Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/423 E. 2021/414 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/423
KARAR NO : 2021/414
DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 04/12/2018
KARAR TARİHİ : 14/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkili şirket adına tescilli 2008/71019 sayılı “…” ve 2009/11309 sayılı “…” markalarının 03., 05., 21. Sınıflarda tescilli olduğunu, dava konusu … sayılı “…” markasının ise 03.sınıfta “Sabunlar, parfümeri, esans yağları, kozmetik ürünleri, saç losyonları, diş temizleme müstahzarları, cildin, saç derisinin ve saçın temizlenmesine, bakımına ve güzellleştirilmesine, mahsus müstahzarlar, saç şekillendirme ürünleri, saç rengi açma, ağartma, saç boyama ve renklendirme müstahzarları.” malları için tescil ettirilmek istendiğini, markaların aynı esas unsurları ihtiva ettiğini, kelime ve şekil unsurlarından oluşan markalarda akılda kalan ve tüketiciler tarafından markayı ifade etmekte kullanılan unsurun kelime unsuru olduğunu, sözcükten ibaret markaların söz konusu olduğunda, işaretin görünüşünden ziyade telaffuzunun daha çok hatırda kalıcı nitelikte olduğunu ve bu tip markaları tüketicilerin görsel formlarından daha çok hatırda fonetik çağrışımları ile akılda tutulduklarını, müvekkili markasının esas unsurunun “…” ibaresi olduğunun düşünüldüğünde, karşılaştırılan işaretlerin benzer olduklarını, taraf markalarının 03.sınıf bakımından aynı emtiada tescilli olduğunu, dava konusu marka başvurusunun müvekkili markasını çağrıştırdığını, tüketicilerin davalı markasını, müvekkili firma ile özdeşleştirebileceğini ya da müvekkili şirketin izni ile dava konusu markanın kullanıldığını düşüneceğini, markaların görsel, işitsel açıdan iltibasa neden olacağını iddia ederek; … sayılı YİDK kararının iptaline, davalı şirketin … sayılı “…” ibareli markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, dava konusu … kod numaralı markanın, büyük ve siyah harflerle yazılmış “… … …” ibaresinden oluştuğunu, davacı yanın itiraz konusu 2008 71019 ve 2009 11309 sayılı markalarının ise; baş harflerinin büyük olacak şekilde, siyah-küçük harflerle yazılmış “…” ve “… …” ibarelerinden oluştuğunu, davacıya ait “…” ibaresini taşıyan itiraz konusu markaların ayırt edici niteliğinin düşük olduğunu, başvuru ile itiraz gerekçesi markaların ortak kelime unsurunu teşkil eden “…” ibaresinin,”parlatmak, parlamak, parlaklık, cila, cilalamak” gibi anlamlara geldiğini ve kelimenin bu anlamlarıyla, başvurunun kapsadığı “kozmetik, güzellik bakımı, sabunlar, saç bakım ürünleri, diş temizleme müstahzarları” ile ilintili olarak yaygın biçimde çağrıştırıcı/tarif edici anlamıyla kullanıldığını, “…” ibaresinin anlamı itibariyle başvuru kapsamındaki mallar bakımından, herkesin kullanabileceği türden, fantezi-orijinal, ayrım gücü zayıf, basit bir ibare olduğunu, tüketicinin bu ibareye sürekli maruz kaldığından bu ibareyi her duyduğunda veya gördüğünde belirli bir firma ile ilişkilendirme yoluna gitmeyeceğini, markaların karıştırılma ihtimallerinin bulunmadığını, davalı yanın “…” ibaresini “bright tonight” kelime unsuru ile birlikte, “Bu gece ışıl ışıl parla” anlamına gelen bir slogan şeklinde, bambaşka bir kompozisyon ve içerikte kullandığını, tüketicilerin markayı bir bütün olarak algılayacağını, görsel, işitsel ve anlamsal yönde başvuru konusu markanın algıda bıraktığı etki bakımından davacı markalarından farklılaştığını, 6769 sayılı SMK’nın 6/1 hükmündeki hususların hiçbirinin gerçekleşme ihtimalinin bulunmadığını ileri sürerek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 1837 