Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/414 E. 2021/154 K. 27.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Karar
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/414
KARAR NO : 2021/154

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 28/11/2018
KARAR TARİHİ : 27/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkili şirketin yurt içinde ve yurt dışında ürünleri ve kurumsal marka imajı ile cam sektöründe dünyada üçüncü, Avrupa’da ikinci ve Türkiye’de birinci sırada yer alan büyük bir kuruluş olduğunu, müvekkili şirketin … … ibareli marka başvurusunun “…” ibareli davalı markası gerekçe gösterilerek karıştırılma ihtimali iddiası ile 35.sınıfta yer alan hizmetlerin bir kısmı için kısmen reddedildiğini (başvurudan bu hizmetlerin çıkarıldığını), ancak dava konusu markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, markaların görsel, işitsel, anlamsal olarak benzer olmadığını ve marka sahibi firmaların faaliyet alanlarının farklı olduğunu, müvekkili markasının … + … ibarelerinden oluştuğunu, söz konusu markanın cam eşya grubunu kapsayan 21. sınıf ve 35. sınıfta yer alan hizmetler bakımından tescil edilmek istendiğini, marka başvurusunun Türkçe tercümesinin “SIFIR SAP” anlamına geldiğini ve bardağın tutma kısmında kullanılan camın inceliğinin vurgulandığını, davalı yanın itiraza gerekçe olarak gösterilen markasının ise 16. ve 41. sınıflarda tescillinin bulunduğunu, faaliyet alanının ise Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı olduğunu, davalı markası olan …ibaresinin bir eğitim tekniğinin adı olduğunu (Science, Technology, Engineering ve Math – Bilim, Teknolojii Mühendislik ve Matematik), eğitim hizmetleri bakımından söz konusu ifadenin bir terim olarak kullanıldığını ve tanımlayıcı olduğunu, tüketici nezdinde taraf markaların benzer olarak algılanmasının mümkün olamayacağını iddia ederek; Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun 29.06.2018 tarihli … numaralı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu başvuru ile kısmi ret gerekçesi markada yer alan “…” ibaresinin ortak ayırt edici unsur olduğunu, kısmi ret kapsamındaki hizmetlerin gerekçe markanın da tescil kapsamında yer aldığını, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, ilgili tüketici kesimi nezdinde, marka sahipleri arasında idari veya iktisadi anlamda bir bağ bulunduğu yönünde bir izlenim oluşabileceğini, başvuru ve kısmi ret gerekçesi marka arasında ilişkilendirilme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırılma ihtimali bulunduğunu ileri sürerek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin dünyada uluslararası eğitim danışmanlığı alanında gerçekleşen gelişmelerin Türkiye’deki öncü uygulayıcısı olduğunu, uluslararası ortaklarıyla her yıl çok daha fazla sayıda Türk öğrencinin yurtdışında eğitim almasını sağladığını, müvekkilinin dünyanın birçok ülkesinde temsilcisi olduğu yüzlerce dil okulu, lise, kolej ve üniversite ile kampüs gezileri de dahil olmak üzere hem bireysel hem de kurumsal alanda Yurt Dışında Eğitim Danışmanlığı hizmeti vermekte olduğunu, markalar arasındaki benzerliğin herhangi bir tereddüte yer vermeyecek derecede fazla olduğunu ve karıştırılma ihtimali bulunduğunu, davacı markasının 35.sınıfta tescil işlemlerinin devam etmesinin müvekkili markasına ciddi anlamda zarar vereceğini, tescil sınıfı ve hitap ettiği tüketici kitlesi dikkate alındığında … ibareli bir markanın direkt olarak müvekkilini çağrıştırdığını, halk nazarında bu iki markanın aynı kaynaktan geldiği zannının oluşacağını, bu durumun da 6769 sayılı SMK ile amaçlanan marka korumasını zedeleyeceğini de ileri sürerek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı başvurusunun kısmen reddiyle ilgili verilen YİDK kararının 6769 sayılı SMK 6/1 maddesid kapsamında yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; davacı … Cam Sanayii Ve Tic. A.Ş. tarafından … … markasının “21. Sınıf: 21/03 Değerli metalden olanlar da dahil olmak üzere, bu sınıfta yer alan ve elektrikle çalışmayan ev ve mutfak gereçleri (çatal, bıçak, kaşıklar hariç): yemek servis takımları, kap – kacak, şişe açacakları, saksılar, pipetler, elektriksiz pişime aletleri. 21/06 Camdan, porselenden, seramikten, kilden süs ve dekorasyon eşyaları: 21/10 İşlenmemiş cam, yarı işlenmiş cam, dekorasyon için cam mozaikler ve cam tozları (inşaat için olanlar hariç), cam yünleri (izolasyon ve tekstil amaçlı olmayan). 