Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/39 E. 2021/28 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Karar
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/39
KARAR NO : 2021/28

DAVA : … Sayılı YİDK Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 29/01/2018
KARAR TARİHİ : 02/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararlarının iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekil dava dilekçesiyle; davacının … sayılı marka tescil başvurusunda bulunulduğunu; itiraz üzerine davacının marka tescil başvurusundan 43. sınıf “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri”nin çıkarılmasına karar verildiğini; bu karara karşı yapılan itirazın dava konusu YİDK ile reddine karar verildiğini; taraf markalarının benzer olmadığını; markalar arasında iltibas tehlikesi oluşmadığını belirterek; TÜRKPATENT YİDK’nın 01/12/2017 tarih ve … sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce 30/01/2018 tarihli İlk İnceleme Tensip Tutanağının 10 numaralı ara kararıyla “Davacı vekiline dava konusu … kod numaralı markanın yayınına itiraz eden şirket hakkında ayrı dava açıp birleştirmesi için iki haftalık süre verilmesine, kesin mehil içinde yayına itiraz eden şirket hakkında ayrı dava açılıp birleştirilmediği takdirde davanın usulden reddolunacağının ihtarına” kararı verilmiş, davacı vekili Ankara …FSHHM’nin … Esas sırasında itiraz eden şirket hakkında dava ikame etmiş, mahkemece yapılan inceleme neticesinde … K. Sayılı ilamıyla; HMK’nın 166. Maddesi uyarınca mahkememizin 2018/39 Esas sayılı dosyası üzerinden birleştirilmesine karar verilmiş, taraf teşkili sağlanmıştır.
CEVAP:
Asıl davada davalı Türk Patent vekili cevap dilekçesiyle; dava konusu kararın yerinde olduğunu, tarafların markalarının benzer olduğunu; somut olayda iltibas tehlikesinin oluştuğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraf teşkili için birleşen davada davalı şirket davaya cevap dilekçesiyle, davalı şirketin 50 yılı aşkın süredir Mersin ve son zamanlarda Türkiye’nin muhtelif yerlerinde faaliyette olan bir işletme olduğunu; davalının adına tescilli … ibareli markalar bulunduğunu; davalının ticaret unvanının … … Tantuni Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş. olduğunu; davalının ticaret unvanının esaslı unsurunun … … olduğunu; davalının müşterilerinin davalı firmayı … ibaresi ile tanıdığını ve bildiğini; taraf markaları arasında iltibas tehlikesinin oluştuğunu ve davacının marka başvurusunun davalının markalarının bir serisi olarak algılanacağını; davalının … sayılı … Tantuni Mersin … şekil ibareli markasının da bulunduğunu; dava konusu kararın yerinde olduğunu ve davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
YARGILAMA:
6769 Sayılı SMK’nın Geçici 1. Maddesine göre bu kanunun yayımı tarihinden önce Enstitüye yapılmış olan ulusal ve uluslararası marka ve tasarım başvuruları ile coğrafi işaret başvuruları, başvuru tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre sonuçlandırılacağından, kanunun yayım tarihi olan 10.01.2017 tarihinden önceki başvurular ve eldeki davada 556 Sayılı KHK hükümlerinin uygulanması gerekmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacı başvurusunun davalı tarafından yapılan itiraz sonucunda reddiyle ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; davacı tarafça 30.11.2016 tarihinde … ibaresinin 43. sınıfta tescili için marka tescil başvurusunda bulunulduğu; markanın yayımlanması üzerine marka yayımına davalı şirket tarafından adına tescilli… sayılı marka nedeni ile itiraz edildiği; itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı kararı ile kabul edilmesi üzerine davacının marka başvurusundan 43. sınıf “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri”nin çıkarılmasına karar verildiği; konunun davacı tarafça YİDK’ya taşınması üzerine dava konusu 01.12.2017 tarih ve … sayılı kararıyla; … başvuru numaralı “…” ibareli başvurunun …sayılı ve “… tantuni mersin … şekil”” ibareli markaya dayanılarak 556 s. KHK’nın 8 inci maddesi çerçevesinde kısmen reddi kararına yapılan itiraz incelenmiştir. 