Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/393 E. 2021/72 K. 23.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Karar
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/393
KARAR NO : 2021/72
DAVA : Endüstriyel Tasarımla İlgili Kurum Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 14/11/2018
KARAR TARİHİ : 23/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan endüstriyel tasarım ile ilgili kurum kararının iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekil dava dilekçesiyle; davaya ilişkin açıklamaların 6769 sayılı SMK hükümleri çerçevesinde yapıldığını, müvekkili şirketin iyi niyet ve dürüstlük kurallarını kendine ilke edinerek sektöründe belirli bir yer edinerek kalitenin simgesi haline geldiğini, müvekkili “…” markası TPMK nezdinde tanınmış marka olarak tescilli olduğunu aynı zamanda da WIPO nezdinde 23.02.2000 tarih ve … no ile tescil edildiğini, davalı şirketin … sayılı tasarım başvurusunun 26.03.2018 tarih ve 289 sayılı bültendeki yayınına müvekkilince itiraz edildiğini, söz konusu itirazın konusunun, dava konusu tasarımın müvekkili şirketi adına tescilli “…” ibareli markaları ile ayırt edilemeyecek derecede benzer oluşu ve müvekkili şirket markalarıyla davalı tasarımının ortalama tüketici nezdinde karıştırılacağı olduğunu, müvekkili itirazlarının önce TÜRKPATENT nezdinde akabinde de YİDK nezdinde reddedildiğini, müvekkilinin “…” markasını 2009 yılında tescil ettirdiğini ve kullanmaya başladığını ayriyeten de pek çok tescilli “…” ibareli markasının bulunduğunu, bu markalardan bir kısmının da WIPO nezdinde tescilli olduğunu, müvekkili “…” markalarıyla davalı yanın bu markalarla ayırt edilemeyecek kadar benzer olan “…” ibareli markalarının kullanıldığı alan ile yöneldiği tüketici kitlesinin aynı olduğunu, uyuşmazlığa konu markaların hedef tüketici kitlesinin gıda ürünlerinin genel tüketicisi olduğunu ve bu tüketici kitlesinin de dava konusu tasarım ile müvekkili markalarını/tasarımlarını benzer olarak algılayacağını, somut olayda gıda tüketicilerinin tercih haklarını çok kısa bir sürede kullandığını bu hususun da iltibas ihtimalini güçlendirmekte olduğunu, müvekkili şirketin markasının piyasada 9 yıldır fiili olarak kullanmakta oluşunun göz önüne alınmasıyla iltibasın kesinlik boyutunda olduğunun görüleceğini, çikolata, bisküvi, kek vb ürünlerin çoğunun çocuklar tarafından tercih edildiğini, çocukların bu tercihlerinde marka ibarelerini/ ürün ambalajlarını çok ciddi bir incelemeye tabi tutmadıklarını ve bu nedenle de çocukların davalı yan tasarımlarını müvekkili şirket markalarıyla ilişkilendirebilmesi veya ekonomik/idari bir bağ içerisinde olduğunu düşünmelerinin gayet olası olduğunu, ortalama gıda tüketicilerinin tanıdıkları bildikleri markaların/tasarımların kendilerinde bıraktıkları genel izlenimleri gözeterek tercih haklarını kullandıklarını, müvekkil şirketin de 9 yılı aşkın kullandığı “…” markasının/tasarımının güçlü bir marka imajına sahip olduğunun, bu markanın da yüksek ayırt ediciliğe haiz olduğunun ve bu marka imajının da davalı markasına transfer olacağının açık olduğunu, davalı yanın “…” ibaresini esaslı unsur olarak ihtiva eden tasarımlarını müvekkili şirketin “…” marka imajından yararlanma maksadıyla tescil ettirme amacında olduğunu, tasarımda mevcut küçük farklılıkların tasarımı yeni kılmaya yetmeyeceği hususunun açık olması nedeniyle iş bu dava konusu tasarımın yenilik unsurunu sağlamadığının ortada olduğunu, davalı yan tasarımlarına bakıldığında “…” ibaresinin ön plana çıkarıldığını ayriyeten de ürünün içeriğini/ürünü tanıtır nitelikte olan Hindistan cevizi-çikolata gibi görsellerin herhangi bir ayırt ediciliğinin mevcut olmaması nedeniyle ön plana “…” unsurunun çıktığını, müvekkili tasarımlarında ise esas unsurun “…” ibaresi olduğunu dolayısıyla nihai tüketicilerin “…” ibaresini