Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/230 E. 2021/91 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Karar
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/230
KARAR NO : 2021/91

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 29/06/2018
KARAR TARİHİ : 06/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekil dava dilekçesiyle; davacının 80 yılı aşkın süredir faaliyet gösterdiğini, 1989 senesinden beri faaliyetlerini ağırlıklı olarak … markası adı altında renkli kozmetik sektöründe devam ettirdiğini, yerli sermaye ile kurulmuş, sektöründe lider bir firma olduğunu, 1989 senesinden beri kullandığı … markasının TürkPatent nezdinde Tanınmış statüde tescilli olduğunu, davacının TÜRKPATENT nezdinde tescilli ve tescil sürecinden olan pekçok … esas unsurlu markasının bulunduğunu, bu markaların seri marka niyeliğinde olduğunu, tanınmış marka da göz önünde bulundurulduğunda … ibaresinin davacı tarafından tüketici nezdinde maruf ve meşhur hale getirildiğinin açık olduğunu, dava konusu … sayılı “… home” ibareli markanın davacı firmanın gerçek hak sahibi olduğu ve tanınmış hale getirdiği … hakim unsurlu markalar ile nihai tüketici nezdinde iltibas yaratacağını, aksi yönde ittihaz edilen … sayılı YİDK kararının iptalini talep etme zarureti doğduğunu, davacının uzun yıllardır kullanmak sureti ile nihai tüketiciler nezdinde ayırt edicilik kazandırmış olduğu tanınmış markasının dava konusu markanın nihai tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verdiğini, davacının markasal kullanımının yanında 27.04.2006 tarihinden bu yana … ibaresini alan adı olarak da www.pastelshop.com şeklinde kullandığını, belirterek TÜRKPATENT YİDK’nın 24.05.2018 tarih ve … sayılı kararının iptali ile 23.06.2017 tarih ve … sayılı ‘… home’ ibareli marka başvurunun hükümsüzlüğü ve sicilden terkini kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı Türk Patent vekili cevap dilekçesiyle, davacının … sayılı dava konusu marka başvurusunun yayınına itiraz ettiğini, Markalar Dairesi tarafından itirazın kısmen kabul edildiğini ve kararın muterize tebliğ edildiğini, muterizin karara karşı bu sefer de YİDK nezdinde itirazda bulunduğunu, itirazın reddine ilişkin … sayılı kararın itiraz sahibine tebliğ edildiğini, bunun üzerine davanın açıldığını, 6769 s. SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca iltibas tehlikesinden bahsedebilmek için markaların aynı veya benzer olup olmadıkları ve aynı ya da benzer mal/hizmetleri kapsayıp kapsamadıkları dikkate alınarak tespit yapıldığını, davalı markası ile davacının itiraza mesnet markaları karşılaştırıldığında ortalama tüketici nezdinde markalar arasında görsel, işitsel, kavramsal karıştırılma ihtimali de dahil olmak üzere karıştırılmaya yol açabilecek derecede benzerlik bulunmadığını, davalı markasını okuyan veya gören ortalama dikkate sahip ve işletmeleri yan yana karşılaltırma imkanı olmayan kişinin zihnindeki intibanın, davacıya ait markaların bıraktığı intibadan farklı olduğunu, söz konusu marka örneklerinin aynı firmanın markası gibi algılanabilecek nitelikte olmadığı, markaların karıştırılma ihtimalinin asla bulunmadığını, somut olayda, ilgili tüketicilerin başvuruya konu “… home” markası ile itiraza gerekçe markaları bütüncül algı çerçevesinde farklı tivari kaynaklardan gelen birbirinden farklı markalar olarak algılayacağını, markaların