Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/368 E. 2021/420 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/368
KARAR NO : 2021/420

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 24/10/2018
KARAR TARİHİ : 16/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkilinin … sayılı marka başvurusunun davalı kurum tarafından 5/1-b ve c bentleri gereğince kısmen reddedildiğini, verilen kararın hatalı olduğunu, müvekkili başvurusunun …, … ve … kelimelerinden meydana gelen bütünsel bir kelime markası olduğunu, müvekkili markasını oluşturan kelimeler tek tek zayıf karakterli kabul edilse dahi bütün olarak ayırt ediciliği yüksek bir algı oluşturduklarını, halbuki markanın tescile konu tüm hizmetler için ayırt ediciliği yüksek bir marka olduğunu, kurum nezdinde benzer şekilde elde edilmiş tescillerin bulunduğunu, “… … yaşam”, “… … ulaşım”, “… … sulama”, “… … sayaç”, “… … sağlık” vb. şekillerde oluşturulmuş çok sayıda markanın bulunduğunu, iddia ederek işbu … sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, verilen kurum kararının yerinde olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı başvurusunun reddiyle ilgili verilen YİDK kararının 6769 sayılı SMK 5/1-b ve c maddeleri kapsamında yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; dava konusu … … … ibaresinin 09, 28, 41 ve 42. Sınıf mal ve hizmetlerde tescili amacıyla 26.10.2017 tarihinde gerçekleştirildiği görülen … sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında “ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar; kameralar, fotoğraf makineleri, televizyonlar, videolar, cd-dvd kayıt ve oynatıcı cihazlar, mp3 çalar, bilgisayarlar, masa üstü – tablet bilgisayarlar, giyilebilir teknolojik cihazlar (akıllı saatler, bileklikler, başa takılan cihazlar), mikrofonlar, hoparlörler, kulaklıklar; haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre donanımları; cep telefonları ve bunların kılıfları, sabit telefonlar, telefon santralleri, bilgisayar yazıcıları, tarayıcılar, fotokopi makineleri. Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/ optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri. Bu sınıfa dahil jimnastik ve spor aletleri; olta takımları, yapay balık yemleri, avcılık ve balıkçılık için tuzaklar. Eğitim ve öğretim hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmalar, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil)” emtiaları bakımından 6769 s. SMK 5/1-b ve c bentleri kapsamında reddine karar verildiği; anılan karara karşı başvuru sahibi tarafından itiraz edildiği, itirazı inceleyen Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 16.08.2018 tarih ve … sayılı kararı neticesinde özetle; “… başvuru numaralı “… … …” ibareli başvurunun 6769 s. SMK 5/1-b ve c bentleri uyarınca kısmen reddi yönündeki MDB kararına karşı yapılan itiraz incelenmiştir. Yapılan incelemede başvuru konusu markanın münhasıran “… … …” ibaresinden oluştuğu, “yenil …” ve “…” ibarelerinin anlam itibariyle ayrı ayrı tanımlayıcı ibareler olduğu ve ayırt edici niteliği bulunmadığı, bu kelimelerin birleşimiyle oluşturulan markanın da ayrı ve özgün bir anlamının bulunmadığı, markanın bütün olarak kısmi ret konusu mal/hizmetler bakımından ayırt edici olmadığı ve tanımlayıcı olduğu kanaatine varılmıştır.” şeklindeki gerekçeler ile başvuru sahibi davacı yan itirazlarının reddine karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 24/10/2018 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle: başvuru konusu … sayılı “… … …” ibaresinin 5/1-b bendi kapsamında kalan bir işaret olmadığı, bununla birlikte anılan işaretin, bütün olarak tüketicide yarattığı algı itibariyle 28. sınıf “Bu sınıfa dahil jimnastik ve spor aletleri;” ve 41. Sınıf “Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmalar, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil)” alt sınıfları bakımından, rapor kapsamında açıklanan nedenlerle, 5/1-c maddesi kapsamında değerlendirilebileceği, ancak başvuru kapsamından çıkartılmasına karar verilen emtialardan “ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar; kameralar, fotoğraf makineleri, televizyonlar, videolar, cd-dvd kayıt ve oynatıcı cihazlar, mp3 çalar, bilgisayarlar, masa üstü – tablet bilgisayarlar, giyilebilir teknolojik cihazlar (akıllı saatler, bileklikler, başa takılan cihazlar), mikrofonlar, hoparlörler, kulaklıklar; haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre donanımları; cep telefonları ve bunların kılıfları, sabit telefonlar, telefon santralleri, bilgisayar yazıcıları, tarayıcılar, fotokopi makineleri. Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/ optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri. olta takımları, yapay balık yemleri, avcılık ve balıkçılık için tuzaklar. Eğitim ve öğretim hizmetleri.” emtiaları bakımından aynı doğrultuda bir değerlendirmede bulunulmasının mümkün olmadığı, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.