35. sınıf: 35/01 Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili himmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu himnetleri, reklam amaçlı tasarım himetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (intemet sitesi) sağlama himnetleri. 35/05 Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için (21. sınıf) Değerli metalden olanlar da dahil olmak üzere, bu sınıfta yer alan ve elektrikle çalışmayan ev ve mutfak gereçleri (çatal, bıçak, kaşıklar hariç): yemek servis takımları, kapkacak, şişe açacakları, saksılar, pipetler, elektiksiz pişirme aletleri. Camdan, porselenden, seramikten, kilden süs ve dekorasyon eşyaları: heykeller, biblolar, vazolar ve bu malzemelerden mamul müsabakalarda verilen kupalar. İşlenmemiş cam, yarı işlenmiş cam, heykeller, biblolar, vazolar ve bu malzemelerden mamul müsabakalarda verilen kupalar. İşlenmemiş cam, yarı işlenmiş cam, dekorasyon için cam mozaikler ve cam tozları (inşaat için olanlar hariç), cam yünleri (izolasyon ve tekstil amaçlı olmayan). mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağamlan, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” mal ve hizmetlerini kapsayacak şekilde tescili için 09.03.2017 tarihinde başvuruda bulunulduğu, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından başvurunun incelenerek 27.03.2017 tarih ve 273 sayılı Resmi Marka Bülteninde ilanına karar verildiği, başvurunun ilanına, davalı Ise … Uluslararası Eğitim Hiz. Paz. Ltd. Şti. tarafından … sayılı “…” ibareli marka gerekçe gösterilerek iltibas iddiasıyla itiraz edildiği, itirazı inceleyen Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından itirazın kısmen kabul edildiği ve davacı başvurusundan “35. Sınıf: 35/01 Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili himmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu himnetleri, reklam amaçlı tasarım himetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (intemet sitesi) sağlama himnetleri. 35/05 Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için (21. sınıf) Değerli metalden olanlar da dahil olmak üzere, bu sınıfta yer alan ve elektrikle çalışmayan ev ve mutfak gereçleri (çatal, bıçak, kaşıklar hariç): yemek servis takımları, kapkacak, şişe açacakları, saksılar, pipetler, elektiksiz pişirme aletleri. Camdan, porselenden, seramikten, kilden süs ve dekorasyon eşyaları: heykeller, biblolar, vazolar ve bu malzemelerden mamul müsabakalarda verilen kupalar. İşlenmemiş cam, yarı işlenmiş cam, heykeller, biblolar, vazolar ve bu malzemelerden mamul müsabakalarda verilen kupalar. İşlenmemiş cam, yarı işlenmiş cam, dekorasyon için cam mozaikler ve cam tozları (inşaat için olanlar hariç), cam yünleri (izolasyon ve tekstil amaçlı olmayan). mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)”nin çıkarılmasına, tescil işlemlerinin kalan mal ve hizmetler için devamına karar verildiği, ilgili dairenin bu kararına, davacı tarafından Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu nezdinde itiraz edildiği, 29.06.2018 tarih ve … sayılı YİDK kararı ile; “2017/20824 başvuru numaralı ‘… …’ ibareli başvurunun … sayılı ‘…’ ibareli marka ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 6(1) maddesi uyarınca kısmen reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvuru hakkındaki kısmi ret kararının kaldırılması talebiyle başvuru sahibi tarafından yapılan itiraz incelenmiştir. 6769 s. SMK’nın Marka Tescilinde Nispi Ret Nedenlerini düzenleyen 6/1 maddesi ‘Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.’ hükmünü içermektedir. Hükümden de anlaşılacağı üzere, karıştırılma ihtimalinden söz edebilmek için öncelikle, iki koşulun birlikte var olması gerekmektedir. Bu iki koşuldan birincisi, tescili talep edilen markanın daha önceden tescilli ya da başvurusu yapılmış bulunan itiraz gerekçesi marka(lar) ile aynı ya da benzer olması, diğeri ise uyuşmazlığa konu markaların aynı ya da benzer mal ya da hizmetleri kapsamasıdır. Bilindiği gibi markalar arasındaki karıştırılma ihtimali incelemesi; markalar arasındaki benzerlik düzeyi, mal/hizmetler arasındaki benzerlik düzeyi, itiraza gerekçe olarak gösterilen markanın ayırt edici gücü ve ilgili tüketici kesiminin dikkat düzeyi gibi bir dizi unsurun değerlendirilmesine dayanır. Bu değerlendirme son tahlilde bütün unsurların birlikte değerlendirilmesiyle yapılmalıdır (AB Adalet Divanı, 22/06/1999, Lloyd Schuhfabrik, AB Adalet Divanı, 11/11/1997, Sabel). Markalar arasındaki görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik değerlendirmesi markaların ayırt edici ve baskın unsurlarını da göz önünde bulundurarak markaların