Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2012/58 E. 2021/108 K. 13.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Karar
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2012/58
KARAR NO : 2021/108
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 22/03/2012
KARAR TARİHİ : 13/04/2021

DAVA : Telif Tazminatı
DAVA TARİHİ : 13/03/2013
KARAR TARİHİ : 13/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan telif tazminatı davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; davacı …’nin 1998-2016 yılları arasında Almanya’da, 2006-2011 yılları arasında ise Türki-ye’de “Hafıza Tekniği ile Okuma Yazma Yöntemi = Bazal Öğrenme Kuramı” isimli eğitim sistemini öğrenip fiilen uyguladığını; Kuram’ın temel özelliklerinin “DERS NOTLARI” başlıklı belgede açıklanıp bir örneğinin davalılar … … ile …’a gönderildiğini; eserin hazırlanması sürecinde yararlanılan 18 adet kaynak eserlerle ilgili olarak “Kaynaklar” başlıklı bir liste hazırlanıp ayrıca “… Çalışma Belgeleri” isimli dokümanın düzenlediğini; yaratılan eserlerin …sayılı senetleriyle tespit ettirilip, ayrıca T.C. Kültür ve Tu-rizm Bakanlığı THSGM’de 27.05.2011/ME 1010 ve 27.05.2011/IEE 1179 numaralar altında tescil ettirildiğini; davalı …’un Gazi Üniversitesinden hocası ve diğer davalı … …’in fiili sahibi olduğunu, dava konusu Bazal Öğrenme Kuramı’nın değişik öğretim kurumlarında uygulanması ve kitap haline getirilmesi yolunda …’ye ümit ve sözler verdiğini; nitekim davalı …’un yardım etmesi sonucunda T.C. Milli Eğitim Bakanlığı, Eğitimi Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığı tarafından 03.03.2011 ila 23.05.2011 tarihleri arasında pilot uygulama bölgeleri olarak seçilen Ankara Çankaya Süleyman Uyar İlköğretim Okulu ile Ankara Çankaya Özel … Okullarında dava konusu pilot projeyi uygulamak üzere geçici olarak proje uygulamacısı olarak görevlendirildiğini, çeşitli DVD’lerde ders uygulamasını ve yöntemi gösteren video kayıtlarının bulunduğunu; davalı …’un kendisine ait … nolu telefonundan, davacı …’nin … nolu telefonuna gönderdiği mesajda, “…kitabın yayımlanmasını bekle. Telifini al… semi-ner olursa ücretini al…” demek suretiyle, eserinin akademisyen gözüyle incelenmesi, eksiklerinin gönderilmesi ve telifin davacı …’ye ait olmak üzere çoğaltılıp yayımlanması konusunda söz ve ümit verdiğini; T.C. MEB Eğitimi Araştırma ve Geliştirme Daire Başkanlığı’nca başlatılan pilot uygulama projesinde 11.04.2011 tarihinde göreve başladığını, proje uygulamasıyla ilgili tüm bilgi, belge bilgisayar ve materyallerin davacı … rehberliğinde, Özel … Okulları tarafından temin edildiğini; pilot uygulama projesinin bitiminde Bakanlığa verilmesi gereken raporun hazırlanması için elindeki tüm dokümanları davalı …’a elektronik ileti olarak gönderdiğini; 21.06.2011 tarihli Özel … Okullarını ziyaretinde kendi adına bilgisayara kaydettiği doküman adının “Batı Akademi” olarak değiştirildiğini, çalışma sayfalarına da kitap haline getir-mek amaçlı sayfa numaraları verildiğini, ancak numaralamanın yanlış yapıldığını tespit ettiğini; bahsi geçen ve yanlış numaralandırılmış doküman örneğini … … Eğitim Koordinatörü …’dan alıp paketin tamamını şahsın laptopuna kaydettiğini ve anılan doküman örneğinin eklice sunulmuş olup, bir diğer örneğinin davalı …’a gönderildiğini; sonuçta davalı …’un teknik destek dışında hiçbir katkısı olmadığı, dahası Kuram’ı özümsemediği halde hazırlattığı taslak eseri, Batı Danışmanlık matbaasında