Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2016/232 E. 2021/202 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Karar
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/232
KARAR NO : 2021/202

DAVA : Markaya Tecavüz Ve Haksız Rekabetinin Tespiti İle Men Ve Ref’i,
Maddi Ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 10/06/2016
KARAR TARİHİ : 11/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan markaya tecavüz ve haksız rekabetinin tespiti ile men ve ref’i ile maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkili Kurumun, ülkemizin akademik ve endüstriyel araştırma ve geliştirme çalışmalarında bulunduğunu, bu faaliyetlerinde kullandığı 2006/17747 sayılı bir şekil markasının mevcut olduğunu, müvekkilinin markasının aynı zamanda T/01691 numarasıyla tanınmış marka olarak da tescilli olduğunu, müvekkili kurumun davalı … … LTD.ŞTİ ile arasında 04.11.2013 tarihinde, 1.200.000 adet Popüler Bilim Kitabının satın alınmasına ilişkin sözleşme imzalandığını ancak bu sözleşme kapsamında kurum markasının kullanımına izin veren bir hükmün mevcut bulunmadığını; ayrıca sözleşmenin 04.11.2015 tarihinde sona erdiğini, KHK m.9/2-3 bendi kapsamında tescilli markanın kullanımının “iş evrakı ve reklamlarda kullanılmasının” yasaklanmasına rağmen davalı tarafından müvekkiline ait markanın bu şekillerde kullanıldığını, ayrıca davalı …… LTD. ŞTİ’nin bu kullanımlarında logonun altında “TÜBİTAK ANA BAYİİ” ifadesine yer verdiği, dolayısıyla müvekkilleriyle olmayan bir bağlantıyı varmış gibi göstererek haksız rekabet yarattığını; bu durumun müvekkili ile diğer dağıtımcılar ve basımevleri nezdindeki ilişkileri olumsuz yönde etkilediğinden, müvekkilinin zarara uğradığını, davalı … LTD. ŞTİ’nin bu kullanımlarının diğer davalı … tarafından çıkarılan katalogda yayınlandığını, davalı …’ın bu katalogda yer alan kitapların ve güncel fiyatları için dağıtıcı ve basım evlerinden para aldığını dolayısıyla bunun da bir ticari kullanım teşkil ettiğini, dolayısıyla … ile …’ın müvekkilini birlikte zarara uğrattığını ve TBK m.61 kapsamında müteselsilen sorumlu olmaları gerektiğini, iddia ederek davalılar hakkında, 556 sayılı KHK m.66/1-c’ye dayanmak suretiyle 1.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … KİTAP YAYIN BASIM DAĞITIM REKLAM TİC. LTD. ŞTİ. vekili davaya cevap dilekçesiyle; davacının bahsettiği katalogdaki kullanımın diğer davalı … LTD. ŞTİ. lehine yapılmış bir imaj reklamı yani tanıtım olduğunu, diğer davalının kataloğun basım tarihi olan 2016 Ocak ve Şubat döneminde de davacının bayisi olduğunu, dolayısıyla kataloğun basıldığı dönemdeki bilginin hatalı olmadığı gibi, bu reklamlarla ilgili herhangi bir sorumluluklarının bulunmadığına dair devamındaki sayfada uyarı yayınladıklarını, ilgili kataloğun sadece 500 adet basıldığından bahisle, davacının maddi kayıp iddialarının asılsız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … PAZARLAMA KİTAP KIR. YAY. BİL. HİZM. TİC. LTD. ŞTİ. vekili davaya cevap dilekçesiyle; müvekkilinin 2010 yılından bu yana TÜBİTAK’ın ana bayisi olarak çalıştığını, 07.12.2015 tarihli karar neticesinde de yeniden ihaleyi aldıklarını, ilgili reklamın reklam sözleşmesi gereği yayım sürecinin 20 gün öncesinde yani 12.12.2015’te …’a bildirildiğini 14.12.2015 tarihinde ise ilgili ihalenin iptal edildiğinin taraflarına bildirildiğini, ilgili iptal işlemine karşı hukuki yollara başvurduklarını, bu bakımdan söz konusu “TÜBİTAK ANA BAYİİ” kullanımlarının davacı kuruma doğrudan ya da dolaylı zarar verme maksatlı olmadığını, müvekkilinin kusurlu bulunmamasından hareketle ortada tazmin edilecek bir zararın söz konusu olmadığını, davacının taraflarının kullanımından daha önce de haberdar olduğunu, buna uzun süreden beri sessiz kaldıklarını, bu