Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/373 E. 2021/458 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/373
KARAR NO : 2021/458

DAVA : Marka Hükümsüzlüğü, Markaya Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men
ve Ref’i, Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 17/10/2017
KARAR TARİHİ : 23/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan marka hükümsüzlüğü, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men ve ref’i, maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkilinin, kendisine ait “…” ibareli markaları uzun yıllardır kullandığını ve bu ibareyi marka tescil başvurularına konu ettiğini, bu kapsamda müvekkilinin 03, 08, 09, 14, 16, 18, 21, 24, 25, 27 ve 35. sınıflarda birçok tescilli “…” ibareli markalarının bulunduğunu, davalı tarafın 2015/73135 sayılı ve “… …” ibareli markasının esas unsurunun “…” ibaresi olduğunu ve bu ibarenin müvekkiline ait “…” ibareli markaların karşısında ayırt edici olmadığını ve bu kapsamda anılan markanın hükümsüzlüğünün gerektiğini, diğer taraftan müvekkiline ait “…” ibareli markanın da SMK m.6/4-5 anlamında tanınmış marka olduğunu, bu surette de dava konusu markanın tanınmışlık sebebiyle hükümsüz kılınması gerektiğini, yine müvekkilinin SMK m.6/6 kapsamında “…” ibaresi üzerinde hak sahibi olduğunu, davalı kullanımlarının aynı zamanda müvekkiline ait markalara tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini, bu konuda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen…. sayılı soruşturma dosyası ve Ankara 7. Sulh Ceza Hâkimliğinin …. D. İş sayılı kararı ile davalı aleyhine arama ve el koyma işlemlerinin gerçekleştirildiğini, bu işlemler sırasında müvekkiline ait tanınmış “…” markalı “yelek, tişört, mendil, kazak, kravat, saat vs.” ürünlerin yanında birçok kartvizit, poşet gibi tanıtım evrakına tutanakla el konulduğunu, davalı yanın basiretli bir tacir gibi davranmadığını, kötüniyetli tavır sergilediğini, davalıya ait “…” ibareli kullanımların açık bir şekilde müvekkiline ait markalara tecavüz teşkil ettiğini, davalı yanın yine müvekkiline ait olan … oyuncusu figürünü taklit etmek amacıyla 2017/86186 sayılı ve “şekil” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, bu başvurunun tesadüfi olmayıp açık bir biçimde kötüniyeti ortaya koyduğunu, anılan fiillerin müvekkilini maddi ve manevi olarak zarara uğrattığını bu kapsamda şimdilik 50.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesi yönünde karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … (… Çanta) vekili cevap dilekçesi ve sair beyanlarında özetle; müvekkilinin dava konusu 2015/73135 sayılı markasını 18 ve 25.sınıflara giren emtialarda kullanılmak üzere TÜRKPATENT nezdinde tescil ettirdiğini, davacı iddialarının aksine müvekkiline ait “… ORJİNAL” ibareli marka ile davacıya ait “…” ibareli markalarıyla benzerlik ve dolayısıyla tecavüz teşkil etmediğini zira markalar arasındaki benzerlik değerlendirmesinin bütünsel anlamda yapılmasının gerektiğini, davacı markasının Türkiye’de tanımış olduklarına dair iddiaları kabul etmediklerini, müvekkilinin kötüniyetli olduğuna dair davacı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalının kullanımlarının davacının tescilli marka hakkından doğan haklarını ihlal edilp etemdiği markaya tecavüz ve haksız rekabet şartlarının yine maddi manevi tazminat şartlarının 6769 sayılı yasa kapsamında oluşup oluşmadığı yin edavalı adına tescilli 2015/73135 sayılı markanın 6769 sayılı yasanın 6/1-4-5-6 md kapsamında hükümsüzlük oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle:davacı yana ait markalar ile davalıya ait dava konusu marka arasında “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri.” hizmetleri bakımından SMK m.6/1 anlamında emtia benzerliği koşulunun gerçekleşmediği, diğer taraftan davalıya ait dava konusu 2015/73135 sayılı ve “… …” ibareli marka ile davacıya ait “…” esas ve ortak unsurlu markaların 18.sınıftaki “İşlenmiş veya işlenmemiş deriler ve postlar, yapay deriler, köseleler, astarlık deriler. Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler. Şemsiyeler, güneş şemsiyeleri, güneşlikler, bastonlar. Kırbaçlar, koşum takımları, eyerler, üzengi ve eyer kayışları.” mallar ve 35.sınıftaki “İşlenmiş veya işlenmemiş deriler ve postlar, yapay deriler, köseleler, astarlık deriler. Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler. Şemsiyeler, güneş şemsiyeleri, güneşlikler, bastonlar. Kırbaçlar, koşum takımları, eyerler, üzengi ve eyer kayışları. Tekstil amaçlı büküm iplikleri; dikiş, nakış ve örgü iplikleri, tireler, esnek iplikler. Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar. Ev tekstil ürünleri: perdeler, yatak örtüleri, nevresimler, çarşaflar, yastık kılıfları, battaniyeler, yorganlar, havlular. Tekstilden bayraklar, flamalar, etiketler. Bebekler için kundak örtüleri. Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler. Danteller ve nakışlar (aplikeler), güpürler, fistolar, dar dokumalar, şeritler ve kurdeleler, ekstraforlar, fitiller, giysiler için kumaştan yapılmış hazır harfler ve rakamlar, armalar, rütbe işaretleri, vatkalar. Giysiler için düğmeler, kopçalar, halkalar, fermuarlar, ayakkabı ve kemer tokaları, perçinler, yapışkan bantlar, bağlar, toplu iğneler, iğneler, dikiş iğneleri, dikiş makinesi iğneleri, tığlar ve örgü şişleri, iğne kutuları ve iğnelikler. Yapma çiçekler, yapma meyveler. Saç tokaları, saçı bağlamak için halkalar, taçlar, değerli metalden olmayan saç süsleri, takma saçlar, postişler, elektrikli veya elektriksiz bigudiler. Halılar, kilimler, yolluklar. Seccadeler. Muşambalar, yapay çimen, döşemelik mantarlı muşamba (linolyum). Spor amaçlı minderler. Tekstilden olmayan duvar kaplamaları, duvar kağıtları”’nın parekende satışı hizmetleri bakımından emtia benzerliğinin mevcut olduğu, markalar arasında da güçlü bir benzerliğin bulunması sebebiyle davalıya ait dava konusu markanın bu mal ve hizmetler bakımından SMK m.6/1 ve SMK m.25 çerçevesinde kısmen hükümsüz kılınabileceği, 6/1 maddesinde emtia benzerliği bulunmayan emtialarda dava konusu markanın tescilinin, davacının tanınmış markalarının ayırt edici karakterine zarar vereceği, bu nedenle SMK 6/5 maddesi uyarınca dava konusu markanın “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri.” Hizmetleri yönünden de hükümsüzlüğü gerektiği, davalı tescil başvurusunun ve dolayısıyla davalının kötüniyetli olarak değerlendirilebileceği, tecavüz ve tazminat görevlendirmesine ilişkin gerekli belgelerin dosya kapsamına kazandırılması sonrasında net bir değerlendirme ve hesaplama yapılabileceği, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen ek raporda özetle; ”sektörel teamüller, eylemin süresi, davacı markasının tanınmışlığı, tescilli olduğu süre, davalının ticari iş hacmi gibi hususlar göz önüne alındığında 556 s. KHK’nın 66/2-b bendi uyarınca ve TBK m. 50/2 uyarınca dosya kapsamında yer alan mevcut deliller ışığında maddi tazminat olarak 30.000-50.000 TL aralığında bir bedelin takdir edilebileceği, takdirin mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun ve ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun “Marka Hakkına Tecavüz Sayılan Fiilleri” içeren 29. maddesinin (a) bendi uyarınca; “Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.” marka hakkına tecavüz olarak değerlendirmektedir.
SMK’nun “Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları” başlığı ile düzenlenen 7. maddesi ise aşağıdaki şekildedir:
“Madde 7- (1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c) Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.”
6769 sayılı SMK’nın 29 maddesinde, marka hakkına tecavüz sayılan fiiller belirtilmiş olup;
(1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
(2) 19 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü tecavüz davalarında def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır.
Hükümsüzlük hâlleri ve hükümsüzlük talebi SMK’nın 25. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre;
Madde 25 – (1) 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir.
(2) Menfaati olanlar, Cumhuriyet savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir.
(3) Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez.
(4) Bir marka, 5 inci maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz.
(5) Hükümsüzlük hâlleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez.
(6) Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez.
