Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2014/546 E. 2021/170 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Karar
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2014/546
KARAR NO : 2021/170
DAVA : Davacının Eser Sahipliğinin Tespiti, Tecavüzün Ref’i, Tecavüzün
Men’i, Hükmün İlanı
DAVA TARİHİ : 05/10/2018

KARAR TARİHİ : 27/05/2021
YAZILDIĞI TARİH : 31/05/2021

Yukarıda açık kimliği yazılı bulunan davacı vekilinin mahkememizde açmış bulunduğu ”Davacının Eser Sahipliğinin Tespiti, Tecavüzün Ref’i, Tecavüzün Men’i, Hükmün İlanı” davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkili Prof. Dr. …’in 460 makaleyi içeren 17600 sayfadan oluşan 24 cilt olarak planlanan “…” adında bir eseri editör olarak oluşturduğunu, bu eserin fikri altyapısını, oluşturulma amacını, planını, makale sahiplerinin konu içerik zaman ve isim belirtmelerinin ve nihayetinde eser haline getirilmesinin yine fikri emek ve çaba ile tek tek eserlerden bağımsız tek bir eser meydana getirilmesinin müvekkiline ait olduğunu, 21 Ekim 2009 tarihinde Google’da bir grup oluşturduğunu ve projeyi paylaştığını, 27 Ekim 2009 tarihinde ise yazım ilkelerini paylaştığını, 5 yıllık bir emek ile bu projeyi (eseri) tamamladığını, dava konusu eserin FSEK kapsamında derleme eser olduğunu, bir bütün olarak da müvekkilinin düşünce yaratıcılığının ürünü olduğunu, sadece derleme olarak nitelenmeyeceğini, ayrıca makale konularının belirlenmesi, makalelere danışmanlık ve araştırma metodları hakkında destekte bulunma, çeşitli akademisyenlerin katılımda bulunmasını sağlayarak çeşitlilik ve perspektif sağlama, yabancı akademisyenlerden katkı sağlayarak esere uluslararası nitelik katma gibi çalışmalarla esere şekil ve öz verme faaliyetinde bulunduğunu, davaya konu eserin 2009 yılından dava tarihine kadar yazılı ve görsel basına konu olduğunu ve örnek verilen haberlerde hep eserin müvekkili … tarafından yaratıldığından bahsedildiğini, 350 akademisyen ve 473 araştırma makalesi ile 20-25 ciltlik bilimsel bir eser olduğu bildirilerek projenin tanıtıldığını, eserin tamamlanmasından sonra 16/04/2010 tarihinde …ile editörlük sözleşmesi yaptığını, sözleşme ile birlikte eseri bir bütün olarak teslim ettiğini, DVD ortamında da eserin teslim edildiğini, eserin basılı ve cd ortamındaki nüshalarında müvekkilinin adının yazılı olduğunu, ayrıca SÖZLEŞMENİN 2. MADDESİNDE DE editörün isminin açıkça belirtileceğinin yazılı olduğunu, … Yayınlarının ekonomik güçlükler nedeni ile kitabi basamadığını, … (TTK) ile 27.2.2014 tarihinde sözleşme imzaladığını, eserin FSEK 22, 23 ve 25. Maddelerdeki haklarının kuruma devredildiğini, Teslim Tesellüm tutanağı ile de kuruma editöryal çalışma, tashihler ve sayfa düzeni yapılmış biçimde ve yayına hazır halde DVD içinde PDF ve WORD dosyası halinde teslim edildiğini, Kurumun bu eseri 25.04.2014 tarihinde, 2 ay sonra bastığını, editör olarak da Mehmet Metin Hülagu, …, …, …, … ve … isimlerini yazdığını, TTK’nın …ile imzaladığı sözleşmeye göre; Kurum’un çoğaltma, yayma ve umuma iletim dışında eser üzerinde değişiklik yapma hakkının olmadığını, yasaya ve sözleşmeye aykırı izinsiz değişiklik yapıldığını, söz konusu tarihlerde müvekkilinin davalı kurumda çalışıyor olduğunu ancak müvekkilinin adının çıkarıldığını, müvekkilinin BİMER’e başvuru yaptığını, TTK’ya eserin tesliminde imzalanan tutanakta editöryal hizmeti tamamlanmış, yayına hazır bir eser olarak teslim edildiğinin belirli olduğunu, yayın hakkının devriyle eser sahibinin manevi hakkı olan adın belirtilmesi yetkisinin devri anlamına gelmediğini, var olan bir eserdeki makalelerin yayın haklarının yazarlarından alınmasının