GEREKÇE:
6769 sayılı SMK 5/1-b maddesinde “Herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretlerin marka olarak tescil edilemeyeceği” mutlak ret nedenlerinden sayılmıştır. Sicilde gösterilebilir olmasına rağmen herhangi bir mal veya hizmet için ayırt ediciliğe sahip olmayan, dolayısıyla tüketiciler tarafından marka olarak algılanmayacak işaretler tescil edilemeyecektir.
Bir marka, bir işletmenin mal ve hizmetlerini, başka işletmelerin mal ve hizmetlerinden ayırt edilebilmesi koşuluyla, özellikle kişi adları da dâhil olmak üzere sözcükler, harfler, rakamlar, malların, seslerin veya ambalajların şekli gibi işaretlerin, kaynak gösterme vasfı o işaretin markanın soyut ayırt edici niteliğine sahip olduğunu göstermektedir.
Buna karşılık bir işaretin somut ayırt edici niteliği incelenirken, tescili talep edilen işaretin tescile konu mal veya hizmetleri diğer mal veya hizmetlerden ayırt etmeye elverişli olup olmamasına bakılır. Söz konusu işaretin tescile konu mal ve hizmetler açısından ayırt edicilik fonksiyonu yoksa aksine bu mal veya hizmetlerin bir özelliğini veya kullanım amacını belirtiyorsa ya da mal veya hizmet hakkında bilgi veriyorsa, somut ayırt edici niteliğe sahip değildir . Bu nedenle bir işaret soyut ayırt edici niteliğe, dolayısıyla, marka olma özelliğine sahip olabilir, ancak bu işaret belli mal ve hizmetler için ayırt edici niteliği bulunmadığından tescil edilemez. Dolayısıyla, soyut ayırt edici nitelik somut ayırt edici niteliğe göre daha geniş kapsamlıdır.
Bu bağlamda asgari düzeyde ayırt edici niteliği olması kaydıyla, her türlü işaret marka olabilmektedir. Ayırt edici nitelik başlangıçtan itibaren olabileceği gibi sonradan kullanıma bağlı olarak da zaman içinde kazanılabilir. Ayırt edici niteliğin tespitinde temel alınan husus, markanın tescil edilmek istendiği mal ve hizmet sınıflarıdır.
Dolayısıyla soyut anlamda ayırt edicilik değerlendirmesi yapılırken mal ve hizmet sınıfı temelinde bir değerlendirme yapılmaması gerekir.
6769 Sayılı SMK’nın 5/1-c maddesine göre ise “Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler” in marka olarak tescil edilmesi mümkün değildir.
Bir işaretin SMK m. 5/1-c kapsamında değerlendirilebilmesi için, işaret ile mal veya hizmet arasında doğrudan ve özellikli bir ilişkinin bulunması, işaretin mal veya hizmetin karakteristik bir özelliğini, vasfını, amacını hiçbir özel zihni çabaya mahal bırakmadan, mal veya hizmet ile sıkı ilişkisi sebebiyle bir özelliğini derhal düşündürmesi ve akla getirmesi gerekmektedir.
Somut ayırt edicilik değerlendirmesi tescil edilmek istenilen mal ve hizmet gözetilerek ilgili tüketici nazarında yapılmalıdır. Bu değerlendirme kapsamında tüketici nezdinde ilgili markanın farklı bir kaynaktan geldiği ve ayırt ediciliğe haiz olduğunun kabulü gerekmektedir. Eğer bu ölçüde bir ayırt edicilik mevcut değilse aksine tanımlayıcılık mevzubahis olursa söz konusu markanın tescili mümkün olamayacaktır.
6769 s. SMK’nın 5/1-c bendine göre bir ibarenin tasviri işaretlerden sayılabilmesi için benimsenen temel kriter, işaretin, tescil edilmek istenilen emtia sınıflarında, hiçbir özel zihni çabaya gerek olmaksızın, doğrudan doğruya, mal ve hizmet ile sıkı ilişkisi nedeniyle malın veya hizmetin bir özelliğini veya kompozisyonunu derhal düşündürmesi ve akla getirmesidir. Bir mal veya hizmeti doğrudan çağrıştırmayıp akla getirmeyen ancak imada bulunan kelimelerin tescilinin bu maddeye göre engellenmesi mümkün değildir. Tüketici işareti gördüğünde kesin olarak mal veya hizmetin niteliğini tanımlayamıyor fakat olasılıkları zihninde birkaç seçeneğe kadar indirebiliyorsa o markanın tescili mümkündür.