556 s. KHK’nın Marka Tescilinde Nispi Ret Nedenlerini düzenleyen 8/l (b) maddesi “tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise. tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanrn halk tarafindan karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa” bu tür markalann tescil edilemeyeceğini hükme bağlamaktadır. Hükümden de anlaşılacağı üzere, 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 8/l-(b) maddesi hükmü anlamında karıştınlma ihtimalinden söz edebilmek için öncelikle, iki koşulun birlikte var olması gerekmektedir. Bu iki koşuldan birincisi, tescili talep edilen markanın daha önceden tesci|li ya da başvurusu yapılmış bulunan itiraz gerekçesi marka(lar) ile aynı ya da benzer olması, diğeri ise uyuşmazlığa konu markaların aynı ya da benzer mal ya da hizmetleri kapsamasıdır. Yerleşik içtihada göre, halkın malların veya hizmetlerin aynı işletmeden veya ticari olarak bağlantılı bir işletmeden geldiğine inanması riski karıştırılma olasılığını ortaya çıkartır. Karıştırılma olasılığı, kamunun ilgili kesiminin ihtilafa konu markalar ve mallar veya hizmetler hakkındaki algısı, markalann ve malların veya hizmetlerin benzerliğinin karşılıklı bağımlılığı dahil olmak üzere inceleme konusu ihtilafa ilişkin tüm faktörler dikkate a|ınarak, bütiincül olarak değerlendirilmelidir. Karıştırılma olasılığına ilişkin bütüncül değerlendirme yapılırken, ihtilafın konusu markaların görsel, işitseI veya kavramsal benzerliği, işaretlerin bütün oIarak oluşturduklan izlenim esasında incelenmelidir. Ancak bu yapıhrken işaretlerin ayın edici ve baskın unsurları özellikle dikkate alınmalıdır. Karıştırılma olasılığına ilişkin genel değerlendirmede, malların veya hizmetlerin ortalama tiiketicisinin markalara ilişkin algısı belirleyici etkiye sahiptir. Bilindiği üzere, karıştırılına ihtimalinin değerlendirilmesinde, tüketicilerin satın almayı düşündükleri mal/hizmet yerine başka bir malı/hizmeti almak durumunda kalması kadar, iki ayrı marka ile karşı karşıya olduklarını anlamalarına rağmen bu markaların aynı kişiye/firmaya ait olduğunu ya da marka sahipleri arasında idari veya ekonomik anlamda bir bağlılığın bulunduğunu düşünmeleri ihtimalinin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimali gerekçeli itiraz yukarıdaki genel esaslar dikkate alınarak incelenmiştir. Yapılan incelemede, başvuru ile kısmi redde mesnet gösterilen markanın “…” ibaresini ortak ayırt edici unsur olarak içerdikleri, markalarda yer alan ilave unsurların markalar arasındaki benzerliği ortadan kaldırmadığı, ayrıca başvuru kapsamından çıkanlan hizmetlerin kısmi ret gerekçesi markanın da tescil kapsamında yer aldığı belirlenmiştir. Bu çerçevede yapılan değerlendirme sonucunda, ilgili tüketici kesimi nezdinde marka sahipleri arasında idari veya iktisadi anlamda bir bağlılığın bulunduğu yönünde bir izlenim oluşabileceği diğer bir deyişle başvuru ile kısmi ret gerekçesi marka arasında 556 sayılı KHK’nın 8/l-(b) bendi anlamında ilişkilendirilme ihtimali de dahil olmak üzere karışttnlma ihtimalinin bulunduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle, itiraz hakkında Markalar Dairesi Başkanlığınca verilen karar yerinde görülmüş ve işbu itirazın reddi gerekmiştir.” şeklinde karar verildiği, dava konusu YİDK kararının davacı şirkete 03/12/2017 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 29/01/2018 tarihinde açıldığı anlaşılmış, davacı vekilinin eldeki davayı ikame ettiği tetkik edilmiş, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle: 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi koşullarının davacının … sayılı marka başvurusundan çıkarılan 43. sınıf Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. yönünden oluştuğu; dava konusu YİDK’nın 01.12.2017 tarih ve … sayılı kararının yerinde olduğu; takdirin mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlık, davacı başvurusunun davalı tarafından yapılan itiraz sonucunda reddiyle ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
“Marka tescilinde red için nispi nedenler” başlığı altında düzenlenen 556 sayılı KHK’nın 8. maddesi;
“Madde 8 – Tescil edilmiş veya tescil için başvuru yapılmış bir markanın sahibi tarafından itiraz yapılması durumunda aşağıdaki hallerde marka tescil edilemez:
a) Tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı ise ve aynı mal veya hizmetleri kapsıyorsa,
b) Tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa.
