Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/303 E. 2021/176 K. 01.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/303 Esas – 2021/176 Karar
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/303
KARAR NO : 2021/176

DAVA : FSEK (Tazminat)
DAVA TARİHİ : 05/09/2018
KARAR TARİHİ : 01/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan FSEK (Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkili … MEDİA’nın kendi alanında başarılı bir şirket olduğunu, kendine özgü çalışma çizgisi ile başarılı işlere imza atmış ve atmaya da devam ettiğini, müvekkilinin bu kapsamda çocuklar için eğitici ve öğretici bir animasyon dizisi yapmaya karar verip çalışmalarına başladığını, bu bağlamda … … Kanalı Koordinatörlüğü ile iletişime geçtiğini, “…” adlı projeyi ortağı olduğu … PRODÜKSİYON ORGANİZASYON LTD. ŞTİ. ile beraber yerine getirmek için çalıştıklarını, program için başlangıçta “…’ni” isim olarak belirlediklerini, ancak ilerleyen süreçte … Genel Müdürlüğü … Kanal Koordinatörlüğü ile yapılan yazışmalarda bu ismin “…” olarak değiştirilmesine karar verildiğini, buna bağlı olarak müvekkili şirketin projeyle ilgili çalışmalarını “…” ismi ile devam ettirmeye başladığını, projenin geliştirilmesi, ücret konusunun belirlenmesi adına … … Kanalının ilgili birimi ile yazışmaların devam ettiğini, projenin ilk örnek bölümünün DEMO sürümü olarak … … kanalına sunulduğunu, kopyanın kanal tarafından beğenilip, komisyon kararı ile kabul edildiğini, ancak çok düşük bir bütçe ile (1.500 TL+KDV) kabul edildiğinin müvekkiline komisyon kararı diye bildirildiğini, müvekkilinin … … Kanal Koordinatörlüğü ile yüz yüze yaptığı görüşmelerde bedelin proje için çok düşük olduğunu beyan etmesine rağmen, kendisine bütçenin artırım talebinin kabul edilmesinin mümkün olmadığının ifade edildiğini, çözüm olarak … … Kanal Koordinatörlüğü tarafından müvekkiline ilgili projenin yeni bir proje olarak sunulması ve isminin değiştirilmesinin teklif edildiğini, bütçenin düşük belirlenmesinin ardından zaten projenin içinde yer alan … ANİMASYON ile yapılan görüşmeler ile projenin ismi değiştirilerek “……” adı altında yeni bir proje gibi sunulduğunu ve dakikası 5.500 TL+KDV olarak kabul edilmesinin talep edildiğini, ancak … … Koordinatörlüğü tarafından proje için dakikası 4.750 TL+KDV olarak kabul edildiğinin bildirildiğini, “…” projesinin içeriği, meyve ve sebzelerin faydaları ile dönüştükleri yeni nesneler hakkında bilgi vermek olarak tasarlardığını, projede özentinin olumsuz yönleri belirtilmekte olup, hitap ettiği izleyici kitlesi olarak da 0-3 ila 0-6 yaş arası olarak belirlenmiş ve bu yaşlar arasındaki izleyici kitlesi için eğitim yönü ağır basan bir program olarak meydana getirildiğini, yaşanan bu olumlu gelişmelere rağmen müvekkilinin ortağı olan … ANİMASYON şirketinin ortaklığı devam ettirmek istemediğini ve ortaklığı haksız olarak sona erdirdiğini, müvekkilin ilgili projede beraber çalışmış olduğu eski ortağı … ANİMASYON daha sonra projenin hemen hemen aynısı olan içeriği de müvekkilin hazırlamış olduğu “…” projesine çok benzeyen fakat ismi farklı olan bir proje ile … … kanalıyla görüşmeler yapıp, ilgili projeyi kabul ettirerek, projenin yayın hayatına girmesini sağladığını, davalı … ANİMASYON şirketi tarafından hazırlanan projenin müvekkili şirketin hazırlamış olduğu projenin bir kopyası mahiyetinde olduğunu, müvekkili şirketin haklarını ihlal ettiğini ve müvekkili şirketin zarara uğramasına neden olduğunu, davalının aynı zamanda bahsedilen bu proje