sessiz kalmanın bir icazet anlamına geldiğini söz konusu durumla ilgili Yargıtay 11. HD’nin 1999/8169 E. 2000/1726 K. sayılı 02.03.2000 tarihli kararının da mevcut olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacının markasının davalılar tarafından haksız olarak kullanılıp kullanılmadığı, markaya tecavüz ve haksız rekabet şartlarının oluşup oluşmadığı, maddi manevi tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den kayıtlarının tetkikinden; davacı TÜBİTAK – TÜRKİYE BİLİMSEL VE TEKNOLOJİK ARAŞTIRMA KURUMU adına Türk Patent nezdinde 2006/17747 sayısı ile 07 / 08 / 09 / 21 / 38 / 42 / 44 / 45 / sınıf emtia gruplarında “TÜBİTAK” ibareli bir şekil markasının tescilli olduğu, yine davacı adına T/01691 numarasıyla “TÜBİTAK” ibareli bir tanınmış markanın mevcut olduğu anlaşılmaktadır.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle:gerek davacıya ait markaları kullanmak suretiyle reklam yayınlatan … … Ltd. Şti’nin gerekse de reklam anlaşması çerçevesinde reklam yayınlayan … … Ltd. Şti’nin; davacıya ait tanınmış marka statüsündeki markayı hukuka aykırı biçimde, herhangi bir yasal dayanağı bulunmaksızın kullandığı bu kullanımın ise 556 s. KHK anlamında tecavüz teşkil edeceği, davacının böyle bir kullanımı engelleme hakkının bulunduğu, davalılardan …’ in kusurlu eylemi nedeniyle tazminattan da sorumlu olacağı, ancak diğer davalı … firmasının kusurlu bir eylemi söz konusu olmadığından tazminat sorumluluğunun bulunmadığı, davacı yanın tazminat taleplerini 556 s. KHK 66/1-c maddesi kapsamında “marka hakkına tecavüz edenin, markayı bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödenmesi gereken lisans bedeline” dayandırdığı, ancak dosya kapsamında mevcut bilgi ve belgelerden talep doğrultusunda bir hesaplama yapılmasının mümkün olmadığı, bu nedenle davacının varsa emsal bir lisans sözleşmesi sunması, ayrıca davalıların 2015 ve 2016 yıllarına ait kanuni defterlerinin, 2015 ve 2016 yıllarına ait TÜBİTAK kitaplarının satış faturalarının getirtilmesinin uygun olacağı, anılan bu evrakların sunulmaması halinde TBK 50 (BK 42) hükmü doğrultusunda ve genel olarak yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde takdiren bir tazminat hesaplaması yoluna gidilebileceği, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen ek raporlarda özetle: dava dosyası ve ekleri üzerinde, yeniden yapılan inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; genel olarak yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde ve TBK 50. (BK 42.) maddesi hükümleri doğrultusunda yapılan değerlendirme ve hesaplamalar sonucunda; davacı taraf itirazlarının kök ve ek rapordaki görüşlerimizin değişmesini gerektirecek herhangi bir husus ihtiva etmediği bu nedenle 10.10.2017 tarihli kök raporda ulaşılan sonuç ve kanaatin devam ettiği, kök raporda, davalı … Kitap Ltd. Şti. firmasının kusurlu bir eylemi söz konusu olmadığından tazminattan sorumlu olmayacağı kanaatine varıldığı belirtilmiş ise de, mahkemece … Firmasının maddi tazminattan sorumlu olabileceği sonucuna varılması ihtimaline binaen, davacı Kurumun davalı … Kitap Ltd. Şti.’den lisans bedeli olarak talep edeceği maddi tazminatın; TBK 50. md. uyarınca, Davacı Kurumun davalı … Kitap Yayın Ltd. Şti.’den talep edeceği maddi tazminatın 1.279,68 TL tutarında olabileceği, davacının manevi tazminat yönündeki talebine ilişkin takdirin, tarafların kusur ve tutumları doğrultusunda mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun/ ek raporların her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun/ ek raporların usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden yeniden ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
556s. KHK m.61 ile “Marka Hakkına Tecavüz Sayılan Fiiller” düzenlenmiştir.