bütünü ile bıraktıkları izlenim itibariyle ilişkilendirme ihtimalide dahil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzer olmadığını, bu itibarla 6769 s. SMK’nın 6/1 hükmü anlamında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığının açık olduğunu, ayrıca 6/4 kapsamında yapılna inceleme sonucunda belirtilen koşulların oluşmadığını, somut olayda 6769 s. SMK’nın 6/5 maddesi şartlarının oluşmadığını, 6769 s. SMK’nın 6/6 maddesi kapsamındaki hak sahipliği iddiasının hukuka uygun olmadığını, davacı itiraz aşamasında dava konusu marka başvurusunun kötü niyetli olduğu iddiasını destekleyecek yeterli delil sunamadığını ve iddianın da tek başına kötü niyetin varlığının kabulü için yeterli bir sebep olamayacağını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesiyle; … ibaresinin TDK sözlüğünde “soluk renkli” şeklinde tanımlandığını, bu sözcüğün, özgün bir marka olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, davalı kurumun cevap dilekçesinde yer alan hususlara katıldıklarını ve tekrardan kaçınmak adına söz konusu dilekçe içeriğinde yinelediklerini, taraf markaların farklı mal ve hizmetleri kapsadığını, TürkPatent nezdinde 35. Sınıfta tescilli … ibaresini içeren davacıya ait olmayan 132 adet marka bulunduğunu, davacı markaları ile dava konusu marka başvuru arasında benzerlik bulunmadığını ve kapsamlarındaki mal/hizmetlerin farklı olduğunu, davacının itiraz dilekçesinde markalarının temizlik ve parfümeri malzemeleri ile ilgili özellikle kadın tüketiciler nezdinde tanınırlığı olduğunu öne sürdüğünü, dava konusu başvurunun ise genellikle mobilya ve ev ürünlerine ilişkin olduğunu, dava konusu YİDK kararının isabetli olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, markaların bir bütünlük içerisinde ve her somut olay göre ayrı ayrı değerlendirilmesi zorunluluğu olduğunu ve itiraz aşamasında ve dava dilekçesinde yer alan içtihatların ve YİDK kararlarının huzurdaki dava açısından emsal niteliği bulunmadığını, davalının merlezi KKTC’de bulunan ve 1979 yılından itibaren mobilya, otomotiv, akaryakıt ve eğitim sektöründe faaliyet gösteren … unvanıyla bilinen ve tanınan bir şirketin ortağı olduğunu, marka başvurusunda kötü niyetin söz konusu olmadığını, taraf markaların kapsamındaki emtiaların farklı olduğunu, mobilya ve ev eşyası satın alan tüketici grubu ile temizlik ve farfümeri emtaisı alan tüketici gruplarının bilgi, gözlem ve tedbir nitelikleri yönden karıştırılma ihtimaline olanak vermeyecek derecede farklı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının 6769 sayılı SMK 6/1 md kapsamında yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; dava konusu … sayılı “… home” ibareli marka başvurusu 23.06.2017 tarihinde TÜRKPATENT nezdinde yapıldığı, ilana davalı tarafından itiraz edildiği, itirazın TÜRKPATENT Markalar Dairesi Başkanlığı’nın 29.12.2017 tarih ve … sayılı kararı ile kısmen kabul edildiği ve 35. Sınıf: Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri.Büro hizmetleri: sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri mal/hizmetin markanın emtia listesinden çıkarıldığı, davacının itirazının kısmi reddi kararına itirazı neticesinde davalı Kurum YİDK tarafından yapılan inceleme sonucunda 24.05.2018 tarih ve … sayılı kararı ile ; ‘…başvurunun … sayılı “… …”, “… …”, “… İstanbul”, “…”, “… …” ibareli markalara dayanılarak 6769 