Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/300 E. 2021/335 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/300
KARAR NO : 2021/335

DAVA : Telif Tazminatı (FSEK)
DAVA TARİHİ : 03/09/2018
KARAR TARİHİ : 02/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan telif tazminatı (FSEK) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekil dava dilekçesiyle; müvekkilinin bilgisayar yazılımı alanında faaliyet gösteren bir şirket olduğu ve … isimli bilgisayar programının eser sahibi olduğunu, yine “…” ibaresinin Türk Patent nezdinde müvekkili adına marka olarak tescil edildiğini, müvekkilinin sahip olduğu programların kullanılması, işlenmesi, tersine mühendislik işlemine tabi tutulması konularında hiç kimseye izin ya da yetki vermediğini, … 2. Sulh Ceza Mahkemesinin … D. İş dosyası kapsamında yapılan 15/12/2017 tarihli ara sonucunda düzenlenen tutanakla; Vento markalı siyah renkli masaüstü bilgisayarda mali hakları müvekkiline ait … yazılımı ile….markalı siyah renkli masaüstü bilgisayarda mali hakları müvekkili şirkete ait … yazılımı ile …. modüllerinin bilgisayarda kurulu ve aktif olarak çalışır durumda olduğunu ve bu şekilde müvekkilinin yazılımlarının izinsiz olarak korsan diye tabir edilen biçimde yüklenmiş ve kullanmakta olduğunun tespit edildiğini, davalı şahıs hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, …. numara ile soruşturma yürütüldüğünü, arama sırasında programa ilişkin ekran görüntülerinin USB belleğe yedeklendiğini, davalının herhangi bir sözleşme ve izne tabi olmaksızın, şifre kırmak suretiyle bilgisayarlarında kullandığını, davalının işi ve faaliyet alanı gereği bu programlardan haksız kazanç elde ettiğinin açıkça ortaya çıktığını, programları lisanssız olarak kullanan davalıların müvekkilinin mali haklarını açıkça ihlal ettiğini, bu kapsamda FSEK md.68/2 uyarınca sözleşme olması halinde belirlenecek mutad bedelin 3 katı tazminat talep etmekte olduklarını, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak şimdilik 10.000-TL maddi tazminatın 15/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilerek müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı davaya cevap vermemiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacının mali haklarına sahip olduğu yazılımın izinsiz kullanılması nedeniyle 5846 sayılı yasanın 68/2 maddesi kapsamında telif tazminat şartlarının oluşup olmadığı oluşmuş ise miktarının ne olduğu noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava dilekçesi davalıya tebliğ olunmuş, sunulan deliller alınmış, alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Dosya içerisinde yer alan … CBS’nin 15/12/2017 tarih ve 2017/61351 soruşturma dosyasıyla, … 2. Sulh Ceza Hakimliğinin … d.iş sayılı dosyasında 15/12/2017 tarihinde ….Mezitli … adresinde bulunan … Gayrimenkul isimli işyerinde bulunan bilgisayarlarda yapılan incelemelerde işyerinde girişe göre karşı tarafta bulunan oda da siyah renkli bilgisayar kasasında kurulu ve çalışır vaziyette … 5.1, ve …. modülleri ile birlikte kurulu ve çalışır durumda olduğunun tespit edildiği, iş yerine girişe göre sol tarafta bulunan odada , … 5.1 yazılımı dosyalarının olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan bilirkişi heyet rapor ve ek raporlarına özetle; ”Dava konusu bilgisayar programlarının FSEK 2. Madde kapsamında ilim ve edebiyat eseri niteliğinde olduğu, davacı ….’nin söz konusu bilgisayar programı üzerinde mali hakları kullanma yetkisini haiz olduğu, davalının işyerindeki 1 (bir) bilgisayarda … 5.1 programının yüklü ve kullanılabilir durumda bulunduğu, diğer bilgisayarda … kurulum programları olduğu ancak programın kurulu ve çalışır durumda olmamasından dolayı hesaplamalara dahil edilmediği, davaya konu bilgisayar programının, davalının kontrolünde olan bir bilgisayara davacı hak sahibinden izin alınmaksızın (lisanssız) yüklenerek kullanılması şeklinde ortaya çıkan fiilin davacı hak sahibinin FSEK md. 22’den kaynaklanan “çoğaltma” hakkını ihlal etmiş olduğu, yazılımın kurulum tarihinin 30.06.2016 olduğu, yazılımın bu tarihte alındığı değerlendirildiğinde, 2016 yılı fiyat listesi temel alınarak yukarıda belirtilen hesaplamalar neticesinde; Eray-SSD isimli bilgisayardaki yazılımın toplam lisans bedelinin 5.942,20 TL olduğu, ayrıca FSEK m.68 uyarınca en fazla 3 katı telif tazminatı istenebileceğinden, istenebilecek miktarın, KDV hariç en fazla: 5.942,20 TLx3 = 17.826,60 TL’ye kadar olabileceği, davacı dava dilekçesinde haksız fillin başlangıç tarihi olarak tespit tarihi olan 15.12.2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari (reeskont) faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ettiği, haksız fiilin başlangıç tarihinin, yazılımın bilgisayara kurulum tarihi olan 30.07.2016 olarak kabul edilmesi gerektiği, takdirin mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun ve ek raporların her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzenlendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden yeni bir ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
5846 sayılı FSEK’nun 1/B maddesinin ‘a’ bendinde eser, “sahibinin hususiyetini taşıyan ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsullerini” ifade eder. Buna göre bir fikri ürünün eser sayılabilmesi için iki koşulu birlikte gerçekleştirmesi gereklidir. İlk olarak fikri ürünün sahibinin hususiyetini taşıması, bir başka deyişle kendinden önce ortaya konmuş benzerlerine göre özgün bir niteliğe sahip olması gerekir. İkinci olarak bu fikri ürünün FSEK’nun ikinci ve devamı maddelerinde belirlenen eser kategorilerinden birine dahil edilebilmesi aranmalıdır.