Özel … İlköğretim Okulu Yayını olarak izin ve onay almadan çoğalttığını; bandrolsüz çok sayıda baskı yaptırdığını; çoğaltılan eserlerin Özel … Okullarındaki 4 ayrı ana sınıfında yaklaşık 80 öğrenciye ücreti karşılığında satıldığı duyumlarının alındığını; davalı …’un dostane çözüm önerilerini kabul etmediğini ve …’ye gönderdiği elektronik iletide anlaşma yapmayacağını bildirip 2011 – 2012 döneminde Kuram’ı davacı …’nin izin ve onayını almadan dava konusu eseri “Hafıza Tekniği ile Okuma Yazma Yöntemi” ismi altında Özel … Okullarında kullandığını; davacı …’nin izin ve onayı alınmadan çoğaltılıp yayımlanan eserin incelenmesi sonucunda, davacı …’nin adının yazıldığını; ancak yöntemin değiştirildiğini; kitap üzerine “Özel … Okulları” logosunun konulduğunu; yöntemin özüne aykırı sayfalar ilave edildiğini; kullanılan görsellerin değiştirildiğini; müstakil yazı defteri olarak tasarlanan sayfaların kitabın sonuna ilave edildiğini; sayfa sayılarının çoğaltıldığını; boyama sayfalarının ilave edildiğini; sayfa başlıklarının sayfa sonuna yazılarak değiştirildiğini; sonuç olarak davacı …’ye ait eserin bütünlüğünün bozulmasıyla ilgili olarak yapılan tüm değişikliklerin dava dilekçesi ekinde takdim edilen 15 nolu dokümanda, toplam 5 sayfalık liste halinde gösterildiğini; eserin kapak tasarımının, içeriğinin ve kapsamının değiştirilip bütünlüğünün bozulduğunu, eser sahibi davacının isminin küçük ve eksik yazılıp mali ve manevi haklarının ihlal edildiğini; davacı … tarafından davalı …’a gönderilen 21.06.2011 tarihli elektronik iletide bahsi geçen ve davacı …’ye ait olan orijinal eser örneğinin, davalı … …’e ait … Okullarının bastığı kitap örneğinin ve davacı …’nin intihale yönelik tepkisini gösterir davalı …’a gönderdiği 22.08.2011 tarihli elektronik ileti örneğinin dava dilekçesi ekinde sunulduğunu; davalı … ile … … tarafından izin ve onay alınmadan intihal edilen davacı eserinde; Güfte ve bestesi davacı …’ye ait … şarkısının kullanıldığını; izinsiz kullanılan hafıza Kartlarının bazı görsellerinin değiştirildiğini, ancak format ve tekniğinin davacı …’nin eserindekiyle aynı olduğunu; Alfabe Klavyesinin, yazı gelişim basamaklarına göre dizayn edilmiş üç farklı formattaki defterlerin teknik ve tasarımlarının, yazı tahtası olarak bilinen ön ses levhasının, A4 Büyüklüğündeki ön ses levhasının, 10 adet öğrenci çalışma istasyonu ve 7 adet kart oyununun kullanıldığını; böylece müvekkili …’ye ait ilim ve edebiyat eserinden kaynaklanan hakların ihlal edildiğini bildirerek, 5846 sayılı yasanın 2, 6, 20, 21, 22, 23 maddeleri gereğince 300.000,00.-TL’lik maddi tazminata mahsuben bu aşamada 2.000,00.-TL maddi tazminat ile 20.000,00.-TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, manevi tazminat istemlerinin dayanağının 5846 sayılı yasanın 14, 15 ve 16 maddeleri, maddi tazminat istemlerinin ise 500,00 x 3 = 1.500,00.-TL’lik kesiminin anılan yasanın 2, 6, 21, 22, 23 ve 68/1, bakiye 500,00.-TL’lik talebin de 70/3 maddesi olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı Batı Danışmanlık vekili cevap dilekçesiyle, müvekkili şirketin çekişmeli eserin çoğaltılıp yayımlanmasını gerçekleştirmediklerini, esasen matbaalarının dahi bulunmadığını, yaptıklarının sadece davalılar … ve … …’in talebi üzerine taslak kitabın görsel tasarımı ile sayfa dizaynını yapmak olduğunu, yarattıkları bu görselleri de çoğaltıp yayımlamadıklarını, içeriğe müdahale etmediklerini söyleyerek davanın reddini istemiştir.