öncelikli algılayacağını ve “…” markalarıyla ilişkili olduğunu düşüneceklerini, “…” ibaresini esas unsur ihtiva eden tasarımların müvekkili şirket markalarıyla ciddi benzerlik taşıması nedeniyle herhangi bir ayırt ediciliğinin olmadığının kesin olduğunu zira ortalama gıda tüketicisinin tasarımları incelerken ayrıntılara odaklanmayacağının tasarımın bıraktığı genel izlenime göre tercih hakkını kullanacağını, davalı yanın uyuşmazlık konusu tasarımında “…” ibaresini sanki bir marka gibi kullandığını, dolayısıyla her ne kadar bir tasarım gibi tescil söz konusu olsa da davalı şirketin kendisine kanunun tanımış olduğu hakkı kötüye kullandığını, Yüksek mahkemenin pek çok kararında herhangi bir tasarımın belirli bir markayı içermesi ya da marka ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olması halinde iltibasın oluşacağına hükmedildiğini beyan ederek, … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu Başkanlığı’nın … sayılı kararının iptali ile davalı şirkete ait … başvuru numaralı tasarımın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesiyle, başvuruya konu tasarım ile iddialara mesnet tasarımların karşılaştırılması neticesinde; başvuru konusu tasarımın 6769 sayılı SMK m.56 ve m.57 hükümleri bağlamında yeni ve ayırt edici olduğunun anlaşılmakta olduğunu, …sıra numaralı tasarımlar ile itiraz ekinde listelenen ve itiraza gerekçe gösterilen markaların genel izlenim itibariyle farklı olduğunu, itiraz konusu tasarımların yenilik ve ayırt edici niteliğe sahip olduğunu, reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle; müvekkili şirketin bisküvi, çikolata, gofret, kek ve kraker olmak üzere 300 üzerinde ürün çeşidiyle sektöründe güçlü bir konuma sahip olduğunu, müvekkili şirketin Türk Patent nezdinde tescilli birçok marka/tasarımının olduğunu, tescilli marka/tasarımlarıyla yurtiçi ve yurtdışında faaliyetlerini sürdürdüğünü, müvekkiline ait tasarımın yeni olduğunu, SMK m. 56/4 kapsamında müvekkili tasarımının önceki tarihli bir tasarım tescil ile aynılığının söz konusu olmadığını, SMK m. 56’da belirtilen “küçük ayrıntılarda farklılık göstermesi durumunda tasarımların aynı olduğu” hükmünün itiraza konu olan müvekkili tasarımlarıyla itiraza gerekçe olarak belirtilen tescilli bir tasarım ile kıyasa imkân vermediği için usule uygun olmadığını, müvekkilinin kendine münhasır gerçekleştirdiği tasarımın hiçbir ticari alana sunulmadığını, bu konuya ilişkin hiçbir açıklama yapılmadığını dolayısıyla başvuruya konu tasarımın başvuru tarihinden önce kamuya sunulmadığı bağlamında bir yenilik olduğunun ortada olduğunu, itiraz dosyasında bu durumun aksini gösterir hiçbir delil sunulmadığı kanaatinde olduklarını, itiraza gerekçe gösterilen ve itiraz dilekçesinde görselleri sunulan marka ve tasarım başvurularından hiçbirisinin müvekkili tasarımlarıyla aynı olmadığını, davacı yanın …. nolu “… …” markasının 30. Sınıfta, … nolu “… …” markasının 30. Sınıfta, …nolu “… …” markasının 29.30.35. sınıflarda tescilli olduğunu müvekkili … 1 ve 2 nolu tasarımlarının ise “Ambalaj Deseni” olarak 32-00 locarno sınıfında tescil başvurusu yapıldığını ve davacının gerekçe gösterdiğinin tasarım değil de marka olduğunu dolayısıyla bu durumda tasarımların benzerliğinden hatta kıyaslanmasından bahsedilemeyeceği için davanın reddinin gerekeceğini, müvekkili … 1 ve 2 nolu tasarımlarının ürünlerinde kullandığı şekil, biçim, renk ve malzemenin unsurlarını göstermiş olduğu bir tasarım olduğunu ve bunun da kimsenin tekelinde olamayacağını, müvekkili tasarımının önceki tarihli bir tasarım tescil ile aynılığının söz konusu olmadığını, davaya konu ambalaj deseni konulu … – 1 ve 2 nolu tasarımları davaya gerekçe marka ve tasarımlardan tamamen farklı olduğunu ve ayırt edici özelliklere haiz olduğunu, müvekkili şirketin gıda sektöründe hem yurtiçi hem de yurtdışı pazarlarda tüm markalarını meşhur ve maruf hale getirdiğini dolayısıyla kötüniyetten bahsedilemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davalı tasarım başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve davalı tasarımın yeni ve ayırt edici olup olmadığı davacı markalarına tecavüz ve haksız rekabet yaratıp yaratmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; osya kapsamında yapılan incelemeler neticesinde; davalı … BİSKÜVİ VE GIDA SANAYİ A.