Görüleceği üzere işaretin 6769 s. SMK 5/1-b ve 5/1-c maddeleri kapsamında kalıp kalmadığı hususu, başvuru kapsamındaki işaretin tüketici nezdinde öncelikle markasal bir algı yaratıp yaratmadığı, sonrasında ise tescili talep edilen işaretin kaynak gösterme fonksiyonuna sahip olup olmadığı ya da ilgili mal ya da hizmetin bir özelliğini ifade edip etmediği noktalarında toplanmaktadır.
Dava konusu marka “…”, “…” ve “…” ibarelerinden oluşmaktadır. Günümüzde değişen şartlar, tüketici beklentileri, sektör yapılanmaları doğrultusunda pek çok iş kolunda teknoloji ile uyumlu veyahut evvelden beri süre gelen, monotonlaşmış hizmetlerin tüketiciye modernize edilerek sunumunun gerçekleştirilmeye başlanması ile birlikte “… … + x” şeklindeki tamlama bütünü hayatımıza girmiş olup “… … meyhane”, “… … lokma”, “… … lokum”, “… … eğitim”, “… … öğrenme”, “… … sanayi” vb. şekildeki pek çok kavram da yaygın olarak hayatımıza girmiş ve kullanılmaya başlanılmıştır.
Dolayısıyla “… …” tamlaması bir bütün olarak, modernize edilmiş, teknolojiye, çağa uygun hale getirilmiş hizmetleri tanımlamak için kullanılan yaygın bir kavram haline gelmiştir. “FITNESS” ibaresi ise İngilizce bir kelime olmakla birlikte dilimizde de günlük hayatta doğrudan kullanılan ve hatta Büyük Türkçe Sözlükte dahi “sağlıklı yaşam” anlamı ile kendine yer edindiği görülen “sağlık, sağlıklı yaşam, fit, formda ve zinde” olma hallerini tanımlayan ve özellikle sportif faaliyetler ile ilgili hizmet veren işletmelerce sektörel bir kavram olarak da kullanılan bir kelimedir.
Bu çerçevede “… …” ve “FITNESS” ibarelerinin bir araya getirilmesi ile oluşturulduğu görülen dava konusu markanın da bu itibarla modernize edilmiş, günümüz koşullarına ve imkanlarına göre uyarlanmış sağlıklı yaşam, formda olma, zinde olmak yönünde tüketiciye bir anlam yükleyecek mahiyette bir algı yaratmaktadır.
Nitekim “… … …” kavramının dava konusu marka başvurusundan evvel de yukarıda bahsedilen anlamı doğrultusunda kullanımlarının bulunduğu anlaşılmıştır.
Gerçekten de arama motorları üzerinden kısa bir araştırma yapıldığında sektörde (uyuşmazlık konusu hizmetler için) “… … …” şeklindeki kullanımların ne denli yaygın olduğu görülebilmektedir.
Yine yapılan araştırmalarda … … … olarak tanımlanan sportif faaliyetlerin … (Elektriksel Kas Uyarımı) teknolojisi altyapısını kullanan teknoloji ve çözüm odaklı bir antrenman programı için kullanıldığı görülmektedir.
Dolayısıyla “… … …” kavramının sportif faaliyetler bakımından sektörel kullanımı bulunan kavramsal bir karşılığa haiz olduğu değerlendirilmekte olup birbirinden bağımsız anlamları bulunan “…”, “…” ve “…” ibarelerinin bir araya geldiklerinde oluşturduğu bütünsel anlamın, doğrudan bir sektöre yönelik tanımlayıcı niteliğe büründüğü görülebilmektedir.
Nitekim Yüksek Mahkeme, iki veya daha fazla sözcüğün bir araya getirilerek kaynaştırıldığı hallerde, oluşan tamlamanın etimolojik ve semantik bakımdan kendisini oluşturan sözcüklerden farklı, … bir anlam kazanıp kazanmadığına ve buna göre mal ve hizmetin karakteristik özelliklerini yansıtıp yansıtmadığına bakılması gerektiğine hükmetmiştir.