yılından beri güzellik ve bakım, sağlık ve ev temizliği alanlarında faaliyet gösterdiğini ve bu alanlarda lider şirketlerden biri olduğunu, kişisel bakım alanında …, …. markalarının, temizlik ürünlerinde ise ….markalarının herkes tarafından bilindiğini, müvekkili şirketin … … ….markasını özellikle saç bakım ürünlerinde dünya çapında uzun yıllardır kullandığını ve 03.sınıf mallar üzerinde tescilli olduğunu, söz konusu marka başvurusunun yanı sıra 2012 84473 sayılı …. marka tescilinin de sahibi olduğunu, davacı yanın, karıştırılma ihtimali olduğunu ileri sürdüğü markaya dair kullanımını kanıtlayamadığını, davacıya ait … ibareli markanın, ayırt ediciliği düşük bir marka olduğunu, yine davacı yanın … markasını 3.sınıfta tescil ettirmiş olmasının, … unsurunu taşıyan tüm markaların 3.kişiler adına tescilini engellemediğini, söz konusu markanın davacı şirket tekeline verilemeyeceğini, markaların karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, davacı markasını taşıyan ürünü alacak olan tüketicinin diş bakım ürünleri reyon ve raflarına bakan kişilerden oluştuğunu, müvekkili markalarını taşıyan ürünlerin ise saç bakım ürünleri olması sebebiyle tüketici profilinin farklı olacağını, P&G markasının … … … markası altında kullandığı saç bakım ürünleri fiyatının, davacı yanın …/… … markaları altında kullandığı 2-3 TL civarındaki diş fırçalarına oranla oldukça yüksek olduğunu,fiyat farkının da yüksek olması sebebiyle tüketici profilinin bu haliyle de farklılaştığını, dava konusu YİDK kararının isabetli ve hukuka uygun olduğunu ileri sürerek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; davalı … tarafından … … … markasının “03.sınıf: Sabunlar, parfümeri, esans yağları, kozmetik ürünleri, saç losyonları, diş temizleme müstahzarları, cildin, saç derisinin ve saçın temizlenmesine, bakımına ve güzelleştirilmesine mahsus müstahzarlar, saç şekillendirme ürünleri, saç rengi açma, ağartma, saç boyama ve renklendirme müstahzarları.” emtiasını kapsayacak şekilde tescili için 27.02.2017 tarihinde başvuruda bulunulduğu, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından başvurunun incelenerek 29.05.2017 tarih ve 277 sayılı Resmi Marka Bülteninde ilanına karar verildiği, davacı tarafından ilana 2008 71019, 2009 11309 sayılı ve “…”, “… …” ibareli markaları gerekçe gösterilerek iltibas iddiasıyla itiraz edildiği, başvuru sahibi davalı tarafından itiraza karşı görüş bildirilerek iltibas oluşmayacağının ileri sürüldüğü ve 2009 11309 sayılı “… …” markası bakımından kullanım ispatı istendiği, davacı muteriz tarafından bir kısım kullanım ispatı belgelerinin sunulduğu, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından itirazın incelendiği ve 2008 71019 sayılı mesnet marka yönünden “benzerlik bulunmadığı”, 2009 11309 sayılı mesnet marka yönünden ise “kullanım ispatlanamadığından bu markanın SMK m. 6/1 kapsamındaki iltibas değerlendirmesinde dikkate alınmadığı” gerekçesiyle itirazın reddine karar verildiği, İlgili Dairenin bu kararına, davacı tarafından Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu nezdinde itiraz edildiği, 03.10.2018 tarih ve … sayılı YİDK kararı ile; “… başvuru numaralı ‘…’ ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvurunun 2008 71019, 2009 11309 sayılı ‘…’, ‘… …’ ibareli markalara dayanılarak 6769 s. SMK’nın 6 ncı maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir. Bilindiği üzere, 6769 s. SMK’nın 6/1 maddesi, ‘Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.’ hükmünü içermektedir. Yerleşik içtihada göre, halkın malların veya hizmetlerin aynı işletmeden veya ticari olarak bağlantılı bir işletmeden geldiğine inanması riski karıştırılma olasılığını ortaya çıkartır. Karıştırılma olasılığı, kamunun ilgili kesiminin ihtilafa konu markalar ve mallar veya hizmetler hakkındaki algısı, markaların ve malların veya hizmetlerin benzerliğinin karşılıklı bağımlılığı dahil olmak üzere inceleme konusu ihtilafa ilişkin tüm faktörler dikkate alınarak, bütüncül olarak değerlendirilmelidir. Karıştırılma olasılığına ilişkin bütüncül değerlendirme yapılırken, ihtilafın konusu markaların görsel, işitsel veya kavramsal benzerliği, işaretlerin bütün olarak oluşturdukları izlenim esasında incelenmelidir, ancak bu yapılırken işaretlerin ayırt edici ve baskın unsurları özellikle dikkate alınmalıdır. Karıştırılma olasılığına ilişkin genel değerlendirmede, malların veya hizmetlerin ortalama tüketicisinin markalara ilişkin algısı belirleyici etkiye sahiptir. Bu bağlamda, ortalama tüketiciler markayı genellikle bütün olarak algılar ve markanın çeşitli detaylarına ilişkin kapsamlı bir analize girişmez. Karıştırılma olasılığına ilişkin bütüncül değerlendirmede, ilgili malların veya hizmetlerin ortalama tüketicisinin makul derecede bilgili, gözlemci ve ihtiyatlı varsayılır. Bununla birlikte, ortalama tüketicilerin farklı markalar arasında doğrudan bir karşılaştırma yapma şansına nadiren sahip olduğu, bunu yerine markaların zihninde kalan tam olmayan imajını (hatırasını) esas aldığı faktörü dikkate alınmalıdır. Buna ilaveten, ortalama tüketicilerin dikkat seviyesinin, ihtilafa konu malların veya hizmetlerin niteliğine göre değiştiği de göz önünde bulundurulmalıdır. Önceki tarihli markanın ayırt edici gücü arttıkça, karıştırılmanın ortaya çıkması olasılığı da artar. Bu nedenle, ayırt edici gücü, tabiatı gereği veya piyasada sahip olduğu bilinirlik (ün) nedeniyle, daha yüksek olan markalar, ayırt edici gücü düşük olan markalara kıyasla daha geniş korumadan yararlanılırlar. Bu nedenle, karıştırılma olasılığının varlığı araştırılırken önceki markanın ayırt edici gücü ve özellikle sahip olduğu bilinirlik (ün) dikkate alınmalıdır. Birden fazla unsurdan oluşan bileşke markalar söz konusu olduğunda, iki marka arasındaki benzerliğin tespiti, bileşke bir markayı oluşturan öğelerden sadece birisini alarak, o öğeyi başka bir markayla karşılaştırmanın ötesinde bir incelemeyi gerektirir. Karşılaştırma, ihtilaf konusu markaların her birini bütün olarak inceleyerek yapılmalıdır, ancak bazı durumlarda, bileşke markayı oluşturan öğelerden biri, bileşke markanın kamunun ilgili kesiminde yarattığı bütüncül algıda baskın konumda bulunabilir. Karıştırılma ihtimali gerekçeli itiraz belirtilen genel ilkeler esas alınarak incelenmiştir. ‘…’ ibareli incelenen başvuru ‘Sabunlar, parfümeri, esans yağları, kozmetik ürünleri, saç losyonları, diş temizleme müstahzarları, cildin, saç derisinin ve saçın temizlenmesine, bakımına ve güzelleştirilmesine mahsus müstahzarlar, saç şekillendirme ürünleri, saç rengi açma, ağartma, saç boyama ve renklendirme müstahzarları.’ malları bakımından işlem görmektedir. Başvuru ile itiraz gerekçesi markaların ortak kelime unsurunu teşkil eden ‘…’ ibaresi ‘parlatmak, parlamak, parlaklık, cila, cilalamak’ gibi anlamlara gelmektedir ve kelime bu anlamlarıyla, başvurunun kapsadığı ‘kozmetik, güzellik bakımı, sabunlar, saç bakım ürünleri, diş temizleme müstahzarları’ ile ilintili olarak yaygın biçimde çağrıştırıcı – tarif edici anlamıyla kullanılmaktadır. Bu itibarla, Kurul, ‘…’ ibaresinin anlamı itibarıyla, başvuru kapsamındaki mallar bakımından ayırt edici gücü görece zayıf bir terim olarak kabul edilmesi gerektiği