Buna göre; aşağıda sayılan fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 9. maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak veya bir başka şekilde ticaret alanına çıkarmak veya bu amaçlar için gümrük bölgesine yerleştirmek, gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutmak veya ticari amaçla elde bulundurmak.
d) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
556 s. KHK m.61 delaletiyle m.9 ile “Marka Tescilinden Doğan Hakların Kapsamı” düzenlenmiştir. Buna göre;
Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibi, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep edebilir:
a) Markanın tescil kapsamına giren aynı mal ve/veya hizmetlerle ilgili olarak, tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal ve/veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve/veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından, işaret ile tescilli marka arasında ilişkilendirilme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsamına giren mal ve/veya hizmetlerle benzer olmayan, ancak Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle tescilli markanın itibarından dolayı haksız bir yarar elde edecek veya tescilli markanın itibarına zarar verecek veya tescilli markanın ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin kullanılması.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Bilirkişi raporlarında da ifade edildiği üzere;
Davacı yanın işbu dava kapsamındaki tecavüz iddialarına dayanak yaptığı markalarından ilki 2006/17747 sayılı “tübitak türkiye bilimsel ve teknolojik araştırma kurumu şekil” ibareli marka olduğu anlaşılmıştır.
Davacı yanın davasına dayanak yaptığı diğer markası ise T/01691 sayılı tanınmış “tübitak” ibareli markasıdır.
Davacı yanın kurum olduğu ve kurum kısaltmasının “TÜBİTAK” olarak bilindiği ve kullanıldığı anılan ibarenin tanınmış olduğu hususunda tereddüt yoktur. Diğer taraftan davacının “TÜBİTAK” şeklindeki markasının kurum logosu olarak kullanıldığı da bilinmektedir. Söz konusu ibarenin ülkemizde tanınmışlık düzeyi yüksek bir marka olduğu tartışmasızdır.
Markayı kullanma hakkı münhasıran sahibine aittir. Tescil edilmiş bir marka sahibi, marka üzerindeki kullanma hakkına (tekel hakkı) dayanarak, kendisinin izni alınmadan, tekel hakkı kapsamında yer alan işlemlerin yapılmasını önleyebilir. Tescil edilmemiş bir markanın sahibi de genel hükümlere göre tecavüzün önlenmesini isteyebilir.
Taklit, bir markanın aynen ya da ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kullanılması iken tağyir ise, başkasının hak sahibi olduğu bir markanın aynen değil de, değiştirilerek kullanılmasıdır. Bu hallerde fiilin marka hakkına tecavüz sayılabilmesi için, muhataplarının zihninde karışıklık meydana getirebilecek nitelikte olması gerekir. KHK’ de, “marka sahibinin izni olmaksızın markayı veya ayırt edilemeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek” (KHK/556 m.61/b) marka hakkına tecavüz olarak kabul edilmiştir. Bu hüküm, (a) bendinin bir tekrarı mahiyetindedir. Zira tescilli bir markanın aynısının ya da benzerinin kullanılması zaten marka üzerindeki “tekel hakkı” na tecavüz oluşturmaktadır.
Diğer taraftan 556 s. KHK m.9/1-c’de “Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsamına giren mal ve/veya hizmetlerle benzer olmayan, ancak Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle tescilli markanın itibarından dolayı haksız bir yarar elde edecek veya tescilli markanın itibarına zarar verecek veya tescilli markanın ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin kullanılması.” da başka bir tecavüz hali olarak düzenlenmiş ve nitelendirilmiştir.