Davalılar … … ve … vekili cevap dilekçesiyle, 6100 sayılı HMK gereğince kısmi maddi tazminat davası açmanın mümkün olmadığını; eser sahipliğiyle ilgili 3 adet noter beyannamesi olduğunu, 15.10.2009 tarihli beyanname eklerinde yevmiye numaraları olmadığından aslının celbi gerektiğini; 05.05.2011 ve 29.06.2011 tarihli beyannamelerin pilot proje uygulaması sürecinde düzenlendiğini; davacı asil …’nin aldığı eğitim ve entelektüel birikiminin, çekişmeli eseri yazacak seviyede olmadığını; dava dilekçesinde açıklanan vakıalar kronolojisinin hayatın olağan akışıyla uyarlı olmadığını; çünkü çekişmeli eserin davacı … tarafından tek başına değil, isimleri cevap dilekçesinde yazılı bulunan ve Bakanlık tarafından görevlendirilmiş toplam 14 öğretmen/eğitici tarafından yaratıldığını; dava konusu eserin T.C. MEB tarafından başlatılmış “Görsel Okuma Yazma Öğretimi Projesi” çerçevesinde yaratılıp davalı … …’in mali sponsor olduğunu; aslında resmi ilkokul öğ-retmeni olan davacının Bakanlık görevlendirmesi ve …’un yardımıyla projeye dahil olduğunu; davacı …’nin bahsi geçen projenin başlamasından önceki tarihli eser sahipliğini ortaya koyan bir belgesinin olmadığını, 2009 noter beyannamesinde bahsi geçen doküman ile cevap dilekçesi ekinde bir örneği sunulan dava konusu eserin farklı olup benzer olmadıklarını; dava konusu eserin olağan koşullarda ancak 2 yıllık bir sürede tamamlanabileceğini; buna karşın davacı …’nin projede ancak üç aylık süreyle çalıştığını; dava konusu eserin Bakanlık tarafından görevlendirilen ve tespit edilen pilot okullarda uygulanan bir proje olması nedeniyle, eserden kaynaklanan mali hakların da Bakanlığa ait olacağını; davacı …’nın eser sahibi olarak isminin eser üzerine yazıldığını; ayrıca kendisinden ayrı 14 eser sahibinin daha bulunduğunu; tek başına eldeki davayı açmayacağını; bunlardan ayrı olarak 2009 tarihli noter beyannamesinde bahsi geçen yaratının eser niteliğinde olmadığını ve bu nedenle de eldeki davanın açılmasının mümkün olmayacağını bildirerek davanın reddini istemiştir.