o eserin adını değiştirme ve asıl eser sahibinin adının çıkarılmasına izin vermeyeceğini, derleme eserin bütününde eser sahibinin eseri ortak özelliklere göre bir araya getirmede fikri bir çaba ve bir düşünce yaratıcılığı ortaya koyanın editör olduğunu ve eserin tüm yayın hakları alınsa bile eser sahibinin adının çıkarılamayacağını, söz konusu eserde müvekkilinin adının hiçbir yerde geçmediğini, basılı eserde yer alan editörlerden bir kısmının müvekkiline proje için makale gönderdiğini, davalı …’nün proje danışma kurulunda yer aldığını, müvekkili …’in eserin hazırlanması süresince TTK nezdinde Ermeni Masası’nda görevli olduğunu, eserin editörünün müvekkili olduğunun bilindiğini, davalı …’nün 2013 yılında “…” adlı eser için çalışma yaptığını, ancak çalışmasını tamamlayamadığını, adı değiştirilen eserde müvekkili tarafından hazırlanan ön sözün değiştirilerek kullanıldığını, tüm bu yaşananlara rağmen müvekkilinin Kurumla görüştüğünü, durumun düzeltilmesini istediğini, ancak sonuç alamadığını, bu nedenle de eser sahipliğinin tespitini, vaki tecavüzün refini, piyasada bulunan 10 ciltlik eserin toplatılmasını, müvekkilinin adının derç edilmesini, 3 büyük gazetede hükmün ilanını, tedavüle çıkarılacak kitapların basımının ve satışının durdurulması yönünde karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA:
Davacı vekili 05.10.2018 harç tarihli dava dilekçesiyle asıl dava dilekçesindeki iddialarını tekrar etmiş, müvekkilinin eser sahipliğinin tespitine, vaki tecavüzün ref’ine, piyasada bulunan 10 cilt eserin toplatılmasına, müvekkilinin adının derç edilmesine, hükmün ilanın karar verilmesini, Ankara 1…. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile bu dosyanın birleştirilmesini talep ve dava etmiştir.
Ankara … FSHHM’nin … K. Sayılı kararıyla dava mahkememizin … E. Sayılı dosyası ile birleştirilmiştir.
YARGILAMA ve GEREKÇE:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacının eser sahipliğinin tespiti ile tecavüzün ref’i, tecavüzün men’i, hükmün ilanı ve ihtiyati tedbir talebi noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Yargılama devam etmekte iken, davacı vekilinin 27/05/2021 tarihli celsede, asıl ve birleşen davadan feragat ettiklerini bildirmiş olduğu, davalılar vekillerinin de ayrı ayrı sulh olunduğuna ilişkin dosyaya dilekçe sundukları, yargılama gideri ve ücreti vekalet talep etmediği tetkik edilmiştir.
Dava dilekçesine ekli vekaletname ve yetki belgesinde davacı vekilinin davadan feragat etmeye yetkili olduğu anlaşılmıştır. Feragat HMK. 307 vd.maddeleri uyarınca davayı sona erdiren hallerden olmakla, HMK 310/1 maddesine göre, feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Mahkememizce davacı vekilinin asıl ve birleşen davadan feragati nedeniyle aşağıdaki gibi karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl dava yönünden;
Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Birleşen dava yönünden;
Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
3- Asıl dava yönünden; Harçlar Yasasına göre hesaplanan 39,54-TL karar harcından peşin alınan 25,20-TL’nin mahsubu ile bakiye 14,34-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Birleşen dava yönünden; Harçlar Yasasına göre hesaplanan 39,54-TL karar harcından peşin alınan 35,90-TL’nin mahsubu ile bakiye 03,64-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Taraflarca karşılıklı olarak ücreti vekalet ve yargılama gideri talep edilmediğinden taraflar lehine ücreti vekalet ve yargılama gideri takdirine yer olmadığına,
5-Davacının yaptığı yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/05/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