Yine 9. Maddenin 2. fıkrasının d bendinde “İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması” nın birinci fıkra hükmüne göre tecavüz teşkil ettiği dolayısıyla yasaklanabileceği ifade edilmiştir. Nitekim aynı düzenleme 6769 s. SMK’’nın 7/3-ç bendinde de yer almaktadır.
Bu durumda tespiti gereken hususların temelinde davalı … KİTAP YAYIN BASIM DAĞITIM REKLAM TİC. LTD. ŞTİ tarafından basıldığı anlaşılan 2148-8908 ISSN numaralı ve OCAK-ŞUBAT dönemi 201 sayılı Türkiye Kitap Kataloğunda diğer davalı … PAZARLAMA KİTAP KIR. YAY. BİL. HİZM. TİC. LTD. ŞTİ tarafından gerçekleştirilen kullanımların davacı adına tescilli ve tanınmış markalardan doğan hakka tecavüz niteliğinde olup olmadığı bulunmaktadır.
Davalı … KİTAP YAYIN BASIM DAĞITIM REKLAM TİC. LTD. ŞTİ tarafından organize ettirilerek bastırıldığı anlaşılan Türkiye Kitap Kataloğu isimli kataloğun 8.sayfasında diğer davalı … PAZARLAMA KİTAP KIR. YAY. BİL. HİZM. TİC. LTD. ŞTİ lehine bir reklam sayfasına yer verilmiştir. Söz konusu reklam sayfasında “… PAZARLAMA” bünyesinde “… Yayınları, … Yayınları, Hedef Yayınları, Formül Yayınları ve … Kültür Sanat Yayınları” isimli yayınevlerinin mevcut olduğu belirtilmekte, bu yayınevlerine ait kitapların satım ve dağıtımın davalı …… Ltd. Şti. (… PAZARLAMA) tarafından yapıldığı ifade edilmektedir. Anılan sayfanın sağ alt kısmında ise “…” “TÜBİTAK ANA BAYİİ” ifadeleriyle davacının tescilli şekil markası ile tanınmış “TÜBİTAK” ibaresine yer verildiği görülmektedir. Söz konusu kullanım ile “… PAZARLAMA” olarak gösterilen davalı şirketin, davacı TÜBİTAK’ın ana bayilerinden biri olduğu ifade edilmektedir.
Dosya kapsamına sunulan deliller arasında davacı TÜBİTAK ile davalı … arasında imzalanan 22.10.2013 tarihli bir sözleşme yer almaktadır. Bu sözleşme “TAŞINIR MAL/FİKRİ HAK/BASILI MATBUA VB.SATIŞ İHALELERİNE İLİŞKİN SÖZLEŞME” başlığı taşımakta olup, sözleşmenin 9.maddesinde 04.11.2013 tarihinden itibaren 2 (iki) yıl geçerli olduğu dolayısıyla 04.11.2015 tarihinde sona erdiği anlaşılmaktadır. Davalı … Ltd. Şti tarafından sunulan cevap dilekçesinde de anılan sözleşmenin bu tarihte dolduğu kabul edilmiştir ancak davalı yan, davacı kurum tarafından açılan ihalede en yüksek teklifi verdiğinden bahisle 07.12.2015 tarihli karar neticesinde, ihaleye konu ürünlerin satış ve dağıtım hakkını 24 aylık dönemde de üstlendiğini, bu süreçte diğer davalı … Ltd. Şti’ye reklam için bildirimde bulunduğunu ancak 14.12.2015 tarihinde ihalenin iptal edildiğini, ihalenin iptali ile ilgili dava açtıklarını ancak bu süreçte kataloğun yayına çıktığını beyan etmiştir. Dosya kapsamına 04.11.2015 tarihli sözleşme sunulmakla birlikte, 07.12.2015 tarihli karar ve sonrasındaki süreçle ilgili dosyaya sunulan herhangi bir belge bulunmamaktadır. Yine dosyaya ihalenin iptal edildiği ve uyuşmazlığın yargıya taşınıp taşınmadığı konusunda da bir belge sunulmuş değildir.