BİRLEŞEN DAVA DOSYASI (Ankara …FSHHM …K. )
DAVA:
Davacı … vekili dava ve replik dilekçelerinde, asıl dava davadaki dilekçesindeki olguları benzeri şekilde tekrar edip Ankara ….FSHHM.’nin … D. iş sayılı dosyası üzerinden tespit edilip bu dosyaya sunulan bilirkişi raporunda belirtildiği gibi T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı nezdinde tescil ettirilmiş 27.05.2011 tarih ve ME/1010 ve İEE1179 kayıt nolu eserlerinden kaynaklı ismin belirtilmesi ve eserinin bütünlüğünün korunmasına ilişkin manevi hakları ile eserlerinden kaynaklanan işlenme, çoğaltma, yayma ve temsile ilişkin mali haklarının ihlal edildiğini bildirerek, davalıların izin ve onay almadan dava konusu eserleri işleyip, çoğaltıp yaydıklarını; çekişmeli “Hafıza Teknikleriyle Yazarak Okuma” isimli eserin, davalılar tarafından … Özel Okulları logosunun da kullanılmak suretiyle “Bütünleşik Yöntemle Okuyorum Yazıyorum” ismi altında çoğaltılıp yayımlandığını; davalı … Bilgisayar’a ait dava dilekçesi ekinde yer alan Ek 4 nolu kartvizitte görüldüğü üzere, yine intihal edilmiş üç tip defterle birlikte 108,00.-TL bedel karşılığında satışa sunulduğunu; davacı …’nin adının kapak sayfasında çok küçük yazılmış olup eserde ismin belirtilmesine ilişkin manevi hakkın ihlal edildiğini; intihal edilmiş “Bütünleşik Yöntemle Okuyorum Yazıyorum” isimli kitap üzerine iliştirilmiş “PROJE ÜRÜNÜDÜR PARAYLA SATILMAZ” şeklindeki açıklamanın doğru olmadığını bildirerek; davalıların eylemlerinin haksız olduğunun tespitine ve tecavüzlerinin ref’i ile önlenmesine; mali hakların ihlali nedeniyle 5846 Sayılı Yasanın 68/1 maddesi gereğince fazlaya ilişkin hak-ları saklı kalmak koşuluyla açtıkları belirsiz alacak davalarının kabulü ile 1.000,00 x 3 = 3.000,00.-TL.’nin haksız eylem tarihinden itibaren ticari temerrüt faiziyle birlikte tahsiline; 5846 sayılı Yasanın 70/2 maddesi gereğince fazlası saklı 500,00.-TL maddi tazminatın haksız eylem tarihinden itibaren ticari temerrüt faiziyle birlikte tahsiline; manevi hakların ihlali nedeniyle 100.000,00.-TL manevi tazminatın haksız eylem tarihinden itibaren ticari temerrüt faiziyle birlikte tahsiline; mahkeme kararının Türkiye genelinde yayım yapan tirajı en yüksek üç gazetede ilanına; karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalılar … …, … ve … Bilgisayar vekili cevap ve düplik dilekçelerinde, asıl dava dosyasına dayalı olarak derdestlik itirazında bulunup esasa ilişkin olarak asıl davadaki argümanlarını benzeri şekilde tekrar etmiş, ayrıca dava dilekçesi ekinde sunulan belgede yazılı 108,00.-TL’nin çekişmeli eserin satış bedeli olmadığını belirterek açılan davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı …’ye ait olduğu iddia edilen “Hafıza Tekniği ile Okuma Yazma Yöntemi = Bazal Öğrenme Kuramı” isimli ilim eserinden kaynaklanan ismin belirtilmesi (md. 15) ve eser bütünlüğünün bozulması (md. 16) ile bahsi geçen ve yine davacı …’ye ait olduğu ileri sürülen “… …” isimli toplam iki ayrı eserle ilgili işleme (md. 21), çoğaltma (md. 22) ve yayma (md. 23) haklarının ihlali nedenine dayalı telif tazminatı istemlerine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Hükme esas alınan bilirkişi kurulunca düzenlenen 27/01/2020 tarihli ek raporda özetle: dava konusu “Hafıza Tekniği ile