ile piyasada çok önemli bir tanınmışlık kazandığını, marka değerini artırdığını ve buna bağlı olarak önemli işler aldığını, bu alınan işlerde de müvekkili açısından yoksun kalınan gelir oluştuğunu, meydana gelen zararların giderilebilmesi adına işbu davanın ikmal edildiğini, “……” programının hali hazırda yayında bulunmasından dolayı müvekkilin haklarını ihlal etmeye devam ettiğinden, ihtiyati tedbir yoluyla yayın hayatının durdurulmasına, bu proje ile … ANİMASYON’UN kazanmış olduğu bütün kazancın, müvekkilinin yoksun kaldığı kâr kalemleri de değerlendirilerek, ihlalin meydana geldiği tarih olan çizgi dizinin ilk yayın tarihinden itibaren müvekkili şirkete ticari avans faizi ile beraber verilmesini, ilgili proje ile marka değeri artan ve buna bağlı olarak aldığı işlerden de ciddi paralar kazanan … ANİMASYON şirketinden nedensellik bağı içerisinde kalınarak, bu gelirlerin de müvekkilinin payı açısından değerlendirilmesini, mevcut hakları saklı kalması kaydıyla; … … programından elde edilen gelirin şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın, ihlalin meydana geldiği günden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile beraber alınarak müvekkiline verilmesini, … ANİMASYON şirketinin olaya konu projenin yayınlanması ile piyasada kazanmış olduğu tanınmışlığa bağlı olarak elde etmiş olduğu gelirlerden şimdilik 1.000 TL’sinin gelirleri elde ettiği tarihten başlayarak işleyecek ticari avans faizi ile beraber alınarak müvekkiline verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesin karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle, davacı şirketin bu davayı açmada hukuki menfaati ve sıfatı bulunmadığını, müvekkili şirket tarafından hemen hemen kopyası olarak alındığı iddia edilen eser …’nın davacı şirkete ait olduğuna dair herhangi bir emare bulunmadığını, “…” adlı eserin müvekkili şirket adına tescil edildiğini, ”!…” adlı eserin yapılmasında büyük emekleri olan hatta senaristliğini yapan …, 2004 yılından beri müvekkili şirketin ortaklığını yaptığını, … davacı tarafın … adlı eser ile ilgili olarak proje dosyasının … kanalına sunumundan önce mail yolu ile … adlı eserin çalışmasını yaptığını hatta Müvekkili Şirket ortağı … tarafından davacı şirket müdürü …’e yönetmenlik teklif edildiğini, … adlı eserin davacı şirkete ait olduğuna hiçbir emare olmadığı gibi eserin tescilinin müvekkili şirket adına kayıtllı olduğunu, müvekkili şirketin ortağı …, davacı şirket tarafından proje dosyası sunulmadan önceki çalışmalarının kayıt altında olduğunu ayrıca; müvekkili şirket ortağı … tarafından … karakterlerinin seslendirilmesinin yapılması için “… Yapım” yetkilisi … ile mail yoluyla yazıştığını, tüm bu sebeplerle; davacı tarafın bu davayı açma sıfatı bulunmadığını, İş bu davanın husumet yokluğundan reddini talep ettiği; esasa ilişkin olarak; davacının dava dilekçesinde belirtildiği şekli ile … adlı projenin … … Kanal Koordinatörlüğü’ne sunulduğunu ancak ilerleyen süreçte … Genel Müdürlüğü tarafından yapılan yazışma neticesinde projenin isminin … olarak değiştirilmesine karar verildiğini, Davacı şirketin komisyon kararı ile geçen projenin DEMO’sunu 2016 yılında kanala 5 dakika olarak sunduğunu ve dakikası 1.500 TL olmak üzere 7.500 TL para alındığını, müvekkili şirket tarafından kopyası yapıldığı iddia edilen … adlı projenin ilk demo kaydının 2016 yılında kanala sunulduğunu, Oysa ki kopya denilen müvekkil işirkete ait … … adlı eserin ise o tarihlerde 26 bölüm kanal / tarafından yayınlandığını, davacı şirket