Bu çerçevede “… … …” kavramının 5/1-b maddesi kapsamında kalan ve herhangi bir mal veya hizmet bakımından soyut ayırt ediciliğinin hiçbir koşulda bulunmayacağı yönündeki Kurul tespitinin isabetli bir tespit olmadığı düşünülmekle birlikte, markayı oluşturan işaretin, özellikle “spor – kültür” faaliyetleri açısından doğrudan sektörel ve tanımlayıcı bir kavram olarak tespiti mümkün ise de redde konu tüm mal ve hizmetler bakımından bu yönde bir algı oluşturmayacağı anlaşılmıştır.
Bu çerçevede “… … FITNESS” kavramının reddi konu mal ve hizmetlerden yalnızca 28. sınıf “Bu sınıfa dahil jimnastik ve spor aletleri;” ve 41. Sınıf “Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmalar, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil)” alt grupları bakımından tanımlayıcı olarak değerlendirilebileceği zira bu mal ve hizmetler bakımından anılan ibarenin ilgili mal ve hizmetlerin niteliğine, sunum tarzına, cinsine ilişkin bir kavramsal algı yarattığı, dolayısıyla anılan emtialar bakımından “… … FITNESS” kavramının 5/1-c maddesi kapsamında değerlendirilebileceği anlaşılmıştır.
Bununla birlikte başvuru kapsamından çıkartılmasına karar verilen “ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar; kameralar, fotoğraf makineleri, televizyonlar, videolar, cd-dvd kayıt ve oynatıcı cihazlar, mp3 çalar, bilgisayarlar, masa üstü – tablet bilgisayarlar, giyilebilir teknolojik cihazlar (akıllı saatler, bileklikler, başa takılan cihazlar), mikrofonlar, hoparlörler, kulaklıklar; haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre donanımları; cep telefonları ve bunların kılıfları, sabit telefonlar, telefon santralleri, bilgisayar yazıcıları, tarayıcılar, fotokopi makineleri. Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/ optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri. olta takımları, yapay balık yemleri, avcılık ve balıkçılık için tuzaklar. Eğitim ve öğretim hizmetleri. “ mal ve hizmetlerinin hiçbiri açısından “… … FITNESS” ibaresinin cins, ceşit, vasıf, nitelik vb herhangi bir özellik belirtmediği, anılan ibarenin ilgili mal ve hizmetlerde, tüketici algısında bu yönde bir anlam oluşturmayacağı, başvuru konusu işaretteki sözcüklerin kavramsal olarak, bir kısım ürünlere yakın olduğu düşünülse dahi işaretin bütün olarak başvuru kapsamındaki bu mal ve hizmetleri doğrudan doğruya tanımlamadığı yahut göstermediği, mal veya hizmetlerin öne çıkan her hangi bir özelliğini de doğrudan yansıtmadığı, işareti bütün hâlinde gören kişilerin zihninde; sunulmak istenilen mal veya hizmetin bir özelliğinin doğrudan doğruya ve hiçbir fikrî çaba gerekmeksizin canlanması yahut hatırlanması veyahut da tanımlanmasının mümkün olmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile
TPE YİDK’nın … sayılı kararının “ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana
getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar; kameralar, fotoğraf makineleri,
televizyonlar, videolar, cd-dvd kayıt ve oynatıcı cihazlar, mp3 çalar,
bilgisayarlar, masa üstü – tablet bilgisayarlar, giyilebilir teknolojik cihazlar
(akıllı saatler, bileklikler, başa takılan cihazlar), mikrofonlar, hoparlörler, kulaklıklar; haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre
donanımları; cep telefonları ve bunların kılıfları, sabit telefonlar, telefon
santralleri, bilgisayar yazıcıları, tarayıcılar, fotokopi makineleri. Manyetik,
optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve
yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik
ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/ optik okuyuculu
kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema
filmleri, diziler ve video müzik klipleri. olta takımları, yapay balık yemleri,
avcılık ve balıkçılık için tuzaklar. Eğitim ve öğretim hizmetleri.” emtiaları yönünden iptaline,
YİDK iptaline yönelik Fazlaya dair talebin reddine ,

2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 35,90-TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davanın kısmen kabulü yönünden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL maktu ücreti vekâletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davanın kısmen reddi yönünden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 1.988,50-TL yargılama giderinin takdiren 1.000,00-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/12/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸
MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF : 77,00-TL
GİDER AVANSI :1.911,50-TL
TOPLAM :1.988,50-TL