Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/415 E. 2021/410 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/415
KARAR NO : 2021/410

DAVA : Marka Hükümsüzlüğü, Marka Hakkına Tecavüzün Tespiti, Ref’i,
Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ : 28/11/2018
KARAR TARİHİ : 09/12/2021
YAZILDIĞI TARİH : 13/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Marka Hükümsüzlüğü, Marka Hakkına Tecavüzün Tespiti, Ref’i, Maddi Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkili şirket … Basın Yayın Dağ. Pazl. Ltd. Şti. ’nin yaklaşık 34 yıldır eğitim sektöründe faaliyet gösterdiğini ve milyonlarca lira harcayarak ülke çapında haklı bir tanınırlığa sahip olduğunu, müvekkili şirkete ait 2014/63895 başvuru numaralı 16. ve 41. Sınıflarda tescilli “…” markasının 07.08.2014 tarihinden beri kullanıldığını, davalı yanın 16 ve 41. Sınıflardan tescilli … tescil nolu “… … … … Kolejleri” markasını ticari faaliyetlerinde “… …” kısmını çıkararak, müvekkiline ait marka hakkına tecavüz teşkil edecek şekilde kullandığını, davalı yan ait tecavüz teşkil eder nitelikteki markasal kullanımlarının …. yevmiye numaralı e-tespit tutanağında belirtilen www.google.com adlı arama motorunun ana sayfasında yer alan görüntüye bakıldığında müvekkili şirkete ait “… “ markasının tanınırlık düzeyinin ne denkli yüksek olduğu ve markanın müvekkili şirketle olan birliktelik ve özdeşlik algısının açıkça görülebileceğini, Davalı tarafın bütün sosyal medya hesaplarını “… … Koleji” olarak açtığını ve eğitim faaliyetlerini bu markasal kullanım üzerinden yürütüp, kendini bu şekilde tanıtmasından dolayı yerel basındaki haberlerde de aynı şekilde yer aldığını, eğitim sektöründe markanın zaruri öneme sahip olduğunu ve davalı yanın hukuka aykırı olacak şekilde “… …” markasından yararlandığını, davalı yana ait markanın ayırt edicilik vasfına haiz olmadığını ve müvekkili şirketin 2014 yılından beri oluşturduğu markanın tanınırlığı ve markasal kullanımının yoğun olması gerekçesiyle nihai tüketici açısından iltibasa neden olmasının adeta kaçınılmaz olduğunu iddia ederek tecavüzün kaldırılmasını, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun m. 151/2-c bendi uyarınca hesaplanacak maddi tazminatın müvekkiline ödenmesini, davalıya ait … tescil nolu “… … … … Kolejleri” ibareli markanın “… …” kısmının hükümsüzlüğü karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle; davaya bakmakla yetkili mahkemelerin Kocaeli mahkemeleri olduğu bahsiyle yetki yönünden itiraz ettiğini, davacı yanın “… … … … Kolejleri” markasındaki “… …” ibaresinin hükümsüzlüğü isteminin Sınai Mülkiyet Kanununa muhalefet teşkil edeceğini, markanın hükümsüzlüğü talebi yönünden davanın reddine karar verilmesini, davacı yanın, www.google.com sitesinde “…” ibaresiyle yaptığı aramada ilk çıkan sonuçların tamamına yakınının davacı yanı işaret ettiği iddiasının “tanınmışlık”, “bilinirlik” ve “tanınmış marka” haklarından yararlanma niyetiyle ileri sürüldüğünü, ancak bu iddianın kendileri tarafından yapılan aramalarda aynı sonuçları vermemesi nedeniyle gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafın markasının “… …” ibaresiyle bilinirliğinin bulunduğunu, kelimelerin ön veya arkalarına getirilen eklerle farklı anlamlar kazanabileceğini ve bu sayede tüketicilerde farklı çağrışımlar uyandırabileceğini, tüketicilerin malı parçalayarak değil de bütün olarak algıladıkları için bir iltibasın söz konusu olamayacağını ve bu konuya emsal teşkil edecek birçok yargı kararının bulunduğunu, davacı yanın müvekkili markasının herhangi bir tanınmışlığa sahip olmadığından bahisle alelade bir marka olduğunu ve bu nedenle taklit edilmesinin söz konusu olamayacağını, davacı tarafın E-Tespit tutanaklarında tespit edilen basına yansıyan haberlerde müvekkili firmanın adının yanlış yazılması sonucu müvekkilinin tecavüz oluşturduğu iddiasını kabul etmenin mümkün olmadığını, müvekkilinin basına yansıyan tüm haberleri kontrol etme imkânının bulunmadığını, iltibas değerlendirilmesi yapılırken markanın bütün olarak ele alınması gerektiğini, davacı yanın maddi tazminat talebinin ispat yükünü yerine getirememesi nedeniyle maddi tazminat talebinin reddinin gerektiğini belirterek yetki itirazının kabulünü, davanın hükümsüzlük yönünden reddini, diğer talepler yönünden de davanın reddini ve haksız tazminat talebinin reddini talep etmiştir.