Ş. tarafından 02.03.2018 tarihinde … sayı ile tasarım tescili başvurusunda bulunulduğu ve söz konusu başvurunun 26.03.2018 tarihli ve 289 sayılı Resmi Endüstriyel Tasarım Bülteni’nde ilan edildiği, başvuruya karşı davacı yanın emsal nitelikteki YİDK kararları ile birlikte önceki tarihli bir kısım markalarına dayalı olarak itirazda bulunduğu, itirazları inceleyen Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun verdiği 19.09.2018 tarihli … sayılı kararında özetle; “Yapılan inceleme ve değerlendirmede; …sıra numaralı tasarımlar ile itiraz ekinde listelenen ve itiraza gerekçe gösterilen markalar genel izlenim itibariyle farklı görülmüş olup itiraz konusu tasarımlar yenilik ve ayırt edici niteliğe sahip bulunmuştur.” şeklindeki gerekçelere dayalı olarak itirazların reddine karar verildiği ve başvurunun tescil edildiği, şeklinde karar verildiği, dava konusu YİDK kararının davacı şirkete 21/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın 60 günlük yasal süre içerisinde 14/11/2018 tarihinde açıldığı anlaşılmış, davacı vekilinin eldeki davayı ikame ettiği tetkik edilmiş, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda ve ekraporda özetle: davacı tarafından dosaya sunulan tescilli markaları ile dava konusu …-1,2, sayılı tasarımların tasarımsal unsurlar itibarı ile benzer olmadığı, dava konusu tasarımların tasarımsal unsurlar yönünden dosyada mevcut deliller karşısında yenilik ve ayırt edicilik kriterine haiz olduğu, bununla birlikte dava konusu tasarımda kullanılan “…” ibaresinin, davacı yanın tescilli markalarına konu “…” kelimesi ile karıştırılacak düzeyde görsel ve işitsel benzerlik yarattığı, bu benzerliğin dikkat ve özen düzeyi düşük ortalama tüketici algısında karıştırılma ve ilişkilendirilme ihtimali doğurabileceği, bu durumun davacı tescilli markasından doğan hakların ihlali olarak kabul edilebileceği ve tasarımın bu nedenle hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun ve ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden yeniden ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
Tescilli bir tasarımın sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Yenilik ve ayırt edicilik” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 56. maddesi;
“Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur.
Birleşik ürünün parçasının tasarımı, aşağıdaki şartları taşıyorsa yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir:
a) Parça birleşik ürüne takıldığında, birleşik ürünün normal kullanımında görünür durumda olmalıdır.
b) Parçanın görünür durumda olan özellikleri, yenilik ve ayırt edici nitelik şartlarını karşılamalıdır.
Bu maddede yer alan normal kullanım; bakım, servis veya onarım işleri hariç olmak üzere, son kullanıcı tarafından kullanımı ifade eder.
Bir tasarımın aynısı;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce,
dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir.
Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce,
kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.
Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.” şeklindedir.
Aynı Kanun’un “Kamuya sunma” başlıklı 57. maddesi ise;
“Kamuya sunma; sergileme, satış gibi yollarla piyasaya sürme, kullanma, tarif, yayım, tanıtım veya benzer amaçlı faaliyetleri kapsar. Tasarımın gizlilik şartıyla üçüncü bir kişiye açıklanması kamuya sunma sayılmaz.