Okuma Yazma Yöntemi = Bazal Öğrenme Kuramı” isimli fikri ürünün 5846 sayılı FSEK kapsamında eser olarak kabul edilmesi mümkün görülmediğinden, eser bağlama koruma ilkesi gereğince, ortada bir eser olmadığından, eserden kaynaklanan hakların ihlal edilmesi de söz konusu olamayacağından, adı geçen eserin ihlaline dayalı davacı taleplerinin yerinde olmadığı: dava konusu “… …” isimli eserin dava dilekçesinde belirtildiğinin aksine müzik eseri olmasa da, 5846 sayılı yasanın 2. maddesi anlamında ilim eseri olabileceği, bu eserin sahibi olan davacının izin ve onayı olmadan kullanılmasının eserden kaynaklanan hakların ihlali olacağı, ancak varlığı iddia edi-len bu ihlal eylemiyle ilgili dosya kapsamında sayısal ya da fiziki ortamlarda yapılmış bir tespitle ilgili somut ve ikna edici bir delil mevcut olmadığından inceleme ve değerlendirme yapılamadığı; varlığı gerekli görülen delillerin sunulması halinde ayrıca inceleme ve değerlendirmenin yapılabileceği, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirmenin nihai olarak mahkememizce yapılacağı anlaşılmakla yeni heyetten rapor alınması veya mevcut bilirkişi heyetinden yeniden ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
GEREKÇE:
5846 sayılı FSEK’nun 1/B maddesinin ‘a’ bendinde eser, “sahibinin hususiyetini taşıyan ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsullerini” ifade eder. Buna göre bir fikri ürünün eser sayılabilmesi için iki koşulu birlikte gerçekleştirmesi gereklidir. İlk olarak fikri ürünün sahibinin hususiyetini taşıması, bir başka deyişle kendinden önce ortaya konmuş benzerlerine göre özgün bir niteliğe sahip olması gerekir. İkinci olarak bu fikri ürünün FSEK’nun ikinci ve devamı maddelerinde belirlenen eser kategorilerinden birine dahil edilebilmesi aranmalıdır.
Yasada fikir ve sanat eserlerinin çeşitleri ikinci maddede düzenlenen ilim ve edebiyat eserleri, üçüncü maddede yer verilen musiki eserleri, dördüncü maddede tanımlanan güzel sanat eserleri, beşinci maddede düzenleme bulan sinema eserleri ve son olarak altıncı maddedeki işleme ve derlemeler olarak sayma yöntemiyle belirlenmiş bulunmaktadır.
Yasa eser sahibini bir eseri meydana getiren kişi olarak belirlemiştir. (FSEK md. 8/1) Yasanın 9. maddesinde eser sahiplerinin birden fazla oluşu hallerine yer verilmiştir. Buna göre birden fazla kimsenin birlikte vücuda getirdiği eserin kısımlara ayrılması mümkünse, bunlardan her biri meydana getirdiği bölümün sahibi sayılır. Ancak birden fazla kimsenin iştirakiyle vücuda getirilen eser ayrılmaz bir bütün teşkil ediyorsa, bu takdirde eserin sahibi onu meydana getirenlerin oluşturduğu birliktir. (FSEK md. 10/1) Bu ikinci hale yasa eser sahipleri arasındaki birlik adını vermiştir. Yine eser sahipliği yönünden belirlenen karineler yasanın 11 ve 12. maddelerinde yer almaktadır. Buna göre FSEK 11 uyarınca yayınlanmış eser nüshalarında veya güzel sanat eserlerinin aslında eserin sahibi olarak adını veya bunun yerine tanınmış müstear adını kullanan kimse aksi kanıtlanıncaya kadar bu eserin sahibi sayılır. Yayımlanmış olan bir eserin sahibi, eser nüshalarında veya aslında mutat olduğu şekilde belirtilmemiş ise bu takdirde eseri yayımlayan, o da belli değilse çoğaltan eser sahibine ait hak ve yetkileri kendi adına kullanabilir.