YETKİ İTİRAZI:
Davalı vekili her ne kadar yetki itirazında bulunmuş ise de davanın konusunun markaya tecavüz men ve ref ayrıca hükümsüzlük talebi olduğundan birlikte görülmesinde yarar olduğundan bu talebin reddine karar verilmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı kullanımlarının davacının tescilli marka hakkından doğan haklarına tecavüz teşkil edip etmediği, tecavüz şartlarının oluşup oluşmadığı, maddi tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı ve ayrıca markanın kismi hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle: davalı yana ait … sayılı “… … … Kolejleri” markasının yapılan değerlendirmeler neticesinde hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğu, davalı yanın “… … Kolejleri” ibareli markasal kullanımlarının 6769 sayılı SMK’nın 29. Maddesi uyarınca Davacının 2014/63895 sayılı “…” markasından doğan hakları ihlal ettiği, somut uyuşmazlıkta maddi tazminat koşullarının oluştuğu ancak dosyada mevcut veriler ile hesaplama yapılmasının mümkün olmayacağı, ATO dan gelecek cevabın tazminat hesabına elverişli olmaması halinde heyetimize takdiri yetki verilmesi halinde hesaplama cihetine gidilebileceği, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen ek raporlarda özetle:kök raporumuzdan sonra dosyaya yeni bir belge kazandırılmadığından, davalı yanın “… … Kolejleri” ibareli markasal kullanımlarının 6769 sayılı SMK’nın 29. Maddesi uyarınca Davacının 2014/63895 sayılı “…” markasından doğan hakları ihlal ettiği, davalı yana ait … sayılı “… … … Kolejleri” markasının yapılan değerlendirmeler neticesinde hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğu, kök rapordaki görüşleri değiştirecek bir hususa rastlanılmadığı, dosyaya kazandırılan davalıya ait mali tablolarındaki verilerden hareketle BK hükümlerine göre yapılan takdiri hesaplamalar sonucunda, davalının, tecavüze ilişkin 2016-2018 arası dönem için davacıya ödemesi gereken maddi tazminat bedelinin ASGARİ 36.834,36 TL, AZAMİ 73.668,73 TL olabileceği, manevi tazminata ilişkin takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun ve ek raporların her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren … yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
6769 sayılı Kanunun 25. Maddesine göre;
“(1) 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir.
(2) Menfaati olanlar, Cumhuriyet savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir.
(3) Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez.
(4) Bir marka, 5 inci maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz.
(5) Hükümsüzlük hâlleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez.
Marka hakkına tecavüz sayılan haller 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 29. Maddesinde düzenlenmektedir. Kanunun 29/1-a maddesinde 7. maddeye atıf yapılarak, bu maddede sayılan hallerin tecavüz halleri olduğu belirtilmekte, daha sonra marka hakkına tecavüz sayılan diğer haller sıralanmaktadır. Bu durumda, marka hakkına tecavüz sayılan fiiller incelenirken 29. maddeyle 7. maddenin birlikte dikkate alınması gerekir. 556 s. KHK’nın 7/2-a maddesi ile 29/1-b maddesi hükümleri uyarınca, tescilli markanın “aynı”sının, tescilli olduğu “aynı” mal veya hizmet için kullanılması marka hakkına tecavüz sayılan fiillerdendir.
