha uygun fiyata satışı gibi bir yöntemin izlenmediği, tespitin yapıldığı yıl olan 2015 yılında dava konusu programın satışını gösteren bir faturanın bulunmadığı açıklanmış, 2015 yılına göre ürünlerin liste fiyatları ile uygulanan ortalama iskonto rakamlarına ve kanuni defter incelemelerine göre belirlenen tutar bildirilmiştir. Alınan ek raporda belirlenen miktarın dosya kapsamı ile uyumlu bulunduğu kanaatine varıldığından 5846 sayılı yasanın 68/2 md gereğince 68.103,88-TL telif tazminatının haksız fiilin başlangıç tarihi olan 14/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile (İş ticari olmakla avans faize hükmedilmesi gerekiyor ise de taleple bağlı kalınmıştır) birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, ıslah dilekçesi doğrultusunda karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulü ile
5846 sayılı yasa 68/2 maddesi gereğince 68.103,88 TL telif tazminatının 14/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 4.637,87-TL karar harcından (peşin harç+ıslah harcı) toplam 1.163,04-TL’nin mahsubu ile bakiye 3.474,83-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 9.653,50-TL nispi ücreti vekâletin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü yazılı 3.700,79-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalının yaptığı bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf/vekillerinin yüzüne karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/04/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸

MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF : 170,78-TL
ISLAH HARCI : 992,26-TL
GİDER AVANSI :2.537,75-TL
TOPLAM :3.700,79-TL