görüşündedir. Belirtilen husus göz önüne alındığında, Kurul’a göre, ‘…’ ibareli başvuru ile 2008 71019, 2009 11309 sayılı ‘…’, ‘… …’ ibareli itiraz gerekçesi markalar arasında bütüncül anlamda bir benzerlik bulunmamaktadır. Kurul, bir üst paragrafta belirtilen gerekçelerle, başvuru ile 2008 71019, 2009 11309 sayılı ‘…’, ‘… …’ ibareli itiraz gerekçesi markaları bütün olarak ortaya çıkan izlenim bakımından, benzer markalar olarak değerlendirmemiş ve markalar arasında karıştırılma veya ilişkilendirilme ihtimalinin ortaya çıkmayacağı sonucuna ulaşmıştır. Ayrıca, itiraz dilekçesinde ifade edilen haksız rekabet iddiası ispatlanamadığından ve bu iddianın kabulü yönünde Kurul’da kanaat oluşmadığından, haksız rekabet iddiası da haklı bulunmamıştır. Sayılan nedenlerle, itirazın reddi gerekmiştir.” gerekçesiyle itirazın reddine karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 04/12/2018 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle: 2017 17282 sayılı … … … ibareli davalı marka başvurusu ile 2008 71019 sayılı … ibareli davacı markasının benzer olduğu; davalı markası kapsamında yer alan malların tamamı (03. Sınıf) bakımından taraf markalarının emtia listelerinin aynı/aynı tür mallardan oluştuğu ve markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında iltibas ihtimali BULUNDUĞU; davalının ise 2012 84473 sayılı …. … ibareli önceki tarihli markasından kaynaklı müktesep hakkının bulunmadığı, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun “Kullanma İspatı”na ilişkin 19/2. Maddesi; “6 ncı maddenin birinci fıkrası kapsamında yapılan itirazlarda, itiraz gerekçesi markanın itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinde Türkiye’de en az beş yıldır tescilli olması şartıyla, başvuru sahibinin talebi üzerine, itiraz sahibinden, itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinden önceki beş yıllık süre içinde itiraz gerekçesi markasını itirazına dayanak gösterdiği mal veya hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğuna ya da kullanmamaya dair haklı sebepleri olduğuna ilişkin delil sunması talep edilir. İtiraz sahibi tarafından bu hususların ispatlanamaması durumunda itiraz reddedilir. İtiraz gerekçesi markanın, tescil kapsamındaki mal veya hizmetlerin sadece bir kısmı için kullanıldığının ispatlanması hâlinde itiraz, sadece kullanımı ispatlanan mal veya hizmetler esas alınarak incelenir.” hükmünü içermektedir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 25/7 maddesi ise; “6 ncı maddenin birinci fıkrası uyarınca açılan hükümsüzlük davalarında 19 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır. Hükümsüzlüğü istenen markanın başvuru veya rüçhan tarihinde, davacının markası en az beş yıldır tescilli ise davacı ayrıca, söz konusu başvuru veya rüçhan tarihinde 19 uncu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartların yerine getirildiğini ispatlar.” şeklindedir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davalı Markası Davacı Markası

… … … …
(03. sınıf) … …
(03, 05, 21. sınıf )

Somut olayda davalı yan TÜRKPATENT nezdinde 2009 11309 sayılı marka yönünden, kullanım ispatı itirazında bulunduğu gibi, huzurdaki davada da aynı talebi defi olarak ileri sürmüştür.
Dava konusu marka başvurusu 27.02.2017 tarihinde yapılmış, huzurdaki dava ise 14.12.2018 tarihinde açılmıştır. Buna göre davacının 2009 11309 sayılı … … markası, gerek başvuru gerekse dava tarihi itibariyle 5 yılı aşkın süredir tescillidir. Davacının, işbu markayı, tescilli olduğu mallar üzerinde başvuru ve dava tarihinden geriye doğru 5 yıl içinde kullandığını ispatlaması gerekmektedir.