Koruma talep edilen bir tasarım, başvuru tarihinden veya rüçhan talebi varsa rüçhan tarihinden önceki on iki ay içinde tasarımcı veya halefi ya da bu kişilerin izni ile üçüncü bir kişi tarafından veya tasarımcı ya da halefleri ile olan ilişkinin kötüye kullanımı sonucu kamuya sunulması hâlinde bu açıklama tasarımın yeniliğini ve ayırt edici niteliğini etkilemez.” şeklindedir.
6769 sayılı SMK’nın 58. maddesine göre tasarım sahibi, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı bu kanundan doğan haklarını kullanabilir. Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.
Bir tasarımın yeni olabilmesi için, onun aynısının, tescil tarihinden evvel dünyanın her hangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması gerekmektedir. Tasarımların aynı olup olmadığının tespiti için yapılacak benzerlik testinde; aynı izlenimi uyandırma, aynı etkiyi yapma, karıştırılma tehlikesi veya olasılığı incelenemez. Bunlar ikinci aşamaya yani ayırt edicilik tetkikine aittir. Tasarımın yeniliği yoktur diyebilmek için, hükümsüzlüğü istenilen tasarımın, önceden kamuya sunulan (faydalı model, marka ve) tasarım belgelerindeki tasarımlar ile aynı olması şarttır. Terkini talep edilen tasarım öncekinden sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilecektir. Yenilik önceki tasarıma göre belirlenecektir. Aynı kabul edilmeye engel olamayan küçük ayrıntılarda farklılık hâkimin takdirine göre belirlenecektir. Burada şu ölçü verilebilir; fark, aynı olmayı ortadan kaldırmıyor, mevcut önceki tasarım görünümünü sürdürüyor, fark sadece mevcut görünüme, yani mevcut tasarıma ek, onda bir değişiklik, ondan bir sapma niteliği taşıyorsa, yani farklılık o (mevcut tasarım) esas alınarak ondan hareketle yapılmışsa küçüktür. Bunun dışında kalan farklar ise büyüktür. Yenilik ne özgünlük, ne eşsizlik, ne estetiğe sahip bulunma, ne de estetiğin ve kalitenin basamağıdır.
Başvurusu yapılan bir tasarım yenilik testini geçebilirse ikinci olarak ayırt edicilik incelemesine tâbî tutulur. Bu test bir kıyaslama incelemesidir. Bir tasarımın ayırt ediciliğe sahip bulunması demek, bu tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim ile kıyaslanan tasarımın böyle bir kullanıcıda yarattığı genel izlenim arasında belirgin bir farklılık bulunması demektir.
Bilgilenmiş kullanıcı ise, tasarımı kullanarak bilgi sahibi olmuş, tasarımı tanıyan, deneyim sahibi kullanıcı demektir. Bilgilenmiş kullanıcı ara veya nihaî tüketicidir. Ancak asla bir uzman değildir. Mahkememiz de bilgilenmiş kullanıcı konumunda bulunan ilgililerin katılımıyla oluşturulmuş bilirkişi heyetinden mütalâa almıştır.
Kıyaslama, tescili istenen tasarım ile kıyaslanan tasarımların tam karşılaştırılması ve değerlendirilmesidir. Ayırt edici niteliğin incelenme ve değerlendirilmesinde, birbirleri ile kıyaslanan tasarımların ilke olarak farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verilmesini ve tasarımcının tasarımı geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğunun göz önüne alınmasını emredici bir ifadeyle istemiştir. Bilgilenmiş kullanıcının fark edebileceği değişiklikler ise daima göz önünde tutulmalıdır.