(7) 6 ncı maddenin birinci fıkrası uyarınca açılan hükümsüzlük davalarında 19 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır. Hükümsüzlüğü istenen markanın başvuru veya rüçhan tarihinde, davacının markası en az beş yıldır tescilli ise davacı ayrıca, söz konusu başvuru veya rüçhan tarihinde 19 uncu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartların yerine getirildiğini ispatlar.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;

Davalı Markası Davacı Markaları
Taraf markaları incelendiğinde; dava konusu hükümsüzlüğü talep edilen marka ile davacı yan markaları arasında hususiyetle 18. sınıf mallar ile yine 35.05.sınıfın alt grubunda yer alan 18, 24, 25, 26, 27, sınıf mallar bakımından benzerlik bulunmakta; ancak 35.sınıfın diğer hizmetleri olarak sayılan “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri.” bakımından ise markalar arasında emtia benzerliği bulunmamaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede; taraf markaları bir bütün olarak değerlendirildiğinde,
Dava konusu “… …” marka başvurusuna bakıldığında markanın ayırt edici figüratif unsur içermeksizin “…” harflerinin diziliminden, bu dizilimin yanına konumlandırılan ve bir daire içerisine alındığı görülen “L” harfinden, son olarak bu ibarenin altında küçük puntolarla yer verilmiş “ORJINAL” ibaresinden oluştuğu; davacıya ait “…, … … markalarında ise hiçbir figüratif unsur bulunmadığı, markalarda ortak olarak “…” ibaresinin bulunduğu; bu bağlamda markaları oluşturan işaretler arasında görsel anlamda farklılık teşkil eden tek unsurun “ L” ibaresi olduğu ancak söz konusu ibarenin de yuvarlak bir daire içine alınarak vurgulanmaya çalışılmış olmasının tam ters bir algı yaratarak “…” ibaresini daha ön plana çıkardığı; sonuç itibariyle dava konusu “… … ” ibareli marka ile davacıya ait “…” ibareli markaları arasında görsel benzerlik bulunduğu; taraf markalarında aynı olan “…” ibaresinin 2 heceli olduğu ve davalı markasındaki “…” ibaresinin de yine 2 heceli olduğu, dava konusu markanın, davacı markalarındaki “…” ibaresini bir bütün olarak içermesi nedeniyle söz konusu markaların başlangıç ve devam seslerinin neredeyse aynı olduğu; hatta “…” hecelerinin telaffuzunun kelimenin sonundaki “L” harfinin fonetik etkisizliği sebebiyle fonetik olarak farklılığı sağlamadığı bu çerçevede söz konusu ibarelerin fonetik açıdan da benzer oldukları; dava konusu markada ayrıca “OR-Jİ-NAL” olarak telaffuz edilebilecek 3 heceli ek bir unsur bulunmaktaysa da gerek bu unsurun marka örneğinde küçük puntolarla, tali unsur olarak konumlandırılması gerekse de yukarıda belirttiğimiz gibi bu ibarenin zayıf bir ibare teşkil etmesi sebebiyle; marka hukukunda soldan sağa okuma ilkesi gereği “ORJİNAL” ibaresinin markaları fonetik olarak farklılaştırmak için yeterli olmadığı; taraf markalarında ortak olarak bulunan “…” ibaresinin bir spor oyununun ismini oluşturduğu, bu oyunun internette “çim bir alanda, atlara binmiş dörder kişilik iki takım arasında oynanan, ucu tokmak biçiminde değneklerle yerdeki topa vurup onu rakip kaleye sokmaya dayanan bir top oyunu.” olarak tanımlandığı; davalıya ait dava konusu markada bulunan “…” ibaresinin ise Türkçe’de bilinen herhangi bir anlamına ulaşılamadığı; dava konusu markada bulunan “ORJİNAL” ibaresi “taklit olmayan, özgün” anlamını vermek üzere “ORİJİNAL” kelimesinin yaygın bir yanlış yazımı olarak marka örneğine konumlandırılmış zayıf bir ibare olduğundan bu ibare anlamsal olarak da taraf markalarının birbirinden farklılaşmasına hizmet etmediği, bu çerçevede “…” ibaresinin herhangi bir anlamı bulunmaması ve markada “…” ibaresinin sonuna “L” şeklinde bir figüratif unsurla konumlandırılan sözcüğün esasen “…” ibaresine işaret edeceği birlikte değerlendirildiğinde taraf markaları arasında anlamsal benzerliğin de mevcut olduğu; dava konusu ibarenin tescili isteminin, markaya sağlanan korumanın kapsamı ve sonuçlarının kül halinde göz önünde bulundurularak bir değerlendirme yapılması gerektiği, bu bakımından birbirine bu denli yakınlaşmış (benzeyen) markaların, koruma kapsamındaki emtialar bakımından da birbirlerinden farklılaşmadığı anlaşıldığından; dava konusu “… … ” ibaresinin davacının hükümsüzlük talebine gerekçe olarak gösterdiği “…” ibareli markalar ile SMK m.6/1 kapsamında benzerlik teşkil ettiğinden; dava konusu 2015/73135 sayılı markanın tescil kapsamında yer alan 18.sınıftaki “İşlenmiş veya işlenmemiş deriler ve postlar, yapay deriler, köseleler, astarlık deriler. Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler. Şemsiyeler, güneş şemsiyeleri, güneşlikler, bastonlar. Kırbaçlar, koşum takımları, eyerler, üzengi ve eyer kayışları.” mallar ve 35.sınıftaki “İşlenmiş veya işlenmemiş deriler ve postlar, yapay deriler, köseleler, astarlık deriler. Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler. Şemsiyeler, güneş şemsiyeleri, güneşlikler, bastonlar. Kırbaçlar, koşum takımları, eyerler, üzengi ve eyer kayışları. Tekstil amaçlı büküm iplikleri; dikiş, nakış ve örgü iplikleri, tireler, esnek iplikler. Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar. Ev tekstil ürünleri: perdeler, yatak örtüleri, nevresimler, çarşaflar, yastık kılıfları, battaniyeler, yorganlar, havlular. Tekstilden bayraklar, flamalar, etiketler. Bebekler için kundak örtüleri. Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Ayak giysileri: ayakkabılar, terlikler, sandaletler. Baş giysileri: şapkalar, kasketler, bereler, takkeler, kepler. Danteller ve nakışlar (aplikeler), güpürler, fistolar, dar dokumalar, şeritler ve kurdeleler, ekstraforlar, fitiller, giysiler için kumaştan yapılmış hazır harfler ve rakamlar, armalar, rütbe işaretleri, vatkalar. Giysiler için düğmeler, kopçalar, halkalar, fermuarlar, ayakkabı ve kemer tokaları, perçinler, yapışkan bantlar, bağlar, toplu iğneler, iğneler, dikiş iğneleri, dikiş makinesi iğneleri, tığlar ve örgü şişleri, iğne kutuları ve iğnelikler. Yapma çiçekler, yapma meyveler. Saç tokaları, saçı bağlamak için halkalar, taçlar, değerli metalden olmayan saç süsleri, takma saçlar, postişler, elektrikli veya elektriksiz bigudiler. Halılar, kilimler, yolluklar. Seccadeler. Muşambalar, yapay çimen, döşemelik mantarlı muşamba (linolyum). Spor amaçlı minderler. Tekstilden olmayan duvar kaplamaları, duvar kağıtları”’nın parekende satışı hizmetleri bakımından SMK m.25 çerçevesinde kısmen hükümsüz kılınması gerektiği; TÜRKPATENT nezdinde yapılan araştırmada davacıya ait T/03171 sayılı tanınmış markanın bulunduğu, bu tanınmış markanın dava tarihi olan 17.10.2017’den önce yani 18.05.2017’de gerçekleştirildiği yapılan inceleme sonucunda tanınmışlık talebinin 08.01.2018 tarihinde kabul edildiği; taraf markalarının SMK m.6/1 anlamında benzer olduğu, bu benzerliğin tespiti yukarıda yer verilen bir kısım emtialar için geçerli olacağı, bu çerçevede davacıya ait “…” ibareli şekil markasının bu mal ve hizmetler bakımından da tanınmış olduğu; davacıya ait https://tr.uspoloassn.com alan adında barındırılan web sitesi incelendiğinde, davacı markalarının tanınmışlığının giyim eşyaları ve giyim eşyalarıyla ilişkilendirilebilecek aksesuarlar ile öğrencilere yönelik kırtasiye ürünlerinden ibaret olduğu; her ne kadar davacı markalarının tanınmışlığının bulunduğu ürünler ile davalıya ait dava konusu markanın tescil kapsamında yer alan 35.sınıfta yer alan “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri.”nin doğrudan ilişkilendirilebilir, tüketicinin markayı gördüğünde davacı markasını aklına getirmesi çok da mümkün olmayan, birbirlerinden farklı amaçlara yönelik emtialar/hizmetler olsa da; mezkur tescilin davacının markası ile birebir aynı olduğu tam anlamıyla … ibaresini içerdiği göz önünde bulundurulduğunda markanın sulanması durumunun ortaya çıkabileceği; davalıya ait söz konusu marka başvurusu incelendiğinde bu başvurunun 29.09.2017 tarihinde yapıldığı; bu çerçevede dava konusu 2015/73135 sayılı başvurunun 04.09.2015 tarihinde yapıldığı göz önünde bulundurulmak suretiyle, dava konusu başvurunun tescilinden sonra yapılan bir marka başvurusunun dava konusu marka başvurusunun tescili anında davalının