Davacının itiraza ve hükümsüzlüğe dayanak gösterdiği 2008 71019 sayılı markası bakımından ise, itiraz tarihinde bu markanın 5 yıllık tescil süresi dolmadığından, hükümsüzlük davası bakımından ise talep olmadığından, kullanım ispatı sunma zorunluluğu bulunmamaktadır.
SMK 19/2 ve 25/7 maddeleri gereğince markanın kullanıldığını ispat yükü davacıya aittir. Bu konuda delil serbestisi geçerli olup marka sahibi markasını kullandığını kanaat verici ve denetlenebilir olması kaydıyla gazete ve dergilerdeki duyuru, tanıtım ve reklamları, üzerinde tarih bulunan ve piyasaya dağıtıldığı ortaya konulabilen ve baskı tarihi denetlenebilen katalog, broşür gibi tanıtım araçları, dijital ortama konulduğu tarih teknik olarak ispat edilebiliyorsa internet ortamındaki arşiv kayıtları, süpermarket insertlerindeki görseller, fatura ve benzeri her türlü delille ispat edebilir. (Çolak, sy 987)
Davacı tarafça sunulan reklam afişleri ve ürün görselleri, tarih bilgisi içermediğinden ve tek taraflı hazırlanması mümkün olduğundan, faturalarla tevsik edilmedikçe itibar edilmesi mümkün olmayan belgelerdendir.
Bu kapsamda sunulan üç adet fatura incelenmekle;
– Dava dışı … Standart İşletmecilik ve Mümessillik San. ve Tic. A.Ş. tarafından, davacı şirket adına düzenlenmiş 18.08.2017 tarihli, A-228282 nolu fatura ile “72 Kutu – … … DİŞ FIRÇASI, 3796 YETİŞKİN, 48 ADET 2 Lİ BLİSTER AMBALAJLI KUTU”, “96 KUTU – … … DİŞ FIRÇASI, ÇOCUK, 56 ADET 1 Lİ BLİSTER AMBALAJLI KUTU”, “72 KUTU – … … DİŞ FIRÇASI 3796 YETİŞKİN, 48 ADET 2 Lİ BLİSTER AMBALAJLI KUTU” ürünlerinin satışının yapıldığı,
– Dava dışı … Standart İşletmecilik ve Mümessillik San. ve Tic. A.Ş. tarafından, davacı şirket adına düzenlenmiş 15.03.2016 tarihli, A-047070 nolu fatura ile “72 Kutu – … … DİŞ FIRÇASI, YETİŞKİN 45 ADET 2 Lİ BLİSTER AMBALAJLI KUTU”, “120 Kutu – … … DİŞ FIRÇASI ÇOCUK, 40 ADET 1 Lİ BLİSTER AMBALAJLI KUTU” ürünlerinin satışının yapıldığı,
– Dava dışı … Standart İşletmecilik ve Mümessillik San. ve Tic. A.Ş. tarafından tarafından, davacı şirket adına düzenlenmiş 13.10.2017 tarihli, A-257178 nolu fatura ile, “72 Kutu – … … DİŞ FIRÇASI 3796 YETİŞKİN, 48 ADET 2 Lİ BLİSTER AMBALAJLI KUTU”, “72 Kutu – … … DİŞ FIRÇASI, 3796 YETİŞKİN 48 ADET 2 Lİ BLİSTER AMBALAJLI KUTU” ürünlerinin satışının yapıldığı,
anlaşılmıştır.
Dava konusu marka başvurusu 27.02.2017 tarihinde yapılmış olup, işbu faturalardan ikisi başvuru sonrasında düzenlendiğinden, kullanım ispatı itirazı bakımından dikkate alınmamıştır.
Bu kapsamda, somut olayda davalı kullanımının da ciddi kullanım mahiyetinde olmadığı sonucuna varılmaktadır. Dolayısıyla kullanımı ispatlanamayan 2009 11309 sayılı … … ibareli davacı markasının, gerek YİDK karar iptali davası bakımından, gerekse de hükümsüzlük davası bakımından iltibas değerlendirmesine esas alınması mahkememizce mümkün görülmemiştir.