Seçenek özgürlüğü ibaresiyle kastedilen, tasarımcıya tasarımına ayırt edicilik vermesi için bir serbest hareket alanının bulunmasıdır. Bunun değerlendirilmesi nesnel olup kişiden kişiye değişmez. Bu nesnel değerlendirmede tekdüze özellik ve nitelikler göz önünde tutulur. Bazı biçimler (=görünümler) nesnenin işlevine sıkı surette bağımlıdırlar. Böyle tasarımlarda tasarımcının hareket alanı pek dardır. Meselâ, bir otomobilin, ütünün ve şişenin şekli gibi. Her otomobil, ütü ve şişe birbirine benzer. Ayırt edicilik için tasarımcının muhakkak nesnenin işlevine ters düşen tasarımlar geliştirmesi beklenemez. Dolayısıyla işlevin yerine getirilebilmesi için zorunlu olan alan dışında yapılabilecek olan tasarımların korunması mümkün olabilecektir. Seçenek özgürlüğünün hiç bulunmadığı hâllerde ise tasarım zaten korunamaz.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;

Dava konusu … numaralı 1 ve 2 numaralı tasarımlara ilişkin tarifname bilgileri şu şekildedir: (1-1) Genel görünüm itibariyle paketlenmiş şeklinde olduğu görülebilen ambalajın mavi renkli zeminin tam ortasına beyaz Hindistan cevizi sosu dökülmüş olup, üzerinde kare şeklinde üzeri çikolata kaplı ucundan bir kesitinin koparılarak alındığı ve içerinin de iki kek arasında Hindistan cevizi soslu olduğu görülebilen marshmellowlu kek in hemen önünde iki adet Hindistan cevizinin yeşil yaprak üzerinde bir tanesinin de tam ortadan ayrıldığı hemen üstünde bir biri üzerine gelmiş iki adet çikolata parçasının olduğu ve kekin üzerine de Hindistan cevizinin serpiştirildiği görülmektedir. Hemen altında koyu mavi renkle invite ibaresi altında daha büyük puntolarla … ibaresinin yazıldığı biraz önünde ise alt alta gelecek şekilde baş harfi büyük ve beyaz renkle cake with marshmellow and coconut ibaresinin yazıldığı görülebilen bir gıda ürünü ambalaj desen tasarımıdır. (2-1) Genel görünüm itibariyle paketlenmiş şeklinde olduğu görülebilen ambalajın sarı renkli zeminin tam ortasına kahve renkli çikolata sosu dökülmüş olup, üzerinde kare şeklinde üzeri çikolata kaplı ucundan bir kesitinin koparılarak alındığı ve içerisinin de iki kek arasının beyaz marshmellowlu olduğu görülebilen kek’in hemen önünde bir biri üzerine gelmiş iki adet çikolata parçasının olduğu ve kekin üzerinin de çikolata sosu ile şekillendirildiği görülmektedir. Hemen önünde koyu mavi renkle invite ibaresi altında daha büyük puntolarla … ibaresinin yazıldığı en alt kısımda ise mavi renkle cake with marshmellow chocolate sauce ibaresinin yazıldığı görülebilen bir gıda ürünü ambalaj desen tasarımıdır.
Dava konusu … işlem numaralı çoklu tasarım bir gıda ambalaj deseni tasarımına ilişkindir. Günümüzde tüketicinin hazır gıda tüketimine yöneliminin artması sonucu hazır gıda ürünlerinin üretimi ve tüketiminde ciddi düzeyde artışlar olmuştur. Talep gören bir sektör olması dolayısıyla özellikle bu alanla ilgili kişilerin farklı ürünler yaratmak adına yaratıcı tasarımlar meydana getirmeye çalışmaları nedeniyle pek çok farklı firma tarafından oldukça farklı şekillerde ambalaj deseni tasarımları yapılmıştır ve yapılmaktadır. Ambalaj tasarımı yönünden seçenek özgürlüğü geniş olup; teknik zorunluluklar dışında ambalaj deseni tasarımları üreticinin veya firmanın hayal gücü ile sınırlanmaktadır.
Ambalaj deseni tasarımlarının ancak tasarımcının hayal gücüyle sınırlandırılabilecek bir seçenek özgürlüğüne sahip olduğu, her ne kadar gıdanın muhafazası için kapalı bir ambalaj gerekli olsa da, bu ambalajın formu, kalıpları, rengi, büyüklüğü bakımından hiçbir teknik zorunluluğun bulunmadığı, dolayısıyla ambalaj tasarımları söz konusu olduğunda herhangi bir teknik zorunluluğun bulunmadığı aksine tasarım sahibine sınırsız bir seçenek özgürlüğü sağladığı aşikardır.
Eldeki dava itibariyle, dava konusu tasarımlar yönünden bilgilenmiş kullanıcının, hazır gıda ürünlerinin satıldığı bir markette çalışan bir reyon sorumlusu veya satış elemanı olabileceği anlaşılmaktadır.