s. SMK’nın 6 ncı maddesi uyarınca tümden reddedilmesi talebi ile yapılan itiraz incelenmiştir. …işbu başvuru ile itiraza gerekçe gösterilen … sayılı markaların benzerlik düzeyi ve markalar kapsamında yer alan mallar ve hizmetlerin benzerlik durumu birlikte değerlendirildiğinde, başvuru ile itiraza gerekçe gösterilen … sayılı markalar arasında ilişkilendirilme/karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Ayrıca başvuru ile itiraza gerekçe gösterilen … sayılı marka arasında, bütün olarak bıraktıkları izlenim itibarıyla, ilişkilendirilme/karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkmayacağı düşünülmüştür. Md. 6/4 kapsamında yapılan inceleme sonucunda…. Belirtilen koşulların oluşmadığı kanaatine varıldığından itiraz gerekçesi yerinde bulunmamıştır. ….Somut olay açısından, itiraza konu başvurunun tescilinin 6769 s. SMK’nın 6/5 maddesi hükmünde belirtilen koşulların oluşmasına yol açacağı yönünde de bir kanaat oluşmadığından, tanınmışlık gerekçesine dayalı itirazlar haklı görülmemiştir. Diğer taraftan, her marka özgünlük derecesi, tasarımı, tescile konu mallar/hizmetler ve bu mal ve hizmetlerin tüketici grubunun özellikleri, markanın tescil kapsamındaki mal/hizmetler üzerindeki ayırt edici niteliği, gibi unsurlar açısından kendine özgü özellikler taşıdığından ve ancak tüm bu unsurların birlikte değerlendirilmesi sonunda tescil başvurusuna ilişkin verilen kararların işbu itirazın değerlendirilmesinde dayanak gösterilmesi haklı bulunmamıştır. Sayılan nedenlerle, itirazın reddi gerekmiştir.” şeklinde karar verildiği, dava konusu YİDK kararının davacı şirkete 28/05/2018 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 29/06/2018 tarihinde açıldığı anlaşılmış, davacı vekilinin eldeki davayı ikame ettiği tetkik edilmiş, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda ve ek raporda özetle:dava konusu marka ile davacının mesnet markaları arasında Markalar Dairesi Başkanlığı’nın 29.12.2017 tarih ve E….sayılı kararı sonrasında dava konusu marka kapsamında kalan mal/hizmetler için emtia benzerliği bulunmadığı, dava konusu marka ile davacının mesnet markalarından …sayılı markalar arasında işaret benzerlik bulunmadığı, dava konusu marka ile davacının mesnet markalarından … sayılı markaları arasında düşük düzeyli işaret benzerlik bulunduğu, dava konusu marka ile davacının mesnet markaları arasında dava konusu marka kapsamında kalan mal/hizmetler bakımından iltibas tehlikesi bulunmadığı, takdirin mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun ve ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden yeniden ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davalı Markası Davacı Markası
… HOME …
(20. ve 35.sınıf) … …
… İSTANBUL

… …
(03, 05, 35, 45. sınıf)

Her ne kadar markaların korunmasında hususiyetle sınıflandırma sistemine göre bir değerlendirme yapılması gerektiği kabul edilen görüş ise de Türkiye’nin de taraf olduğu Nice Anlaşması’nda birlik ülkeleri tarafından sınıflandırmanın esas sistem olarak kabul edilmesi zorunluluğu getirilmediği, bu nedenle gerek ülkemizde gerekse de yurtdışında görülen pek çok uyuşmazlıkta Nice sınıflandırması kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin bağlayıcı olmadığı açıkça kabul edilmiş olup benzerlik ihtimalinin mal ve hizmetler arasındaki ilişki gözetilerek ele alınması gerektiği kabul edilmektedir.
