Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/279 E. 2021/36 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/279 Esas – 2021/36 Karar
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/279
KARAR NO : 2021/36
DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 03/10/2018
KARAR TARİHİ : 16/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekil dava dilekçesiyle; müvekkili şirketin “gıda/temizlik ve her türlü tüketim maddesi üretimi ve satışı” konusunda 2002 yılından bu yana faaliyet gösterdiğini, İstanbul’un çeşitli ilçelerinde ve çevre illerde toplamda 41 adet şubesinin bulunduğunu, müvekkilinin mağazalarında satışa sunduğu ürünlerin birçoğunu “…” ve ‘’…’’ markaları altında tüketicilere sunduğunu, müvekkilinin “…” ibareli markaları ile itiraz edilen “… simitçisi” markasının SMK md. 6/1 anlamında benzer olduğunu, müvekkili markasındaki “…” ve dava konusu başvurudaki … ibaresinin esas unsur olduğunu, “simitçisi” ibarelerinin ayırt edici olmayan genel kelimeler olduğunu, markalardaki ilk dikkat çeken kelimenin “…” kelimesi olduğunu, markaların görünüş ve fonetik açıdan benzediğini, orta seviyedeki tüketiciler nezdinde müvekkiline ait markaların bir serisi olduğu yanılgısının oluşacağını, davaya konu “… simitçisi” şekil ibareli markanın 43.sınıfta tescilinin istendiğini, müvekkili şirketin aynı sınıfta tescilli markalarının bulunduğunu, markaların aynı ve benzer mallarda/hizmetlerde kullanılacak olması sebebiyle sıklıkla bir arada, benzer şekilde, aynı ve benzer yerlerde tüketiciye sunulacağını, tüketiciler tarafından “… simitçisi” markası ile sunulan ürün/hizmetlerin müvekkili şirket markaları ile ilintilendireceğini ve karıştırılacağını, bu durumun davalı firmaya haksız kazanç sağlayacağını ve müvekkili şirkete zarar vereceğini, davalı yanın iyi niyet kurallarına aykırı davrandığını iddia ederek; Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 08.06.2018 tarih ve … sayılı kararının iptaline, davalının 18.01.2017 başvuru tarihli ve … nolu … SİMİTÇİSİ markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, davaya konu markanın “… Simitçisi + şekil” ibaresinden oluştuğunu, davacı yanın ise … ibareli markalarının bulunduğunu, başvuru konusu markada marka algılamasına konu olan asli ayırt edici unsurun bir bütün olarak “… Simitçisi” ibaresi olduğunu ve “…” ibaresinin ayırt edici niteliğinin çok zayıf bir ibare olduğunu, “…” ibaresinin TDK’da “Şehirde yerleşim bölgesi, yaka. Yan, taraf, cihet, yön” şeklinde tanımlandığını, ticari hayatta farklı sektörlerde “…” ibaresini farklı eklerle içeren çok sayıda tescilli markanın kullanıldığını, ticaretin olağan koşulları dikkate alındığında ilgili ürün grubu açısından başvurunun davacı markaları ile karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, her iki markada yer alan “…” ibaresinin tanımlayıcı olduğunu ve markasal olarak bir orijinalitesinin bulunmadığını, herkesin kullanabileceği türden, ayırım gücü zayıf bir ibare olduğunu, davacı vekilinin iddialarına hukuken katılmanın mümkün olmadığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davaya konu “… Simitçisi” ismini giderek popülerleşen simit salonlarından ve her semtin seyyar bir simitçisi olduğu fikrinden yola çıkarak ileride kullanma düşüncesiyle TÜRKPATENT nezdinde tescil ettirdiğini, yapılan marka patent başvurularının uygunluğunu denetleyecek ve kararı verecek mercinin Türk Patent ve Marka Kurumu olduğunu, Kurumun verdiği karara mahkemece yapılacak itiraz ve davaların Türk Patent ve Marka Kurumu ile itirazı yapan kişi/kurum arasında olması gerektiğini, bu sebeple mahkemede davalı taraf olmaya itiraz ettiğini, “… Simitçisi” adlı marka başvurusunun market ya da market zinciri gibi bir faaliyet alanında bulunmadığını, simit salonu/çay evi şeklinde bir cafe/restoran mekan ismi başvurusu olduğunu, davacı yanın daha önceki bir tarihte “… Simitçisi” şeklinde bir başvurusunun bulunmadığını, “…” ibaresinin genel bir kavram olduğunu ve aynı sınıfta davacı yanın tescil tarihinden sonra kişi/kurumca yapılmış olan içinde “…” ibaresi geçen örnek markaların bulunduğunu, markalar arasında davacı yanın beyan ettiği gibi bir benzerliğin bulunmadığını, font yazı tipi ve logo şekli olarak birbirlerinden farklı olduğunu ayrıca iyiniyet göstergesi olarak da hakkından feragat ederek marka başvurusunu Kurum nezdinde geri çekmiş bulunduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının 6769 sayılı SMK 6/1 md kapsamında yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; davalı … tarafından markasının “43.sınıf: 43/01 Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.”ni kapsayacak şekilde tescili için 18.01.2017 tarihinde başvuruda bulunulduğu, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından başvurunun incelenerek 27.03.2017 tarih ve 273 sayılı Resmi Marka Bülteninde ilanına karar verildiği, davacı … GIDA TEMİZLİK MADDELERİ İNŞ. SAN. Ve TİC. A.Ş. tarafından söz konusu yayına ‘…‘, ‘… hesaplı tekstil marketleri’, ‘… stores’, ‘semtshop’, ‘hersemte birsemt’, ‘… tekstil marketleri’, ‘her semte bir …’, ‘…’, ‘…’, ‘çağrım …’, ‘… stores’, ‘semtshop’, ‘…’,’… hesaplı tekstil marketleri’, ‘hersemte birsemt’, ‘… tekstil marketleri’, ‘her semte bir …’, ‘… tekstil marketleri şekil’, ‘…’, ‘… hesaplı tekstil marketleri’ ibareli markalara dayanılarak karıştırılma ihtimali gerekçesi ile itiraz edildiği, itirazı inceleyen Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından itirazın reddine karar verildiği, ilgili dairenin bu kararına, davacı tarafından Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu nezdinde itiraz edildiği, 08.06.2018 tarih ve ….sayılı YİDK kararı ile; “… başvuru numaralı ‘… simitçisi’ ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvuru ile … sayılı ve ‘…‘ , ‘… hesaplı tekstil marketleri’, ‘… stores’, ‘semtshop’, ‘hersemte birsemt’, ‘… tekstil marketleri’, ‘her semte bir …’, ‘…’, ‘…’, ‘çağrım …’, ‘… stores’, ‘semtshop’, ‘…’,’… hesaplı tekstil marketleri’, ‘hersemte birsemt’, ‘… tekstil marketleri’, ‘her semte bir …’, ‘… tekstil marketleri şekil’, ‘…’, ‘… hesaplı tekstil marketleri’ ibareli markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu iddiaları ve başvurunun 6769 sayılı SMK’nın 6 ncı maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir. Yapılan incelemede, marka örneğinde yer alan ‘… simitçisi’ ibarelerinin birlikte anlamsal bir bütün oluşturduğu ve birlikte markasal algıya konu olacağı, bu yönüyle sahip olduğu bütünsel anlam ve algı itibariyle itiraza gerekçe olarak gösterilen markalardan uzaklaştığı ve orta düzeydeki tüketiciler nezdinde markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı kanaatine varıldığından itirazın reddi gerekmiştir.” gerekçesiyle İTİRAZIN REDDİNE karar verildiği, dava konusu YİDK kararının davacı şirkete 11/06/2018 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 13/08/2018 tarihinde açıldığı anlaşılmış, davacı vekilinin eldeki davayı ikame ettiği tetkik edilmiş, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle: … sayılı … SİMİTÇİSİ ibareli davalı marka başvurusu ile davacının … ibareli markası arasında benzerlik ve davalı marka başvurusunun kapsadığı hizmetlerin tamamı (43/01 alt grubu) bakımından 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca iltibas tehlikesi bulunduğu, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davalı Markası Örnek Davacı Markaları

… Simitçisi +şekil …
(43. sınıf) … HESAPLI TEKSTİL MARKETLERİ
… STORES
semtshop
HERSEMTE BİRSEMT
… m …
Her semte bir …
… TEKSTİL MARKETLERİ
(01 / 02 / 03 / 04 / 05 / 06 / 07 / 09 / 08 / 10 / 11
12 / 13 / 15 / 14 / 16 / 18 / 17 / 19 / 20 / 21 / 22 /
23 / 24 / 25 / 26 / 27 / 28 / 29 / 30 / 32 / 33 / 34 /
35 / 36 / 37 / 38 / 39 / 40 / 41 / 42 /43/ 44 / 45.