Aynı kavramı, tescilli marka ile piyasada kullanılan işaretin özdeş, farksız, tıpa tıp taklit, aynen veya bire bir kopya olmalarını ifade eder. Aralarında küçük de olsa farklılık bulunan markalar aynı sayılamazlar. Ancak markaların farklı büyüklükte olması veya sözcük markalarının yazı karakterinin, renginin farklılaştırılması aynı olma durumunu etkilemez.
Kanunun 7/2-b maddesinde ise tescilli marka ile karıştırılma ihtimali yaratılmak suretiyle meydana getirilen tecavüz hali düzenlenmektedir. Bu ihlal halinde, tescilli marka ile aynı ya da benzer markanın aynı ya da benzer mal veya hizmetlerde kullanımı söz konusudur. Karıştırılma ihtimalinin değerlendirilmesinde öncelikle markaların ortalama tüketici nezdinde bıraktıkları genel intiba ve global etki dikkate alınarak benzer olup olmadıkları değerlendirilmeli, markaların benzer olmaları halinde ise bu kez markanın tescil kapsamında bulunan mal veya hizmet ile tescilsiz markanın kullanıldığı mal veya hizmetin benzer lup olmadığı ve bu durumda karıştırılma ihtimalinin bulunup bulunmadığı incelenir. Karıştırılma ihtimalinin varlığı için kural olarak hem işaretlerin hem de mal ve/veya hizmetlerin benzer olması gerekir.
Markanın ve mal ve hizmetlerin benzer olup olmadığı incelemesi, markaların ilgili piyasadaki ortalama tüketici nezdinde bıraktıkları genel intiba ve global etki dikkate alınarak değerlendirilmeli, markaların benzer olmaları halinde ise markanın tescil kapsamında yer alan mal ve hizmet ile ihlal iddiasında bulunulan markanın kapsadığı mal ve hizmetin benzer olup olmadığı ve ortaya çıkacak duruma göre markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunup bulunmadığı incelenmelidir. (Çolak, U. Türk Marka Hukuku, 2014.) Bu durumda, tescilli bir markanın aynısı ya da benzerinin aynı ya da benzer mal veya hizmetler için kullanımı halinde marka hakkına tecavüz ortaya çıkacaktır.
Marka hakkına tecavüz olgusu açısından belirtilmesi gereken temel husus, marka hukuku açısından tecavüzün söz konusu olabilmesi için yukarıdaki hükümlerde de belirtildiği gibi tescilli marka ile üçüncü kişi tarafından kullanılan işaret arasında ve tescilli markanın kapsamında yer alan mallar/hizmetlerle işaretin üzerinde kullanıldığı mallar/hizmetler arasında aynılık, ayırt edilemeyecek derecede benzerlik veya ilişkilendirme ihtimali de dâhil olmak üzere karıştırılma ihtimali yaratacak derecede benzerliğin bulunmasının gerekli olduğudur. Bu bağlamda tescilli marka ile kullanılan işaret arasında benzerliğin bulunmadığı durumlarda taraflarca üretilen ürünlerin veya sunulan hizmetlerin benzerliği veya tescilli markanın tanınmış olması marka hukuku açısından tecavüz oluşturmaz. Ayrıca internette kullanımın marka hakkına tecavüz teşkil etmesi için bu kullanımın aynı zamanda ticari etki doğurması da gereklidir.
Uyuşmazlık açısından 6769 sayılı SMK kapsamında dikkate alınması gereken önemli bir madde ise Önceki tarihli hakların etkisi başlıklı 155. Maddedir. Düzenleme “Marka, patent veya tasarım hakkı sahibi, kendi hakkından daha önceki rüçhan veya başvuru tarihine sahip hak sahiplerinin açmış olduğu tecavüz davasında, sahip olduğu sınai mülkiyet hakkını savunma gerekçesi olarak ileri süremez.” Şeklinde olup, uyuşmazlık kapsamında davalı tarafın davacının açtığı tecavüz davasında, sahip olduğu sınai mülkiyet hakkını savunma gerekçesi olarak ileri sürmesi mümkün değildir.