Diğer taraftan memur, hizmetli ve işçilerin işlerini görürken meydana getirdikleri eserler üzerindeki mali hakları, kullanma yetkisi aralarındaki sözleşmeden veya işin mahiyetinden aksi anlaşılmadıkça, bunları çalıştıran veya tayin edenlerce kullanılır. Tüzel kişilerin organları hakkında da bu kural uygulanır. (FSEK 18/1).
Eser sahibinin kullanabileceği mali haklar, FSEK 21 ve devamında düzenlenmiştir. Buna göre, mali haklar, FSEK’nun, 21. maddesindeki işleme hakkı, 22. maddesinde düzenlemesini bulan eserin aslı veya kopyalarının herhangi bir şekil veya yöntemle tamamen veya kısmen, doğrudan veya dolaylı, geçici veya sürekli çoğaltma hakkı; 23. maddede belirlenen eserin aslını veya çoğaltılmış nüshalarını kiralama, ödünç verme, satışa çıkarma veya diğer yollarla yayma hakkı; 24. maddede doğrudan veya dolaylı olarak bir eserden ses veya resim nakline yarayan aletlerle umumi mahallerde okumak, çalmak, oynatmak, göstermek gibi temsil suretiyle faydalanma hakkı; 25. maddedeki işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkı olarak belirlenmiş bulunmaktadır.
Manevi haklar ise Yasa’nın 14-17.maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre, eser sahibi, eserinin umuma arz ve yayımlanma zamanı ve tarzını belirleme (FSEK md.14); adın belirtilmesi (FSEK md 15); eserde değişiklik yapılmasını men (FSEK md. 16) ve bir kısım eserler yönünden geçerli bulunan zilyed ve malike karşı ileri sürülebilecek eserin aslına ulaşma haklarına sahiptir. Manevi haklar mali hakların aksine, bir başkasına devredilemez ve vazgeçilemez haklardır. Ancak bu hakların kullanılması yetkisi bir başkasına bırakılabilir.
Hafıza Tekniği ile Okuma Yazma Yöntemi = Bazal Öğrenme Kuramı Hakkında:
Tanımda görüldüğü üzere bir fikri ürünün 586 sayılı Yasa anlamında eser olarak kabul edilebilmesi için, öncelikle yasada tanımlanan eser gruplarından birine dahil olması (objektif eser şartı), ayrıca yaratıcının hususiyetinin eserde somutlaşıp algılanabilir olması gerekecektir.
Dava konusu “Hafıza Tekniği ile Okuma Yazma Yöntemi = Bazal Öğrenme Kuramı” isimli fikri ürünün Yasa’nın 2. maddesinde geçen ve her hangi bir şekilde dil ve yazı ile ifade olunan eserler grubu içinde kaldığı hususunda duraksama yoktur.
Öte yandan, Yasa’nın 2. maddesinde bahsi geçen hususiyet ayrıca ve açıkça tanımlanmamış olsa da konu uygulama ve doktrinde tartışılıp değerlendirilmiştir.
-Hirsch’e göre, eser herkes tarafından meydana getirilemeyen ve ancak yaratıcı bir fikri çalışmanın ürünü olabilir; Herkes tarafından meydana getirilebilen alelade çalışmalar bir bütünlük arz eden fikri ürün niteliğinde taşısalar bile eser sayılmazlar.
-Arslanlı’ya göre, eserde hususiyet muhtelif nitelik ve derecelerde olabilir. Sadece sahibinin özelliğini yüksek düzeyde taşıyan eserlere korunma sağlanması doğru değildir. Hususiyetin eser sahibine nispet edilebilecek fikri çalışmanın nispi bağımsızlığında aramak gerektiğini kaydetmektedir.
-Ayıter’e göre, hususiyet tek olma ya da var olandan başka olmak şeklinde anlaşılması gerektiğini beyan etmiştir.