Yasada fikir ve sanat eserlerinin çeşitleri ikinci maddede düzenlenen ilim ve edebiyat eserleri, üçüncü maddede yer verilen musiki eserleri, dördüncü maddede tanımlanan güzel sanat eserleri, beşinci maddede düzenleme bulan sinema eserleri ve son olarak altıncı maddedeki işleme ve derlemeler olarak sayma yöntemiyle belirlenmiş bulunmaktadır. FSEK 2/(1) hükmü uyarınca, ‘Herhangi bir şekilde dil ve yazı ile ifade olunan eserler ve her biçim altında ifade edilen bilgisayar programları ve bir sonraki aşamada program sonucu doğurması koşuluyla bunların hazırlık tasarımları’ ilim ve edebiyat eserleri arasında sayılmıştır.
Öte yandan FSEK 38/2 hükmü gereği bilgisayar programlarının bir bilgisayara yüklenmesi ve çalıştırılması onu yasal yollardan edinen kişilere ait bir serbesti olduğu; ancak bu serbestinin ön şartının bilgisayar programını hukuki olarak elde etmek olduğu; programın hukuki bir işlemle veya kanun gereği iktisap edilmiş olması gerektiği; hukuki yoldan iktisap eden kişinin ise programı devralan, lisansı bulunan, bunların yetkilendirdiği kişiler ve anılan kişilerin halefleri olabileceği; bu şekilde bilgisayar programını iktisap eden kişilerin programı bilgisayara yükleyebileceği; çalıştırabileceği ve hataları düzeltebileceği vurgulanmalıdır.
Zira; FSEK 22. maddeye göre “Bir eserin aslını veya kopyalarını, herhangi bir şekil veya yöntemle, tamamen veya kısmen, doğrudan veya dolaylı, geçici veya sürekli olarak çoğaltma hakkı münhasıran eser sahibine aittir… Çoğaltma hakkı, bilgisayar programının geçici çoğaltılmasını gerektirdiği ölçüde, programın yüklenmesi, görüntülenmesi, çalıştırılması, iletilmesi ve depolanması fiillerini de kapsar”. Madde hükmünden de anlaşıldığı üzere FSEK bilgisayar programları açısından diğer eser türlerine nazaran daha geniş bir koruma getirmiştir. Buna göre kanun lafzıyla anlaşıldığı üzere bir bilgisayarın taşıyıcıya yüklenmesi, taşıyıcıdan bilgisayarın sabit diskine yüklenmesi, programın çalıştırılması ve benzeri eylemlerin herbirinin ayrı ayrı çoğaltma kapsamında değerlendirilmek gerektiği kuşkusuzdur.
Yasa eser sahibinin bir eseri meydana getiren kişi olarak belirlemiştir. (FSEK md. 8/1) Yasanın 9. maddesinde eser sahiplerinin birden fazla oluşu hallerine yer verilmiştir. Buna göre birden fazla kimsenin birlikte vücuda getirdiği eserin kısımlara ayrılması mümkünse, bunlardan her biri meydana getirdiği bölümün sahibi sayılır. Ancak birden fazla kimsenin iştirakiyle vücuda getirilen eser ayrılmaz bir bütün teşkil ediyorsa, bu takdirde eserin sahibi onu meydana getirenlerin oluşturduğu birliktir. (FSEK md. 10/1) Bu ikinci hale yasa eser sahipleri arasındaki birlik adını vermiştir.