Somut uyuşmazlıkta taraflar arasında doğrudan bir bayilik akdi bulunmamakla birlikte kitap satış ve dağıtımından kaynaklanan bir hukuki ilişki söz konusudur. Dolayısıyla davalı … … Ltd. Şti. tarafından “TÜBİTAK BAYİLİĞİ” tanıtımlarını izah edebilmek amacıyla TÜBİTAK bayisi olduğunu söylemesi mümkün olmakla birlikte davacı markalarının bu ifade içerisinde kullanımı tüketici algısında bayilik dışı bir algı da yaratacaktır. Aksine bir kabul TÜBİTAK ile sözleşmesel ilişki içerisinde olan her kişiye TÜBİTAK logosunu sözleşme kapsamındaki yayınlarında kullanma hakkı tanındığının kabulü anlamına gelecektir. TÜBİTAK’ ın logosunun, bilinen, güvenilen ve bu logoya güven ile alışverişe itimat katan bir ibare olduğu da göz önünde bulundurulduğunda logo kullanımı konusunda bir irade uyuşması olmadığı bir durumda, tarafların iradesinin dışında bir imaj transferinin gerçekleşeceği de anlaşılmıştır. Kaldı ki, davalı … .. Ltd. Şti tarafından işbu sözleşmenin bitim tarihinden itibaren söz konusu kullanımın devam ettiği anlaşılmaktadır. Davacı kurumun ise sözleşmeyi yenilememesi, söz konusu hukuki ilişkinin devam etmesini istemediğini açık bir biçimde ifade etmekte; sözleşmenin bitiş tarihinden sonra da davalı kullanımlarını hukuka aykırı hale getirmektedir. Zira Yargıtay somut uyuşmazlıkla benzer uyuşmazlıklarda verdiği kararlarında da bayilik ilişkisinin sona erip ermediğini irdelemiş, ilişkinin sona erdiği durumlarda marka tecavüzünün mevcut olduğunu belirtmiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2014/16927 E. ve 2015/2145 K. ve 18.02.2015 tarihli kararı)
Dolayısıyla gerek davalının TÜBİTAK LOGOSUNU KULLANIMI ve gerekse de taraflar arasındaki satım ve dağıtım sözleşmesinin bitiş tarihinden sonra davalılarca kullanıma devam edilmiş olmasının marka hakkının ihlaline sebebiyet vereceği, bu anlamda gerek söz konusu markayı kullanmak suretiyle reklam yayınlatan … … Ltd. Şti’nin gerekse de reklam anlaşması çerçevesinde reklam yayınlayan … … Ltd. Şti’nin; davacıya ait tanınmış marka ve şekil markasını hukuka aykırı biçimde kullandığı bu kullanımın ise 556 s. KHK anlamında tecavüz teşkil edeceği kanaatine varılmıştır. Ancak belirtmek isteriz ki; eylemin marka hakkına tecavüz oluşturduğu sabit olmakla birlikte, davalı … firmasından kendisine sunulan reklamlardaki tüm kullanımları denetlemesi beklenemeyeceğinden ve davacı tarafından … firmasına eylemin sonlandırılmasına dair davacı tarafından bir ihtar gönderilmediğinden … firmasının tazminat sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmıştır.
MADDİ TAZMİNAT HESABI
Davalı … Pazarlama Ltd. Şti.’nin 2015 ve 2016 yılı mali verileri üzerinden tespit edilen ortalama karlılık oranı olan %2,81 dikkate alındığında, davacı kurumun davalı … Pazarlama Ltd. Şti.’den lisans bedeli olarak talep edeceği maddi tazminatın (200.727,27 X %2,81)= 5.640,43 TL tutarında olabileceği kanaatine varılmıştır. Tecavüzün gerçekleştiği yıl olan 2016 yılındaki davalının 2016 yılı mali verileri üzerinden tespit edilen karlılık oranı olan %2,86 dikkate alındığında, davacı kurumun davalı … Pazarlama Ltd. Şti’den lisans bedeli olarak talep edeceği maddi tazminatın (200.727,27 X %2,86)= 5.740,79 TL tutarında olabileceği; … firmasının tazminat sorumluluğunun bulunmaması nedeniyle; bu firma aleyhine bilirkişilerce hesaplanan davacı Kurumun davalı … Kitap Ltd. Şti.’den lisans bedeli olarak talep edeceği maddi tazminatın; TBK 50. md. uyarınca, davacı Kurumun davalı … Kitap Yayın Ltd. Şti.’den talep edeceği maddi tazminatın 1.279,68 TL tutarında olabileceği, bu durumda sorumluluğu bulunan Davalı … Pazarlama Kitap Kırtasiye Yayın Ve Bilişim Hizmetleri Ticaret Limited Şirketinden toplam 7.020,47-TL maddi tazminat talep edebileceği kanaatine varılmıştır.