tarafından kanala verilen demo kaydından önce müvekkili şirket tarafından hali hazırda yapılmış bir eser olduğunu, müvekkili şirketin 23 Nisan 2015 tarihinde … … adlı çizgi filmin / müzikalini dahi … resepsiyonunda yaptığını, … … adlı çizgi filmin proje / dosyası geçmesinden sonra demo kaydının teslim edildiğini, … … Kanalı Koordinatörlüğü tarafından 05.12.2014 tarihli uygun bulma üst yazısı müvekkiline gönderildiğini, … … adlı eserin müvekkili şirket adına 21.05.2015 başvuru tarihli, 30.05.2016 tescil tarihli olmak üzere tescilinin yapıldığını, davacı tarafından 2016 tarihinde Demo sürümü verilene kadar olan süreçte … adlı projenin herhangi bir eser niteliğinin mevcut olmadığını, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 1/B maddesine göre eserin ; “Sahibinin hususiyetini taşıyan ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleridir.” Şeklinde olduğunu, FSEK karşısında eser niteliğini kazanabilmesi için iki unsur gerektiğini, Birincisi objektif unsur. İkincisi de sübjektif unsur olup eserin sahibinin özelliğini taşıyan bir fikir ve sanat eseri olması gerektiğini, davacı şirketin 2016 yılında … Kanalına sunmuş olduğu DEMO (pilot bölüm) sürümüne kadar ortada eser niteliğinde hiçbir yayın-yapım olmadığını teslim edilen pilot bölümün dahi müvekkili şirket tarafından hazırlandığını, çünkü Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa göre ortada bir ürünün mevcut olmadığını, davacı tarafından DEMO sürümü verildiği zaman … adlı eserden kopya olduğu iddiasında bulundukları … … 2. sezonda ve Türk Patent Enstitüsü tarafından tescilinin yapıldığını, bu nedenlerle sayın mahkemece haksız davanın reddini talep ettiklerini, …’nın; 2009 – 2013 yılları arasında müvekkili şirket tarafından hazırlandığını ve projenin senaristliğinin başta müvekkili şirket ortağı … tarafından yapıldığını, daha sonraları … …’a … ile ilgili senaryo başlıklarının düzenletidiğini en sonunda ise … tarafından senaristliğin yerine getirildiğini, … adlı proje yapılması ve üretilmesi aşamasında davacı şirket yetkilisi … ile müvekkili şirket ortakları arasında olan arkadaşlıktan dolayı davacı şirket yetkilisi …’in projeyi ve ismini öğrendiğini, …/… proje aşaması tamamlandıktan sonra 2012 yılında bir kanala sunulması için çalışmalar yürütüldüğünü, bu aşamada davacı şirket yetkilisi … kanalı ile daha önce birçok iş ve proje yürütmesi gerekçesi ile kurula projenin sunulması aşamasında gerekli şablon ve kurumun istediği tarzda tablonun nasıl oluşturulacağını bildiği için projenin sadece sunumu davacı şirkete müvekkili şirket tarafından verildiğini, müvekkili şirket tarafından hazırlanan projenin davacı şirket tarafından … kanalına 8 dakika olmak üzere bölüm başı 24.960,00 TL’ye sunulduğunu, Kurul tarafından ise 5 dakikadan oluşturulacak şekilde, dakikası 1500 TL şeklinde teklif verildiğini, Bunun üzerine; bu projenin bu fiyata çekilemeyeceği, bunun neticesinde zarar oluşacağından dolayı demo sürümünün çekilmediğini, ancak müvekkil şirketin; davacı şirket yetkilisi …’in mağdur olmaması için müvekkili şirket tarafından üretilen 10 dakikalık bölümden 5 dakikasının DEMO sürümü için kolajlandığını, Demo sürümünde ortaya çıkan ürünü yapanların sıralandığı son bölümde yer alan isimlere bakıldığında, bu isimlerin müvekkili şirkette çalışan sigortalı çalışanlar olduğunun görüleceğini, sayın mahkemece davacı şirketin kanala sunduğu ilk proje dosyası ile 2016 yılında kanala teslim edilen demo bölüm izlendiğinde dosya ve demo bölüm arasında bir benzerliğin