sınıflar)

Taraf markaları sınıf karşılaştırılması yapıldığında, davalı marka başvurusu 43/01 alt grubundaki hizmetler bakımından, davacının … markası ile aynı/aynı tür hizmetleri kapsamaktadır. Devamla,
Davalının markasının incelenmesinde; davalı marka başvurusu; simit şeklindeki bir çemberin içine iki sıra halinde alt alta yazılmış … SİMİTÇİSİ ibaresinden oluşmaktadır. Markada yer alan “simitçi” ibaresi, markanın kapsadığı yiyecek ve içecek sağlanması hizmetlerinin bir türü olan simit salonlarını ifade eden tanımlayıcı bir sözcüktür. Bu kapsamda markada ayırt edici esaslı unsur … kelimesi olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının markalarının incelenmesinde; itiraza mesnet gösterilen ve 43. sınıftaki çekişme konusu hizmetleri kapsayan davacı markalarından ilki, beyaz zemin üstüne, siyah renkte, düz büyük harflerle yazılmış … kelimesinden ibarettir. Diğer iki davacı markası ise HER SEMTE BİR … ibarelerinden oluşmaktadır. HER SEMTE BİR … markasındaki … kelimesi, “Şehirde yerleşim bölgesi, yaka” anlamında kullanılmış olup; kelime markasal nitelikte değil, gerçek anlamı ile kullanıldığından, işbu markalarda ayırt edici esaslı unsur … kelimesidir. Münhasıran … kelimesinden oluşan davacı markasında ise … kelimesi ayırt edici bir marka işareti olarak gerçek anlamı dışında kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. … ve … SİMİTÇİSİ ibarelerinin; kavramsal kurgulanışları itibariyle benzer oldukları, davalı markasındaki SİMİTÇİ kelimesinin bu benzerliği ortadan kaldırmadığı; davalı marka başvurusu …, davalı markası ise … Sİ-MİT-Çİ-Sİ şeklinde telaffuz edildiğinden, ilk kelimeleri ortak olan ve aynı şekilde okunan markalar arasında işitsel benzerlik bulunduğu; düz yazı karakteri ile benzer şekilde yazılmış olan ve genel görünüm bakımından birbirlerinden uzaklaşmayan markalar arasında kısmi görsel benzerlik bulunduğu, … kelimesinin aynen iki marka sözcüğünde de yer almasının benzerliği arttırdığı, simit biçimindeki şekil unsurunun varlığının ise yeterli farklılaşma yaratmadığı anlaşılmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davacı adına tescilli “…” esas ibareli markası ile davacının “…” esas unsurlu markaları arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davalının “… Simitçisi” markasını gördüğünde bunun davacının mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayabileceği, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ihtimal dahilinde olduğu, taraf markaları arasında iltibas tehlikesi bulunduğu dikkate alınarak diğer hususlar incelenmeksizin davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulü ile
TPMK YİDK nın … sayılı kararının iptaline,
Davalı adına tescil edilmiş marka bulunmadığından hükümsüzlük hususunda karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 35,90-TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 2.096,20-TL

yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/02/2021