Marka sahibinin ticari vekili veya temsilcisi tarafından markanın kendi adına tescili için, marka sahibinin izni olmadan ve geçerli bir gerekçe gösterilmeden yapılan başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine red edilir.
Tescilsiz bir markanın veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaretin sahibinin itiraz etmesi üzerine, tescili istenilen marka, aşağıdaki hallerde tescil edilmez.
a) Markanın tescili için yapılan başvuru tarihinden önce veya markanın tescili için yapılan başvuruda belirtilen rüçhan tarihinden önce bu işaret için hak elde edilmiş ise,
b)Belirtilen işaret, sahibine daha sonraki bir markanın kullanımını yasaklama hakkını veriyorsa,
Marka, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir markanın aynı veya benzeri olmakla birlikte, farklı mallar veya hizmetlerde kullanılabilir. Ancak, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu red edilir.
Tescil için başvurusu yapılmış markanın, başkasına ait kişi ismi, fotoğrafı, telif hakkı veya herhangi bir sınai mülkiyet hakkını kapsaması halinde, hak sahibinin itirazı üzerine tescil başvurusu reddedilir.
Ortak ve garanti markalarının sona ermesinden itibaren üç yıl içinde ortak marka veya garanti markası ile aynı veya benzeri olan marka tescil başvurusu itiraz üzerine reddedilir.
Bir markanın yenilenmeme nedeniyle koruma süresinin dolmasından sonra iki yıl içerisinde aynı veya benzer markanın, aynı veya benzer mal ve hizmetler için yapılan tescil başvurusu itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Yukarıda ayrıntısı yazılı 8/1-b maddesinde geçen düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 556 sayılı KHK’nın 8. maddesinin (4) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca 556 sayılı KHK’nın 8. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda genel ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, tüketici kitlesinin bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davacının marka başvurusundan çıkarılan 43. sınıf: ”Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” davalı şirketin kısmen redde mesnet alınan markasının kapsamında aynen yer almaktadır. Dolayısı ile somut olayda taraf markaları kapsamında çekişme konusunu oluşturan hizmetlerin aynı olması nedeniyle kapsam benzerliği koşulu da gerçekleşmiştir.
Davacının markasının incelenmesinde; beyaz zemin üzerine siyah tonlarında büyük harflerle yazılmış … ibaresinden oluşan kelime markası olduğu, şekil unsuru ihtiva etmediği, davacının marka başvurusunun tek ve esaslı unsurunun “…” olduğu, … ibaresindeki “…” ibaresinin … adının kısaltılmış hali olarak kullanıldığı, ayrıca “…” kelimesinin de bir özel isim olmasının yanı sıra özel isimlerin sonuna getirilen “içten sevgi” gibi durumları ifade eder nitelikte bir ek olarak da kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Davalının markasının incelenmesinde; davalının redde mesnet markası kelime ve şekil markası olup markada yer alan kelime unsurunun “… Tantuni Mersin …” şeklinde olduğu, markada “… Tantuni” ibaresinin markayı oluşturan şekil kompozisyonunun üst kısmında Mersin … ibarelerine göre daha büyük puntolarla yazılı bulunduğu, markanın şekil unsurunu oluşturan kompozisyonun alt kısmında ise Mersin … ibarelerinin yazılı olduğu, markayı oluşturan kelimelerin beyaz renk ile yazılı olup markanın şekil unsurunun siyah ve beyaz renkler kullanılarak oluşturulduğu, markanın şekil unsurunun ise bir elips içinde oluşturulmuş bir şekil unsuru olduğu, markada yer alan Mersin … ve Tantuni ibarelerinin yardımcı, açıklayıcı, cins, yer, zaman bildirir nitelikte ibareler olduğu, davalının markasında yer alan esaslı unsurun “…” ibaresi olduğu anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davalı adına tescilli “… Tantuni Mersin …+şekil” esas ibareli marka ile davacının “…” ibareli markası arasında … ibaresinden kaynkalanan biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davacının “…” markasını gördüğünde bunun davalının redde mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ihtimal dahilinde olduğu, taraf markaları arasında iltibas bulunduğu, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi koşullarının davacının … sayılı marka başvurusundan çıkarılan 43. sınıf Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. yönünden oluştuğu; dava konusu YİDK’nın 01.12.2017 tarih ve … sayılı kararının yerinde olduğu kabul edilerek davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 35,90-TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/02/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