kötüniyetli olduğunu ispat için tek başına yeterli olmadığı düşünülebilirse de kötüniyetin içsel bir duruma işaret ettiği, ilk önce … ibaresini aynen içeren dava konusu marka başvurusunu yapan ve ardından da davacı firmanın tanınmış markaları arasında yer alan “At üzerinde koşan adam” figürünü başvurusu konusu eden bir anlayışın kötüniyetli olarak telakki edilebileceği, davalı yanın marka tescil talebinin davacı markasına zarar verme veya marka itibarı ve tanınmışlığından haksız yarar sağlama amacıyla yapıldığı, davalı yanın huzurdaki davaya konu olan eylemlerinin TMK m.2 anlamında aykırılık teşkil ettiği; anlaşılmıştır.
Davalı … (… Çanta)’in 2017 ve 2018 yıllarına ait ticari faaliyetlerini zarar ile sonlandırdığı, sunulu belgelere göre herhangi bir ticari/mali kar elde etmediği anlaşılmakla; bu kapsamda eylemin niteliği ve somut olayda elde edilen bulgular çerçevesinde takdiri bir tazminat hesaplaması yapılması gerektiği bu kapsamda; sektörel teamüller, eylemin süresi, davacı markasının tanınmışlığı, tescilli olduğu süre, davalının ticari iş hacmi gibi hususlar göz önüne alındığında 556 s. KHK’nın 66/2-b bendi uyarınca ve TBK m. 50/2 uyarınca dosya kapsamında yer alan mevcut deliller ışığında maddi tazminat olarak 10.000 TL olabileceği uygun görülmüştür.
Bir tür haksız eylem niteliği taşıyan davalının markaya ve tasarıma tecavüzü sonucu davacı tasarım ve marka sahibinin piyasada edindiği imaj ve güvenden oluşan manevi ticari varlığında meydana gelen kayıp ve zararlar ile uzun süren çabalarla yaratılan marka imajının zedelenmesi nedeniyle manevi tazminat isteminin yerinde olduğu, davalının basiretli tacir gibi davranmayarak, davacı adına daha önce tescilli markayı bilebilecek durumda iken gerekli izni almaksızın davacı markasını kullanması kusurlu bir davranış olup, izinsiz olarak davacıya ait markanın kullanılması suretiyle oluşan haksız eylemin manevi tazminatı da gerektirdiği sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenleri ile davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın kısmen kabulü ile,
Davalıya ait … tescil numaralı “… …+Şekil’ ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
Davalının yukarıda hükümsüzlüğüne karar verilen markayı kullanmasının davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, tecavüzün ve haksız rekabetin men ve ref’ine,
Davalının … ibaresini ve yukarıda geçen markayı taşıyan tanıtım araçlarına el konulmasına, bu ibarelerin üretilmiş ürünler üzerinden silinmesine, silinmesi mümkün değil ise ürünlere el konulmasına ve imhasına,
10.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
BK 50 maddesine göre 10.000 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya dair talebin reddine,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 1.366,20-TL karar harcından peşin alınan 1.024,65-TL’nin mahsubu ile bakiye 341,55-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Hükümsüzlük talebinin kabulü nedeniyle; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL maktu ücreti vekâletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men ve ref’i taleplerinin kabulü nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL ücreti vekâletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Maddi tazminat talebinin kısmen kabulü nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL ücreti vekâletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL ücreti vekâletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Maddi tazminat talebinin kısmen reddi nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Manevi tazminat talebinin kısmen reddi nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 7.375,00-TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 3.132,35-TL

yargılama giderinin takdiren 2.088,23-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
11-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/12/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸

MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF :1.060,65-TL
GİDER AVANSI :2.071,70-TL
TOPLAM :3.132,35-TL