olmadığının ortaya çıkacağını, Yani davacı şirket tarafından 2014 yılında kanala sunulan … proje dosyası ile 2016 yılında sunulan Demo arasında herhangi bir benzerlik söz konusu olmadığını, demonun yapılma amacının sadece kuruldan geçen ama devamı bütçe düşüklüğünden dolayı çekilemeyecek … adlı projenin dakikası 1500 TL’den olmak üzere 7500 TL’nin alınmasından ibaret olduğunu, Bu hususun davacı şirket yetkilisi … tarafından müvekkili şirketten istendiğini, müvekkil şirketin ise … ile 2008 yılından beri süregelen dostluğun nişanesi hatrına yerine getirdiğini, Demo müvekkili şirket tarafından çekilmiş olsa da bu ücretin müvekkili şirket tarafından dahi alınmadığını, bu ücretin Davacı şirket yetkilisi … tarafından alındığını, DEMO (pilot bölüm)’nun sadece … kurumunda açık olan dosyanın kapatılması amacıyla kolaj yapılarak çekildiğini, … Kanalına sunulan … Atalyösi/… adlı projenin üretilme aşamasında ve DEMO ile birlikte ürün aşamasında müvekkil şirket tarafından yerine getirildiğini ve bu projenin (…) tescili müvekkili şirket adına olduğunu, …/… adlı projenin müvekkili şirket tarafından üretilmediğinin bir an varsayılsa bile; …’nın, … … Koordinatörlüğü’ne 2016 yılında sunulduğunu ve bu aşamada Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca bir eser mahiyeti taşımaya başladığını, Ancak … …’nin yayın hayatına 2015 yılında başladığını ve …Manavından bir kopya edilmesinin imkansız olduğunu, … ile … … arasında herhangi bir benzerlik söz konusu olmadığını, …/… adlı proje ile müvekkili şirket eseri … … arasında sadece meyve ve sebzelerin tanıtılması ana fikri dışında herhangi bir benzerlik bulunmadığını, … …’nde yer alan fikir, olay örgüsü, kahramanlar ve sahne dekorasyonu anlamında …’na göre farklı konsept ve tarzda yapımdan ibaret olduğunu, …’nda sebze ve meyvelerin eşya – hayvan gibi karakterlere dönüşürken oluşacak hikayelerin özgün, eğitici ve eğlendirici olmasına dikkate edilmesi amaçlanmışken, … Düşlerinde ise bu içerik, teknik ve yapımın mevcut olmadığını, … …’ndeyse ana karakterin … olduğunu, …’in, meyvelerle birlikte sebze ve meyveleri tanıtıcı bir yapım olarak müvekkili şirket tarafından düşünüldüğünü, çizgi dizilerin kahramanlarına dikkat edildiğinde ise çok farklılık görüleceğini, … karakter azlığı söz konusu iken … Düşlerinde karakter bolluğu olduğunu, …; Filmde kullanılması muhtemel insanlar gerçek insanlar olup yine deforme edilerek karikatürize edilmesi amaçlanmışken … Düşlerinde ise bu durumun söz konusu olmadığını, bir benzerliğin olduğu iddiasının mesnetsiz olduğunu, … …’nin her sezon farklı konsept, dekor ve karakter kadrosu ile kendini revize ettiğini ayrıca … Düşlerinin kendine ait şarkıları da bulunduğunu, Oysa ki …’nda şarknın söz konusu olmadığını, … … adlı eserin karakter ve tekstil tasarımının TPE’de müvekkili şirket adına tescilinin yapıldığını, … adlı eserin davacı şirkete ait olmadığı gerekçesiyle husumet yokluğundan davanın reddini, esas yönden ise; … adlı projenin somutlaştırıldığını ve ürün olarak ilk ortaya çıktığı 2016 yılında kanala sunulan DEMO’nun müvekkili şirket tarafından hazırlandığını ayrıca demonun davacı şirketin kanala sunmuş olduğu projeden alakasız olduğunun kabulünü, ayrıca …’nın 2016 yılında DEMO sunulduğu esnada …’in … adlı eserin 26 bölümünün yayınlandığı görüleceğinden, davacının haksız davasının reddini talep ettiklerini, açıklanan nedenlerle haksız ve gerçeğe aykırı davanın öncelikle husumetten reddine, iş bu dava konusu yapımlar arasında bir benzerlik olmadığından