Burada belirtilmesi gereken bir diğer husus, hususiyet aslında eser sahibinin yaratıcılığının eserde somutlaştırılmış olmasıdır. Bahsi geçen bu somutlaştırma ve algılanabilir olma, eser sahibine göre değişiklikler gösterir. Örneğin, aynı manzaranın her hangi bir insanın yapabileceği bir ekilde gözlenip tanımlanması sıradan bir tespit ve/veya gözlem iken, aynı manzaranın bir yazar ya da uzman tarafın-dan gözlenip anlatılması bir roman olabilir. Fikri ürünün konusu aynı olsa da, aynı konunun farklı mü-elliflerce hususiyetlerinin yansıtılması suretiyle farklı yorumları ve anlatımları iki ayrı eserin varlığını gerekli kılabilir. Kısaca eserde somutlaşması aranan ve eser sahibine nispet edilmesi zorunlu görülen hususiyet sıradan olmamak, var olandan farklı olmak, bir başka eserin kopyası yada intihali olmamaktır.
Dava konusu “Hafıza Tekniği ile Okuma Yazma Yöntemi = Bazal Öğrenme Kuramı” isimli fikri ürünle ilgili olarak, dava konusu “Hafıza Tekniği ile Okuma Yazma Yöntemi = Bazal Öğrenme Kuramı” isimli fikri ürünün gerek bileşenleri, gerekse bütünsel bağlamda 5846 sayılı FSEK’in 2. maddesi anlamında bir ilim eseri olmadığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan, eser bağlamında koruma ilkesi (md. 13) gereğince, eserden kaynaklanan mali ve manevi hakların ihlalinden söz edilebilmesi için öncelikle ortada yasal anlamda korunacak bir eser olmalı, ayrıca bu eserden kaynaklı hakların ihlal edilmesi gereklidir. Bir başka anlatımla, ortada FSEK anlamında korunması mümkün olabilecek bir eser yoksa, eserden kaynaklanan hakların ihlali de mümkün olmayacaktır.
Açıklanan nedenlerle dava konusu “Hafıza Tekniği ile Okuma Yazma Yöntemi = Bazal Öğrenme Kuramı” isimli fikri ürünün eser niteliğinde olmadığı anlaşıldığnıdan, davacı …’nın eserden kaynaklı manevi ve mali haklarının ihlali nedenine dayalı taleplerinin usul ve yasayla uyarlı olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Harflerle … İsimli Fikri Ürün Hakkında:
Dava dilekçesinde “Harflerle …” isimli fikri ürünle ilgili olarak davacının izin ve onayı alınmadan işlenip bütünlüğünün bozulması suretiyle çoğaltılıp, temsil edildiği iddia edilmiştir.
“Harflerle …” isimli fikri ürünle ilgili olarak yapılan incelemede, davacı …’nin 23 Mayıs 2011 tarihinde Çorum 2. Noterliğinden çıkarttığı beyannamede, “Harflerle … Başlıklı Okuma Yazma Öğreniminde Yardımcı Yöntem Olarak Kullanılmak Üzere 29 Harfi Kapsayan Şarkı Sözleri” bulunan eserin telif haklarının kendisine ait olduğuna dair beyanı dosya içerisindeki belgelerde görülmektedir.
Mahkememizce T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan istenen 28 Aralık 2012 tarihli belgenin ekindeki CD’nin içeriğinden; 23 Mayıs 2011 tarihinde Çorum 2. Noterliğinde tasdik ettirilmiş olan “Harflerle …” (… …) adlı eserin sözlerinin aynısı Word formatında kayıtlı olduğu, yetkililerce bu eserin T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na kayıt- tescil tarihinin de 27 Mayıs 2011 olarak belirtilmiştir. Bu eserin ses kaydı da CD içeriğinde mevcuttur. Bu ses kaydı bilgisayar ortamında açılarak bilirkişi heyetince incelenmiştir.