Davacı, davalı marka ibaresinin bölünerek yalnızca … … ibaresi yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiş ise de; 6769 sayılı SMK 25. madde hükmü son derece açık olup 6769 s. SMK’nın m. 25/5 fıkrası uyarınca “Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez.” hükmü uyarınca marka hukuku ve mevzuatı açısından mümkün olmayan bir talep niteliğinde olduğundan reddine karar vermek gerekmiştir.
Benzerlik ve tanınmışlık hususlarına dayalı olarak hükümsüzlük incelemesi yapılarak hükümsüzlük; tecavüz yönünden ise davalı kullanımlarının davada neticeye götüreceği anlaşılmıştır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davacı Markası Davalı Markası

Tarafların emtia gruplarına bakıldığında; davalı markası ile davacının hükümsüzlüğe mesnet markası arasında, aynı veya aynı tür mallar ile birlikte mal ve hizmetlerin türü, kullanım amaçları, işlevleri ve birbirleri ile olan ilişkileri (alternatif veya tamamlayıcı olması) nedeniyle bağlantılı malların/hizmetlerin bulunduğu tespit edilmiştir. Bu bağlamda davalının hükümsüzlüğe konu markasında yer alan mallar/hizmetlerle, aynı, aynı tür ve bağlantılı malların/hizmetlerin davacının hükümsüzlüğe gerekçe olarak gösterilen “… …” ibareli markasının kapsamında bulunduğu, dolayısıyla uyuşmazlıkta taraf markalarının emtiaları arasında benzerlik koşulunun gerçekleştiği saptanmıştır. Şu hâlde, SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan şartlardan biri belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir. Devamla;
Davalının markasının incelenmesinde; markanın şekil unsuru içermeksizin … … … … ibaresini ortalar şekilde altında KOLEJLERİ ibaresinin yazılması suretiyle oluşturulmuş, kelime markası olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının markasının incelenmesinde; … ibaresinin sol tarafına şekil unsuru yerleştirildiği ve markanın şekil+kelime markası olduğu anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede; davalıya ait ve hükümsüzlüğü talep edilen … … … … KOLEJLERİ ibareli marka ile davacının hükümsüzlüğe mesnet …+şekil markasının tümünde asli unsur/asli unsurlardan biri … … ibaresi olduğu, asli unsurların aynılığı nedeniyle ortalama tüketicilerin davacı adına tescilli marka ile davalı markası ve marka sahipleri arasında bağlantı kurabilecekleri ve bu durum nedeniyle taraf markaları arasında karıştırılma ihtimali yaratacak derecede benzerlik bulunduğu; davalının … sayılı … … … … KOLEJLERİ markası ile davacının 2014/63895 sayılı …+şekil markası arasında karıştırılma ihtimali yaratacak derecede benzerlik bulunduğu ve taraf markalarının malları ve hizmetleri aynı, aynı tür ve bağlantılı olduğundan ihtilafta davalı markalarının benzerlik gerekçesi ile hükümsüz kılınması koşullarının bu yönden mevcut olduğu; davacının markasının tanınmış olduğu iddiası ile ilgili olarak dosyaya sunulan … Markalı Kitapların 2017 ve 2018 yılı baskı adetlerini gösterir listeler, Fuar Katılım Harcamaları, Reklam Tanıtım Giderleri, 2018 Yılına ait Promosyon Kitap Listesi, 18209 Yevmiye Numaralı Noter Tutanağı, 18210 Yevmiye Numaralı Noter Tutanağı, Müvekkil Firma Ticari Defterleri, Emsal Lisans Bedelleri gibi belgeler üzerinden yola çıkarak davacının markasının tanınmış olduğu kanaatine ulaşılması mümkün olmadığı, davacı markasının tanınmış olduğu hususunun ispatlanamadığı ve bu nedenle ihtilafta davalı NATURAL Eğitim’e ait markanın tanınmışlık gerekçesi ile hükümsüz kılınamayacağı; dava dosyasında davalının marka başvurusu yaptığı tarih itibariyle kötüniyetli olduğuna yönelik bir delil bulunmadığı; davalı markasının kötüniyet gerekçesi ile hükümsüz kılınamayacağı anlaşılmıştır.