Davacı … firması tarafından dosyaya eklenmiş olan birtakım görseller ile davalı tasarım tescillerine ait görseller üzerinde yapılan karşılaştırmalar neticesinde, dava konusu tasarımların gerek renk kombinasyonu, gerek bütünsel şekil itibarı ile davacının iddialarına dayanak markalarından tasarımsal unsurlar temelinde farklı olduğu, dolayısıyla, davacı yana ait “…” markasının görsel unsurları ile dava konusu tasarıma ait görsel unsurların tasarım hukuku temelinde, bilgilenmiş kullanıcı nezdinde benzer olduğunu söylemenin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamında; davacı yan “…” esas unsurlu marka başvurusunu ilk olarak 25.08.2009 tarihinde gerçekleştirdiği görülmektedir. … sayılı markanın 30.sınıfta “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler. Mayalar, kabartma tozları; unlu mamullerin formunu, rengini iyileştirici, bayatlama süresini geciktirici doğal maddeler. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububat (tahıl) ve mamülleri.” Emtialarında tescilli olduğu görülmektedir.
Davalının dava konusu tasarımlar için başvuru tarihi ise 02.03.2018’ dir.
Dolayısıyla somut uyuşmazlıktaki hükümsüzlük talebinde davalının tasarım başvurusu ile davacının tescilli markasından doğan hakları ihlal edip etmediği incelenmelidir. Böyle bir ihlalin varlığında ise davacının tescilli markasının aynısı ve iltibas teşkil edecek düzeydeki benzer işaretlerin, 3. kişiler tarafından aynı veya benzeri kabul edilen emtialar üzerinde kullanılmasını yasaklama hakkına sahip olduğu, bu yasaklama hakkının tasarımın hükümsüzlüğünü ve iptalini talep etme hakkını da kapsayacaktır.
Dava konusu tasarımlarda kullanılan sözcük unsuru “… …” şeklindedir. Yukarıda yer verilen tasarım başvurusuna konu görsellerden de görülebileceği üzere davalı yan anılan tasarımlarda kendisine ait olan “…” ibaresini esas unsur olarak özel renk ve yazı formatı ile oluşturduğu kombinasyon ile, “…” ibaresini “…” ibaresine göre küçük puntolarla ve ince harf karakteri ile kullanmıştır. Davacının markalarının esas unsuru ise “…” şeklindedir.
Her ne kadar dört harften oluşan sözcük unsurlarının ilk harfleri bakımından (D ve Q) birbirlerinden farklılaştıkları görülmekte ise de dava konusu tasarımın uygulandığı ürünün hitap ettiği tüketici kitlesinin 7’den 70’e her kesimden tüketiciler olabileceği, ürünlerin satım alım süreçlerinin çok kısa oluşu, dolayısıyla ortalama tüketici kitlesi algısında “A-R-E” harflerini ortak olarak içeren ve tasarımdaki “q” harfinin yazılış biçimi itibariyle de “d” harfini andırmakta olan yazım nedeniyle aralarında görsel bir benzerlik bulunduğu, ayrıca “a-r-e” harflerinin fonetik olarak da markaları birbirine yakınlaştırdığı, ortalama tüketicinin dava konusu tasarımdaki “…” ibaresini, davacının önceden bildiği markası ile ilişkilendirebileceği, dolayısıyla başvuru konusu tasarım görselinde davacının tescilli markası ile bütünsel anlamda benzerlik gösteren bir işarete yer verilmiş olunmasının, davacının tescilli marka hakkının ihlali sonuçlarını doğuracağı, bu durumun ise “.. bir fikri mülkiyet hakkının yetkisiz kullanımı” kavramı içerisinde kalacağı, her ne kadar dosya kapsamında davalı tasarımının yenilik ve ayırt ediciliğini ortadan başkaca deliller bulunmamakta ise de tescilli marka ile benzer olan ve tescilli marka kapsamında kalan emtialarda kullanılacak şekilde tasarlandığı anlaşılan tasarım görselindeki “…” ibaresinin davacı tescilli markası ile karıştırılma ve ilişkilendirilme ihtimalleri bulunduğu, bu durumun marka hakkına tecavüz olarak kabulünün mümkün olduğu anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle, davanın kabulü ileTPE YİDK’nın … sayılı kararın iptaline, davalıya ait … kod nolu tasarımın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulü ile
TPE YİDK’nın … sayılı kararın iptaline,
Davalıya ait … kod nolu tasarımın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,

2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 35,90-TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 2.103,50-TL
yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/03/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸

MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF : 77,00-TL
GİDER AVANSI :2.026,50-TL
TOPLAM :2.103,50-TL