6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi kapsamında inceleme:
Eldeki davada çekişme konusu olan 03. Sınıftaki kozmetik, parfümeri, sabun ve diş macunları vb. malların tüketicileri toplumun her kesiminden kişilerdir. Eğitim, kültür, sosyo ekonomik durum farkı olmaksızın pek çok yetişkin ve hatta çocuk (sabun, diş macunu) bu malların kulanıcısı/tüketicisi durumundadır. Dolayısıyla işbu mallar yönünden iltibas eşiği oldukça düşüktür. Zira satın alma süreçleri her zaman maksimum özen ve dikkat gerektirmemektedir.
Taraf markalarının emtia listeleri, dava konusu marka başvurusu kapsamındaki malların tamamı (03. sınıf) bakımından aynı/aynı tür hizmetlerde oluştuğu anlaşılmaktadır.
Davalının markasının incelenmesinde; … … … ibareli başvurunun herhangi bir şekil unsuru içermeyen ve tümü büyük harflerle yazılmış kelime markası olduğu, beyaz zemin üzerine siyah renkte, düz yazı karakteri ile yazıldığı, markanın “….” şeklinde telaffuz edileceği, markanın “Bu Gece Parla” anlamına gelen bir slogan markası olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının markasının incelenmesinde; … ibareli markanın herhangi bir şekil unsuru içermeyen ve ilk harfi büyük diğerleri küçük harflerle yazılmış kelime markası olduğu, beyaz zemin üzerine siyah renkte, düz yazı karakteri ile yazıldığı, markanın “ŞAYN” şeklinde telaffuz edileceği, markanın “PARLAMAK, PARLAKLIK” anlamına geldiği anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede; davacı adına tescilli ”…” esas ibareli marka ile davalının “… … …” ibareli markası arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davalının “… … …” markasını gördüğünde bunun davacının mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayabileceği, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ihtimal dahilinde olduğu; 2017 17282 sayılı”… … …” ibareli davalı marka başvurusu ile … ibareli davacı markasının benzer olduğu; başvuru kapsamında yer alan tüm mallar (03. Sınıf: Sabunlar, parfümeri, esans yağları, kozmetik ürünleri, saç losyonları, diş temizleme müstahzarları, cildin, saç derisinin ve saçın temizlenmesine, bakımına ve güzelleştirilmesine mahsus müstahzarlar, saç şekillendirme ürünleri, saç rengi açma, ağartma, saç boyama ve renklendirme müstahzarları.) bakımından emtia listelerinin aynı/aynı tür olduğu ve markalar arasında 6769 sayılı SMK m. 6/1 anlamında iltibas ihtimali bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı yan her ne kadar 2012 84473 sayılı … … markasından kaynaklı müktesep hakkı olduğunu ve bu durumun iltibası bertaraf ederek, dava konusu markaya tescil imkanı sağladığını iddia etmiş ise de; müktesep haktan bahsedilebilmesi için, eski tescilin taraflar arasında çekişmesiz halde olması gerekmektedir. Davacı, davalının 2012 84473 sayılı markasının ilana itiraz etmiş, itirazın reddi üzerine de Ankara 4. FSHHM nezdinde karar iptali ve hükümsüzlük istemli dava açmıştır. Ankara 4. FSHHM’nin 25.01.2016 tarihli, 2014/471 E. ve 2016/18 K. sayılı kararı ile davanın kabulüne, YİDK kararının iptaline ve markanın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir. Yani dava konusu marka başvurusunun yapıldığı 27.02.2017 tarihi itibariyle, davalının 2012 84473 sayılı markası, taraflar arasında çekişmeli durumda olduğu, dolayısıyla davalının önceki tarihli markadan kaynaklı müktesep hakkının olamayacağı kabul edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile TPMK YİDK’nın … sayılı kararın iptaline, davalıya ait … kod numaralı “… … …” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulü ile
TPMK YİDK’nın … sayılı kararın iptaline,
Davalıya ait … kod nolu “… … …” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,

2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 35,90-TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 3.660,00-TL
yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/12/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸

MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF : 77,00-TL
GİDER AVANSI :3.583,00-TL
TOPLAM :3.660,00-TL