dolayı davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; 5846 sayılı yasa kapsamımda … de yayınlanmış olan … … isimli … dizi nedeniyle davacının mali ve manevi haklarının ihlal edilip edilmediği müspet zararının doğup doğmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda/ ek raporda özetle:davaya konu …… adlı çizgi-film niteliğindeki yapımın FSEK kapsamında sinema eseri niteliğinde bir ürün olduğu, 2015 yılında yayın hayatına başladığı, kopyalandığı varsayılan “…” projesinin 2016 yılında … Kurumuna sunulduğu, bu durumda “……” adlı … filmin “…” adlı projeden kopyalanmasının mümkün olamayacağı, davaya konu olan “……” isimli … filminin Türk Patent ve Marka Kurumunda davalı şirket adına 30.05.2016 tarihinde… tescil numarası ile Marka tescilinin yaptırıldığı, …’de yayımlanan “… …” isimli … dizisi ile davacının “…” isimli eserinin ana fikir olarak ortak noktalarının sebze-meyveler olduğu, ancak yapım tekniği, konu anlatımı, film karekterlerinin işlenmesi ve hedef kitleleri itibariyle birbirinden farklı oldukları, sayılan nedenlerle aynı olmadıkları, dolayısıyla “… …” isimli dizinin davacının mali haklarını ve FSEK kapsamında doğan hakları ihlal etmediği, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun/ ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun/ ek raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden yeniden ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
Bilindiği gibi 5846 sayılı FSEK’nun 1/B maddesinin ‘a’ bendinde eser, “sahibinin hususiyetini taşıyan ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsullerini” ifade eder. Buna göre bir fikri ürünün eser sayılabilmesi için iki koşulu birlikte gerçekleştirmesi gereklidir. İlk olarak fikri ürünün sahibinin hususiyetini taşıması, bir başka deyişle kendinden önce ortaya konmuş benzerlerine göre özgün bir niteliğe sahip olması gerekir. İkinci olarak bu fikri ürünün FSEK’nun ikinci ve devamı maddelerinde belirlenen eser kategorilerinden birine dahil edilebilmesi aranmalıdır.
Yasada fikir ve sanat eserlerinin çeşitleri ikinci maddede düzenlenen ilim ve edebiyat eserleri, üçüncü maddede yer verilen musiki eserleri, dördüncü maddede tanımlanan güzel sanat eserleri, beşinci maddede düzenleme bulan sinema eserleri ve son olarak altıncı maddedeki işleme ve derlemeler olarak sayma yöntemiyle belirlenmiş bulunmaktadır.
Yasa eser sahibini bir eseri meydana getiren kişi olarak belirlemiştir. (FSEK md. 8/1) Yasanın 9. maddesinde eser sahiplerinin birden fazla oluşu hallerine yer verilmiştir. Buna göre birden fazla kimsenin birlikte vücuda getirdiği eserin kısımlara ayrılması mümkünse, bunlardan her biri meydana getirdiği bölümün sahibi sayılır. Ancak birden fazla kimsenin iştirakiyle vücuda getirilen eser ayrılmaz bir bütün teşkil ediyorsa, bu takdirde eserin sahibi onu meydana getirenlerin oluşturduğu birliktir. (FSEK md. 10/1) Bu ikinci hale yasa eser sahipleri arasındaki birlik adını vermiştir. Yine eser sahipliği yönünden belirlenen karineler yasanın 11 ve 12. maddelerinde yer almaktadır. Buna göre FSEK 11 uyarınca yayınlanmış eser nüshalarında veya güzel sanat eserlerinin aslında eserin sahibi olarak adını veya bunun yerine tanınmış müstear adını kullanan kimse aksi kanıtlanıncaya kadar bu eserin sahibi sayılır. Yayımlanmış olan bir eserin sahibi, eser nüshalarında veya aslında mutat olduğu şekilde belirtilmemiş ise bu takdirde eseri yayımlayan, o da belli değilse çoğaltan eser sahibine ait hak ve yetkileri kendi adına kullanabilir.