Yine eser sahipliği yönünden belirlenen karineler yasanın 11 ve 12. maddelerinde yer almaktadır. Buna göre FSEK 11 uyarınca yayınlanmış eser nüshalarında veya güzel sanat eserlerinin aslında eserin sahibi olarak adını veya bunun yerine tanınmış müstear adını kullanan kimse aksi kanıtlanıncaya kadar bu eserin sahibi sayılır. Yayımlanmış olan bir eserin sahibi, eser nüshalarında veya aslında mutat olduğu şekilde belirtilmemiş ise bu takdirde eseri yayımlayan, o da belli değilse çoğaltan eser sahibine ait hak ve yetkileri kendi adına kullanabilir.
Diğer taraftan memur, hizmetli ve işçilerin işlerini görürken meydana getirdikleri eserler üzerindeki mali hakları, kullanma yetkisi aralarındaki sözleşmeden veya işin mahiyetinden aksi anlaşılmadıkça, bunları çalıştıran veya tayin edenlerce kullanılır. Tüzel kişilerin organları hakkında da bu kural uygulanır. (FSEK 18/II).
Eser sahibinin kullanabileceği mali haklar, FSEK 21 ve devamında düzenlenmiştir. Buna göre, mali haklar, FSEK’nun, 21. maddesindeki işleme hakkı, 22. maddesinde düzenlemesini bulan eserin aslı veya kopyalarının herhangi bir şekil veya yöntemle tamamen veya kısmen, doğrudan veya dolaylı, geçici veya sürekli çoğaltma hakkı; 23. maddede belirlenen eserin aslını veya çoğaltılmış nüshalarını kiralama, ödünç verme, satışa çıkarma veya diğer yollarla yayma hakkı; 24. maddede doğrudan veya dolaylı olarak bir eserden ses veya resim nakline yarayan aletlerle umumi mahallerde okumak, çalmak, oynatmak, göstermek gibi temsil suretiyle faydalanma hakkı; 25. maddedeki işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkı olarak belirlenmiş bulunmaktadır. FSEK’nun 48.maddesi uyarınca mali haklar süre, yer ve içerik itibariyle sınırlı veya sınırsız; karşılıklı veya karşılıksız olarak başkalarına devredilebilir. Mali hakların sadece kullanma yetkisi de bir başkasına bırakılabilir.
Manevi haklar ise Yasa’nın 14-17.maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre, eser sahibi, eserinin umuma arz ve yayımlanma zamanı ve tarzını belirleme (FSEK md.14); adın belirtilmesi (FSEK md 15); eserde değişiklik yapılmasını men (FSEK md. 16) ve bir kısım eserler yönünden geçerli bulunan zilyed ve malike karşı ileri sürülebilecek eserin aslına ulaşma haklarına sahiptir. Manevi haklar mali hakların aksine, bir başkasına devredilemez ve vazgeçilemez haklardır. Ancak bu hakların kullanılması yetkisi bir başkasına bırakılabilir.
Eser üzerindeki mali ve manevi hakları ihlal edilen kişi, FSEK’nun 66. maddesi uyarınca, tecavüz edene karşı tecavüzün ref’ini (ortadan kaldırılmasını), 69. madde uyarınca muhtemel devam eden tecavüzlerin men’ini (önlenmesini), 68. madde uyarınca, sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya rayiç bedel itibariyle uğradığı zararın en çok üç kat fazlasını isteyebilir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Davalının faaliyette bulunduğu iş yerinde, delil tespitine dayalı olarak yapılan inceleme sonucunda, davalının işyerindeki 1 (bir) bilgisayarda … 5.1 programının yüklü ve kullanılabilir durumda bulunduğu, diğer bilgisayarda … kurulum programları olduğu ancak programın kurulu ve çalışır durumda olmamasından dolayı hesaplamalara dahil edilmediği, bilgisayarında kurulu bulunan … programının ilim ve edebiyat eseri niteliğinde bulunduğu, davacının söz konusu programın mali haklarını kullanma yetkisine sahip olduğu, … 5.1. programı ile modüllerin çalışır durumda oldukları isabetli olarak açıklanmıştır.
5846 sayılı FSEK’in eser sahibinin mali haklarından olan çoğaltma hakkı düzenlenmiştir. Buna göre, bir eserin herhangi bir şekilde çoğaltılması hakkı münhasıran eser sahibine ait olup, maddenin son fıkrası uyarınca çoğaltma hakkı, bilgisayar programının geçici çoğaltılmasını gerektirdiği ölçüde, programın yüklenmesi, görüntülenmesi, çalıştırılması, iletilmesi ve depolanması fiillerini de kapsamaktadır. Davalı iş yerindeki 1 adet bilgisayarda da … 5.1 programı ile yan modüllerinin yüklü ve çalışır vaziyette bulunduklarının tespit edildiği, davacıyla sözleşme yapılmadan veya davacının izni olmadan gerçekleşen bu eylem ile davacının çoğaltma hakkının ihlal olunduğu tüm dosya kapsamından anlaşılmıştır.