bıraktığı bütünsel intibaya dayanarak yapılmalıdır (AB Adalet Divanı, 11/11/1997, Sabel). Bilindiği üzere, karıştırılma ihtimalinin değerlendirilmesinde, tüketicilerin satın almayı düşündükleri mal/hizmet yerine başka bir malı/hizmeti almak durumunda kalması kadar, iki ayrı marka ile karşı karşıya olduklarını anlamalarına rağmen bu markaların aynı kişiye/firmaya ait olduğunu ya da marka sahipleri arasında idari veya ekonomik anlamda bir bağlılığın bulunduğunu düşünmeleri ihtimalinin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. İtiraz yukarıda belirtilen genel ilkeler çerçevesinde incelenmiştir. Yapılan incelemede, başvuru ile kısmi ret gerekçesi markanın ‘…’ ibaresini ortak ayırt edici unsur olarak içerdiği, kısmi ret kapsamındaki hizmetlerin gerekçe markanın da tescil kapsamında yer aldığı, sayılan hususlar birlikte değerlendirildiğinde, ilgili tüketici kesimi nezdinde marka sahipleri arasında idari veya iktisadi anlamda bir bağlılığın bulunduğu yönünde bir izlenim oluşabileceği diğer bir deyişle başvuru ile kısmi ret gerekçesi marka arasında 6769 s. SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ilişkilendirilme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırılma ihtimalinin bulunduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Öte yandan, yayıma itiraz sahibi … tarafından ‘…’ ibareli markanın kullanımına ilişkin deliller sunulduğu görülmekle birlikte, kullanım ispatı prosedürünün ilk kez yayıma itiraz aşamasında işletilmesi gerekirken başvuru sahibi tarafından bu yönde bir talep gelmediği tespit edildiğinden sunulan delillerin Kurul nezdinde yapılan karara itirazda incelenmesi söz konusu olmamıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle itiraz hakkında Markalar Dairesi Başkanlığınca verilen kısmi ret kararı yerinde görülmüş ve başvuru sahibinin itirazının reddi gerekmiştir.” şeklinde karar verildiği, dava konusu YİDK kararının davacı şirkete 28/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 28/11/2018 tarihinde açıldığı anlaşılmış, davacı vekilinin eldeki davayı ikame ettiği tetkik edilmiş, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda ve ek raporda özetle: davacının 2017/20824 sayılı “… …” ibareli marka başvurusu ile “…” ibareli davalı markasının benzer olduğu; davacı marka başvurusu kapsamında reddedilen 35. Sınıftaki hizmetlerin tamamı bakımından hizmet listelerinin aynı/aynı tür olduğu ve markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında iltibas ihtimali bulunduğu, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun ve ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun ve ek raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden yeniden ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davacı Markası Davalı Markası

… … …
(35. sınıf) (16, 35, ve 41. sınıf)

Taraf markaları emtia kapsamları incelendiğinde; davacı marka başvurusunda yer alan 35. Sınıftaki hizmetlerin tamamı itibariyle aynı/aynı tür hizmetleri kapsamaktadır. Şu hâlde, SMK 6/1 maddesinde geçen emtia benzerliğine ilişkin kıstas belirtilen emtialar için sağlanmıştır. Devamla;
Davacının markasının incelenmesinde; davacı marka başvurusu; … … şeklinde olup, markanın siyah renkte, büyük harflerle yazılmış … … ibaresinden oluştuğu, markada yer alan … kelimesinin “ağaç gövdesi” veya “sap”; … kelimesinin ise “sıfır” veya “hiç” anlamlarını haiz olduğu, markanın bütünsel olarak “sıfır sap” gibi bir anlama geldiği anlaşılmaktadır.
Davalının redde mesnet markasının ise; … şeklinde olduğu, söz konusu ibare araya nokta konularak yazılmadığından bir kısaltmadan ziyade, İngilizce … (ağaç gövdersi, sap) kelimesi gibi algılandığı anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. Taraf markalarında … kelimesi ortak olarak yer almaktadır. Davacının markasında … ibaresinin yanına … ibaresi eklenmiş ise de … ibaresinin aynen kullanılması nedeni ile seri marka imajı kırılamamıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davacı adına tescili istenen “… …” esas ibareli marka ile davalının “…” ibareli markası arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davacının markasını gördüğünde bunun davalaların mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayabileceği, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ihtimal dahilinde olduğu, taraf markaları arasında iltibas bulunduğu anlaşılmış, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 35,90-TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/04/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