Eser sahibinin kullanabileceği mali haklar, FSEK 21 ve devamında düzenlenmiştir. Buna göre, mali haklar, FSEK’nun, 21. maddesindeki işleme hakkı, 22. maddesinde düzenlemesini bulan eserin aslı veya kopyalarının herhangi bir şekil veya yöntemle tamamen veya kısmen, doğrudan veya dolaylı, geçici veya sürekli çoğaltma hakkı; 23. maddede belirlenen eserin aslını veya çoğaltılmış nüshalarını kiralama, ödünç verme, satışa çıkarma veya diğer yollarla yayma hakkı; 24. maddede doğrudan veya dolaylı olarak bir eserden ses veya resim nakline yarayan aletlerle umumi mahallerde okumak, çalmak, oynatmak, göstermek gibi temsil suretiyle faydalanma hakkı; 25. maddedeki işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkı olarak belirlenmiş bulunmaktadır.
FSEK’nun 48.maddesi uyarınca mali haklar süre, yer ve içerik itibariyle sınırlı veya sınırsız; karşılıklı veya karşılıksız olarak başkalarına devredilebilir. Mali hakların sadece kullanma yetkisi de bir başkasına bırakılabilir.
Manevi haklar ise Yasa’nın 14-17.maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre, eser sahibi, eserinin umuma arz ve yayımlanma zamanı ve tarzını belirleme (FSEK md.14); adın belirtilmesi (FSEK md 15); eserde değişiklik yapılmasını men (FSEK md. 16) ve bir kısım eserler yönünden geçerli bulunan zilyed ve malike karşı ileri sürülebilecek eserin aslına ulaşma haklarına sahiptir. Manevi haklar mali hakların aksine, bir başkasına devredilemez ve vazgeçilemez haklardır. Ancak bu hakların kullanılması yetkisi bir başkasına bırakılabilir.
Eser üzerindeki mali ve manevi hakları ihlal edilen kişi, FSEK’nun 66. maddesi uyarınca, tecavüz edene karşı tecavüzün ref’ini (ortadan kaldırılmasını), 69. madde uyarınca muhtemel devam eden tecavüzlerin men’ini (önlenmesini), 68. madde uyarınca, sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya rayiç bedel itibariyle uğradığı zararın en çok üç kat fazlasını isteyebilir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; davaya konu “… …” isimli projeler dava dosyasında sunulan kanıtlar ve görseller, yukardaki tespitler ve kanunlar çerçevesinde incelendiğinde; bahse konu iki proje başlangıçta ortak bir düşünce olarak ortaya çıktığı, ancak Davacı ve Davalı iki şirket arasında anlaşmazlığa düşüldüğü, ilk önce proje ismi olarak belirlenen “…” … kurumu ile yapılan yazışmalarda “…“ olarak değiştirildiği, Adı Geçen “…” adlı proje daha sonra … Kurumu tarafından kabul edildiği, bir Demo (Pilot) film istenildiği ve gönderildiği, dava dosyasında bulunan verilere göre 2016 yılına kadar davacı tarafından Demo sürüm verilene kadar bir eser niteliği taşımadığı, filmlerin Demo halinin FSEK m. 5 kapsamında korunmadığı, (Yargıtay 11. HD’nin …E sayılı kararına göre “Fikirlerin soyut düzeyden çıkarılarak somut olması şartını” belirtmiştir.) bu proje hayata geçmediği için Kanunun da belirttiği gibi ortada üreticilerin (sahibinin) özelliklerini taşıyan bir fikir ve sanat eseri bulunmamakla birlikte bu projenin tescili de davalı … Animasyon Şirketi tarafından TPE Kurumunca 2016 yılında tescil edildiği, “…” … … Koordinatörlüğüne 2016 yılında sunulduğu, “……” adlı proje yayın hayatına 2015 yılında başlamış ve bu durumda kopya edilmesinin olanaksız olduğu, dava dosyasında bulunan filmlerden bu iki proje ana fikir olarak ortak konuların düşünüldüğü ancak, yapım tekniği, film karakterlerinin işlenmesi ve hedef kitle anlamında bir birlerinden farklılık gösterdiği, davacınını iddiasını ispat edemediği anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 35,90-TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/06/2021