Söz konusu bilgisayarın davalı Şirketin faaliyette bulunduğu iş yerinde olduğu, gerçek kişi davalının da davalı şirketi temsile yetkili kişi olarak sorumluluğunun bulunduğu, bilgisayar programının izinsiz depolanmasının dahi eser sahibinin çoğaltma hakkını ihlal ettiği; çoğaltma hakkının ihlali için mutlaka izinsiz biçimde yüklenen programın kullanılması şart olmayıp, çalışır biçimde programın yüklenmesi ve depolanması çoğaltma hakkını ihlal ettiğinden ve davalı taraf bilgisayarında da söz konusu programın, çalışır biçimde yüklü olduğu gözetilmiştir.
Davalı tarafın eyleminin, davacının kullanmaya yetkili olduğu çoğaltma hakkının ihlali niteliğinde olduğunun tespitinden sonra davacının FSEK’in 68. maddesi uyarınca talep edebileceği tazminatın belirlenmesi gerekmektedir. FSEK’in 68. maddesi, “Eseri, icrayı, fonogramı veya yapımları hak sahiplerinden bu Kanuna uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden, izni alınmamış hak sahipleri sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilir.” hükmünü içermektedir. Anılan hüküm kapsamında, sözleşme yapılmış olması halinde istenebilecek bedelin (varsayımsal sözleşme bedeli) ne şekilde tespit edileceği konusunda HGK’nın 20.03.2002 tarih, 2002/176-214 E.K. sayılı ilamı yol gösterici niteliktedir. Anılan kararda, varsayımsal sözleşme bedelinin, eser sahibinin bilimsel/sanatsal yeteneği, üretim kapasitesi, eserin beğeni ölçüsü, sayfa sayısı, estetik görünümü, nitelik ve niceliği, ihlal edilen mali hakkın türü, coğrafi kapsamı, ihlal süresi, ihlalin yapıldığı vasıta gibi kriterler dikkate alınarak eser sahibinin tecavüzde bulunanla sözleşme yapması halinde isteyebileceği bedele göre belirlenmesi gerektiği açıklanmıştır. Varsayımsal sözleşme bedeli belirlenirken, varsa ihlal konusu mali hakkın devrine ilişkin önceki sözleşmelerden yararlanılabilir. Bu tür sözleşmeler emsal alınırken, sözleşmenin dava konusu olaya ne ölçüde uyduğunun, aradaki farklılıkların ve benzerliklerin neler olduğunun gözetilmesi zorunludur. Somut olayda, davaya konu programın, davacı tarafça satışa sunulan bir program olması ve benzer uyuşmazlıklardaki Yargıtay uygulamaları da gözetildiğinde, izinsiz olarak kurulan programın ve yan modüllerinin varsayımsal sözleşme bedelinin tespitinde, davacının satış fiyat listesinin de dikkate alınması gerekmektedir.
Mahkememizce alınan bilirkişi rapor ve ek raporlarında, programın yüklendiği yıl olan 2016 yılı fiyat listesinin dikkate alınacağı, davalı iş yerinde tespiti yapılan yazılımın güncel sürüm olmadığı, yazılım ürünlerinde genel uygulama olarak yeni versiyon çıktığında eski sürümün satışının durdurulduğu, eski sürümün daha uygun fiyata satışı gibi bir yöntemin izlenmediği, tespitin yapıldığı yıl olan 2016 yılında dava konusu programın satışını gösteren bir faturanın bulunmadığı açıklanmış, 2016 yılına göre ürünlerin liste fiyatları ile uygulanan ortalama iskonto rakamlarına ve kanuni defter incelemelerine göre belirlenen tutar bildirilmiştir. Alınan raporda belirlenen miktarın dosya kapsamı ile uyumlu bulunduğu kanaatine varıldığından 5846 sayılı yasanın 68/2 md gereğince 14.261,28-TL telif tazminatının haksız fiilin başlangıç tarihi olan 30/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile (İş ticari olmakla avans faize hükmedilmesi gerekiyor ise de taleple bağlı kalınmıştır) birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ıslah dilekçesi doğrultusunda karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulü ile
5846 sayılı yasanın 68/2 md gereğince 14.261,28 TL telif tazminatının 30/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 974,18-TL karar harcından (peşin harç+ıslah harcı) toplam 243,55-TL’nin mahsubu ile bakiye 730,63-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL nispi ücreti vekâletin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü yazılı 2.319,05-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalının yaptığı bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf/vekillerinin yüzüne karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/11/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸

MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF : 211,88-TL
ISLAH HARCI : 72,77-TL
GİDER AVANSI :2.034,40-TL
TOPLAM :2.319,05-TL