Müzik terminolojisinde Beste tanımı, “Müzik, ezgi, melodi” olarak bilinmektedir. Söz konusu … … adlı eserde ise bilirkişi heyetince yapılan tespite göre melodi unsuruna rastlanmamıştır. … … adlı çalışma, konuşma tonunda söylenen (melodik hattı bulunmayan) ve ritmik “tekerleme” tarzında bir eğitim materyalidir.
Her ne kadar dava konusu … … adlı eser müzikal anlamda beste olarak kabul edilmese ve “Musiki Eseri” şeklinde beyan edilerek tescil ettirilmiş ise de, 5846 sayılı Yasa’nın 13. maddesi kapsamında yapılan bu tür bir tescilin bağlayıcı olmayacağı düşünüldüğünden, dava konusu … … isimli fikri yaratı müzik eseri olarak değerlendirilmemiştir,
Bunlardan ayrı olarak çekişmeli … … yukarıda belirtildiği gibi tartışmasız bir öğretim materyalidir. Ayrıca her ne kadar bu tür bir yöntem çok eski tarihlerden bu yana bilinip kullanılan bir usul olsa da, dava konusu … … kendi türü içinde yaratıcısının kattığı hususiyet sonucunda ayrışmış ve benzerlerinden farklılaşıp 5846 sayılı Yasanın 2. maddesi anlamında ilim eseri olarak kabul edilebilecek bir özeliği kazanmıştır.
Bu nedenle … … isimli fikri ürünü müzik eseri olarak değil, ilim eseri olarak benimsenmiştir.
Dava dilekçesinde, davacı … dava konusu … … isimli musiki eserinin de, kendisinden izin ve onay alınmadan davalı eğitim kurumu olan … Okullarında kullanıldığını, işlendiğini ve çoğaltılıp temsil edildiğini iddia etmiş ise de, dava dosyası 3 büyük klasörden oluşmakta olup içerisinde toplam 14 adet CD ve DVD ekleri mevcuttur. Bu eklerin büyük çoğunluğu sınıf ortamında çekilmiş ve dava konusu … … isimli eserin kullanımına ait olmayan videolardan oluşmaktadır. Dosyada bulunan yüzlerce saatlik bu video kayıtları bilirkişi marifeti ile incelenmiştir. Yapılan inceleme sonucunda, “… Okullarında … … şarkısının eğitim materyali olarak kullanıldığına dair bir bulguya rastlanmamıştır.”
Açıklanan nedenlerle, dava konusu “Hafıza Tekniği ile Okuma Yazma Yöntemi = Bazal Öğrenme Kuramı” isimli fikri ürünün 5846 sayılı FSEK kapsamında eser olarak kabul edilmesi mümkün görülmediğinden, eser bağlama koruma ilkesi gereğince, ortada bir eser olmadığından, eserden kaynaklanan hakların ihlal edilmesi de söz konusu olamayacağından, adı geçen eserin ihlaline dayalı davacı taleplerinin yerinde olmadığı: dava konusu “… …” isimli eserin dava dilekçesinde belirtildiğinin aksine müzik eseri olmasa da, 5846 sayılı yasanın 2. maddesi anlamında ilim eseri olabileceği, bu eserin sahibi olan davacının izin ve onayı olmadan kullanılmasının eserden kaynaklanan hakların ihlali olacağı, ancak varlığı iddia edilen bu ihlal eylemiyle ilgili dosya kapsamında sayısal ya da fiziki ortamlarda yapılmış bir tespitle ilgili somut ve ikna edici bir delil mevcut olmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
I-Asıl dava dosyası bakımından;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcının peşin alınan 326,70-TL harçtan mahsubu ile bakiye 267,40-TL’nin hükmün kesinleşmesini müteakip istem halinde davacıya iadesine,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
II- Birleşen dava dosyası bakımından;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 59,30-TL karar harcının peşin alınan 1.767,55-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.708,25-TL’nin hükmün kesinleşmesini müteakip istem halinde davacıya iadesine,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 5.900,00-TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/04/2021

Katip … Hakim …
¸ ¸