Bu nedenle; inceleme konusu markaların emtia listelerindeki sınıf numaralandırması ile bağlı kalınmaksızın ve Markalar Dairesi tarafından çıkartılan mal ve hizmet sınıfları dışında kalan emtia listelerinin bilirkişi kurulunca incelenmesinde, dava konusu marka emtia listesinde kalan emtialar ile davacının mesnet markalarında yer alan emtialar aynı veya aynı tür mal/hizmetler olarak değerlendirilmemiştir. Sonuç olarak, taraf markaları arasında yukarıda açıklandığı üzere mal/hizmetler için emtia benzerliğinin sağlanmadığı anlaşılmaktadır. Şu hâlde, SMK 6/1 maddesinde geçen emtia benzerliğine ilişkin kıstas belirtilen emtialar için sağlanmamıştır. Devamla;
Davalının markasının incelenmesinde; dava konusu marka düz beyaz zemin üzerine standart siyah, büyük harflerle yazılmış … ve Home ibarelerinden oluşluşturulmış bir kelime markasıdır. İngilizce olan Home ibaresi Türkçe’de “Ev” anlamını taşımaktadır. İngilizce olan bu ibarenin toplumun çoğu tarafından yaygın olarak kullanılan bir ibare olmasından dolayı markada ayırt ediciliği üstlenmiş asıl unsur durumunda olmadığı ve markada asıl unsurun … ibaresi olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının mesnet markalarından;
-… sayılı markalarında düz beyaz zemin üzerine büyük, özel yazım karakteri ile yazılmış siyah … ibaresi ve bu ibarenin altında siyah PRO ve açık kırmızı tonlarda FASHION ibareleri yer aldığı, … ibaresinin bilinen bir anlamı olmadığı ve “profession” ibaresi ile moda anlamına gelen “fashion” ibarelerinden türetilmiş, farazi bir kelime olduğu, dolayısı ile markaya ayırt edicilik kazandıran orijinal bir ibare olduğu, dolayısı ile bahsedilen markalar … … ibarelerinin bir bütün teşkil etmesi ile oluşturulmuş bir kelime markaları olduğu,
-… sayılı markasının düz beyaz zemin üzerine standart, siyah, büyük harflerle yazılmış … ve İSTANBUL ibarelerinden oluşturulmuş bir kelime markası olduğu, İstanbul ibaresinin bir şehir adı olmasından dolayı genel bir kullanım olduğu ve markada asıl unsurun … ibaresi olduğu;
-… sayılı markasının düz beyaz zemin üzerine standart, siyah, büyük harflerle yazılmış … … ibarelerinin bir bütün teşkil etmesi ile oluşturulmuş bir kelime markası olduğu, … ibaresi Türkçe’de bilinen bir anlamı olmayan bir kelime olduğu, dolayısı ile markada … ve … ibareleri birlikte asli unsur olduğu,
-…. sayılı markasının düz beyaz zemin üzerine standart, siyah, büyük harflerle yazılmış … ibaresine haiz bir kelime markası olduğu, markada başka bir kelime ve/veya şekil unsurlu olmaması göz önüne alındığında markanın tek ve asli … ibaresi olduğu anlaşılmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede; dava konusu marka ile davacının mesnet markalarından … sayılı ve … sayılı markaları arasında düşük düzeyli benzerlik bulunmasına karşın, markalar arasında sadece Markalar Dairesi Başkanlığı kararı ile çıkarılan mal ve hizmetler için emtia benzerliği bulunduğu, kalan mal/hizmetler için emtia benzerliğinin sağlanmadığı göz önüne alındığında dava konusu marka başvurusunun sınıf listesinde kalan mallar için markaların birbirine gönderme/ hatırlatma/ çağrıştırma yapma yeteneğinin bulunmadığı ve firmalar arasında idari veya ekonomik bir bağın kurulamayacağı, dolayısı ile iltibas ihtimalinin bulunmadığı; davacıya ait … tescil sayılı … markası ile dava konusu marka kapsamında yer alan emtiaların birbirlerinden tamamen farklı nitelikteki mallar olmaları ve çok farklı ihtiyaçları karşılamaları nedeniyle aralarında herhangi bir bağlantı kurulamayacağı, tanınmışlığının sair emtia gruplarına sirayet etmesinin beklenemeyeceği davalı şirkete ait markanın kapsamındaki malların hitap ettiği ortalama tüketicilerin davalı şirketin mallarını satın aldığı veya kullandığı sırada bu malları davacının ürünüyle ve davacı şirketle ilişkilendirilmeyeceği haksız bir yararın sağlanması, markanın itibarına zarar verilmesi veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi gibi koşulların gerçekleşmeyeceği davacı adına tanınmış marka olarak tescil edilmiş olsa dahi maddenin uygulanması için gerekli şartların sağlandığının davacı tarafından ispatlanamadığı dolayısı ile madde kapsamında aranılan şartların oluşacağından bahsedilemeyeceği anlaşılmış, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcından peşin alınan 35,90-TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/04/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