Davalı markasında yer alan “… …” ibaresi haricindeki ibarelerin tali nitelikte olup bu unsurların davacı markasından uzaklaşılmasını sağlamak yönünde hiçbir katkısının ve öneminin olmadığı; davalı markasının bıraktığı bütünsel izlenim davacı markasından farklı bir ibare izlenimi vermeyecek, ortalama tüketici kitlesi nezdinde doğrudan davacı markasını çağrıştıracağı, davalı Naturel Eğitim’e ait internet sitesi olan http://www.ucrenkkolejleri.com ve www.ucrenkkolejleri.k12.tr alan adlı sitelerde ve https://www.instagram.com/ucrenkkolejleri/ uzantılı sosyal medya hesaplarında yer alan kullanımın … … KOLEJLERİ şeklinde olduğu, davacı tarafından sunulan Noterlik E-Tespit evrakları üzerinden yapılan incelemedeki kullanımların da … … KOLEJLERİ şeklinde olduğu; davacının markasının “… …” ibareli tescilli markası 41. Sınıf “eğitim-öğretim hizmetlerinde” ve 16. Sınıf mallar üzerinde kullanılan bir ibare olduğu, davalı yanın davaya konu 2017/116159 sayılı markasını tescile uygun kullanmadığı davacı markasına yaklaşacak şekilde “… … Koleji/Kolejleri” olarak tüm ürün hizmet, ticari faaliyetlerini kapsar şekilde internet sitelerinde ve sosyal medya hesaplarında ana unsur olarak kullanıldığı; davacının sunmuş olduğu deliller arasında yer alan yerel basın haberlerinde de davalının bu ibareyle birlikte haberlere konu olduğu; belirlenen bu tespitler sonucu davalının marka hakkına tecavüz teşkil eden eylemleri gerçekleştirdiğinin anlaşıldığı, bu durumda davacı adına tescilli 2014/63895 sayılı …+şekil ibareli tescilli markasından doğan haklara tecavüz teşkil ettiği; tecavüz nedeniyle dosyaya kazandırılan davalıya ait mali tablolarındaki verilerden hareketle BK hükümlerine göre yapılan hesaplamalar sonucunda, davalının, tecavüze ilişkin 2016-2018 arası dönem için davacıya ödemesi gereken maddi tazminat bedelinin 36.834,36 TL olduğu kabul edilmiş, yukarıdaki kabuller doğrultsunda hükümsüzlük talebi yönünden davanın kabulü ile, davalıya ait … sayılı … … … … KOLEJLERİ ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine; marka hakkına tecavüz yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verilerek davalının … … KOLEJLERİ ibareli kullanımlarının davacının marka hakkına tecavüz niteliğinde olduğunun tespitine ve ref’ine, 36.834,36 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Hükümsüzlük yönünden Davanın kabulü ile,
Davalıya ait … sayılı … … … … KOLEJLERİ ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
2- Marka hakkına tecavüz yönünden Davanın kısmen kabulü ile,
Davalının … … KOLEJLERİ ibareli kullanımlarının davacının marka hakkına tecavüz niteliğinde olduğunun tespitine ve ref’ine,
36.834,36 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya dair talebin reddine,
3-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 2.516,15-TL karar harcından (peşin harç+ıslah harcı) 768,49-TL’nin mahsubu ile bakiye 1.747,66-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4- Hükümsüzlük yönünden davanın kabulü nedeniyle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL ücreti vekâletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Markaya tecavüzün talebinin kabulü nedeniyle; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL ücreti vekâletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Maddi tazminat talebinin kısmen kabulü nedeniyle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL ücreti vekâletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Maddi tazminat talebinin kısmen reddi nedeniyle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 2.826,59-TL

yargılama giderinin takdiren 2.000,00-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/12/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸

MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF : 126,49-TL
ISLAH HARCI : 683,10-TL
GİDER AVANSI :2.017,00-TL
TOPLAM :2.826,59-TL