MANEVİ TAZMİNAT HESABI
Davacı manevi tazminatta da talep etmiştir. Mütecavizin kusurlu olması şartıyla, markası ile işletmesinin ticari hayattaki imajının ve kendisine duyulan güvenin sarsılması nedeniyle, marka sahibinin ticari ve kişisel varlığında meydana gelen olumsuz sonuçların ortadan kaldırılması amacıyla manevi tazminat ödenmesine karar verilebilir. Somut olayda davalı … Pazarlama Kitap Kırtasiye Yayın Ve Bilişim Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi, basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğünü ihlal ederek, davacıya ait markayı taklit ürünlerde kullanarak ve bu ürünleri çoğaltarak, davacının marka hakkına tecavüz eylemini gerçekleştirmiştir. Davalı, davacıya ait markanın tanınmışlığından yararlanarak, taklit ürünler üretmesi, davacının haksız rekabet içinde bulunduğunu göstermektedir. Davalının, davacının marka hakkına tecavüz eylemi ve haksız rekabeti kusur niteliğinde olduğundan davacının manevi tazminata hak kazanacağından hareket ile somut olayın özelliği hak ve nesafet ilkesi gereği 2.000,00-TL manevi tazminatın ödenmesine karar verilmesi gerekmiştir. Yine davacı için bu tazminat türünün bir zenginleşme aracı olamayacağı gerçeği karşısında somut olayın özelliği ve hak ve nesafet kuralları gereği mahkememizce takdiren 2.000,00-TL’nin hüküm altına alınmasına, fazlaya ilişkin isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan nedenler ile davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın kısmen kabulü ile
Davalıların davacının markasının tecavüz ve haksız rekabetinin tespiti ile men ve ref’ine,
Tedbiren el konulan ve davacının marka hakkına tecavüz teşkil eden tüm evrak ürün ve tanıtım malzemelerinden davacının markasının çıkarılmasına, mümkün değil ise imhasına,
7.020,47 maddi tazminatın 04/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Pazarlama Kitap Kırtasiye Yayın Bilişim Hiz. Tic. Ltd. Şti.’den alınarak davacıya verilmesine,
2.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Pazarlama Kitap Kırtasiye Yayın Bilişim Hiz. Tic. Ltd. Şti.’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Diğer davalı yönünden maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine,
3-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 616,19-TL karar harcının davalı … Pazarlama Kitap Kırtasiye Yayın Bilişim Hiz. Tic. Ltd. Şti.’den tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Tecavüz ve haksız rekabet davasının kabulü nedeniyle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Maddi tazminat davasının kabulü nedeniyle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davalı … Pazarlama Kitap Kırtasiye Yayın Bilişim Hiz. Tic. Ltd. Şti.’den alınarak davacıya verilmesine,
6-Manevi tazminat davasının kısmen kabulü nedeniyle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davalı … Pazarlama Kitap Kırtasiye Yayın Bilişim Hiz. Tic. Ltd. Şti.’den alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı … yönünden maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi nedeniyle;
Maddi tazminat davasının reddi nedeniyle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalı …’ne verilmesine,
Manevi tazminat davasının reddi nedeniyle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalı …’ne verilmesine,
8-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 2.333,00-TL
yargılama giderinin takdiren 2.000,00-TL’sinin … Pazarlama Kitap Kırtasiye Yayın Bilişim Hiz. Tic. Ltd. Şti.’den alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/06/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸

MASRAF DÖKÜMÜ
GİDER AVANSI :2.333,00-TL
TOPLAM :2.333,00-TL